1 0 0 0 ( e m e l E s e r
Y a y ı n l a n :
Milli Eğitim H akanlığı ta ra fın d a n y a yınlanm akta e la n 1000 Tam»! E se r'd e n ••ısağıda kim leri y a rılı o lan ları da basıl mış »» »att|« çıkarılmıştır.
Bakanlık Y ayınovleriyl« Mittin k ita p ç ı larda 5,— L ira fiy a tla « a tılm a k ta d ır. K ültür Değişmeleri! (M üm taz Turhan) Tiirk Tarihinden Y ap rak lar: (Y ılm a* Ö ztuna)
Yaratılış r e T üreyiş: (M ustafa N ecati U -petçioğlu)
İdeal ve İdeolojlt
Coğrafyadan V atanaı (Rem zi O ğuz A rık ) (Rem zi O ğuz A rık ) (B a sın : 25210.12211)
C u m h u riy e t
46. yıl, sa y ı: 16238
Kurucusu: YÛNUS NADİ
Telgraf ve mektup
adresi:
Cumhuriyet İstanbul
—Posta Kutusu: İstanbul
No 246Telefonlar:
2242 90
— 22 4296
— 22 42 97 — 22 4298 — 22 42 99
10 Ekim Cuma 1969
Peter Rjan
AY’DA İLK ADIMLAK
APOLLO - 11 ve SONRASI
tik uzay aram S p u tn ik l'd e n APOf,- LO -1 1 ve 12'ye k a d a r b ü tü n uzay a ra ş tırm a la rın ın tarihçesini an latan APOL LO - 11 u ç u şu n u n ve Ay yüzüne İnişin heyecanlı m ac e ra sın ı bir film g ib i-d a k ik a sı d a k ik a sın a v e re n bu k ita p uzay ç a lış m a la rı n ın geleceğini de b ü tü n bilim sel a y rın tıla - riy le açık lıy o r.
6 renkli lüks kapak içerisinde bol
resim, şekil ve
fotoğraflarla 248
sayfa. 12.5 lira.
Sander Yayınlan - Galatasaray-
îstanbul.
İlâncılık:
4561/1320!-i 4561/1320!-i
l i f !Size
g ^
n
e
k
istiyorum
t !«C anım sık ıld ık ç a size gel m ek istiy o ru m » derdi.
«Siz»’d en k astı, «Cumhuriyet A n k a r a B ürosu» idi. Ye artık « g eliyorum » diyen ufacık bir m e s a jı, E senboğa’da bir uçağın b a s ık kapısından, tâ uzaktan se ç ile b ile n bir gence ait bem b e y a z başı boşuna bekleyip du ra c a ğ ız .
B oğan Nadi'nin fırsa t b u l d u k ç a A nkara’ya gelişi, bizlerin a rz u ile beklediğimiz b ir o lay dı. B ir «patroıı»’un, genişçe b ir kad ro n u n işbaşında b u lu n d u ğ u b ir yere gelişi genellikle «ça lışanlar» için olağ an ü stü b ir hal sayılır zam anım ızda.. G eç m işte de öyle.. Biz. böyle d u y m adık, böyle hissetm edik, d a i m a bekledik,. O ’nu a ra m ız d a görm eyi içten lik le isted ik . Ç ü n k ü O, b ir « p a tro n d an ö te d e , h izler için, m ü stesn a v a sıfla rı olan b ir «arkadaş» idi.
Şim di, A n k ara’nın h an g i o te line uğraşan ız O ’ndan b ir â n ı b u lu r, O’ııa alışm ış ta n ıd ık y ü z le rle karşılaşırsınız.
B üyük zevki, e tra fın ı ç e v re le y e n dost h a lk a la rın d a n ve ta tlı sohbetlerden sıy rılıp , k ısa d a olsa, uzun da olsa, A n k a r a ’ya gelm işken «önem li k iş i ler» ie ciddi m eseleleri de gö rüşm ek idi. Bn t ü r g ö rü şm e le rin çoğunda b u lu n d u m . S o n ra O ’nun, bu c id d î « so rn n la rs » erişilm ez n ü k te d a n lığ ın ı k a ta ra k , ta tlı b ir s o h b e tin içinde y en i b ir re n k v e rişin i defalarca dinledim . En b ü y ü k m esele Do ğan N ad i'n in d ilin d e b ir şerbet ta tlılığ ın a d ö n ü şeb ilird i..
Ve onun iç in d ir ki, Doğan N a d i’yi, «acı son» ile karşı k a r şıy a b u lu n d u ğ u m u z şu anda bile engin h o şg ö riirlü lü ğ ü , es p rile ri ve ta tlı şahsiyeti ile y a nım ızda, yörem izde hissed iy o ruz.
«Canım sıkıldıkça si*e gel m ek is tiy o r u m .»
Şim di, boşuna bekliyoruz. K EM A L AYDAR
« d *
Cumhurbaşkanının taraf tuttuğuna
TTUT i i l H u a n H H M -inıjıaııu. [Uj_y.™ii-,.._ii■m'm m it arıımı . — — — ——— ■■ ■- r-r-rrrrı -|-rm"—n— ı— n— m - T r ı r n - rrırıı m ı
dair kuşkuya düşmek istemeyiz,,
w
İnönü, Sunay’a
cevap
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
m m Genel Başkanı İsm et İnönü, Cumhur-
I f H i başkam Cevdet Sunay'ın «Koalisyon»
konusunda verdiği bir demeci cevaplandırarak
«Sayın Cumhurbaşkanımız açıktan memlekete
bir taraf tuttuğunu İlân etmek durumundan
yüksektedir. Böyle bir kuşkuya düşmek iste
meyiz» dem iştir.
«BİR» VE «YEDİ DAKİKA»LARINI BU MASADA
YAZARDI. ŞİMDİ, MASASI VE YERİ BOŞ KALDI...
Doğan Nadi’nin cenazesi
yarın yurda getiriliyor
Gazetem iz sahip ve yazarlarından sev g ili arkadaşım ız Doğan N adi'nin cenazesi ya rın uçakla L ondradan İstanbul« getirilecek tir. Doğan N adi’nin naaşı daha sonra gaze
tem ize getirilerek b ir gece çalışm a odasında bırak ılacak tır. Doğan N adi’nin nam azı pa- zar günü öğle nam azından sonra B eyazıt cam iinde kılındıktan so n ra cenazesi E dirnekapı Şehitliğindeki aile kabristanına nakledilecektir. (Arkası Sa. 7, Sü. 3 de)
İn ö n ü ’nün bu konudaki dem»- ci aynen şöyledir:
«Sayın C um hurbaşkanım ızın tecrübelerine dayanarak koalis yon hüküm etlerinden şikâyetçi olduğunu söylemesi üzerine, yan lış an lam lar yayılm akta olduğu nu görüyoruz.
H üküm et teşkilinde başlıca ro lil o lan tarafsız C um hurbaşkanı m ız, tecrübesinden m em leketi h a b e rd a r etm iştir. Seçim ta r tış m asın ın son günlerinde bu ha b er m evcut A dalet P artisi ik ti d a rın ı desteklem ek tarzında te lâkki olunamaz. Sayın C um hur başkanım ız açıktan m em lekete b ir ta ra f tuttuğunu ilân etm ek d u ru m u n d an yüksektedir. Böyle b ir kuşkuya düşm ek istem eyiz.
iş in aslında koalisyon teşkilin de ve idaresinde güçlük vardır. F a k a t hu güçlük dem okratik re jim in kaçınılm ası m üm kün ol m ay an özeüikierindcndir. Ba zen oyların karşılıklı oranı yü zünden hüküm et k u rm a ve iria- - « .yüıiifjneJi «üçleşir. Fakat bu guçiuk dem okrasi olt tayan ¡il kelerde İnsanı çaresiz yollara sü rü k ler, dem okratik rejim lerde h er güçlüğün çâresi vardır. Se çim o ra n la n ne olursa olsun, sorum luluğunu bilen siyaset a- (Arkası Sa. 7, Sii. 5 de)
Makarios’un
davranışı
Ada’da durumu
gerginleştirdi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
BULGARİSTAN'DAN GÖÇ ED EN «KOCA YUSÜF»UN .YUSUF HACIHAŞİMOF, E Ş İ VE 4 ÇOCUĞUYLA...
TORUNU
BULGARİSTAN’DAN GELEN GÖÇMENLER,
DAHA İLK GÜNDE GÜÇ DURUMDA KALDI
Koca Yusuf’un torunu
Manisa’ya yerleşecek
E D İR N E — B u lg aristan ’dan göç eden ırkdaşlarım ızın ilk k afi lesinde bu lu n an «Koca Y usuN uıı to ru n u Y usuf H aeıhaşim of, dün bütün siin , A navatana kavuşm anın sevincini yaşam ıştır. B erabe rinde eşi ve 4 çocuğu b u lu n a n H aeıhaşim of, M anisa’ya yerleşece ğini te k ra rlıy a ra k k en d ilerin i, adı geçen ilim izdeki a k ra b a la rın ın çağırdığını söylem iştir.
Basın m ensuplarının ıs ra rı üzerine belden yukarısı soyu- nuk o larak poz veren 1.86 boyunda ve 98 kilo ağırlığın daki Y usuf H acthaşim of, bu güne k ad ar m indere çıkm a m ış olduğunu üzüntü ile söy
lem iş, «Yirmi yıl önce ana vatana gelmem m üm kün ol saydı. dedemin şöhretine lâ yık bir pehlivan olm aya ça lışırdım » dem iştir.
( A rk a s ı Sa. 7. S ü 2 d e )
B aşkente, gelen h ab erlere gö re, M akarios'un son günlerde verdiği dem eçlerle b irlik te Kıb rıs'ta k i hava da, gittikçe gergin leşm ektedir.
M akarios’un son günlerdeki tu tu m u y la İlgili olarak dün Dış işleri Bakanlığında yetkililerin katıldığı b ir toplantı yapılm ış tır. B u a ra d a Ada’daki T ü rk m ü cahitlerine alarm verildiği söy len tileri çıkm ışsa da bu söylen tile r doğrulanm am ıştır.
Durum gergin
M ak ario s’un d ün de R um Mil li M uhafızlarım denetlem esi ve bu ara d a to p lu lu k lararası görüş m elerin kesildiğine dair demeç verm esi, A da’daki d urum u da ha da gerginleştirm iştir. Maka rios’un, b u ara d a , M illî Muha- (A rkası Sa. 7. Sü. 2 de)
Orman yangını
Gelibolu
yarımadasını
tehdit ediyor
ÇANAKKALE — Gelibolu’nun Bigalı köyü yakınlarında önceki gün çıkan orm an yangım, dün rüzgârın da etkisiyle büyümüş, 24 saat içinde 1450 hektarlık çanı lık sah a yanm ıştır. Zarar, 10 milyon liraya yakındır.
C onkbayın’n m altından Ke- nıalyerine doğru, saatte hızı 80 kilom etreyi geçen rüzgârın ve Çanakkale savaşlarından kal ına m erm ilerin de patlam ası ile gelişen yangın yüzünden Çamlı- yayla köyü, boşaltılm ıştır.
Yangın yerinde bulunan aske ri birlikler ve dozerlerin açtığı söndürm e se tle ri fayda sağla mam ış, sıcak tan patlayan top rak altındaki m erm iler, yangının bu setleri a şa ra k yayılmasına sebeb olm uştur.
Gelibolu Y arım adasını teh d it eden yangın, an cak dün gece ya rısından sonra kısm en kontrol altına alınm ış, b ir er yaralan m ıştır.
Çanakkale V alisi Celâlettin Tüfekçi, yangın yerine giderek askeri birlikler. O rm an idaresi ve köylülerin katıldığı k urtarm a çalışm alarına nezaret etm iştir.
BOMBA PA TLA TILA N TÜNEL K U L E D ÎB t HENDEK CAD DESİN DEKİ SİNAGOG UN K IR IL A N CAM LARI
Bir Sinagog un kapısında
bomba patlatıldı
Selâhattin GÜLER
T ünel Kuledibi, B ü y ü k H endek C addesindeki M usevi Sinagogu «N eve Şalom »un giriş kapısının önü n d e patlatılan, b ir ilkel bom ba, c am ları parçalam ış, M usevilerin y oğun b u lu n d u ğ u sem tte panik y a ra tm ıştır. Y ataklarından fırla y a n ve so k a k la ra dökülen halk, p a tla m a n ın yer ve nedenini ö ğ ren m ek için sağa, sola koşuşnıuştur. O lay y erin e ilkin Toplum Polisi gönderilm iş, Sinagog’un e tra fı kordon altın a a lın a ra k , patlam an ın m eydana geldiği alana kim se so k u lm am ıştır. (Arkası Sa. 7, Sü. 5 de)
Ecevit,
AP’nin
yabancı
sermaye
tulumunu
eleştirdi
Hikmet ÇETİNKAYA
İZM İR — C H P G enel S e k re te ri B ülent E eevit, M anisa, A k h isa r ve İz m ir’de konuşm uş, A P ik tid arın ın sö m ürü d ü z e n i ni y ü rü tm e k için h a lk ı ezdiğini, ü reticin in tefeci ve aracı f.ic» cara teslim eemmfcvnv b e lirte rek, «Bu düzene sahip ç ık an la rın , m illeti sefalete g ö tü rd ü ğ ü nü» söylem iştir.A P ’n in y ab an cı serm ay e ko n u su n d ak i tu tu m u n u eleştiren E eevit, «D em irel fırs a t bnlsa, k a n la kazanılan bağım sızlığım ı zı yok edecektir» dem iştir.
ö n c e k i gece Çiğli H ava lim a n ın d a, «Yeni düzenin B aşb ak a nı» te z a h ü ra tıy la k a rşıla n a n ve geceyi İzm ir'd e geçiren E eevit, d ü n sab ah M anisa’ya h a re k e t e tm iştir. M anisa’ya 10 kilom etre m esafede 200’e yakın araçla k a r şıla n a n ve açık b ir je e p ’e bin-
(Arkası Sa. 7, Sü. 7 de)
ŞOFÖRLER, CHP’Yİ
DESTEKLİYOR:
" G e ç im
sıkıntısından
AP sorumludur„
Türkiye Ş o fö rler Sendikası b ir bildiri yayım layarak, 700 bin şoförün yedek p a rç a k arab o r sası yüzündın soyulduğunu, bu nun sorum lusunun da AP ikti darı olduğunu öne sü rm ü ştü r.
Şoförlerin belli başlı dertle rinin 5 m adde halinde toplandı ğı bildiride, Sosyal Sigorta’m n kapsam ına alınm ayan şoförlere, ta şıtla rın ı sig o rta ettirm ek zo runluluğunun yüklendiği, tra fik düzensizliğine çâre getirilm ez ken, tra fik kazalarında günahın şoförlere yüklendiği, yedek p ar ça ith alâtçıların ın kontrol edil mediği kaydedilm ektedir. Yine bildiride, esnaf kuruluşlarının, esnafın m enfaatine aykırı dav randığı ifade edilm ekte. Küçük (A rkası Sa. 7, Sü. 8 de)
H M
Bir derneğin
başına gelenler
Bir deli kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz derler. Verem Savaş Derneğinin Amerika hikâ yesi de böyle oldu. New Y ork’a giden 166 kişi için dernek kasa sından para ödendiği yazıldı. Uçak bilet ücretiyle kelle sayısı çarpılınca ortaya astronomik rak- kam lar çıktı ve arkasından da kı yam etler koptu. Demeçler, tah kikat, ödenek kesme tehditleri v.s. v.s. Oysa ortaya atılan iddia ve o iddianın dayandığı astrono mik rakkanılar yanlıştı.
Verem Savaş Derneği New York tâki kongreye delegelerini gönde recekti. Bu delegeler normal se fer yapan uçaklardan biriyle gi debilirler, adam başına 10 bin li ra ödenirdi. Dernek böyle yap mamış, bir C harter şirketiyle
anlaşm ıştı ve gidiş geliş ücreti 2850 lira idi. Geziye katılan 166 kişiden 125'i kendi paralarını ver m işlerdir. Geri kalan 41 kişiden 21'i Sağlık ve Sosyal Yardım Ba kanlığının m ensuplarıdır ve ulu sal Verem Savaş Derneğiyle, do kuz m ahallî dernek bu geziye an cak 20 temsilci göndermişlerdir. Durum böyle olduğu halde çıkan gürültü ve söylentiler yüzünden bakınız ne olmuştur:
Verem Savaş Derneğine yar dımcı olan ve destekleyen vatan daşlarda bir çekingenlik istek sizlik başlamış, hattâ belediye bi le eğlence resmi hissesini ver mekte tereddütlü davranm ış tır. Bu yüzden dernek, büyük bir sarsıntı içine girmiştir. Oysa bu derneğin 213 dispanseri vardır.
OLAYLARIN
ARDINDAKİ
J
)'36 gezici röntgen ckipiylc 200 köy Hj »kipinin bütün yükü derneğin S üzerindedir ve bugüne kadar ta-
J
rama ekipleri 24 milyon insana B.C.G. aşısı yapmışlardır. Bütün dünyada faaliyeti takdirle anı lan ve güven duyulan Ulusal Ve r e n Savaş Derneği şimdi bu d u rum dadır. Ve eğer yetkililer, il gililer hiç yoktan sürülm ek isle nen kara lekeyi elbirliği ile sil mezler. silme çabasını göstermez ve destekler yeniden sağlanmaz sa yılların emeğiyle bugünkü du rum una getirilmiş bu hayır te şekkülü yuvarlanıp gidecektir.★ ★ ★
verdi
Demirel,
Siyasî Af
için: Mesele
bardağı
taşırmamak
dedi
Said A. TERZİOĞLU
BURSA — AP Genel B aşka nı, B aşbakan Süleym an De m ire), d ün P ın a rb a şı raev k i- indeki m eydanda, kalabalık b ir v atan d a ş to p lu lu ğ u n a b.i- ta b ed erek , v atan d a şı sandık b aşın a çağırm ış, san d ık b a şın a g itm ey en lerin , «M em nun
olm adığı ve şik ây etçi b u lu n duğu h u su sların çoğalm asına bilm eyerek yardım cı olaca ğını» öne sü rm ü ştü r. B elirtild iğ in e göre D em irel, B u rsa'd a bug ü n e k a d a r g ittiği illerd en daha büyük b ir k a la balık ta ra fın d a n k a rşıla n m ıştır. Bu ara d a Polis, h alk ın arasın a sokulan y an k esicilerle u ğ ra ş m ak zorunda kalm ış, b u n lard an bazılarını y a k a la m ıştır.
Eski C u m h u rb aşk an ı C elâl B a y a r’ın m em lek etin d e D em irel, «Aziz m illetim iz, b ir ta r ih î k a ra r ın arifesin d ed ir» dem iş, şöy le k o n u şm u ştu r:
«12 Ekim 1969 günü sandık başına gidecek vatandaş, bu se çim lerde dem okrasim izi güçlen dirm e veya zaafa uğratm a gibi iki ihtim alden birini tercih e t me d u rum unda olduğunu u n u t m am alıdır. V atandaş seçim sa n dığının başına giderken m uay yen kim seleri m illetvekili ç ık a r m ak için değil, m em leketi istik ra r içerisinde götürecek bir si yasî partiyi siyasi ik tid ar yap m ak için gitm ektedir. AP tek ba şm a aziz m illetim izin hizm etine talip tir. H er çeşit bölücülüğün ve kışkırtm acılığın karşısın d a yız. M uhalefet ve siyaset yapı yoruz diye m em lekette anarşi teşvikçiliği, tahrikçilik, bölücü lük, düzen yıkıcılığı peşinde o- lanlara aziz m illetim iz im kân ve fırsat verm iyecektir. V atandaşı (Arkası Sa. 7, Sü. 3 de)
TIP’IN KONYA
ADAYI, SÜKANIN
ÖNÜNDE LİNÇ
EDİLİYORDU
A K ŞE H tR — E ski İçişleri B a kanı F a ru k Siikan, açıkhava to p lan tısın d a k o n u şu rk en , k e n disine m üdahale etm ek isteyen T tP K onya M illetvekili adayı M ustafa T o p al’ı A P 'lile r, linç etm ek istem iştir.
Siikan, p a rtilile rin elinden T o p a l’ı k u rta rm a k için m ik ro fonla halka çağ rıd a b u lu n m u ş sa da, b ir sonuç alam am ıştır. A day, ancak Polis ta ra fın d a n o- la y y erinden k açırılm ıştır.
Bayar,
vatandaşı
YTP’ye oy
vermeye
çağırdı
Orhan DURU
ANKARA — YTP, Celâl Ba- y a r’ın vatandaşları YTP’ye oy vermeye çağıran sözlerini kap. sayan b ir bildiriyi dağıtm aya başlam ıştır.
B ildirinin başında büyük harf, lerle, «Celâl Bayar diyor ki» iba resi y er alm akta ve B a y a t’ın sözleri o larak şu c emeç bulun m aktadır:
« y .t.e . , UAidıışurt id,m beri tu t u m vc ir n .p . lıjcrir» ıstırap ların ı paylaşan tek p a n ı olm uştur.
1946 ruhuna sadık kalan va tan d aşların 12 Ekim seçim lerin de güvenerek rey verebileceği p arti: Yeni Türkiye Partisidir.»
Bayar, AP
yöneticilerine karşı
Y.T.P. taralın d an yayınlanan diğer b ir bildiride İse özeti» şöyle denilm ektedir:
(A rkası Sa. 7, Sü. 2 de)
YTP, Menderes’in
heykellerinin
dikilmesini ve
Arabistan’daki
ırkdaşlarımızın da
Türkiye’ye geşiinün
sağlanmasını istedi
ANKARA, (C um huriyet B ürosu) YTP adm a dün radyoda ko nuşan B urhan Apaydın, «Men d e re s’in heykelleri dikilm elidir» dem iştir.
«M enderes’in idam ı, m illetin kalbinde bir hicran yarası aç m ıştır. işte , kapanam ayan ve bu güne kadar sarılam ayan başlıca yara budur, Adnan M enderes'i geri getirebilm ek m üm kün ol m adığına göre, yapılacak iş, şu- d u r: M em lekete bunca eser bı rakan M enderes’in kabri herkes tarafından ziyaret edilebilecek b ir yerde olm alı ve onun heykel leri dikilm elidir.»
Apaydın, bu arad a, D em irel’» çatm ış, D em irel’i B ayar aleyhine kam panya yürütm ekle suçlam ış, «Celâl B ayar, büyük bir şahsi yet ve koskoca bir tarih olup, Demirel ise. denizde bir dam la bile değildir» dem iştir.
Azizoğlu’nıın isteği
DİYARBAKIR, (M ehm et MER- CAN B ildiriyor) — YTP Genel B aşkanı Y usuf Azizoğlu, büyük b ir gövde gösterisi içinde geçen p artisin in m itinginde, «AP’Iilerin (ArkasC Sa. 7. Sü. 3 de)
Hilvan Savcısı
yatağında vuruldu
HİLVAN, (HA) — Kimliği belirsiz kişiler tarafından, önceki gün 23.30 sıraların d a Hilvan Savcısı O rhan B aşer’in evi, k u rşun yağm uruna tu tu lm u ştu r. Uyuyan Savcının yatak odası penceresine k ad ar gelen m ütecavizler, Savcıyı 3 yerinden ağır yaralam ışlardır. Komaya giren B aşer, gece yarısı U rfa Devlet H astanesine kaldırıl m ıştır. H ilvan Savcısı O rhan B aşer, 2 çocuk babasıdır ve eşi, hâlen İstan b u l'd a bulunm aktadiri
SAHİFE İKİ
10 Ekim 19«9
CUMHURİYET
B
ugün kimi açıktan »çığa, ama ç<ığu tistü kapalı -belki kendileri de farkı na varm adan- emperyalizmin u run vâdeli çıka rına çalışanların çığırtkanlığını yaptıkları «ir tica* hareketinin ardındaki İtici güç DİN de ğildir. Anadoiuda «tehlike y aratır b ir ölçüde* «lrtica*ın ardına takılan yığınlar m anevî bir bunalım içerisinde değiller. Maddî b ir bunalım İçerisindeler. Bugün Hilâfet ve Şeriat adına ha rekete geçmeye çağırılsalar bile, yarın hareke te geçerlerse Hilâfet ve Şeriat için yürüm tye- cekierdir.Çığırtkanların «Şeriat isterük!» diye ortalı ğı birbirine kattıklarına bakıp aldanm ıyalım ! İlericiler ve devrimcilerce sık sık «geri*, «ca hil», «bilinçsiz» diye suçlanıp duran yoksul halk yığınlarının gerçekte şeriat düzeninin geri gelmesini özlemediğini, «şeriat özlemi-nin ar dında. halk için, bam başka bir şey yattığını «ge riciler» pekâlâ biliyorlar. Şeriat özlemi halk nez- dinde, bugün, eski düzenin mükemmelliği ve hal ka yararlılığından çok. yeni düzenin eksiğinin ve halka yararsızlığının timsali olm uştur, «İrtica» m dâvası geçmişle değil, bugünle ve gelecek ledir.
Şeriat iilküsii
ardında,..
TLIT alk «Şeriat» ülküsü ardında, kendi hs- * vatında özlediği somut yaşama koşul larını görüyor: Köylüye toprak, herkese iş. Kre di ve faiz talanının, aracı soygununun kalkm a sı. Daha âdil gelir dağılımı. Daha geniş fırsat eşitliği. N ihayet, ekonomik sömürünün haikı canından bezdirmeyecek bir ölçüde tutulm ası. Ve de halk, bütün bunların gerçekleşebilmesi için şart olanı özlüyor: Üretim güçlerinin den geli ve hızlı gelişmesini. Dolayısiyle »irtiea*m
ŞERİAT ve DEVRİN
T e ktaş
A G
a
O G L U
kaynağı da, gücü de, bir üstyapı kurum u olan dinde ya da halkın mukaddesatçı eğilim lerinde değil, altyapıdadır, yâni ekonomidedir. Ç ığırt kanlar bunu bildikleri için kitleye hitapta din! ve mukaddesatçı yâveler yanında ekonomik eleştiriye ve ekonomik düzen değişikliği vaadi ne gitgide daha çok ağırlık verm ekteler. Bu vaad olmasa halkın gözünde Şeriatın iki paralık de ğeri kalmıyacağını, E rbakan'ından tu tu n »Bu gün* gazetesine kadar bütün «gerici cephe» bi liyor.
• •
te yandan, «irtica*m ardtndaki eko- ” nomlk itici güç, bugün için tutuca d» değildir. Bir başka deyimle, durum ları bozu lanları, iflâsa gidenleri, hayatları çökenleri, pro ¡eterleşm ekten başka çıkar yolu kalmamış olan ları birleştiren, geriye bakan, eskiyi özleyen r e ileri gidişi durdurm ak isteyen bir birikim le karşı karşıya değiliz. Tersine, ekonomik ve sos yal gelişmenin (sanayileşmenin) özlemini du yan ve bir yere kadar engellerini görenleri bir araya getiren, ileriye bakar bir birikim bu. T ü r k iy e’de kapitnlistleşme süreci, henüz, gerçekten direnen, koruyan, tutan, ekonomik - sosyal an lam da bir irticaın ortaya çıkmasına sebep ola cak kadar ilerlememiştir çünkü. (Yaygın gizil ve açık işsizliğin nedeni sanayileşme değil, ye
terince sanayileşmemedir.) T arihte bütün ger
çek irtica hareketleri sanayileşmeye ve onun ka çınılmaz sonuçlarına karşı çıkm ışlardır. Oysa T ürkiye’de, hiç değilse bugiin, ardına yığınları takabildiği ve o yüzden bir «tehlike» olabildiği kadar «irtica», toplum un yeterince sanayileşm e mesinden yoksıil halk yığınlarının duyduğu bunalımı, dolayısiyle hızlı sanayileşmeyle onun getirereği nim etlerden nasiplenm e özlemini di le getirm ekledir, A nadolu’da «irtica»a eleba şılık eden ve açıktan açığa ya da el altından onu besleyen çevrelerin de (emperyalizm dahil) ço ğunun derdi, hayatın çok hızlı ilerlemesi değil, yeterli bir hızla iieriemem esidir. Yâni üretim güçlerinin yeterli bir hızla gelişememesidir.
olayısivle, çoğu «devrimci» aydıııiarı-
--1* mızın zihinlerini şartlandıran soyut
metafizik düşünce düzeyinde değil, ekonomik - sosyal süreçlerin yer aldığı gerçek düzeyinde, «irtica»ın karşı çıktığı şey, ilerleme ve sanayi leşme değildir. Sanayileşmenin denetimi, hızı, öncelikleri, dağılımı, kim e nasıl yaradığı ve hedefleridir. Bu bakım dan «irticaî» üstyapıyı bugünkü Türkiye koşullarında sanayileşmeyi önlemeye çalışan yarı - feodal altyapının kul landığı bir silâh olarak görmemek gerekir, «İr ticaî» üstyapı, yarı - feodal düzeni kendi çıkar larına dönüştürm ek isteyen kapitalistlerin ve kapitaiistleşm ekte çıkar gören kimi yarı - fe odallerin elinde, önce sola karşı, sonra kendi aralarındaki çelişkide birbirlerine karşı kullan dıkları bir silâhtır. Bugün Erbakan ve arkasın
dakiler bu »İlâhı ellerine atm ışlar, m illeti »oy duğun, sanayileşmeyi kösteklediğini Heri sü r dükleri İstanbullu ınasou v.s, iş adam larına karşı çıkıyorlar. Erbakan’ın asıl niyeti, ark a sındaki Anadolu tüccarına Istanlıul’dakilerin ya ntnda soygundan pay sağlamak dahi olsa, dışa bağlı montaj sanayii ve ithalât kumpası ile A- ııadolu’nun sayısı gitgide artan işsiz güçsüz halk yığınları arasındaki ana çelişki devam e t tikçe, E ıbakan’ııı bugün belli bir efkârı umıınıi- yeyi arkasına alm ak için kullanm ayı zoruııhı gör düğü ekonomik eleştiri Erbakaııt da, niyetlerini de (olumlu yönde) aşacaktır. »Gâvur - M üslü man», «mason tüccar - müslüman tüccar» ayırı mının altında yatan çelişki budur. Ve bu, bir yerde, Anadolu’nun sanayileşme özleminin ö- ziinde yatan emperyalizmle - çelişkiyi de yan sıtm aktadır. İlerici, devrimci aydınlar, çoktuk, «Masonlar nıüsliiman ahaliyi soyuyorlar!» fer yadındaki «mason» sözüne ağırlık veriyorlar da, nedense, «soyuyorlar.m hakkını gerektiği gibi verm iyorlar.
wu<|
Sonuç
O
ysa Erbakan ve takım ı, ard niyetleri ne olursa olsun, Anadolu balkının çı karıyla dışa bağlı komprador düzenin çıkarı arasındaki doğru çelişkiyi halk yığınlarına açık efkârı um um iyeııin aktüel konusu yapmaya zor laıım ışlardır. H attâ bu yolda, çok şeyi göze ala rak, ekonomik derdin teşhisinde solla birlik ol duklarını ilâıı edecek kadar ileri gitmişlerdir, «Takunyalı» takınım mason - komprador takı mına karşı sürdürdüğü savaşta onların yanına ilericileri ve devrim cileri de katıverm esinhı ne mime bir oyun olduğunu herkesten önce ileri ciler ve devrim ciler görmediler. Ama beri yan dan, Anadolu halkının ilericilerle devrimcileri «milleti soyanlar ve sanayileşmeyi köstekleyen !er»in yanında görmeye teşne oluşunun neden lerini de açık yürekle araştırm alılar.Parti büyüğü
radyo
konuşmasını
nasıl yazdı?
P arti büyüğü çok m em nun; çünkü kendisine radyoda ko nuşm a görevi verilm iş.. Z annediyor ki sesini bütün y u rtta duyu racak ... Söylediklerine herkes inanacak, «Ne yavuz adam be!..» diye dağlar kızı «Reyhana» nasıl h erk es heyran ise ona da hay ran olacaklar Evet, parti büyüğü kâğıdı kalemi eline alır, dü şünmeye b a şla r... B ir kere tüm T ü rk m illetini m em nun etm ek lâzım, bu millet dinine bağlıdır, onun için evvelâ konuşm anın başında, ortasında, ve sonunda Cenabı H aktan m uhakkak m edet um m ak gerekir... Sonra, köylüden oy çekm enin çaresine bak m ak leabeder.. «Köylü vatandaşlarım , size bu hayat yakışır mı? A sırlardan beri sürünüyorsunuz!.» »özlerini kâğıdın b ir tarafına kaydeder.,
Bii.vük kitle işçiyi m em nun etm eden olmaz!. Onun da hisse sine «Yevmiyelerinizi arttıracağız!!. Sizi işletm elere ortak ede ceğiz!.» sözleri isabet eder.
Ya iş veren!. O paralıdır, etrafındaki insanlar üzerinde etki lidir. Ona ne dem eti? K redilerinizi arttıracağız!, dese köylü ve işçi beğenmivecek.. Fakat m utlaka b ir söz lâzım.. O sözü bulur. «Sizin istihsalinizi değerlendirm ek için elim izden gelen her ça reye başvuracağız». Sonra., so n ra ... ha... Demire! dem iş ki; «Türk m illeti ilerliyor, bize oy verirseniz daha da ilerliyeeek!.» Bu sö zün yok.. Çünkü T ürk m illeti gırtlağına kadar borca batm ış, o zaman Başbakanın eski b ir m ason oluşu aklına gelir, «Türki- yevi ^m asonjaıın, ve siyonistlerin elinden biz kurtaracağız!.» ve bovlece Cenanı Hakkın inayetiyle ön dakikalık konuşm a yazıl m ış olur.. I i t
J * ^
Bu nutukların çoğu, hize B ayburtlunun punçunu h atırlatıyor, Bayburtlu İstanbul» gelm iş, bir punç İçmiş, pek hoşuna gitm iş, m em leketine dönünce, karısına; «Bana b ir punç yapıver!.» demiş.
— Punç dediğin ne ki?
— Cayın içine biraz kanvak koyarsın punç olur. K adın biraz sonra gelmiş:
— Efendi çav yok. ıhlam ur kaynatayım mı? — Kaynat.
Kadın yine gelmiş:
— Kanyak bulam adım , ıhlam ura rakı kovayım mı? — Koy,
K adın yine görünm üş,
— Evde şeker kalm am ış pekm ez koyayım mı? — Koy...
B ayburtlu gelen şeyi içem em iş. öğürm üş, Takat Bayburtlunun pıınçıı da dillere destan olmuş..
Bazı radyo konuşm alarım dinlerken nedense B ayburtlunun punçunu hatırladık..
r aym Nadir Nadi’-
“ nin «Düzen Deği
şikliği» yazısı içinde
bulunduğumuz
bozuk
düzenin gerçekten en
kötü sorununa parmak
basmış bulunuyor.
İlk düşüneceğimiz şey
şu: «Bu
düzen nive-
bozuldu?»
Daha doğ
rusu, eskiden pek dü
zenli olan durumumuz
niye bozuldu? Soruyu
böyle koyarsak pek a-
çık olarak görürüz ki
Türkiye
Cumhuriyeti
devletinin başlangıçta
dayandığı, üzerine ku
rulduğu temellerden bi
rinin oynatılmasıdır ilk
neden. Bu da. Demok
rat Parti’nin kurulma
sıdır.
O g ünkü anayasam ızın tem el lerin d en b iri D ev letçilik ti. N asıl ki an ay asad ak i C u m h u riy e tç ili ğe k arşı P adişahçı b ir p a rti k u ru lam azsa. Lâikliğe karşı Ş e ria tç ılık güden b ir p a rtiy e m ü saade edilem ezse. D evletçiliğe k arçı L ib e ra llik am acı güden Deır-okr»! Pmrci d e k u ru la m a z dı.
M illeti k u r ta r a n , devleti k u ra n . d ah a sonra da ay ak ta tu ta n D evletçilik tem eli sarsıld ık tan so n ra ö b ü r te m e lle r de, pek o la ğan b ir sonuç o la ra k , b ire r b i r e r sarsıld ı. O nun için, bizi çağdaş u y g arlık düzeyine g ö tü recek yeni b ir düzen a ra rk e n A ta tü r k ’ün açtığı çığ ırın izinden b ir adım ay rıiam am am ız g e re k tiğini b ir ân ak lım ızd an ç ık a r m am alı, bu ara d a tem elin d ev ril m is d ire k le rin i b ir e r b ire r ye niden y erin e koym alıyız. Bu dev le t em p ery alistiiS e karsı Milli yetçiliğiyle, geri k alm ışlığ a k ar şı D evletçiliğiyle. köhneliğe k arşı H alkçılıkla, soylu kişiler sa lta n a tın a k arşı C u m h u riy etçi lik le. bizi geçmişe bağlayan zin c irle re k a rşı da D evrim cilikle k a rşı koym uş, bu alan lard ak i
DÜZEN
değişikliği
1
"
y u m
b a şa rıla rıy la kurulm uş, bu ü l k ülere bağlı kalm akla a y a k ta k alm ıştır.
İşte, yolum uz açıkça g ö rü lü yor. Başka b ir yol aram ay alım , A ta tü r k ’ün yolundan y ü rü y e lim . (C elâl SE L E N L İ) A vukat
İki Amerikan
yardımı
G
azetelerden öğrendiğim ize göre, büyük dostum uz ABD bize, büyük dostluğunu bir kez daha belgeliyerek iki sa vaş gemisi, iki d estro y er veri yor.G em ilerin kim liğini sayın Meh m et B arlas kısaca özetlem iş, birincisi Boyd. İkincisi Cogsv- vell. B oyd: «1804 yılın d ak i bir çarp ışm ad a k ah ram an lık göste ren A m erik an denizcisinin a d ı nı alm ıştır. İkinci D ünya S a v a şm a da k atılm ış, bir Ja p o n de- n izaltısın ı b a tırm ış, çeşitli m u h a re b e le rd e a ğ ır y a ra la r alm ış tır... Cogsvveli de adını, 19. yüz yılda yaşam ış b ir A m erikan am iralin d en alm ış, o da BoyS gibi çeşitli sav aşlara k atılm ış. «Kısacası gem iler gem i olm ak tan çıkıp yüzen m üze o lm u şla r!
¡•■'■•■»••S««*«»• » • • • • • • • » • • • a
' f l V f l I l l l M M *
I « a a a a a ı a a a a a a «
N i m b t i s
r
*a a«a • aaa*«a ■ «a»««a aaa aaa«* j : ? - - **■•••----Tm • a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a u a o a B a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a j
i m M M M I M M I M U M M M i M M a i l M M M m i M ; ; * ; » » ; » ; ; ” ! ; ;
PTT Genel Müdürlüğünden
T eşkilâtım ızda m em u r o larak çalıştırılm ak üzere 13 Ekim 1969 P azartesi günü sa a t 14.30’da te s t ve m ü lak at usulü ile yüksek tahsilli personel a lın a c a k tır
Sınavda kazananlara 7244 sayılı K anuna göre 3 ü st derece ü cret verilecek tir Lisan bilgisi te rc ih sebebidir.
iste k lile rin kanun! nitelik leri haiz, askerliğini yapm ış, 35 yaşını b itirm em iş olm aları, d iie k ç e ie rin e ekliyecekleri d ip lo ma, nüfus, terh is belgesi, 2 fo to ğ rafla b irlik te 11 Ekim 1969 C um artesi günü mesai saati sonuna k a d a r Gene] M üdürlük Personel D airesi Başkanlığına m ü ra c a a tla sınava giriş belgesi alm aları.
(Basın: A. 16572-23049/12223)
Konya DSİ. 4. Bölge Müdürlüğünden
1 — 20000 00 TL. muhammen bedelli 1 adet 90 ton
luk hurda Demag Ekskavatör kapalı zarf usulü ile sa
tılacaktır Muvakkat teminatı 1500.00 TL. dır.
2 — thale 22.10 1969 Çarşamba gönü saat 15 30 da
Bölge İhale Komisyonu marifetiyle yapılacaktır İhale
den 1 saat evveline kadar muvakkat teminat
Bölge
veznesine vatırılacak ve teklif mektubu da ihale Ko
misyonuna verilmiş olacaktır.
3 — Bu işe ait şartname Bölge Makine îkmal Şefli
ğinden temin edilir.
Ekskavatör de Çumra DSÎ. de görülebilir.
İLÂN OLUNUR.
ASİSTAN ALIN ACAK
Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu
Müdürlüğünden:
Beşiktaş - İstanbul
Okulumuz Grafik Sanatları Bölümü (Serbest
Grafik ve İllüstrasyon)
dalına 1 asistan
alına
caktır.
Sınav 3 Kasım 1969 günü yapılacaktır.
İsteklilerin 1 Kasım 1969 gününe kadar Okul
Müdürlüğüne müracaatları ve tamamlayıcı
bilgi
almaları duyurulur.
(Basın: 23539/12221)
Bu gem ilerle ilgili olarak e- mekli P asifik K om utanı A m i ral C harp, hiç sıkılm adan, «Boyd, eskiden çok iyi b ir ge mi idi, bu gem ilere sahip ol duğu için, T ü rk le r çok şan slı dırlar» demiş...
iş te A m erikan y a rd ım ı: Eski, hurda, işe yaram az m a lla n y a r dım adı altın d a T ü rk iy e ’ye pos talam ak , karşılığ ın d a Türkiye* yi k en d in e bağlı tutmalk.
K im b ilir bu g em iler teslim a lın ırk e n n eler vazılıp söylene cek, A m erikonofil basın ne baş lık la r atacak. A m erikan d o stlu ğ u n u n ne İyi b ir şey olduğunu u z u n uzun an latacak . Bay B ü y ü k e lç i k ü rsü y e çıkıp n eler söyleyecek :
«Tiirk A m erikan dostluğunun sarsılm az b ir ifadesi olarak b u gün hu gem ileri k ah ram an T ü rk S ilâ h lı K u v v e tle rin e v erm ek ten h ü v ü k hir kıv an ç d u y m ak tay ız. D evletim ad ın a donanm anızın güçlen m esin d en büyük b ir şe re f d u y d u ğ u m u zu , y u rd u n u zu ve h ü r dü n y ay ı te h d it a ltın d a tu ta n k om ünistlere karşı s ilâ h la n m a n ız gerektiğini...»
B ü tü n b u n la rın a rk a sın d a y a tan g erçek, h erh ald e asıl sövle- nen su olsa g e re k : «A m erika T ü rk iy e üzerindeki ç ık a rla rın ı sü rd ü rm e ğ e k a ra rlıd ır. M em leke tin izi, çıkacak h erhangi b ir sa v aşta iik yok olacak ileri k a ra kol o la ra k tu tm ak tay ız. S îzle rin yok olm asına k a d a r geçecek zam an bizim ülkem izin k u r tu l m asına y a rıy a c a k tır, S izlere bu iki h u rd a gemiyi verm ekle hem bizim kilere propagandalarım ızı yapm a, hem de en teh lik eli si lâh o la ra k gördüğüm üz m illiy e t çilik a k ım la rın ı frenlem ek, u lu sal h a rp sanayim izin k u ru lm a sı nı önlem e olanağını buim tıs o- luyoruz... Verdiğim iz silâh ları ise bizim isteğim iz dışında k u l lanam azsınız, ikili anlaşm alar bıı hakkı bize sağlam ıştır. K ısa cası işim iz volandadır.»
SO N U Ç
P
a rla k söylevlerin, dağdağalı g ö rü n tü lerin ark asın d a bir A m erikan kazığı daha g ir m ektedir. T ü rk iy e ’ye, işin kö tüsü, g iren in gemi olm adığını anlam a bilincinden de yoksunuz daha. Bu da. A m erik a’nın çı k arlarını sü rd ü rm eğ e devam e- deceği anlam ına g elm ek ted ir Ne yazık ki g elm ektedir...Y etkin ARÖZ
Nimet Ablaya
tişilem ediği, nurculuk, süley- m ancılık gibi tarikatçılığın bü yük b ir önem kazandığı şu d e virde m uazzam b ir cam i kapa lı ve boş beklesin? N im et Öz den bunun sebebini şöyle izah ediyor. D iyanet işlerin d en b ir yetkili bana şu n ları söyledi: K adroyu tptâl ederiz, am a E r cüm ent D em irer’in hatipliğini kabul etm eyiz, zira o A tatürk çüdür. G ericilerin A tatü rk ’e dua eçlen hatibin ark asın d a seçde etm esi caiz değildir.
Acaba büyük K urtarıcı, ken disine bu derece düşm an olu nacak k adar ne yapm .ş ve ne suç işlem işti? O, üm itsiz ih ti yar kalb hastastnı d o k to r Ber- n a rd ’dan d aha sağlam ve em in o; a r il; k u rta rd ı, ııattâ onu «Mo dern Türkiye» adı altında genç leştirdi. Hem de bunu en kö tü ş a rtla r altında başardı. İşte onun bütün suçu bu M em leke ti bağım sızlığa k avuşturm ak ve çıkarcılığa paydos dem ek. 27 yıl sindikten so n ra 1950 de bir fırsa t bulup te k ra r elele vere rek şahlanan yerli ve yabancı söm ürücüler, m enfaatlarm a in dirilen o m üthiş darbenin acısı nı b ir tü rlü unutam ıyorlar Bu günkü insafsız ve m erh am et sizlikler hep bu kuyruk acısın dan.
S O N U Ç
B
ir toplum eğitim dâvasını halletm eden hiçbir işe kal kışm am alı. Zira em ekler bo şuna gider. Teldik YILMAZ Öğretm en ADAPAZARIr
v . NİMET ALTIPARMAK ile FUAT ERKAN N ik â h ta n d ıla r. *10.1969 BEYOĞLU___________
J
(C u m h u riy e t: 12247)EYÜP İCRA MEMURLUĞUNDAN
Menkul Satış İlânı
Dosya No. sı: 967/424 T. B ir borçtan dolayı hacizli olup satılm asına karar veri len: (15.000.—1 TL. yalnız on beş bin lira kıym etinde bir adet yerli yapı saç büküm m akinesinin birinci açık a rttırm a sı 17 Ekim 1969 cum a günü saat 12.30 dan 13 e kadar Eyüp Sağm al cılar. E senler caddesi 7/1 num aralı m ahalde yapılacaktır. O gün kıym etinin % 75 ini bulan bedelle alıcı çıkm adığı takdirde 18 Ekim 1969 cum artesi günü ayni saatte ve m ahalde yapılacak İkinci açık arttırm ad a en çok fiyat verene peşin para ile sa tılacak tır. A rttırm a şartnam esi dosyasında görülebilir Masrafı verildiğinde şartnam enin örneği isteyene gönderilir Taliplerin satış günü m ahallinde hazır bulunacak m em urum uza m ü ra caatları lüzum u ilân olunur. 3/9/1969.
(Basın:
K. 1382-22994/12228)
(Easın: 7288 12218)bravo
« M
I im et Abla camiini ka pattı» başlıklı haberi ve «Günden Güne» baş lıklı yazıları okudum ve üzül düm bu acı hnherlere. Nasıl ii- zülünm ez ki, cami yapm ağa
ye-TEŞEKKÜR
Böbreğim de teşek k ü l etmîç büyük bir kisti teşhis ve am e liyat ederek beni şifaya k av u ş tu ran V akıf G uraba Hastanesi Üroloji Bölümü şef m uavin! ve kişiliğinde ü stü n insan d e ğ e r leri taşıy a n genç üstat:
Ürolog - O peratör
Dr. METİN SÜER’e,
değerli N arkozitör Dr. F aruk ÇİMEN'e; Ö m ür K liniğinde göı düğüm şefkat ve ih tim am d an dolayı b ü tü n doktor* hem şire ve personeline d erin şü k ra n ve m innetim i an? ve te şe k k ü r ••de rim.
A Z İZ ZİVA SIRADAĞ
(C um hurtveı 12237)
On iki Ekim seçimleri
bir gerçeği aydınlatacak j
ile ric i ya da »olcu kesim de iki g örüş v ar.
G erçek te, iki görüşün sah ip leri de bozuk düzenin değiştiril- g mesi am acında b e ra b e rd irle r. M İttegallibenin dereb ey liğ in i ve J kom p rad o r işb irlik çiliğ in i yıkıp çağdaş b ir düzen k u rm ak fik-
g
rine o rta k tırla r . İk tisad i h a y a tın hâkim te p e le rin i elinde tu ta n , g ayrtm illî çev releri tasfiy e etm ek , to p ra k re fo rm u n u gerçekleş- ■ tirm ek , yabancı k u m p a n y a la rın sö m ü rü sü n e «dur» dem ek, ha- ■ ğım sr/lığı gölgeleyen dış ilişk ileri «istiklâl-i tam » fik rin e sadık • b ir d a v ra n ışla ele alm ak, a racıy ı tefeciyi o rta d a n k ald ırm ak , j T ü rk iy e ’deki sol a k ım la rın o rtak dâvası o lm u ştu r.G örüş ay rılığ ı bu n o k ta d a n so n ra b a şla m a k ta d ır.
Bazı aydın ç ev releri - ki b u n la r d ev rim ciler diye ad lan d ı- j n lıy o r la r - T ü rk iy e ’de dem okrasi adı a ltın d a s ü rd ü rü le n oyu- j na karşı ç ık m a k ta d ırla r. S a v u n d u k la rı görüş a ç ık tır :
— B u rju v a d em o k rasisi; b u rju v a d ev rim in i g erçek leştirm iş, j sanayiini k u rm u ş A v ru p a d e v le tle rin e özgüdür. Bizcfe k ap ita- | lizm yabancı k u m p an y aların egem en liğ in d e p o m p a lan m ak tad ır. | G erçek b u rju v azi y erin e k o m p rad o r b u rju v a sı eg em e n d ir T ü r- | k iy e ’de... A v ru p a ’da b u rju v a d ev rim iy le b irlik te gerçekleşen , to p ra k reform u bizde y a p ıla m a m ıştır. T arım kesim inde m iite- , g allibenin, aşiret reisinin, d ereb ey lik düzeni b ü y ü k ölçüde ge- ı ç e rlid ir. Y abancı k u m p an y a ile yerli kom prador^ ve d ereb ey i j ittifa k ı, seçim sandığına h âk im d ir. A v ru p a'd a m illi ve tab ii b ir ı düzen gibi gelişen çok p a rtili rejim , T ü rk iy e ’de gayrim illı siya- j si ik tid a rla rı koltuğa o tu r tm a k ta , A ta tü rk d e v rim le rin e karşı - ı d ev rim i g eliştirm ek ted ir, A v ru p a ’daki b u rju v a d em okrasisine ] özenm ek, A ta tü rk ç ü lü k değil, T an zim at tak litç iliğ id ir. Çok p ar- . fili rejim söm ürgeleşm e süreci o lm u ştu r T ü rk iy e ’de... Seçim san d ığ ın d an yirm i yıldan beri tu tu c u la r koalisyonu ç ık m a k ta d ır. B undan sonra da oy so n u çları, geri düzeni y an sıtm ak tan ötede b ir işe y a ra m ıy a c a k tır. T ü rk iy e ’de b u rju v a dem okrasisi b ü tü n k u ra lla rın a uygun ve o y u n u n k aid elerin e saygılı olarak İzlense b ir diyecek y o k tu r... Ne v a r ki, böyle b ir şey im k ân sız d ır. iy i n iy e tie r, sosyal re a lite k arşısın d a havada k a lm a k ta d ır
Oy sandığının devrim ci b ir rol oynıyam ıyacağm ı iddia eden g ö rü ş tü r bu... B ilim seldir. Hem v ak m ta rih im izin seçim te c r ü b elerin e d ay an m a k ta, hem de sosyal ve ik tisad i b ir ta h lilin sağ lam v e rile riy le d este k le n m e k te d ir. A ta tü r k ’ün sağlığında iki d efa çok p a rtili rejim tecrü b esi v a r. l!)4B'dan bu yana, ve d e
m ek kİ 23 yıllık b ir koca d en em e n in lâ b o ra tu v a rı da v a r eli m izde... G ü n lü k politika k ay g ıların ı b ir y an a b ıra k ıp hu lâbo- r a tu v a ra daldığım ız zam an, çok p a rtili rejim d en bu y ana T ü r k iy e ’nin giderek çağ dışına kay d ığ ın ı görüyoruz.
N e v a r ki, bugünkü o rta m d a sevim siz h a ttâ teh lik eli say ıl m a k ta d ır bu görüşler... D ik tacılık la, devrim d ü şm anlığıyla, t e peden inm ecilikle suçlanan bu görü şlerin sahipleri «doğru» b ir şey söylem iş o lsa la r bile, T ü rk iy e ’de «doğru» ya ald ıran y o k tu r. V ak tiy le su ülkede A m erika a le y h in d e tek kelim e sö y len em ez di,. Dıs p o litik ay a ei sü rü lem ez d i.. Millî savunm a k o n u ların a, sözgelişi NATO’va değgin b ir o b je k tif eleştirm e yapılam azdı. Z am an geçtikçe H an y a’yı K o n y a ’yı anlam ış b u lu n u y o ru z. Y ir mi yıldan beri içinde çırp ın d ığ ım ız ve çözüldüğüm üz rejim in m askesini indirip gerçek s u r a tın ı gösterm ek de sevim siz ve te h lik eli b îr iştir b u g ü n .. B ırak ın ız sağ cepheyi, h e r şeyden önce sol cephenin önde gelen leri a tılıp ;
— Seçim sandığının dev rim ci gücüne in a n m ıy a n ia r dem ok rasi d ü şm an ları sözde d e v rim c ile rd ir. Biz seçm enden oy alarak ik tid a ra gelecek ve bozuk düzeni bu yolla değiştireceğiz... d e r ler.
İşte ilerici kesim de ikinci görüş de b u d u r.
12 Ekim seçim leri bu iki g örüşten birisine hak v erdirecek k a n ıtla rı g e tire c e k tir. Eğer solcular şeeim san d ığ ın d an g ü m bür g ü m b ü r çık ab ilirlerse, b u n a hiç kuşkusu* h e rk e ste n önce biz sevineceğiz. Bir B ü len t E cevit’în v ey a M ehm et Ali A y b ar’tn. o y ları to p a rlıv a ra k S ü ley m an D em irel y erin e ik tid a ra geçm esi
ni hangi solcu istem ez?
M orrison ik tid a rın ı yık ıp koltn ğ a o tu racak b ir solcuyu h e r kesten önce biz alkışiıyacağız. K oltuk k av g asın a katışm am ış b ir insan o larak en ra h a t gönülle ve y ü re k te n yapacağız bunu B ütün görüş ay rılık larım ızı b ir v an a b ıra k a ra k ik tid a ra geçen solcuyn desteklem ek görev im izd ir. Ç ü nkü T ü rk iy e ’yi sö m ü rü den k u rta rıp bağım sızlığa k a v u ştu ra c a k ö rg ü t ne olursa olsun, ve lid e r kim o lu rsa olsun, bizim için fark etm ez...
A m aç, sav n n d n ğ u m n z fik irle rin g erçekleşm esidir. A ncak...
E ğer 12 Ekim seçim lerinde sol kesim in siyasi p a rti ö n d e rle ri sa n d ık ta n çık am azlarsa, d ö rt y ıld an beri ancak b irkaç arpa boyu ileri gitm işlerse, sa v n n d u k ls rı te* oy sonuçlarıyla tekzip ediliyorsa...
O n lara da düşen b ir görev v a rd ır...
Bu görevi pazar g ü n ü n d en so n ra h a tırla ta c a ğ ım ız ı b e lirte rek yazım ızı noktalıyoruz.
T E Ş E K K Ü R
Çok kıymetli _ eşim, aziz hayat arkadaşım, LÂLE’
mizin ve HÜSEYİN’imizin çok sevgili babalan
HAIÛK
Ö Z T Ü R K 'ü n
ânî ve acı kaybı dolayısile. gerek,
tedavisi için her
türlü büyük yardımlarını
esiıgemeven BASF
tem
silcilerinin
Almanya’da
bizlere
gösterdikleri nazik
ilgiye, gerekse cenazeye
katılan, çelenk
gönderen,
mektup, telgraf ve telefonla acımızı paylaşan, biz
zat eve gelerek tâzıvette bulunan büyüklerime, akra
ba, dost ve yakınlarımıza ve HALÛK’cuğumuzun bü
tün sınıf arkadaşları ile komşularımıza ayrı ayrı te
şekküre büyük acımız mani olduğundan, sonsuz âleni
teşekkürlerimi bildiririm.
M E D İH AÖZTÜRK
Cumhuriyet — 12238
Sayın D o k to r ve E c z a c ıla ra
Luitpold-Werk München (Almanya)
firmasının lisansı ile imli ettiğimiz
1
C o m b iz y m *
D R A J E
V E
Hirudoid
POMAD
isimli müstahzarları, ecza depolarına
tevzi edilmiştir.
S A N T A - F A R M A İLÂ Ç FABRİKAS
İ s t a n b u l
İlancılık:
4 7 9 917252
TEŞEKKÜR
m * . K im . M(Ut.Halûk ÖZTÜRK’ün
H eidelberg’de tedavls! « ıra sın d a y a k ın ilgilerini esirg em i yor» Ludvrlgshnfen - BASF m e sai a rk a d a şla rın a ve ölüm ü do- layıslyle b ire v ard ım cı o lan : çelenk: telg raf: m ektup gön d e rerek ve bizzat eve gelerek acım ızı paylasan AT-ASLAN T ü rk Boya ve Kim ya An $ti. ve B ASF-SÜMFRBANK TÜRK Kimya Sanayi $ tl. m e n su p la rı na ve diğer fab rik a ve k u m ru lara: cenazesine İştirak eden v a k ın d o stların a te şe k k ü rle ri mizi sunarız. ŞF.REN - ÖZTÜRK AİLELERİ (Cumhuriyet: 12248)
T C C C l T F Î t D
JL JCı y
JtL
JSk
vJ J
lv
Aziz büyüğümüz, sevgili babamız
i
Eczacı Ahmet ÇEViK'in
►
Hastalığı süresince tedavi ve himmetlerini esirgemeyen, ona karşı muhabbet
(
ve alâkanın en içten örneğini veren bütün doktor, meslekdaş. hemşire, dost
ve hemşehrilerimize, kezâ vakitsiz ölümü ile duçar olduğumuz büyük acımızı
;
en içten duygularla, paylaşan her hemşehrisi, dost, akraba ve arkadaşı olan
bütün Kütahyalılara ayrı ayrı teşekküre büyük acımız
mâni
olduğundan,
f
sayın gazetenizin tavassutunu rica ederiz.
k V E şi, K a r d e ş l e r i ve Ç o c u k la rı ı ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ + ♦ ♦ * ♦ <