• Sonuç bulunamadı

İLGİLİ YAYINLAR VE ARAŞTIRMALAR

2.2. GİYSİ SEÇİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Tüketicileri ilk planda giysinin modaya uygunluğu ve estetik özellikleri etkiler görünse de, vücuda uyumu ve hareket serbestliği sağlaması giysinin tercih edilmesinde önemli bir etken olmaktadır. Özellikle günlük yaĢam içinde vücut aktivitesi açısından yoğun olan tüketicilerin giysilerinde uyum ve hareket serbestliği estetik özelliklerden önce gelmektedir. Bu nedenle giysi üreticilerinin insan vücudunun fiziksel büyüme ve geliĢimi, vücut oranları, vücut tipleri ve antropometrik ölçülere dayalı tasarımları gerçekleĢtirmeleri hem pazardaki paylarını arttırmaları, hem de toplam kalite anlayıĢının önemli unsurlarından olan tüketici memnuniyetini sağlamaları açılarından önemli görülmektedir (GürĢahbaz, 2001, s.3).

Bireyi, diğerlerinden farklı yapan ve giyim seçimini etkileyen özellikler arasında fiziki yapı, kiĢisel özellikler, içinde yaĢadığımız toplumun adet ve örfleri, kültürel durumu, sosyal hayatı, aile görüĢleri, değerleri ve moda anlayıĢı da bulunmaktadır (Öztürk, 2000, s. 12).

Herhangi bir kiĢinin kendisine yakıĢacak modeli seçebilmesi için kendisini çeĢitli yönleri ile tanıması gerekir. Bu ise ifade edildiği kadar kolay değildir. GeniĢ çapta bilgiye, kültüre ihtiyaç gösterir. Bireyin fiziki yapısının bilinmesi gereklidir. Neyin

yanlıĢ ve kusurlu olduğu kesin olarak bilinirse düzeltme yolu daha kolayca bulunabilecektir (Erdemgil,1971, s. 11-12).

Teknolojinin ve modanın sürekli değiĢimi, farklı yapılardaki ürünlerin piyasaya sunulmasıyla birlikte, bilinçlenen tüketicilerde giysi satın alma davranıĢlarında yeni eğilimler oluĢmaktadır. Bu eğilimlerin, giysinin tasarımı, kumaĢı, dikiĢ kalitesi, anatomik yapıya uygunluğu ve fiyat ile ilgili parametreler olduğu gözlenmiĢtir. Bu parametreler hazır giyim üreticilerini ve giyim tasarımcılarını yönlendirmiĢ ve tüketicinin eğilimlerini dikkate almak zorunda bırakmıĢtır (Yazıcıoğlu, 1993 ‟ten aktaran Serdar, 1998, s. 1).

Bu tüketici eğilimleri ise çok çeĢitli etkenlere dayanmaktadır. Bunların baĢlıcaları; yaĢ, çevre, moda, kalite, ergonomi, ekonomik durum ve giysi kalıbıdır.

2.2.1. Yaş

YaĢ, giyim seçiminde üzerinde durulması gereken önemli faktörlerden biridir. Çünkü insan, yaĢındaki ilerlemeyle birlikte vücudu da değiĢime uğramakta ve vücutta meydana gelen değiĢikler ise kiĢinin giysi seçimine yansımaktadır.

2.2.2. Çevre

Ġnsan, çevresiyle iletiĢim içerisinde olan bir varlıktır. Bu iletiĢimler sonucu ise hem çevresini etkilemekte hem de çevresinden etkilenmektedir. Çok çeĢitli yönde olabilecek bu etkileĢimlerin baĢında ise giyim unsuru gelmektedir. KiĢinin giysi seçimi küçük yaĢlarda yakın çevresine bağlıyken, ilerleyen yaĢlarda edindiği sosyal çevrenin de etkisiyle aile dıĢı kiĢilerden de büyük ölçüde etkilenmektedir.

Sokaklarda, konser salonlarında, otobüslerde, otellerin asansörlerinde ya da salonlarında, büyük mağazalarda birbirlerini kısa bir an gören, fakat hep kalabalıklar içerisinde yaĢayan insanlar, birbirlerinden bir Ģey isterken aralarındaki iletiĢimin belirleyici ortamını, üzerlerinde taĢıdıkları giysiler oluĢturmaktadır ( Karadülger, 1995, s. 78).

2.2.3. Moda

Giyimi bir gereksinime bağlı olmaktan çıkaran moda, yenilik arama ve değiĢim isteminin baĢlaması olarak nitelenmektedir. Modanın devingen, dinamik ve özgür

yapısı, bir baĢka etkin modanın doğuĢuna temel oluĢturmakta ve sürekliliği sağlanmaktadır (Bacınoğlu, 1995, s. 1).

Moda sürekli olarak değiĢen, doğrudan ya da dolaylı olarak kiĢilerin giysi seçimini yönlendiren bir kavram, giysinin tüm özelliklerini etkileyen gizemli, itici bir güçtür. Dünyadaki sosyal, ekonomik, siyasal geliĢmeler, doğa, yaĢanılan mekanlar, gözle görülebilen ya da görülmeyip hayal edilen her Ģey modaya verebilir ve her sezon için genel hatlarıyla birtakım görüĢler, kurallar ortaya konur. Hazır giyim üreticilerinin çok büyük bir bölümü doğrudan moda etkisi doğrultusunda hareket ederken, küçük bir bölümü modadan etkilenmezler. Modanın çok az etkileyebileceği iĢ ve çalıĢma elbiseleri, üniforma gibi standart tipte giysilerdir (GürĢahbaz, 2001, s.58).

Güzel giyinmek isteyen bir kimsenin moda akımları dıĢında kalması Ģüphesiz düĢünülemez. Fakat körü körüne modaya uymak da modayı hiç hesaba katmamak kadar hatalıdır. Bir kadın modayı uygularken kiĢisel özelliklerini göz önünde bulundurmalıdır (Erdemgil, 1971, s. 12).

2.2.4. Kalite

Günümüz üretim anlayıĢındaki genel eğilim, gittikçe daha kaliteli bir üretimi gerçekleĢtirebilme doğrultusundadır. Aslında bu durum kaçınılmaz bir zorunluluktur. Yakın zamana kadar kalite sözcüğü, pahalı ile eĢ anlamlı olarak kullanılıyordu. Ancak bugün kalite salt bu Ģekilde algılanmıyor. ġüphesiz kalitenin belli bir maliyeti var ancak diğer yandan üretilen her mal artık daha zor alıcı buluyor. Bu nedenledir ki firmaların uzun vadeli ayakta kalabilmeleri için kaliteyi ön plana çıkarmaları kaçınılmaz görünüyor ve sürekli olarak 21. Yüzyılın kalite kontrol çağı olacağı ısrarla vurgulanıyor (Çoban, 1993, s. 255).

Günlük hayatta birçok alanda karĢımıza çıkan kalite kavramı hazır giyim sektörünün de vazgeçilmez bir parçasıdır. Hazır giyimde kalite denince yalnızca bitmiĢ ürün kalitesi akla gelmemelidir. Zira kalite kavramı öncelikle o ürünü meydana getiren ana ve yardımcı malzemelerin kalitesiyle baĢlamaktadır.

Kaliteli kumaĢ ve malzeme kullanımı, dikiĢ kalitesi ve müĢterinin beden ölçülerine uygunluk bir giysinin niteliğini belirleyen üç önemli faktördür. Bunlardan

kumaĢ ve malzeme kalitesi tekstil ve giyim yan sanayileri ile ilgili bir durumdur. DikiĢ kalitesi, önemli ölçüde bu alanda çalıĢanların becerilerinin geliĢtirilmesine bağlıdır. Beden ölçülerine uygunluğun sağlanması ise müĢteri kitlenin beden ölçülerini bilmeyi ve bu ölçülere göre kalıp hazırlamayı gerektirir (Aydın, 1989, s. 5).

Kalite çoğunlukla gereksinimlerin uygunluğu olarak tanımlanır. Gereksinimler doğrudan ya da dolaylı olarak müĢteri tarafından Ģartların (ayrıntıların) belirlenmesi yoluyla hazırlanır. Uygunluğun elde edilmesindeki baĢarısızlık, standartların altında bir ürün, kar paylarındaki değer kaybı ya da azalmayla sonuçlanır (Tyler, 1991, s. 25).

2.2.5. Ergonomi

Ergonomi, insanların anatomik özelliklerini, karakteristiklerini, fizyolojik kapasite ve toleranslarını göz önünde tutarak, endüstriyel iĢ ortamındaki tüm faktörlerin etkisi ile oluĢabilecek organik ve psikososyal stresler karĢısında sistem verimliliğini ve insan- makine- çevre uyumunun temel yasalarını ortaya koymaya çalıĢan, çok disiplinli bir araĢtırma ve geliĢtirme alanıdır (Doğan, 2003, s. 38-39).

Antropometri insanların ağırlığını, boyunu, kuvvetini, eriĢim ve hareket sınırlarını ölçmek anlamına gelir. Ergonominin antropometri dalı insan boyutlarını ölçer ve bu verileri yer, kurum, donanım , araç-gereç ve kiĢisel koruyucu araçların kullanıcının boyutlarına uygun halde üretilmesinde kullanılır (Güler, 2001, s.31).

Anatomi, fizyoloji, psikoloji gibi disiplinlerden yararlanan ergonominin giyim konusuna önemli katkılarından söz edilebilir. Bu katkılardan daha çok giyim fizyolojisi ve iklim, antropometri ve fonksiyonel özellikler ile ilgilidir. Bireyin kendisini rahat hissetmesi ve rahat hareket edebilmesi, vücuduna uyan, hareket serbestliği sağlayan, hava koĢullarına uygun giysilerle mümkündür. Rahatlık ve emniyet için olduğu kadar, sosyal tatmin için de giysi tasarımı konusunda ergonomik yaklaĢım önemlidir (Aydinç, 2001, s. 9-10).

Temel ve fizyolojik ihtiyaçlardan biri olan giyinme vücudu dıĢ etkenlerden koruma ve rahatlık sağlamanın yanı sıra bireyin kendini topluma kabul ettirmesi ve beğendirmesi açısından da önem taĢımaktadır. Ġyi ve özenli bir giyim insanların imkanları ölçüsünde uygulamaya çalıĢtığı doğal bir istektir. Bu isteğin gerçekleĢmesi

fonksiyonel olduğu kadar vücuda uyum sağlayan ve güzel bir görünüm kazandıran giysilerle mümkün olmaktadır ( ġener, 1995,s.1).

Bireyin kendisini rahat hissedebilmesi, vücuduna uygun, hareket serbestliği sağlayan, hava koĢullarına uygun giysilerle mümkündür. Giysi tasarımındaki bu kriterler, tasarımda optimal uyumluluğun önemini ortaya çıkarmaktadır. Bir giysinin estetik ve fonksiyonel karakteristikleri, o giysinin vücuda uygunluğu ile iliĢkilidir. Vücuda uygun bir giysi estetik olarak iyi görüneceği gibi kullanıcı açısından maksimum konforu ve hareket serbestliğini de sağlamalıdır (KiĢoğlu, Çakar ve Bayraktar,2006, s.303).

Son yıllarda hazır giyim üretiminde ortaya çıkan geliĢmeler, giysi tasarımını ön plana çıkarmıĢ ve giysinin ergonomik açıdan insana uyumu dikkat edilmesi gereken en önemli kriterler arasında yer almıĢtır. Bir giysinin ihtiyacı karĢılama düzeyi, öncelikle ergonomik faktörlerin ürün üzerinde bulunmasını gerektirmektedir. Böylece, temel kriterleri üzerinde taĢıyan ürün, ihtiyaçlara cevap vermesi ölçüsünde onu kullanan insanlar tarafından benimsenir ( Vural, Çivitçi ve Ağaç, 2001, s.201)

Tüm dünyada olduğu gibi son yıllarda Türk hazır giyim sanayinde de büyük geliĢmeler olmakta, giysi tasarımı önem kazanarak, „giysinin ergonomik açıdan insana uyumu‟ dikkate alınması gereken unsurlar arasında yer almaktadır ( Aydın, GürĢahbaz, Ö.Kahya, 2003, s. 338).

2.2.6. Ekonomik Yapı

Teknolojik geliĢmelere bağlı olarak yaĢam standartları yükselmekte, ailelerin ekonomik durumları bu yaĢam standartlarının yükselmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle kadınların giysi tüketiminde ailelerin ekonomik durumu ayrı bir önem taĢımaktadır. Çünkü kadınların giyinme ihtiyaçları moda ve beğenilere göre değiĢim göstermekle birlikte ekonomi ve kullanım amacına da bağlıdır (Arıkan, Yüceer ve Çakar, 1994, s.31). KiĢinin ekonomik gelirindeki miktar ne kadar artarsa aile içi bütçe giderlerinde giysiye ayrılan harcama miktarı da o oranda artıĢ gösterecektir.

2.2.7. Giysi Kalıbı

Bir giysinin estetik ve fonksiyonel karakteristikleri, o giysinin vücuda oturma derecesi ile iliĢkilidir. Vücuda iyi oturan bir giysi estetik olarak iyi görüneceği gibi giyen kiĢi açısından maksimum konforu ve hareket serbestliğini de sağlamalıdır. Giysinin vücuda iyi oturmasını sağlayan pek çok unsur olmasına rağmen bunların baĢında, giysi yapımında kullanılan 2 boyutlu kalıpların vücudun 3 boyutlu formunu doğru olarak yansıtması gelmektedir (Mete, 2001, s.70).

Türkiye‟de ve dünyada hızla geliĢme gösteren konfeksiyon sektörüne teknolojik donanım, üretim sistemleri vb açılardan her gün bir yenilik eklenmektedir. Bununla beraber giysi üretiminin temel taĢı olan kalıp hazırlamanın da önemi artmaktadır ( Eray ve Gürcan, 2000, s.141).

Giysi üretiminin en önemli aĢamalarından olan kalıp hazırlama, kiĢiye özel sipariĢ giysi hazırlama ve seri üretimde; kumaĢtan, zamandan ekonomi sağlama ile giyimin daha geniĢ kitlelere kolayca ulaĢabilmesinde çok önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle giysi kalıbı hazırlama tekniklerinin önemi daha da artmakta ve kalıp hazırlama teknikleri ile ilgili çok çeĢitli çalıĢmalar yapılmaktadır (Kuru ve Soyal, 2004, s. 115).

Bireyin vücut ölçülerine uymayan bir giyecek, güzel görünmeyeceği gibi rahat hareket etmesini de engeller. Bir giysinin vücuda iyi uymaması boyutlarının çok büyük ya da küçük olması anlamına gelir. Bu durum genellikle kalıbın, dolayısıyla giysinin vücuda uygun olmayıĢından kaynaklanır (GürĢahbaz, 2001, s.60).

Hazır giyim sanayinde, ürün kalıplarının hazırlanmasında uygulanan ölçü standartları birbirini tutmamaktadır. Her firma kendi tecrübelerine dayanarak geliĢtirdikleri beden ölçüleri dizilerini uygulamaktadır. Bunun sonucu olarak piyasada çok çeĢitli boyutlarda üretilmiĢ, her bedende uyum sorunları ön plana çıkan giysiler üretilmektedir ( Baysal, 1995, s. 35).

Ölçü kargaĢası içinde halk kendine uygun giysi seçiminde oldukça zorlanmaktadır. Toplumun her kesiminden insanların özelliklerini yansıtan ölçü standartları henüz tam olarak uygulanamadığından, giysi tasarımcıları, kullandıkları

ölçülerin toplumun özelliklerine yakınlığı oranında hazırladıkları giysiler alıcı bulmaktadır (Mete, 1990 , s. 3).

Hazır giyim sanayindeki önemli iĢlemlerden birisi üretilecek giysilerin kalıplarının hazırlanmasıdır. Uzun dönemde aynı modeli çalıĢan firmalarda bu iĢlem fazla problem yaratmamaktadır. Ancak günümüz pazarlarının az sayıda üretim ve fazla model değiĢikliği isteği, kalıp hazırlama iĢleminin de bilimsel hale getirilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmıĢtır. Bilimsel kuralların kısa sürede öğrenebilinmesi kalıpçılık eğitimini kolaylaĢtırmıĢ ve eski terzi kalıpçılarının tecrübe değerleri dedikleri ve kendine sakladıkları bir takım bilgilerin gerekliliği ortadan kalkmıĢtır. Böylelikle kalıpların hazırlanması hızlanabilirken, bilgisayarların devreye girmesiyle bilimsel teknikte bir çalıĢma gündeme gelmiĢtir. Bilimsel hale getirilecek her konuda olduğu gibi, kalıpçılık konusunda da bazı kuralların öncelikle saptanması ve standart hale getirilmesi gereklidir (Erdoğan, 1993, s. 142).

Benzer Belgeler