• Sonuç bulunamadı

Uluslararası ilişkilerde bir dış politika aracı olarak dış yardımlar: ABD ve Türkiye örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uluslararası ilişkilerde bir dış politika aracı olarak dış yardımlar: ABD ve Türkiye örneği"

Copied!
96
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı

Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı

Uluslararası İlişkilerde Bir Dış Politika Aracı Olarak Dış Yardımlar: ABD ve Türkiye Örneği

Yüksek Lisans Tezi

Danışman Prof. Dr. Birol AKGÜN

Hazırlayan

İsmail KÜÇÜKBAYRAK 084229001011

(2)

Ö ğ ren ci n in

Adı Soyadı İsmail KÜÇÜKBAYRAK

Numarası 084229001011

Ana Bilim / Bilim Dalı Uluslararası İlişkiler

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. Birol AKGÜN

Tezin Adı

Uluslararası İlişkilerde Bir Dış Politika Aracı Olarak Dış

Yardımlar: ABD ve Türkiye Örneği

ÖZET

Bir dış politika aracı olarak dış yardımlar 18. yüzyıldan beri kullanılmakla birlikte asıl önemini Soğuk Savaş ile birlikte kazanmıştır. Soğuk Savaş döneminde birçok ülke etki alanlarını artırmak için dış yardımları sürekli olarak kullanmışlardır. Dış yardımları etkin olarak kullanan ülkelerden biri de ABD’dir. ABD Soğuk Savaş’ın ilk yıllarından bugüne kadar çok farklı ülkelere farklı amaçlarla dış yardımlarda bulunmaktadır. Bu yardımların hepsini ekonomik ve siyasal amaçlı olarak değerlendirmek mümkün değildir. İnsani yardımlar başta olmak üzere acil müdahale yardımları ve diğer yardımlar Amerikan yardımlarında önemli bir dilimi oluşturmaktadır. Amerikan yardımları 1961 yılından itibaren USAID (United States Agency for International Development) bünyesinde dağıtılmaktadır. ABD yardımları bir dış politika aracı olarak dış yardımların anlaşılmasında en iyi örnektir. Türkiye ise Soğuk Savaş’ın sonra ermesi ile bölgesinde yaşanan gelişmelerin de etkisi ile dış yardım veren ülkeler arasında önemli bir pozisyon edinen ülkelerden biri olmuştur. Özellikle 1992 yılında kurulan TİKA’nın da (Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı) etkisi ile Türkiye başta bölge ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesine dış yardımda bulunan bir ülke haline gelmiştir. Dış yardımlar Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte giderek daha etkin bir aktör olmasını sağlamıştır.

(3)

Ö ğ ren ci n in

Adı Soyadı İsmail KÜÇÜKBAYRAK

Numarası 084229001011

Ana Bilim / Bilim Dalı Uluslararası İlişkiler

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. Birol AKGÜN

Tezin İngilizce Adı

SUMMARY

Foreign aid has been used as a foreign policy tool since 18th century but gained significant importance with the Cold War. During the Cold War many countries permanently used foreign aid in order to expand their influence areas. One of these countries is U.S.A. Since the early years of the Cold War U.S.A. has been providing foreign aid to many different countries for various purposes. It is not possible to categorize all of them as having economic and political purposes. Most of the aid provided is comprised of humanitarian relief, emergency intervention relief and other kinds of foreign aid. U.S.A. has been providing aid via USAID (United States Agency for International Development) since 1961. U.S.A. aid is the best exemplar in order to understand the role played by foreign aid in foreign policy. Turkey, on the other hand has become one of the most important aid providers in its region after the end of the Cold War. Especially due to the activities of TIKA (Turkish International Cooperation and Development Agency) established in 1992, Turkey has become an aid provider to the countries in its region and to many other countries in the world. Foreign aid has gradually rendered Turkey a more effective actor both regionally and globally.

(4)

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ ... 5

BİRİNCİ BÖLÜM BİR DIŞ POLİTİKA ARACI OLARAK DIŞ YARDIM: KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve TANIMLAR 1.1. Kavramsal Çerçeve ve Tanımlar ... 9

1.2. Dış Yardım Çeşitleri ... 14

1.2.1. Resmi Kalkınma Yardımı ... 17

1.2.2. Bağış Olmayan Resmi Kalkınma Yardımları ... 20

1.2.3. Diğer Resmi Akımlar ... 21

1.3. Dış Yardımların Amaçları ve Sonuçları ... 22

1.4. Devletlerin Dış Yardımda Bulunma Nedenleri ... 24

İKİNCİ BÖLÜM DIŞ YARDIM/KALKINMA YARDIMLARI İLE İLGİLİ TEORİK TARTIŞMALAR 2.1. Dış Yardımlar ile İlgili Tartışmalar ... 27

2.2. Dış Yardımlar İle İlgili Eleştiriler ... 28

2.3. Dış Yardımların Etkinliği Sorunu ve OECD’nin Rolü ... 35

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ VE DIŞ YARDIMLAR 3.1. ABD’nin Dış Yardımları ... 45

3.2. Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (United States Agency for International Development-USAID) ... 50

(5)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM DIŞ YARDIM VE TÜRKİYE

4.1. Türkiye’nin Aldığı Dış Yardımlar ... 59

4.2. Türkiye’nin Yaptığı Dış Yardımlar ... 65

4.3. Türkiye’nin Kalkınma Yardımları ve TİKA... 73

4.3.1. TİKA Öncesi Kurumsal Yapı ... 73

4.3.2. Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı-TİKA ... 75

4.3.3. TİKA'nın Görevleri: ... 75

4.3.4. Statüsü ve Amacı: ... 76

4.3.5. Görev Alanı: ... 77

4.3.6. Organizasyon Yapısı: ... 78

4.4. Dış Yardımların Türkiye’nin Dış Politikası’ndaki Yeri ve Önemi ... 81

SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDİRME ... 84

(6)

Giriş

Uluslararası ilişkilerde devletlerin dış politikalarını yönlendiren birçok faktör vardır. Devletler uluslararası ilişkilerin önceki asırlara göre daha çok derinlik kazandığı 20. Yüzyılda birçok dış politika aracını, amaçlarını gerçekleştirmek için kullanmışlardır. Bu yüzyılda devletlerin sıklıkla kullandıkları dış politika aracından biri de dış yardımlar ya da başka bir isimlendirme ile kalkınma yardımları olmuştur. Dış yardımlar her ne kadar yardım amaçlı olsa da devletlerin ekonomik veya siyasal sonuçlar almak için başvurdukları araçlardan biridir. Özellikle Soğuk Savaş döneminde ABD ve SSCB’nin etki alanlarını artırmak için dış yardımları sürekli kullandıkları bilinen bir gerçektir. Soğuk Savaş ortamının da etkisi ile dış yardımlar, devletlerin dış politikada sonuç alma açısından etkili olarak kullandıkları bir dış politika aracı halini almıştır.

Bir ülkeden başka bir ülkeye mal, hizmet ve teknik bilgi transferi şeklinde gerçekleşen her türlü aktarımlar olarak tanımlanabilecek dış yardımın uluslararası ilişkilerde bir dış politika aracı olarak kullanılması 18. yüzyıla kadar gider. İngilizler ilk olarak kendi sömürgelerine dış yardımda bulunarak dış yardımın kurumsallaşmasını sağlamışlardır.1 Soğuk Savaş’ın ilk yıllarından itibaren ise politikacılar ve ekonomistler kalkınmanın GSMH’daki büyüme ile eş değer olduğunu düşünerek, kalkınma sorunsalının hızlıca halledebileceğini varsaymışlardır. Onlara göre çözüm; teknik ve parasal yardımı kalkınma politikalarının bir aracı haline getirmekti. Ancak gelişme konusunun oldukça karmaşık ve birçok dinamiği içerdiğini çok geçmeden anladılar.

İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra, Avrupa’nın tahrip olması dolayısıyla ABD, Avrupa’ya yönelik olarak bir ekonomik yardım programı hazırladı. Truman Doktrini ve Marshall Planı, bu yardım programının bir parçası olarak hayata geçirilmiştir.2 Ancak yardım programının kapsamı özellikle Bağlantısızlık Hareketi’nin doğması ve Sovyetler Birliği’nin komünist rejimleri yayma çabasına paralel olarak Üçüncü Dünya’yı da içine alacak şekilde genişletildi. Sovyetler Birliği de Amerikan yardım programlarının benzerini uygulamaya başladı. Mısır devlet başkanı Cemal Abdül Nasır’ın Aswan Barajı

1 Tayyar Arı, Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika, İstanbul, Alfa Yayınları, 2006, s. 377.

2 Barış Ertem, “Türkiye-ABD İlişkilerinde Truman Doktrini ve Marshall Planı”, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 12 Sayı 21, Haziran 2009, s. 380.

(7)

projesi için istediği yardımın verilmemesi ve devreye Sovyetler Birliği’nin girmesi, yardım programları rekabetinin miladı olarak görülebilir. 1953 yılında Stalin’in ölmesi ve N. Khrushchev’in yönetimi devralmasıyla birlikte Sovyetler Birliği, Üçüncü Dünya ülkelerine her türlü ekonomik yardımı yapacağının altını çizdi.

1960’lara kadar ikili dış yardımlar 1970’lerden sonra çok taraflı bir nitelik almaya başlamış ve daha çok uluslararası örgütler ve sivil toplum kuruluşları yoluyla dağıtılmıştır. İlk başlarda kısa süreli siyasal amaçlar sağlamak için kullanılan dış yardımlar daha sonra hem ilişkilerin boyutunun artması, az gelişmişlik, bağımlılık, uluslararası kurumsallaşma gibi faktörlerin de etkisiyle çeşitlenmeye başlamıştır. Özellikle Birleşmiş Milletler ve OECD gibi kuruluşlar dış yardımların artırılması, az gelişmiş ülkelere aktarılması konusunda önemli çalışmalarda bulunmaktadır ve dış yardımların oranı her geçen yıl artış göstermektedir. Bugün dünya çapında yapılan toplam resmi kalkınma yardımlarında başı ABD ve Japonya çekmektedir.

ABD 1961 tarihinde kabul ettiği Dış Yardım Yasası çerçevesinde dış yardımlar konusunda o günden bugüne değin hep ilk sırada yer almaktadır. ABD Soğuk Savaş’ın ilk yıllarından bugüne dünyanın her bölgesinden çok farklı ülkelere dış yardımlarda bulunmaktadır. Bu yardımların hepsini ekonomik ve siyasal amaçlı olarak değerlendirmek mümkün değildir. İnsani yardımlar başta olmak üzere acil müdahale yardımları ve diğer yardımlar Amerikan yardımlarında önemli bir dilimi oluşturmaktadır. Amerikan yardımlarının resmi olarak USAID (United States Agency for International Development) bünyesinde tespiti mümkün olsa da başta askeri yardımlar olmak üzere bazı yardımların miktarını ve hangi ülkelere verildiklerini tespit edebilmek mümkün değildir. ABD yardımları bir dış politika aracı olarak dış yardımların anlaşılmasında en iyi örnek olduğu için bu çalışmada örnek olay olarak ele alınmıştır.

Türkiye de özellikle 1990’lı yıllarında başından itibaren Soğuk Savaş’ın sonra ermesi ile çevresinde yaşanan gelişmelerin de etkisi ile dış yardım veren ülkeler arasında önemli bir pozisyon edinen ülkelerden biri olmuştur. Özellikle 1992 yılında kurulan TİKA’nın da (Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı) etkisi ile Türkiye başta bölge ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesine dış yardımda bulunan bir ülke haline gelmiştir.

(8)

Türkiye özellikle Soğuk Savaş zamanında olmak üzere hem dış yardım alan bir ülke olması hem de dış yardımda bulunan bir ülke olması anlamında bu çalışmada ikinci örnek olay olarak seçilmiştir. Ancak Türkiye’nin yaptığı dış yardımların yıllara göre dağılımı konusunda 2004 yılına kadar sağlıklı verilerin olduğunu söyleyebilmek zordur. 2004 yılı öncesinde Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde yürütülen çalışmalar, 2004 yılından itibaren TİKA’ya devredilmiş ve TİKA bu konuda tek yetkili mercii olmuştur. Bu değişim dış yardımlar konusunda daha sağlıklı bilgilere ulaşmamızı sağlamıştır. Bu dönem ile birlikte hem veriler daha sağlıklı hem de TİKA tarafından yapılan dış yardım verilerindeki kalemlerin sayıları artmıştır. Bu nedenlerden dolayı bu tez, özellikle 2004 sonrası döneme odaklanacaktır.

Toplam dört bölümden oluşan bu tezin birinci bölümünde bir dış politika aracı olarak dış yardımın ne olduğu konusu ele alınacak ve dış yardımın çeşitleri tanımlanacaktır. Dış yardımların neden verildiği ve hangi sonuçlara ulaşılmak için bu tür yardımlara başvurulduğu da tartışılacaktır. Bir devletin neden başka bir devlete dış yardımda bulunduğu sorusuna yanıt aranacaktır. Tez boyunca hem teorik çerçevenin çizildiği bölümde hem de çalışmanın diğer bölümlerinde sadece devletten devlete yapılan dış yardımlar üzerinde durulacaktır. Tezin ikinci bölümünde ise dış yardım ile ilgili teorik tartışmalar üzerinde durulacaktır. Dış yardımların ne kadar etkin olduğu, yardımı alan ve yapan ülkelerin dış yardımdan bekledikleri ve dış yardımlara yönelik eleştirilerin neler olduğu tartışılacaktır. Bu bölümde özellikle giderek önem kazanan uluslararası kurumların dış yardımların etkinliğindeki yeri OECD örneği üzerinden ele alınacaktır. Üçüncü bölümde ise ABD’nin dış yardım tarihi kısaca ele alındıktan sonra yıllara göre dağılımı analiz edilecektir. ABD yardımlarının özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemdeki durumu çalışmanın bu bölümünün odağını oluşturacaktır. ABD’de dış yardımlar konusunda temel kurumsal yapı olan USAİD’in oynadığı rol analiz edilecektir. Dış yardımların ABD dış politikasında ifade ettiği anlam ele alınacaktır. Dördüncü ve son bölümde ise Türkiye’nin hangi ülkelere ve hangi dış politik amaçlar ile dış yardımda bulunduğu ele alınacaktır. Türkiye’de dış yardımlar ile ilgili kurumsal yapı analiz edilecek ve bu bölümde TİKA ile ilgili ayrıntılı bilgiler verilecektir. Türkiye’nin dış yardımlarının Türk dış politikası için ne anlam taşıdığı da bu bölümde tartışılacaktır.

(9)

ABD’nin yaptığı dış yardımlar analiz edilirken USAID’in verileri temel kaynak olarak kullanılırken, Türkiye’nin yardımlarında ise 1992 yılında Başbakanlığa bağlı olarak kurulan TİKA’nın verileri esas alınacaktır. Hem USAID hem de TİKA’nın kurumsal yapısı ve görevleri çalışmanın ilgili bölümlerinde kısaca ele alınacaktır. Sonuç ve genel değerlendirme bölümünde ise dış yardımların hem ekonomik ve hem de politik sonuçları değerlendirilecek ve her ne kadar Soğuk Savaş döneminin bir aracı olsa da dış yardımların hala dış politikada etkin bir araç olduğu vurgulanacaktır.

(10)

BİRİNCİ BÖLÜM

BİR DIŞ POLİTİKA ARACI OLARAK DIŞ YARDIM: KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve TANIMLAR

1.1. Kavramsal Çerçeve ve Tanımlar

Dış yardım, kısaca bir ülke veya uluslararası kuruluşun bir başka ülkeye hibe veya tavizli kredi şeklinde aktardığı kaynaklar olarak tanımlanabilir.3 Bir ülkeden diğerine mal, hizmet ve teknik bilgi transferi şeklinde gerçekleşen dış yardım aslında bir dış politika aracı olarak uluslararası ilişkilerde eskiden beri kullanılmaktadır. 18. Yüzyılda devlet adamları meslektaşları olan diğer devlet adamlarına birtakım işleri yaptırmak için düzenli olarak rüşvet vermekteydiler. Bunun yanında diğer devletlere belli politik amaçları için insan gücü veya savaş malzemesi şeklinde askeri yardım da yapmaktaydılar. Bugün ekonomik gereksinmeler ve bu yöndeki beklentilerin karşılanması dünya nüfusunun yaklaşık %65’i için büyük olduğu kadar acil çözüm bekleyen bir sorun halindedir. Ekonomik kalkınma tüm ülkelerin hedefi olmakla beraber bu amacı kendi olanakları ile gerçekleştiremeyecek durumda olan az gelişmiş ülkeler açısından dış yardım büyük önem taşımaktadır. Dış yardımlar konusunda geçmişte olduğu gibi günümüzde de hem alan ülkeler hem de dış yardımda bulunan ülke açısından birtakım beklentiler söz konusudur. Alan ülke bu yardımlar ile kısa vadeli finansman krizini çözmeyi, teknolojisini yenilemeyi yeni sanayi dallarında yatırım yapmayı veya siyasal istikrarı ve askeri güvenliğini sağlamayı düşünürken; dış yardımda bulunan devletler de dış yardımlar üzerinden kısa ya da uzun vadeli siyasal ve ekonomik amaçlarını gerçekleştirmeyi düşünmektedir. Sonuçta dış yardım yaygın olarak dış politikanın önemli bir unsuru olarak görülmektedir.4

Dış yardımlar gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere, piyasa cari faiz hadlerinden daha düşük faizle ve daha uzun geri ödeme süreleri ile sağladıkları kredileri, hibe ve teknik yardımları, gıda yardımlarını ve çok taraflı kuruluşlara yapılan katkılar ile program ve proje kredilerini kapsamaktadır. Dış kredinin dış yardım niteliği taşıması

3 Nuri Birtek, Türkiye’nin İkili Dış Yardımları: 1992–1996, Ankara, DPT Yayınları, 1998, s. 2 4 Arı, a.g.e, s. 377.

(11)

tamamen onun koşullarından ileri gelmekte olup geri ödeme gerektirip gerektirmediğine göre hibe ve kredi diye ayrılmaktadır. Bir projenin finansmanında kullanılmak üzere verilmişlerse proje kredisi, genel olarak ödemeler bilançosunun finansmanında kullanılacaklarsa program kredisi adını alırlar. Yardımı verenin mallarının satın alımı kaydıyla verilen krediler bağlı kredi, böyle bir kayıt taşımayanlar serbest yardımlardır. Yardımlar para seklinde verilirse mali yardım, teknik bilgi yardımı seklinde verilirse teknik yardım, gıda maddeleri seklinde verilirse gıda yardımı adını alırlar. Bir kısım yardımlar askeri araç ve gereç sağlanması biçiminde olur ki bunlar da askeri yardım diye adlandırılır.5

1970’lerde, yükselen bağımsızlık hareketlerine bağlı olarak, yardım, azgelişmiş ülkelerde ulus-devleti inşa edebilmek, devletin idari kapasitesini oluşturmak ve hem kamusal hem de özel teşebbüs için alt yapı sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Bu ülkelerin bağımsız devletler olduğunu kabul eden Soğuk Savaş’ın tarafları ise, her bir ülkeyi etki alanlarına alabilmek için uluslararası yardımlara başvurmuşlardır. Bu süreçte, birçok ulus-devlet, Doğu-Batı çatışmasından çeşitli yollarla avantaj elde ederek stratejik önem kazanmışlardır. Bu yolla, yeni kurulmuş bu ülkeler iki güç bloğunun birinden ekonomik yardım ve siyasal destek alarak, istikrarsız ekonomilerini finanse edebilmişlerdir.

Bir devletin dış yardımda bulunması uygulaması yeni olmamakla birlikte bu tür yardımların bir dış politika aracı olarak büyük ölçülerde kullanılması oldukça yenidir. Gerçekten dış yardımın bir dış politika aracı olarak kullanılmasına II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD tarafından başlatılmıştır. Savaştan kısa bir süre sonra Doğu ve Batı arasında başlayan Soğuk Savaş ve kutuplaşma üzerine savaştan zarar gören Batı Avrupa’nın eski büyük devletlerinin Sovyetler Birliği’nin etki alanına girmesini önlemek için ABD bu ülkelere karşı büyük bir dış yardım kampanyasına girişmiştir. ABD’nin başlattığı dış yardım kampanyasına sonradan ekonomik durumlarının düzelten Batı Avrupa’nın büyük devletleri de katılmıştır. Ancak bu devletlerin yaptıkları ekonomik yardım, hiçbir zaman

(12)

çok büyük boyutlara ulaşmamış sadece bu devletlerin müttefikleri ile eski sömürgelerinde etkili olmuştur.6

Dünya ülkeleri arasındaki kalkınmışlık farkları daha fazla kalkınmış ülkelerin, daha az kalkınmış ülkelere yardım yapması durumunu ortaya çıkarmıştır. Dış yardımı veren ülke genellikle Sanayileşmiş Ülkeler, dış yardımı alan ülke de genellikle gelişmekte olan ülkelerdir.7 Dış yardım anlayışında 1960’lardan sonra ciddi değişiklikler ortaya çıkmıştır. Gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki değişikliklere karşı daha duyarlı davranması, Soğuk Savaş kavramının daha bir açıklık kazanması, gelişmekte olan ülkelerdeki haklardan gelen tepkilerin artması, yardım yapan ülkelerde ekonomik ve politik dengelerin yeniden kurulma ihtiyacının doğması gibi faktörler dış yardım programlarının yönünü ve kapsamını etkilemiştir. Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ül-keler arasındaki tüm ilişkileri incelemek ve değerlendirmek amacıyla 1969 yılında oluşturulan Uluslararası Kalkınma İle İlgili Pearson Komisyonu ve benzer diğer organizasyonlar, dış yardım programlarına etkinlik kazandırma düşüncesinden doğmuştur.

Birçok Batılı ülke dış yardım maliyetlerini azaltmak amacıyla değişik alternatifler geliştirmiştir. Gümrük tarifeleri, garantili tahvil ihracı, okyanus kaynaklarının kullanımı hatta özel çekim hakları (SDR) dış yardım alternatifleri olarak gündeme gelmiştir.8 Dış tasarrufların bir cinsi de tamamen veya kısmen karşılıksız olarak verilen hibe ve yardımlardır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın yeniden kalkınmasını sağlamak amacıyla ABD tarafından başlatılan ve daha sonra “Ortak Savunma Sistemi” içinde devam ettirilen dış yardımlar, döviz, tarım ürünleri fazlası ve askeri malzeme şeklinde ya-pılmaktadır. Dış yardımların döviz olarak ödenenleri 1950’lerde herhangi bir ön şart taşımadan verilirken, 1960’ların başından itibaren şartlı yardım şekline dönüşmüştür. Şartlı yardımlarda, yardımı veren devlet bu yardımın belli projelerin veya kendi ülkesinden yapılacak ithalatın finansmanında kullanılmasını istemekte ve yardımı ancak bu şartın gerçekleşmesi halinde vermektedir. Az gelişmiş ülkelerde, iyi yatırım

6

Mehmet Gönlübol, Uluslararası Politika İlkeler-Kavramlar-Kurumlar, Ankara, Siyasal Kitabevi, 2000, s. 151.

7 Nuri Birtek, Türkiye’nin İkili Dış Yardımları: 1992–1996, Ankara, DPT Yayınları, 1998, s. 4. 8 Nazım Erken, “Dış Yardım” http://www.enfal.de/sosyalbilimler/d/026.htm

(13)

projelerinin kıt olduğu dikkate alınırsa şartlı yardımların kaynak israfını önleyeceği düşünülebilir. Buna rağmen şartlı yardımların millî kalkınma stratejisine ters düşme tehlikesi de vardır. Genel olarak dış yardımlar siyasal, ekonomik ve insani amaçlar gözetilerek yapılmaktadır.9

Uluslararası yardım ya da denizaşırı yardım gibi kavramlarla da ifade edilen dış yardım, bir ülke ya da uluslararası kuruluşun diğer bir ülkeye çeşitli bağışlar yolu ile yardım vermesini ifade eder. Dış yardımın en önemli türü, gelişmekte olan ülkelerdeki iktisadi kalkınmayı desteklemek için gelişmiş ülkelerden verilen kalkınma yardımlarıdır. OECD Kalkınma Yardımı Komitesi (Development Assistance Committee- DAC), dış yardımı, temel amaç olarak refah ve iktisadi kalkınmayı desteklemek için tasarlanmış -bu nedenle kalkınma yardımı olmayan yardımları ve askeri yardımları tanımın dışında tutan-, hibe ya da sübvanse edilmiş borç şeklinde sağlanan finansal akım, teknik yardım ve mallar olarak tanımlamaktadır. Bu hibe ve borçlar ayrıcalıklı finansman olarak ifade edilirler.

Komiteye göre, bir borcun %25’i ya da daha fazlası “hibe” biçiminde ise, diğer bir ifadeyle, borcun bugünkü değeri piyasa faiz oranına sahip bir başka borcun bugünkü değerinden %25 daha düşük ise, bu borç, yardım olarak kabul edilir. Askeri yardımlar, bir müttefikin “savunma çalışmalarına” yardım etmek ya da yoksul bir ülkenin kendi bölgesi içerisindeki “hâkimiyetini sürdürebilmesine yardım etmek” amacıyla verilebilir. Ancak DAC’ın tanımladığı haliyle dış yardım hesaplamalarına dâhil edilmez.

Dış yardımın bir alt kalemi olarak hesaplanan ve insan gücünü yurt içi ve yurt dışında eğiterek, bu ihtiyacı karşılamaya çalışmak amacını taşıyan teknik yardım ise, yardım alan ülkenin yurt dışında ya da yurtiçinde eğitim gören vatandaşlarına yapılan hibeler ile yabancı ülke ve kuruluşların danışman ve personeline yapılan ödemeleri içerir.10 DAC, yardım akışlarını üç geniş kategoride sınıflandırmaktadır. Bağışta bulunan ülkelerden düşük ve orta gelirli ülkelere sağlanan Resmi Kalkınma Yardımı (Official Development Assistance-ODA), içlerinde miktar olarak en büyük olan yardımlardır. Resmi Yardım (Official Assistance-OA), kişi başına geliri yaklaşık olarak 9000$ civarında

9 Mustafa Sevüktekin, “Dış Yardım ve Türkiye”, http://www.enfal.de/sosyalbilimler/d/026.htm

10 Ayla Barutçu, “Teknik Yardımın Politika, Uygulama ve Değerlendirmesi”, DPT Uzmanlık Tezi, Ankara, 1974. http://ekutup.dpt.gov.tr/uztez/barutcua.html

(14)

olan göreli olarak zengin ülkelere ve eski Sovyetler Birliği ülkelerine verilmektedir. Son olarak, Özel Gönüllü Yardım ise sivil toplum kuruluşları, dini gruplar, yardım dernekleri ve özel şirketler tarafından verilen yardımları içermektedir.11

Günümüz dünyasında devletlerarası işbirliğini geliştirmede en önemli enstrümanlardan birisi olarak değerlendirilen kalkınma yardımları, gelişmekte olan ülkelerin kalkınma süreçlerine destek olmak ve acil problemlerine çözüm bulmak maksadıyla yapılan ayni veya nakdi yardımlar ile yatırımları kapsamaktadır. Küresel işbirliğinin tesisi ve geliştirilmesine yönelik sürdürülebilir işbirliği şartlarının oluşturulması ve uluslararası dayanışma anlayışının geliştirilmesi gibi birçok alanda önemli roller üstlenen kalkınma yardımları, dünya üzerindeki problemli coğrafyalarda kalkınma tabanlı çözümler üretmek suretiyle dünyanın barış ve refahına da önemli katkılar sağlamaktadır.

Donör ülkeler tarafından verilen kalkınma yardımları; ikisi resmi (kamu kaynaklı), ikisi özel (kamu kaynağı kullanılmayan), toplam dört kalemi içermektedir: Resmi Akımlar: Resmi kalkınma yardımları ve diğer resmi akımlar. Özel Akımlar: Gelişmekte olan ülkelerde özel sektör tarafından gerçekleştirilen doğrudan yatırımlar ve ulusal sivil toplum kuruluşları ve özel sektör tarafından gerçekleştirilen yardım faaliyetleri.12

Bu çerçevede yardımı yapan ülkelerin ekonomik kalkınmanın teşviki ve refah seviyesinin yükseltilmesi ana amaçları doğrultusunda, gelişmekte olan ülkelere veya söz konusu ülkelerde bu amaçlar doğrultusunda faaliyet gösteren uluslararası kurumlara yönelik gerçekleştirdiği kamu kaynaklı hibeler veya en az % 25 hibe unsuru içeren uzun vadeli ve düşük faizli krediler, resmi kalkınma yardımı (RKY) olarak tanımlanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik kalkınmanın teşviki ve refah seviyesinin yükseltilmesi ana amaçlarına hizmet etmekle beraber yeterli hibe unsuru içermeyen ve/veya imtiyazlı koşullarda verilmeyen krediler ile gelişmekte olan ülkelere yönelik olmalarına rağmen söz konusu amaçlara hizmet etmeyen (ticari amaçlı akımlar gibi) resmi akımlar, diğer resmi akımlar başlığı altında raporlanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelere

11 Kürşad Mahmat, Küreselleşme Sürecinde Kalkınma Yardımları: Orta Asya Cumhuriyetleri Örneği, Ankara Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2008, s. 69.

(15)

gerçekleştirilen sermaye ihracı anlamına gelen doğrudan yatırımlar, ilgili ülkedeki ekonomik kalkınmayı tetikleme potansiyellerinden dolayı kalkınma yardımları içerisinde değerlendirilmektedir. Gerek kalkınma işbirliği, gerekse de insani yardımlar alanında son derece aktif bir biçimde çalışan ulusal sivil toplum kuruluşları tarafından gerçekleştirilen yardım faaliyetleri ise, ilgili donör ülkenin toplam kalkınma yardımlarının bir diğer önemli bileşenini oluşturmaktadır.

1.2. Dış Yardım Çeşitleri

İkinci Dünya Savaşı sonrasında ilk etapta ABD öncülüğünde Truman Doktrini ve Marshall Planı gibi yardım programları vasıtasıyla Batı Avrupa’ya yapılan dış yardımlar, 1960’lı yılların başından itibaren gelişmekte olan ülkelere veya üçüncü dünya ülkelerine doğru yoğunlaşmaya başlamıştır. Bu ikinci kategorideki dış yardımların koordinasyonu için 1960 yılında OECD bünyesinde kurulan Kalkınma Yardımları Komitesi’nin (Development Assistance Committee, DAC) benimsemiş olduğu kıstaslara göre, kalkınma için ayrılan kaynaklar iki bölümde ele alınabilir:

a) İmtiyazlı şartlarda yapılmış olan yardım (assistance) ve dış yardım (aid). b) İmtiyazlı olmayan kaynak akışları.

Bir kaynak akışının dış kalkınma yardımı olarak tanımlanabilmesi için hibe veya tavizli kredilerden oluşması ve kalkınmaya doğrudan katkısı olması gerekmektedir. Ayrıca, OECD/DAC ancak kamu kesimi tarafından yapılması halinde dış yardımın kaydını tutmaktadır. Bu yardımlar gelişmekte olan ülkelere yönelik ise Resmi Kalkınma Yardımı (RKY) (Official Development Aid, ODA); pazar ekonomisine geçiş sürecindeki Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri ve Yeni Bağımsız Ülkelere (CEECs/NIS) (Central and Eastern European Countries in Transition and Newly Independent States) yönelik ise Resmi Yardım (Official Aid) olarak anılmaktadır. Özel gönüllü kuruluşların hibe şeklinde

(16)

dış yardımları istatistiklerde ayrı bir bölümde yer almaktadır.13 Bir dış yardımın RKY olarak nitelendirilebilmesi için;

- kamu kesimi tarafından yapılmış olması,

- ana gayesinin gelişmekte olan ülkelerin kalkınma ve refahının iyileştirilmesi olması,

- esas itibariyle imtiyazlı şartlarda verilmesi ve

- en az yüzde 25 hibe unsuru içermesi, gerekmektedir. Dış Yardım ayrıca,

- hibe veya tavizli kredi, - bağlı veya serbest, - iki taraşı veya çok taraflı, - nakdi veya ayni,

- teknik yardım, ekonomik yardım veya insani yardım,

- proje yardımı veya program yardımı, olarak da sınıflandırılabilmektedir.

RKY kapsamına girmeyen kamu veya özel kesim kaynak akışlarının da kaydı tutulmaktadır. Zira bu kaynaklar da kalkınmaya katkıda bulunmaktadır.14

Kalkınma Yardımları; Teknik işbirliği çalışmaları ile sosyal ve ekonomik alt yapıları oluşturur, program desteği, müşterek veya doğrudan yatırımlar ile yatırımları geliştirir, kredi, borç, finans desteği, ihracat desteği ve menkul kıymet alımları ile kalkınmaya finans desteği sağlar, barışı yapılandırma çalışmaları ile kriz bölgelerinde normalleşme sürecine katkı sağlar, acil ve insani yardımlar ile acil ve insani sorunlara çözüm getirir, uluslararası kuruluşlara verilen aidatlar ile de uluslararası müşterek kalkınma çalışmalarını gerçekleştirir.

Kalkınma Yardımları; gelişmekte olan ülkelerin kalkınmalarına destek ve acil problemlerine çözüm bulmak amacıyla yapılan ayni veya nakdi yardımlar ile yatırımları kapsarken; ortaya çıkan sonuçları itibariyle ise işbirliğinin geliştirilmesinde en önemli

13

Maral Ahmetbek, Kalkınma Finansmanında Dış Borç ve Yardımların Yeri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2005, s. 17.

14 DPT, Türkiye’nin İkili Dış Yardımları (1992–1996), Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü, İkili Ekonomik İlişkiler ve Teknik İşbirliği Daire Başkanlığı, Ankara, Mart 1998.

(17)

enstrümanlardan birisi olarak değerlendirilmektedir. Kalkınma Yardımları, Küresel işbirliğinin tesisinde ve geliştirilmesinde; Sürdürülebilir işbirliği fırsatlarının oluşturulması küresel ekonominin güvenilir zemine kavuşturulması, alıcı ülkelerin sosyal zeminlerinin uyumlu bir anlayışla şekillendirilmesi, dayanışma anlayışın geliştirilmesi gibi birçok alanda önemli roller üstlenirken, küresel işbirliğine katılan ülkelerdeki problem alanlarının iyileştirilmesi yoluyla dünya barış ve refahına önemli katkılarda bulunmaktadır.

Kalkınma Yardımları, bütün sektörlerde teknik altyapıların geliştirilmesinden, yatırımların gerçekleştirilmesine ve finans desteklerinin sağlanmasına kadar çok geniş yelpazede çok sayıdaki kurum ve kuruluşun işbirliği ile gerçekleştirilen faaliyetler bütünüdür. Bu çerçevede, kalkınma yardımları çalışmalarına katılan bütün kurum ve kuruluşlar bağımsız olarak ve/veya birlikte birçok program ve projeyi sistematik olarak ve ortak bir anlayışta gerçekleştirmek durumundadırlar. Kalkınma Yardımları bir yandan yardım verilen ülkelerin kalkınmalarına destek olurken diğer yandan ülkeler arası işbirliğinin geliştirilmesine de çok önemli katkılar sağlamaktadır. Ülkeler arası işbirliğinin geliştirilmesinde kamu ve/veya özel sektör işbirliği ile oluşturulacak müşterek yatırımlar, ilişkilerde nihai gaye olarak ele alınmaktadır. Söz konusu nihai hedef istikametinde sürdürülebilir işbirliği şartlarının oluşturulması için işbirliğinin öngörüldüğü sektörlerde, altyapı çalışmalarına ilave olarak yatırım ve finans boyutlu ilişkilerin de geliştirilmesi gerekmektedir. Kalkınma yardımları genel olarak şu alt kategorilere ayrılabilir:15

• Resmi Kalkınma Yardımları • Diğer Resmi Yardımlar

• Pazar Şartlarında Özel Sektör Katkısı, • Sivil Toplum Kuruluşları Yardımları

(18)

1.2.1. Resmi Kalkınma Yardımı

Kalkınma yardımları dar anlamda; az gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ve toplulukların kalkınma süreçlerine destek olmak ve acil problemlerine çözüm bulmak maksadıyla yapılan ayni veya nakdi yardımlar ile yatırımları kapsamakta olup, ortaya çıkan sonuçları itibariyle devletler ve topluluklar arası işbirliğini geliştirmede önemli enstrümanlardan birisi olarak değerlendirilmektedir.16

Geniş anlamda ise kalkınma yardımları; küresel işbirliğinin tesisinde ve geliştirilmesinde sürdürülebilir işbirliği şartlarının oluşturulması, alıcı ülkelerin sosyo-ekonomik alt yapılarının, yardım almaksızın, kalkınmayı sürdürebilecek seviyeye getirilmesi, ekonomik işbirliği anlayışının geliştirilmesi, demokratik ve liberal sisteme uyum sağlanması, evrensel değerlerin benimsenmesi gibi birçok alanda önemli roller üstlenirken, küresel işbirliğine katılan az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki problem alanlarının iyileştirilmesi ve yeterli gelişmişlik düzeyine ulaşılarak dünyanın barış ve refahına ve küresel işbirliğine önemli katkılar sağlanmasıdır.17

Resmi kalkınma yardımının başlangıcı İkinci Dünya Savaşı sonrası hayata geçirilen Marshall Planı olarak kabul edilmektedir. Daha önceki yardım faaliyetlerinden en ayırıcı özelliği bağımsız ulusların ekonomik kalkınmalarına katkıda bulunmak amacıyla kamu fonlarının ayrıcalıklı olarak kullanılmasıdır. Daha önce ülkeler arası mali akışlar özel sermaye ile sınırlıdır. Marshall Planı’nın, Avrupa’nın savaştan zarar görmüş ülke ekonomilerini yeniden yapılandırmak için malzeme ve hammadde temini gibi net olarak tanımlanmış bir amacı vardır. Marshall Planı proje odaklı değil program finansmanına dayalıdır ve teknik tecrübe ve emek gücüne sahip ülkelere yönlendirilmiştir. Marshall Yardımı ABD yönetimi tarafından ayrıca Avrupa bölgesel işbirliğini geliştirmek amacıyla tasarlanmıştır. Avrupa ülkeleri birbiriyle uyumlu bir ekonomik iyileşme programı imzalamış ve Marshall Planı’nın uygulanması için 1960 yılında Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü (daha sonraki adıyla Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma

16 TİKA, Türkiye’nin Kalkınma İşbirliği (Yardımları) Raporu, Ankara, 2005. 17 http://sgdb.marmara.edu.tr/dosya/duyurular/kalkinma_yardimlari.pdf

(19)

Örgütü-OECD) kurulmuştur. Türkiye, 1960 yılında imzalanarak 1961’de yürürlüğe giren OEEC Anlaşmasını imzalayan ülkeler arasındadır.18

Marshall Planı’nın çıktılarından biri olarak değerlendirilebilecek olan OECD, amaçlarını gerçekleştirmek üzere bir dizi uzmanlık komitesi oluşturmuştur. Bunlardan bir tanesi de kalkınma işbirliği alanında politika yapanların ihtiyaçlarını karşılamak ve yardım veren ülkelerin karşılaştırmalı performanslarını değerlendirmek, dış yardımda evrensel ilkeleri (iyi yönetişim, çevresel sürdürülebilirlik, sosyal kalkınma, insan haklarının korunması vb.) oluşturmak ve geliştirmek amacıyla kurulan “Kalkınma Yardımı Komitesi” (Development Assistance Committee-DAC)’dir. Komite üyeleri, gelişmekte olan ülkelere ayrılan toplam kaynakların hacminin artırılmasını ve bu kaynakların etkin kullanımını sağlamak konusunda anlaşmışlardır. Komite üyeleri donör ülkelerden oluşmaktadır ve Türkiye henüz Komite üyesi değildir. 2000 yılından bu yana Türkiye’nin DAC üyeliği yolunda çalışmalar yürütmekte olup beş yıllık kalkınma plan ve programlarında da bu husus yer almaktadır. Dünya Bankası, IMF ve UNDP DAC toplantılarına sürekli gözlemci statüsü ile katılmaktadır.19

Resmi kalkınma yardımları, kamu kaynağı kullanılarak teknik işbirliği, proje ve program yardımları, hibe nitelikli finans desteği, yatırımlar, barışı yapılandırma, sığınmacılara yapılan yardımlar gibi alanlarda yapılan yardımlar olup, çoğunlukla hibe niteliğindedir. Diğer resmi yardımlar uzun vadeli ve düşük faizli kredi ve borç işlemleri olup geri ödemesi olan yardımlardır. Pazar şartlarında özel yardımlar, kamu ve özel sektörün geçerli Pazar şartlarında ilgili ülkeye yaptığı yatırım veya finans desteği kapsamındaki yardımlardır. Sivil toplum kuruluşlarının yardımları ise, kamu kaynağı kullanılarak veya sivil toplum kuruluşlarının kendi oluşturdukları kaynaklarla gerçekleştirdikleri hibe nitelikli yardımlardır.20

Resmi Kalkınma Yardımları (RKY), bağışlar, bağış olmayan resmi kalkınma yardımları ve uluslararası kuruluşlara ödemeleri kapsar.

18

www.kafkas.edu.tr/duyurular/web_katalog/meslek...tek.../teknikis.pdf

19 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı Teknik İşbirliği Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2006. 20 Türkiye İstatistik Kurumu, Resmi İstatistik Programı Bilgi Sistemi: Kalkınma Yardımları, http://www.tuik.gov.tr/rip/temalar/3_5.html

(20)

Bağışlar: Alıcının hiçbir yasal borca maruz kalmadığı ayni veya nakdi transferlerdir.

Proje ve Program Yardımları: Fiziksel sermayeyi artırmak için tasarlanan yatırım projelerini, bütçe ve ödemeler dengesi desteği, mal ve sermaye mallarının finansmanı ile sektör program yardımlarını kapsamaktadır. Bu yardımlar yatırım projelerini ve program yardımlarını kapsamaktadır. Yatırım projeleri alıcı ülkenin fiziki sermayesini artırmaya yönelik faaliyetleri kapsar. Aynı zamanda yatırım boyutlu teknik işbirliği çalışmaları da bu kapsamda değerlendirilebilir. Diğer yandan program yardımları bütçe ve ödemeler dengesi desteğini, demirbaş ve emtia finansmanı ve sektörel yardımları da kapsamaktadır. Projeler teknik işbirliği çalışmalarına ilaveten ekipman, tesis, ve finans desteklerini de kapsamaktadır.21

Teknik İşbirliği: Ekonomik ve sosyal kalkınmaya katılım amacıyla yapılan eğitim, teknik bilgi veya teknik uzmanlık, danışman, işletim elemanı, eğitimci vb. faaliyetleri kapsar. Ön yatırım ve uygunluk çalışmaları da teknik işbirliği olarak rapor edilir. Teknik işbirliği yardımları bireyin entelektüel kapasitesini geliştirmeyi amaçlayan faaliyetleri kapsamaktadır. Teknik işbirliği; insan kaynaklarının geliştirilmesi, uzanmalık desteği, teknoloji aktarımı ve fiziki sermayenin geliştirilmesi açısından uzun vadeli neticeler alınabilecek bir saha olmakla birlikte özellikle kalkınmakta olan ülkelerin gelişmiş ülkelerle işbirliğini diğer alanlarda da geliştirebilmesinde insan kaynakları alt yapı ihtiyaçlarını karşılaması yönüyle vazgeçilemeyecek bir alandır. Teknik işbirliği kalkınma yardımlarının diğer kategorilerinin uygulanabilmesi için gerekli alt yapıların oluşturulmasını sağlar.22

Kalkınma Gıda Yardımı: Ulusal veya uluslararası programlar altında insan gıdalarının arzı, gıda arzı için yapılan nakit ödemeler, yardım veren tarafından karşılanan ulaştırma maliyetleri, hayvan yiyecekleri ve tarımsal girdiler gibi gıda yardımının bir parçası olarak yardım veren tarafından arz edilen ara ürünleri kapsar.

21 http://www.tika.gov.tr/yukle/dosyalar/rapor2007/tr/rapor2007_1.pdf 22 http://sgdb.marmara.edu.tr/dosya/duyurular/kalkinma_yardimlari.pdf

(21)

Acil Yardımlar: Beklenmedik olaylar oluştuğunda devletler kendi kaynaklarıyla bu olaylara karşı önlem alamazlar ve bu acil olarak önlem alınması gereken bir durumdur. Acil durumlar, doğal veya doğal olmayan felaketlerden oluşur. Bu tür durumlarda yapılan gıda, ilaç, barınma vb. konularda yapılan her türlü bağış bu kapsamda değerlendirilir. Bir ülkenin kendi kaynaklarının yeterli olmadığı koşullarda ve insan kaybı veya tarımsal ürün ya da hayvan kaybıyla sonuçlanan olağan dışı bir gelişme sonucu ortaya çıkan acil durumlarda söz konusu ülkeye yapılan yardımları içermektedir. Doğal felaketlerin ortaya çıkardığı sorunların giderilmesi ve ilaveten felaketin oluşumu sürecinde zararı azaltıcı tedbirlerin alınmasını da öngörmelidir.

Kalkınmayı Teşvik: Yardım alan ülkedeki kalkınmayı teşvikle ilgili çabalara destek olmak amacıyla verilen eğitim, bilgi ve beceriler konusunda yapılan yardımları kapsar.

İdari Maliyetler: Kalkınma yardımı programlarının idari maliyetleri burada gösterilir. Merkezi yardım kuruluşlarının idari bütçelerini, tamamıyla RKY dağıtımı ile ilgili yürütücü kuruluşların idari bütçelerini, yardım faaliyetlerinde bulunan çok amaçlı yürütücü kuruluşların idari maliyetlerinin belirli bir oranını ve yardım programı ile ilgili yurt dışı temsilcilikler ile diplomatik görevlerden doğan idari maliyetleri kapsar. Yardım alan ülkelerde tamamıyla yardımla ilgili olarak atanan diplomatik görevlilerin maliyetleri de burada kayıt edilir.

Diğer: Yerleşik borç verenlere faiz sübvansiyonları, alıcı tarafından üstlenilen bazı yükümlülükleri finanse etmek için uluslararası anlaşmalarla yardım alan devletlerin yararına veya onlara resmi transfer ödemelerini kapsar.23

1.2.2. Bağış Olmayan Resmi Kalkınma Yardımları

Devlet veya Resmi Kuruluşların Verdiği Borçlar: Gıda yardımı borçları, vade yenileme ve diğer borç verme (sabit vadelerle devlet veya resmi kuruluşlarca yapılan gıda yardımı ve borçların vade düzenlemesi dışında kalan bütün borçlar) işlemlerini kapsar.

23 TİKA-SGPK Birimi, Kalkınma Yardımlarına İlişkin Tanımlar ve Örnekli Açıklamalar, Ankara, Kasım 2008, s. 11.

(22)

Öz Varlık Elde Etme: Yardım veren ülke tarafından resmi kuruluş olarak sınıflandırılan kuruluşların doğrudan veya öz varlık yatırımlarını kapsar.

Diğer: Öz varlık yatırımlarından başka devlet veya menkul değer kurumları tarafından yardım alan ülkelerin resmi veya özel sektörü tarafından ihraç edilen hisse senetlerinin alınması ile ilgili işlemleri kapsar.

Uluslararası Kuruluşlara Ödemeler: Uluslararası kuruluşlara verilen aidat, bağış ve imtiyazlı borçları kapsar. Kalkınma yardımları çalışmalarının çok taraşı işlemleri aktif uluslararası kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Söz konusu uluslararası kuruluşlar üye ülkelerin katılımı ile oluşturdukları bütçeler çerçevesinde geliştirdikleri program ve projeleri uygulamakta ve/veya kredi borç işlemlerini doğrudan yürütmektedirler. Ülkelerin uluslararası kuruluşlara yaptıklara katkı ve aidat ödemeleri bu çerçevede değerlendirilmektedir.

Bağış ve Aidatlar: Birleşmiş Milletler (UN), Uluslararası Kalkınma Ajansı (IDA), Bölgesel Kalkınma Bankaları ve Diğer uluslararası kuruluşlara verilen bağış ve aidatları kapsar.

İmtiyazlı Borçlar: İmtiyazlı olarak uluslararası kuruluşlara verilen borçları kapsar.24

1.2.3. Diğer Resmi Akımlar

İhracatla İlgili İşlemler: İhracat finansmanında uzmanlaşmış resmi sektör kuruluşları veya enstitüleri tarafından verilen ihracat kredileri ile özel ihracat kredilerini desteklemek için verilen sübvansiyon ve borçlardan oluşur.

Gelişmekte Olan Ülkelere Resmi İhracat Kredileri: Yardım alanlara doğrudan verilen ihracat kredilerini kapsar.

Ulusal Özel Sektör İhracatçılarına Verilen Borçlar: Ulusal özel sektör ihracatçılarına, ihracat kredilerinin kısmi finansmanı için verilen borçları kapsar.

(23)

Ulusal Özel Sektör İhracatçılarına Verilen Faiz Sübvansiyonları: Özel ihracat kredilerine yüklenen faiz oranını düşürmek için verilen sübvansiyonları kapsar.

Yatırımla İlgili İşlemler: Resmi kuruluşlar tarafından yapılan yatırımlar ile ilişkili işlemler bu başlık altında kapsanır.

Ulusal Özel Sektör Yatırımcılarına Verilen Borçlar: Yardım alan ülkelerdeki belirlenmiş yatırımların finansmanına yardım etmek için resmi sektör tarafından yardım eden ülkedeki özel şirketlere verilen borçları kapsar.

Ulusal Özel Sektör Yatırımcılarına Verilen Faiz Sübvansiyonları: Yatırımlar nerede yapılırsa yapılsın yatırım programlarının finansmanına yardım etmek için resmi sektör tarafından yardım eden ülkedeki özel sektör şirketlerine verilen sübvansiyonları kapsar.

1.3. Dış Yardımların Amaçları ve Sonuçları

Dış yardım hem veren ülkeler hem de alan ülkelere yönelik amaç ve sonuçları olan çift yönlü bir etkileşim süreci olduğundan ayrı ayrı ele alınması gerekir. Nasıl dış yardım veren ülkelerin politikacıları bunlarla bir takım beklentileri gerçekleştirmeyi planlıyorsa alan ülkelerin politikacıları da bunlardan bazı kazanımlar ummaktadırlar. İkinci dünya savaşından bu yana ABD başta olmak üzere Batılı sanayileşmiş ülkeler gerekse Doğu Bloğu ülkeleri az gelişmiş ülkelere ekonomik ve askeri yardımlar yapmışlardır. Öncelikle veren ülkeler açısından dış yardımlar incelendiğinde temel amaçlar 4 ana başlıkta toplanabilir. Bunlar, i- yardımı veren ülkenin kendi ulusal güvenliğini sağlama, ii- insani bir takım yükümlülükleri yerine getirme, iii- ekonomik kazanç beklentileri, iv- ulusal prestiji ve gücü artırmaya yönelik etkisi dolayısı ile diplomatik ve politik kazanç sağlamaktır.25

Siyasal etkide bulunmak amacıyla yapılan ve bu sonucu doğuran dış yardım programlarında temel dürtünün doğrudan yardımı yapan ülke veya ülkelerin çıkarları olup yardımı alan ülke veya ülkelerin bu yardıma olan ihtiyaç derecesi de önemlidir. Başka bir

(24)

ifade ile dış yardımın siyasal etkiye dönüşmesinin sadece olumlu açıdan değil, aynı zamanda olumsuz açıdan da ele alınması gerekir. Sermaye birikiminin dengesiz şekilde dağıldığı günümüz dünyasında kapasitesi fazla olan bir ülkenin bazı ülkelere yardımda bulunurken bazılarına bulunmaması özellikle siyasal etkide bulunmak istenen ülkenin rakip veya rakiplerine yardımda bulunulurken, söz konusu ülkenin bundan yoksun bırakılması açısından ele alınabilir. Ayrıca kapasitesi fazla olan bir ülkenin bir ülkeye yaptığı yardımı kesmesi veya kesme tehdidinde bulunması da değişik bir açıdan olumsuz anlamda siyasal etkide bulunmaya örnek gösterilebilir.26

Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sürecinde karşılaştıkları temel sorunlardan biri kalkınmanın finansmanı meselesidir. Azgelişmiş ülkeler kalkınma için gerekli kaynak ihtiyacını, vergiler, iç borçlanma, tasarruflar, yabancı sermaye girişi, dış borç ve dış yardımlardan karşılamaktadırlar. Bu durum birçok çevre tarafından eleştirilmekte ve dış yardımın hem az gelişmiş ülkelerin ekonomik dengelerini bozduğunu hem de verilen dış yardımların önemli bir kısmının etkisiz olduğu da tartışılmaktadır.27 Özellikle yabancı yardım ya da kalkınma yardımları, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için önemli bir finansman kaynağını teşkil etmektedir. 1960’lı yıllardan bu yana başta Asya ve Afrika ülkeleri olmak üzere kalkınmakta olan ülkeler dış finansman kaynağı olarak yabancı yardımlardan faydalanmışlardır. Örneğin dış yardımlar 1993 yılında Çin ve Hindistan’ı da kapsayan düşük gelir düzeyindeki ülkelerin yaklaşık olarak gayri safi milli hâsılalarının %6’sını oluşturmuştur. Bu rakam sahra-altı Afrika ülkeleri için yaklaşık %12 civarındadır. Diğer taraftan gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere bir kaynak transferi olarak düşünülen dış yardımların miktarı da zaman içerisinde hızla yükselmiş ve ciddi boyutlara ulaşmıştır. 1964 yılında tüm resmi kaynaklardan yapılan yabancı yardımların miktarı sadece 6,3 milyar dolardır. 1982 yılında bu rakam 25,4 milyar dolara, 2003 yılında 69

26 Faruk Sönmezoğlu, Uluslararası Politika ve Dış Politika Analizi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1995, s. 333. 27 Alberto Alesina, “Who Gives Foreign Aid To Whom and Why”, Journal of Economic Growth, Cilt 5, 2000, s. 33.

(25)

milyar dolara, 2004’de ise bir önceki yıla oranla %5,9 artarak 79,5 milyar dolara yükselmiştir.28

Dış yardımlar yoksulluğun önlenmesi ve küreselleşme sürecinde ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesi anlamında önemli katkılarda bulunmuştur. Özellikle aldığı dış yardımları çok iyi değerlendiren bazı ülkeler, bu sayede birçok ekonomik sorunun üstesinden gelmeyi başarmıştır. Ancak bu başarılı örneklere rağmen dış yardımlar ile hem siyaset bilimciler hem de ekonomistler önemli eleştirilerde bulunmuşlardır. Eleştirilerin temel noktasını bu yardımların yardımı veren ile yardımı alan ülke arasında ekonomik bir bağımlılığı doğurması oluşturmaktadır. Yardımı alan ülkenin ekonomik bağımlılığı beraberinde siyasal ve dış politika anlamında da bağımlılığı doğurmaktadır.29

1.4. Devletlerin Dış Yardımda Bulunma Nedenleri

Devletlerin dış politikalarında ulaşmak istedikleri bazı amaçları ve uluslararası sistemde etkin olmak için izledikleri bazı yol ve yöntemler vardır. Bu yöntemlerden biri de devletlerin amaçlarını gerçekleştirmek için yaptıkları dış yardımlardır. Dış yardım devletin birçok dış politika amacına doğrudan hizmet ettiği gibi bazen dolaylı olarak da etki edebilir. Başka bir ifade ile verilen dış yardımlar devletin ekonomi ve güvenlik politikaları için bir araç olurken dolaylı olarak verilen yardımlar dünya barışı ve istikrarı açısından da fayda sağlayabilir. Örneğin tarihsel olarak Avrupalı kolonyal güçlerin kendi eski kolonilerine yaptıkları yardımın tek amacı iki devlet arasındaki özel ekonomik ve politik bağın devamını sağlamak olmuştur.30 Ancak zamanla dış yardımlar sadece iki devlet arasındaki ilişkileri geliştirmenin ötesinde de anlamlar kazanmaya başlamıştır.

Bu çerçevede devletlerin hangi gerekçelerle dış yardım yaptıklarını 3 başlık altında toplayabiliriz. 1- Devletler güvenlik politikalarının bir sonucu olarak dış yardım yaparlar.

28 Aytekin Güven, Lütfi Erden, “Yabancı Yatırımlar ve Mali Tepki Modeli: Türkiye İçin Bir Uygulama”, H.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 25, Sayı 1, 2007, s. 21–37

29

Alex Mourmouras, Peter Rangazas, “Foreign Aid Policy and Sources of Poverty: A Quantitative Framework”, IMF Staff Papers, Cilt. 54, Sayı 1, 2007, s. 59.

30 Raymond F. Mikesell, The Economics of Foreign Aid, Transaction Publishers, New York, 2007, s. 2. http://books.google.com.tr/books?id=MaHPrhu5atUC&printsec...

(26)

2- Devletler savaş, doğal afet, çatışma gibi olayların doğurduğu insani gerekçelerle dış yardım yaparlar. 3- Bu ikisine ek olarak devletler genellikle ekonomik kaygılarla ve ekonomik beklentilerle dış yardım yaparlar.

Bu üç ana başlığı daha ayrıntılı olarak açarsak, devletlerin neden dış yardım yaptığını şu alt başlıklarla da sıralayabiliriz: Ekonomik büyümeyi sağlamak, büyümeyi istikrarlı tutmak, ekonomik planlama ve programı gerçekleştirmek, ekonomik entegrasyonu sağlamak, ilişkileri geliştirmek, sosyal ve kültürel değişim, siyasal olgunluk, insani yardım (acil yardımlar, felaketlerin getirdiği olumsuz etkileri aşmak), yoksulluğu azaltmak, bir ülkedeki temel sağlık ve eğitim hizmetlerini karşılayabilmek olarak sıralayabiliriz.31 Bunlara ek olarak devletlerin jeo-stratejik amaçlarla da dış yardımlarda bulunduğunu da vurgulayabiliriz.32

Devletler çeşitli devlet ve uluslararası örgütlere dış yardımlarda bulunarak etki alanlarını artırmak ve bir devletin normal şartlarda almayacağı bir kararı ya da uygulamayacağı bir politikayı değiştirmek, etkilemek için dış yardımda bulunabilirler. Çünkü stratejik ve ekonomik ilişkilerin devamını sağlamada dış yardımlar çok önemli bir araçtır.33 Dış yardımlar büyük oranda devletin çıkarlarından bağımsızmış gibi görünse de aslında yapılan dış yardım diplomasinin başka araçlarla sürdürülmesi yöntemidir ve bu anlamda oldukça etkili bir siyasal araçtır. Diğer devletin dış politikasını etkilemede ve dış politikasında bir takım kararların alınmasında belirleyici olabilir.34

Devletler etkin bir diplomasi yöntemi ve dış politika aracı olduğu artık herkes tarafından kabul edilen dış yardımlar vasıtasıyla diğer devletleri ittifaka çekmek için de dış yardımda bulunarak kendi etki alanlarını artırabilirler.35 Ya da devlet devam eden bir

31 Carlette N. Ritter, “Building Partnersihip for Relief and Development”, International Aid & Trade: Review 2009, http://issuu.com/henleymedia/docs/iat_review2009

32 Carol Lancaster, Ann Van Dusen, Organizing U.S. Foreign Aid: Confronting the Challenges of the Twenty-first Century, Brookings Institution Press, New York, 2005, s. 9.

http://books.google.com.tr/books?id=l5Dcm_AU0pIC&printsec=frontcover&dq...

33 Christopher O’Keefe, “Foreign Aid as Globalization: Does the Road to Aid Parallel Trade?”, University of California, Department of Political Science Working Paper Series, 1 Mayıs, 2009, s. 2. papers.ssrn.com/sol3/Delivery.../SSRN_ID1540227_code1042020.pdf?

34 Doris A. Graber, “Are Foreign Aid Objectives Attainable?”, The Western Political Quarterly, Vol. 19, No. 1, Mart1966, s. 71.

(27)

ittifakın geleceği ve ittifakın bazı politikalarını yeniden biçimlendirmek ve diğer devletlerinde bu süreçte katkı sağlamalarını yapmak amacıyla da dış yardımlar verebilirler.

Devletler kuşkusuz dış yardımda bulunurken ve dış yardım politikalarını belirlerken bir takım beklentilerle dış yardımlarını yaparlar. Özellikle siyasal bir etki ve uluslararası sistemde devletin imajını daha iyi yerlere çekebilmek devletlerin en önemli beklentilerinden birini oluşturur. Bu duruma verilebilecek yani dış yardım ile siyasal etki ve imaj açısından verilebilecek en iyi örnek Japonya’dır.36 Japonya İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’nın yol göstericiliğinde büyük bir değişim geçirmiş ve daha önceki militarist kabuktan sıyrılarak ekonomik bir dev haline gelmiştir. Bu süreçte de dış yardımları önemli bir araç olarak kullanmıştır.

Bu gerekçelerle dış yardımların önemi özellikle 11 Eylül’den sonra daha da artmaya başlamıştır. Dış yardımların kapsamı ve büyüklüğü açısından 11 Eylül bir kırılma noktasını temsil etmektedir.37 Özellikle ABD’nin 11 Eylül olaylarından sonra dış politikadaki bazı amaçlarını gerçekleştirmek için girdiği müttefik arayışında dış yardımlar önemli bir araç olarak kullanılmıştır.

Dış yardımların İkinci Dünya Savaşı’ndan başlayarak giderek dış politikada daha çok başvurulan bir araç haline gelmesi ve sadece ekonomik ve siyasi amaçlar dışında da imaj ve prestij gibi amaçlarla da tahsis edilmeye başlanması ile dış yardım konusundaki tartışmalarda yoğunluk kazanmaya başlamıştır. Soğuk Savaş döneminde dış yardımların neden yapıldığını analiz etmek çok kolaydır. Ancak 1990 sonrası dönemde yardımı yapan ülkelerin niçin yardımda bulunduğunu anlamak oldukça zorlaşmıştır. Bu durumun bir uzantısı olarak da dış yardımlar ile ilgili tartışmalar derinlik kazanmıştır. Tezin bir sonraki bölümü bu tartışmalara ışık tutmaya çalışmaktadır.

36

Birol Akgün, Şaban H. Çalış, Reluctant Gıant: The Rıse of Japan and ıts Role ın the Post-cold war Era, Perceptions, June-July 2001, s. 10.

37 Thomas Lum, “U.S. Foreign Aid to East and South Asia: Selected Recipients”, CRS Report For Congress, 2007, s. 3. www.fas.org/sgp/crs/row/RL31362.pdf

(28)

İKİNCİ BÖLÜM

DIŞ YARDIM/KALKINMA YARDIMLARI İLE İLGİLİ TEORİK TARTIŞMALAR

2.1. Dış Yardımlar ile İlgili Tartışmalar

Bir önceki bölümde de tanımlandığı üzere geniş anlamda dış yardım, yardımı yapan ülkeden yardımı alan ülkeye yapılan mallar, para, teknoloji, finansal yardım, borç silme, hibe gibi her türlü transferi kapsamaktadır. Daha dar anlamda dış yardım ise kalkınma yardımı olarak tanımlanmaktadır. DAC’ın yaptığı tanıma göre resmi kalkınma yardımının 2 kriteri bulunmaktadır. Bunlar; a- yardım gelişmekte olan ülkenin ekonomik kalkınma ya da refah artışını temel öncelik olarak kapsamalıdır, b- dış yardım, yardımı alan ülke lehine bazı imtiyazları içermelidir.38

Bu tanımdan hareketle daha önceden de dile getirilen bazı endişeler ve olumsuz etkiler dikkate alınarak dış yardım tanımlamalarının ve algılarının değiştirilmesi gerekmektedir. Kalkınma yardımları, gelişmekte olan ülkelerin kalkınmalarına destek olmak ve acil problemlerine çözüm maksadıyla yapılan ayni veya nakdi yardımları kapsamaktadır. Yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkan sonuçlar açısından değerlendirdiğimizde ise, dış yardımların küreselleşmenin geliştirilmesi ve sürdürülebilir işbirliği sisteminin oluşturulmasında olumlu etkileri olan önemli bir araç olarak rol oynadığı görülmektedir.39

Genellikle askeri ve ekonomik açılardan bir ülkenin diğer bir ülkeye yardım amacıyla yapmış olduğu destek şeklindeki dış yardımlar para, mal, hizmet ve teknik uzmanlığın hibe edilmesini içerir. Bir ülkenin diğer ülkeye yardım sağlaması şeklinde iki taraflı, ya da bu yardımın bir grup ülke tarafından sağlanması şeklinde çok taraflı olabilen dış yardımlar bir ülkedeki özel bir kuruluşun başka bir ülkeye sağlamış olduğu desteği tanımlamak amacıyla da kullanılır. Ülkelerin dış yardımları insani sebeplerden dolayı ve dış politika hedeflerinin geliştirilmesi isteğinden dolayı verdikleri kabul edilmektedir.

38 Roger Riddell, Does Foreign Aid Really Work?, Newyork, Oxford University Press, 2007, ss.17-19. http://books.google.com.tr/books?id=EiWuubd9QVQC&printsec=frontcover&dq=...

(29)

Ülkeler para, gıda ve diğer bazı hizmetler sağlayarak temel insani ihtiyaçları karşılamayı hedeflerler. Yardımda bulunan ülkeler aynı zamanda, yardım sağladıkları ülkelerin dış tehditlere karşı güvenlik sağlamaları için ve kendileriyle yakın ilişkiler kurmayı teşvik etmek için askeri ve ekonomik yardımlarda da bulunurlar.

Bu tür uluslararası yardımlar hiçbir zaman tartışmaların uzağında kalmamıştır. Çünkü genellikle uluslararası yardım sisteminin temel amaçlarından biri Güney ülkelerine ve genel anlamda az gelişmiş ülkelere yardım amacı ile bu ülkelerin daha Batılı bir yapılanmaya kavuşmalarını sağlamaktır.40 Örneğin Afrika ülkelerine 1960’lardan beri yapılan ikili ve çok taraflı kalkınma yardımlarına, bu yardımları alan hükümetler tarafından yıllık ekonomilerine yapılan bir katkı gözüyle bakılmıştır. Yapılan dış yardımların önemli bir kısmını oluşturan kalkındırmaya yönelik pay, sonuçta dikkate değer bir kalkındırma hedefine ulaşamamıştır, çünkü gerçekte, kalkınma yardımları birçok bakımdan devlet bütçesine yapılan bir yardım haline dönüşmüştür. Bu durumda çoğu hükümet dış yardımların taraftarı olmuştur.41

2.2. Dış Yardımlar İle İlgili Eleştiriler

Dış yardım sadece yardımı verenin değil alanın da bir takım oyunlar sergilediği bir çeşit oyuna benzer.42 Her ne kadar dış yardım prensipte ekonomik ya da ticari bir amacı içermese de devletler dış yardım yaptıklarında siyasal ve ekonomik kazançları göz önünde bulundurmaktadırlar. Ancak özellikle 1990 sonrası dönemde dış yardımlar genellikle uluslararası kanallardan ve uluslararası örgütler eli ile yapıldığı için politik ve ticari

40 Geoffrey D. Prewitt, “Orta ve Doğu Avrupa ile BDT’de Sivil Toplumun Gelişimi: Bölgeden Genel Bir Bakış: Trendler, Katkılar, Tavsiyeler”, Üçüncü Sektörün İnsani Kalkınmadaki Rolü, 14–15 Ekim, İstanbul, 2006. http://www.sabanciuniv.edu/ipm/tr/ArastirmaAlanlari/documents/GeoffPrewitt.pdf

41

Chachage Seithy L. Chachage, “Dış Yardım Ve Afrika’nın Kalkınması”, Çev. Gökhan Yivciğer, I. Uluslararası Türk Afrika Kongresi, http://www.tasamafrika.org/pdf/yayinlar/27-chachage.pdf

42 Ashish K. Vaidya, Globalization: Encyclopedia Of Trade, Labor And Politics, New York, ABC-CLIO Press, 2005, s. 772. http://books.google.com.tr/books?id=dfGR1iPfxTwC&printsec=frontcover&dq...

(30)

kazanç unsuru çok fazla öne çıkmamıştır.43 Bu iddianın tam tersine hem dış yardımı sağlayan hem de alan açısından bu ilişkinin tartışılabilecek birçok boyutu vardır.

Öncelikle dış yardımlar dış yardım yapan ülkenin dini ve diğer değerlerinin başka ülkelere yansıtılması açısından da önemlidir. Çünkü dış yardım sadece büyük ve güçlü devletlerin yaptığı bir şey değildir. Tamamen insani gerekçelerle de devletler yardım yaparlar. Ulusal politik ruhun dışarı taşması anlamında tamamen insani gerekçelerle yapılan yardımların da dış politika açısından sonuçları olabilir.44 Bu yüzden yardımı alan ülkeler ve özellikle de kamuoyları yardım yapan ülkenin niyetlerinden genellikle şüphe duydukları için yardımı daha çok Birleşmiş Milletler uzmanlık kuruluşları ya da diğer bölgesel kuruluşlar eli ile almaya daha yatkındırlar.

Dış yardımın demokratikleşme üzerinde de olumlu etkileri olduğu tartışılmaktadır. Dış yardımın demokratikleşmeyi olumlu açıdan etkilediğini savunanlar üç tez ileri sürmektedir. Öncelikle teknik yardımlar seçim süreci üzerinde yoğunlaşarak yasama ve yargı erklerinin güçlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca dış yardımlar yardımı alan ülkede sivil toplumun güçlenmesine de yardımcı olabilir. İkincisi şarta bağlı yapılan yardımlardır. Yardımı alacak ülkenin demokratikleşme konusunda adımlar atması ile yardımın verileceğini taahhüt edilmesi, ülkede demokrasinin yayılmasını sağlayabilir. Üçüncü ve son olarak dış yardımlar, yardımı alan ülkede hem eğitimin hem de kişi başına düşen gelirin artmasına yardımcı olabilir ki bu iki unsur da demokratikleşme için temel unsurlardır.45

Dış yardımın demokratikleşmeyi olumlu etkilemesinin yanında bazı açılardan olumsuz etkileri de olduğu dile getirilmektedir. Çünkü bazı durumlarda yapılan dış yardım, ekonomik olarak az gelişmiş ülkelerin kendi içlerindeki gelir dağılımını da

43 Finn Tarp, Peter Hjertholm, Foreign Aid and Development: Lessons Learnt and Directions for the Future, London, Routledge, 2000, ss. 12–14. http://books.google.com.tr/books?id=ux_WLiG0pScC... 44

Jeffrey F. Taffet, Foreign Aid as Foreign Policy the Alliance for Progress in Latin America , CRC Press, 2007, ss. 4–5. http://books.google.com.tr/books?id=YU_IrgKMnYYC&printsec=frontcover&dq... 45 Stephen Knack, “Does Foreign Aid Promote Democracy?”,

(31)

bozabilecek nitelikte olabilir.46 Bu durum toplumsal anlamda bir huzursuzluğun yaşanmasını tetikleyebilir ve ülkenin demokratikleşmesi önünde bir engel teşkil edebilir.

Ayrıca dış yardımların yapılma niyeti ve gerekçesi ile ilgili de bazı kesimler tarafından endişeler olduğu vurgulanmaktadır. Günümüzde dış yardımların veriliş tarzı gittikçe merkez hükümetlerin inisiyatifinden, bölgesel ve yerel kuruluşlara ve sivil toplum kuruluşlarına kaydırılmaktadır. Hiç şüphesiz bunun sebepleri arasında dış yardımların kullanılması konusundaki başarısız, politik ve verimsiz uygulamalar ön sıralardadır. Ancak, STK kimliğinden uzak bazı kuruluşlar aracılığıyla denetimi sağlanan veya sağlanmak istenen kimi yardımların nihai hedefi konusunda da dikkatlice düşünmek gerekmektedir. Gerçek anlamda STK’ların toplum içinde örgütlenmeleri ve özellikle yerel ve bölgesel güçlerini toplum yararı gözeterek kullanmaları ne kadar istenen bir durumsa, bunun tersi durumların da var olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekmektedir.47

Dış yardımın temel amacı ekonomik büyüme ile ölçülebilecek şekilde gelişmekte olan ülkenin ekonomik anlamda kalkınmasına ve refah artışı yakalamasına yardımcı olmaktır.48 Teoride bu şekilde dile getirilen kalkınma yardımları pratikte bazı sorunların ortaya çıkmasını tetikleyebilir. Özellikle dış yardımın yardımı veren ülke açısından uzun dönemde bir ticaret ya da baskı aracı ve unsuru olarak kullanılma riski vardır. Bu durum yardımı yapan gelişmiş ülkeler ile yardımı alan gelişmekte olan ülkeler arasındaki ilişkinin boyutlarının az gelişmiş olanın aleyhine sürdürülmesini sağlamaktadır.

İçinde bulunduğumuz dönemde gelişmiş ülkeler ile az gelişmiş ülkeler arasındaki ilişki daha çok dış yardım ve borç sarmalında gelişmektedir. Bugün birçok çevre tarafından özellikle de gelişmiş ülkeler tarafından yapılan dış yardımlar, yardımı alan ülkenin birçok sorununu çözebilecek bir sihirli değnek gibi görünse de aslında bu ilişkide birçok sorun da yaşanmaktadır. Özellikle yapılan yardımların önemli bir bölümünün hibe yerine borç olarak verilmesi sorunların daha da büyümesine yol açmaktadır. Örneğin

46 Hasan Dursun, Dış Yardımla Ekonomik Büyüme Ve Kalkınma”, Kamu-İş, Cilt 8, Sayı: 4, 2006, s. 4. 47 Oğuz Zengingönül, “Nedir Bu Küreselleşme?, Kaçabilir miyiz? Kullanabilir miyiz?”, Siyasa, Yıl:1, Sayı:1, Bahar 2005, s. 94.

48 Ramesh Durbarry, Norman Gemmell, David Greenaway, “New Evidence on the Impact of Foreign Aid on Economic Growth, CREDIT Research Paper, No. 98/8, 1998, s. 5.

Şekil

Tablo 2. 2007 Yılı İtibarıyla Resmi Kalkınma Yardımları (milyon dolar)  Yardım Yapan Ülke    Yardım Yapan Ülke
Tablo  3.  OECD-DAC  Ülkelerinin  2007  Yılı  Resmi  Kalkınma  Yardımları’nın  GSMH’ye Oranı (Yüzde)
Tablo 4. DAC Üyesi Ülkelerin Yaptıkları Tüm Yardımlar (Milyon Dolar)
Tablo 5. DAC Üyesi Olmayan Ülkelerin Resmi Kalkınma Yardımları (Milyon Dolar)  DAC Üyesi Olmayan
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Tersine, tekrar edelim ki bugün yurdu­ muzda sosyalist olmadan Akifîn gerçek parale­ line girmek mümkün değildir. Ama bu tersliğin yanısıra, bir noktada haklı

Türkiye Yazıları adlı derginin yeni sayısında okuduğum «Halikarnas Balıkçısı Üzerine» başlıklı yazı­ sında Sayın Aytimur Doğan, Mao Tse Tung'un şu

Sonuç olarak küçük ve orta ölçekli işletmelerin bölgesel düzeyde sosyo- ekonomik kalkınma için önemli bir görev üstlendiği ve bölgeler arasında kalkınma

Azapkapı’da Unkapanı Köprüsü’nün ayağı yanında, Sokollu Mehmed Paşa Camii’nin önündeki zarif çeşme ise, Saliha Sultan Çeşmesi diye anılır.. Çeş­

Son olarak kültürel yakınlaşmaya verilen cevaplara baktığımızda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yine %60 gibi yüksek bir oranla bu sürece de en çok destek veren bölge

Strong Acid −Nonionic Surfactant Lyotropic Liquid-Crystalline Mesophases as Media for the Synthesis of Carbon Quantum Dots and Highly Proton Conducting Mesostructured Silica Thin

Abstract: The aim of the study is to compare and evaluate structural response demands obtained from nonlinear static analysis procedures 共NSPs兲 which are displacement coefficient

Bu bakımdan, döneme dair belirlenen kronolojik çerçeve ve Türk dış politikasının yapım sürecinin izah edilmesinin ardından, soruna dair durum tespiti, karar anı