• Sonuç bulunamadı

Futbol branşına katılan 9-14 yas grubu erkek çocuklarının ısık ve reaksiyon zamanlarının belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Futbol branşına katılan 9-14 yas grubu erkek çocuklarının ısık ve reaksiyon zamanlarının belirlenmesi"

Copied!
62
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ii

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

FUTBOL BRANġINA KATILAN 9–14 YAġ GRUBU ERKEK

ÇOCUKLARININ IġIK

REAKSĠYON ZAMANLARININ BELĠRLENMESĠ

HAYRUNNĠSA BOYAR

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR ANABĠLĠM DALI

DANIġMAN

(2)

iii

KONYA–2013 T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

FUTBOL BRANġINA KATILAN 9–14 YAġ GRUBU ERKEK

ÇOCUKLARININ IġIK

REAKSĠYON ZAMANLARININ BELĠRLENMESĠ

HAYRUNNĠSA BOYAR

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR ANABĠLĠM DALI

DANIġMAN

Doç. Dr. Mehibe AKANDERE

(3)
(4)

ii

ÖNSÖZ

Günümüzde spor bilim adamları, spor hekimleri ve eğitimciler birlikte çalıĢarak sporcuların baĢarılı olabilmesi için çeĢitli araĢtırmalar yapmakta ve sporcuların en az eforla en yüksek performansı elde etmelerinin yollarını araĢtırmaktadırlar. Yüksek performans düzeyine ulaĢmada etken olan motorik özelliklerinin geliĢtirilmesine yönelik araĢtırmalar, son yıllarda yoğunluk kazanmaktadır.

Reaksiyon zamanı, aniden ortaya çıkan ve öncelenmiĢ bir uyarının vücuda ulaĢmasından sonra bu uyarıya gelen ilk cevaba kadar geçen süredir. Tanımından da anlaĢılabileceği gibi reaksiyon zamanı temel motorik özellik olan süratin belirleyici bir kriteridir ve sürat biyomotorik bir özelliktir.

Sporda reaksiyon zamanının rolü gittikçe önem kazanmaktadır. Kondisyonel özellikleri ve teknik kapasiteleri aynı olan sporculardan reaksiyon zamanı kısa olan sporcu daha baĢarılıdır.

Reaksiyon zamanı birçok spor branĢında belirleyici bir kriterdir ve uzun yıllar yapılan çalıĢmalar ile reaksiyon zamanının kısaltılması yoluna gidilmiĢ ve gidilmeyi zorunlu hale getirmiĢtir.

Algılarımız yönünden, özellikle uyaranlar açısından, sporda rakiplerimizden biraz daha önce harekete geçebilmemizi sağlamada reaksiyon zamanının kısalığı ayrıca önem taĢımaktadır. BranĢtan branĢa da reaksiyon zamanın önemi değiĢebilmektedir.

Fiziksel aktivite her yaĢta sağlığa yararlıdır. Düzenli fiziksel aktivite, çocukların ve gençlerin sağlıklı büyümesi ve geliĢmesinde, istenmeyen kötü alıĢkanlıklardan kurtulmada, sosyalleĢmede önemli bir faktördür.

Bundan 10–15 yıl öncesine kadar çocuklarına spor yaptırmayı, daha doğrusu top oynamayı yasaklayan ebeveynler sporun bir meslek haline

(5)

iii geldiği günümüzde, çocuklarını bir takımda oynaması için ellerinden tutup antrenmanlarına götürmektedir. Yetenek seçimi ve spora baĢlama yaĢı daha erken yaĢlara gerilemiĢtir. Bu nedenle alt yapı çalıĢmalarına önem vermektedir. Tüm spor branĢlarında, alt yapı çalıĢmalarının artması ve çocukların spor yapmak için daha çok zaman ayırmaları nedeniyle çocuklar için yaz spor okulları yaygınlaĢmıĢtır.

Bu çalıĢma sonucunda; yaz spor okulu programına katılan, spora yeni baĢlayan çocukların sahip oldukları reaksiyon zamanları ortaya çıkacaktır. ÇalıĢma programı ile anropometrik ölçümleri alınan 9–14 yaĢ grubu çocuklarının reaksiyon zamanlarında herhangi bir değiĢme olup olmadığını incelemek ve benzer çalıĢmalara örnek olması açısından önem taĢımaktadır.

T.C.Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu 2011/015 karar sayısı ve uygun görülen etik kurul kararı ile proje onaylanmıĢtır.

Reaksiyon zamanlarının belirlenmesi adlı çalıĢmamda baĢta Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi Anabilim Dalı öğretim üyesi sayın hocam Doç. Dr. Mehibe AKANDERE‟ye Hareket ve Antrenman Bilimleri Anabilim Dalı öğretim üyesi sayın hocam Doç. Dr. Halil TAġKIN‟a tasarlanmasında ve uygulanma aĢamasında yardımlarını esirgemeyen sevgili hocalarım ArĢ. Gör. Gülsüm BAġTUĞ ve ArĢ. Gör. Bekir MEHTAP‟a katkılarından dolayı arkadaĢım Alparslan IġIK‟a ve çalıĢmamın baĢından sonuna kadar yanımda olan ve en az benim kadar emeği geçen sevgili eĢim Serkan BOYAR‟a sonsuz teĢekkür ederim.

(6)

iv ĠÇĠNDEKĠLER ONAY SAYFASI……….……..…..i ÖNSÖZ………ii ĠÇĠNDEKĠLER………..iii v SĠMGELER VE KISALTMALAR………..viv 1. GĠRĠġ………...ii 1.1. Futbol……….3

1.1.1. Futbol ve Tarihi GeliĢimi………3

1.1.2. Çocuk GeliĢimi ve Futbol………...4

1.2. Futbolda Antropometrik Özellikler………7

1.2.1. Futbolda Vücut Kompozisyonu ve Yağ Yüzdesi………8

1.3. Motorik Özellikler………...9 1.3.1. Kuvvet……….9 1.3.2. Sürat………...10 1.3.3. Dayanıklılık………...12 1.3.4. Esneklik……….12 1.4. Reaksiyon Zamanı………..………..13

1.4.1. Reaksiyon Zamanları ve Bölümleri………...16

1.4.2. Reaksiyon Zaman ÇeĢitleri………17

1.4.3. Reaksiyon Zamanını Etkileyen Faktörler………..19

1.4.4. Reaksiyon Zamanı Antrenmanları……….22

1.4.5. Reaksiyon Zamanı Ölçüm Araçları………...26

2. GEREÇ VE YÖNTEM………...….29

2.1. Denek Grubunun Özellikleri………29

2.2.Veri Toplama Yöntemi………...29

2.3. Deneklere Uygulanan Test ve Ölçümler………..30

2.3.1. Reaksiyon Zamanı Ölçümleri………...32

2.3.2. Yağ Ölçümleri (deri kıvrımı)……….32

2.3.3. Boy Kilo Ölçümleri………...33

2.4. Ġstatistiksel Analiz………33

(7)

v 4. TARTIġMA………..40 5. SONUÇ VE ÖNERĠLER……….45 6. ÖZET……….46 7. SUMMARY………...47 8. KAYNAKLAR………..48 9. EKLER………...52 EK- A: ĠZĠN BELGESĠ………...……….52

EK- B: ONAY BELGESĠ……….53

(8)

vi SĠMGELER VE KISALTMALAR ATP : Adenozintrifosfat ark. : ArkadaĢları bkz : Bakınız cm : Santimetre çev. : Çeviren dk : Dakika EMG : ElektroMyoGrafi FR : Frekans gr : Gram HZ : Hareket Zamanı kg : Kilogram m : Metre mm : Milimetre msn : Milisaniye

MSS : Hareket Öncesi ĠĢlenim Dönemi RZ : Reaksiyon Zamanı

Sn : Saniye

SPSS : Ġstatistik Programı TZ : Tepki Zamanı Vb : Ve Benzeri

VYY : Vücut Yağ Yüzdesi % : Yüzde

(9)

1

1. GĠRĠġ

Günümüzde toplumlar tüm ülkelerde tartıĢılmaz yeri ve önemi olan sporu; sağlıklı toplumlar yaratmak ve boĢ zamanlarını değerlendirmek için yaparlarken diğer yandan da, rekabet, tanıtım ve ekonomik kazanç aracı olarak kullanılmaktadır (Marancı 1999).

Spor dünyasında milyonlarca insanı peĢinden sürükleyen, doğrudan ve dolaylı katılımcısı bakımından en çok rağbet gören spor dalı olan futbol en baĢta gelen rekabet, mücadele ve tanıtım aracıdır. Olimpiyatlar ve Dünya kupası gibi büyük spor organizasyonlarını düzenlemek ülkelerin sosyo - ekonomik üstünlüğünün göstergesi durumundadır. Bu nedenle ülkeler spor sektörüne büyük yatırımlar yapmaktadır. Her geçen gün, ilerleyen bilim ve teknolojinin yardımıyla spordaki rekorlar yenilendikçe, spor sahalarında sporcu veya takımlar temsil ettikleri teknik, eğitim ve ekonomik standartlarını yarıĢtırır hale gelmiĢlerdir (Açıkada ve Ergen 1990).

Modern futbol, oyunda tüm futbolcuların defans ve hücum yapabilme yeteneğine bağlıdır. Bu sebeple oyuncuların topa vurma, pas atma, çalım, top sürme ve kafa vurma becerilerinde yüksek performans göstermeleri gerekmektedir (Armbruster 1975). Futbolcuların baĢarıları ve verimlikleri birçok faktöre bağlıdır. Futbol, yüksek Ģiddeti, aralıklı yüklenmeleri, dayanıklılığı, kısa sprintleri, top becerilerini, koordinasyonu, çabuk manevralar yapabilmeyi, istikrarlı karar vermeyi ve dengeyi kapsayan bir spor dalıdır (Agostini 1994). Ferdî sporlara nazaran futbol gibi takım sporlarında yer alan birçok sporcunun olması nedeniyle sporcuların performansı kompleks bir yapıdadır (Reilly 1979).

Uyaranın baĢladığı zaman ile tepkinin baĢladığı zaman aralığında geçen süre olarak tanımlanan reaksiyon zamanı, kısaca RZ Tamer (2000), modern futbol performansının aldatmalarının ve topa müdahale gibi birçok pozisyonunun da, belirleyicisi olup; alan, zaman ve rakibin baskısı altında

(10)

2 kalan süratli karar verebilme yeteneğine futbolcuların sahip olmalarıyla yakından ilgilidir (Konter 1997).

Dane ve ark (2008) egzersiz yapmanın özellikle sağ beyni veya sol eli pozitif Ģekilde etkilediğini bildirmiĢtir. Diğer bir ifadeyle, el tercihine veya daha baskın olan beyin hemisferine bağlı reaksiyon süresinin kısaldığını ortaya koymuĢtur (Dane ve ark 2008)

Signh (1970) bacakların gücünü bir itme aktivitesinde çalıĢtı. Sağ elini kullananların sağ ayaklarının, sol ayaklarından hiçbir farkı olmadığını tespit edildi. Ama sol elini kullananların sol ayaklarının sağ ayaklarından daha güçlü olduğunu buldu. Diğer yandan Carnahan ve ark (1986) ve Rosenrot (1980) güç üretiminde sol ayak üstünlüğünü rapor etti. Ayrıca bazı sağ elini kullanan insanlardaki sol ayağın daha ağır ve daha uzun olduğunu ve bu yüzdende daha güçlü olacağını buldu. Ancak bu tamamen ispatlanmadı (Chibber ve Singh 1970).

Futbol oyunu ve antrenmanında, günlük iĢlerin gerçekleĢtirilmesinde, sağ ya da sol ayağı kullanma eğilimi mekanizması üzerinde yaklaĢık yüz yıldan bu yana çalıĢılmasına rağmen, bu konu henüz kesin olarak aydınlatılamamıĢtır. Sağlaklığı ve solaklığı anne karnındaki konum ve hormon sisteminin etkileri ile açıklamaya çalıĢan görüĢler olmakla birlikte yaygın ve kabul gören görüĢ, el ayak kullanım tercihinin genetik olarak belirlenen bir özellik olduğudur. Sağlak ve solakların dağılımı eĢit olmayıp; insanların yaklaĢık % 90‟ ı sağlak, % 10‟ u solaktır (Annett 1972).

(11)

3

1.1. Futbol

1.1.1. Futbol ve Tarihi GeliĢimi

Futbol geniĢ bir oyun alanında, çok sayıda oyuncunun katılımıyla, oyun kuralları gereği belirlenmiĢ sınırlı bir alanda, sonucun kalelere atılan ya da yenilen gollerle belirlendiği, el harici vücudun her yerinin kullanılarak oynandığı bir spordur (Ġnal 2004).

Futbol, aerobik ve anaerobik eforların ardı ardına kullanıldığı sürat, kuvvet, çeviklik, esneklik, elastikiyet, denge, kassal ve kardiorespiratuvar dayanıklılık, koordinasyon gibi faktörlerin performansa beraberce etki ettiği yüksek derecede koordine bir spor disiplinidir (Akgün 1992).

Tüm dünyada yaygın olarak en çok sevilen spor dallarının baĢında gelen futbola, oyunun kökeni olarak birçok ülke sahip çıkmaktadır. Doğal olarak kültürel etkileĢim sonucu tüm ülke tarihinde futbol oyunu ile ilgili gerçekler vardır. Fakat futbolu bir uygarlığa mal etmek çok güçtür (Acar 1994).

Konfüçyüs öncesi Çin” inden Firavunlar dönemi Mısırına, antik Yunandan eski Amerikan uygarlıklarına kadar insanlık tarihinin pek çok döneminde top oyunu oynandığı bilinmemektedir (Kaplan 2004).

Orta Asya Türklerini anlatan “La Tartarie” adlı eserde, Tsang kentinde, kız ve erkeklerden kurulu takımların ayak topu ile oynadıkları, bu merakla bu heyecanlı oyunu izleyen Hiuan adlı Çinlinin Ģunları anlattığı kaydedilir. “Büyük mabetlerde sık sık ayak topu müsabakaları yapılır. Bu oyunda topa elle dokunulmaz, ya ayakla ya da baĢla vurulur ve topu hasım kaleden içeri sokmak için uğraĢ verilir (Arslanoğlu 2005).

Türkiye‟ye, bugünkü futbol oyununun kuralları, saha ölçüleri vb. özellikleri ile eĢdeğer olan futbolun, 1890‟larda Ġzmir‟e yerleĢen Ġngiliz aileleri tarafından getirildiği bilinmektedir. Daha sonra Ġstanbul‟daki azınlıklarca oynanan oyun durumunu almıĢtır. Ancak bu oyunun Türkiye‟ye okullu öğrencilerce yerleĢtirildiği,

(12)

4 sevdirildiği bilinmektedir. 1899 yılında Kolejli Gençler Black Stockings (siyah çoraplar) isminde bir kulüp kurmuĢlardır. Ġlk Türk futbolcusu “Bobi” takma adıyla Ġngiliz takımlarında oynayan Fuat Hüsnü Kayacan‟dır. Ġlk futbol kulübü Galatasaray 1905‟te,sonrasında ise Fenerbahçe 1907‟de kuruldu.1903‟te jimnastik kulübü olarak kurulan BeĢiktaĢ ise 1910‟da futbolu da etkinlikleri arasına aldı. Kulüp sayısının artmasıyla Futbol Kulüpleri Birliği kuruldu. Ġstanbul Pazar ve Ġstanbul Cuma Ligleri oluĢturulmuĢtur. Türk milli takımı Dünya Kupası final grubuna katılma hakkını ilk kez 1949‟da elde etti ama ödenek bulunamadığından Rio de Janerio‟ya gidemeyerek 1950 Dünya Kupası‟ndan elendi. Bu hakkı ikinci kez elde ettiği 1954‟te, sonradan kupayı kazanan Almanya‟ya yenilerek elendi (Ferah 2000).

1.1.2. Çocuk GeliĢimi ve Futbol

Her biyolojik yaĢam döneminde insanın içinde bulunduğu yaĢa göre hareket özellikleri vardır. ÇeĢitli yaĢlarda verilmesi gereken eğitim ve öğretim amaçlarında bu hareket özelliklerine göre saptanması ve planlanması gerekir. Çocuğun iskelet sistemindeki büyümelerin durulduğu, çocuğun öğrenim isteminin en yoğun olduğu, çocuğun “en ideal” öğrenim, algılama kavrama ve taklit dönemini içeren bu devrenin çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Bu yaĢ dönemi içerisinde ilerde öğrenilmesi zor olan tüm koordinatif yetenekler ve futbolda baĢarıyı belirleyici en önemli etken olan teknik, kolayca öğrenilip algılanabilir. Teknik konusundaki gecikme ve eksikliğin ileriki yaĢlarda öğrenilmesi ve bu kaybın telafisi çok güçtür. Zira birinci ergenlik safhasında iskelet sisteminin uzaması nedeni ile zihinsel-ruhsal dengesi de olumsuzlaĢmaktadır. Böylece en ideal öğrenim dönemi oluĢturan özellikler değiĢime uğramakta ve takip eden dönemlerin amacı ancak kazanılmıĢ olan teknik yetenekleri muhafaza etmeye yönelik olabilmektedir (Özer 1998).

YetiĢkin çağda baĢarılı olarak performans sporu yapmak isteyen Ģahısların, çocukluk yaĢtan itibaren belirli geliĢim dönemlerini yaĢamaları gerekir. Uzun kapsamlı bir çalıĢma ve öğrenim süresini içeren bu geliĢim dönemi geniĢ ve uzun süreli olarak planlanmalıdır.

(13)

5 Çocukluk ve gençlik yaĢlarında yaptırılacak futbol antrenmanları kısa süreli baĢarı değil, bilakis uzun vadeli ve kalıcı baĢarıları amaçlamalıdır. Yani bu yaĢlarda yaptırılacak çalıĢmalar yetiĢkinlerde olduğu gibi gelecek maçları kazanmaya yönelik kısa vadeli olmamalıdır. Bu çalıĢmalar çocuğun bireysel geliĢim özelliklerine göre ve bunları en iyi geliĢtirecek Ģekilde yönlendirilmelidir. Çok yönlü ve doğru planlanmıĢ sporsal antrenman çocukların geliĢimlerini olumsuz olarak etkiler. Buna karĢın tek yönlü bir özelleĢmeye gidersek amacımız olan sporsal verim özelliklerine ulaĢmamıĢ ve bunları geliĢtirmemiĢ oluruz. Böylece çocuğun o an içinde bulunduğu geliĢim özellikleri dikkate alınarak hem çocuğun ilerideki performansının temeli atılması, hem de sporsal verimin kazandırılması mümkün olur. Öyleyse çocuk ve gençlerin antrenmanlarının sistematik planlamasında, çalıĢtığımız çocuk ve gençlerin içinde bulundukları yaĢ gruplarının biyolojik ve psikolojik geliĢim özellikleri de dikkate alınmalı ve beraber düĢünülmelidir. Sistemli olarak çocuğu verime hazırlayıcı bu safha; Gençlerin geliĢim durumlarını ve Ģartlarını dikkate almalı ve yardımcı olmalı, Gençlerin ve çocukların geliĢmelerinde aksaklıklar vermemek için erken özelleĢmeye gitmemeli (yani hep ve çok futbol oynatmamalı), Kısa vadeli baĢarılar amaçlayıcı Ģekilde planlanmamalı, Temel oluĢturucu ve çok yönlü bir Ģekilde planlanmamalıdır. Bahsedilen prensipler sistemli bir antrenman programı içerisinde performansa hazırlayıcı Ģekilde uygulanmalıdır. Ancak bu antrenmanların belli amaçları olması gerekmektedir. Bu amaçla antrenman dizileri sayesinde çocuk ve gençler; Futbol oyununun özelliklerini basamaklama ile öğrenirler. Biyolojik geliĢmeleri bu antrenmanlar sayesinde olur. Buna göre gençlerin geliĢim antrenmanlarda ardı ardınca çalıĢması gerekli antrenman dizisi aĢağıdaki Ģekilde belirlenebilir (Günay ve Yüce 2001).

Birinci Eğitim Safhası (6–10 YaĢına Kadar Olan Dönem)

Bedensel görünüĢ: 7 yaĢına giren çocukta bedensel değiĢme baĢlar. Çocuğun silindirik biçimi giderek kaybolur, omurgada normal bir eğrilik görülmeye baĢlar. Kaslar ve eklemlerin belirginleĢmesiyle yağlar azalır, baĢın görüntüsü küçülür, göğüs ve karın bölgesi farklılaĢmıĢtır. 7 yaĢtan sonra geniĢliğe doğru bir büyüme görülür. Ġç organlar (kalp ve akciğer) oldukça geliĢmiĢ durumdadır. Performans için genelde iyi bir durum vardır. Vücudun genel yapısı, motorik istemler için elveriĢli bir görünüme sahiptir.

(14)

6 Bu dönemde çocuk;

”Çok yönlü psiko-motorik temel eğitim” ile çeĢitli spor branĢları içerisinde çok yönlü hareket öğrenim ve deneyimlerini kazanır. Bu branĢlar Atletizm, Jimnastik, yüzme vs. kaba formlar içinde futbol tekniklerine yatkınlık çalıĢmaları yapılabilir (Günay ve Yüce 2001).

Ġkinci Eğitim Safhası (Geç Çocukluk Evresi) (10 yaĢından 13 yaĢına kadar olan dönem)

Motorik öğrenme yetisi: 11 yaĢ sonuna doğru çocukta motorik geliĢmede büyük bir artıĢ görülür. Çocukta yüksek öğrenme yetisi görülür. Hareketlerde armoni ve zarafet belirgin özellikler arasındadır. Zor olan becerileri arka arkaya yapar ama bu çağdaki çocuklara verilen hareket ödevleri doğal hareketlerden uzak olursa çocuk hareketleri yapmakta güçlük çeker (Sevim 2002).

.

ÇalıĢmalarda, çeĢitli koĢma oyunları tercih edilmelidir. Aerobik çalıĢmalarda dozaj kaçırılmamalıdır. Kısa mesafeli, tekrar edilen kuvvetli yüklenmeler uzun dayanıklılık çalıĢmalarına tercih edilmelidir. Maksimal kuvvet çalıĢmalarından kesinlikle kaçılmalıdır. Dinamik hareketler de, kuvvette devamlılık çalıĢmalarına tercih edilmelidir.

ÇalıĢmalarda oyun esastır. Kullanılacak top, büyük (normal top) olabilir. Ancak normal ağırlıktan daha hafif olmalıdır. Taktik çalıĢmalar bir yana bırakılarak teknik çalıĢmalara önem verilmelidir. Basit taktik çalıĢmalar strateji anlamında olmayıp görev Ģeklinde olmalıdır (Sevim 2002).

Motorik Yapı ve Motorik Öğrenme: Birinci ve ikinci puberte döneminde motorik açıdan farklılıklar vardır. Birinci puberte döneminde dağılan motorik yapı ikinci puberte döneminde toparlanmaya baĢlamıĢtır. Özellikle birinci puberte döneminde bedensel değiĢmeden dolayı, kas ve kemik yapısındaki kaldıraç sistemi de değiĢmiĢtir. Birinci pubertedeki önemli değiĢikliklere rağmen, gencin öğrenme yetisinde pek bir eksiklik göze çarpmaz.

(15)

7 Ġkinci eğitim safhasında futbola ait özelleĢme baĢlar;

 Futbol tekniklerinin öğrenilmesi,

 Benzer branĢlara özgü hareketlerin öğrenilmesi,

 Teknik, yetenekleri geliĢtirici özel çalıĢma formlarının uygulanması. antrenmanın amaçları arasında yer alır (Sevim 2002).

Üçüncü Eğitim Safhası (13 yaĢından 16 yaĢına kadar olan dönem)

Antrenmanın amacı: Yoğun özel antrenman.

Futbol teknikerinin sabitleĢtirilip otomize hale getirilmesi. Kondisyonel yeteneklerin geliĢtirilmesi.

Antrenman yüklenimlerinin artırılmasıdır (Sevim 2002).

Dördüncü Eğitim Safhası(16 yaĢ sonrası)

Cinsel hormonun devreye girmesiyle uzunluğuna büyüme durur. DolaĢım sistemi ve kas yetiĢkinlerde olduğu gibi antrene edilebilir (Sevim 2002).

1.2. Futbolda Antropometrik Özellikler

Antropometri, antos ve metris (insan ve ölçü) sözcüklerinin birleĢtirilmesiyle elde edilmiĢ bir deyimdir. Genel anlamıyla, insan bedenini nesnel özelliklerine göre sınıflandıran sistematize bir tekniktir (Özer 1993).

Spor antropometrisinin amacı, sporcunun vücut yapısı ile ilgili olarak yapılan düzenli sportif antrenmanın neden olduğu fiziksel değiĢmelerinin genel ve özel koĢullarının araĢtırılmasıdır (Çimen ve ark 1997).

Geleceğin baĢarılı sporcularını seçerken kullanılan tekniklerden birisi de ântropometrik boyutların ölçülmesidir. Her spor dalı için gereken ântropometrik özellikler farklıdır (Ağaoğlu 1994).

(16)

8 Bireyin ântropometrik ölçüleri, bazı sporlar için önemli bir kazançtır, bu nedenle de yetenek belirlemesi konusundaki ana ölçütlerden biri olarak kabul edilmelidir (Bompa 1998).

Ġnsan fiziğinin farklılığı içinde bazı aktiviteler, bazıları için diğerlerine göre daha uygundur. Yapı ve fonksiyon etkileĢimlerinin incelenmesinin gerçek amacı, elit spor için atletik potansiyellerin tamamlanmasıdır. Yalnızca morfolojik özelliklerden kimin Ģampiyon olabileceğini kestirmek imkânsızdır. Diğer taraftan kimin üst düzey performans sporcusu olamayacağını belirlemek çok daha kolaydır (Özer 1993).

1.2.1. Futbolda Vücut Kompozisyonu ve Yağ Yüzdesi

Ġnsan yaĢantısını yakından ilgilendiren vücut kompozisyonunu etkileyen faktörler; yaĢ, cinsiyet, kas, fiziksel aktivite, hastalıklar ve beslenme olarak sayılabilir. Vücut kompozisyonu, yağlı ve yağsız kütleler olarak iki gruba ayrılabilir. Yağsız kütlelere; kas, kemik, su, sinir, damarlar ve diğer organik maddeler girmektedir. Yağ kütlesi ise; derialtı yağlan, depo yağları ve esansiyal (öz) yağlar olarak sınıflandırılabilir (Zorba 2001).

Yakın zamanlara kadar, vücut ağırlığı, kiĢinin normal veya optimal kiloda olup olmadığının göstergesi olarak algılanmaktaydı. Bu kriter yaygın olarak sporcularda da kullanılmakta ve optimal performansın belirlenmesinde bir kriter olarak kabul edilmekteydi. Ancak vücut ağırlığının vücut kompozisyonun içeriği hakkında çok sınırlı bilgi vermesi nedeniyle, normal kiĢilerde olduğu kadar, sporcularda da vücut kompozisyonu merak konusu olmuĢtur (Açıkada 1990).

Bayanlar ve erkekler arasında performans farklılığı, kısmen bayanların vücudundaki yağ oranının fazlalığıyla açıklanabilir. Yağ hücreleri, kas tarafından ATP üretiminde kullanılmaz, onların temel amacı lipid depolamaktır. Sonuçta vücutta fazla oranda bulunan yağ performans açısından iki Ģekilde zararlıdır; Hücre, enerji üretimine katkıda bulunmaz, Yağların taĢınması için fazladan enerji tüketimine sebep olur (Tamer 2000).

(17)

9 Vücut kompozisyonu iki metodla değerlendirilebilir:

Direkt metot; insan kadavrasının ve hayvan vücudunun biyokimyasal analizini içerir (Özer 1993).

Ġndirekt metot; YaĢayan kiĢilerin yağsız vücut kitlesi, depolanmıĢ yağ ve zayıflık durumlarını araĢtırmak için kullanılır. Genel olarak laboratuar ve saha metotları olarak iki grupta toplanmıĢtır (Özer 1993).

Deri kıvrım kalınlığı, bedenin özel noktalarındaki derinin çift katlı katlanması sonucunda, iki deri tabakası arasında kalan yağ dokusu anlamında kullanılır (Özer 1993).

1.3. Motorik Özellikler

1.3.1. Kuvvet

Spor biliminde kuvvet kavramı çok değiĢik alanlarda ve değiĢik biçimlerde tanımlanıp sınıflandırılmıĢtır. Birçok spor bilim adamının tanımlarında kuvvet kavramı farklı Ģekilde anlam ve ifade bulmuĢtur. Kuvvet bir dirençle karĢı karĢıya kalan kasların kasılabilme ya da bu direnç karĢısında belirli ölçüde dayanabilme yeteneği olarak tanımlanırken (Özer 1993).

Kuvvet, içsel ve dıĢsal direnmeyi sağlayan kas-sinir yeteneğidir. Kuvvet, tek bir harekette maksimum gücü ortaya koymaktadır (Sharkey 1986).

Kuvvetin Sınıflandırılması

Genel Kuvvet: Genel kuvvet herhangi bir spor dalına yönelme olmaksızın tüm kasların kuvvetidir (Dündar 1998, Sevim 1991).

Özel Kuvvet: Özel kuvvet herhangi bir spor dalına özgü gereksinim duyulan kuvvettir (Dündar1998).

(18)

10 Bu tür kuvvetin dayandığı iki, temel faktör vardır;

Herhangi bir spor dalının teknomotorik uygulamasına direkt katılan kas gruplarının geliĢtirmesine öncelik verilmesi. Bunun temelinde ise söz konusu tekniğe özgü nöromüsküler iliĢki vardır. Kuvvetin bu spor dallarına özgü daha baĢka bir motorik temel özellikle birlikte geliĢtirilmesi (Sevim 1991).

Maksimal Kuvvet: Kasların yavaĢ kasılmasıyla ürettiği en büyük kuvvet olarak tanımlanır (Muratlı 1997).

Çabuk Kuvvet: Çabuk kuvveti, bir kas veya kas grubunun mümkün olan en büyük kuvvetle mümkün olan en kısa sürede (sn) gerekli olan hareketi yapması seklinde tanımlanmıĢtır (Günay ve ark 1996).

Kuvvette Devamlılık: Devamlı ve birçok kez tekrarlanan kasılmalarda kas sisteminin yorgunluğa karĢı koyabilme yetisi olarak tanımlanmıĢtır (Dündar 1998).

Relatif Kuvvet: Sporcunun kendi vücut ağırlığına karsı geliĢtirebildiği mümkün olan en büyük kuvvettir (Sevim 1991).

Salt Kuvvet: Bir sporcunun herhangi bir spor aktivitesi sırasında geliĢtirip uygulayabildiği maksimal kuvvettir (Günay ve ark 1996).

1.3.2. Sürat

Sürat, insanın kendisini en yüksek hızla bir yerden bir yere hareket ettirme yeteneğidir (Sevim 1991).

Bir baĢka tanımda sürat, vücudun bir üyesini, bir bölümünü veya bütün vücudu, mümkün olan en büyük hızla hareket ettirebilme olarak tanımlanmaktadır (Konter 1997).

(19)

11

Süratin Sınıflandırılması

Fizyolojik Açıdan;

Algılama Sürati: Algılama sürati ile vücudun pozisyonu ve uygun rotasyonel hareketler düzenlenir. Algılama sürati hareketlerin daha hızlı yerine getirmesini sağlar (Dündar 1998).

Reaksiyon Sürati: Bir uyarının verilmesinden, hareketin ilk belirtisinin görüldüğü kas kasılmasına kadar geçen zamanı içerir (Dündar 1998).

Reaksiyon süresi beĢ bileĢenden oluĢur. Bunlar;

 Uyarının(sinyalin)duyu organı reseptörüne geliĢi (algılanması),  Uyarının merkezi sistemine taĢınması,

 Uyarının sinir ağlarına geçiĢi ve etkili bir uyarıcının oluĢumu,  Efektör sinyalin merkezi sinir sisteminden kaslara taĢınması,

 Kasın uyarılmasıyla mekanik aktivitenin meydana gelmesidir (Muratlı 1997) Ortalama Sürat: Hareketin zamanına ve mesafesine göre değiĢir. Hareket hızı hesap lanarak koĢulan metreye bölünmesi ile elde edilir (Sevim 1991).

Maksimum Sürat: Ġvmeleme sürati ile elde edilen en büyük hızdır. Bir sporcunun sürati, reaksiyona, ivmeleme, ortalama ve maksimum hıza bağlıdır (Sevim 1991). Hareket Sürati: Sporcunun ilk hareketi ile bitiĢ hareketleri arasında geçen süredir (Sevim 1991).

Ġvmeleme Sürati: Süratte meydana gelen değiĢimdir. Ġvmeleme hızı, ilk hız ile son hız farkının zamana bölümüdür (Sevim 1991).

(20)

12

Antrenman Bilimi Açısından;

Bireysel Hareketin Hızı: Vücut bölümlerinin ortaya koyduğu hareket hızıdır (Boksörün kol sürati v.b.), devirsiz sporlarda görülür, devirsiz hareket akıĢını en kısa sürede uygulayabilme yeteneğidir. Bu özellik nöromusküler süreçlerin hareketliliğine bağlıdır (Sevim 1991).

Hareketin Frekansı: Birim zamanda yapılan hareket sıklığını anlatır. DeğiĢik eklemlerin maksimal hareket hızları farklıdır. Örneğin; Parmak eklemleri arasında; 300 -400 fr/dk iken, el bileği ekleminde 690 fr/dk (Dündar 1998).

Sprint Sürati: Sporcunun yaklaĢık 30 metreye kadar oluĢturduğu süreye denir. Sporcu 4 -5 saniyede ya da 28.5 -36.5 m arasında maksimal sürate ulaĢır (Dündar 1998).

Aksiyon (ĠĢ Yapma) Sürati: Hareketin uygulanmasında ortaya konan iĢin süratidir (Sevim 1991).

Süratte Devamlılık: Süratte devamlılık, sporcunun ulaĢtığı sürati istenilen süre ve spora özgü olarak devam ettirebilme kapasitesi olarak tanımlanmaktadır (Wilsloff ve ark 1998).

1.3.3. Dayanıklılık

Dayanıklılık verili bir egzersiz Ģiddetinde kassal yorgunluk olmaksızın veya yorgunluğa rağmen alıĢtırmayı uzun süre devam ettirebilme özelliği olarak tanımlanır (Günay ve ark 2006).

1.3.4. Esneklik

Merkezi sinir sisteminin durumuna, yaĢa, iklim koĢullarına, söz konusu harekette yer alan ilgili kasların uyanıklık durumuna, antrenmanlarla değiĢikliğe uğrayan eklemlerin anatomik yapısına, eklem bağlarının elastikiyetine ve yine antrenmanlarla değiĢen ve eklemleri çeĢitli açılara doğru çeken kas gruplarının

(21)

13 elastikiyetine ve kuvvetine bağlı olarak meydana gelen yetenek durumudur (Sevim 2002).

1.4. Reaksiyon Zamanı

Reaksiyon Zamanı bir kimsenin uyarımlara karĢı ilk kassal tepki ya da hareketi gerçekleĢtirmesi arasındaki süreyi belirleyen kalıtsal bir özellik olarak da tanımlanmaktadır (Bompa 1998).

Reaksiyon Zamanı uyaranın efferent ve afferent (dokulardan beyin ve omuriliğe haber ileten sinir) nörol yollar boyunca iĢlenmesindeki sürate bağlıdır ve ilk tepkinin baĢlamasıyla bütünleĢir (Gallahue 1982).

DeğiĢik literatürlerde reaksiyon zamanı, reaksiyon hızı ve reaksiyon süresi aynı anlamda kullanılmaktadır. Ancak tümünde de hız ölçümü söz konusu olduğu için zaman olarak değerlendirmek mümkündür. Bu nedenle daha çok “reaksiyon zamanı” olarak kullanım tercih edilmiĢtir.Yapılan araĢtırmalarda reaksiyon zamanı ölçümü, istemli bir hareketin yapılıĢında, performans ölçümünde, kiĢinin hangi bilgiyi kullandığı yâda ne yaptığının anlaĢılmasında kullanılmıĢtır (Magil 1980).

Ġlk olarak reaksiyon zamanı deneyi sinir iletim hızını değerlendirmek amacıyla H.Von Helmholtz tarafından yapılmıĢtır. Daha sonra F.C.Donders bazı zihinsel iĢlemlerde geçen zamanı hesaplamak için üç prototipli basit ve seçici RZ testinin taslağını oluĢturmuĢtur (Singer 1980).

Seçeneklerin yapısını ve sayısını arttırarak bir görevde var olan iĢlem süreçlerinin nasıl analiz edilebildiğini, belli bir sürecin belirli değiĢkenlerin etkileĢimleri tarafından nasıl etkilendiğini ve birbiri ile etkileĢim içinde olan değiĢkenlerin etkisine ve yapısına bağlı olarak ortaya çıkan uyarının ayırt edilmesi gibi belirli bir süreç için gereken zamanı göstermektedir. En basit reaksiyon zamanı deneyi bile uyarının tespit edilmesi, tanımlanması, tepkinin seçilmesi ve gösterilmesi gibi karmaĢık iĢlem süreçlerini içermektedir (Singer 1980).

(22)

14 Reaksiyon zamanı ve hareket zamanında farklı mekanizmaların çalıĢtığı düĢüncesi öne sürülmüĢtür. Kassal kuvvet, üyelerin hızına neden olurken, reaksiyon zamanı gecikmesini (MSS hareket öncesi iĢlenim dönemini) belirlediği, elde edilen verilerin reaksiyon zamanının ve hareket zamanının bağımsız öğeler olduğunu göstermiĢtir. Reaksiyon zamanında serebral korteksin (Beyinin düĢünme, istemli hareket, dil, algılama fonksiyonunu yerine getiren bölge ) faaliyeti Ģarttır. Uyarının algılanması ve uygun hareketin baĢlaması için cerebral kortekste oluĢan bir bütünlüğün bulunması gerekir. RZ bu anlamda en karıĢık refleks zamanından bile uzun sürmektedir. Genellikle refleks istemsiz olarak çalıĢır ve otomatik olarak verilen tepkiyi ortaya koyar. Fakat reaksiyon zamanında uyarıyı takiben afferent sinir yollarında geçen süre, algılama, reaksiyona karar verme süresi ve motor reaksiyonun gerçekleĢmesi için geçen süreyi kapsamaktadır (Schmidt 1991, Schmidt 1998 ).

Sıcak bir sobaya değen elin aniden çekilmesi gibi basit hareketlerin refleks olarak omurilik tarafından kontrol edilebildiği, beyin gibi üst merkezlerin bu iĢe karıĢmadığı bildirilmiĢtir Singer (1980), bu yüzden refleks ve RZ birbirine karıĢtırılmamalıdır. Refleks hareketi, uyaranın kabulü ve kasın cevabını takip etmektedir. Yani direkt olarak uyarana kas cevap verir ve bu istemsiz davranıĢ olarak kabul edilir. Bu davranıĢlar MSS‟nde daha az yer kaplamaktadır. Refleks otomatik cevap olarak görülmekte ve daha önce sezi yâda farkına varma gerektirmediği düĢünülmektedir (Magil 1980, Gallahue 1982).

Refleks reaksiyondan 20 kat daha hızlıdır. Fizyolojik yapı olarak reaksiyon süratinin bir parçasıdır fakat motorin harekete dâhil değildir. Reaksiyonu farklı kılan fizyolojik yapı refleks sistemi, MSS gibi primidal yol ile değil ekstra primidal yol ile uyarılara cevap verir. Bu süre yaklaĢık 0,004 s ile 0,01 s. arasındadır (Sevim 2006).

Ġstemli hareketin yapılması için hazırlık sürecinde geçen süreç, bir zaman dilimini kapsamaktadır. Planlanan hareket hemen yapılmaz, hatasız, doğru sonuçlanacak ani hareketler diğerlerine göre daha uzun hazırlık süreci gerektirmektedir (Schmidt 1998 ).

(23)

15 Fizyolojik açıdan reaksiyon süresi birbiri ardına gelen 5 öğeden oluĢmaktadır.  Alıcılar tarafından ilk uyaranın alınması

 Bu uyaranın MSS‟ ne iletilmesi

 Nöronlar aracılığı ile uyaranın taĢınması ve yanıt uyaranın oluĢturulması  MSS‟ den kasa iletilmesi

 Mekanik olarak iĢin gerçekleĢtirilmesi için kasın uyarılması (Bompa 1998). Uyarıyı takiben duyu organlarından MSS‟ne gönderilen impuls kasa geri döner. Kaslar daha sonra hareket için kasılırlar ve bu hareketlerin hepsi bir zaman diliminde olmaktadır (Oxedine 1980). Beyin primer motor alanı yâda motor korteksi, gruplar halinde nöron içerir ve bazıları “Betz” hücresi olarak adlandırılır. Motor korteks, vücudun istemli özel hareketlerini yapabilmesine göre alt alanlara bölünmüĢtür. Motor korteks‟de sınırlandırılmıĢ üst motor nöronların aksonları primidal traktus yolu ile aĢağıya, spinal kottaki motor nöronlara uzanırlar. Alt motor nöronların aksonları, spinal kordun ventral kökünden çıkarlar ve çok özel kaslarda sonlanırlar, bunların istemli hareketlerden sorumlu oldukları bilinmektedir (Ottoson 1983).

Birçok hızlı hareketin gerekli olduğu spor branĢlarında, sporcunun baĢarısı, ortama ya da rakip oyuncunun hareketine göre yapmıĢ olduğu sürate bağlıdır. Sporcunun en kısa zamanda ne yapacağına karar verip harekete baĢlaması reaksiyonun önemini ortaya koymaktadır. Örneğin, sprinterin takozda hazır pozisyonda beklerken, tabancanın patlamasıyla ileri doğru atılmak için yapmıĢ olduğu ilk hareket arasında geçen süre RZ olarak adlandırılabilir (Singer 1980).

Bu durumda kiĢinin yaptığı spor branĢı da reaksiyon zamanını etkilemektedir. KiĢi yapmıĢ olduğu branĢı yapı ve özelliği gereği seçmiĢ olsalar da, sürat gerektiren ve bu branĢta uğraĢan sporcunun, reaksiyon zamanının olmadığı ortamda çalıĢırlarsa bu kiĢinin reaksiyon zamanında düĢüĢ göstermesi normal olarak kabul edilmektedir. Reaksiyon zamanının önemli olduğu spor branĢların da uyarıya verilen cevabın Ģiddetine bakarak baĢarılı yâda baĢarısız Ģekilde tamamlayacağı tahmin edilebilir.

(24)

16 Bu durumda RZ ‟nın çoğu sporda belirleyici faktör olduğunu düzenli antrenmanlarla geliĢtirilebileceğini söyleyebiliriz (Singer 1980).

1.4.1. Reaksiyon Zamanları ve Bölümleri

Motor Öncesi Süre

Gelen bilginin MSS‟deki iĢlenimi ve kasta hareketin baĢlaması arasında geçen süreyi belirtmektedir. Yani uyaranın meydana gelmesi ve ilk EMG değiĢimine kadar olan süreyi belirtmektedir (Singer 1980, Schmidt 1991).

Bu zaman aralığı vücut parçası hareketinden önce kiĢinin hareket hazırlığında karar verme süreçlerini belirler. Thompson‟un çalıĢmasında, motor öncesi süre ile reaksiyon süresinin iliĢkili olduğu, ancak motor süre ile reaksiyon süresinin iliĢkili olmadığı sonucuna varılmıĢtır (Singer 1980).

Motor Süre

Kasların uyarılması ile cevabın verilmesi arasındaki süre olarak tanımlanmıĢtır (Singer 1980, Schmidt 1991).

Ön Süre

KiĢiye uyaran verilmesi ile hazır komutu arasındaki süredir. Bu süre kiĢinin içsel olarak tepki göstermeye hazırlandığı süredir. Teichner reaksiyon zamanı araĢtırmalarıyla ilgili bir derlemesinde “ikaz” ve “hazır” sinyalinin “baĢla” sinyalinin öncesinde kullanımının, kullanılmadığı koĢula göre daha hızlı reaksiyon verdiği sonucuna varmıĢtır. Yapılan çalıĢmaların sonuçları süreç olarak, iĢaret için yapılan hazırlığın 2–4 s arası olması gerektiğini belirtmiĢlerdir (Magil 1989).

Reaksiyon zamanı algılama organlarının fizyolojik farklılıkları sebebiyle değiĢiklikler gösterebilir ve bölümlere ayrılabilir.

(25)

17

ĠĢiterek reaksiyon: Akustik reaksiyondur. 0,12 – 0,27 sn arasındadır (Sportif açıdan en hızlı reaksiyondur).

Dokunarak reaksiyon: 0,09 – 0,18 s. arasındadır ve bu değerler ortalama değer olarak kabul edilir (Çolakoğlu ve ark 1993, Sevim 2006).

Hareket Zamanı

Reaksiyon zamanının hemen sonrasında hareketin baĢlamasından bitimine kadar olan süreyi içermektedir. Hareket zamanı, hareketin türüne bağlı olarak herhangi bir değer olabilir. Yani birkaç mls. den günlerce süren bir aktivitenin süresi olabilir (Schmidt 1988, Sevim 2006). Örneğin, atletin çıkıĢ çizgisinden harekete baĢladığı zamandan varıĢ çizgisine kadar olan geçen zaman hareket zamanıdır (Günay ve ark 1996).

Henry (1980)‟ e göre, reaksiyon zamanının hareket zamanından ayrı olarak düĢünülmesi gerektiğini ve bunun psikolojik nedenleri olduğunu ileri sürmüĢtür. Bu iki süreçte farklı mekanizmaların olduğunu öne sürmüĢ, hareket zamanında kassal kuvvet üyelerinin hızı etkili olurken, Reaksiyon zamanında, adı (kısaltma) MSS‟deki içsel iĢlem sürecinin etkili olacağını ifade etmiĢtir. Ayrıca RZ ve HZ arasında sıfıra yakın iliĢki bulmuĢlardır.

Tepki Zamanı

Reaksiyon zamanı ve Hareket zamanı‟nın birleĢmesine denir. Örnek olarak, yukarıdaki örnekte yarıĢı baĢlatan tabancanın patlamasından atletin varıĢ çizgisine ulaĢmasına kadar geçen süre tepki zamanını oluĢturur ve tepki zamanının kullanımı ve farklılığı önemlidir (Günay ve ark. 1996)

(26)

18

1.4.2. Reaksiyon Zaman ÇeĢitleri

Basit Reaksiyon Zamanı

Verilen tek uyarı ile tek cevap arasında geçen süre Ģeklinde ifade edilir (Spirduso 1995).

Sürenin kısa olmasının nedeni, denek için düĢüneceği baĢka bir uyarı, ayrıca vermesi için baĢka bir cevap olmamasıdır (Proteau ve ark 1989).

Seçici Reaksiyon Zamanı

Birden fazla uyarı ve her uyarı için belirlenen tepki Ģekilleri vardır (Alpkaya 1994). Örnek olarak, kırmızı ıĢık için iĢaret parmağı, mavi ıĢık için orta parmak ve yeĢil ıĢık için yüzük parmağını kullanmak gibi. Burada uyarı ve tepki sayıları artabilir fakat tepki ve uyarı sayısı eĢittir. Seçici reaksiyon süresinde uyarı tepki uygunluğu önemli bir belirleyicidir. Genellikle uyarıya uygun tepkinin verilmesiyle tanımlanır (Schmidt 1991, Adam ve Wuyts 1999).

Seçmeli reaksiyon zamanı 4 algısal süreci kapsar;

1. Uyarının alınması 2. Uyarının ayırt edilmesi 3. Uygun cevabın verilmesi 4. Motor cevabın oluĢması

Kompleks reaksiyon zamanı antrenman düzeyi ve nitelik gibi iki faktörün etkilediği ve antrenman düzeyinin en etkili olduğu RZ çeĢidi olduğu bildirilmiĢtir (Schmidt 1998 ).

Ayırt Edici Reaksiyon Zamanı

Birden fazla uyarı vardır fakat tepki sayısı birdir. Örneğin, kiĢinin sadece kırmızı ıĢıkta tepki vermesi ve mavi yâda yeĢil ıĢıkta tepki vermemesi istenir. Bazı

(27)

19 literatürlerde seçmeli ve ayırt edici reaksiyon süreleri tek bir ifadeyle karmaĢık yâda seçmeli reaksiyon süresi adı altında incelenmiĢtir. Buna göre seçmeli reaksiyon süresinin birkaç Ģekilde olabileceği bildirilmiĢtir. Ayırt edici reaksiyon zamanı deneylerinde, cevap verilmesi gereken bazı uyarılar (hafıza seti) ve cevap verilmemesi gereken bazı uyarılar (dikkat dağıtıcı set) vardır. Ancak yine de tek bir doğru yanıt vardır. “Sembol tanıma” ve “ton tanıma” nın her ikisi de ayırt etme deneyleridir (Schmidt 1991, Magil 1998).

1.4.3. Reaksiyon Zamanını Etkileyen Faktörler

Seçeneklerin Sayısı: Alternatif sayısı arttıkça reaksiyon zamanı uzayacaktır (Magil 1989).

Uyaran-Tepki Uyumu: Uyaran tepki arasındaki uyumun artması, RZ ‟nın kısalmasına neden olur. Uyarana verilen tepkinin yönü uyaran ile aynı yönde ve aynı vücut bölümü ile gerçekleĢtirilir. Bu durum uyaran – tepki arasında uyum haritası olarak değerlendirilir (Schmidt 1991).

Tekrar Sayısı: Motor tepkinin hazırlanması için gereken zaman sürecinin azaltılmasının en etkili yolu tekrar sayısını arttırmaktır (Magil 1989).

Uyaranın ġiddeti: Uyaran Ģiddetli olduğunda daha fazla reseptör aktive edilecektir. Dolayısıyla daha fazla reseptör potansiyeli oluĢacaktır. Bu da afferent fibrinlerin sayısında ve her afferent nörondaki ateĢleme oranında artıĢa neden olmaktadır. Böylece yüksek Ģiddetteki uyaranlar, Ģiddeti düĢük olanlara göre daha hızlı duyu siniri geçiĢine neden olmakta ve reaksiyon zamanını kısaltmaktadır. KiĢiler genellikle yüksek tondaki sese daha hızlı tepki verirler (Magil 1989).

Önsezi: Uzun reaksiyon zamanı gecikmeleri ile baĢa çıkmanın temel yolu önceden sezmektir. Yüksek düzeyde beceri kazanmıĢ bireyler, hangi uyaranın ne zaman geleceğini bilebilirler. Bu nedenle sporcu hareketini önceden organize edebilir. Bu sporcunun daha çok erken harekete baĢlamasına veya diğer hareketlerle uyumlu bir zamanda hareket etmesini sağlar (Schmidt 1991).

(28)

20

Cinsiyet: Reaksiyon zamanında önemli bir faktördür. Kadınların reaksiyon zamanı erkeklere oranla daha yavaĢtır. Gençlik ve olgunluk çağında bu süre % 30 daha kısadır. Erzurumluoğlu, cinsiyetler arası optik reaksiyon zamanı değerlerinde; erkeklerin ortalamalarını kızlardan daha kısa olduğunu belirtmiĢtir. Taimela ve Kujala; 11–14 yaĢ 56 bayan 57 erkek üzerinde yaptıkları çalıĢmada, bayanların basit ve seçmeli reaksiyon sürelerinde erkeklerden daha yavaĢ olduğu sonucuna varmıĢlardır (David ve ark 1987).

YaĢ: Mikro anatomi ve sinir sistemi doğumdan yaĢlılığa doğru bir değiĢim içindedir (Günay ve ark 2006 ). Reaksiyon zamanı, küçük yaĢlarda 0,5 – 0,6 s. iken, 30 yaĢlarına doğru giderek kısalır ve yetiĢkinlerde 0,1- 0,2 s. değerlerine ulaĢır (Magil 1989). 20 – 60 yaĢ arası reaksiyon zamanında % 20 azalma olduğu belirtilmiĢtir. Aynı zamanda aktif yaĢam tarzı olan yaĢlıların, sedanterlere göre daha hızlı RZ ve motor karakteristiklerinin daha iyi olduğu bildirilmiĢtir (Gottstanker 1982).

Dikkat: KiĢinin iç kaynaklı ve dıĢ kaynaklı uyaranlara duyu organlarıyla yoğunlaĢmasına dikkat denir. Dikkatsizlik ise, bu uyaranlara karĢı yoğunlaĢamamak ve istenilen zamanda tepkide bulunamamaktır. Dikkat, iki durumu içermektedir: “Sporcunun içinden gelen ve onun dikkatini bir seçim faaliyeti sonucunda belli bir konuya yönelten faktörler” ve “Çevreden gelen ve dikkati bir seçim faaliyetine yönelten uyarılar, dikkati uyaran dıĢ etmenler” olarak tanımlanır (Ġkizler 1994).

Konsantre Olma: Reaksiyon Zamanında, hazırlık periyodu ve bu periyotta konsantre olma önem taĢımaktadır. Atletizm startında, çıkıĢ öncesinde periyot kısa olursa kiĢi bu dönemde yeterince hazırlanamayacaktır. Eğer bu dönem gereğinden fazla olursa kiĢinin konsantrasyonu bozulacağından sağlıklı netice alınamayacaktır. Bu nedenden dolayı “hazır komutu” ile “uyarı” arasındaki zaman iyi seçilmelidir (Açıkada ve Ergen 1990, Schmidt 1998). Bu iki değerin ortası bulunmalıdır ve bu süre “en uygun süre” olmalıdır. Bu sürenin 2 – 4 s olması gerektiği belirtilmiĢtir (Magil 1980).

Yetersiz Antrenman: Yetersiz antrenman sonucu uyaran çalıĢmalarından yoksun olan kiĢi, reaksiyon zamanı içinde kalan patent zamanı bileĢenlerin zayıflaması ile reaksiyon süratinde olumsuz bir gerileme kaydetmektedir. Reaksiyon sürati

(29)

21 antrenmanlarla 0,12 s kadar geliĢtirilebilir. Bu değiĢme uyaranın beyne gidiĢ ve beyinden organlara geliĢ hızındaki geliĢmeden değil, mevcut reaksiyon süratinin korunması, geliĢtirilen teknik beceri düzeyi ile hareketin daha ekonomik bir hale getirilmesi ile gerçekleĢtirilebilir (Sevim 2006).

Baskın El: Reaksiyon süresinde diğer bir etken ise, basit reaksiyon süresinde, baskın el ile diğer el arasında arasındaki iliĢkidir. Baskın el ile hızlı reaksiyon süresine sahip olanların, baskın olmayan (az kullanılan) el ile aynı hıza sahip olup olmadığı yâda bir ayak ile diğeri arasındaki iliĢkiye bakıldığında; bununla ilgili bulgular genellikle kararsız ve karıĢıktır. Ġki el arasında yapılan reaksiyon zamanı ölçümleri bazı zamanlarda aynı bulunmuĢ fakat el ile ayak arasındaki karĢılaĢtırmada ayağın daha yavaĢ olduğu gözlenmiĢtir (Oxedine 1982).

Isınma: Isınmanın kas ısısında artıĢ meydana getirdiği bilinmektedir (Akgün 1994). Isınma yoluyla vücut ısısı artar ve kalp kan dolaĢımı hızlanır (Sevim 2006).

Zekâ: Büyükyazıya göre, zihinsel engelli, otistik ve down sendromlu çocukların normal gruptan daha uzun RZ‟ na sahip oldukları belirtilmiĢtir (Büyükyazı ve Tatar 2004).

Alkol: Alkol oranı ise, kanda 0.35 düzeyine ulaĢtığında reaksiyon zamanında % 10 dolayında uzama görülmektedir. Birçok ilacın ise, normal ölçülerde alındığında reaksiyon süresini etkilemediği, bununla birlikte özellikle bazı ilaçların reaksiyon süresini kısalttığı bildirilmektedir (Oxedine 1980).

Obezite: Gardner, Maes, Sandoval ve Dalsing obez ve normal kilolu bireylerin reaksiyon zamanı değerlerine baktıkları çalıĢmada, basit reaksiyon zamanı değerlerinde obezlerin daha hızlı reaksiyon zamanı değerlerine ulaĢtıklarını belirtmiĢlerdir. Bazı hastalıkların reaksiyon süresini etkileyebileceği, özellikle hipertansiyon, koroner hastalıklar gibi rahatsızlıkların algısal fonksiyonları dolaysıyla reaksiyon süresini olumsuz etkilediği ve bu kiĢilerin sağlıklı kiĢilere göre daha yavaĢ reaksiyon süresine sahip oldukları bildirilmiĢtir (Spirduso 1995).

(30)

22

Yükseklik: Maidikow ve ark (1983) 2100 – 3000 m. Yüksekliğe ulaĢınca bozulan konsantrasyon ve reaksiyon zamanının ancak bir ay sonunda yüksekliğe uyum sağlandığını ve sonrasında normale döndüğünü rapor etmiĢlerdir (Orhan 2001).

1.4.4. Reaksiyon Zamanı Antrenmanları

Reaksiyon zamanı antrenman pratiğinde genel olarak diğer çalıĢma biçimlerinden ayırt edilemez. Aksine kombine biçimde baĢka bir yetenekle çalıĢılır (Bağırtan 1982).

Reaksiyon zamanı birçok spor branĢında belirleyici faktördür ve uzun yıllardan beri yapılan çalıĢmalar, fiziksel antrenman ile reaksiyon zamanının kısal tılabileceğini ortaya koymuĢtur. Bazı çalıĢmalarda reaksiyon zamanının geliĢiminin antrenmanla kısaltılabileceği fakat belli bir minimumun altına düĢürülemeyeceği Ģeklindedir. Buda sporcu olanlar ile sporcu olmayanlara göre daha hızlı reaksiyon zamanına sahip olmalarının bir göstergesi olabilir (Agopyan 2002).

AraĢtırmacılar reaksiyon zamanı ile ilgili olarak, reaksiyon zamanının kalıtımsal ve geliĢimsel yönleriyle ilgilenmiĢlerdir. Basit reaksiyon zamanının, kompleks reaksiyon zamanına göre daha az geliĢim gösterdiği bildirilmiĢtir. Kompleks reaksiyon zamanında %30 ile %40 oranında geliĢmenin sağlanacağı saptanmıĢtır (Ottoson 1983).

Antrenmanla geliĢtirilen bu süre, uyarının beyine gidiĢ ve beyinden organlara geliĢ hızındaki geliĢmeden değil, mevcut reaksiyon zamanının korunması, geliĢtirilen teknik beceri düzeyi ve hareketin daha ekonomik hale getirilmesi ile gerçekleĢtiği ifade edilmiĢtir (Dündar 1996).

Sporda baĢarı için fizyolojik ve motorik özellileri yönünden üst seviyede performans sergilemesi gerekir. Bunu sağlayacak parametrelerden biride reaksiyon zamanıdır. Reaksiyon zamanının farklı literatürlerden tanımlarına bakıldığında; kiĢiye bir uyarının uygulanması ile kiĢinin bu uyarıya istemli olarak verdiği cevabın baĢlangıcı arasında geçen zamandır. Bir kimsenin uyarımlara karĢı ilk kassal tepki ya da hareketi gerçekleĢtirmesi arasındaki süreyi belirleyen etken kalıtsal özelliktir.

(31)

23 Reaksiyon zamanı uyarının baĢlama zamanı ile tepkinin baĢladığı zaman aralığında geçen süre olarak tanımlanmaktadır (Koç ve ark 2006).

Antrenmanın etkisiyle reaksiyon zamanın en büyük geliĢimi 9–12 yaĢları arasında görülmektedir. Bu hareket için gereken zamanın kısaltılması organizmanın geliĢmesine eĢlik eder. 13–14 yaĢlarında tek tek hareketlerin süresi değer olarak yetiĢkinlere yaklaĢtığı bildirilmiĢtir (Muratlı 2003).

Monosinaptik refleks ve uzun süreli refleksler okul öncesi çağda yetiĢkinlere göre daha uzun görülmektedir. Genellikle 9 yaĢın altındaki çocuklar ile 60 yaĢın üzerindekilerin 18 ile 50 yaĢ arası yetiĢkinlerden daha yavaĢ reaksiyon zamanlarına sahip oldukları, bununla birlikte her yaĢta oldukça birbirlerine yakınlık gösterdikleri bildirilmiĢtir (Scierarretta ve Bawa 1990).

Metodik çalıĢma açısından Zaciorski; basit reaksiyonların düzeltilmesi için üç metot ortaya koymuĢtur (Ostering ve ark 1990).

Tekrar metodu; Genelde kullanılan metottur. Bu metot da hareketler ani bir uyarıcıya göre tekrarlanır. AlıĢtırma biçimleri ve hareket yönleri müsabaka koĢullarına uygun olarak seçilir. Bu metotla yapılan sık tekrarlar ile reaksiyon zamanı sağlamlaĢır (Agopyan 2002).

Parça metodu; Hareket reaksiyonunu hedefe yönelik hareket çerçevesinde düzenlemeye yetmez. Bu metodun parça metoduyla tamamlanması gerekir. Parça metodunda hareket reaksiyonu daha basit alıĢtırma biçimleriyle ya da kolaylaĢtırılmıĢ, yüksek çıkıĢ, temel duruĢta çıkıĢ gibi hedef alıĢtırılmalarıyla eğitilir.

Duyusal metot; bu metot da 1/10‟luk veya 1/100‟lük zaman aralarının algılanması ve ayırt edilmesinin öğrenilmesine çalıĢılır. Zaman aralarını algılayabilen insanlar yüksek reaksiyon zamanı ile kendilerini gösterirler. Bu metot da basamaklı olarak üç eğitim yöntemi kullanılır (Agopyan 2002).

(32)

24  Sporcu bir sinyale karĢı azami bir hızda reaksiyon göstermeye çalıĢmalıdır.

Her denemeden sonra hareketin yapılıĢ süresi sporcuya bildirilmiĢtir.

 Bir hareketin yapılmasından sonra sporcuya, hareketi ne kadar zamanda yaptığı sorulmalıdır. ÇalıĢtırıcının söyledikleriyle sporcunun algıladıklarının sürekli karĢılaĢtırılması zaman algılamasını düzeltecektir.

 Bu dönemde alıĢtırma serbest bir Ģekilde önceden hedeflenmiĢ bir Ģekilde süratle uygulanmaktadır. Bu reaksiyon zamanının serbestçe istenilen hedefe doğru yönlendirilmesini kolaylaĢtırır.

Kompleks reaksiyonlarda, sürati geliĢtirmede pedagojik prensiplere göre basitten kompleks olanlara göre gidilir ve mümkün olan durum değiĢikliklerinin sayısı basamaklı olarak artırılır. Kompleks reaksiyon metotları Ģunlardır (Agopyan 2002).

 Durumların bilinçli olarak değiĢtirildiği spor türleri vasıtasıyla,  Nesnenin kavranmasının öğrenilmesiyle,

 Seçme reaksiyonların çalıĢılması ile gerçekleĢtirilir(Agopyan 2002). Fiziksel ÇalıĢmalar

Reaksiyon çalıĢmaları; optik, akustik, dokunsal ve kinestetik olarak her türlü uyarana karĢı çalıĢılabilir, fakat özel bir çalıĢma olacaksa, bu çalıĢma özelliğini yansıtan uyaran ile çalıĢmalar yoğunlaĢmalıdır (Muratlı 1997).

Reaksiyon çalıĢmalarında antrenman vasıtaları olarak Ģu alıĢtırmalardan yararlanılabilir:

 Her türlü uyaranlara karĢı start çalıĢması,

 Her türlü startta koĢuya ve değiĢik yönlere çıkıĢ çalıĢmaları,  Joking yaparken ani komutlarla değiĢik hareketlere geçiĢler,  Çabuk kuvvet cimnastiği,

 Her türlü top oyunları,

(33)

25 Reaksiyon çalıĢmaları yapılırken her defasında alaktik anaerobik enerji sistemi ile 2–3 sn. sürede ve 8–10 m. mesafeye kadar uygulamak gerekir (Gündüz 1998). Reaksiyon zamanı, sinir kas performansının göstergelerinden biri olması nedeniyle spor ortamında ölçüt olarak ele alınan önemli bir öğedir. Çünkü reaksiyon zamanı, sürat ve karar verme mekanizmasının etkililiğini gösteren önemli bir performans ölçütüdür. Bununla birlikte, reaksiyon zamanı gerçek yaĢantımızda yerine getirdiğimiz görevlerin, hareketlerin ana parçasıdır. Meydana gelen bir davranıĢı, becerikli bir davranıĢ olarak tanımlayabilmemiz için sürat, doğruluk, form uyum gibi temel öğelerin bir arada olması gerekmektedir (Sevim 1991).

Bir davranıĢın temel öğelerinden bir tanesi ve aynı zamanda baĢarılı bir performansın belirleyicisidir. Bir çok branĢ da baĢarıya ulaĢmak için kiĢinin içinde bulunduğu çevresel koĢullara veya rakibin davranıĢlarına bağlı olarak ne yapacağına karar vermek ve harekete geçmesinde ki süratine bağlıdır. Bireysel ve takım sporlarında reaksiyon zamanı sporcu için, spora özgü verimliliğin ortak bir faktörünü oluĢturmaktadır. Sporcu genel olarak aĢağıdaki durumlarda reaksiyon yeteneğine ihtiyaç duyar (ġahin 1995).

Takım sporlarında;

 Gol tehlikesinin olduğu pek çok durumda kaleci ya da savunma oyuncusu olarak (futbol, hentbol)

 Rakip oyuncu tarafından son hızla takip edildiğinde (futbol, basketbol, hentbol)

 Oyunda aldatma yaptığında ve aldatma yapana karĢı reaksiyon gösterdiğinde (futbol, basketbol, hentbol)

 Top kesme durumunda (futbol, basketbol, hentbol)  BoĢ alanlara hızlı çıkıĢlarda (futbol, basketbol, hentbol)

 Kendisini rakibinden kurtarmada (doğru zamanda gitmek) (futbol, basketbol, hentbol)

 Ortaya çıkan diğer beklenmedik durumlarda, örneğin direkten ve potadan dönen hatalı toplar gibi (futbol, basketbol, hentbol)

(34)

26  Ön savunma oyuncuların dublajlarında ve seken topların kurtarılmasında

(voleybol) (Günay ve ark 1994).

Bireysel sporlarda;

 Start pozisyonunda (100m sprint, yüzme)

 Rakipten gelen topların karĢılanmasında (tenis, masa tenisi, badminton)  Ani itme, vurma, çekme, fırlatma durumlarında (güreĢ, boks, cirit, gülle, disk,

çekiç vb.)

 Rakipten gelen atakların savunulmasında (boks, tekvando, güreĢ, karete vb.) (Günay ve ark 1994).

Mental ÇalıĢmalar

Mental çalıĢmalar ile reaksiyon zamanını kısaltmanın psikolojik yolu, cevap verilmesi söz konusu olabilecek uyarımları bir tavır takınmaktadır. Buda mümkün olduğu kadar dikkatimizin odaklama noktalarını daraltarak “karmaĢık reaksiyon” zamanından,“basit reaksiyon zamanına” geçmeye çalıĢmakla olur. Sporcuları konsantrasyonla ilgili sorunlarında genellikle baĢvurdukları iki yol vardır. Bunlardan birincisi, seyirci ve gürültü gibi zihni karıĢtıran durumları dıĢarıda bırakmaktır ki bu kendi kendine konuĢma ya da yaratıcı imgelem ile yapılır. Ġkincisi sporcunun kendisine verilen görevin önemli bölümleri hakkında yine kendisi ile konuĢmasıdır (Günay 1998, Syer ve Connolly 1998).

1.4.5. Reaksiyon Zamanı Ölçüm Araçları

Reaksiyon süresi ölçüm birim zamanı, msn değerinde olduğundan kullanılan aletlerin hassas olması gerekmektedir. Ġlk zamanlarda daha basit ölçüm araçları kullanılmasına rağmen günümüzde daha kapsamlı ve hassas aletler geliĢtirilmiĢtir.

(35)

27

Nelson El Reaksiyon Testi

Basit ve pahalı olmayan bir ölçüm aracıdır. Zaman olarak derecelendirilmiĢ bir cetvelden oluĢmaktadır. Test yapan kiĢi cetvelin ucundan ve deneğin baĢ ve iĢaret parmakları arasında olacak Ģekilde tutar ve cetveli bırakır. Cetvel bırakıldığında deneğin cetveli yakalaması istenir. Deneğin eli sabittir ve testte 20 deneme yapılır. Denek cetveli parmaklarıyla yakaladığı üst noktada, deneğin reaksiyon zamanı belirlenir. En yüksek ve en düĢük beĢer deneme atılır ve kalanların ortalaması alınır (Tamer 2000).

Nelson Ayak Reaksiyon Testi

Cetvel kullanılarak uygulanan bir testtir. Denek, ayakkabısını çıkarır ve ayakucu duvardan 2,5 cm, topuk 5 cm mesafede olacak Ģekilde oturur. Testi yapan, reaksiyon zaman cetvelini duvar kenarında ve duvar ile deneğin ayağı arasında, taban çizgi baĢparmağın ucu hizasında olacak Ģekilde tutar. Deneğe, konsantre çizgisine bakması ve hazır komutundan sonra düĢen cetveli ayak ucu ile duvara sıkıĢtırarak tutması söylenir. Bu test 20 defa tekrar edilir (Tamer 2000).

La Fayette Çok Seçenekli Reaksiyon Zaman Testi

Bu test ses ve ıĢık uyaranına karĢı basit ve farklı renklerde olan ıĢık uyaranına karĢı seçmeli reaksiyon süresini ölçer. Elektronik bir alet olup iki parçadan oluĢur ve zamanı 1/1000 s değerinde vermektedir. Uyarı Ģekline göre en kısa sürede, daha önceden belirlenen düğmeye basılarak test uygulanır (Tamer 2000).

New Test 2000

Tez çalıĢmasında kullanılmıĢ olup iki parçadan oluĢur. Birinci parça, önceden belirlenen iĢitsel (ses) ya da görsel (ıĢık) uyarılara karĢı deneğin parmağıyla basacağı bölümdür. Ġkinci parça, testi yapanın kullandığı ve deneğe gönderilen görsel yada iĢitsel uyarı Ģekli ve sayısının ayarlandığı parçadır. Test sırasında denek ve testi yapan kiĢi karĢılıklı masada otururlar ve testi yapan kiĢi testi yönlendirir. Araç görsel veya iĢitsel basit (tek ses, tek ıĢık) reaksiyon süresini ve görsel seçmeli (iki ıĢıktan

(36)

28 biri) reaksiyon süresini ölçmektedir. Uyarı sayısı ayarlanabilmekte ve her uyarı aralığı rastgele olmaktadır (Tamer 2000).

(37)

29

2. GEREÇ VE YÖNTEM

2.1. Denek Grubunun Özellikleri

T.C.Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu 2011/015 karar sayısı ve uygun görülen etik kurul kararı ile proje onaylanmıĢtır.

Bu çalıĢma; Konya ili merkezinde bulunan Konya BeĢiktaĢ Spor Okulu (Karakartallar Spor Okulu)‟na katılan 9–14 yaĢ grubu erkek futbolcular ve Konya Selçuk ilçesine bağlı Mustafa Necati ilköğretim okulunda okuyan 9–14 yaĢ grubu spor yapmayan çocuklar üzerinde uygulanmıĢtır. Deney ve kontrol grubuna uygulanan çalıĢmada gönüllü 160 kiĢi katılmıĢtır. Herhangi bir ön seçim uygulanmamıĢtır. AraĢtırmamızda Denek grubu çocuklara 16 haftalık, haftada üç gün ikiĢer saat temel futbol antrenman programı uygulanmıĢtır. Kontrol grubuna ise hiçbir etkinĢik uygulanmamıĢtır. Her iki grubun ön test ve son testleri alınarak istatistiksel karĢılaĢtırmaları yapılıp uygulanan 16 haftalık temel futbol antrenmanları ile çocukların sahip olduklar ıĢık (görsel) reaksiyon zamanlarında herhangi bir değiĢme olup olmadığını incelenmiĢtir.

Ölçümlerden önce sporculara ve ailelerine, bu çalıĢmanın bir yüksek lisans çalıĢması olduğu, çalıĢmaya katılanların ölçüm değerlerinin isimleriyle beraber kullanılmayacağını, istekli olarak bu çalıĢmaya katılmaları gerektiği ve yapılacak testlerin genel olarak ne olduğu hakkında bilgi verilmiĢtir ve aĢtırmamıza katılan deneklerin ailelerinden öncelikle gönüllü katılım izin belgesi alınmıĢtır.

2.2.Veri Toplama Yöntemi

Konya BeĢiktaĢ Spor Okulu ( Kara kartallar Spor Okulu)‟unda temel futbol antrenmanı verilecek olan 9-14 yaĢ grubu 80 çocuğa ve Konya Selçuk ilçesine bağlı Mustafa Necati ilköğretim okulunda okuyan 9-14 yaĢ grubu spor yapmayan 80 çocuğa ön test uygulaması yapıldıktan sonra denek grubu çocuklara 16 hafta süreyle haftada üç gün ikiĢer saatlik temel futbol antrenmanları yaptırılmıĢtır. Bu sürenin sonunda antrenmanlara düzenli olarak devam eden denek grubuna ve spor yapmayan kontrol grubunun son test ölçümleri alınmıĢtır.

(38)

30 ÇalıĢmada testlerin uygulanmasında test protokolleri ile ilgili teorik ve uygulamalı bilgiye sahip Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu araĢtırma görevlileri yer almıĢtır.

Uygulanacak test istasyonları daha önceden hazırlanmıĢtır. Testlerden önce deneklerin 10 dk. Isınmaları sağlanmıĢtır.

ÇalıĢmada aĢağıda materyali ve metodu açıklanan ölçümler uygulanmıĢtır.

2.3. Deneklere Uygulanan Test ve Ölçümler

Deneklerin ölçümler yapılmadan önce ısınmaları sağlanmıĢtır. Yapılacak ölçümden önce deneklere ölçümlerin nasıl yapılacağı hakkında bilgi verilmiĢtir. Ölçümler üç kez tekrar ettirilerek deneklerin ölçülen değerleri içinde en iyi olanı kaydedilmiĢtir.

(39)

31

Çizelge 2.1. AraĢtırmaya katılan denek grubuna uygulanan (8 x 2) 16 haftalık futbol antrenman programı

Deney grubuna uygulanan (8 x 2) 16 haftalık futbol antrenman programı

PAZARTESĠ ÇARġAMBA CUMA

1. HAFTA

20dk ısınma, Yön ve hız değiĢim eylemi koĢu alıĢtırması, futbol oyunu, soğuma.

20 dk topla teknik ısınma, ayak içi, iç-üst, ayaküstü, dıĢ üst ile vuruĢ teknikleri.

20dk ısınma, Ģut çalıĢması, taktik oyun.

2. HAFTA

20dk ısınma, DeğiĢik konumlardan çıkıĢ eylemli eĢli koĢu alıĢtırması uygulama, futbol oyunu,soğuma.

20 dk topla teknik ısınma, ayak tabanı ile, üstü ile, içi ile dıĢ üst ile diz ile göğüs ile top durdurma çalıĢmaları.

20dk ısınma, koordinasyon çalıĢması, taktik oyun.

3. HAFTA

20dk ısınma, Hız ve yön değiĢim eylemi koĢu alıĢtırması uygulama futbol oyunu, soğuma.

20 dk topla teknik ısınma, ayak iç yüzeyi, dıĢ üst yüzeyi, ayaküstü yüzeyi ile top sürme.

20dk ısınma, Ģut çalıĢması, taktik oyun.

4. HAFTA

20dk ısınma, Yer kapmaca eylemli atak koĢu alıĢtırması futbol oyunu, soğuma.

20 dk topla teknik ısınma, yüz yüze, yanal, önlü arkalı konumlarda engelleme ve markaj.

20dk ısınma, koordinasyon çalıĢması, taktik oyun.

5. HAFTA

20 dk ısınma, Sınırlı alan içerisinde kovalamaca eylemli koĢu alıĢtırması futbol oyunu,soğuma.

20 dk topla teknik ısınma, çalımlama top ile aldatmaca çalıĢmaları.

20dk ısınma, ritmik jimnastik çalıĢması, eğitsel oyun.

6. HAFTA 20dk ısınma, Hız değiĢim eylemli grup koĢu alıĢtırması futbol oyunu, soğuma.

20 dk topla teknik ısınma, topsuz aldatma çalıĢmaları.

20dk ısınma, top ile ritm ve koordinasyon geliĢtirici harakatler, futbol oyunu içinde teknik uygulamalar

7. HAFTA

20dk ısınma, Düz yönelimli ve tam dönüĢ eylemli grup koĢu alıĢtırmaları futbol oyunu,soğuma.

20 dk topla teknik ısınma, kenar atıĢ(taç atıĢı) çalıĢmaları

20dk ısınma, ritmik jimnastik çalıĢması,esneklik

çalıĢmalaları

8. HAFTA

20dk ısınma,2 grupla ters yönde eylemli koĢ alıĢt. fut.oyn.,soğuma

20 dk topla teknik ısınma, duran top çalıĢmaları.

20dk ısınma, gruplar arası turnuva maçları

(40)

32

2.3.1. Reaksiyon Zamanı Ölçümleri

Gereç: Newtest 1000 Reaksiyon Zaman Ölçer, masa, sandalye

Yöntem: Denekler, reaksiyon zamanı testi uygulama bölümüne, ölçüm değerlerinin diğer sporcular tarafından görülmemesi ve dikkatlerinin dağılmaması için birer birer alınmıĢtır. Deneklerin reaksiyon zamanlarını tespit etmek ve aralarında bir fark olup olmadığını araĢtırmak amacıyla ıĢık (görsel) reaksiyon zamanı ölçümleri sağ ve sol el olmak üzere new test reaksiyon aleti ile yapılmıĢtır. Denekler sessiz bir odaya tek tek alınarak, sandalyeye elleri masanın üzerinde olacak Ģekilde oturması sağlandı. Deneğin konsantrasyonu sağlanarak alete rahat olabileceği Ģekilde sağ ve sol el iĢaret parmağıyla dokunması sağlandı. Deneklerin eĢit olmayan aralıklarla verilen ıĢık uyaranlarına cevap vermesi istendi. IĢık uyaranları beĢ defa farklı zaman aralıklarıyla verilerek bu uyarıya cevap süresi saniye cinsinden kaydedildi. Ölçümlerdeki minimum ve maksimum değerler çıkarılarak cevap sürelerinin aritmetik ortalamaları alındı ve ölçüm sonuçları saniye cinsinden kaydedildi. Ölçümler new test reaksiyon ölçer cihazıyla gerçekleĢtirildi.

2.3.2. Yağ Ölçümleri (deri kıvrımı)

Gereç: Skinfold Kaliper

Yöntem: Vücut yağ yüzdesinin (VYY) belirlenmesi için, her açıklıkta 10g/mm2 basınç uygulayan skinfold kaliper kullanılmıĢtır, ölçümler, denek ayakta dik pozisyonda iken sağ taraftan alındı. Deri kalınlığı, kaliper üzerindeki göstergeden 2-3 saniye içerisinde okundu. ÇalıĢmada, önceden belirlenen dört skinfold bölgesi ölçümü aĢağıdaki gibi yapıldı;

Sırt (subscapularis): Kol aĢağıya sarkıtılmıĢ durumda ve vücut gevĢemiĢ durumda iken, kürek kemiğinin hemen altından ve kemiğin kenanndan hafif diyagonal olarak deri kıvrımı tutularak ölçüldü.

Triceps: Triceps kasının üzerinde, kolun dıĢ orta hattında acromion ve olecranon çıkıntıları arasındaki mesafenin ortasından deri katlaması dikey tutularak ölçüldü.

(41)

33

Biceps: Kolun ön kısmından omuzla dirseğin orta noktasında, biceps brachi kasının üzerinden dikey olarak deri katlanması tutularak ölçüldü.

Subra-iliaca: Vücudun yan orta hattında spina iliaca anterior superiorun hemen üstünden alınan hafif diyagonal (yarım yatay) olarak deri kıvrımı tutularak ölçüldü (Zorba 2001).

Vücut Yağ Yüzdesinin Hesaplanması

Dört standart bölgeden deri altı yağ dokusu ölçümleri Durning-Womersley'in yaĢlara göre beden yoğunluğu formülüne göre hesaplanmıĢtır.

Log X= (biceps+ triceps+ subscapula+ subrailiac) % Yağ- (4,95/ D- 4,5)* 100a (Özer 1993).

2.3.3. Boy Kilo Ölçümleri

Gereç: Dijital baskül, mezura

Yöntem: Deneklerin boy uzunlukları metre kullanılarak, çıplak ayak, ayaklar yere düz basmıĢ, topuklar bitiĢik, dizler gergin ve vücut dik pozisyonda iken 1 mm hassasiyetinde ölçülmüĢtür. Değerler santimetre (cm) cinsinden kaydedilmiĢtir. Deneklerin vücut ağırlıkları dijital baskül kullanılarak, mümkün olduğunca hafif giysilerle, 0,01 kg hassasiyetindeki dijital baskül kullanılarak ölçülmüĢtür. Değerler kilogram (kg) olarak kaydedilmiĢtir.

2.4. Ġstatistiksel Analiz

Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmıĢ değerlerin bulunmasında SPSS 16.0 istatistik paket program kullanılmıĢtır. Veriler ortalama ve standart sapmalar verilerek özetlenmiĢtir. Verilerin normal dağılım gösterip göstermediği One-Sample Kolmogorov-Smirnov testi ile test edilmiĢ ve verilerin normal dağılım göstermediği tespit edilmiĢtir. Veriler normal dağılım göstermediği için bağımsız değiĢkenler arasındaki farklılığın tespiti için Mann Whitney-U testi, bağımlı değiĢkenler arasındaki farklılığın tespiti için ise Wilcoxon testi kullanılmıĢtır. Bu çalıĢmada hata düzeyi 0.05 olarak alınmıĢtır.

Şekil

Çizelge 3.1. AraĢtırmaya katılan deneklere iliĢkin ön test değerlerinin ortalaması
Çizelge 3.2. incelendiğinde araĢtırmaya deney gurubu olarak katılan deneklerin son  test değerlerine iliĢkin yaĢ ortalaması 11,00 ± 2,014 yıl, boy ortalaması 1,46 ± 0,119  m,  vücut  ağırlığı  ortalaması 41,06 ± 9,635 kg,  vücut  kütle indeksi 18,549 ± 3,3
Çizelge  3.3.  incelendiğinde  araĢtırmaya  katılan  deney  ve  kontrol  gurubu  ön  test  değerlerinin  karĢılaĢtırılmasında,  yaĢ,  boy,  vücut  ağırlığı,  yağ%,  ıĢık  (görsel)  reaksiyon  zamanı  sağ,  ıĢık  (görsel)  reaksiyon  zamanı  sol  değiĢkenle
Çizelge 3.4. Deney ve kontrol gurubuna iliĢkin son test değerlerinin karĢılaĢtırılması
+3

Referanslar

Benzer Belgeler

Sualtı ölçüm yoluyla vücut yoğunluğu veya ağırlığı bir kere ölçülünce , vücut yağı yüzdesinin tespit edilmesi için esas denklemlerin kullanılması nispeten

Bu çalışmadaki sonuç bize SP’li çocukların kilo alımına engel olan bir çok eşlik eden sorunu düşünüldüğünde vücut ağırlığı persentil- lerinin

Sonuç olarak, Yeme Tutumu Testi puan› ile vücut kitle indeksi art›fl› aras›ndaki pozitif korelasyon bu testin kullan›m alan›- n›n sorgulanmas› gerekti¤ini ve

Tablo 4.7 de 12 yaş grubu çocukların motorik beceri testleri ile futbol teknik beceri testleri arasındaki ilişki düzeyleri incelendiğinde; DST ile JPT arasında

Test sonucunda Kilo gruplarına göre yaş ortalama değerlerine bakıldığında zayıf grubun ortalama(16,86 yıl) değeri en yüksek ortalama değerine sahip olduğu, kilolu

Buna ek olarak, örgütün hâlihazırda bulunduğu ağ kümeleri dışındaki diğer örgütler veya kaynak sağlayıcı konumdaki oluşumlar ile sosyal bir bağının

Kamu sorumluluklarının merkezi idareden daha alt düzeydeki idari birimlere desantralizasyonu, yerel yönetimlerin fonksiyonel etkinlikleri üzerindeki

Yüksek bel çevresi, kişi normal vücut ağırlığına sahip olsa da risk yaratan bir durumdur.... VK – Bel-Kalça