• Sonuç bulunamadı

Yunus Emre Seminerinden notlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yunus Emre Seminerinden notlar"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

\

Y U N U S E M R E

S E M İN E R İN D E N N O T L A R

m

U

şekkeif

yblm az

A

kbank'ın gayretiyle d ü ze n le ­ nen U luslararası Y u n u s Emre S e m in e rin in ilk gü n kü top­ lantısına, öğled en sonra ye tişe b il­ dim . Sabahleyin V edat N edim Tö r'-

ün konuşm asından sonra, Kültür Bakanı Talât Sait Halınan da bir açış konuşm ası yap m ış. Tü rkiye Sanatseverler D e rn e ğ in in h azırla­ d ığ ı m üzik program ında, Y u n u s'u n bestelenen şiirleri m odernize edil­ miş şe killeriyle sunulm uş. Sonradan ö ğre n d iğim e göre, bu arada, O 'n u n için m eydana getirilen en büyük eser — A d n an S aygu n 'u n O ratoryo­ sundan bir bölüm — y a zık ki d in le ­ tilm em iş.

İlk olarak Talât H alm an, D er­ g im izin Eylül sayısın da ya yın la ­ nan «Yunus Em re'nin H üm anizm a- sı» konulu b ild irisin i okum uş.

Mehmet Kap lan 'ın b ild irisin i de, yayınlan an kitaptan o k u ya b il­ dim . Kaplan b ild irisin de, Y un us'u n şiirlerin i, d evrin deki gö çeb e edebi­

yatı ile kıyaslayabilm ek için, O ğ u z Kaan destanı ve Dede Korkut'a kadar giderek, Türkün hayvan ve bitkiye ve rd iğ i önem i belirtiyor ve Y u n u s'u n Tanrı fik rin e topraktan ve toprak m ahsullerinden gittiğin i söylüyor. « Y u n u s’un G ül Bahçesin­ de» adını taşıyan bild irisin d e Kaplan «Derviş Yunus» u şöyle anlatıyor : « Yu n u s, insanı durm adan kendi içine dönm eğe, en yü kse k d e ğe r o- lan Tanrı'yı kendi için de bulm ağa çalışır. O n un yü celttiği insan tipi, eski Türk destanlarında gö rü len d ı­ şa dönük, savaşçı A tp tipi değil, içe dönük, barışçı derviş tipidir. Burada bahis konusu olan, başka­ larına hâkim olma, üstünlük d u y ­ gu su d eğil, eşitlik, dostluk ve se v ­ gid ir. Y u n u s'u n ve diğer m istikle­ rin durm adan telkin etmiş o ld u k­ ları bu se vgi ve barış ahlâkı ile, Tü rkiye'd e son derece m edenî bir

sosyal d ü zen ku ru lm u ştu r__ Bu ah lâk sistem i, Tanrı ile insan ara­ sındaki b irlik fik rin e dayanır. Tan ­ rı insanda tecelli eder. Bundan dolayı en h a kîr insana karşı dahi saygı duym ak lâzım dır. Y u n u s Em­ re'nin şiirlerin d e bu fik ri anlatan bir y ığ ın m ısra vardır. Bunlarda sık sık tekrarlanan «gönül» ve «aşk» tır.»

Ö ğ le d e n sonra Prof. Dr. İsm a- y il H akkı Baltacıoğlu , Tü rkçe- nin klâsik bir dil o ld uğun u örneklerle açıklayarak, «Türkçe bütün vücût ve davranışlarla ifade edilen bir dildir» dedi. Z iya G ö ka lp 'ın m illiyet gö rü şü nü eleştiren Baltacıoğlu, m illiyetin dil ve din b irliğin d e n başka, asıl olan ge le n e k b irliğ in e de d a yan d ığın ı açıkladı. D ilin de kendine ö zg ü bir takım geleneklere sahip b u lu n d u ­ ğu n u , Türkçenin uzun cüm le kabul e im e d iğin i söyleyerek, Y u n u s'u b u ­ gü n e getiren en önem li faktörün ku lla n d ığı dil o ld u ğ u n u belirtti. Bir toplum un kalkınm ası için, her- şeyden önce ge le n e k birliğin d e n

başlanm ası ge rektiğin i hatırlattı.

Prof. Dr. Fahir İz'in Y un us Em re'nin dili üzerine yap tığı ko­ nuşm ayı, Prof. Dr. H asibe M

azıoğ-S A B A HA T E M İ R ’ İN

Kompozisyon dizisinden

yeni çıkan kitabı

b im

eserler

ÖZET - İNCELEME -

ELEŞTİRİ

Fiyatı :

20 Hra

İsteme Adresi :

P. K.

238 Beyoğlu - İSTANBUL

lu'n un « Yunus Em re'nin Şiirlerin in Şekil Ö ze llikle ri» konulu bild irisi izle di. M azıoğlu , Y u n u s'u n en çok 4 m üstef'ilün v e zn in i ku llan d ığın ı, ve bu şiirlerin m ısra ortasından iki eşit parçaya b ö lü n dü ğü nd e, dörtlüklerle ve hece v e zn iy le y a zıl­ mış hissini ve rd iğ in i, bunu da halk ze v kin e u ydu ğu için tercih ettiğini belirtti.

G ön ül A lpay, « Yunus Em re'nin b ild irisin d e , « Yun us'u n hüm anizm a. sı ister bir sonuç, isterse Tanrı se v ­ g isin i doğuran bir sebep ol­ sun, varılan netice pek d e ­ ğ işm ez: Yun us, insana d e ğe r v er­ m iş ve bunun sonucunda bir h ü ­ m anistin varacağı sonuçlara varm ış­ tır.» dedi. Konuşm acı « Yunus'un Tanrı, Çalab , H ak ve dostu kim dir d iye d ü şü n ü ld ü ğü n d e kesin bir yarg ıya varm ak da güçtür.» derken, Tanrı kavram ını insanla birlikte ka­ bul ederek,' «İşte Y un us da g ü v e n ­ d iği ve üstün bir insan olarak g ö r­ d ü ğü Tanrı'sıyla, bir dostuyla ko­ nuşurm uş g ib i konuşur» dedi. Ve dostuyla bu dünyada mutlu olabi­ leceğine in an d ığın ı, öteki dünyada bu labile ce ği bir dost o lm adığını ifade etti. G ön ül A lp a y, Yun us'u n bu hüm anist fikirle re ulaşm asında d e vrin d e k i toplum d ü z e n siz lik le ri­ ni, M oğol akınların ı, yağm aları, Selçu klu D evletinin son g ü n le rin ­ deki siy a sî k a rışıklıkları etken o- larak gö rü yor. A lp a y konuşm asını şu sözlerle tam am ladı. « ... Eğer Y u n u s, bilerek ya da bilm eyerek kendi de vrin d e ki fe lsefeyi kendi devrin e karşı çıkm ak ve d o la yısıy­ la kendi hü ınanizm asını destekle­ mek için kullan ıyorsa, Yun u s'u n hüm anizm asının tem elinde soyut bir düşünce, Tanrı d e ğil, aksine kocam an bir A nad o lu ve A nadolu

(2)

in sa n ın ın izd i ra bı yatıyo r dem ek­ tir».

Folklorcu Cah it Ö zte lli, Y un us Em re'nîn hayatı ile ilg ili delilleri belirterek, Şairin Karam anlı o ld u ­ ğ u n u , m ezarın ın da orada b u lu n ­ d u ğu n u savun du , Ö zte lli'y e göre, Sarıkö y'd e ki m ezar açıld ığın d a, bir d e ğil, birkaç iskelet çıkm ıştır. Bu da m ezarı açan hey'etin rap o run­ da belirtilm iştir.

Y a za r Rauf M utluay, «Yunus Em re’de G erçek H ayat Sorunları» konulu bir b ild iri sundu. M utluay, Y u n u s Emre için en gü ze l yorum u Sabah altin Ey ü b o ğ lu ’nun ya p tığın ı söyleyerek, O ’nun « K im liği efsan e ­ lere karışan bu b ü yü k sanatçının b u gü n ümmet malı d e ğil m illet malı o ld u ğ u n u , Y u n u s'u n in an d ık­

larına inanm ayarak da sevip say­ m anın m üm kün olacağı» fik rin i sa­ vun arak, «Doğrusu bu yorum , gö n- lüm cedir.» diyordu. A rk asın d an da şöyle devam ediyo rdu M utluay : «Yorum diyorum çün kü herkes Y u - nus'u kendine göre yo rum lam ış ve d e ğerlen dirm iştir; d ivan ın ı kopya eden m üstensihler b ile ...»

Rauf M utluay, N âzım H ikm et'- in Y u n u s için sö y le d iği birkaç m ıs­ raı o ku d u ğu sırada, salonda üç dört kişiden heyecanlı alkışlar k o ptu ğu­ nu da, bu arada belirtm eden g e ­ çem eyeceğim .

Konuşm acı, Şairin M ünacaat'- ını okuyarak, O 'n u n öç alıcı bir Tanrı inanışına karşı k o yd u ğu n u , Y u n u s'u n Tan r/n ın insandan ala­ caklı olm am ası ge re k tiği, d o la yısıy­

la insanın O 'n a karşı borçlu kala­ m ayacağı gö rü şü n d e o ld u ğ u n u sö y­ ledi. M utluay'a göre, Y u n u s için «Tanrı ancak bağışlayıcı ve e sirg e ­ yici yan ıyla el sun ulacak bir d e ­ ğerdir.» Rauf M utluay'ın inancına göre; Y u n u s Emre, Tanrı'dan çok insana inanm ış «ve bu inancını yaym ak için çağın ın kendisin e v e r­ d iğ i bütün im kânları» kullanm ış, bütün im kânsızlıklara da karşı k o y ­ muştur. Fazıl H üsnü C ağ larca'n ın şiirind e Y u n u s'u bulan M utluay'ın, beni hepsinden fazla üzen hareke­ ti; b u gü n kü v a rlığ ım ızın tem eli o- lan, o, a ltıyü zyıllık kültürüm üz için «yolundan saptırılm ış» deyim ini bir çırpıda söylem iş olm asıdır.

N ezih e A ra z da yaşayan Y u ­ nus'u anlattı efsanelerle. Sözünü şöyle bitiriyordu A r a z : « ... dü nya­ m ızın gerçekten onun gib i dost, o- nun g ib i seven, sevm esini bilen ve Düşm anım ız kindir bizim /Kam u âlem birdir bize diyen y iğ it se­ lâm larına ihtiyacı var.»

«İnsan v e Y u n u s Emre» ko nu­ lu b ild irisiyle A d n an Saygım , Y u ­ nus'u en ö zlü biçim de anlattı ve, O 'n u n insan se v g isin i, Tanrı se v ­ g isin d e n üstün tuttuğunu savun an­ lara en gü ze l cevabı verdi: «Artık ne sen, ne b e n ... Sadece sevgi, A llah s e v g is i... V e madem ki Allah gö nü lle rd ed ir, öyle ise e n gin bir İnsan S e v g isi...»

Prof. Dr. H ilm i Ziya Ülken ise, «Yunus'ta İnsanlık ve Ü niversalizm » konusunda konuştu.

M ehmet Kaplan, Rauf M utluay- Ko nu r Ertop gru bu na, ikinci g ü ­ nün sonunda ö zlü bir cevap verdi. Y u n u s'u kendi devri için d e müta- laâ etmek ge rek tiğin i, O 'n u bugün kendi görü şü m üze göre yorum lam a­ ğa kalkarsak. İlm î bir sonuca v a ­ ram ayacağım ızı belirten Kaplan, O '­ nun şiirlerine sadık kalınıp, yo rum ­ ların buna göre yapılm asını hatır­ lattı. Musa Baran'ın ricası ise şu y ­ du : «Bizi düşün celerim izd e ser­ best bırakın.»

Prof. Dr. A b d ü lkad ir Karahan, « Yun us Em re'nin H üm anizm inde İslâm iyetin Etkisi» konulu b ild irisin ­ de, Y u n u s'u n hü m anizm inden ne

Hayatınızın

her devresinde

huzur

ve güven

içinde

olabilmeniz için

tasarruflarınızı

A K B A N K

ta

toplayınız.

Hisar — 93

28

(3)

an la şıld ığın ı açıklarken, O 'n u n Y a ­ ratılmışı hoş gördük yaratandan ö- türü m ısraını hatırlatarak, insan se v g isin in kayn ağın ı belirtiyordu.

Prof. Dr. İrene M e liko ff da Yu n u s'd a Hacı Bektaş V e li'n in etki­ lerini göstererek, Bektaşi Y u n u s'u n Hacı Bektaş de vrin d e yaşad ığın ı savundu. M e liko ff’ un bu tezine A b d ü lb a ki G ö lp ın arlı karşı çıkarak, Y u n u s'u n M evlâııâ zam anında y a ­

şad ığın ı söyledi. M evlânâ'nın Y u - nus'u etkileyen m ısraların ı, Türkçe tercüm eleriyle birlikte okuyarak, Yu n u s'u n kilerle karşılaştırdı.

İtalyan Tü rko log A n n a Masala, çok samim i konuşm asında, Sem i­ nere bir b ilg in olarak d e ğil, sokak­ taki insan olarak katıld ığın ı söyledi. Y u n u s'u n ruhunu b izim kile rin bir çoğun dan iyi anlayan A nn a M asa- la'nın bu b ild irisin i D ergim izde kendi ifad esiyle bu lacaksın ız.

Sem inerin son konuşm asını yapan O rd. Prof. Dr. Sadi Irm ak M e vlân â-Y un us ilişkile rin e temas ederek, «M evlânâ tam bir sofi, bir A llah adamı olarak g ö rü n ­ d ü ğü halde, koca Y u n u s bir top­ lum adam ıdır. M evlânâ halktan ay­ rı bir y a ln ızlık için de yaşad ığı hal­ de, Y u n u s bu halkın içindedir. A - nadolu'yu karış karış dolaşm ış, halkın dertlerine ortak olm uş ve m illetine bü yü k bir ahlâk ve fa ­ zile t telkin etmiştir.» dedi.

Bir kısm ını Yun us Em re'ye a- y ırd ığ ım ız ve Talât Halm an'ın bil­ d irisin i taşıdığı için, H isar'ın Eylül sayısın ı Sem inerde dağıtm ayı d ü ­ şünm üştük. İçinde, Sem inerde bu­ lunam ayan, bu yü zd en de sav u n ­ m asını yapam ayacak olan bir şahsın — Sabahattin Eyü b o ğlu 'n u n — Y un us ile ilg ili kitabının, d o layısıyla y a za ­

rın fik irle rin in eleştirisi b u lu n d u ­ ğundan, dağıtım ı sakıncalı gö rüldü. Her aleyh ind e bu lun ulan şahıs için ve olur olm az yerde savunm a g e ­ rekli mi bunu bilm em . Y a ln ız b il­ diğim şu; Eyü bo ğlu'n u, onunla hem -fikir olanlar pek aratm adılar.

H erşeye rağm en, A kb a n k'ın bu sem iner teşebbüsünü takdirle kar­ şıladık.

S E

--- ŞÜKRÜ

j nsanları seve r m isin iz? Ba-I na kalırsa benim ki anormal bir ilgi. İnsan denen yara­ tıkların hepsine garip bir şekilde bağlanıyorum . O ysa d ü n y ayı ya­ şanm az hâle getireb ilecek birşey bu. S e v g is iz lik kötü şey. B irb irim i­ zin hikâyesini yaşam aya çalışalım , bu da tamam.

A m a s e v g in in de ölçülü, den­ ge li o lm ayanının insan ın elini, ko­ lunu b a ğla d ığı bir gerçek. Ham, işlenm em iş se v g in izin ; iyin iye tîn i- zin ters neticeler do ğu rd u ğu n u , de ne rse niz, gö receksiniz.

★ * - i

Hemen m ahalleye taşın d ıkla­ rında öğrenm iştim ad larını. Dört kar­ deştiler; en b ü yü ğü sekiz, en k ü ­ çüğü iki yaşınd aydı. Babalarıyle selâm laşıyorduk. Ç o ğ u zam an y a ­ nında küçü klerd en biri ya da ik i­ si bulun uyo rd u. Hem en onlara e ğ i­ liyor, saçlarını okşuyordum . A k şam ­ üstleri m ahallede oyun oynarlar­ ken görürsem yanım a çağırıyo r, zevkle konuşuyor, ellerind en tutup şekerciye götürüyor, istediklerini a- lıyordum .

* ★

Elli metre ötedeki evlerind en tam karşım ızdaki apartm anın üçün­ cü katına taşındıkları gü nd ü. Pen­ cereden dışarı bakıyordum . Birden en küçü klerin i balkonda gördüm . Birşeyin üzerine basıp yü k se lm iş­ ti herhalde: balkonun beton korku­ luğu om uzlarının hizasın d ayd ı. Be­ ni görm üyordu. İlk defa balkona çıkm ıştı ve bu lu n d u ğu yerin nere­ ye ge ld iğ in i bilm iyordu. A nn esi içerde yerleşm e telâşı içinde o ld u ­ ğu nd an onunla ilgilenem em iş olsa gerekti.

— «Kemâl!» diye bağırdım . Beni gö rsü n , gü lü m sesin istem

iş-G İ

SÜRM EN

---tim. Başı sağa sola döndü. G öre­ m edi. Tekrar bağırdım : «Kemâl!» Aranm aya başladı. V e sonunda be­ tonun dış kenarına tutunarak aşa­ ğ ıya bakm ak ge ld i aklına.

— «Kem âl, buradayım , karşı­ da!.. «Ve son olarak da: «Sarkma düşeceksin!» diye bağırdım . Ötesi yıldırım h ızıyla cereyan etti. Kas­ katı, inanm az bakışlarla pencere­ de epey bir zam an kalm ış olaca­ ğım .

Kalabalık d a ğ ıld ığ ın d a ben hâlâ penceredeydim . Kim se farkına varm adı. Ç ığ lık la r atan anne b ile ... Ç o cu k hemen ölm üştü.

Birkaç zam an ortalarda g ö zü k ­ m edim . Sonra b jrgü n oradan ta­ şın d ıkların ı ö ğrendim . M ahalle hi­ kâyeyi unutm uştu bile. Zam anın beyin y ık a y ıc ılığ ı o derece kuvvet-, liydi ki bazan ço cu ğu n ölüm üne sebebiyet veren in ben o lup o lm a­ d ığım ı bile düşünüyordum .

Cam lı kap ıyı itip girdim . — «O o o, bu yru n, hoş g e l­ diniz!» dedi çocu ğun babası. A ra ­ dan üç ay geçm işti.

— «A cım ızdan sonra gö rü şe ­ m edik. G e lip sizi aram am ız lâzım ­ dı ama, oraları, orayı görm eye ta­ hamm ül edem ezdim sanıyorum .» dedi.

Bir an sustum. D uvarlardaki raflara g ö z gezdirdim .

— «Bendim,» dedim , «pence­ redeki bendim.»

*

★ *

A dam ı bir daha görm edim . O ndan sonra çocuklarla da dost olm adım.

O ysa o kadar iyi tanıyordum ki o nları ve o kadar iyi yap abi­ lirdim ki bu iş i...

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yapıda mermer kullanmak için bu malzeme- nin ucuzlamasını beklemekten ziyade rağbeti arttıra- rak mermer sanayiini teşvik etmek ve fiyatların ken- diliğinden düşmesini temin

[r]

Büyük salonla geniş cephesi kâmilen pençere olan yemek salonu sürme bir kapı ile iştirak ettirilmiştir.. Yemek salo- nunun arka tarafında ofis, servis

Karaman Belediye Meclisce yapılan inceleme neticesinde; Karaman İli, Merkez İlçe, Üniversite Mahallesi(tapu kayıtlarında Kırbağı Mahallesi)nde, dava tarihi

Resmi Kurum olarak görülen alanın mülk sahibinin, aynı zamanda imar plan değişikliği teklifinde bulunan Vakıflar Müdürlüğü olduğundan İmar plan

Üçgende Açıortay Bağıntıları Üçgende Kenarortay Bağıntıları Üçgende Eşlik ve Benzerlik Üçgende Açı-Kenar Bağıntıları Çokgenler..

Maddeleri uygulama sırasında yoldan ihdasen gelen parçaların komşu parsel maliklerine satılması; satış ve tescil işlemlerinin yapılması için Belediye

Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı -SMED KalDer Ankara Yönetim Kurulu Üyeleri ile EFQM 2020 Modeli Tanıtım Eğitimi.. 2021 Kalite Çemberi Kaizen Ödülü