• Sonuç bulunamadı

Mustafa Kemal için yayılan kasıtlı haberler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mustafa Kemal için yayılan kasıtlı haberler"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

unnl İstanbul

YAYI NI

3 ARALIK 1919 Çrş. NO: 175

I

GAZETESİ

HAZIRLAYAN

ÖMER SAMİ COŞAR

Malta adasına sevkedilenlerden bir grup, hareketlerinden önce Bekirağa bölüğünün kapısın­

da, ön sırada soldan sıra ile Salah Cimroz Bey, A li İhsan Paşa, Sabit bey ve Ahmet Paşa

görülmektedir. Kapının iki tar afında İngiliz nöbetçileri vardır

MUSTAFA KEMAL

İÇİN YAYILAN

KASITU HABERLER

Rum gazetelerinin, Paşa'mn veba’ya, tifo’ya

tutulduğuna

dair haberleri

kati

olarak

tekzip ediliyor.

Şehrimizde Rumi ar ta­ rafından çıkarılmakta olan (Monitör Oryantal) adlı ga­ zete bir kaç günden beri Mustafa Kemal Paşa’mn a- ğır hasta olduğuna dair ha­ berler yaymaktadır.

YE N İG Ü N gazetesinin Si vas muhabiri ise bu haber­ leri tekzip etmiş ve Paşa’­ mn «sapasağlam» olduğunu bildirmiştir.

Rum gazetelerinin hasta olduğunu yaymaya çalıştıkları M ustafa K e­ mal Paşa’mn Cihan Harbinde çekilmiş bir resmi.

(Monitör Oryantal) tara- fmdan ısrarla yayılan haber şudur:

«Babıâliye gelen haberle­ re göre, Mustafa Kemal ti­ fodan muztarip bulunmak­ tadır. Ahvali sıhhiyesi şa­ yanı endişedir.»

Diğer bir Rum gazetesi de, Mustafa Kemal Paşa’mn ve baya yakalanmış olduğunu yazmıştır.

Ingilizler yeniden

__________________ _______i m

tevkifler yapacak

Paris'te Ingiliz başdelegesi

Crowe Malta'dakilere i

ilaveten yeni « Rehineler »

elde edileceğinden bahsetti

L U .N D İU ,—

P a ris’te Sulh Konferansındaki İngiliz başdelegesi E yre Crowe ile Dışişleri Bakanlığı servis şef lerinden Kidston arasında Tür­ kiye konusu üzerindeki mektup­ laşm a dün de devam etmiştir.

Kidston’un, 28 kasım tarihli mektubunu cevaplandıran Eyre Crowe yeniden «Rehine» konusu üzerinde durmakta; «Elimizde birçok Türk rehineler vardır ve bunların sayısı artabilecektir.» demektedir. İngiliz diplomatının bu sözlerle M alta’daki esirleri­ mizi kastettiği ve aynı zamanda yeni teklifler yapm aya hazırlan­ dıkları da anlaşılmaktadır.

Eyre Crowe tarafından dün Paris’ten yollanmış olan bu mek tupta, «daha da olabilir» tâbiri ile hangi Türk rehinelerini kastet tiği ise belli değildir. Yalnız daha önce bu mektuplaşmalarda mil­ letvekillerinden de bahsedilmiş olduğu unutulmamalıdır.

H atırlarda olduğu gibi iki haf tadan beri bu iki İngiliz diplo­ matı arasında devam etmekte o- lan mektuplaşmalarda, Türkiye’ ye barış şartlarının kabul ettirU meşinde faydalanılabilecek «r e ­ hineler» konusu bilhassa incelen miştir. H er ikisi de M ustafa Ke­ mal P a şa ’mn da elinde mühim rehineler bulunduğunu, bunların «A nadolu’daki H ıristiyanlar» ol­ duğunu ileri sürmüşlerdir. Buna karşılık Eyre Crowe’a göre, In ­ giltere'nin elindeki en mühim rehine İstanbul şehridir. Kids- ton'a göre, «İstanbul şehri» fa z ­ la önem taşımayan bir rehine­ dir. Bilhassa M ustafa Kemal, MilH Meclisin Bursa’da toplan­ masını sağladığı takdirde, rehi­ ne olabilecek milletvekilleri de elden kaçırılmış olacaktır.

Eyre Crowe dünkü mektubun­ da, M alta’daki esirlerimize ilâ­ ve olarak İzmir bölgesinin Yu­ nan işgali altında bulunmasının da «mühim bir koz» olduğunu zikretmekte ve Yunan kuvvetle­ rinin İzm ir’e gönderilmesini sağ­ layan politika için de «iy i bir politika» demektedir.

M A L T A ’D A K ÎL E B ...

M A L T A — îngilizlerin İstanbul’da Be­ kirağa bölüğünden zorla alarak buraya getirip hapsettikleri Türk «rehinelerinin esaret hayatı dün altıncı ayını doldurmuştur.

2 haziranda buraya getirilen ve çoğu İttihat Terakki iktida­ rına mensup bulunanlar önce Salvatore adında ortaçağdan kal m a bir kaleye sokulmuşlar ve daha sonra buradan alınarak Polverista ve oradan da Vardela kışlasına götürülmüşlerdir.

Türk esirlerini Ingilizler şu üç gruba ayırmışlardır:

1 — H arp sırasında İngiliz e- sirlerine fena muamele etmiş ol­ dukları iddia edilen Türk garni­ zon subayları,

2 — Ermeni tehcirinde alâka­ dar görülenler,

3 — İşgal esnasında Türkiye’ de kalmaları sükûnu ihlâl edebi­ lecek ve durumu güçleştirebile­ cek kimseler!

Burada, her türlü hukuk kai­ deleri çiğnenerek zorla tutul­ makta olanların İngiliz makam­ larına yapmış oldukları resmi i- tirazlara ya cevap verilmemiş veya bunlar reddedilmiştir.

M alta’ya getirilenlerden Dr. Halil Sezai Bey de, ne sebeple kendisinin buraya getirildiğini sormuş ve buna verilen cevapta kendisinin. Irak cephesinde bir İngiliz harp esirine, hissi iptal e- decek ilâç kullanılmadan ameli­ yat yaptığı bildirilmiştir. Dr. H a lil Sezai Bey, o günlerde Irak cephesinde hissi iptal edecek I- lâç bulunmadığını. Türk yaralı­ larına dahi aynı şekilde ameli­ yat yapıldığım bildirmiş, üstelik İngiliz esiriniD ameliyatının da gayet hafif bir ameliyat olduğu­ nu hatırlatmışsa da, bu ikinci müracaatına hiçbir cevap veril­ memiştir.

H arp sırasında Ingiliz esirle­ rine fena muamele ettikleri İddia olunarak buraya getirilen Türk subaylarından çoğu ise, bahsi ge çen garnizonlarda bulunmadıkla­ rım bildirmişler ve muhtemelen İsim benzerliğinden yakalandık­

larım açıklamışlardır. Bunlara da şimdilik hiçbir cevap veril­ memiştir.

Esirler arasında bulunan Şey­ hülislâm H ayrı Efendinin soğuk lann basması ile hastalandığı da öğrenilmiştir.

Uzun zamandan beri M ısır’da bir kışlada hapiste bulunan M e­ dine muhafızı Hahri Paşa da 5 ağustosta buraya getirilip hap­ sedilmiştir.

Venizeios,

Pontusîa

İstanbul’ u

temin edemem ş!

A T İN A - M uhalefet gazeteleri. Yu­ nan Başbakanı’n ın iktidar ba sininin iddia ettiği gibi Pa­ ris'ten büyük zaferle dön­ müş olduğun u kabul etme­ mektedirler.

(PolitU a ) gazetesi. Ve- nizelos’u karşılamak üzere sokaklara dökülmüş olan hal km “merak*’tan topandığını

belirtm ek ted ir.

(P o lit ia ), V en lzelos’u n Ati­ na’ya va rışın d a y a p tığ ı nut­

ku da ta h lil ed erek:

**— Başbakan, bü tün ta­

lep lerim izin Paris’ te kabul e d ild iğ in i söylem em iştir. İs­

ta n b u l’dan. Po n tu s’ dan, K ıb - n s’ dan A nadolu’ dan bahset­ m em iştir” dem ektedir.

(P o lit ia ), eski K ra l K on stan t ln ’ in tekrar tah ta dönmesi leh in d e geniş vayın yapan gazetelerden b in d ir.

(2)

?

İSTİK LÂ L HARBİ GA ZETESİ ÇA RŞA M BA 3 ARALIK 1919

Bodosaki’yi kim

milyoner etmiş ?

Ingiltere’nin Ortadoğu’daki kuvvetlerinin Kumandanı General Allenby

Ciharı Harbinde kolordu

kumandanlığı yapmış olan

Remzi Paşa, Dıvanharbl örfı'-

de yapılan soruşturmasını mü

teakip tevkif edilmiştir.

(A KŞA M ) gazetesi. Remzi

Paşa'nın harp içinde Adana'

da Rum tüccar Bodosaki'yl

nasıl milyoner ettiğine dair

bilgi vermekte ve şunları açık

la maktadır.

«Rem zi Paşa Anada’da 12 inci Kolordu Kumandan Vekili iken bir müddet fermanferma ol­ muştu. Adana, bütün Suriye or­ dularını iaşe eden kaynaklar­ dan biriydi. Binaenaleyh erzak müteahhidi ve sair taahhütler hususunda son derece uygun bir kaynaktı. Remzi Paşa elin­ deki bütün kudretten istifade ederek, gözün ve kulağın o ka­ dar yetişemediği bu yerde bir kaç kişinin müthiş servetler e l­ de etmesine yardım etmiş! Bun lardan biri Bodosaki Efendi!

A D A N A L I RUM TÜ C C A R I M İLYO N E R EDEN

KO LO RD U K U M A N D A N L A R IN D A N

REM Zİ ı

P A S A T E V K İF EDİLDİ

1

«Bodosaki Efendi geçenlerde Pera Palas’ı yarım milyon li­ raya satın alan adamdır.»

Biz, İstanbul sokaklarında dolaşan ihtikar menfaatcilerin- den başka, hele Adana gibi u- zak yerlerde dönen dolapları bilmiyoruz. Rivayete göre. B o- dosaki’nin kazandığı servet iki milyonu bulmaktadır. Bodosa­ ki, bir tüccar olduğundan ken­ disi hakkında bir şikâyetimiz yok. Onun da ihtikar yapıp yapmadığı ayrıca tetkik olun­ malı. Fakat Remzi Paşa’ nın, devletin kendisine verdiği se- lâhiyet ve mesuliyeti bu işler de nasıl kullandığı ve milyon­ lara sahip ettiği bir adamı ne sebeple bu kadar koruduğu a- rastırılmalıdır.

M İL Y O N L A R ...

«Bodosaki o zamana kadar

öyle adı duyulmuş bir zengin olmadığı bálde Remzi Paşa yü zünden ve sonra da o sayede sağladığı servetle şimendifer işlerine karışıp demiryolu hat tında bulunan Almanlar yüzün den milyonlar elde etmiştir.

Ve şimdi Bodosaki, koca P e ­ ra Palas’ı bir okka kahve ka­ dar kolayca satın alıyor.

Bu vak’a, İttihatçıların « M il lî İktisad» ndan bir örnektir. Bir «M illî İktisad» ki, Adana­ nın bizim milliyetimize mensup olmayan herhangi bir tüccarına milyonlar kazandırıyor, bütün Adana halkı bu inhisar karşı­ sında eli kolu bağlı seyirci kalıyor. Sonra da bu adam, o sonsuz köylüler, çiftçiler, rene ber ve amele takımı hesaba a kazandığı para ile yarım mi’ - yonluk bir otel satın alıyor.

¡ngilizlerin Hicaz kralına vermekte

oldukları

tahsisat azalvlınca ...

Kral Hüseyin istifa

tehdidinde bulundu

K A H İR E ,— İngiltere tarafından Hicaz Kralı ilân edilmiş olan Kral Hüseyin’in, Londra tarafın­ dan kendisine gönderilmek­ te olan tahsisatın azaltılma­ sı üzerine istifa etmek teh­ didini savurduğu öğrenil­ miştir.

Bu konuda telâşlandığı an taşılan General Allenby İn ­ giltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a yolladığı bir şifre telgrafta, yalnız tahsi­ satın azalmasının değil fa­ kat aynı zamanda şimdiye kadar altın olarak ödenen bu tahsisatın bundan sonra kâğıt para ile ödenmesi hu­ susundaki kararın da Kral Hüseyin’i gücendirmiş bu­ lunduğunu bildirmektedir.

Allenby. Kral Hüseyin’e yollanan İngiliz paralarının Suriye’de gizlice kullanılma sının da gerginlik yarattığı­ nı eklemiştir. Hicaz K ralı­ nın bir oğlu Faysal. Suriye’ de kral olarak verleşme eme ündedir ve orada Fransız nü fıızu ile çatışma halindedir. İngiliz hükümeti Kral Hü sevin’e verilen tahsisatın Hi caz’da sarfedilmesi için yol­ landığını ve bu sebeple de

General Allenby, şimdiye kadar altın olarak ö-

denen tahsisatın kağıt para olarak ödenmesine

kralın gücendiğini bildirerek istifasının ön­

lenmesini istedi

İMIIU1İ IİIIIIIUİIIIIIIIIIIIIIIİIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllUlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllimimilllllllimill‘ 1^

Islâmlara hatıra olmak üzere

I

S Ö Z , AŞK, KUV VE T,

|

Öldüren söz, öldürülemeyen aşk, Kuvayı

Milliye nereden doğdu?

i

Tevzii mahalli Babıali Caddesinde Cemiyet Kütüphanededir. H a s ı l a t ı n y a r ı s ı A y d ı n m u h a c ir le r in e v e r i l e c e k t i r . öiıınnnıımıımımıııımnmınımiHMMiımmıııııııınımıııımMimmımmmımmımiMiıımmmifimı?

İstanbul’dan seçilecek

11 mebusun isimleri

P A R T İL E R İN M ÜŞTEREK LİSTE H A Z IR L A M A ­

L A R I

i h t i m a l l e r i

K A Y B O LD U

Suriye’ye gönderilmesine karşı bulunduklarını bildir­ mişler ve sert bir protesto da da bulunmuşlardır. Bu­ na Kral Hüseyin’in sinirlen öığı anlaşılmaktadır.

Allenby şöyle demekte­ dir:

«K ralın istifa etmesi

ve

Hicaz’dan ayrılınca oğulla­ rını da beraberinde sürükle mesi tehlikesi mevcuttur. Her şeyden evvel bunu ön­ lemeyi son derece arzu et­ mekteyim.»

Allenby, bütün bu mese­ leleri görüşmek üzere Kral Hüseyin’in Londra’dan ace­ le bir memur gönderilmesi ni istediğini de bildirmek­ te ve şu teklifi yapmakta­ dır:

«Hicaz hükümetinin Dış­ işleri Bakanı sıfatiyle Emir Abdullah’ı Kahire’ye davet etmem. Kral Hüseyin’in bu isteğine tatmin edebilir. Böyİece belki Kral Hüseyin’ in istifası önlenebilecektir.»

Şehirde otomobil

kazaları artınca

Gen Fuller, “ Alelumum bütün şoförlere” hitaben

bir beyanname yayınlandı, arabalara numaralar

konacak

Hurşıt Paşa

Anadolu'dan

dün döndü

Hüküm et tarafından Batı Ana dolu da tahkikat yapmaya gönderil­ miş olan Hurşlt Paşa dün şehrimi­ z i avdet etmiştir.

Hurşlt Paşa raporlarında seçlmle- re müdahale olmadığını bildirmiş­ tir.

Mirliva Ahmet

Hamdi Paşa

hakkında dava

K ü rt Teâll Cemiyeti Üyelerinden Mirliva Ahmet Hamdi Paşa hakkın­ da unsurları birbiri aleyhine teş­ vik cürmü İle D ivanharbl Örfi T a h ­ kikat Heyetince İcra edilmekte olan tahkikat devana etmektedir.

Şehrimizde otomobil kaza larınm sür’atle artması üze­ rine İşgal Kuvvetleri Kuman danlığı adına Türk polisine nezaret etmekte olan Gene­ ral Fuller bir resmî tebliğ yayınlamış ve bazı yasak­ lar koymuştur.

General Fuller’in, «A le lu ­ mum bütün şoförlere» hita­ ben beyannâmesi aynen şöy- ledir:

«G erek resmî müesseseler ve gerek hususî şahıslara ait otomobillerde şoförlük edenler şimdiye kadar ken­ dilerine verilen birçok em ir­ lere aykırı olarak yeniden birtakım kazalara sebebiyet vermektedirler.

«B u kazaların devamına bir nihayet vermek üzere aşa­ ğıdaki emirlerin tatbik mev­ kiine konulması kararlaştı­ rılmıştır;

1. — Bir resmî müessese veya hususî şahsa ait olan hangi bir otomobil, Türkçe olarak, okunacak surette ar kasma numarasını yazmış bu­ lunacaktır. Bu yazı on san­ tim yüksekliğinde olacaktır.

2. — Otomobillere numara­ ların konulması şu surette

yapılacaktır: (a ) — Îtüâf ve ­ ya Osmanlı kuvvetlerine ait olan otomobillere numarala­ rın konulmasına kendi âmir­ leri tarafından dikkat edile- cetir. (b ) — Sefaretlere, or­ duya ve donanmaya ait olan otomobillerin numaralarına gellince bunlar mensup olduk ları askerî garajlar tarafından temin olunacaktır.

3. — Hususî şahıslara ait otomobiller her sabah, han­ gi milliyete mensup olursa olsun, Beyoğlu, Üsküdar ve de deftere kaydedileceklerdir. İstanbul Belediye dairelerin- Sahibinin milliyeti, numarası nin yanma bir işaretle ko­ nulacaktır! Hususî otomobil şoförleri, otomobil idaresine selâhiyetli olduklarını gösterir bir vesika ibraz edecekler­ dir.

Şoförlerle arabacılardan yu karıdaki emirlere muhalefet edenler mesul tutulacaklar ve hemen cezalandırılmaları için m^hVomeve sevkolunacaklar- dır. Kayıtlarını ic r a ettirme­ yen otomobiller z a D t o lu n a c a k

ve geret-on muamelenin icra­ sına kadar pbkonu'arnktır.» General Fuller»

Partiler ilgilileri arasında dün de yapılan bazı hususi temaslarda hiçbir netice alınamamıştır. Yaln ız M illi Ahrar ile Ahali İktisat Parti­ lerinin müşterek bir liste hazırla­ mak hususunda anlaşmaya vardık­ ları anlaşılmaktadır. Diğer parti­ ler ayn ayrı listeler hazırlamakta­ dırlar.

Su lh u Selâmet Partisi bugün aday larm ı açıklayacaktır.

(A K Ş A M ) gazetesi. Üste bolluğa karşısında ne yapacağını şaşıracak İkinci seçmenlere şu listeyi tekili etmektedir:

. SABAH Başyazarı Lûtfi Fikri Milli Ahrar Partisi Genel Sekrete­ ri Cami Bey,

D arülfün un Profesörlerinden Se- lâhattin Bey.

Prenses Sabahattin Bey,

İS T İK L Â L Başyazarı R auf Ahmet Beyt

Osmanlı Bankası Yönetim Kurnlu Üyelerinden Hamit Bey,

Baro Reisi Celâlcttin Arif Bey, Hilâliahmcr Genel Sekreteri Dr. Adnan Bey,

İtibari Milli Bankası M üdürü H a- , san Ferit Bey,

Eski Belediye Reisi Hüseyin Kâzım Bey,

Eski İçişleri Bakanı Reşit Bey, D arülfün un Profesörlerinden M i- şon Ventura Efendi

(A K Ş A M ) gazetesi. İstanbul'da 11 mebus seçileceğini, kendilerinin bir isim fazla kovduklarını. böylece İkinci seçmenlerin birini tercih edebileceklerini de İlâve etmekte­ dir.

ALİ G l . P

İ S L N U L ’ OA

Damat Ferit zamanında Sivas Kongresin) basarak Mustafa Kem al’i ele geçırmeve teşebbüf eaen fakat bu tşı bakaramı yaralını anlavınc-a kaçan Mamürerülâzl2 Valisi Al) G a­

lip önceki gün şehrimize gelmiştir. İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi

Referanslar

Benzer Belgeler

Geçen hafta gelen seyyahlar — Çocukluğumdan beri vapur­ lara merakım — Eskiden buraya uğrayan transatlantikler —.. Turistler Galata rıhtımına inince —

giren öğretmenin adı da Mustafa’ydı. - Bir gün matematik öğretmeni Mustafa’yı yanına çağırdı. —Oğlum Mustafa! Senin adın Mustafa, benim adım da Mustafa. Bundan

Ölüm Tarihi: On Kasım Bin Dokuz Yüz Otuz Sekiz (1938) Öldüğü Yer: Dolmabahçe Sarayı.. Anıt

A) EVET, EVET, HAYIR, EVET, EVET B) EVET, EVET, HAYIR, HAYIR, EVET C) EVET, EVET, HAYIR, HAYIR, HAYIR D) HAYIR, EVET, HAYIR, EVET, EVET.. Meltem rüzgârları birbirlerine komşu kara

[r]

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt XIV, Sayı: 42, Kasım 1998... Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt XIV, Sayı: 42,

Yaş olsa ol­ sa dünyayı daha bir topluca, daha bir geniş açıdan görmeye yarayabilir ve bu niteliği ile gidenin yanında asıl kalanın, dünyayı dün­ ya

Ama genelde gündüzleri açık olan ramazan dolayısıyla, akşam altıbuçuğa kadar açık kayarak iftar yemekleri sunan Hacı Salih için aynı şeyi