• Sonuç bulunamadı

Tartışma:Düzen değişikliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tartışma:Düzen değişikliği"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 0 0 0 ( e m e l E s e r

Y a y ı n l a n :

Milli Eğitim H akanlığı ta ra fın d a n y a ­ yınlanm akta e la n 1000 Tam»! E se r'd e n ••ısağıda kim leri y a rılı o lan ları da basıl­ mış »» »att|« çıkarılmıştır.

Bakanlık Y ayınovleriyl« Mittin k ita p ç ı­ larda 5,— L ira fiy a tla « a tılm a k ta d ır. K ültür Değişmeleri! (M üm taz Turhan) Tiirk Tarihinden Y ap rak lar: (Y ılm a* Ö ztuna)

Yaratılış r e T üreyiş: (M ustafa N ecati U -petçioğlu)

İdeal ve İdeolojlt

Coğrafyadan V atanaı (Rem zi O ğuz A rık ) (Rem zi O ğuz A rık ) (B a sın : 25210.12211)

C u m h u riy e t

46. yıl, sa y ı: 16238

Kurucusu: YÛNUS NADİ

Telgraf ve mektup

adresi:

Cumhuriyet İstanbul

Posta Kutusu: İstanbul

No 246

Telefonlar:

22

42 90

— 22 42

96

— 22 42 97 — 22 42

98 — 22 42 99

10 Ekim Cuma 1969

Peter Rjan

AY’DA İLK ADIMLAK

APOLLO - 11 ve SONRASI

tik uzay aram S p u tn ik l'd e n APOf,- LO -1 1 ve 12'ye k a d a r b ü tü n uzay a ra ş ­ tırm a la rın ın tarihçesini an latan APOL­ LO - 11 u ç u şu n u n ve Ay yüzüne İnişin heyecanlı m ac e ra sın ı bir film g ib i-d a k ik a sı d a k ik a sın a v e re n bu k ita p uzay ç a lış m a la rı­ n ın geleceğini de b ü tü n bilim sel a y rın tıla - riy le açık lıy o r.

6 renkli lüks kapak içerisinde bol

resim, şekil ve

fotoğraflarla 248

sayfa. 12.5 lira.

Sander Yayınlan - Galatasaray-

îstanbul.

İlâncılık:

4561/1320!-i 4561/1320!-i

l i f !

Size

g ^

n

e

k

istiyorum

t !

«C anım sık ıld ık ç a size gel­ m ek istiy o ru m » derdi.

«Siz»’d en k astı, «Cumhuriyet A n k a r a B ürosu» idi. Ye artık « g eliyorum » diyen ufacık bir m e s a jı, E senboğa’da bir uçağın b a s ık kapısından, tâ uzaktan se ç ile b ile n bir gence ait bem ­ b e y a z başı boşuna bekleyip du­ ra c a ğ ız .

B oğan Nadi'nin fırsa t b u l­ d u k ç a A nkara’ya gelişi, bizlerin a rz u ile beklediğimiz b ir o lay ­ dı. B ir «patroıı»’un, genişçe b ir kad ro n u n işbaşında b u lu n d u ğ u b ir yere gelişi genellikle «ça­ lışanlar» için olağ an ü stü b ir hal sayılır zam anım ızda.. G eç­ m işte de öyle.. Biz. böyle d u y ­ m adık, böyle hissetm edik, d a i­ m a bekledik,. O ’nu a ra m ız d a görm eyi içten lik le isted ik . Ç ü n ­ k ü O, b ir « p a tro n d an ö te d e , h izler için, m ü stesn a v a sıfla rı olan b ir «arkadaş» idi.

Şim di, A n k ara’nın h an g i o te ­ line uğraşan ız O ’ndan b ir â n ı b u lu r, O’ııa alışm ış ta n ıd ık y ü z ­ le rle karşılaşırsınız.

B üyük zevki, e tra fın ı ç e v re ­ le y e n dost h a lk a la rın d a n ve ta tlı sohbetlerden sıy rılıp , k ısa d a olsa, uzun da olsa, A n k a ­ r a ’ya gelm işken «önem li k iş i­ ler» ie ciddi m eseleleri de gö­ rüşm ek idi. Bn t ü r g ö rü şm e le ­ rin çoğunda b u lu n d u m . S o n ra O ’nun, bu c id d î « so rn n la rs » erişilm ez n ü k te d a n lığ ın ı k a ta ­ ra k , ta tlı b ir s o h b e tin içinde y en i b ir re n k v e rişin i defalarca dinledim . En b ü y ü k m esele Do­ ğan N ad i'n in d ilin d e b ir şerbet ta tlılığ ın a d ö n ü şeb ilird i..

Ve onun iç in d ir ki, Doğan N a d i’yi, «acı son» ile karşı k a r­ şıy a b u lu n d u ğ u m u z şu anda bile engin h o şg ö riirlü lü ğ ü , es­ p rile ri ve ta tlı şahsiyeti ile y a ­ nım ızda, yörem izde hissed iy o ­ ruz.

«Canım sıkıldıkça si*e gel­ m ek is tiy o r u m .»

Şim di, boşuna bekliyoruz. K EM A L AYDAR

« d *

Cumhurbaşkanının taraf tuttuğuna

TTUT i i l H u a n H H M -inıjıaııu. [Uj_y.™ii-,.._ii■m'm m it arıımı . — — — ——— ■■ ■- r-r-rrrrı -|-rm"—n— ı— n— m - T r ı r n - rrırıı m ı

dair kuşkuya düşmek istemeyiz,,

w

İnönü, Sunay’a

cevap

ANKARA

(Cumhuriyet Bürosu)

m m Genel Başkanı İsm et İnönü, Cumhur-

I f H i başkam Cevdet Sunay'ın «Koalisyon»

konusunda verdiği bir demeci cevaplandırarak

«Sayın Cumhurbaşkanımız açıktan memlekete

bir taraf tuttuğunu İlân etmek durumundan

yüksektedir. Böyle bir kuşkuya düşmek iste­

meyiz» dem iştir.

«BİR» VE «YEDİ DAKİKA»LARINI BU MASADA

YAZARDI. ŞİMDİ, MASASI VE YERİ BOŞ KALDI...

Doğan Nadi’nin cenazesi

yarın yurda getiriliyor

Gazetem iz sahip ve yazarlarından sev g ili arkadaşım ız Doğan N adi'nin cenazesi ya­ rın uçakla L ondradan İstanbul« getirilecek tir. Doğan N adi’nin naaşı daha sonra gaze­

tem ize getirilerek b ir gece çalışm a odasında bırak ılacak tır. Doğan N adi’nin nam azı pa- zar günü öğle nam azından sonra B eyazıt cam iinde kılındıktan so n ra cenazesi E dirnekapı Şehitliğindeki aile kabristanına nakledilecektir. (Arkası Sa. 7, Sü. 3 de)

İn ö n ü ’nün bu konudaki dem»- ci aynen şöyledir:

«Sayın C um hurbaşkanım ızın tecrübelerine dayanarak koalis­ yon hüküm etlerinden şikâyetçi olduğunu söylemesi üzerine, yan lış an lam lar yayılm akta olduğu­ nu görüyoruz.

H üküm et teşkilinde başlıca ro lil o lan tarafsız C um hurbaşkanı­ m ız, tecrübesinden m em leketi h a b e rd a r etm iştir. Seçim ta r tış ­ m asın ın son günlerinde bu ha­ b er m evcut A dalet P artisi ik ti­ d a rın ı desteklem ek tarzında te­ lâkki olunamaz. Sayın C um hur­ başkanım ız açıktan m em lekete b ir ta ra f tuttuğunu ilân etm ek d u ru m u n d an yüksektedir. Böyle b ir kuşkuya düşm ek istem eyiz.

iş in aslında koalisyon teşkilin­ de ve idaresinde güçlük vardır. F a k a t hu güçlük dem okratik re­ jim in kaçınılm ası m üm kün ol­ m ay an özeüikierindcndir. Ba­ zen oyların karşılıklı oranı yü­ zünden hüküm et k u rm a ve iria- - « .yüıiifjneJi «üçleşir. Fakat bu guçiuk dem okrasi olt tayan ¡il­ kelerde İnsanı çaresiz yollara sü­ rü k ler, dem okratik rejim lerde h er güçlüğün çâresi vardır. Se­ çim o ra n la n ne olursa olsun, sorum luluğunu bilen siyaset a- (Arkası Sa. 7, Sii. 5 de)

Makarios’un

davranışı

Ada’da durumu

gerginleştirdi

ANKARA

(Cumhuriyet Bürosu)

BULGARİSTAN'DAN GÖÇ ED EN «KOCA YUSÜF»UN .YUSUF HACIHAŞİMOF, E Ş İ VE 4 ÇOCUĞUYLA...

TORUNU

BULGARİSTAN’DAN GELEN GÖÇMENLER,

DAHA İLK GÜNDE GÜÇ DURUMDA KALDI

Koca Yusuf’un torunu

Manisa’ya yerleşecek

E D İR N E — B u lg aristan ’dan göç eden ırkdaşlarım ızın ilk k afi­ lesinde bu lu n an «Koca Y usuN uıı to ru n u Y usuf H aeıhaşim of, dün bütün siin , A navatana kavuşm anın sevincini yaşam ıştır. B erabe­ rinde eşi ve 4 çocuğu b u lu n a n H aeıhaşim of, M anisa’ya yerleşece­ ğini te k ra rlıy a ra k k en d ilerin i, adı geçen ilim izdeki a k ra b a la rın ın çağırdığını söylem iştir.

Basın m ensuplarının ıs ra rı üzerine belden yukarısı soyu- nuk o larak poz veren 1.86 boyunda ve 98 kilo ağırlığın­ daki Y usuf H acthaşim of, bu­ güne k ad ar m indere çıkm a­ m ış olduğunu üzüntü ile söy

lem iş, «Yirmi yıl önce ana­ vatana gelmem m üm kün ol­ saydı. dedemin şöhretine lâ­ yık bir pehlivan olm aya ça­ lışırdım » dem iştir.

( A rk a s ı Sa. 7. S ü 2 d e )

B aşkente, gelen h ab erlere gö­ re, M akarios'un son günlerde verdiği dem eçlerle b irlik te Kıb­ rıs'ta k i hava da, gittikçe gergin­ leşm ektedir.

M akarios’un son günlerdeki tu tu m u y la İlgili olarak dün Dış­ işleri Bakanlığında yetkililerin katıldığı b ir toplantı yapılm ış­ tır. B u a ra d a Ada’daki T ü rk m ü cahitlerine alarm verildiği söy­ len tileri çıkm ışsa da bu söylen­ tile r doğrulanm am ıştır.

Durum gergin

M ak ario s’un d ün de R um Mil­ li M uhafızlarım denetlem esi ve bu ara d a to p lu lu k lararası görüş­ m elerin kesildiğine dair demeç verm esi, A da’daki d urum u da­ ha da gerginleştirm iştir. Maka­ rios’un, b u ara d a , M illî Muha- (A rkası Sa. 7. Sü. 2 de)

Orman yangını

Gelibolu

yarımadasını

tehdit ediyor

ÇANAKKALE — Gelibolu’nun Bigalı köyü yakınlarında önceki gün çıkan orm an yangım, dün rüzgârın da etkisiyle büyümüş, 24 saat içinde 1450 hektarlık çanı lık sah a yanm ıştır. Zarar, 10 milyon liraya yakındır.

C onkbayın’n m altından Ke- nıalyerine doğru, saatte hızı 80 kilom etreyi geçen rüzgârın ve Çanakkale savaşlarından kal­ ına m erm ilerin de patlam ası ile gelişen yangın yüzünden Çamlı- yayla köyü, boşaltılm ıştır.

Yangın yerinde bulunan aske­ ri birlikler ve dozerlerin açtığı söndürm e se tle ri fayda sağla­ mam ış, sıcak tan patlayan top­ rak altındaki m erm iler, yangının bu setleri a şa ra k yayılmasına sebeb olm uştur.

Gelibolu Y arım adasını teh d it eden yangın, an cak dün gece ya­ rısından sonra kısm en kontrol altına alınm ış, b ir er yaralan­ m ıştır.

Çanakkale V alisi Celâlettin Tüfekçi, yangın yerine giderek askeri birlikler. O rm an idaresi ve köylülerin katıldığı k urtarm a çalışm alarına nezaret etm iştir.

BOMBA PA TLA TILA N TÜNEL K U L E D ÎB t HENDEK CAD DESİN DEKİ SİNAGOG UN K IR IL A N CAM LARI

Bir Sinagog un kapısında

bomba patlatıldı

Selâhattin GÜLER

T ünel Kuledibi, B ü y ü k H endek C addesindeki M usevi Sinagogu «N eve Şalom »un giriş kapısının önü n d e patlatılan, b ir ilkel bom ba, c am ları parçalam ış, M usevilerin y oğun b u lu n d u ğ u sem tte panik y a ra tm ıştır. Y ataklarından fırla y a n ve so k a k la ra dökülen halk, p a tla m a n ın yer ve nedenini ö ğ ren m ek için sağa, sola koşuşnıuştur. O lay y erin e ilkin Toplum Polisi gönderilm iş, Sinagog’un e tra fı kordon altın a a lın a ra k , patlam an ın m eydana geldiği alana kim se so k u lm am ıştır. (Arkası Sa. 7, Sü. 5 de)

Ecevit,

AP’nin

yabancı

sermaye

tulumunu

eleştirdi

Hikmet ÇETİNKAYA

İZM İR — C H P G enel S e k re ­ te ri B ülent E eevit, M anisa, A k­ h isa r ve İz m ir’de konuşm uş, A P ik tid arın ın sö m ürü d ü z e n i­ ni y ü rü tm e k için h a lk ı ezdiğini, ü reticin in tefeci ve aracı f.ic» cara teslim eemmfcvnv b e lirte ­ rek, «Bu düzene sahip ç ık an la­ rın , m illeti sefalete g ö tü rd ü ğ ü ­ nü» söylem iştir.

A P ’n in y ab an cı serm ay e ko­ n u su n d ak i tu tu m u n u eleştiren E eevit, «D em irel fırs a t bnlsa, k a n la kazanılan bağım sızlığım ı­ zı yok edecektir» dem iştir.

ö n c e k i gece Çiğli H ava lim a­ n ın d a, «Yeni düzenin B aşb ak a­ nı» te z a h ü ra tıy la k a rşıla n a n ve geceyi İzm ir'd e geçiren E eevit, d ü n sab ah M anisa’ya h a re k e t e tm iştir. M anisa’ya 10 kilom etre m esafede 200’e yakın araçla k a r ­ şıla n a n ve açık b ir je e p ’e bin-

(Arkası Sa. 7, Sü. 7 de)

ŞOFÖRLER, CHP’Yİ

DESTEKLİYOR:

" G e ç im

sıkıntısından

AP sorumludur„

Türkiye Ş o fö rler Sendikası b ir bildiri yayım layarak, 700 bin şoförün yedek p a rç a k arab o r­ sası yüzündın soyulduğunu, bu­ nun sorum lusunun da AP ikti­ darı olduğunu öne sü rm ü ştü r.

Şoförlerin belli başlı dertle­ rinin 5 m adde halinde toplandı­ ğı bildiride, Sosyal Sigorta’m n kapsam ına alınm ayan şoförlere, ta şıtla rın ı sig o rta ettirm ek zo­ runluluğunun yüklendiği, tra fik düzensizliğine çâre getirilm ez­ ken, tra fik kazalarında günahın şoförlere yüklendiği, yedek p ar­ ça ith alâtçıların ın kontrol edil­ mediği kaydedilm ektedir. Yine bildiride, esnaf kuruluşlarının, esnafın m enfaatine aykırı dav­ randığı ifade edilm ekte. Küçük (A rkası Sa. 7, Sü. 8 de)

H M

Bir derneğin

başına gelenler

Bir deli kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz derler. Verem Savaş Derneğinin Amerika hikâ­ yesi de böyle oldu. New Y ork’a giden 166 kişi için dernek kasa­ sından para ödendiği yazıldı. Uçak bilet ücretiyle kelle sayısı çarpılınca ortaya astronomik rak- kam lar çıktı ve arkasından da kı­ yam etler koptu. Demeçler, tah­ kikat, ödenek kesme tehditleri v.s. v.s. Oysa ortaya atılan iddia ve o iddianın dayandığı astrono­ mik rakkanılar yanlıştı.

Verem Savaş Derneği New York tâki kongreye delegelerini gönde­ recekti. Bu delegeler normal se­ fer yapan uçaklardan biriyle gi­ debilirler, adam başına 10 bin li­ ra ödenirdi. Dernek böyle yap­ mamış, bir C harter şirketiyle

anlaşm ıştı ve gidiş geliş ücreti 2850 lira idi. Geziye katılan 166 kişiden 125'i kendi paralarını ver­ m işlerdir. Geri kalan 41 kişiden 21'i Sağlık ve Sosyal Yardım Ba­ kanlığının m ensuplarıdır ve ulu­ sal Verem Savaş Derneğiyle, do­ kuz m ahallî dernek bu geziye an­ cak 20 temsilci göndermişlerdir. Durum böyle olduğu halde çıkan gürültü ve söylentiler yüzünden bakınız ne olmuştur:

Verem Savaş Derneğine yar­ dımcı olan ve destekleyen vatan­ daşlarda bir çekingenlik istek­ sizlik başlamış, hattâ belediye bi­ le eğlence resmi hissesini ver­ mekte tereddütlü davranm ış­ tır. Bu yüzden dernek, büyük bir sarsıntı içine girmiştir. Oysa bu derneğin 213 dispanseri vardır.

OLAYLARIN

ARDINDAKİ

J

)'

36 gezici röntgen ckipiylc 200 köy Hj »kipinin bütün yükü derneğin S üzerindedir ve bugüne kadar ta-

J

rama ekipleri 24 milyon insana B.C.G. aşısı yapmışlardır. Bütün dünyada faaliyeti takdirle anı­ lan ve güven duyulan Ulusal Ve­ r e n Savaş Derneği şimdi bu d u ­ rum dadır. Ve eğer yetkililer, il­ gililer hiç yoktan sürülm ek isle­ nen kara lekeyi elbirliği ile sil­ mezler. silme çabasını göstermez ve destekler yeniden sağlanmaz­ sa yılların emeğiyle bugünkü du­ rum una getirilmiş bu hayır te­ şekkülü yuvarlanıp gidecektir.

★ ★ ★

verdi

Demirel,

Siyasî Af

için: Mesele

bardağı

taşırmamak

dedi

Said A. TERZİOĞLU

BURSA — AP Genel B aşka­ nı, B aşbakan Süleym an De­ m ire), d ün P ın a rb a şı raev k i- indeki m eydanda, kalabalık b ir v atan d a ş to p lu lu ğ u n a b.i- ta b ed erek , v atan d a şı sandık b aşın a çağırm ış, san d ık b a ­ şın a g itm ey en lerin , «M em nun

olm adığı ve şik ây etçi b u lu n ­ duğu h u su sların çoğalm asına bilm eyerek yardım cı olaca­ ğını» öne sü rm ü ştü r. B elirtild iğ in e göre D em irel, B u rsa'd a bug ü n e k a d a r g ittiği illerd en daha büyük b ir k a la ­ balık ta ra fın d a n k a rşıla n m ıştır. Bu ara d a Polis, h alk ın arasın a sokulan y an k esicilerle u ğ ra ş ­ m ak zorunda kalm ış, b u n lard an bazılarını y a k a la m ıştır.

Eski C u m h u rb aşk an ı C elâl B a y a r’ın m em lek etin d e D em irel, «Aziz m illetim iz, b ir ta r ih î k a ­ ra r ın arifesin d ed ir» dem iş, şöy­ le k o n u şm u ştu r:

«12 Ekim 1969 günü sandık başına gidecek vatandaş, bu se­ çim lerde dem okrasim izi güçlen­ dirm e veya zaafa uğratm a gibi iki ihtim alden birini tercih e t­ me d u rum unda olduğunu u n u t­ m am alıdır. V atandaş seçim sa n ­ dığının başına giderken m uay­ yen kim seleri m illetvekili ç ık a r­ m ak için değil, m em leketi istik ra r içerisinde götürecek bir si­ yasî partiyi siyasi ik tid ar yap­ m ak için gitm ektedir. AP tek ba şm a aziz m illetim izin hizm etine talip tir. H er çeşit bölücülüğün ve kışkırtm acılığın karşısın d a­ yız. M uhalefet ve siyaset yapı­ yoruz diye m em lekette anarşi teşvikçiliği, tahrikçilik, bölücü­ lük, düzen yıkıcılığı peşinde o- lanlara aziz m illetim iz im kân ve fırsat verm iyecektir. V atandaşı (Arkası Sa. 7, Sü. 3 de)

TIP’IN KONYA

ADAYI, SÜKANIN

ÖNÜNDE LİNÇ

EDİLİYORDU

A K ŞE H tR — E ski İçişleri B a­ kanı F a ru k Siikan, açıkhava to p lan tısın d a k o n u şu rk en , k e n ­ disine m üdahale etm ek isteyen T tP K onya M illetvekili adayı M ustafa T o p al’ı A P 'lile r, linç etm ek istem iştir.

Siikan, p a rtilile rin elinden T o p a l’ı k u rta rm a k için m ik ro ­ fonla halka çağ rıd a b u lu n m u ş­ sa da, b ir sonuç alam am ıştır. A day, ancak Polis ta ra fın d a n o- la y y erinden k açırılm ıştır.

Bayar,

vatandaşı

YTP’ye oy

vermeye

çağırdı

Orhan DURU

ANKARA — YTP, Celâl Ba- y a r’ın vatandaşları YTP’ye oy vermeye çağıran sözlerini kap. sayan b ir bildiriyi dağıtm aya başlam ıştır.

B ildirinin başında büyük harf, lerle, «Celâl Bayar diyor ki» iba­ resi y er alm akta ve B a y a t’ın sözleri o larak şu c emeç bulun­ m aktadır:

« y .t.e . , UAidıışurt id,m beri tu­ t u m vc ir n .p . lıjcrir» ıstırap ların ı paylaşan tek p a n ı olm uştur.

1946 ruhuna sadık kalan va­ tan d aşların 12 Ekim seçim lerin­ de güvenerek rey verebileceği p arti: Yeni Türkiye Partisidir.»

Bayar, AP

yöneticilerine karşı

Y.T.P. taralın d an yayınlanan diğer b ir bildiride İse özeti» şöyle denilm ektedir:

(A rkası Sa. 7, Sü. 2 de)

YTP, Menderes’in

heykellerinin

dikilmesini ve

Arabistan’daki

ırkdaşlarımızın da

Türkiye’ye geşiinün

sağlanmasını istedi

ANKARA, (C um huriyet B ürosu) YTP adm a dün radyoda ko­ nuşan B urhan Apaydın, «Men­ d e re s’in heykelleri dikilm elidir» dem iştir.

«M enderes’in idam ı, m illetin kalbinde bir hicran yarası aç­ m ıştır. işte , kapanam ayan ve bu güne kadar sarılam ayan başlıca yara budur, Adnan M enderes'i geri getirebilm ek m üm kün ol­ m adığına göre, yapılacak iş, şu- d u r: M em lekete bunca eser bı­ rakan M enderes’in kabri herkes tarafından ziyaret edilebilecek b ir yerde olm alı ve onun heykel­ leri dikilm elidir.»

Apaydın, bu arad a, D em irel’» çatm ış, D em irel’i B ayar aleyhine kam panya yürütm ekle suçlam ış, «Celâl B ayar, büyük bir şahsi­ yet ve koskoca bir tarih olup, Demirel ise. denizde bir dam la bile değildir» dem iştir.

Azizoğlu’nıın isteği

DİYARBAKIR, (M ehm et MER- CAN B ildiriyor) — YTP Genel B aşkanı Y usuf Azizoğlu, büyük b ir gövde gösterisi içinde geçen p artisin in m itinginde, «AP’Iilerin (ArkasC Sa. 7. Sü. 3 de)

Hilvan Savcısı

yatağında vuruldu

HİLVAN, (HA) — Kimliği belirsiz kişiler tarafından, önceki gün 23.30 sıraların d a Hilvan Savcısı O rhan B aşer’in evi, k u rşun yağm uruna tu tu lm u ştu r. Uyuyan Savcının yatak odası penceresine k ad ar gelen m ütecavizler, Savcıyı 3 yerinden ağır yaralam ışlardır. Komaya giren B aşer, gece yarısı U rfa Devlet H astanesine kaldırıl­ m ıştır. H ilvan Savcısı O rhan B aşer, 2 çocuk babasıdır ve eşi, hâlen İstan b u l'd a bulunm aktadiri

(2)

SAHİFE İKİ

10 Ekim 19«9

CUMHURİYET

B

ugün kimi açıktan »çığa, ama ç<ığu tistü kapalı -belki kendileri de farkı­ na varm adan- emperyalizmin u run vâdeli çıka­ rına çalışanların çığırtkanlığını yaptıkları «ir­ tica* hareketinin ardındaki İtici güç DİN de­ ğildir. Anadoiuda «tehlike y aratır b ir ölçüde* «lrtica*ın ardına takılan yığınlar m anevî bir bunalım içerisinde değiller. Maddî b ir bunalım İçerisindeler. Bugün Hilâfet ve Şeriat adına ha­ rekete geçmeye çağırılsalar bile, yarın hareke­ te geçerlerse Hilâfet ve Şeriat için yürüm tye- cekierdir.

Çığırtkanların «Şeriat isterük!» diye ortalı­ ğı birbirine kattıklarına bakıp aldanm ıyalım ! İlericiler ve devrimcilerce sık sık «geri*, «ca­ hil», «bilinçsiz» diye suçlanıp duran yoksul halk yığınlarının gerçekte şeriat düzeninin geri gelmesini özlemediğini, «şeriat özlemi-nin ar­ dında. halk için, bam başka bir şey yattığını «ge­ riciler» pekâlâ biliyorlar. Şeriat özlemi halk nez- dinde, bugün, eski düzenin mükemmelliği ve hal­ ka yararlılığından çok. yeni düzenin eksiğinin ve halka yararsızlığının timsali olm uştur, «İrtica» m dâvası geçmişle değil, bugünle ve gelecek­ ledir.

Şeriat iilküsii

ardında,..

TLIT alk «Şeriat» ülküsü ardında, kendi hs- * vatında özlediği somut yaşama koşul­ larını görüyor: Köylüye toprak, herkese iş. Kre­ di ve faiz talanının, aracı soygununun kalkm a­ sı. Daha âdil gelir dağılımı. Daha geniş fırsat eşitliği. N ihayet, ekonomik sömürünün haikı canından bezdirmeyecek bir ölçüde tutulm ası. Ve de halk, bütün bunların gerçekleşebilmesi için şart olanı özlüyor: Üretim güçlerinin den­ geli ve hızlı gelişmesini. Dolayısiyle »irtiea*m

ŞERİAT ve DEVRİN

T e ktaş

A G

a

O G L U

kaynağı da, gücü de, bir üstyapı kurum u olan dinde ya da halkın mukaddesatçı eğilim lerinde değil, altyapıdadır, yâni ekonomidedir. Ç ığırt­ kanlar bunu bildikleri için kitleye hitapta din! ve mukaddesatçı yâveler yanında ekonomik eleştiriye ve ekonomik düzen değişikliği vaadi­ ne gitgide daha çok ağırlık verm ekteler. Bu vaad olmasa halkın gözünde Şeriatın iki paralık de­ ğeri kalmıyacağını, E rbakan'ından tu tu n »Bu­ gün* gazetesine kadar bütün «gerici cephe» bi­ liyor.

• •

te yandan, «irtica*m ardtndaki eko- ” nomlk itici güç, bugün için tutuca d» değildir. Bir başka deyimle, durum ları bozu­ lanları, iflâsa gidenleri, hayatları çökenleri, pro ¡eterleşm ekten başka çıkar yolu kalmamış olan­ ları birleştiren, geriye bakan, eskiyi özleyen r e ileri gidişi durdurm ak isteyen bir birikim le karşı karşıya değiliz. Tersine, ekonomik ve sos­ yal gelişmenin (sanayileşmenin) özlemini du­ yan ve bir yere kadar engellerini görenleri bir araya getiren, ileriye bakar bir birikim bu. T ü r­ k iy e’de kapitnlistleşme süreci, henüz, gerçekten direnen, koruyan, tutan, ekonomik - sosyal an­ lam da bir irticaın ortaya çıkmasına sebep ola­ cak kadar ilerlememiştir çünkü. (Yaygın gizil ve açık işsizliğin nedeni sanayileşme değil, ye­

terince sanayileşmemedir.) T arihte bütün ger­

çek irtica hareketleri sanayileşmeye ve onun ka­ çınılmaz sonuçlarına karşı çıkm ışlardır. Oysa T ürkiye’de, hiç değilse bugiin, ardına yığınları takabildiği ve o yüzden bir «tehlike» olabildiği kadar «irtica», toplum un yeterince sanayileşm e­ mesinden yoksıil halk yığınlarının duyduğu bunalımı, dolayısiyle hızlı sanayileşmeyle onun getirereği nim etlerden nasiplenm e özlemini di­ le getirm ekledir, A nadolu’da «irtica»a eleba­ şılık eden ve açıktan açığa ya da el altından onu besleyen çevrelerin de (emperyalizm dahil) ço­ ğunun derdi, hayatın çok hızlı ilerlemesi değil, yeterli bir hızla iieriemem esidir. Yâni üretim güçlerinin yeterli bir hızla gelişememesidir.

olayısivle, çoğu «devrimci» aydıııiarı-

--1* mızın zihinlerini şartlandıran soyut

metafizik düşünce düzeyinde değil, ekonomik - sosyal süreçlerin yer aldığı gerçek düzeyinde, «irtica»ın karşı çıktığı şey, ilerleme ve sanayi­ leşme değildir. Sanayileşmenin denetimi, hızı, öncelikleri, dağılımı, kim e nasıl yaradığı ve hedefleridir. Bu bakım dan «irticaî» üstyapıyı bugünkü Türkiye koşullarında sanayileşmeyi önlemeye çalışan yarı - feodal altyapının kul­ landığı bir silâh olarak görmemek gerekir, «İr­ ticaî» üstyapı, yarı - feodal düzeni kendi çıkar­ larına dönüştürm ek isteyen kapitalistlerin ve kapitaiistleşm ekte çıkar gören kimi yarı - fe­ odallerin elinde, önce sola karşı, sonra kendi aralarındaki çelişkide birbirlerine karşı kullan dıkları bir silâhtır. Bugün Erbakan ve arkasın­

dakiler bu »İlâhı ellerine atm ışlar, m illeti »oy­ duğun, sanayileşmeyi kösteklediğini Heri sü r­ dükleri İstanbullu ınasou v.s, iş adam larına karşı çıkıyorlar. Erbakan’ın asıl niyeti, ark a­ sındaki Anadolu tüccarına Istanlıul’dakilerin ya ntnda soygundan pay sağlamak dahi olsa, dışa bağlı montaj sanayii ve ithalât kumpası ile A- ııadolu’nun sayısı gitgide artan işsiz güçsüz halk yığınları arasındaki ana çelişki devam e t­ tikçe, E ıbakan’ııı bugün belli bir efkârı umıınıi- yeyi arkasına alm ak için kullanm ayı zoruııhı gör düğü ekonomik eleştiri Erbakaııt da, niyetlerini de (olumlu yönde) aşacaktır. »Gâvur - M üslü­ man», «mason tüccar - müslüman tüccar» ayırı­ mının altında yatan çelişki budur. Ve bu, bir yerde, Anadolu’nun sanayileşme özleminin ö- ziinde yatan emperyalizmle - çelişkiyi de yan­ sıtm aktadır. İlerici, devrimci aydınlar, çoktuk, «Masonlar nıüsliiman ahaliyi soyuyorlar!» fer­ yadındaki «mason» sözüne ağırlık veriyorlar da, nedense, «soyuyorlar.m hakkını gerektiği gibi verm iyorlar.

wu<|

Sonuç

O

ysa Erbakan ve takım ı, ard niyetleri ne olursa olsun, Anadolu balkının çı­ karıyla dışa bağlı komprador düzenin çıkarı arasındaki doğru çelişkiyi halk yığınlarına açık efkârı um um iyeııin aktüel konusu yapmaya zor laıım ışlardır. H attâ bu yolda, çok şeyi göze ala­ rak, ekonomik derdin teşhisinde solla birlik ol­ duklarını ilâıı edecek kadar ileri gitmişlerdir, «Takunyalı» takınım mason - komprador takı­ mına karşı sürdürdüğü savaşta onların yanına ilericileri ve devrim cileri de katıverm esinhı ne­ mime bir oyun olduğunu herkesten önce ileri­ ciler ve devrim ciler görmediler. Ama beri yan­ dan, Anadolu halkının ilericilerle devrimcileri «milleti soyanlar ve sanayileşmeyi köstekleyen !er»in yanında görmeye teşne oluşunun neden­ lerini de açık yürekle araştırm alılar.

Parti büyüğü

radyo

konuşmasını

nasıl yazdı?

P arti büyüğü çok m em nun; çünkü kendisine radyoda ko­ nuşm a görevi verilm iş.. Z annediyor ki sesini bütün y u rtta duyu­ racak ... Söylediklerine herkes inanacak, «Ne yavuz adam be!..» diye dağlar kızı «Reyhana» nasıl h erk es heyran ise ona da hay­ ran olacaklar Evet, parti büyüğü kâğıdı kalemi eline alır, dü­ şünmeye b a şla r... B ir kere tüm T ü rk m illetini m em nun etm ek lâzım, bu millet dinine bağlıdır, onun için evvelâ konuşm anın başında, ortasında, ve sonunda Cenabı H aktan m uhakkak m edet um m ak gerekir... Sonra, köylüden oy çekm enin çaresine bak­ m ak leabeder.. «Köylü vatandaşlarım , size bu hayat yakışır mı? A sırlardan beri sürünüyorsunuz!.» »özlerini kâğıdın b ir tarafına kaydeder.,

Bii.vük kitle işçiyi m em nun etm eden olmaz!. Onun da hisse­ sine «Yevmiyelerinizi arttıracağız!!. Sizi işletm elere ortak ede­ ceğiz!.» sözleri isabet eder.

Ya iş veren!. O paralıdır, etrafındaki insanlar üzerinde etki­ lidir. Ona ne dem eti? K redilerinizi arttıracağız!, dese köylü ve işçi beğenmivecek.. Fakat m utlaka b ir söz lâzım.. O sözü bulur. «Sizin istihsalinizi değerlendirm ek için elim izden gelen her ça­ reye başvuracağız». Sonra., so n ra ... ha... Demire! dem iş ki; «Türk m illeti ilerliyor, bize oy verirseniz daha da ilerliyeeek!.» Bu sö­ zün yok.. Çünkü T ürk m illeti gırtlağına kadar borca batm ış, o zaman Başbakanın eski b ir m ason oluşu aklına gelir, «Türki- yevi ^m asonjaıın, ve siyonistlerin elinden biz kurtaracağız!.» ve bovlece Cenanı Hakkın inayetiyle ön dakikalık konuşm a yazıl­ m ış olur.. I i t

J * ^

Bu nutukların çoğu, hize B ayburtlunun punçunu h atırlatıyor, Bayburtlu İstanbul» gelm iş, bir punç İçmiş, pek hoşuna gitm iş, m em leketine dönünce, karısına; «Bana b ir punç yapıver!.» demiş.

— Punç dediğin ne ki?

— Cayın içine biraz kanvak koyarsın punç olur. K adın biraz sonra gelmiş:

— Efendi çav yok. ıhlam ur kaynatayım mı? — Kaynat.

Kadın yine gelmiş:

— Kanyak bulam adım , ıhlam ura rakı kovayım mı? — Koy,

K adın yine görünm üş,

— Evde şeker kalm am ış pekm ez koyayım mı? — Koy...

B ayburtlu gelen şeyi içem em iş. öğürm üş, Takat Bayburtlunun pıınçıı da dillere destan olmuş..

Bazı radyo konuşm alarım dinlerken nedense B ayburtlunun punçunu hatırladık..

r aym Nadir Nadi’-

“ nin «Düzen Deği­

şikliği» yazısı içinde

bulunduğumuz

bozuk

düzenin gerçekten en

kötü sorununa parmak

basmış bulunuyor.

İlk düşüneceğimiz şey

şu: «Bu

düzen nive-

bozuldu?»

Daha doğ­

rusu, eskiden pek dü­

zenli olan durumumuz

niye bozuldu? Soruyu

böyle koyarsak pek a-

çık olarak görürüz ki

Türkiye

Cumhuriyeti

devletinin başlangıçta

dayandığı, üzerine ku­

rulduğu temellerden bi

rinin oynatılmasıdır ilk

neden. Bu da. Demok­

rat Parti’nin kurulma­

sıdır.

O g ünkü anayasam ızın tem el­ lerin d en b iri D ev letçilik ti. N asıl ki an ay asad ak i C u m h u riy e tç ili­ ğe k arşı P adişahçı b ir p a rti k u ru lam azsa. Lâikliğe karşı Ş e­ ria tç ılık güden b ir p a rtiy e m ü­ saade edilem ezse. D evletçiliğe k arçı L ib e ra llik am acı güden Deır-okr»! Pmrci d e k u ru la m a z ­ dı.

M illeti k u r ta r a n , devleti k u ­ ra n . d ah a sonra da ay ak ta tu ta n D evletçilik tem eli sarsıld ık tan so n ra ö b ü r te m e lle r de, pek o la ­ ğan b ir sonuç o la ra k , b ire r b i­ r e r sarsıld ı. O nun için, bizi çağdaş u y g arlık düzeyine g ö tü ­ recek yeni b ir düzen a ra rk e n A ta tü r k ’ün açtığı çığ ırın izinden b ir adım ay rıiam am am ız g e re k ­ tiğini b ir ân ak lım ızd an ç ık a r­ m am alı, bu ara d a tem elin d ev ril m is d ire k le rin i b ir e r b ire r ye­ niden y erin e koym alıyız. Bu dev le t em p ery alistiiS e karsı Milli­ yetçiliğiyle, geri k alm ışlığ a k ar şı D evletçiliğiyle. köhneliğe k arşı H alkçılıkla, soylu kişiler sa lta n a tın a k arşı C u m h u riy etçi­ lik le. bizi geçmişe bağlayan zin­ c irle re k a rşı da D evrim cilikle k a rşı koym uş, bu alan lard ak i

DÜZEN

değişikliği

1

"

y u m

b a şa rıla rıy la kurulm uş, bu ü l ­ k ülere bağlı kalm akla a y a k ta k alm ıştır.

İşte, yolum uz açıkça g ö rü lü ­ yor. Başka b ir yol aram ay alım , A ta tü r k ’ün yolundan y ü rü y e ­ lim . (C elâl SE L E N L İ) A vukat

İki Amerikan

yardımı

G

azetelerden öğrendiğim ize göre, büyük dostum uz ABD bize, büyük dostluğunu bir kez daha belgeliyerek iki sa ­ vaş gemisi, iki d estro y er veri­ yor.

G em ilerin kim liğini sayın Meh m et B arlas kısaca özetlem iş, birincisi Boyd. İkincisi Cogsv- vell. B oyd: «1804 yılın d ak i bir çarp ışm ad a k ah ram an lık göste­ ren A m erik an denizcisinin a d ı­ nı alm ıştır. İkinci D ünya S a v a ­ şm a da k atılm ış, bir Ja p o n de- n izaltısın ı b a tırm ış, çeşitli m u­ h a re b e le rd e a ğ ır y a ra la r alm ış­ tır... Cogsvveli de adını, 19. yüz­ yılda yaşam ış b ir A m erikan am iralin d en alm ış, o da BoyS gibi çeşitli sav aşlara k atılm ış. «Kısacası gem iler gem i olm ak­ tan çıkıp yüzen m üze o lm u şla r!

¡•■'■•■»••S««*«»• » • • • • • • • » • • • a

' f l V f l I l l l M M *

I « a a a a a ı a a a a a a «

N i m b t i s

r

*a a«a • aaa*«a ■ «a»««a aaa aaa«* j : ? - - **■•••----T

m • a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a u a o a B a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a j

i m M M M I M M I M U M M M i M M a i l M M M m i M ; ; * ; » » ; » ; ; ” ! ; ;

PTT Genel Müdürlüğünden

T eşkilâtım ızda m em u r o larak çalıştırılm ak üzere 13 Ekim 1969 P azartesi günü sa a t 14.30’da te s t ve m ü lak at usulü ile yüksek tahsilli personel a lın a c a k tır

Sınavda kazananlara 7244 sayılı K anuna göre 3 ü st derece ü cret verilecek tir Lisan bilgisi te rc ih sebebidir.

iste k lile rin kanun! nitelik leri haiz, askerliğini yapm ış, 35 yaşını b itirm em iş olm aları, d iie k ç e ie rin e ekliyecekleri d ip lo ­ ma, nüfus, terh is belgesi, 2 fo to ğ rafla b irlik te 11 Ekim 1969 C um artesi günü mesai saati sonuna k a d a r Gene] M üdürlük Personel D airesi Başkanlığına m ü ra c a a tla sınava giriş belgesi alm aları.

(Basın: A. 16572-23049/12223)

Konya DSİ. 4. Bölge Müdürlüğünden

1 — 20000 00 TL. muhammen bedelli 1 adet 90 ton­

luk hurda Demag Ekskavatör kapalı zarf usulü ile sa­

tılacaktır Muvakkat teminatı 1500.00 TL. dır.

2 — thale 22.10 1969 Çarşamba gönü saat 15 30 da

Bölge İhale Komisyonu marifetiyle yapılacaktır İhale­

den 1 saat evveline kadar muvakkat teminat

Bölge

veznesine vatırılacak ve teklif mektubu da ihale Ko­

misyonuna verilmiş olacaktır.

3 — Bu işe ait şartname Bölge Makine îkmal Şefli­

ğinden temin edilir.

Ekskavatör de Çumra DSÎ. de görülebilir.

İLÂN OLUNUR.

ASİSTAN ALIN ACAK

Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu

Müdürlüğünden:

Beşiktaş - İstanbul

Okulumuz Grafik Sanatları Bölümü (Serbest

Grafik ve İllüstrasyon)

dalına 1 asistan

alına­

caktır.

Sınav 3 Kasım 1969 günü yapılacaktır.

İsteklilerin 1 Kasım 1969 gününe kadar Okul

Müdürlüğüne müracaatları ve tamamlayıcı

bilgi

almaları duyurulur.

(Basın: 23539/12221)

Bu gem ilerle ilgili olarak e- mekli P asifik K om utanı A m i­ ral C harp, hiç sıkılm adan, «Boyd, eskiden çok iyi b ir ge­ mi idi, bu gem ilere sahip ol­ duğu için, T ü rk le r çok şan slı­ dırlar» demiş...

iş te A m erikan y a rd ım ı: Eski, hurda, işe yaram az m a lla n y a r­ dım adı altın d a T ü rk iy e ’ye pos­ talam ak , karşılığ ın d a Türkiye* yi k en d in e bağlı tutmalk.

K im b ilir bu g em iler teslim a lın ırk e n n eler vazılıp söylene­ cek, A m erikonofil basın ne baş­ lık la r atacak. A m erikan d o stlu ­ ğ u n u n ne İyi b ir şey olduğunu u z u n uzun an latacak . Bay B ü­ y ü k e lç i k ü rsü y e çıkıp n eler söyleyecek :

«Tiirk A m erikan dostluğunun sarsılm az b ir ifadesi olarak b u ­ gün hu gem ileri k ah ram an T ü rk S ilâ h lı K u v v e tle rin e v erm ek ten h ü v ü k hir kıv an ç d u y m ak tay ız. D evletim ad ın a donanm anızın güçlen m esin d en büyük b ir şe­ re f d u y d u ğ u m u zu , y u rd u n u zu ve h ü r dü n y ay ı te h d it a ltın d a tu ta n k om ünistlere karşı s ilâ h ­ la n m a n ız gerektiğini...»

B ü tü n b u n la rın a rk a sın d a y a ­ tan g erçek, h erh ald e asıl sövle- nen su olsa g e re k : «A m erika T ü rk iy e üzerindeki ç ık a rla rın ı sü rd ü rm e ğ e k a ra rlıd ır. M em leke tin izi, çıkacak h erhangi b ir sa ­ v aşta iik yok olacak ileri k a ra ­ kol o la ra k tu tm ak tay ız. S îzle­ rin yok olm asına k a d a r geçecek zam an bizim ülkem izin k u r tu l­ m asına y a rıy a c a k tır, S izlere bu iki h u rd a gemiyi verm ekle hem bizim kilere propagandalarım ızı yapm a, hem de en teh lik eli si­ lâh o la ra k gördüğüm üz m illiy e t­ çilik a k ım la rın ı frenlem ek, u lu ­ sal h a rp sanayim izin k u ru lm a sı­ nı önlem e olanağını buim tıs o- luyoruz... Verdiğim iz silâh ları ise bizim isteğim iz dışında k u l­ lanam azsınız, ikili anlaşm alar bıı hakkı bize sağlam ıştır. K ısa­ cası işim iz volandadır.»

SO N U Ç

P

a rla k söylevlerin, dağdağalı g ö rü n tü lerin ark asın d a bir A m erikan kazığı daha g ir­ m ektedir. T ü rk iy e ’ye, işin kö­ tüsü, g iren in gemi olm adığını anlam a bilincinden de yoksunuz daha. Bu da. A m erik a’nın çı­ k arlarını sü rd ü rm eğ e devam e- deceği anlam ına g elm ek ted ir Ne yazık ki g elm ektedir...

Y etkin ARÖZ

Nimet Ablaya

tişilem ediği, nurculuk, süley- m ancılık gibi tarikatçılığın bü­ yük b ir önem kazandığı şu d e ­ virde m uazzam b ir cam i kapa­ lı ve boş beklesin? N im et Öz­ den bunun sebebini şöyle izah ediyor. D iyanet işlerin d en b ir yetkili bana şu n ları söyledi: K adroyu tptâl ederiz, am a E r ­ cüm ent D em irer’in hatipliğini kabul etm eyiz, zira o A tatürk­ çüdür. G ericilerin A tatü rk ’e dua eçlen hatibin ark asın d a seçde etm esi caiz değildir.

Acaba büyük K urtarıcı, ken­ disine bu derece düşm an olu­ nacak k adar ne yapm .ş ve ne suç işlem işti? O, üm itsiz ih ti­ yar kalb hastastnı d o k to r Ber- n a rd ’dan d aha sağlam ve em in o; a r il; k u rta rd ı, ııattâ onu «Mo­ dern Türkiye» adı altında genç­ leştirdi. Hem de bunu en kö­ tü ş a rtla r altında başardı. İşte onun bütün suçu bu M em leke­ ti bağım sızlığa k avuşturm ak ve çıkarcılığa paydos dem ek. 27 yıl sindikten so n ra 1950 de bir fırsa t bulup te k ra r elele vere­ rek şahlanan yerli ve yabancı söm ürücüler, m enfaatlarm a in­ dirilen o m üthiş darbenin acısı­ nı b ir tü rlü unutam ıyorlar Bu­ günkü insafsız ve m erh am et­ sizlikler hep bu kuyruk acısın­ dan.

S O N U Ç

B

ir toplum eğitim dâvasını halletm eden hiçbir işe kal­ kışm am alı. Zira em ekler bo­ şuna gider. Teldik YILMAZ Öğretm en ADAPAZARI

r

v . NİMET ALTIPARMAK ile FUAT ERKAN N ik â h ta n d ıla r. *10.1969 BEYOĞLU

___________

J

(C u m h u riy e t: 12247)

EYÜP İCRA MEMURLUĞUNDAN

Menkul Satış İlânı

Dosya No. sı: 967/424 T. B ir borçtan dolayı hacizli olup satılm asına karar veri­ len: (15.000.—1 TL. yalnız on beş bin lira kıym etinde bir adet yerli yapı saç büküm m akinesinin birinci açık a rttırm a sı 17 Ekim 1969 cum a günü saat 12.30 dan 13 e kadar Eyüp Sağm al­ cılar. E senler caddesi 7/1 num aralı m ahalde yapılacaktır. O gün kıym etinin % 75 ini bulan bedelle alıcı çıkm adığı takdirde 18 Ekim 1969 cum artesi günü ayni saatte ve m ahalde yapılacak İkinci açık arttırm ad a en çok fiyat verene peşin para ile sa­ tılacak tır. A rttırm a şartnam esi dosyasında görülebilir Masrafı verildiğinde şartnam enin örneği isteyene gönderilir Taliplerin satış günü m ahallinde hazır bulunacak m em urum uza m ü ra ­ caatları lüzum u ilân olunur. 3/9/1969.

(Basın:

K. 1382-22994/12228)

(Easın: 7288 12218)

bravo

« M

I im et Abla camiini ka­ pattı» başlıklı haberi ve «Günden Güne» baş­ lıklı yazıları okudum ve üzül­ düm bu acı hnherlere. Nasıl ii- zülünm ez ki, cami yapm ağa

ye-TEŞEKKÜR

Böbreğim de teşek k ü l etmîç büyük bir kisti teşhis ve am e­ liyat ederek beni şifaya k av u ş­ tu ran V akıf G uraba Hastanesi Üroloji Bölümü şef m uavin! ve kişiliğinde ü stü n insan d e ğ e r­ leri taşıy a n genç üstat:

Ürolog - O peratör

Dr. METİN SÜER’e,

değerli N arkozitör Dr. F aruk ÇİMEN'e; Ö m ür K liniğinde göı düğüm şefkat ve ih tim am d an dolayı b ü tü n doktor* hem şire ve personeline d erin şü k ra n ve m innetim i an? ve te şe k k ü r ••de­ rim.

A Z İZ ZİVA SIRADAĞ

(C um hurtveı 12237)

On iki Ekim seçimleri

bir gerçeği aydınlatacak j

ile ric i ya da »olcu kesim de iki g örüş v ar.

G erçek te, iki görüşün sah ip leri de bozuk düzenin değiştiril- g mesi am acında b e ra b e rd irle r. M İttegallibenin dereb ey liğ in i ve J kom p rad o r işb irlik çiliğ in i yıkıp çağdaş b ir düzen k u rm ak fik-

g

rine o rta k tırla r . İk tisad i h a y a tın hâkim te p e le rin i elinde tu ta n , g ayrtm illî çev releri tasfiy e etm ek , to p ra k re fo rm u n u gerçekleş- ■ tirm ek , yabancı k u m p a n y a la rın sö m ü rü sü n e «dur» dem ek, ha- ■ ğım sr/lığı gölgeleyen dış ilişk ileri «istiklâl-i tam » fik rin e sadık • b ir d a v ra n ışla ele alm ak, a racıy ı tefeciyi o rta d a n k ald ırm ak , j T ü rk iy e ’deki sol a k ım la rın o rtak dâvası o lm u ştu r.

G örüş ay rılığ ı bu n o k ta d a n so n ra b a şla m a k ta d ır.

Bazı aydın ç ev releri - ki b u n la r d ev rim ciler diye ad lan d ı- j n lıy o r la r - T ü rk iy e ’de dem okrasi adı a ltın d a s ü rd ü rü le n oyu- j na karşı ç ık m a k ta d ırla r. S a v u n d u k la rı görüş a ç ık tır :

— B u rju v a d em o k rasisi; b u rju v a d ev rim in i g erçek leştirm iş, j sanayiini k u rm u ş A v ru p a d e v le tle rin e özgüdür. Bizcfe k ap ita- | lizm yabancı k u m p an y aların egem en liğ in d e p o m p a lan m ak tad ır. | G erçek b u rju v azi y erin e k o m p rad o r b u rju v a sı eg em e n d ir T ü r- | k iy e ’de... A v ru p a ’da b u rju v a d ev rim iy le b irlik te gerçekleşen , to p ra k reform u bizde y a p ıla m a m ıştır. T arım kesim inde m iite- , g allibenin, aşiret reisinin, d ereb ey lik düzeni b ü y ü k ölçüde ge- ı ç e rlid ir. Y abancı k u m p an y a ile yerli kom prador^ ve d ereb ey i j ittifa k ı, seçim sandığına h âk im d ir. A v ru p a'd a m illi ve tab ii b ir ı düzen gibi gelişen çok p a rtili rejim , T ü rk iy e ’de gayrim illı siya- j si ik tid a rla rı koltuğa o tu r tm a k ta , A ta tü rk d e v rim le rin e karşı - ı d ev rim i g eliştirm ek ted ir, A v ru p a ’daki b u rju v a d em okrasisine ] özenm ek, A ta tü rk ç ü lü k değil, T an zim at tak litç iliğ id ir. Çok p ar- . fili rejim söm ürgeleşm e süreci o lm u ştu r T ü rk iy e ’de... Seçim san d ığ ın d an yirm i yıldan beri tu tu c u la r koalisyonu ç ık m a k ta ­ d ır. B undan sonra da oy so n u çları, geri düzeni y an sıtm ak tan ötede b ir işe y a ra m ıy a c a k tır. T ü rk iy e ’de b u rju v a dem okrasisi b ü tü n k u ra lla rın a uygun ve o y u n u n k aid elerin e saygılı olarak İzlense b ir diyecek y o k tu r... Ne v a r ki, böyle b ir şey im k ân sız­ d ır. iy i n iy e tie r, sosyal re a lite k arşısın d a havada k a lm a k ta d ır

Oy sandığının devrim ci b ir rol oynıyam ıyacağm ı iddia eden g ö rü ş tü r bu... B ilim seldir. Hem v ak m ta rih im izin seçim te c r ü ­ b elerin e d ay an m a k ta, hem de sosyal ve ik tisad i b ir ta h lilin sağ­ lam v e rile riy le d este k le n m e k te d ir. A ta tü r k ’ün sağlığında iki d efa çok p a rtili rejim tecrü b esi v a r. l!)4B'dan bu yana, ve d e ­

m ek kİ 23 yıllık b ir koca d en em e n in lâ b o ra tu v a rı da v a r eli­ m izde... G ü n lü k politika k ay g ıların ı b ir y an a b ıra k ıp hu lâbo- r a tu v a ra daldığım ız zam an, çok p a rtili rejim d en bu y ana T ü r­ k iy e ’nin giderek çağ dışına kay d ığ ın ı görüyoruz.

N e v a r ki, bugünkü o rta m d a sevim siz h a ttâ teh lik eli say ıl­ m a k ta d ır bu görüşler... D ik tacılık la, devrim d ü şm anlığıyla, t e ­ peden inm ecilikle suçlanan bu görü şlerin sahipleri «doğru» b ir şey söylem iş o lsa la r bile, T ü rk iy e ’de «doğru» ya ald ıran y o k tu r. V ak tiy le su ülkede A m erika a le y h in d e tek kelim e sö y len em ez­ di,. Dıs p o litik ay a ei sü rü lem ez d i.. Millî savunm a k o n u ların a, sözgelişi NATO’va değgin b ir o b je k tif eleştirm e yapılam azdı. Z am an geçtikçe H an y a’yı K o n y a ’yı anlam ış b u lu n u y o ru z. Y ir­ mi yıldan beri içinde çırp ın d ığ ım ız ve çözüldüğüm üz rejim in m askesini indirip gerçek s u r a tın ı gösterm ek de sevim siz ve te h ­ lik eli b îr iştir b u g ü n .. B ırak ın ız sağ cepheyi, h e r şeyden önce sol cephenin önde gelen leri a tılıp ;

— Seçim sandığının dev rim ci gücüne in a n m ıy a n ia r dem ok­ rasi d ü şm an ları sözde d e v rim c ile rd ir. Biz seçm enden oy alarak ik tid a ra gelecek ve bozuk düzeni bu yolla değiştireceğiz... d e r­ ler.

İşte ilerici kesim de ikinci görüş de b u d u r.

12 Ekim seçim leri bu iki g örüşten birisine hak v erdirecek k a n ıtla rı g e tire c e k tir. Eğer solcular şeeim san d ığ ın d an g ü m bür g ü m b ü r çık ab ilirlerse, b u n a hiç kuşkusu* h e rk e ste n önce biz sevineceğiz. Bir B ü len t E cevit’în v ey a M ehm et Ali A y b ar’tn. o y ları to p a rlıv a ra k S ü ley m an D em irel y erin e ik tid a ra geçm esi­

ni hangi solcu istem ez?

M orrison ik tid a rın ı yık ıp koltn ğ a o tu racak b ir solcuyu h e r­ kesten önce biz alkışiıyacağız. K oltuk k av g asın a katışm am ış b ir insan o larak en ra h a t gönülle ve y ü re k te n yapacağız bunu B ütün görüş ay rılık larım ızı b ir v an a b ıra k a ra k ik tid a ra geçen solcuyn desteklem ek görev im izd ir. Ç ü nkü T ü rk iy e ’yi sö m ü rü ­ den k u rta rıp bağım sızlığa k a v u ştu ra c a k ö rg ü t ne olursa olsun, ve lid e r kim o lu rsa olsun, bizim için fark etm ez...

A m aç, sav n n d n ğ u m n z fik irle rin g erçekleşm esidir. A ncak...

E ğer 12 Ekim seçim lerinde sol kesim in siyasi p a rti ö n d e rle ­ ri sa n d ık ta n çık am azlarsa, d ö rt y ıld an beri ancak b irkaç arpa boyu ileri gitm işlerse, sa v n n d u k ls rı te* oy sonuçlarıyla tekzip ediliyorsa...

O n lara da düşen b ir görev v a rd ır...

Bu görevi pazar g ü n ü n d en so n ra h a tırla ta c a ğ ım ız ı b e lirte ­ rek yazım ızı noktalıyoruz.

T E Ş E K K Ü R

Çok kıymetli _ eşim, aziz hayat arkadaşım, LÂLE’

mizin ve HÜSEYİN’imizin çok sevgili babalan

HAIÛK

Ö Z T Ü R K 'ü n

ânî ve acı kaybı dolayısile. gerek,

tedavisi için her

türlü büyük yardımlarını

esiıgemeven BASF

tem­

silcilerinin

Almanya’da

bizlere

gösterdikleri nazik

ilgiye, gerekse cenazeye

katılan, çelenk

gönderen,

mektup, telgraf ve telefonla acımızı paylaşan, biz­

zat eve gelerek tâzıvette bulunan büyüklerime, akra­

ba, dost ve yakınlarımıza ve HALÛK’cuğumuzun bü­

tün sınıf arkadaşları ile komşularımıza ayrı ayrı te­

şekküre büyük acımız mani olduğundan, sonsuz âleni

teşekkürlerimi bildiririm.

M E D İH A

ÖZTÜRK

Cumhuriyet — 12238

Sayın D o k to r ve E c z a c ıla ra

Luitpold-Werk München (Almanya)

firmasının lisansı ile imli ettiğimiz

1

C o m b iz y m *

D R A J E

V E

Hirudoid

POMAD

isimli müstahzarları, ecza depolarına

tevzi edilmiştir.

S A N T A - F A R M A İLÂ Ç FABRİKAS

İ s t a n b u l

İlancılık:

4 7 9 9

17252

TEŞEKKÜR

m * . K im . M(Ut.

Halûk ÖZTÜRK’ün

H eidelberg’de tedavls! « ıra­ sın d a y a k ın ilgilerini esirg em i­ yor» Ludvrlgshnfen - BASF m e ­ sai a rk a d a şla rın a ve ölüm ü do- layıslyle b ire v ard ım cı o lan : çelenk: telg raf: m ektup gön­ d e rerek ve bizzat eve gelerek acım ızı paylasan AT-ASLAN T ü rk Boya ve Kim ya An $ti. ve B ASF-SÜMFRBANK TÜRK Kimya Sanayi $ tl. m e n su p la rı­ na ve diğer fab rik a ve k u m ru ­ lara: cenazesine İştirak eden v a k ın d o stların a te şe k k ü rle ri­ mizi sunarız. ŞF.REN - ÖZTÜRK AİLELERİ (Cumhuriyet: 12248)

T C C C l T F Î t D

JL JCı y

JtL

JSk

vJ J

lv

Aziz büyüğümüz, sevgili babamız

i

Eczacı Ahmet ÇEViK'in

Hastalığı süresince tedavi ve himmetlerini esirgemeyen, ona karşı muhabbet

(

ve alâkanın en içten örneğini veren bütün doktor, meslekdaş. hemşire, dost

ve hemşehrilerimize, kezâ vakitsiz ölümü ile duçar olduğumuz büyük acımızı

;

en içten duygularla, paylaşan her hemşehrisi, dost, akraba ve arkadaşı olan

bütün Kütahyalılara ayrı ayrı teşekküre büyük acımız

mâni

olduğundan,

f

sayın gazetenizin tavassutunu rica ederiz.

k V E şi, K a r d e ş l e r i ve Ç o c u k la rı ı ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ + ♦ ♦ * ♦ <

Cumhuriyet — 12239

♦ ♦ ♦

:

♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦

Referanslar

Benzer Belgeler

Zarar görmüfl güç kablosu yang›na veya elektrik flokuna sebep olabilir.. • Güç kablosunu ›slak ellerinizle tutmay›n›z

4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 1.maddesinde, bu kanunun amacının; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde

Ayna işlemeli paslanmaz çelik (G4213) Arka duvar:. Fırçalanmış paslanmaz çelik Ayna

lan askerin de şehi.d olarak iTan edilmesini .istemişdi. Fakat mali sebeblerden dolayı küskün olan kilisa bu teşebbüsü reddetdi. · Bu faaliyet kabararak

I. X noktasına, odak uzaklığı f olan çukur ayna yerleştiri- lirse A noktasındaki aydınlanma 5E olur. X noktasına, odak uzaklığı 0,5f olan çukur ayna yer- leştirilirse

Akkuş Gayrimenkul , kalitesiyle adından söz ettiren Alya Residence, Alya Trio, Alya Penta ve Alya Grandis projelerini hayata geçirmiştir. 1993 yılında kurulan Lübnan’lı

Yerel yönetimlerin yetki alanını genişletmekten çok denetimi hususunu ön planda tutan bu maddede, mahalli idarelerin tanımı yapılarak mahalli idarelerin

Ya¤ keçesinin d›fl çeperine Loctite ® 243 ya da 248 Orta Kuvvetli Vida Sabitleyici uygulay›n 3.. Keçeyi yata¤›n içerisine standart yöntemler ile monte edin,