ARAŞTIRMA KONUSU OLARAK KONUŞULAN TÜRKÇE*
Lars JOHANSON Tercüme: Nurettin
DEMİR**
Günümüz Türkolojisinin -genel manada hacmi hiç de dar olmayan araştır ma sahasında -konuşulan Türkçe'ye hemen hemen yok denecek kadar az mesai ayırması dikkat çekici ve üzücü bir gerçektir. En önemli ve en iyi araştırılmış Türk dili olan Türkiye Türkçesine gelince; günümüzdeki konuşma dilinin kendine has eğilimlerinin saptanması ve incelenmesi yönünde bir başlangıç bile yapılmamıştır. "Türkçe dilbilgisi" kitaplarının bilinçli olarak standart yazı dili şekillerine dayanması elbette ki pek şaşılacak bir şey değildir. Türkiye dışında yayımlanan geniş çaplı dört gramerden -yayımlanış tarihlerine göre: A. N. Kononov (1956), H. J. Kissling (1960), Ll. B. Swift (1963) ve G. L. Lewis (1967)-sadece birisi, Swift'in grameri, malzeme olarak eğitimli Türklerin konuşmasını da değerlendir meye tabi tutmak ve sözdizimi incelemesini konuşma dilinin bürün [Prosodie] özelliklerine dayandırmak suretiyle belli bir ölçüde bu prensipten ayrılır. Aynı şekilde Türkiye'de yayımlanan gramerler - msl. M. Ergin (1962), H. Ediskun (1963), T. N. Gencan (1966) ve Y. Göknel (1973)-yazı dili biçiminden hareket ederler ki bu biçimlerin belirlenmesinde tarihselleştirici eğilimler veya kural koyucu, dil politikasından kaynaklanan ihtiraslar sık sık hissedilir.
Bunun yanında Çok seyrek, tesadüfi ve ikincil olarak konuşma dilinin gra matİkal ve !eksik özelliklerine dair bilgiler verilmiştir. Burada aşağı yukarı iki tip yayın söz konusudur: Edebiyattaki halk dili, günlük dil unsurları ve ağıztarla ilgili araştırmalar ve üslup yorumları. Belli bölgelerle sınırlı tezahürleri ihtiva eden ağız derlemelerindeyse umumiyetle konu ve dil açısından oldukça basmakalıp türlerle (metin türleri) karşı karşıyayız. Münferİt unsurların genellik derecesinin saptan ması zordur. Her şeyden evvel de bürünsel sinyalierin (vurgu, ton, durak vs.) çok
*
**
Aslı: "'Gesprochenes Türkisch als Forschungsobjekt."' Materialia Turcica 1 (1975). S. 1-8. [Bu makale son paragrafında da görüleceği gibi Almanya şartları göz önünde bulundurularak yazılmıştır. Ama daha önce söylenenlerde Türkiye Türkolojisinin de faydalanabileceği çok sayıda ipucu vardır. Bu yüzden çevirmeyi uygun gördük. N. Demir]
gerekli olan
işaretlenmesimevcut
değildir.Bu tespitin böyle metinterin
ağızmal-zemesi olarak
değerini düşürücübir hüküm
olmadığınınbilhassa
vurgulanmasınaelbette gerek yoktur; bunlar sadece, dokümantasyon olarak
yazıdilinin sistemi
karşısında konuşulan
Türkçenin özelliklerini
araştırmadayetersiz, ancak
şartlı kullanılabilecektürdendir.
Bazı- kendi türlerinde çok
değerli- üslup
araştırmala rındaortaya
konduğu şekliyle,günümüz Türk nesrindeki
konuşmabölümleri ve
benzer konulara dair mecburen düzensiz yorumlar da, dilbilim incelemesi olarak
daha tatmin edici
değildir.
1Umumiyetle dilbilimsel Türkolojinin alt
dallarının sofrasından dökülmüşebenzeyen bu
kırıntılar,tabii ki düzenli bir
araştırmanınyerini asla tutamaz.
Ko-nuşulan
Türkçenin envanterinin düzenlenmesi ve tasviri
açıdanincelenmesinin
çok elzem
olduğufikri,
diğertaraftan dilin
yazılıtezahürlerinin görmezden
gelin-mesi
şeklinde anlaşılmamalıdır.Modern dilbilim tarihinde, dilbilimcinin
yazıdili-nin
tamamİylegöz
ardı edilebileceği görüşününileri
sürüldüğüdevirler
olmuştur.Bu
yazımızda konuşmadilinin
yanlış anlaşılanbu
öncelikliğilehinde bir kelime
dahi sarf edilmemektedir. Her ne kadar- dilin
aslında, şusözlerde de dile
getiril-diği
gibi
"yazıdan değilsesten"
oluşmasıyla-
yazılıkodun temel bir anlamda
sözlü olana göre ikincil görülmesi gerekirse de, her iki ortaya
çıkışbiçimi de
dilbi-limsel incelemenin
eşit değerleresahip
unsurlarıolarak kabul edilmelidir. Bunlar
değişik
özel
şartlarve özellikleri bünyelerinde
barındırırlarve
aynıhareketin
deği şik kollarıolarak ortaya
çıkarlar. Konuşmadili ile
yazıdili
arasındakihem
ayrı lıklarhem de az veya çok düzenli
bağtespit edilmelidir.
Bu
düşüncelerTürkoloji
araştırmalarınındurumu göz önüne getirilerek,
ba-sit bir
şekilde şöylesöylenebilir: Dilin sadece
konuşmadanibaret
olm!ması,ko-nuşmayı
tamamen ihmal etmeyi gerektiren geçerli bir sebep olamaz.
Konuşulan
Türkçenin
araştırılınasında çalışınalarevvela sözdizimi üzerinde
yoğunlaştırılmalıdır.Z Bilindiği
gibi Türk dilleriyle ilgili iyi sözdizimi
çalışmaları
mevcut
değildir;bundan
dolayıburada
işlenecektamamiyle bakir bir saha ve buna
Bak. A. A. Kyamileva 1961 (Sebahattin Ali'deki gramatİkal hususiyetler).
2 Bu konuda "Turkish syntax as a system of qualifıcation" (1955) önemli makalesinde günümüz konuşulan Türkçesinin bazı sözdizim prensiplerini incelerneyi deneyen C. S. Mundy'nin notları esaslı bir değere sahiptir. Öncelikle edebi ve konuşulan Türkçe arasındaki farkları mükemmel özetiernesine bkz. (s. 296). - Türkiye Türkçesinin aspekt sistemiyle ilgili monografımde (197 1) ben de hem "anlatım tabanların ı" [Diskurstypen] (s. 76 ve devamı) hem de -miş'in görevlerinin yorumunda ("Posttenninalitat" isimli bölüm s. 277-3 14) konuşma dilinin bazı özel eğilimlerine işaret ettim.- P. I. Kuznetsov'un (1974) günümüz nesrindeki (Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Melih Cevdet Anday, Aziz Nesin) diyalog ve diyalog olmayan parçalar yar-dımıyla çekimli fıil şekillerini nicelik olarak aydınlatma denemesi son derece ilgi çekicidir.
paralel
kurulmasıgereken teorik-metodik bir temel
vardır.Fakat bu genel ön
şart ları şimdilikbir kenara
bırakalımve
konuşulanTürkçenin dokümantasyonu ve
incelenmesi için gerekli özel
şartlarabir göz
atalım.Bu,
tabiatİyleher
araştırmada olduğugibi burada da evvela ampirik bir temel malzemenin
oluşturulması anlamına gelir ki bu
yapılırkenderleyiciden
derlediğidili pratik ve teorik anlamda yeterli
derecede
tanımasıbeklenmelidir. Gruplara has
konuşmabiçimleri ve belli bir
toplumsal
bağlamdadil, öncelikli
olmadığıiçin, - bölgesel olarak fazla
sınırlan mamış- bütün kelime
oyunlarıve incelikleriyle
hazırlıksız söylenmiş,serbest
tasarlanmış
Türkçe bir
konuşmayımümkün
olduğuncatam olarak
yansıtabilınesiiçin malzeme, çok yönlü
olmalıdır. Herşeydenevvel bizzat
konuşma durumlarındaki dil
dışıetkenierin dilde
yaratıcılıktaserbestçe
açılımiçin
elverişli olduğugöz
önünde
bulundurulmalıdır.Malzemenin
yazıyageçirilmesinde temel sorun biirünsel sinyalierin
göste-rilmesidir. Bu
aslına bakılırsabiirünsel sistemin önceden denemelerle tespit
edil-miş olmasını
gerektirir. Vurgu, yükseklik, durak
uzunluğuve saireden sözdizim
açısından
önemli
olanıhangisidir? Burada sadece
L.
B. Swift'in (1962 ve 1963) ve
R.
Nash'ın
(1973)
3bilinen eserleriyle çok önemli bir ön
hazırlık yapılmış olduğu
hatırlansın.
Elbette bu
çalışınalarınneticeleri de teyit ve
derinleştirilmeyibekle-mektedir. Biiründen hiç bir surette vazgeçilemez; çünkü bürün,
konuşulandilin
sinyal sisteminin
ayrılmazbir
parçasını teşkileder. Ancak
sayısızvaryant,
işlevselönemli tipiere
(değişmezlere)indirilmeli ve sinyalierin
işlevlerive
birleşmeleri açıklanmalıdır.Türk dillerinde
"bileşikcümle"
[koınplexeSlitze] tasnifinde var
olan büyük
karmaşanınönemli bir bölümü
konuşmave
yazıdilinde cümlelerin
bağlanmasındaki farklı olasılıkların
göz önünde
bulundumlmamasındanileri
gel-miştir.
Cümle
karmaşıklığınınparça sözdizimi [segmentalsyntax], "cümle düzeni"
[satzhierarchisch] (araya eklenmek suretiyle
teşkiledilen)
olasılıklarınıönemli
ölçüde bir kenara
bırakan konuşulanTürkçe, bunun yerine imla sisteminde benzeri
bulunmayan biirünsel araçlara sahiptir.
KonuşulanTürkçe'ye has hususi
gramatİkal araçlar
hakkındakesin bilgi olmadan
esasında "bağımlıcümle" [Hypotaxe],
"sıralı
cümle" [Parataxe] ve benzeri
sözdiziın kavramları hakkında manasızsözde
tartışmaları yapmaktayız.
4Ayrıca,
seçilen malzemenin
incelenınesinde,sistemleri
geliştirmekya da
sapmaları tanımak
için
değişkenleri değişmez şekiliereindirmek de söz konusu
olmalıdır.
Saussure'ün
anladığımanada"dil" [langue] olarak genel sinyal
sistemi-nin ortaya
çıkarılmasıbizce öncelikli hedef
olmalıdır.Ancak edim
sahasında[Per-formanz], belli bir
konuşma iletişimfaaliyeti
sırasındaedinçlerinin [Kompetenz]
güncelleştirilmesinde, konuşan
ile dinieyenin rolleri
arasındakifarklar göz
ardı3 Orientalische Literaturzeitung'daki tanıtmamızla krş.
4 ··Sonıe remarks on Turkic hypotaxis"' adlı makalemizle krş. (1975) (Festschrift K.
edilmemelidir. Edim sorusunun yeniden ele
alınması,edinç dilbilgisinin
[Kompe-tenzgrammatik] ortaya
konmasındansonra ikincil bir hedef olarak epeyice
yararlıgörünmektedir.
Hazırlıksız konuşmadagenel olarak
karmaşık,sanatkarane
cümle-ler kurmak gibi hevescümle-ler bulunmaz; bunun sonucu ortaya
çıkancümle düzeninin
büyük
kolaylığı yanında, diğerdillerde
yapılan araştırmalardanda
bilindiğiüzere,
dil
"bozuklukları"nınbütün
basamakları araştırılabilecektir:Eksik cümle
başlan gıçları,caymacalar [Anakoluthe], sözdizimi
bakımındantabii olmayan eklemeler
ve
ayraçlıilaveler, tekrarlar,
başkatürlü ifade etmeler, ara vermeler,
bitmemişcümleler, her türden cümle
uzunluğugibi
diğer basitleştirmelerveya
fazlalıkların uygunsuzluğu.Elbette bir
adımdaha ileriye gidilerek
konuşulanTürkçe'nin sözdizimindeki
sosyolinguistik
değişmezliklerve
değişkeniikierintespitine
çalışılabilir.Fakat en
önemli görev
"aydın"dilindeki kural sistemi ile ilgili en temel bilginin
verilmesi-dir.
Öğrenim farkınınburada çok önemli
olmadığıkanaatindeyim; yani bu
konuşma dilinin sözdizimi
açıdan,mesela bugün Almanya'da
konuşulandandaha
sağlam olduğunu
zannediyorum. Ancak kelime hazinesine gelince durum
şüphesizçok daha
farklıdır.Konuşulan
Türkçe'nin dilbilimsel Türkoloji için ayak
basılmamışbir bölge
olarak
kaldığının anlaşılması,ihmal edilen bu sahada gerekenden de
yoğuntelafi
çalışmaları
için bir itici güç
olmalıdır.Bu
şekildekidilbilimsel bir
programınteo-rik ve pratik
faydası hakkındazerrece
şüpheyoktur. Hatta Türkiye Türkçesi
yazıdilinin
gelişmesive
korunmasıiçin,
konuşmadilinin ilmi
bakımdantitiz bir tahlili
çok büyük bir öneme sahip olabilirdi. Günümüz Türk
edebiyatındada
görüldüğügibi, günlük dile ait
unsurlarınedebi Türkçe'de
kullanılınasıher geçen gün
art-maktadır.
Bu verimli ve
canlıtesir,
icabındadaha
genişbir temelde - okullardaki
Türkçe derslerinde -
akılcıve
ihtiyatlıbir
şekilde; geleneğin tabiatİyletutucu
gü-cüne bir
karşı ağırlıkolacak
şekilde, teşvikedilebilir. Günlük Tükçenin kendine
has düzenliliklerinin daha iyi bilinmesi,
şüphesiz konuşmadiline ait
bazıtezahür-lerin
düşünülınedenedebi dil
açısından "yanlış" damgasınıyememesi
gerektiğineve
çocuğun"kendi" tabii dilinin büyük bir bölümünü - belki
bazıpek
kullanışsız,zor
öğrenilenve bu yüzden
yaratıcılığıengelleyen sözdizimi örnekleri
pahasına-kontrollü bir
şekilde değerlendiripbilinçli olarak
geliştirme imkanına katkı sağlayabilir.Bu arada elbette
açıklıkve
inandırıcılık pahasınabir
kolayiaştırma değil,tam aksine
yazıdilinin
taşlaşmasınıve
fakirleşmesiniönleyecek bir dil
eşit liğ,ielde edilmeye
çalışılınalıdır.Burada özetleneo
şekildetasviri bir
girişimin,asla tarihselcilik
yanlısıveya
karşı
tarihselcil ik ifadesi olarak
anlaşılınaması gerektiğine kadar vurgulansa
azdır.Tam aksine
Osınanlıcaylailgili dil tarihi
araştırmalarındagerçek bir ileri
adım,ancak bugünkü
yaşayanTürkiye Türkçesine ait
sağlambilgilerden sonra
ıni.iınkün olacaktır.Hakikaten
sınırsızderecede malzemenin elimizde
olduğubugünkü dili
bile
anlayaınaınışisek, "öli.i" bir
gelişmeevresinin sistemini
anlayabileceğiınizinasıl düşünebiliriz?
Osmanistik'te
artzamanlısözdizimine ait
araştırmahiç yoktur.
Aslında konuşma
diline dayanan çok
değerlimetin
yayınları yapılmıştır;mesela
G. Hazai
ı973 'deki XVII.
yüzyılaait
genişve muntazam bir
çeviriyazımetninin
takdire
şayan yayını hatırlansın.Ben sözü edilen bu
yayınlailgili
tanıtmamda(Jo-hanson
ı974), söz konusu metnin Hazai'nin
işaret ettiğigibi, sözdizimi
araştırma larıiçin gerçekten uygun olup
olmadığıve o zamanki
İstanbulTürkçesinin
diğersahalarının sağlam
bir
aynasıolan bu metnin Türk olmayan
yazarınınsözdizimi
açısından
da önemli ölçüde güveni hakkedip
etmediğisorusunu
sormuştum.An-cak bu tür- ve
aynı şekilde güvenilirliğiispat
edilmiş-metinler
yardımıylaverim-li sözdizimi
araştırmalarına,ancak bugünkü
konuşulanTürkçenin sözdiziminin
kurallar sistemi yeterince tan
ın dıktan
sonra
başlanabileceğini
de itiraf etmeliyiz.
5Bu
işe nasıl başlanmalıdır? Araştırmaların şimdiyekadar
olduğugibi
düzensiz, rastgele
münferİtgözlemler olarak
kalmasıistenmiyorsa, bu
araştırmalar nasılorganize edilmelidir?
Aslındaburada
değişikgüçlerin birlikte hareket
etme-sini gerektiren ve
gerçekleştirilmesiiçin özellikle
şuandaki Alman
üniversitele-rindeki durumun bilhassa uygun
şartlarasahip
olduğubir mesele ile
karşı karşıyagibiyiz.
Muhteşembir türkoloji
geleneğinesahip ve dilbilimi son
yıllardabüyük
bir ilerleme
kaydetmişolan bir ülkenin
şimdiyekadar tahayyül bile edilemeyecek
sayıda
göçmeni kabul etmesi
şeklindekendini gösteren
eşsiztarihi durum
yukarıda
ele
alınanmaksat için de
kullanılmalıdır. Açık,önemli ve
başkatürlü
ulaşılması
zor bir
amacıhedef
aldığıiçin "misafir" ve "ev sahibi"
arasındakikültürel
alışverişve elele
gelişmenin genişçerçevesinde; bu
sınırlı,özel türkolajik
maksat,
anlamlıve
yapıcıbir unsuru meydana getirebilir. Kazanç her iki taraf için
de
sınırsızolabilir. Her ne kadar teorik-metodolajik
teşvikAlman türkolojisinden
kaynaklanacaksa da, Türkçeyi ana dili olarak
konuşan sayıcaepeyice Türk'ün
Alman üniversitelerinde türkoloji
sahasındafaal
olduklarıve
bunların Alınantürkolojisinin. bir
parçasını oluşturduklarıda
unutulmamalıdır. KonuşulanTürkçe-nin incelenmesi gibi
gerçeğe yakın, "faydalı"ve
aynızamanda teorik olarak
seviyeli bir
iş,Alman Türkolojisine
şüphesizverimli ve
canlıbir etkide bulunup
bir yüksek okul disiplini olarak statüsünü önemli ölçüde
sağlamlaştırabilecektir.5 C. S. Mundy'nin (1955) bugünkü konuşulan Türkçe'nin sözdizimine ait kurallar formüle etme denemesi ve "to demonstrate the operation of the same principles in Old Ottoman" (s. 280) görüşüyle karşılaştırılsın.
KAYNAKÇA
Ediskun, H.
ı963:
Yeni Türk Dil Bilgisi,
İstanbul.Ergin. M., 1662:
Türk Dil Bilgisi,
İstanbul.Gencan., T. N.,
ı966:
Di/bilgisi,
İstanbul.Göknel, Y.,
[ı973]:
Modern Türkçe Di/bilgisi,
İzmir[Tarih yok]
Hazai, G.
ı973:
Das Osmanisch-türkische im XVII Jahrhundert. Untersuchungen
an den Transkriptionstexten von Jakob Nagy de Harsimy.
Budapest.
Johanson, L.,
ı971:
Aspekt im Türkischen. Vorstudien zu e iner Beschreibung des
türkisehen Aspektsystems.
Uppsala.
--, 1974:
(Tanıtma)Hazai
ı973.
Orientalia Su ec ana
22/ı973 (1974), s.
ı9
ı- ı97.
--,
ı975:"Some remarks on Turkic 'hypotaxis"'.
Ural-AltajischeJahrbüher47,
s.
104-ı
18.
Kissling, H.
J .,
ı960:
Osnıanisch-türkische Gramnıatik.Wiesbaden.
Kyamileva, A. A.,
ı96
ı:"Nablyudeniya nad
nekotorımigrammatiçeskimi
oso-bennostyami
prozıSabahatti na Ali."
KSINA
40/ı961, s. 54-56.
Kononov, A. N., 1956:
Grammatika sovremennogo tureckogo /iteraturnogo
jazy-ka.
Moskva-Leningrad.
Kuznetsov, P.
1.,
1974: "Çastotnost' upotrebleniya
funksional'nıhform tureckogu
glagola."
Sovetskaya Tyurkologiya
ı974: 3, s. 87-99.
Lewis, G.L.,
ı967: Turkish Grammar ...
Oxford.
Mundy, C. S.,
ı955: "Turkish syntax as a system of
qualifıcation."BSOAS
17/ı955,s. 279-305.
Swift, Ll. B., 1962: "some aspects of stress and pitch in Turkish syntactic
pat-terns." Poppe, N. (hrsg.),
ı962.
Anıericanstudies in A/taic /inguistics,
8.
33ı-341.