• Sonuç bulunamadı

Hazır giyim ürünlerinde kadınların alt-üst beden ölçü farklılıklarından doğan uyumsuzlukların belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hazır giyim ürünlerinde kadınların alt-üst beden ölçü farklılıklarından doğan uyumsuzlukların belirlenmesi"

Copied!
109
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE MODA TASARIMI EĞİTİMİ ANA BİLİM

DALI

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM

DALI

HAZIR GİYİM ÜRÜNLERİNDE KADINLARIN ALT- ÜST BEDEN

ÖLÇÜ FARKLILIKLARINDAN DOĞAN UYUMSUZLUKLARIN

BELİRLENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Esra OK

Ankara Nisan, 2011

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE MODA TASARIMI EĞİTİMİ ANA BİLİM

DALI

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM

DALI

HAZIR GİYİM ÜRÜNLERİNDE KADINLARIN ALT- ÜST BEDEN

ÖLÇÜ FARKLILIKLARINDAN DOĞAN UYUMSUZLUKLARIN

BELİRLENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Esra OK

Danışman: Prof. Fatma ÖZTÜRK

Ankara Nisan, 2011

(3)

i

JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAY SAYFASI

Esra OK‘un ‘Hazır Giyim Ürünlerinde Kadınların Alt- Üst Beden Ölçü Farklılıklarından Doğan Uyumsuzlukların Belirlenmesi’ baĢlıklı tezi ……….tarihinde, jürimiz tarafından, Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı Ġmza

Üye (Tez DanıĢmanı): Prof. Fatma ÖZTÜRK ... ... Üye : Yrd. Doç. Dr. Gülçin ÜSTÜN ... ... Üye : Yrd. Doç. Dr. Nevriye YAZÇAYIR ... ...

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. .../.../2011

(İmza Yeri) Akademik Unvanı, Adı Soyadı

(4)

ii

ÖN SÖZ

Ġnsanlığın var oluĢuyla birlikte giyinme ihtiyacı ortaya çıkmıĢtır. Giysi, ilk çağlarda bir örtünme aracı iken; günümüzde; insanın karakteristik özelliklerini açığa çıkaran bir araç haline gelmiĢtir.

Dünyada ortalama altı milyar insan yaĢamaktadır. Dünya üzerindeki insan topluluklarının her biri ise farklı antropometrik özelliklere sahiptir. Dolayısıyla günümüzde kullanılan belli baĢlı standart ölçü tablolarının varlığı bu insan topluluklarının karakteristik vücut ölçülerini büyük oranda karĢılamamaktadır. Öyle ki aynı toplumdaki insanların kendi içlerinde bile vücut ölçüleri birbirine yakınlık göstermemektedir. Bunun en önemli sebeplerinden biriyse her insanın farklı vücut yapısına sahip olmasıdır.

Ayrıca oransız vücut ölçülerine sahip olmak kiĢileri büyük ölçüde sıkıntıya sokmaktadır. Özellikle de kiĢiler standart ölçülere göre hazırlanmıĢ, alt ve üst parçalardan oluĢan hazır giyim ürünlerini satın alma konusunda büyük güçlükler yaĢamaktadır. Çünkü daha çok alt ve üst beden ölçü orantısızlıkları yaĢayan kiĢiler için bu giysiler uyum sorunlarına neden olmaktadır.

Bu tez, hazır giyim ürünlerinde kadınların alt-üst beden ölçü farklılıklarından doğan uyumsuzlukların belirlenmesi amacıyla hazırlanmıĢtır.

ÇalıĢmam boyunca beni yönlendiren ve yardımını esirgemeyen sayın danıĢmanım Prof. Fatma ÖZTÜRK’e, verilerin analizinde bana rehber olan ve yardımlarını esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Murat Atan’a, TÜĠK çalıĢanlarından K. Korhan Babadağ’a ve bugüne kadar hiçbir konuda maddi- manevi desteğini esirgemeyen canım aileme teĢekkürlerimi sunarım.

(5)

iii

ÖZET

HAZIR GĠYĠM ÜRÜNLERĠNDE KADINLARIN ALT- ÜST BEDEN ÖLÇÜ FARKLILIKLARINDAN DOĞAN UYUMSUZLUKLARIN BELĠRLENMESĠ

OK, Esra

Yüksek Lisans, Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Prof. Fatma ÖZTÜRK

Nisan –2011, 95 sayfa

Bu araĢtırmanın amacı, alt-üst beden ölçü farklılığına sahip kadınların takım halindeki hazır giyim ürününü satın alırken yaĢadıkları sorunları ortaya koymaktır.

AraĢtırmada betimsel yöntem kullanılmıĢtır. Evrenini, Ankara ilinin oluĢturduğu araĢtırmanın; örneklemini random yöntemiyle belirlenmiĢ, Ankara ilinde ikamet eden 385 kadın oluĢturmaktadır.

AraĢtırma verileri anket yoluyla elde edilmiĢtir. Anketin geliĢtirilmesinde uzman görüĢünden ve deneme uygulamalarından yararlanılmıĢtır.

AraĢtırma sonucunda elde edilen verilere ait sayısal değerler ve yüzdelikler, SPSS 15.0 programında istatistiksel analiz yapılarak hesaplanmıĢtır. Ayrıca araĢtırmaya katılan kadınların yaĢ, eğitim durumu, doğum sayısı, alt- üst beden ölçüleri ile hazır giyim ürünlerinden tayyör/ döpiyes satın alırken geniĢlik ve uzunluk ölçülerinden, form ve model özelliğinden kaynaklanan uyum sorunları arasında istatistiksel iliĢkinin ölçülmesi için x² (Ki-kare) iliĢki analizi kullanılmıĢtır. Analiz sonuçları P< 0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiĢtir.

AraĢtırmanın sonucunda; oransız vücut ölçülerine sahip kadın tüketicilerin takım halinde satılan hazır giyim ürünlerinden, tayyör/ döpiyes satın alırken; ceket, etek ve pantolon kalça çevresi ölçülerinin dar gelmesinin karsılaĢtıkları en önemli sorunlardan biri olduğu belirlenmiĢtir. Pantolon boyunun uzun gelmesi (%68,8) ve oturuĢ yüksekliğinin kısa gelmesi (% 36,6) karĢılaĢılan diğer problemler arasındadır. Tüketiciler, tayyör/ döpiyes satın alırken beden çevresinden daha geniĢ olan kalça çevresi ölçüsüne uymak zorunda kalmaktadır. Bunun sonucunda da; ceket beden çevresinin tüketiciye bol geldiği (%23,6) görülmüĢtür. Pantolon arka ağının gergin olması, oransız vücuda sahip kadınların karĢılaĢtığı bir diğer problemdir

(6)

iv

Kadınların tayyör/döpiyes satın alırken karĢılaĢtıkları sorunlara, satın alma esnasında giysi üzerinde gerekli uyarlama iĢlemlerini yaparak çözüm getiren mağazalardan alıĢ veriĢ yapmayı tercih ettikleri görülmüĢtür. Tüketicilerin tercih ettiği diğer bir çözüm yolu ise satın aldıkları tayyör/ döpiyesi terzide kendi bedenine uygun hale getirmesini istemeleridir.

AraĢtırmadan elde edilen sonuçlara göre; genel olarak pantolon boyunun uzun gelmesi, oturuĢ yüksekliğinin kısa gelmesi, arka ağın gergin olması gibi sorunlar dikkat çekmektedir. Bu sorunların giderilebilmesi için üretici firmaların, tüketicilerden veri toplama yoluna giderek gerekli düzeltmeleri yapmaları bu sorunların çözümü için faydalı görülmektedir. AraĢtırmaya katılan tüketicilerin daha çok, tadilat iĢlemini de üstlenen firmalardan alıĢveriĢ yapmayı tercih ettikleri görülmüĢtür. Ġsraf, zaman kaybı önlenmesi ve müĢteri memnuniyetinin sağlanabilmesi için bu ihtiyaçları giderebilecek özel bedenli üretimlerin yapılması üzerine öneriler geliĢtirilmiĢtir.

(7)

v

ABSTRACT

READY TO WEAR WOMEN’S CLOTHING LOWER-UPPER BODY SIZE DIFFERENCES AND THE ISSUES WHICH ARISE FROM

NON-CONFORMANCES OK, Esra

Thesis of Master, Department of Arts- Clothing Industry Supervisor: Professor Fatma ÖZTÜRK

April- 2011, 95 pages

The purpose of this study focuses on women and the differences in body sizes when purchasing apparel and clothing products and the issues which may arise.

The method of research for this study was focused within the province of Ankara. 385 women which reside in Ankara participated willingly and were selected at random.

The data was obtained via a questionnaire. An expert opinion poll was prepared; this included the pilot and the actual implementation which was carried out in two steps. The data was obtained using measurements of numerical values and percentages. These findings were then calculated using SPSS 15.0 statistical analysis program. The data used within this study comprised of the subjects age, educational background, number of births (if any), upper and lower body measurements along with width and length measurement with ready to wear clothing, form and nature of the model was also taken into consideration and the problems which arose between these relationships. Statistical correlation and analysis was used for the measurement of x². The result of this analysis, where a significant level was evaluated equalled to P<0.05.

The findings; body measurements of women with disproportionate figures according to clothing products such as apparel, suits / of two-piece dresses, jackets, skirts and pants outlined that the main issues were of narrow hip circumference measurements. Pant length in relation to being too long or too short especially when sitting down was also determined. Consumers when purchasing two-piece suits with a wider hip circumference were able to find the suitable size in regards to pants or skirts however this resulted in the suit jacket or upper body item to be too large. Another problem which was faced by the subjects with disproportionate body measurements was of trousers being too tight along the back.

(8)

vi

The solution to the problems that women face when purchasing two-piece suits was to shop at stores which provided alteration services. Another solution which was preferred by many of the women in this study was to have their purchased items altered by professional tailors according to their exact body measurements.

According to the result of the research; in general, becoming a long length pants, shorter of the height of sitting, draws attention to problems such as the back of the network is strained. Manufacturers to address these problems, data collection, the way consumers increasingly make the necessary adjustments would be beneficial for the solutions of these problems. More comsumers surveyed, undertaking has been observed That companies prefer to shop in the process of modification. Waste, the prevention of waste of time and to ensure costumer satisfication can address these needs through a special bodied cancelled productions, recommendations have been developed.

Keywords: Measure – Rate, disproportionate figure / sizing, clothing, ready to wear, two – piece suits.

(9)

vii

İÇİNDEKİLER

Sayfa

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI ... i

ÖN SÖZ ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... v

ĠÇĠNDEKĠLER ... vii

TABLOLAR LĠSTESĠ ... x

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xiii

GRAFĠKLER LĠSTESĠ ... xiv

KISALTMALAR LĠSTESĠ ... xv 1. GĠRĠġ ... 1 1.1. Problem ... 1 1.2. Amaç ... 4 1.3. Önem ... 6 1.4. Sınırlılıklar ... 7 1.5. Varsayımlar ... 7 1.6. Tanımlar ... 8 2. ĠLGĠLĠ YAYINLAR VE ARAġTIRMALAR ... 9 2.1. Hazır Giyim ... 9

(10)

viii

2.1.1. Hazır Giyimin Tanımı ... 9

2.1.2. Hazır Giyimin Tarihçesi ... 10

2.1.3. Türkiye’de Hazır Giyim ... 12

2.2. Giysi Seçimini Etkileyen Faktörler ... 14

2.2.1. YaĢ ... 15 2.2.2. Çevre ... 15 2.2.3. Moda ... 15 2.2.4. Kalite ... 16 2.2.5. Ergonomi ... 17 2.2.6. Ekonomik Yapı ... 18 2.2.7. Giysi Kalıbı ... 19 2.3. Vücut Tipleri ... 20 2.3.1. Astenik Tip ... 21 2.3.2. Atletik Tip ... 21 2.3.3.Piknik Tip ... 22 2.3.4. Endomorfi ... 23 2.3.5. Mezomorfi ... 24 2.3.6.Ektomorfi ... 24 2.4. Vücut Yapısı ... 25

2.4.1. Anatomi ve Giyimle ĠliĢkisi ... 26

2.4.2. Vücutta Oran- Orantı ... 27

2.4.3. Türk Kadınının Vücut Yapısı ... 28

(11)

ix

2.5. Tayyör-Döpiyes ... 34

3. YÖNTEM ... 45

3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 45

3.2. Evren ve Örneklem ... 45

3.3. Verileri Toplama Teknikleri ... 46

3.4. Verilerin Analizi ... 46 4. BULGULAR ve YORUM ... 48 5. SONUÇ ve ÖNERĠLER ... 78 5.1.Sonuç ... 78 5.2.Öneriler ... 80 KAYNAKÇA ... 82 EKLER ... 91

Ek-1 Anket Formu ... 92

Ek-2 ‘Tayyör/ Döpiyeslerde, Form Özelliğinden Kaynaklanan Sorunlar’ Alt Ölçeği Ġçin Güvenilirlik Analizi Sonuçları ... 95

(12)

x

TABLOLAR LİSTESİ Tablo

No. Tablo Adı Sf

1. Farklı Büyüklükteki Evrenler Ġçin Kuramsal Örneklem Büyüklükleri ve % 95

Kesinlik Düzeyi /Tolerans Gösterilebilir Hata Ġçin Gerekli Örneklem 46

2. 2009 Nüfus Sayımına Göre Ankara Ġli Kadın Nüfusunun YaĢlara Göre Dağılımı 49 3. Örneklem Grubunun Tayyör/ Döpiyes Satın Alırken Uzunluk Ölçüleri Ġle Ġlgili

YaĢadıkları Sorunlar 53

4.

Örneklem Grubunun Bulunduğu ‘YaĢ Grubu’ ile ‘Göğüs DüĢüklüğü ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

54

5.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Doğum Sayısı’ ile ‘Göğüs DüĢüklüğü ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

55

6.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Doğum Sayısı’ ile ‘OturuĢ Yüksekliği ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

56

7.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Alt Beden Ölçüleri’ ile ‘OturuĢ Yüksekliği ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

57

8. Örneklem Grubunun Tayyör/ Döpiyes Satın Alırken GeniĢlik Ölçüleri Ġle Ġlgili

YaĢadıkları Sorunlar 58

9.

Örneklem Grubunun Bulunduğu ‘YaĢ Grubu’ ile ‘Etek Bel Çevresi ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

59

10.

Örneklem Grubunun Bulunduğu ‘YaĢ Grubu’ ile ‘Etek Kalça Çevresi ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

60

11.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Doğum Sayısı’ ile ‘Ceket Bel Çevresi ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

61

12. Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Doğum Sayısı’ ile ‘Ceket Kalça Çevresi ile

(13)

xi ĠliĢki Analizleri Sonuçları

13.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Doğum Sayısı’ ile ‘Etek Bel Çevresi ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

63

14.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Doğum Sayısı’ ile ‘Pantolon Bel Çevresi ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

64

15.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Üst Beden Ölçüleri’ ile ‘Ceket Beden Çevresi ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

65

16.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Alt Beden Ölçüleri’ ile ‘Etek Kalça Çevresi ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

65

17.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Alt Beden Ölçüleri’ ile ‘Pantolon Kalça Çevresi ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

66

18. Örneklem Grubunun Tayyör/ Döpiyes Satın Alırken Form Özellikleri Ġle Ġlgili

YaĢadıkları Sorunlar 68

19. Örneklem Grubunun Tayyör/ Döpiyes Satın Alırken Uyum Sorunlarından

Kaynaklanan Model Tercihleri 69

20.

Örneklem Grubunun Bulunduğu ‘YaĢ Grubu’ ile ‘Ceketlerin Göğüs Formunda OluĢan Potluk ile Ġlgili KarĢılaĢılan Sorun’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

70

21.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘YaĢ Grubu’ ile ‘Kapama Özellikli Model Tercihi ’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

71

22.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Doğum Sayısı’ ile ‘Eteklerin Kalça Kavisinde OluĢan Potluk Sorunu’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

72

23.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Doğum Sayısı’ ile ‘Pantolon Arka Ağda Gerginlik OluĢması Sorunu’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

73

(14)

xii

DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

25.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Doğum Sayısı’ ile ‘DüĢük Bel Pantolon Modeli Tercihi’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

74

26.

Örneklem Grubundaki Kadınların ‘Alt Beden Ölçüleri’ ile ‘DüĢük Bel Pantolon Model Tercihi’ DeğiĢkeni Arasındaki Ġkili ĠliĢki Tablosu ve Ki-Kare ĠliĢki Analizleri Sonuçları

75

27. Örneklem Grubunun Tayyör/ Döpiyes Satın Alırken YaĢadıkları Sorunları

(15)

xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil

No. Şekil Adı Sf

1. Astenik Tipler 21 2. Atletik Tipler 22 3. Piknik Tipler 22 4. Ektomorfi Tipler 23 5. Mezomorfi Tipler 24 6. Endomorfi Tipler 25

(16)

xiv

GRAFİKLER LİSTESİ

Grafik

No. Grafik Adı Sf

1. YaĢ Dağılımı 48

2. Eğitim Durumu 49

3. Doğum Sayısı 50

4. Sportif Faaliyetlerde Yer Alma 50

5. Alt Beden Ölçüleri 51

(17)

xv

KISALTMALAR LİSTESİ

E.Ü. : Ege Üniversitesi TÜĠK : Türkiye Ġstatistik Kurumu

(18)

BÖLÜM I GİRİŞ

1.1. Problem

Ġnsanlığın varoluĢu ile birlikte giyim ihtiyacı meydana gelmiĢtir. Ġlk çağlarda yalnız doğaya karĢı korunma amacı taĢıyan giyim, sonraları kiĢinin karakterini belirleyen özelliklerden biri olarak ĢekillenmiĢtir ( Lokmanoğlu, 1987, s.1)

Bilindiği gibi insan yapısı farklı etkenler altında Ģekillenir. Kalıtsal faktörler, yaĢ, cinsiyet, yaĢam bölgesi, beslenme düzeyi, sosyo-ekonomik yapı ve benzeri koĢullar insan yapısına ve onun Ģekillenmesine etkin olan faktörlerdir (ġahmay, 1982, s. 20).

Günümüzde insanların aynaya baktıklarında gördükleri ile görmek istedikleri arasındaki fark giderek büyümektedir. Bu farkın tek kaynağı, eskiye kıyasla değiĢme eğilimindeki vücut ölçüleri değildir. DeğiĢen değer yargıları ve estetik bakıĢ açısının da bu konuda payı oldukça büyüktür. Son 50-60 yılda insan vücudunun Ģekil ve boyutlarında büyük değiĢiklikler olmuĢtur. Ġnsanlar Ģimdi eskiye göre daha uzun oldukları gibi, hareketsizlikleri ve abur cubur tüketimleri sayesinde hatları da daha yuvarlaktır. “Ġdeal vücut” kavramıysa, Ģu anki gerçeği yansıtmaktan oldukça uzaktır (Ainsworth, 2005, s: 2).

YaĢadığımız yıllar içende dünyada üç insandan biri yanlıĢ ve zararlı beslenmenin yarattığı ĢiĢmanlığın kurbanı olmaktadır (Bağrıaçık, 1999, s.35). ġiĢmanlık; aĢırı beslenmeden, hareketsiz ve tembel bir yaĢamdan ya da hormonal, metabolik veya psikolojik sorunlardan kaynaklanabilen bir sorundur. Alınan kaloriler ile harcanan kaloriler arasındaki dengenin bozulması ve kullanım fazlası kalorilerin yağ olarak depolanması bu sorunun öncelikli iĢaretidir (Müftüoğlu, 2004, s.59). Bu durum; oransız vücut tiplerinin ortaya çıkmasında etkili olmaktadır. Bu durum kiĢiyi sağlık yönünden rahatsız etmekle birlikte; uygun giysi bulma gibi sorunlarla da karĢı karĢıya getirmektedir.

(19)

Son yıllarda Hazır Giyim üretiminde ortaya çıkan geliĢmeler, giysi tasarımını ön plana çıkarmıĢ ve giysinin ergonomik açıdan insana uyumu dikkat edilmesi gereken en önemli kriterler arasında yer almıĢtır. Bir giysinin ihtiyacı karĢılama düzeyi, öncelikle ergonomik faktörlerin ürün üzerinde bulunmasını gerektirmektedir. Böylece, temel kriterleri üzerinde taĢıyan ürün, ihtiyaçlara cevap vermesi ölçüsünde onu kullanan insanlar tarafından benimsenir (Vural, Çivitçi ve Ağaç, 2001, s.201)

Ġnsanların, kullandıkları ürünü benimsemesinde fizyolojik ve psikolojik rahatlık önemlidir. KiĢi aldığı ürünün hem kendisine yakıĢmasını ister; hem de onu kullandığında bedenen rahat olmayı ve rahat hareket etmeyi ister.

Üretilen her Ģey insan için, yaĢamı daha kolaylaĢtırmak içindir, diğer bir deyiĢle üretimin asıl faktörünü ve hedefini insan yapısı oluĢturmaktadır. Üretilen araç ve gereçlerin kullanılabilir olması için, onu kullanacak insanın anatomik ölçüleri, hareket geniĢliği ve fiziksel gücü gözetilmelidir. Aksi halde insan yapısının tüm özelliklerinin bilinmeden veya düĢünülmeden üretilen ürünlerin insana uyumsuzluk göstermesi doğal bir sonuçtur (ġahmay, 1982, s. 20).

KiĢinin anatomik yapısıyla uyumsuzluk gösteren ürünler kiĢiyi rahatsız edeceğinden, kiĢi bu ve benzer türdeki ürünleri tercih etmeyecektir.

Sürekli olarak değiĢen insan arzu ve ihtiyaçlarını tatmin edebilmek için, iĢletmeler yeni ürün geliĢtirmektedirler. Özelikle iĢletmenin uzun dönem kârının ve büyümesinin sağlanması açısından da yeni ürün geliĢtirme büyük önem taĢımaktadır (Sağdık ve Vural, 1996, s.299).

ĠĢletmelerin, müĢteri ihtiyaçlarına cevap veren ürünler üretmesi, onlara ekonomik anlamda kar sağlamasının yanı sıra; müĢteri nazarında önemli bir prestij de sağlar. MüĢteri ise aradığı özelliklere sahip ürünleri bulabilmenin rahatlığını yaĢar.

Giysi üretiminin en önemli aĢamalarından olan kalıp hazırlama, kiĢiye özel sipariĢ giysi hazırlama ve seri üretimde; kumaĢtan azami faydalanma, zamandan ekonomi sağlama ve giyimin daha geniĢ kitlelere kolayca ulaĢabilmesinde çok önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle giysi kalıbı hazırlama tekniklerinin önemi daha da artmakta

(20)

ve kalıp hazırlama teknikleri ile ilgili çok çeĢitli çalıĢmalar yapılmaktadır (Kuru ve Soyal, 2004, s. 115).

Kalıp hazırlama çalıĢmaları yapılırken, bu çalıĢmaları belirli çerçeveler dahilinde yapmak gerekir. BaĢka bir deyiĢle, tasarım yaparken ve kalıp oluĢtururken hitap edilen kitlenin hem zevkleri hem de vücut tipi ve özellikleri iyi bilinmelidir. Aksi takdirde yapılacak çalıĢmalar amacına ulaĢamayabilir.

Giyside konforu tanımlamak gerekirse, insan ve çevre arasındaki psikolojik, fizyolojik ve fiziksel harmoninin tatminkâr halidir. Giysi açısından bakıldığında, giyen kiĢinin giysiden rahatsızlık duymaması temel prensip olarak karĢımıza çıkmaktadır. Giysinin neden olduğu Ģiddetli ve sürekli rahatsızlık, tahammül edilemeyen ıstıraba veya sağlık risklerine neden olabilir. Giysi konforu esneklik, gerektiğinde vücudu ikinci bir deri gibi sarma, az buruĢma, giyimde rahatlık hissi verme, hijyenik olma gibi fonksiyonel özelliklerin gerektiği taktirde bir arada bulunmasıdır (Dirgar ve Kansoy, 2004, s. 61).

Giysi ne kadar esnek olursa olsun eğer kiĢinin vücut ölçülerinde bir oransızlık varsa bu durum baĢka bir yoldan giderilmelidir. Bu yol ise kiĢinin vücut oranlarına uygun bir kalıp geliĢtirmektir. Aksi takdirde sadece kumaĢ özelliği ile kiĢiye istediği rahatlığı sunmak zor olabilir.

Tüketiciyi ilk etapta giysinin rengi, modeli, kumaĢı etkiler görünse de, giysinin vücuda uyumu ve hareket serbestliği sağlaması ön planda gelir. Özellikle fonksiyonel giysilerde uyum ve hareket serbestliği, estetik özelliklerden önce geldiği için kalıpların oluĢturulmasında giysi fonksiyonlarına dikkat etmek gerekmektedir. Her bir giysi farklı amaçlara yöneliktir. Bu nedenle kalıplar farklı olmaktadır. Ancak bütün giysilerin ortak amacı vücut hareketlerinin giysi tarafından engellenmemesidir (Erdoğan ve Ġlleez, 2004, s.251).

Ġnsan, doğası itibariyle rahat olmayı ister ve yaĢadığı konuttan, giydiği kıyafete kadar her alanda bu koĢulun gerçekleĢmesi için çabalar. KiĢinin rahat etmesinde tek baĢına çaba sarf etmesi yeterli olmaz. Çoğu zaman ona bu konforu, ilgili alanlardaki

(21)

uzman kiĢiler sunar. Ġnsan ise sunulan konfordan kendisi için en rahat ve uygun olanını tercih eder. Kitlesini iyi tanıyan bir tasarımcı ve üretici ise hedeflerine daha seri ulaĢır.

Bir giysinin iĢçilik ve malzeme kalitesi ne olursa olsun, modaya uygunluğu ne kadar iyi olursa olsun eğer vücuda oturması ya da vücuttaki duruĢu doğru değilse ve ölçülerde bir problem varsa müĢteriyi tatmin etmemektedir. Bu memnuniyetsizlik doğal olarak satıĢları ve firmanın prestijini olumsuz yönde etkilemektedir (Mete, 2000, s.179).

Günümüz kadınının çalıĢma yaĢamında ve günlük yaĢantısında rahat, dıĢ etkenlerden uzak durumları tercih etmesi, giysilerden beklentilerini de değiĢtirmiĢtir. Önceleri giysi tercihinde estetik unsurlar, renk, kumaĢ deseni, model ve moda ön planda iken; günümüzde giysinin fonksiyonelliği, vücuda uyumu, hareket serbestliği vermesi de bir o kadar önem kazanmıĢtır (GürĢahbaz, 2001, s. 93).

Günümüzde hazır giyim sipariĢle yaptırılan giyime göre, alıcıya daha ucuza mal olmaktadır. Ancak, hazır giyim sanayinde giysi üretiminde kullanılan kalıplar yetiĢkin Türk kadın ölçüleri üzerinde yapılmıĢ, araĢtırmalara dayanan standart kalıplar değildir. Giysi üretimi yapan firmalar kendi geliĢtirdikleri kalıplara göre çalıĢmaktadır. Bu itibarla da genel olarak hazır giyimin yetiĢkin kadınların vücut ölçülerine uygun olmadığı estetik ve boyutsal olarak ihtiyaca cevap vermediği, bazı basit veya önemli düzeltmeler gerektirdiği bilinmektedir (Topaloğlu, 1995, s.466).

Firmalar, bireylerin isteklerine cevap verebilecek giysi tasarımı ve üretimine yöneldiği takdirde müĢteri kitlesini arttırabilecektir. Bunun için standart üretimin yanı sıra, hazır giyim ürünleriyle sorun yaĢayan bireylerin sorunlarının da tespit edilmesi ve bu sorunlara cevap verebilecek üretimin gerçekleĢmesi gerekmektedir. Hazır giyim ürünleriyle sorun yaĢayanlar arasında, alt- üst beden ölçü farklılıklarına sahip kadınlar da yer almaktadır. Bu nedenle; hazır giyim ürünlerinde, kadınların alt- üst beden ölçü farklılıklarından doğan uyum sorunlarının tespit edilmesi amaçlanmıĢtır.

1.2. Amaç

Giysi üretiminde, insan beden yapısının incelenmesinden baĢlayarak pazarlama ve dağıtım gibi çeĢitli ve çözümü güç sorunlar ortaya çıkmaktadır. Giyim sanayinin

(22)

giysi üretiminde bu sorunlardaki ilk çözüm iĢlemi kalıp hazırlamadır. Bir giysi kalıbının hazırlanmasında birçok etken rol oynar. Bunların baĢında beden ölçüleri gelir. Ġnsan vücudu kiĢiye ve topluma göre değiĢen boyut ve özelliktedir. Her ne kadar boyutlar farklı ise de çeĢitli vücut ölçüleri arasında sabit sayılabilen bazı oranlar söz konusudur (Topaloğlu, 1995, s. 466). Vücut ölçüleri arasındaki sabit sayılabilen oranları yakalayabilmek için de çok çeĢitli vücut tiplerini incelemek gerekmektedir.

Ülkemizde Ģu ana kadar kullanılan standart kalıplar, ya terzi ölçülerinin toplanıp bir düzene sokulmasıyla elde edilen ve daha çok tecrübe sonucu bulunan kalıplara ya da yurt dıĢından getirilen bizim toplumumuzun özelliklerini yansıtmayan yabancı ülke standartlarının aynısı veya adaptasyonu olan kalıplardır. Bu nedenle hazır giyim iĢletmelerinde kullanılan ölçü standartları birbirini tutmamaktadır. Bu ölçü karmaĢası içerisinde halkımız vücut ölçülerine uygun giysi bulmakta oldukça zorlanmaktadır. Örneğin tayyör almak isteyen bir kadın ya vücut ölçülerine uygun bir tayyör bulamamakta ya da 38 bedenin ceketi ile 42 bedenin eteğini alarak çeĢitli düzeltmeler sonucu bir tayyöre sahip olabilmektedir (ġener, 1995, s.2)

Günümüz insanı Ģıklığın yanı sıra hareket serbestliği de sağlayan giysileri tercih etmektedir. Fakat Türk toplumunun kadın vücut özelliklerine bakıldığında, standart ölçü tablolarında bulunan ölçülerden farklı bir ölçü dağılımına sahip olduğu görülmektedir. Bu ölçü farklılıkları alt- üst bedenler arasındaki oransızlıktan kaynaklanmaktadır.

Bu tezin oluĢturulmasındaki amaç, alt- üst beden ölçü farklılığına sahip kadınların hazır giyim ürünlerinden tayyör/ döpiyes (ceket-etek / pantolon) satın alırken yaĢadıkları problemleri belirlemektir.

Bu araĢtırmanın amacı doğrultusunda aĢağıda yer alan alt amaçlara yanıt aranmıĢtır:

1.Üst ve alt bedende (ceket- etek/ pantolon), uzunluk ölçülerinden kaynaklanan

uyum sorunları nelerdir?

2. Örneklem grubunun; yaĢ grubu, doğum sayısı ve alt beden ölçüleri

değiĢkenleri ile uzunluk ölçülerinden kaynaklanan uyum sorunları arasındaki iliĢkiler nelerdir?

(23)

3. Üst ve alt bedende (ceket- etek/ pantolon), geniĢlik ölçülerinden kaynaklanan

uyum sorunları nelerdir?

4. Örneklem grubunun; yaĢ grubu, doğum sayısı, üst beden ölçüleri ve alt beden

ölçüleri değiĢkenleri ile geniĢlik ölçülerinden kaynaklanan uyum sorunları arasındaki iliĢkiler nelerdir?

5. Giysinin (ceket- etek / pantolon), form ve model özelliğinden kaynaklanan

uyum sorunları nelerdir?

6. Uyum sorunu yaĢayan kadınların, karĢılaĢtıkları problemleri giderme

yöntemleri nelerdir?

1.3. Önem

Kalıp hazırlama giysi üretiminin ilk basamağını oluĢturur ve giysiden istenilen sonucun alınmasında en önemli unsurdur. Modanın giysilere yansıtılması ve geniĢ bir kitlenin vücuduna uyumu konusunda memnuniyetinin kazanılması sağlam temeller üzerine oturtulmuĢ kalıplar gerektirir (Eray ve Gürcan, 2000, s.141).

Giyside temel amaç giyen açısından rahatsızlığa sebebiyet vermemesidir. Giyside kullanım Ģartlarına uygunluk ve rahatsızlık vermemesi dıĢ görünüĢten daha çok ön plana çıkmaktadır. Buna karĢılık modaya uygun ve estetik açıdan cazip giysiler de kullanıcının toplum içinde fark edilme güdüsünü tatmin ederek, psikolojik rahatlamayı sağlayacaktır (Kansoy ve Dirgar, 2004, s.61).

Hazır giyim sektöründe en önemli iĢlemlerden biri üretilecek giysilerin kalıplarının hazırlanmasıdır. Bireyin kendisini rahat hissetmesi ve rahat hareket edebilmesi vücuda uyan, hareket serbestliği sağlayan giysilerle mümkündür. Ancak insanların boyutsal (antropometrik) ölçüleri arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklardan dolayı her insanın kullandığı giysinin vücuda uyması fonksiyonel olması ve rahat hareket olanağı sağlaması için kalıpların antropometrik ölçülerden yararlanılarak hazırlanması gerektirir (Kalınkara ve KayabaĢı, 1995, s.727).

Çoğu kez çizimde kullanılan sabit değerlerin tam olarak neyi ifade ettiği bilinmemekte ya da bu değerler her bir vücut tipine uygulanamamaktadır. Diğer taraftan kalıbı çıkarılacak olan model, kullanılan çizim metoduna temel teĢkil eden standart

(24)

vücut formlarından sapmalar gösterdiği takdirde, elde edilen kalıpların bedene uyumu tam olmamaktadır (Mete, 2000, s. 179).

Hazır giyim, istatistik yöntemlerden yararlanarak bulunan ortalama vücut ölçüleri esas alınarak seri halde üretilen ve tüketici kitlesinin ölçülerine ve beğenilerine göre satılan giyim eĢyalarının tümünü kapsamaktadır (Çoban- Kılınç, 2002, s. )

Seri üretim yapılabilmesi için belirli standart ölçüler dahilinde beden kalıpları hazırlanmaktadır. Her beden grubu, ayrı geniĢlik ve uzunluk ölçülerine sahiptir. Fakat her birey bu standart ölçülerle uyum gösterememekte, hazır giyim ürünlerinde bazı sorunlarla karĢı karĢıya kalmaktadırlar. Standart ölçülere göre hazırlanmıĢ hazır giyim ürünleriyle sorun yaĢayanlar arasında, alt- üst beden ölçü farklılıklarına sahip bireyler de yer almaktadır.

Yapılan araĢtırma sonucunda, alt – üst beden ölçü farklılıklarına sahip kadınların takım bir ürün (tayyör /döpiyes…) satın alırken yaĢadıkları sorunların neler olduğu belirlenmeye; yaĢadıkları güçlükleri ne Ģekilde giderdiklerine dikkat çekmeye çalıĢılmıĢtır.

1.4. Sınırlılıklar

1. AraĢtırma Ankara‟da ikamet eden, alt- üst beden ölçü farklılıklarına sahip kadınlarla

sınırlandırılmıĢtır.

2. AraĢtırma, hazır giyim ürünlerinden tayyör- döpiyesle (ceket- etek/ pantolon) ile

sınırlandırılmıĢtır.

3. AraĢtırma, 20-54 yaĢ aralığında bulunan kadınlarla sınırlandırılmıĢtır.

1.5. Varsayımlar

1.Yapılacak araĢtırmada, alt- üst beden ölçü farklılıklarına sahip kadınlar, hazır giyim

ürünlerinde yaĢadıkları problemlerin belirlenmesi konusunda istekle ankete görüĢlerini belirtmiĢlerdir.

(25)

1.6. Tanımlar

Alt- Üst Beden Farkı: Bireyin, bedenlere göre gruplandırılmıĢ standart ölçü

tablosuna göre, üst beden ölçüleri ile alt beden ölçülerinin farklı beden gruplarında yer alması durumu.

Antropometri: Yunanca anthropo (insan) ve metrikos (ölçme) sözcüklerinden

türetilen antropometri, insan vücudunun boyutları ile ilgilenen özel bir bilim dalıdır (http://www.bitkihastanesi.com/content/view/48/31/). Bu boyutlar; uzunluk, geniĢlik, yükseklik, ağırlık, çevre boyutları gibi farklı teknikleri içerir (Erkan, 1988, s. 100)

Döpiyes: Etek ve ceketin aynı kumaĢ ve aynı kesimden olduğu kadın giysisidir

(http://www.uludagsozluk.com/k/).

Ergonomi: Ġnsanların anatomik özelliklerini, antropometrik karakteristiklerini,

fizyolojik kapasite ve toleranslarını göz önünde tutarak, endüstriyel iĢ ortamındaki tüm faktörlerin etkisi ile oluĢabilecek, organik ve psikososyal stresler karĢısında, sistem verimliliği ve insan-makine- çevre uyumunun temel yasalarını ortaya koymaya çalıĢan, çok disiplinli bir araĢtırma ve geliĢtirme alanıdır (Erkan, 2003, s.17).

Tayyör:Ceket ve etekten oluĢan kadın kıĢlık takım elbisedir (http://www.uludagsozluk.com/k/tayyor/).

(26)

BÖLÜM II

İLGİLİ YAYINLAR VE ARAŞTIRMALAR

2.1. HAZIR GİYİM

2.1.1. Hazır Giyimin Tanımı

Hazır giyim; pamuklu, yünlü ya da sentetik karıĢımlı ipliklerden üretilen dokumaların modaya ve talebe uygun Ģekilde konfeksiyon haline dönüĢtürülmesidir (Uytun, 1996, s.5)

Hazır giyim, insanların giysi ihtiyaçlarını, standart ölçüler esas alınarak, seri üretim yolu ile karĢılayan bir sanayi dalı da olarak tanımlanabilir ( Baysal, 1995, s.7). Ġnsanların kiĢisel özelliklerini yansıtmasının yanı sıra, statü belirleyici özelliği de olan giysiler, kadınların seçimine özen gösterdikleri ve çoğu zaman destek alma gereği duydukları bir yaĢamsal gereksinimdir (Koca ve Koç, 2008, s.172).

Sürekli geliĢme süreci içinde bulunan insanoğlu, ilk zamanlar örtünme amacı ile kullanılan giyim tarzında birçok geliĢme kaydetmiĢ ve zamanla kültürlerin refah düzeyinin artması, teknolojinin geliĢmesi ve moda gibi etkenlerle toplumların, sosyal gereksinimlerini karĢılar hale gelmiĢtir. Öyle ki, insanın doğasında var olan korunma güdüsünün yanında güzel görünme, süslenme, bir gruba ve kategoriye dahil olma, kendini iyi ve güvenli hissetme, hatta kiĢiliğini ortaya koymada rol oynayan önemli bir faktör olarak birden fazla amaca hizmet eder olmuĢtur. Hatta giyim, giderek kiĢilerin toplumsal ve sosyal durumlarını sembolize eder biçime dönüĢmüĢtür (Baysal, 1995, s.6). Toplumun geliĢmesi, onun çeĢitli kesimleri arasında sosyal farkların ortaya çıkması ve derinleĢmesinden dolayı giysiler yalnız insan bedenini dıĢ etkilerden koruma vasıtası olarak kalmamıĢ, aynı zamanda sosyal anlam da kazanmaya baĢlamıĢtır (PaĢayev, 2008, s.13).

YaĢam kalitesini giderek artırma eğiliminde olan birey ve toplumlar için giyim öğeleri sosyal- fiziksel refah ve tatmin aracı olma özelliği taĢımaktadır. Bu özelliğin

(27)

yerine getirilmesinde ise kullanılan ürünlerin vücuda uygunluğu diğer bütün beklentilerin önünde yer almaktadır. Üretim teknolojilerindeki geliĢmeler sonucu kitle ihtiyaçlarına dönüĢen birey ihtiyaçlarının karĢılanmasında, hedef kitlenin özellik ve beklentilerine dair bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır (Çileroğlu, 2006, s. 1).

2.1.2. Hazır Giyimin Tarihçesi

Ġlk insandan günümüze dek giyim ihtiyacı daima sürmüĢtür. Postlara karĢılıklı açılan deliklerin bağlanmasıyla ilk dikiĢ ortaya çıkmıĢtır. Ġnsanlar binlerce yıl dikiĢ dikmek için parmaklarını kullanmıĢlardır. Daha sonraları daha pratik olan el dikiĢi kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Teknik buluĢlar çağı baĢlamadan önce, bütün giyecekler evlerdeki basit olanaklarla karĢılanmaya çalıĢılmıĢtır (Eray, 1998, s.1).

Ġlk insanların giyimleri ile ilgili kalıntılar çok azdır. M.Ö. 5000- 3000 yıllarına ait Mısır‟da bulunan bazı dokuma kalıntıları, yün ve hayvan kılından üretilen keçeler, heykeller, mezar taĢları üzerinde çeĢitli dokuma tasvirleri fikir vermektedir. Giysilerin ilk kez Akdeniz ve yakın doğudaki uygarlıkta yaĢayan insanlar tarafından kullanıldığı ileri sürülmektedir. Derinin o zamanlarda en çok kullanılan materyal olduğu, kemikten yapılmıĢ iğne ve düğmeler ile giysi formu elde edildiği bilinmektedir. Daha sonra dar enli, boyları kısa ilk dokuma kumaĢlara geçiĢ yapılmıĢtır (Bozkurt, 1995, s.3).

Dünyada 6 milyar insanın yaĢadığı düĢünülürse, giysi üretenler için de o kadar farklı vücut tipi vardır. Her tek kiĢiye giysi dikimi olan terzilikle bu kadar yüksek talebe cevap verilemediğinden, dikiĢ makinesinin ilk kullanıma alındığı yıllardan bu yana seri üretim olan hazır giyim gündeme gelmiĢtir (Erdoğan, 1999, s. 453).

1800‟lü yıllardan önce giysiler ısmarlama terzilik ile üretilmekteydi. Hazır giyim ise esirler, denizciler gibi düĢük sosyal statüdeki bireyler için çok az miktarda üretiliyordu. Endüstri devrimine bağlı olarak geliĢen teknoloji ve değiĢen sosyal koĢullar, hazır giyim endüstrisinin doğuĢunu sağlamıĢtır (Bozkurt, 1995, s.3).

Giyimin bir sanayi kolu olarak geliĢmesi dikiĢ makinesinin icadı ile baĢlamıĢ, ayaklı dikiĢ makinesinin geliĢtirmesiyle dikim hızı ve kalitesini etkileyen araçların keĢfi

(28)

birbirini izlemiĢtir. Ġnsanoğlu dakikada 30-40 dikiĢin yapılabildiği el dikiĢinin yerine, dakikada 900 dikiĢ yapan ayaklı dikiĢ makinesini, 1900‟lerin baĢında da dakikada 4000 dikiĢ yapan makineleri kullanmaya baĢlamıĢtır. Bu geliĢmeler dikiĢ zamanını azaltmanın yanında ürünün kalitesini de arttırmıĢtır (Aydın, 1989, s. 2). Günümüzde, teknolojinin geliĢmesiyle birlikte giysi üretiminde kullanılan makineler de geliĢtirilmiĢ ve bilgisayarlı makineler sayesinde üretim çok daha seri bir hal almıĢtır.

Hazır giyim üretiminde dikiĢ makinesinin icat edildiği yıllardan 1970‟lere kadar teknolojik açıdan kayda değer önemli bir ilerleme pek görülmemiĢtir. Bu yüzyıldan sonra, söz konusu sanayi dalında hem makine parkı, hem de fabrika örgütlenme biçimi yönünden önemli yenilikler olmuĢtur. Bunun temel nedeni ise sanayileĢmiĢ ülkelerin yüksek iĢçi ücretlerinden kaynaklanan maliyet artıĢlarını giderebilmek için hazır giyim sanayini emek yoğun bir faaliyet olmaktan çıkararak, sermaye yoğun bir üretim dalı haline getirme çabalarıdır (Özenç, 1987, s.204).

1930-1939 yılları arasında Avrupa‟da baĢlayan ekonomik kriz ve 1940-1947 yıllarında Avrupa‟nın savaĢa girmesi giyim ve giysi alanında dönüm noktası denilecek bir sürecin baĢlamasını gündeme getirmiĢtir. Bu yıllarda Hazır Giyim üretimi ortaya çıkmıĢtır. Hazır Giyim alanındaki ilk uygulamalar üniforma üretimi ile baĢlamıĢtır. Daha sonraları standart beden ölçüleri tespit edilerek, hazır giysi üretimine devam edilmiĢtir. Burada temel amaç, savaĢın ağır koĢullarında az kumaĢla daha çok giysi üretmek, giysi maliyetlerini düĢük tutmak ve toplumun giysi ihtiyacını karĢılamaktır. Giyim alanında yaĢanan bu sadelik 1947‟lerde tekrar canlanarak, Ģekil malzeme ve ilham kaynaklarını da içeren zengin bir döneme girmiĢtir (Arıkan, Yüceer ve Çakar, 1994, s.27).

Ġkinci dünya savaĢı sonrasında artan talep patlaması ile birlikte firmaların rekabette öne çıkardıkları unsur üretim idi. Daha sonra artan üretim miktarı ve firma sayılarıyla birlikte rekabet unsuru maliyet ile yer değiĢtirmiĢtir. 1980‟li yıllara gelindiğinde ise, firmalar ürettikleri mallarda kalite ile rekabet üstünlüğü elde etmenin yollarını aramıĢlardır. 1990‟lı yıllarda ise, kalitenin yanında hız üstünlüğü de önem kazanmaya baĢlamıĢtır. Günümüzde ise, katma değeri yüksek ve bilgi içeriği artan ürünlere doğru bir yönelme olduğunu görüyoruz. 2000‟li yıllarda artık bilgi üstünlüğü

(29)

ile rekabet, dünya genelindeki firma politikalarını etkilemektedir ( Babaarslan, 2007, s.137).

GeçmiĢte hemen tüm giysiler ısmarlama olarak diktiriliyor, hazır giysiler ise düĢük sosyal statüdeki insanlar için az miktarda üretiliyordu. Ancak değiĢen koĢullar ve teknolojik ilerlemeler sonucu ısmarlama üretimin ihtiyaçlara cevap vermemesi, hazır giyimin daha az insan emeği gerektirmesi ve çok daha ekonomik olması nedeniyle günümüzde nüfus grupları tarafından daha çok benimsenmektedir ( Kalınkara ve KayabaĢı, 1995, s.727).

Hızlı bir geliĢme süreci içinde bulunan ülkelerde tüketici ihtiyaç ve isteklerini karĢılamak amacıyla üretim yapılan bu sektörde, tüketiciler zamanla bilinçlenerek beklentileri değiĢmiĢ ve sektörün kendini geliĢtirme zorunluluğunu gündeme getirmiĢtir (Baysal, 1995, s.1-2).

Tekstil ve hazır giyim sanayi, sağladığı istihdam imkanı, üretim sürecinde yaratılan katma değer ve ihracat gelirleri içerisindeki yüksek payı nedeniyle geliĢmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınma sürecinde önemli rol oynayan bir sanayi dalıdır. GeliĢmiĢ ülkelerin 18. Yüzyılda gerçekleĢtirdikleri sanayileĢme sürecine damgasını vuran tekstil ve hazır giyim sanayi, günümüzde de geliĢmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmalarında benzer bir rol oynamaktadır ( Kanoğlu ve Öngüt, 2003, s.24).

2.1.3. Türkiye’de Hazır Giyim

Hazır giyim; moda akımını üzerinde taĢıyan, rahat, ucuz ve kolay giyim Ģeklidir. KiĢiye giyimde model bulma, kumaĢ seçme ve hesaplama, kime ve nasıl diktireceği, düğme seçme vs. aksesuar arama problemlerini yaĢamadan görüp, deneyip, beğendiğini anında giyme zevki ve rahatlığını verir. Günlük yaĢantımızı etkiler. ÇalıĢan kiĢilere kolaylık ve ekonomik yönden kazanç sağlayan evrensel ve toplumsal bir giyim standardıdır (Öztürk, 2000, s. 57).

(30)

Ġnsanların önemli ihtiyaçlarından biri olan giyim, çok eski çağlardan günümüze dek toplum hayatında birçok değiĢiklik göstererek süregelmiĢtir (Komsuoğlu, Ġmer, Seçkinöz, Alpaslan ve Etike, 1986, s.133)

GeliĢen teknoloji ve değiĢen değer yargıları, tüketicilerin yaĢam düzeylerinin de yükselmesiyle, tüm üretim türlerinde olduğu gibi, hazır giyim ürünlerinde de kaliteli ürünü seçme eğilimini ortaya çıkarmıĢ ve böylece, hazır giyim sanayinde kalite denilen olgu, ne istediğini bilen tüketiciler sayesinde önem kazanmıĢtır (Baysal, 1995, s.2).

GeliĢmiĢ ülkelerde olduğu gibi, geliĢmekte olan ülkelerde de kiĢilerin giyim konusunda giysi ihtiyaçlarını seri üretim yolu ile karĢılayan bu sanayi dalına yöneldikleri bir gerçektir ( Baysal, 1995, s.7).

Türkiye‟de Hazır Giyimin temellerinin atılması 1950‟li yıllara rastlamaktadır. Bu yıllarda çocuk giyimi ile baĢlayan hazır giyim üretimi esas geliĢimini 1965 yılından sonra göstermiĢtir. Günümüzde hazır giyim ülkemizde en fazla teĢvik gören sektörler arasında yer almaktadır (Arıkan, Yüceer ve Çakar, 1994, s.28).

Ülkemizde giysi ihtiyacı genel olarak iki Ģekilde karĢılanmaktadır. Bu kaynakların birincisi sipariĢ üzerine provalı dikiĢ diken terziler, ikincisi de seri üretim yapan hazır giyim iĢletmeleridir. SipariĢ giyimin zaman alıcı ve pahalı, hazır giyimin ise daha pratik ve ekonomik olması nedeniyle son yıllarda sipariĢ dikiĢ yerine daha çok hazır giyim tercih edilmektedir (ġener, 1995, s.1).

Tekstil ve hazır giyim sektörü bilindiği gibi ülkemizin hem iç pazarında hem de dıĢ pazarında oldukça büyük bir paya sahiptir. Bu özelliği nedeniyle bu sektördeki önemli geliĢmeler anında ülke ekonomisine yansımakta ve ona olumlu bir ivme vermektedir (Atılgan, 2003, s. 72).

Tekstil sektörü Türkiye için stratejik önemi olan bir sektördür. Ancak, değiĢen tüketici istekleri ve sınırsız ürün çeĢitliliğine sahip dünya piyasalarında ayakta kalabilmek ve rekabet gücünü koruyabilmek için, çağı yakalamak ve yeni teknolojik ürünler sunmak gereklidir. Bu nedenle tekstil ve hazır giyim sektörü için Ar-Ge çalıĢmaları hayati önemde bir zorunluluktur ( Babaarslan, 2007, s.145).

(31)

Türk hazır giyim sektörü, ülke ekonomisine kazandırdığı katma değer, istihdam, net döviz girdisi ve dünya pazarlarında göstermiĢ olduğu baĢarı nedeniyle ülke açısından özel bir öneme sahiptir (Ağaç, 1995, s.2).

Üretim yapısı bakımından hazır giyim sanayi, diğer sanayi dallarına göre daha az sermaye gerektiren ve iĢ gücü yoğun bir üretim dalı olduğu için, ülkemizin üretim etkenleri yapısına uygun bir özellik göstermektedir (Özenç, 1987, s. 205).

Günümüzde hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ülkemiz sanayinin lokomotifi durumundadır. Türkiye‟de geçmiĢi çok eski yıllara dayanan tekstil sektörü, özellikle son yıllardaki yüksek büyüme hızı ile diğer sanayi dalları içerisindeki yerini sağlamlaĢtırmıĢtır (Yazıcıoğlu, Vural ve Üstün, 1993, s.262).

2.2. GİYSİ SEÇİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Tüketicileri ilk planda giysinin modaya uygunluğu ve estetik özellikleri etkiler görünse de, vücuda uyumu ve hareket serbestliği sağlaması giysinin tercih edilmesinde önemli bir etken olmaktadır. Özellikle günlük yaĢam içinde vücut aktivitesi açısından yoğun olan tüketicilerin giysilerinde uyum ve hareket serbestliği estetik özelliklerden önce gelmektedir. Bu nedenle giysi üreticilerinin insan vücudunun fiziksel büyüme ve geliĢimi, vücut oranları, vücut tipleri ve antropometrik ölçülere dayalı tasarımları gerçekleĢtirmeleri hem pazardaki paylarını arttırmaları, hem de toplam kalite anlayıĢının önemli unsurlarından olan tüketici memnuniyetini sağlamaları açılarından önemli görülmektedir (GürĢahbaz, 2001, s.3).

Bireyi, diğerlerinden farklı yapan ve giyim seçimini etkileyen özellikler arasında fiziki yapı, kiĢisel özellikler, içinde yaĢadığımız toplumun adet ve örfleri, kültürel durumu, sosyal hayatı, aile görüĢleri, değerleri ve moda anlayıĢı da bulunmaktadır (Öztürk, 2000, s. 12).

Herhangi bir kiĢinin kendisine yakıĢacak modeli seçebilmesi için kendisini çeĢitli yönleri ile tanıması gerekir. Bu ise ifade edildiği kadar kolay değildir. GeniĢ çapta bilgiye, kültüre ihtiyaç gösterir. Bireyin fiziki yapısının bilinmesi gereklidir. Neyin

(32)

yanlıĢ ve kusurlu olduğu kesin olarak bilinirse düzeltme yolu daha kolayca bulunabilecektir (Erdemgil,1971, s. 11-12).

Teknolojinin ve modanın sürekli değiĢimi, farklı yapılardaki ürünlerin piyasaya sunulmasıyla birlikte, bilinçlenen tüketicilerde giysi satın alma davranıĢlarında yeni eğilimler oluĢmaktadır. Bu eğilimlerin, giysinin tasarımı, kumaĢı, dikiĢ kalitesi, anatomik yapıya uygunluğu ve fiyat ile ilgili parametreler olduğu gözlenmiĢtir. Bu parametreler hazır giyim üreticilerini ve giyim tasarımcılarını yönlendirmiĢ ve tüketicinin eğilimlerini dikkate almak zorunda bırakmıĢtır (Yazıcıoğlu, 1993 ‟ten aktaran Serdar, 1998, s. 1).

Bu tüketici eğilimleri ise çok çeĢitli etkenlere dayanmaktadır. Bunların baĢlıcaları; yaĢ, çevre, moda, kalite, ergonomi, ekonomik durum ve giysi kalıbıdır.

2.2.1. Yaş

YaĢ, giyim seçiminde üzerinde durulması gereken önemli faktörlerden biridir. Çünkü insan, yaĢındaki ilerlemeyle birlikte vücudu da değiĢime uğramakta ve vücutta meydana gelen değiĢikler ise kiĢinin giysi seçimine yansımaktadır.

2.2.2. Çevre

Ġnsan, çevresiyle iletiĢim içerisinde olan bir varlıktır. Bu iletiĢimler sonucu ise hem çevresini etkilemekte hem de çevresinden etkilenmektedir. Çok çeĢitli yönde olabilecek bu etkileĢimlerin baĢında ise giyim unsuru gelmektedir. KiĢinin giysi seçimi küçük yaĢlarda yakın çevresine bağlıyken, ilerleyen yaĢlarda edindiği sosyal çevrenin de etkisiyle aile dıĢı kiĢilerden de büyük ölçüde etkilenmektedir.

Sokaklarda, konser salonlarında, otobüslerde, otellerin asansörlerinde ya da salonlarında, büyük mağazalarda birbirlerini kısa bir an gören, fakat hep kalabalıklar içerisinde yaĢayan insanlar, birbirlerinden bir Ģey isterken aralarındaki iletiĢimin belirleyici ortamını, üzerlerinde taĢıdıkları giysiler oluĢturmaktadır ( Karadülger, 1995, s. 78).

2.2.3. Moda

Giyimi bir gereksinime bağlı olmaktan çıkaran moda, yenilik arama ve değiĢim isteminin baĢlaması olarak nitelenmektedir. Modanın devingen, dinamik ve özgür

(33)

yapısı, bir baĢka etkin modanın doğuĢuna temel oluĢturmakta ve sürekliliği sağlanmaktadır (Bacınoğlu, 1995, s. 1).

Moda sürekli olarak değiĢen, doğrudan ya da dolaylı olarak kiĢilerin giysi seçimini yönlendiren bir kavram, giysinin tüm özelliklerini etkileyen gizemli, itici bir güçtür. Dünyadaki sosyal, ekonomik, siyasal geliĢmeler, doğa, yaĢanılan mekanlar, gözle görülebilen ya da görülmeyip hayal edilen her Ģey modaya verebilir ve her sezon için genel hatlarıyla birtakım görüĢler, kurallar ortaya konur. Hazır giyim üreticilerinin çok büyük bir bölümü doğrudan moda etkisi doğrultusunda hareket ederken, küçük bir bölümü modadan etkilenmezler. Modanın çok az etkileyebileceği iĢ ve çalıĢma elbiseleri, üniforma gibi standart tipte giysilerdir (GürĢahbaz, 2001, s.58).

Güzel giyinmek isteyen bir kimsenin moda akımları dıĢında kalması Ģüphesiz düĢünülemez. Fakat körü körüne modaya uymak da modayı hiç hesaba katmamak kadar hatalıdır. Bir kadın modayı uygularken kiĢisel özelliklerini göz önünde bulundurmalıdır (Erdemgil, 1971, s. 12).

2.2.4. Kalite

Günümüz üretim anlayıĢındaki genel eğilim, gittikçe daha kaliteli bir üretimi gerçekleĢtirebilme doğrultusundadır. Aslında bu durum kaçınılmaz bir zorunluluktur. Yakın zamana kadar kalite sözcüğü, pahalı ile eĢ anlamlı olarak kullanılıyordu. Ancak bugün kalite salt bu Ģekilde algılanmıyor. ġüphesiz kalitenin belli bir maliyeti var ancak diğer yandan üretilen her mal artık daha zor alıcı buluyor. Bu nedenledir ki firmaların uzun vadeli ayakta kalabilmeleri için kaliteyi ön plana çıkarmaları kaçınılmaz görünüyor ve sürekli olarak 21. Yüzyılın kalite kontrol çağı olacağı ısrarla vurgulanıyor (Çoban, 1993, s. 255).

Günlük hayatta birçok alanda karĢımıza çıkan kalite kavramı hazır giyim sektörünün de vazgeçilmez bir parçasıdır. Hazır giyimde kalite denince yalnızca bitmiĢ ürün kalitesi akla gelmemelidir. Zira kalite kavramı öncelikle o ürünü meydana getiren ana ve yardımcı malzemelerin kalitesiyle baĢlamaktadır.

Kaliteli kumaĢ ve malzeme kullanımı, dikiĢ kalitesi ve müĢterinin beden ölçülerine uygunluk bir giysinin niteliğini belirleyen üç önemli faktördür. Bunlardan

(34)

kumaĢ ve malzeme kalitesi tekstil ve giyim yan sanayileri ile ilgili bir durumdur. DikiĢ kalitesi, önemli ölçüde bu alanda çalıĢanların becerilerinin geliĢtirilmesine bağlıdır. Beden ölçülerine uygunluğun sağlanması ise müĢteri kitlenin beden ölçülerini bilmeyi ve bu ölçülere göre kalıp hazırlamayı gerektirir (Aydın, 1989, s. 5).

Kalite çoğunlukla gereksinimlerin uygunluğu olarak tanımlanır. Gereksinimler doğrudan ya da dolaylı olarak müĢteri tarafından Ģartların (ayrıntıların) belirlenmesi yoluyla hazırlanır. Uygunluğun elde edilmesindeki baĢarısızlık, standartların altında bir ürün, kar paylarındaki değer kaybı ya da azalmayla sonuçlanır (Tyler, 1991, s. 25).

2.2.5. Ergonomi

Ergonomi, insanların anatomik özelliklerini, karakteristiklerini, fizyolojik kapasite ve toleranslarını göz önünde tutarak, endüstriyel iĢ ortamındaki tüm faktörlerin etkisi ile oluĢabilecek organik ve psikososyal stresler karĢısında sistem verimliliğini ve insan- makine- çevre uyumunun temel yasalarını ortaya koymaya çalıĢan, çok disiplinli bir araĢtırma ve geliĢtirme alanıdır (Doğan, 2003, s. 38-39).

Antropometri insanların ağırlığını, boyunu, kuvvetini, eriĢim ve hareket sınırlarını ölçmek anlamına gelir. Ergonominin antropometri dalı insan boyutlarını ölçer ve bu verileri yer, kurum, donanım , araç-gereç ve kiĢisel koruyucu araçların kullanıcının boyutlarına uygun halde üretilmesinde kullanılır (Güler, 2001, s.31).

Anatomi, fizyoloji, psikoloji gibi disiplinlerden yararlanan ergonominin giyim konusuna önemli katkılarından söz edilebilir. Bu katkılardan daha çok giyim fizyolojisi ve iklim, antropometri ve fonksiyonel özellikler ile ilgilidir. Bireyin kendisini rahat hissetmesi ve rahat hareket edebilmesi, vücuduna uyan, hareket serbestliği sağlayan, hava koĢullarına uygun giysilerle mümkündür. Rahatlık ve emniyet için olduğu kadar, sosyal tatmin için de giysi tasarımı konusunda ergonomik yaklaĢım önemlidir (Aydinç, 2001, s. 9-10).

Temel ve fizyolojik ihtiyaçlardan biri olan giyinme vücudu dıĢ etkenlerden koruma ve rahatlık sağlamanın yanı sıra bireyin kendini topluma kabul ettirmesi ve beğendirmesi açısından da önem taĢımaktadır. Ġyi ve özenli bir giyim insanların imkanları ölçüsünde uygulamaya çalıĢtığı doğal bir istektir. Bu isteğin gerçekleĢmesi

(35)

fonksiyonel olduğu kadar vücuda uyum sağlayan ve güzel bir görünüm kazandıran giysilerle mümkün olmaktadır ( ġener, 1995,s.1).

Bireyin kendisini rahat hissedebilmesi, vücuduna uygun, hareket serbestliği sağlayan, hava koĢullarına uygun giysilerle mümkündür. Giysi tasarımındaki bu kriterler, tasarımda optimal uyumluluğun önemini ortaya çıkarmaktadır. Bir giysinin estetik ve fonksiyonel karakteristikleri, o giysinin vücuda uygunluğu ile iliĢkilidir. Vücuda uygun bir giysi estetik olarak iyi görüneceği gibi kullanıcı açısından maksimum konforu ve hareket serbestliğini de sağlamalıdır (KiĢoğlu, Çakar ve Bayraktar,2006, s.303).

Son yıllarda hazır giyim üretiminde ortaya çıkan geliĢmeler, giysi tasarımını ön plana çıkarmıĢ ve giysinin ergonomik açıdan insana uyumu dikkat edilmesi gereken en önemli kriterler arasında yer almıĢtır. Bir giysinin ihtiyacı karĢılama düzeyi, öncelikle ergonomik faktörlerin ürün üzerinde bulunmasını gerektirmektedir. Böylece, temel kriterleri üzerinde taĢıyan ürün, ihtiyaçlara cevap vermesi ölçüsünde onu kullanan insanlar tarafından benimsenir ( Vural, Çivitçi ve Ağaç, 2001, s.201)

Tüm dünyada olduğu gibi son yıllarda Türk hazır giyim sanayinde de büyük geliĢmeler olmakta, giysi tasarımı önem kazanarak, „giysinin ergonomik açıdan insana uyumu‟ dikkate alınması gereken unsurlar arasında yer almaktadır ( Aydın, GürĢahbaz, Ö.Kahya, 2003, s. 338).

2.2.6. Ekonomik Yapı

Teknolojik geliĢmelere bağlı olarak yaĢam standartları yükselmekte, ailelerin ekonomik durumları bu yaĢam standartlarının yükselmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle kadınların giysi tüketiminde ailelerin ekonomik durumu ayrı bir önem taĢımaktadır. Çünkü kadınların giyinme ihtiyaçları moda ve beğenilere göre değiĢim göstermekle birlikte ekonomi ve kullanım amacına da bağlıdır (Arıkan, Yüceer ve Çakar, 1994, s.31). KiĢinin ekonomik gelirindeki miktar ne kadar artarsa aile içi bütçe giderlerinde giysiye ayrılan harcama miktarı da o oranda artıĢ gösterecektir.

(36)

2.2.7. Giysi Kalıbı

Bir giysinin estetik ve fonksiyonel karakteristikleri, o giysinin vücuda oturma derecesi ile iliĢkilidir. Vücuda iyi oturan bir giysi estetik olarak iyi görüneceği gibi giyen kiĢi açısından maksimum konforu ve hareket serbestliğini de sağlamalıdır. Giysinin vücuda iyi oturmasını sağlayan pek çok unsur olmasına rağmen bunların baĢında, giysi yapımında kullanılan 2 boyutlu kalıpların vücudun 3 boyutlu formunu doğru olarak yansıtması gelmektedir (Mete, 2001, s.70).

Türkiye‟de ve dünyada hızla geliĢme gösteren konfeksiyon sektörüne teknolojik donanım, üretim sistemleri vb açılardan her gün bir yenilik eklenmektedir. Bununla beraber giysi üretiminin temel taĢı olan kalıp hazırlamanın da önemi artmaktadır ( Eray ve Gürcan, 2000, s.141).

Giysi üretiminin en önemli aĢamalarından olan kalıp hazırlama, kiĢiye özel sipariĢ giysi hazırlama ve seri üretimde; kumaĢtan, zamandan ekonomi sağlama ile giyimin daha geniĢ kitlelere kolayca ulaĢabilmesinde çok önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle giysi kalıbı hazırlama tekniklerinin önemi daha da artmakta ve kalıp hazırlama teknikleri ile ilgili çok çeĢitli çalıĢmalar yapılmaktadır (Kuru ve Soyal, 2004, s. 115).

Bireyin vücut ölçülerine uymayan bir giyecek, güzel görünmeyeceği gibi rahat hareket etmesini de engeller. Bir giysinin vücuda iyi uymaması boyutlarının çok büyük ya da küçük olması anlamına gelir. Bu durum genellikle kalıbın, dolayısıyla giysinin vücuda uygun olmayıĢından kaynaklanır (GürĢahbaz, 2001, s.60).

Hazır giyim sanayinde, ürün kalıplarının hazırlanmasında uygulanan ölçü standartları birbirini tutmamaktadır. Her firma kendi tecrübelerine dayanarak geliĢtirdikleri beden ölçüleri dizilerini uygulamaktadır. Bunun sonucu olarak piyasada çok çeĢitli boyutlarda üretilmiĢ, her bedende uyum sorunları ön plana çıkan giysiler üretilmektedir ( Baysal, 1995, s. 35).

Ölçü kargaĢası içinde halk kendine uygun giysi seçiminde oldukça zorlanmaktadır. Toplumun her kesiminden insanların özelliklerini yansıtan ölçü standartları henüz tam olarak uygulanamadığından, giysi tasarımcıları, kullandıkları

(37)

ölçülerin toplumun özelliklerine yakınlığı oranında hazırladıkları giysiler alıcı bulmaktadır (Mete, 1990 , s. 3).

Hazır giyim sanayindeki önemli iĢlemlerden birisi üretilecek giysilerin kalıplarının hazırlanmasıdır. Uzun dönemde aynı modeli çalıĢan firmalarda bu iĢlem fazla problem yaratmamaktadır. Ancak günümüz pazarlarının az sayıda üretim ve fazla model değiĢikliği isteği, kalıp hazırlama iĢleminin de bilimsel hale getirilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmıĢtır. Bilimsel kuralların kısa sürede öğrenebilinmesi kalıpçılık eğitimini kolaylaĢtırmıĢ ve eski terzi kalıpçılarının tecrübe değerleri dedikleri ve kendine sakladıkları bir takım bilgilerin gerekliliği ortadan kalkmıĢtır. Böylelikle kalıpların hazırlanması hızlanabilirken, bilgisayarların devreye girmesiyle bilimsel teknikte bir çalıĢma gündeme gelmiĢtir. Bilimsel hale getirilecek her konuda olduğu gibi, kalıpçılık konusunda da bazı kuralların öncelikle saptanması ve standart hale getirilmesi gereklidir (Erdoğan, 1993, s. 142).

2.3. VÜCUT TİPLERİ

Bir giysinin istenilen amaca yönelik tasarlanabilmesi için insan vücudunun geometrik yapısının iyi bilinmesi gerekir. Özellikle giysilerde uyum ve hareket serbestliliği, estetik unsurlardan önce geldiğinden, bu tür giysilerin kalıp formunun oluĢturulmasında, vücudun geometrik yapısının bilinerek göz önünde bulundurulması son derece önemlidir (Baysal, 1995, s.26).

Biçim insandan insana değiĢir, vücut tiplerini sınıflandırmak da ancak genel bir ayrım olabilir. Yalnız, vücutların kemik yapılarının değiĢik olduğunu, kendi vücut tipimizi de asla değiĢtiremeyeceğimizi bilmemiz gerekir. Kendi vücudumuzun sınırları içinde kalmasını, bunun verdiği imkanlardan yararlanmasını öğrenmeliyiz. Kadında yaĢ 20‟yi geçtikten sonra iskeletin boyutları kesinlik kazanır (Meredith, 1978, s. 17 ).

Hazır giyim sanayinde, vücut biçimlerindeki sınıflandırmanın yanı sıra, üretim planlaması açısından belirlenmiĢ bir sınıflandırma biçimi kullanılmaktadır. Buna göre boy için; uzun, orta, kısa boy, beden için; göğüs ölçüsünün yarısı olarak çift numara rakamlardan oluĢan beden numaraları belirlenmiĢtir. Hazır giyim sanayinde üretim

(38)

etkenleri yarısına uygun olarak belirlenmiĢ olan bu sınıflandırmanın dayanağı, insan anatomisi incelemeleri sonucu yapılan biçimsel sınıflandırmalardır (Baysal, 1995, s.33).

Vücut biçimlerinin sınıflandırılmasında literatürde en çok geçen iki genel sistem bulunmaktadır. Bunlardan biri alman psikiatrist Ernest Kretschmer tarafından yapılan sınıflandırmadır. Kretschmer insan vücudunu astenik, atletik ve piknik olmak üzere 3 gruba ayırmaktadır. Bu tiplerin özellikleri kısaca Ģöyledir:

2.3.1. Astenik Tip: Zayıf, dar yüzlü, uzun ve dar göğüs kafesli, ince uzun boyunlu,

yağsız vücut tipi (BaĢer, 1983, s. 13). Uzun bir vücut yapısına sahip olan bu tiplerin belirgin özelliklerinden birisi zayıflıktır. Astenik tipler dar omuzlu, ince kol ve bacaklı, ince uzun boyunlu, uzun ve dar göğüs kafesli ve yağsız bir vücuda sahiptirler. Bu tiplerin uzunluk ölçüleri normal değerlerdeyken, ağırlık ve geniĢlik ölçüleri normal değerlerin altında seyreder (ġekil:1) (GürĢahbaz, 2001, s.27 ).

2.3.2. Atletik Tip: Orta ve büyük yapılı, geniĢ omuzlu, ĢiĢkin göğüs kafesli, düz

karınlı, adaleli, gövdenin kalçaya doğru inceldiği vücut tipi (BaĢer, 1983, s. 13). Bu tipte olan insanların en karakteristik tarafları, kemik ve kaslarının fazla geliĢmiĢ ve kuvvetli olmasıdır (Baysal, 1995, s. 27). Atletik tiplerde omuz- göğüs- kalça iliĢkisi trapezi andıracak bir görünüm almıĢtır. Bel ve bacaklar, göğüs ve omuza göre ince ve narindir (ġekil: 2) (Özbek, 1993, s. 83).

(39)

Şekil 2. Atletik Tipler (GürĢahbaz, 2001, s.28)

2.3.3. Piknik Tip: Orta büyüklükte, geniĢ yapılı yumuĢak yüzlü, kısa ve kalın boyunlu

yağlı karınlı olmasına karĢın organlar zarif ve az yağlı vücut tipi (BaĢer, 1983, s. 13). Bu tipte yatay boyutlar, dikey boyutlara üstün durumdadır. BaĢ, göğüs ve karın, ön- arka yönde ve yanlara doğru iyi geliĢmiĢtir. Boyun atletik tiptekinin aksine kısa ve kalındır. Mide hizasında fazla miktarda oluĢan yağ tabakası, kısa ve derin bir yapı arz eden göğüsten ayrılır ve öne doğru çıkıntı yapar (ġekil: 3) (Özbek, 1993, s. 83).

(40)

Bu sınıflandırmada anatomik ve psikolojik özellikler büyük rol oynamaktadır. Vücudun dıĢ görünüĢüne bakılarak daha çok biçimsel bir sınıflandırma 1940‟ta William Sheldan tarafından yapılmıĢtır. Somototiple adıyla bilinen bu sistemde endomorfi, mezomorfi ve ektomorfi olmak üzere üç tip belirlenmektedir (Baysal, 1995, s. 27).

2.3.4. Endomorfi: AĢırı durumda vücut yapısı küreleĢir. Yuvarlak kafa, ĢiĢman göbek,

ince ayak bileği, göğüs ve kalça iskeleti önden arkaya geniĢ olan vücut tipidir (Baysal, 1995, s. 27). Küresel bir yapıya sahip olan endomorfik tipler, yuvarlak kafa, göğse kadar ĢiĢman göbek, zayıf kol ve bacaklar, kolun ve baldırın üst kısmında yağlanmalar, el ve ayak bileklerinin inceliğiyle penguene benzetilebilirler. Bu tiplerin karakteristik özelliklerinden biri de; göğüs ve kalça derinliğinin, göğüs ve kalça geniĢliğinden fazla olmasıdır (GürĢahbaz, 2001, s. 29). Vücut oldukça ağırdır ama, kemik yapısının iri olması da gerekmez. Vücudun her yanı yuvarlaktır, karınla bel kısmı toplucadır. Omuzlar genellikle kalçalardan dardır. Bu tipin ideal sayılanında kaslar esnektir; vücut yuvarlak hatlı olmakla birlikte, fazla yağ yoktur (ġekil: 4) (Meredith, 1978, s. 18 ).

(41)

2.3.5. Mezomorfi: AĢırı durumda kübik, iri kafalı, geniĢ omuzlu ve göğüslü, ağır kaslı

kollu ve ayaklı, yağsız klasik herkül tipidir (BaĢer, 1983, s. 14). AĢırı mezomorfiler klasik herküllerdir. Sağlam kas ve kemikleri, uzun ve kuvvetli boyun, geniĢ göğüs, geniĢ omuzlar, adaleli kol, kalın bilek, el ve parmaklar, geniĢ adaleli karın, yuvarlak düĢük bel, kaba kalça ve üst bacaklara sahiptirler. Mezomorfi tiplerin deri altı yağ miktarı minimumdur (GürĢahbaz, 2001, s. 29). Bu tipte kemikler orta ya da kalındır. Mezomorflar atletik yapılı da olabilirler. Bazen vücutta biraz omuz yuvarlaklığı da görülebilir. Ancak, göğüs çevresi geniĢtir, alt kaburgaların bulunduğu kısım, belle kalçalar belirli Ģekilde incedir. Bazen bu tipin omuzları çok geniĢ, vücudu da çok güçlü olabilir. Ġdeal sayılan mezomorf tipte kemikler, kaslar güçlüdür. Vücutta pek yağ yoktur, kalçalar da pek geniĢ olmaz (ġekil: 5) (Meredith, 1978, s. 17-18 ).

Şekil 5. Mezomorfi Tipler (GürĢahbaz, 2001, s.30)

2.3.6. Ektomorfi: AĢırı duruma lineer adam olarak tanımlanabilir. Ġnce, zayıf yüzlü,

geniĢ alınlı, ince ve dar göğüs ve karınlı, uzun kollu ve bacaklı vücut tipidir (BaĢer, 1983, s. 14). Bu tipte kemik yapısı incedir. Önden ve yandan bakıldığında da vücut ince durur. Omuzlar dardır, çoğu zaman kalçalar daha da dar olur. Ġdeal sayılabilecek zayıflıktaki vücutta yağ yoktur, kaslar belirsizdir. Göğüsler de küçüktür (ġekil: 6) (Meredith, 1978, s. 17 ).

(42)

Şekil 6. Ektomorfi Tipler (GürĢahbaz, 2001, s.31)

2.4. VÜCUT YAPISI

Hipocrates, M.Ö. 400‟lerde iki ana beden yapısını; kısa- ĢiĢman ve uzun- zayıf olarak tarif etti. Yüzyıllar boyunca, özellikle orta çağda vücut yapıları ve çeĢitleri ile hastalıklar arasında büyük bir iliĢki olduğuna inanıldı (Zorba, 2005, s.15).

Tüm canlılar gibi insanın da genetik yapısı ve çevresel etmenlerin etkileĢimiyle karakterleri ortaya çıkar. Her insanın dolayısıyla her toplumun kendine özgü bir genetik yapısı ve çevresi olduğundan, her toplumun kendine özgü karakterlerinin olması doğaldır ( Akın, K.Özer ve Gültekin, 2003, s. 16).

Ġnsanın doğumundan baĢlayarak geçirdiği anatomik ve fizyolojik geliĢim düzeyi bir ara duraklama gösterip yaĢlılık düzeyinde de geriye dönmektedir. Bu süreçte oluĢan anatomik farklılıklar boy, kilo, yapısal geniĢlik vb. etkenler giysi seçimini büyük oranda etkilemektedir ( Eray ve Aras, 2000, s.132)

Giysi boyutlarının kontrolü onu çalıĢan kiĢiye bağlı olurken diğer değiĢken olan vücut ölçüleri; kontrol dıĢı olup ırk, kalıtsal özellik ve yaĢam koĢulları gibi değiĢkenlere bağlıdır (Erdoğan, 2000, s. 5).

Şekil

Şekil 1. Astenik Tipler (GürĢahbaz, 2001, s.28)
Şekil 2. Atletik Tipler (GürĢahbaz, 2001, s.28)
Şekil 4. Endomorfi Tipler (GürĢahbaz, 2001, s.30)
Şekil 5. Mezomorfi Tipler (GürĢahbaz, 2001, s.30)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Gül Bahçesi İşte Güllerimiz İşte Bülbüllerimiz, Erzincan, Özsöz Matbaası.?. Hakikatten söyleĢirler Hayır, sevap düĢünürler Fakire yardım ederler Ahlâkı

Bu çalışmada boswellia serrata’dan elde edilen AKBA formu bosvelik asit ile kemik iliği kaynaklı mezenkimal kök hücrelerin tiroid kanseri türleri içerisinde en agressif

Çalışmamızda kadınların çoğunun sezaryen ameliyatı öncesi yüksek anksiyete yaşadığı, doğum öncesi bakımın alındığı sağlık kurumunun ve profesyonelinin, sezaryen

İdarenin genel bir bilgi verme yükümlülüğü söz konusu olmamakla birlikte, Türkiye'de 2003 yılında yürürlüğe giren Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca hazırlanan

ÇÖD: Çiçeklenme Öncesi Dönem, ÇD: Çiçeklenme Dönemi Koza açma gün sayısı bakımından en düşük değer çiçeklenme öncesi dönemde yaprağa uygulanan humik asit

BENDEN DE YÜZ ALTIN Sultansöyün kendi kendine bir müd­ det düşündükten sonra, sonunda Mirali’ye görüşünü sormuş:.. -Dostum

Bu çalışmada amacımız gebelik dönemindeki epilepsi tanılı hastaların nöbet tipine göre nöbet sıklığının belirlenmesi ve uygun dozda en uygun AEİ tedavinin

Aynı zamanda, idrar yaparken ağrı ve kaşıntı yaşayan kadınların %48,6’sı- nın vajinal duş yaptığı ve aralarındaki farkın önemli olduğu belirlenmiştir (Tablo