• Sonuç bulunamadı

« S A A R B R Ü C K» K Ö M ÜR VE Ç E L İK M E R K E Zİ M İ L L E T L E R A R A SI P R O JE M Ü S A B A K A SI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "« S A A R B R Ü C K» K Ö M ÜR VE Ç E L İK M E R K E Zİ M İ L L E T L E R A R A SI P R O JE M Ü S A B A K A SI"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Resim : 1 Mimarları: Henri Colboc George Phı'lippe Paris

« S A A R B R Ü C K »

K Ö M Ü R V E Ç E L İ K M E R K E Z İ

M İ L L E T L E R A R A S I P R O J E M Ü S A B A K A S I

Bundan bir müddet evvel 9 uncu defa olarak toplanan Saarbrücken'deki «Montanunion şehri» teşebbüs komitesinin ga-yesi, yapılan milletlerarası müsabakaya gönderilen eserleri jüriye olduğu kadar hariçteki kimselere de tanıtmaktı.

Bu gaye ile derece kazanan eserler teşhir edilmişlerdir. Mü-sabaka hakkında yapılan konuşmalar alâka çekmiş, memnuniyet verici neticelere varılmıştır.

Mimar müsteşarı Dipl. İng. Jager ve Mimar Dipl. İng. Renner'in beraberce hazırlamış oldukları bu müsabaka komiteye «Montanunion şehri» imar hakkında değerli fikirler vermekle kalmamış, Saarbrücken şehrinin genişletilmesi mevzuunda kıy-metli tavsiyeler kazandırmıştır. İlgililer bu müsabaka sayesinde pek mühim bilgiler edindiklerini, müsabakanın beklenilen dere-cesine yetişmekle kalmayıp ümidin fevkini aştığını ifade etmiş-lerdir. Bu sene Eylülde açılacak Saarbrücken'deki fuarda, müsa-bakada kazanan eserler halka sunulacaktır.

Komitenin toplantısında söz alan Y. Mimar müsteşar Aham-mer, jüri tarafından birer milyon frankla mükâfatlandırılmış, birinci gruptaki üç ve yine müsabaka harici satın alınan 3 eser hakkında takdirlerini belirten bir konuşma yapmıştır.

3 - 6 Mayıs tarihleri arasında toplanan jüri Saarbrücken arazisinin (Montanunion) şehri ve diğer milletlere ait resmî bina-lar için, elverişli olduğuna karar vermiştir.

Henri Colboc ve Georges Philippe isimli iki Parisli mimar, Tubaksmeiher ve Metzer caddesi arasındaki tepelerle çevrili arazide yüzük şeklinde bütün araziye hâkim bir bina tasavvur etmişlerdir. (R 1)

Burada, husule gelecek meydan Roma'daki (Sen Pol) meyda-nından daha büyük olacaktır. Binanın konzentre şekli, Saar-brückenn'in aralıklı yapısı ile kontrast teşkil etmektedir. Plân sahipleri yüzük şekli ile Avrupa milletlerinin toplanma ve birleş-melerini bir sembolle ifade etmek istemişlerdir.

Büyük bir yapı içinde diğer binaların yerleştirilmiş olması (ki bu, plânın diğer hususiyetlerinden birini teşkil etmektedir) dahilî gidiş gelişi kolaylaştıracaktır.

Oto şosesi güney kıyısında inşa edilecektir.

Prof. Rudolf Krüger (Saarbrücken) ve yüksek inşaat müs-teşarı Erich Stoll, Stuttgart, (Montanunion) binalarını vadide yüksek bir yere geniş çapta ve muazzam olarak inşa etmekle, göze çar-pacak şekilde nizamlamayı uygun bulmuşlardır. (Resim 2). Bu şehir imarına uygun dominantlar ( ), diğer Avrupa memleketlerinin resmî binalarının yerleştirilmesini kolaylaştır-mak üzere, batıya ve doğuya tabiî şekilde açılkolaylaştır-maktadırlar. Bu tesislere ikamet evleri bağlanmaktadır.

Oteller, bürolar, sinemaların iş yerleri ile ikamet evleri ara-sına yerleştirilişi elverişlidir. Umumî tertip, bilhassa trafiğin plân-lanmasında ve ikamet yerlerinin mevkii bakımından, plân sahip-lerinin vazifelerini muvaffakiyetle, Saarbrücken'in yayılması bakı-mından da kavradıklarını göstermektedir.

Dipl. İng. Gerhard Kilper (Stuttgart), mimar Kurt Baldauf, Dillingen, mimar Erwin Klein, Saarlouis ve mimar Klaus Hof-mann, Saarlouis Fraulantern, (Montanunion) binalarını tesis ana hattı olarak en yüksek tepeye yerleştirmekteler ve diğer ens-titüleri vadiye inen yola muvazi olarak tesbit etmektedirler. Bu suretle yalnız yeşillikler ve su mıntakaları serbest kalmamakta, Saarbrückenin genişliyebilmesini sağlıyacak arazi de kazanılmak-tadır. Buradaki (Montanunion) binalarının «Sulhun Akropolisi» diye isimlendirilişi haksızlık olmaz. Dipl. İng. Günther Mönke, (Saarbrücken) inşaatı yüksek arazi tepelerine münhasır kılmakta ve vadiyi yeşillikler için serbest bırakmaktadır. İnşaatta münferit bina grupları iyi bir şekilde yerleştirilmiştir. Fakat ademi mer-keziyet, merkeze bağlanan yolların uzamasına sebep olmaktadır. Jacques de Bary, (St. Avold) Daniel Leibenguth, (Metz) Jean Lois Ranzier, (Strassburg) Fernand Meyer (St. Avold) ve Albert Ur-ban, (Strassburg) grubu Günther Mönke gibi ademi merkeziyete ehemmiyet vermekteler ve tesisi bu yüzden genişletmektedirler. İnşaatın yüksekliği 110 m. olacaktır.

(2)

Resim : 2 Mimarları :

Prof. Rudolf Kruger ve Erich Stoll

mfö'ı s

Resim : 3 - 4

Mühendis Kilper ve Mimar Kurt Baldauf E m i n Klein ve Klaus Hoffmann

(3)

H A B E R L E R :

T U R İ Z M !

Dünya'da okunmuştur:

28000 tonluk Britannic» transatlan-tiği, 500 turist ile limanımıza gelerek Bo-ğaz'da bir gezinti yaptıktan sonra saat 10 da Dolmabahçe açıklarında demirlemiştir. Gemi, rıhtıma yanaşamadığı için iptidaî dubalarla ve vasıtalarla turistlerin sahile çıkması ancak saat 15 de mümkün olabil-miştir.

Üç saat beklemekten fena halde si-nirlenen ingiliz ve Amerikan turistleri, akıntıda transatlantiğe güçlükle bağlanan dubalardan geçerek 1895 senesinde inşa edi-len küçücük vapurlara binerken:

«— Akdenizde birçok limanlara uğra-dık ve hepsinde de gemimiz rıhtıma ya-naştı. Girip çıkarken, hiçbir müşkülâtla karşılaşmadık. Seyahatimiz esnasında hiç bir memlekette böyle iptidaî bir limana rastlamadık» demişlerdir.

Turistler, kendilerine Basın - Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü tarafından da-ğıtılan İngilizce mecmuayı tetkik eder-ken büsbütün şaşırmışlar, Türkiyeyi tanıt-mak için hazırlanan bu mecmuanın bazıla-rının içine yanlışlıkla başka mecmuanın

bilmece sayfalarının karıştığı anlaşılınca şaşkınlık zail olmuştur.

Amerikalı turistlerin ekserisinin yan-larında bol miktarda Türk parası getirdiği bir aralık dikkatimizi çekmiş ve bunun se-bebini kendilerine sorduğumuz zaman şu ce-vabı vermişlerdir:

«— İtalya, Fransa ve İspanya gibi memleketlerde Türk turistleri bol miktarda para bıraktığı için bize Türk lirasını 28 ku-ruştan sattılar. Bu suretle resmî kıymeti 280 kuruş olduğu söylenen dolarları 10 liraya satmış olduk.»

Amerikalı turistler, her zamanki gibi Yolcu Salonunun önünden itibaren kara-borsacıların muhasarası ile karşılaşmış ve bir turist, bir kehribar teşbihe 80 lira iste-yen işportacıya tercüman vasıtasiyle:

«— Geçen sene gelişimde aynı teşbih-leri 15 liradan satın almıştım. Bu kadar insafsızlık olur mu?» demiştir.

KAMULAŞTIRMA !

Beyazıt istimlâki 8.500.000 liraya

maloldu

Tertipli bir «kitaba uydurma» yolu ile, bazı kanun sebepleri yüzünden içyüzünü

açıklamak mümkün olmamakla beraber, belli bir şebekenin istismar ettiği artık her-kesin bildiği kamulaştırma yağması, Beya-zıt hâdisesinde tahammül edilmez bir is-kandal halini almıştır. Hattâ öyle kl müm-kün olursa hemen ödemeleri ve dâvaları durdurmak, Kamulaştırma Kanununu mil-letin, hazinenin vc belediyelerin soyulma-larına müsait olmıyacak şekilde tadil et-tikten sonra faaliyetlere yeniden başlamak doğru olurdu.

Bu tertipli faaliyetler Beyazıtta 739 bin 47 lira hesap olunan kamulaştırma mas-raflarını kaç milyona çıkarmıştır biliyor musunuz? 8.500.000 liraya!

İşin acıklı tarafı hazineden ve millet-ten çıkan bu paraların fakir halka değil, bir avuç istismarcıya ve bunların mahiyet-leri açıklanması kanuna aykırı olduğu ka-dar memleketimiz için ayıp da olan ortak-larına malolmasıdır.

Bu yalnız bir soygun olarak kalma-makta, yapacağımız bütün imar hareket-lerini baltalayıcı bir felâket halini almak-tadır. İstanbul plânındaki yeşil sahalar hep bu yüzden ortadan kalkmıştır.

caddesi ile uzatılmış kuzey - güney mihveri arasındaki tepeyi idare binası olarak seçmekte ve tabaksmühlenweiher ile Metzer cad-desi arasında kalan bütün araziyi park haline koymağı teklif etmektedir.

Plân sahibinin (Saarbrück)ün güney doğusundaki ikamet ev-leri arazisi üzerindeki, ana hatları belirterek yaptığı çalışmalar, bu kısmın trafik tekniğine uygun idare bınalariyle olan bağlan-tısı takdir edilmiştir.

Mimar P. F. Schneider ve Dipl. İng. W. Bley, K. A. Welp ve J. Valentin (Kolonya), projelerinin serbest kalan sahalarını, idare merkezi binasının etrafında çevrelenmiş ve birbirlerinden yeşilliklerle ayrılmış ikametgâhların inşa yeri olarak düşünmüş-lerdir. Bu, müsabakanın prensiplerine uygun olmadığından proje, müsabaka dışı olarak kabul edilmiş ve değerli olması hasebiyle

satın alınmıştır. Çalışma yerleri ile ikamet yerlerinin direk bağ-lanması gibi plân sahiplerinin şehircilik zihniyetine uygun fikirleri, istenen inşa birimleri belki küçültülebileceğinden, ilerideki çalış-malar için değerli addedilmiştir.

Mimar Eduard Menkes (Montrouge) Montanunion binalarını geniş sahalara geometrik olarak yerleştirmiş ve diğer Avrupa milletlerinin binalarını birbirlerinden geniş aralıklarla arazinin doğu kısmında büyük bir yeşil sahanın etrafına gruplamıştır.

Proje sahibi ikamet yerlerini plâna dahil etmemiştir. Buna rağmen şehirciliğe uygun kıymetli fikirleri havi olduğundan ko-mite tarafından satın alınmıştır.

(Montanunion) faal komitesi bu müsabakayı tertiple önemli vazifelerinden birini başarmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet

Müsabaka arsıulusal olduğundan beş Türk ve yedi ecnebi eseri gelmiştir.. Müsabaka müddetinin hi- tamından sonra üç ecnebi, bir Türk eseri gelmişse de konkur

[r]

[r]

[r]

[r]

Özel anıtlarımızı ve bize tarih- ten mal olan mimarlık ve diğer sa- nat eserlerini daha bilimli ve daha esaslı koruyabilmek için; bir çok kollarda çalışan ayrı ayrı

Üçgende Açıortay Bağıntıları Üçgende Kenarortay Bağıntıları Üçgende Eşlik ve Benzerlik Üçgende Açı-Kenar Bağıntıları Çokgenler..