• Sonuç bulunamadı

Fakir Hoca'ya direnmek düşer

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fakir Hoca'ya direnmek düşer"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

8 EKİM 1999 CUMA

BÎR BAKIMA

SERVER TANİLLÎ_________

Fakir Hoca'ya

Direnmek Düşer...

Niyazi Altunya’nın, iki yıl arayla -birbirinden

güzel- iki kitabı yayımlandı. 1996’da Ürün Ya­ yınlarında çıkan Eğitim-lş Deneyimi adlı çalış­ masında Sayın Altunya, 1990’da Türkiye’nin ilk kamu görevlileri sendikası olarak kurulup 1995’te EĞİTİM-SEN’e katılan EĞİTİM-İŞ’İ, da­ ha uzun adıyla “Eğitim İşkolu Kamu Görevlile­

ri Sendikası"nı anlatıyor. Hatırlatmaya gerek

yok: Bu, çağından sorumlu yiğit insanların ese­ ri, hak aramanın ve demokrasi kültürünün de bir

“okul"u oldu. Kuruluşundan kapanışına kadar

genel başkanlığında bulunup bu "deneyim” i bizzat yaşamış olan bir kişinin kaleminden çı­ kan kitap, gelecek için nasıl da aydınlatıcı ve öğ­ retici!

Sayın Altunya’nın 1998’de yine aynı yayınlar­ da çıkan ikinci kitabı, Türkiye’de öğretmen ö r ­

gütlenmesi adını taşıyor; 1908’den 1998’e uza­

nan bir 90 yıllık mücadelenin öyküsü. Yine o ça­ ğından sorumlu yiğit insanların, daha güzel bir gelecek adına verdikleri kavganın dile getirilişi, öğretmen örgütlenişimiz her aşamasında ve her noktasında öğreticidir, derslerle doludur. Onu araştırmak, eğitim tarihimize bir hizmettir. Bu bilinçle emek harcamış olan Niyazi Altun- ya’yı gönülden kutlarım.

Daha nice güzel çalışmalara, derim. ★

Bu konulardan söz edildiğinde, 1960’lı ve 70’li yılları, giderek bir TÖS’ü, bir TÖB-DER’i hatır­ lamamak imkânsızdır. TÖS, “ Türkiye ö ğret­

menler Sendikası"nı dile getiriyordu ve 1961

Anayasası’nın başlattığı liberal ve özgürlükçü dönemin bir kuruluşuydu. 12 Mart 1971 darbe­ sinin kurbanı olunca da, onun devamı niteliğin­ de TÖB-DER, yani “ Türkiye öğretmenler Bir­

leşme ve Dayanışma Derneği" kurulur ve kuru­

lurken de TOS Genel Başkanı ve öteki yöneti­ cilerinin oluru alınır.

TÖS Genel Başkanı’nın adını, Fakir Bay-

kurt’u da unutmak mümkün müdür?

TÖS kurulduğunda ve başına da o getirildi­ ğinde, Fakir Baykurt, Yılanların Öcü’nü, Efen­

dilik Savaş/’nı, Onuncu Köy'ü, Irazca'nın Dirli- ğ i’ni, Kaplumbağalar'ı yazmış, ününün doru­

ğunda bir romancı idi. Bu söylediklerimize da­ ha sonraki yıllarda başka eserlerini katacak ve haklı şöhretini perçinleyecektir.

Fakir Baykurt’un sadece roman ve öyküyle yetinmesi mümkün müydü? Hayır! Sanatçı ola­ rak yaptıklarına, Köy Enstitülü olmanın da ge­ tirdiği bir sorumlulukla, daha ilerde bir eğitim, daha insanca bir toplum yolunda kavgayı ek­ ler.

örnek mi istiyorsunuz?

TÖS, 4-8 Eylül 1968’de, Ankara’da “Devrim­

ci Eğitim Şûrası" adıyla bir toplantı düzenlemiş­

ti. Sendikanın, mesleğin ve ülkenin temel sorun­ ları üzerinde düşünme ve çözüm yolları arayıp bulma yolunda gerçekleştirdiği bu toplantıda, Fakir Baykurt’un Genel Başkan olarak yaptığı

“açış konuşması", eğitim tarihimizin bir “mani- festo”su gibidir.

Ne mi anlatır Fakir Baykurt orada?

“Makûs” tarihimizi döker ortaya, eğitim dü­

zenimizin yaralannı, halka yabancı çehresini sergiler; dış güçlerin, emperyalizmin rolünün al­ tını çizer ve sonra da toplumun ihtiyaç duydu­ ğu yeni eğitimin ne olması gerektiğini, kurum ve yöntemleriyle belirtir.

“Toplumcu bir eğitim"bir istenen.

Öğretmenler, gençlerle beraber, bunun ger­ çekleşmesinde görev sahibidirler; "tarafsız” ka­ lamazlar, halkın yanındadırlar.

Ulusal bağımsızlık, ulusal kültür ve eğitim... Şu satırları okur musunuz? “ Toplumların kur­

tulmasında ve kalkınmasında, eğitimcilere dü­ şen başlıca görev, onları uyandırmak ve yetiş­ tirmektir. Kurumlarda ve kurum dışında, eğitim­ ciler, bu görevlerini tam yapmıyorlarsa ya da yapmaları engelleniyorsa; toplumlar bunun olumsuz sonuçlarına mahkûm edilemezler. Eği­ timciler, toplumlar/ uyandırma ve yetiştirme gö­ revlerini tam yapmanın yolunu ve olanağını ara­ yıp bulmak zorundadırlar. ”

Fakir Baykurt, bu çağından sorumlu, bu halk­ tan yana uyarıcı ve uyandırıcı ses, bugün Al­ manya’da bir hastanede yatmaktadır. Sağlığın da hastalığın da insanlar için ne denli “doğal” olduğunu bilmez değiliz. Bu yıl 70 yaşına gir­ miş büyük sanatçı, dileriz en yakın birtarihte sa­ pasağlam ayağa kalksın ve aramıza karışarak kavgaya kaldığı yerden katılsın.

Bütün ömrünce direnmiş olan Fakir Hoca’ya direnmek düşüyor bugün de.

Ha gayret sevgili Hocam!..

aengin@doruk.net.tr.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Buğday ve tahıl üretimini baltalayan politikalardan sonra AKP Hükümeti'nin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Türkiye'nin ya ğlı tohumların üretimini artırması

İklim değişikliğiyle başa çıkmalarına yardımcı olmak için Güney ülkelerine uyum fonları verilmesinin destekleyici rolünü kabul ediyor, Kuzeyin ya şadığımız

fiema, flüphelinin sözko- nusu suçla ilgili olarak sorulan sorula- ra verdi¤i fizyolojik yan›tlar›n yan› s›- ra, kontrol sorular›na verdi¤i yan›tlar› da

Hukuk İzmir şi­ mal mıntakası heyeti merkezi yesi «İstanbul’da miting heye ti başkanlığına ve gazetelere» aşağıdaki telgrafı çekmiştir: I «Sevgili

Araştırmacılara göre, fosil yakıt tüketen otomobillerle elektrikli otomobiller arasında karbon salımı açısından var olan makas ileride kapanmayacak, elektrik güç şebekeleri

(Orman) da birinci planda görülen odun yüklü eşek ile ardındaki köylünün, resimde perspektif isteyenler için, çevresine göre küçük nispettedir. Fakat bunu

Bunlardan biri­ ne Molla Yunus, Sünni Yunus; ötekine Derviş Yunus, Sûfi Yunus diyebiliriz.”.. Bu görüşten yola çıkan yazar Yunus Emre’nin iki dö­ nemine ait ve aynı

Zehra lpşiroğlu’nun "Tiyatroda Devrim” adlı çalışması, dünyada ve Türkiye’de bir devrim niteliğini hak eden yabancılaştırmacı tiyatronun derli toplu