• Sonuç bulunamadı

Türk kılığında çapkınlık:Fransız yazar Pierre Loti Türkleri niye çok sevmişti?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk kılığında çapkınlık:Fransız yazar Pierre Loti Türkleri niye çok sevmişti?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

kitap

Fransız yazar Pierre Loti Türkleri niye çok sevmişti?

Türk

kılıeında

çap

kinlik

gınaa

Fransa'da yayınlanan "Yolculuk Sırları: Yalancılar,

Sahtekarlar ve Diğer Görülm ez Yolcular" başlıklı kitapta,

egzotizm peşinde koşan seyyahların başında Pierre Loti

yer alıyor. Yazar, Loti'nin İstanbul'da bir Türk kadınını

baştan çıkarm ak için Türk gibi giyindiğini belirtiyor.

F

ransız yazar Pierre Loti'yi tanımlamak gerekirse Türkler hemen "Türkiye dostu" der. Batıkların gözünde ise o, 19. yüzyıl sonundaki kaçış akımının

öncülerinden, egzotizm peşinde koşan bir yazardır.

Pierre Loti'nin gezip dolaştığı Osmank'nın son dönemindeki Türkiye'yi ne kadar anladığı ise ayrı bir tartışma konusu. Yazan eleştiren hatta onunla alay eden Türk yazarlan da var. Ömeğm Nazım Hikmet şiirlerinden birinde Pierre Loti'nin Baü emperyalizminin kültürel simgesi olduğunu vurgulamak için Şark'tan edindiği "egzotik" bilgileri "yüzde beş yüz ihtikarla (karla) Şark'a satan" bir sahtekar olduğunu söylüyor. Ömer Seyfettin ise "Gizh Mabet" adk hikayesinde, esrarengiz bir çevre, egzotizm ve Doğu mistisizmi peşinde koşan bir Batık

aydının İstanbul'da bir yoksul evinde geçirdiği geceyi mizahi bir dille ele akyor. Hikayede, Batık gezgin gece uyanır, ev sahibesinin bir odada yere çanak çömlekler yerleştirdiğini ve tavandan sızan suların bunlara damladığım görünce, evin damının aktığım ak­ ima bile getirmeden bunu Doğu'ya özgü mistik bir ayin zanneder!

M

a c e r a

p e ş

İ

n d e

Fransa'da şu şuada yayınlanan "Seyahat Suları. Yalancılar, sahtekarlar ve diğer görülmez yolcular" başlıkk bir kitap ise, Pierre Loti'yi, uzak bir ortamda macera arayan seyyahlar arasında sayıyor.

Kitabın yazan Jean-Didier Urbain, asknda bir "mezarlık tarih­ çisi." Ama bu kez kaçışı ölümde değil, uzak ülkelerde arayan tarihi kişileri ele almış. Kitap, aynı zamanda yolculuğun tarih boyunca ne anlamlara geldiğmi de gösteriyor. Geçen yüzyıl sonunda Batıklar artık dünyanın her yerine gidebilir hale geldiler. Ama yine de yolculuk zorluklarla, maceralarla, bilinmezhklerle doluydu. Jules Veme'in "80 Günde Devrialem" adk ünlü romamm yazdığı yıllardı bunlar. Büyülü İstanbul, canlı İzmir ve Beyrut limanlan,

Pierre Loti “Batılı" kılığında. Yazar Türk

kılığından o kadar hoşnuttu ki, Fransa'da olduğu zamanlarda bile

fesini başına takarak Fransızlara hava atardı...

Ortaçağ'da birbuçuk yüzyıl boyunca bir Hıristiyan Haçk prenshği olan Antakya, kutsal kent Kudüs, AvrupalIların hem çok merak ettiği hem de Japonya, Çin, Patagonya ya da Afrika'ya göre çok daha kolay ulaşabildikleri yerlerdi. Bütün bu yerler Osmardı İmparatorluğu'na aitti.

F

es

ve

tesp

İ

h

Kitapta bu esrarengiz yolculuklara çıkanlar

arasında Pierre Loti'nin özel bir önemi var.

Çünkü o, Batı'da bir Türkiye uzmanı olarak tanınıyor. Yazdığına göre, peçek, haremde yaşayan bir Türk kadınım baştan çıkarabilmek için 'T ü rk kıkğına" girmiş. Tabii Türk kıkğından kasıt, o zaman Batıklaşmış Osmank erkeklerinin giydiği festen ve elinde çevirip durduğu tespihten ibaret! Pierre Loti'nin Fransızlara kolaylıkla sattığı bu 'Türk kadınım baştan çıkarma" macerası ne kadar doğru, bilmek mümkün değil. Aynı dönemde İtalyan besteci Puccmi’nin "Madam Butterfly" operasını bestelediğim hatırlatmakta yarar var: Orada da benzer bir şekilde bir Amerikan subayı, bir Japon kadınım baştan çıkarıyor. Bütün bu maceralarda ortak nokta, Batık üstün erkeğin, hayatında doğrudürüst bir erkek tanımamış olan Doğulu zavalk kadım büyülemesi ve sonunda terketmesi...

Pierre Loti, Türk kıkğında İstanbul'da kadın peşinde koştuktan sonra bu kıkğa o kadar ısınmış ki, bir türlü kıyafetini değiştirememiş. Fransa'daki evini Batık tipte "şark odalarıyla" süslemiş, fes takmış, tespih çevirmiş, nargile içmiş. Bu sayede hem Fransa'da şöhrete kavuşmuş, hem de İstanbul'da adım

ölümsüzleştiren sokaklar, kahveler kurulmuş...

Kısacası Jean-Didier Urbain'in kitabından şunu öğreniyoruz: Pierre Loti için önemk olan Türkiye'nin kendisi değil; nargile, fes, tespih, harem, peçe gibi yerel hayata özgü görüntüler araakğıyla kendi kişikğinin sınırlarım

zorlaması, kendine yepyeni bir dünya yaratması.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya İl Kültür Müdürlüğü ve Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yapmış olduğu etkin işbirliği sayesinde kütüphanelere her

Bir noel gecesi, hararetli bir münâkaşadan sonra Virceut, Gauguin.in başına bir bârdak fırlatır, sonra da kendi sol ku­ lağını kesip, ahbaplık ettiği, bir

Ondan hususî ders alanlar da vardı. Bu gençlerden bazıları, günün birinde eve girer girmez ne görsünler? Sofada camekanııı buzlu cam ian, tavana kadar

Mşıseı arşivlerde ıstanouı ueııegı Taha

1981’den bu yana TMDK’da sözleşmeli olarak çalışan, Türk müziği ve ney dersleri veren Niyazi Sayın, sonradan Nefesli Sazlar Bölümü.. Başkanlığı’na

Amacım para kazanmaktan çok iyi ve kalıcı ça­ lışmalar yapabilmek.” Hemen ardından ekliyor, “En çok istediğim şeylerden biri de Atıf Yılmaz’ın yönettiği bir

Aretha Franklin, Bee Gees, Phil Collins, Bette Midler, Jewel, Willie Nelson gibi devlere besteler veren,?.

S İV A S , — Mustafa Kemal Paşa'nın Am asya ya hareketinden kı­ sa zaman sonra birden gizli faaliyetlerini arttıran Hürriyet İtilâfçılar, önceki gece,