dUİYET
11AĞUST0S1 993 ÇARŞAMBA
B
|U G Ü N , Ankara’ya dönüyoruz. Ü ç hafta çabuk ı geçti.Ben, arada iki gün için başkente otobüsle 'g itm iş, acele işlerim i çözüm leyip geri dönm üş tüm. V a ra n la seyahat, g erçek bir zevk. O tobüsleri yeni ve bakım lı, kaptan şoförler deneyim li ve tem kinli, hos tesler g ü leıyüzlü ve nazik, otobüsün havası soğutulm uş tatlı bir serinlikte, otoyol, sakin akan bir büyük nehir gibi. K endinizi bir m otorlu araçta değil, se ssiz ilerleyen bir gem inin güvertesindeym iş g ibi hissediyorsunuz. S a ğ ı n ızda solunuzda sigara tiryakisi b ir-ik i yolcu da olm asa daha da rahat edeceksiniz. Bununla beraber sig ara du m anlan havaya doğru yükseliyo r ve tavandaki delikler den d ışa rıya süzülüyor.A nkara’da beni bir sürpriz bekliyordu. B ankam a git m ek üzere Yeşilyurt’tan G ü neş S o kağ ı’na saptım . B ir si hirli değnek, G üneş S o kağ ı’nı yürünebilir bir intizam a sokm uştu. Vatandaşa sa y g ısız arabaların şoförleri kaldı- rım lan boşaltm ışlar, otom obiller sağ kaldırım ların yanla rına park etm iş. Yayalar huzura kavuşm uşlardı. Bravo Sayın Trafik M üdürü Fahrettin Ç a kar ve em rindeki trafik zab ıtası, binlerce teşekkür... Y a ln ız kontrolleri ihm al et m eyin, üzerinizdeki b askılara direnin. A lın an tedbirler
' olm asın.
osta kutusunda birikm iş m ektupları buldum . B ir e- m ekli m em urun dertlerini açıklayan bir m ektubu dikkat le okudum . Okuyucum , y a zısın a "E v e t üstadım " diye
»
ordu. "M e m u r ve em eklilere yapılan m aaş zam la- ında işçi em eklileri dahil, tüm m em urlara yüzde sekiz ‘ iyileştirm e’ zam m ı yapılırken, ne hikm etse en fu kara biz m em ur em eklileri, bu cü zi zam dan d a m ahrum bırakıldık. Başbakan, b iz m em ur em eklilerini yakacağa benzer. Zam dan vazgeçtik, ‘ S S K ’yı düzelteceğim ’ diye rek bizim Em ekli S an dığı paralarına da el atıp m üflis S S K ’nın borçlarını ödeyecek ve bizleri kuru çu vala otur tacak” d iye endişelerini bildiriyor.Okuyucum , başta sosyal dem okrat geçinen iktidar partilerinden, m uhalefetten, basından ve hatta sendika lardan bir tepki bile gelm em esine şaşıyor. H aklısınız, kardeşim . Kim senin fakirin p arası ile uğraşacak h ali yok. İstanbul’d a balolar, defileler, düğünler, ziyafetler, beş y ıl d ızlı otellerde ‘ vur patlasın ça l oynasın’ hayat devam e- diyor, D evlet büyüklerim iz, oraların daim i aboneleri. Ben bile böyle b ir düğüne gittim! B irka ç saat için olsun sık ın tılarım ı unuttum. S ize de tavsiye ederim.,.
İstanbul’da kızım a rica ettim, “ Bana şu istiklal Cad- desi’nin yeni halini gösterir m isin ?” diye sordum . C ihan gir’den yaya yola çıktık. D ar kaldırım lardan geçerek Er meni okulu ile Rum kilisesinin arasındaki yoldan İstiklal C addesi'ne ulaştık. Cadde, Tünel'e doğru ortadan geçen tek hatlı tram vay yolu ile iki parçaya bölünm üş. Y erli-ya- bancı halk, sokağı doldurm uş. Birkaç yerden aşağıdan gelen yollardan arabalar caddeyi kesiyor. Topraklı geniş saksılara fidanlar dikilm iş. Yeşil ağaçların dibi çöp kutula rını andırıyor; izmaritler, boş şişeler, sigara kutuları...
G özlerim , çocukluğum un G lo ria S inem ası’nı aradı. Yangından çıkm ış bir harabeyle karşılaştım . K arşısın d a Saint Petersburg Pastanesi vardı. G loria’nın yanında da Night Life 'ın şubesi. M elek, Em ek sinem alarının vitrinle ri, renkli ve çekiciydi. A lka za r Sinem ası, ism ini değiştir m iş, giriş kap ısı daralm ış, ikibinanın ortasında kaybol muş. Ç içe kp a za rı’na girdik. S a a t 19.00’a yaklaşıyordu. M asalar m üşteri bekliyordu. G arsonlar, b izi zo rla içeriye çekm eye çalıştılar. Köşeyi döndük. Uzun boylu, ya k ışık lı bir adam : “ Sefa geldiniz. E k se la n s” dedi. Adam ı tanı yam adım . O nun beni tanım asından da hoşlanm adım değil. A kşam , dam adım izah etti: “ O adam , birahane lerden b irisinin sahibidir, ism i Entelektüel C a vit’tir. Her kese e kselan s der.” Hafiften bozuldum .
B aiıkpazarı’nda meyve, m eze, deniz m ahlukları, seb zelerin bolluğu ve kalitesi karşısın da şaşırdım . E l kadar batık yum urtaları, kutu kutu kırm ızı siyan havyarlar, pastır ma ve sucuklar, çeşitli peynirler. Arkadaki dar sokaklara m asalar dizilm iş, akşam cı lokantaları sıralanm ış. Büfele rin üzerinde İstakozlar, iri yengeçler boy gösteriyorlar. Ya rım metre boyunda bir viski şişe si piyango ile m üşterilere dağıtılıyor. B ir m asadan dost bir se s yükseldi: "V a y üsta dım , buralarda ne işiniz var?” Ç o k sevdiğim bir yazar ar kadaş, arkadaşları ile gelm iş. M asasına çağırdı. Birkaç dakika sohbet ettik. İstanbul değişiyor. Eskiden biz, G ala tasaray’da okurken bu sokaklarda başka tür haneler var dı, şim di yerlerini m eyhaneler alm ış.
Sem ih GÜNVER
İSTİKLAL CADDESİ
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi