A beetoin nüfus kay d ın d a adı N uriye A slında adı bu değildi, Annesi ona "Küzea'1'a d m ı vermiş... Nüfus Memuru bu adı anlam am ış, N uriye olarak kaydetm iş. Ona hiçkimse (N uriye d em ed i, asıl adı "Nüzer''di. "Nüzer" herkes tarafından bilinen ye söyle- n e n 'a d ı i d i F a tım a 'y ı‘"Fadime", H üseyin’i "Ütfuaet^ "Abdulİah"ı "Ap- di% ',J:İ^Uhammed,,i 'M efam etyapan Anado l u * ^ * - acaba hangi adı "Nüzer"e dönüştür- m üf te .B ü n u gerçek anlam da bugün dahi bil- m îjm ^ llâ ik n e m e babam da "Ntfczer” derdi *uai% ^ ^ u b u a a r" , "Nühttzâ" şeklinde hitap e ^ ^ î b r î 'd a dt^dFum. Ben üniversite öğrenci' lİjİ^ d & û fcugüne an n e m in gerçek adt- rtm>;Ruh«ar'' olduğunu benimsemiştim. Son radan ailenin, öteki edebiyatçısı, annemin kü çük gelini bu adın "Nev-Zer" den gelebileceği- ni söyledi.. M uhtemeldir dedim. Ben yıllardır "Ruli*arHı benimsemiş kızıma "RuHsar Selfr- nay "adını vermiştim.
Boğazlıyan’m Y enikışla adlı ^Türkmen" köyünde doğan ve Sarikaya’ya bağlı ftn â rk a - ya adlı "Türk” köyüne "gelin" gelip beş evlat yetiştiren annem i 29 Kasım 1995 tarihinde 65 yaşında, bu dünyada ebediyyen kaybettim.
'■ Ana dilimi ondan öğrendim. Onun ninni leri, türküleri, ağıtları ile çocukluğum geçti. O nun kök boya ile boyayıp nak ış nakış doku duğu halılarda, kilimlerde oturdum . Ördüğü poraplarlaayftklarm t, "elHk°lerle ellerim ışın dı. Yemekleriyle boynm,raaBaliarıyla ruhum yüceldi. Nasihatlerinizi, ara sın a sıkıştırdığı atasözleri hayat felsefemi belirlememde reh ber oldu. Gün geldi ben folklorcu oldum. Bu hâzinenin farkına vardım . Ama. yıllar geçmiş annem bir. çok m asalı, ninniyi .‘unutm uştu. U nutm adıklarını toplam aya çalıştım. H a tır ladıklarım ı h atırlattım . Bugün elimde kala nın, parm ak larım ın a ra sın d an dökülmeye nam zet, um m andan alınm ış b ir damİa oldu
ğunu görüyorum. O dam lanın folklor umma- nına katılm alıgerektiğini biliyorum. Beı j ök süz bırakışının beşinci gününde de olsam, bu . görevimi yerine getirmem gerektiğine inanı yorum . Bugün karıştırd ığ ım defterlerim in *
arasından bulabildiğim bir kaç atasözü, b ir > türkü ve bir m asalı buraya kaydediyorum.
A) ATASÖZLERİ
! Annemden derlediğim atasözlerinin sayıaı - az olmakla birlikte, ben forklorculuğu meslek olarak seçtikten sonra uzun yıllar içinde tabiî ortam da tesbit edilmiştir. Yani .annemin yıl larca dinlediğim öğütlerinin, değer yargıları nın arasından çekilip alınm ıştır. Bu sebeple hangi anlam da ve niçin sözlendiği bizce ma-
v lum ve hafızamızda mahfuzdur. Atasözünün
anlamı ve kullanılış alanı hakkında okuyucu ya- fikir vermek m aksadıyla, b azılarına kısa açıklam alar koymayı geı«kli gördük.
1) Abdalm giydiği aba Biri dururken birine tövbe , (tki evliHk için söylenmiştir.)
2) Aşıl azmaz bal kokmaz . Git yağma tuz a t
(Asaletin önemi için söylenmiştir.) 3) At yor adam yor cins ara ' (Evlenilecek kişiyi aaaletli in sa n la r ara-sm danseçm ek gerektiğini belirtm ek için söy lenmiştir.)
.. 4) Boynuz koça yük olmaz : * (E badın, aileye y ü k ' olm ayacağı fikrini vurgulamak için söylenmiştir.)
5) Kaim ince deme eğir koy > O ğlankfi <^eme doğur kpy
(Çok çocuk sahibi okdak gerektiğini be lirtm ek için söylenmiştir.) '
6) K uru ağacın dibinde kimse oturm az (Çocuksuz aileler için söylenmiştir.) 7) Koca öküzün evleği derin olur (fivlek:
Nadas
sırasında sabanın toprakta açtığı yarık. Yaşlı ve tecrübeli insanların de ğerini bilmek gerektiğimi ifade etm ek fikriyle söylehmiştir.)84
M illî Folklor
8) Var ergene Kaygısız gir yorgana •
9) Hem köylü koyunu olup hem Örüm ya- y ılınmaz
(örüm : Tan vakti koyunlann topluca otla tılm ası. Külfetsiz nim et olmayacağım an lat m ak için söylenmiştir.)
10) Ulu sözü duymayan uluya uluya yazı da kalır,
11) ö k ü z ü kesm işler gönüm ü düvenin üzerine atın dömiş
(ööh: Hayvanın derisi. Düve: Henüz do ğurma vaktine gelmemiş inek.)
(însan gönlünün yaşlanm ayacağı fikrini anlatm ak için söylenmiştir.)
12) T arla satanla avrat boşayanın akim dan çıkmaz
/ B) TÜRKÜ
Annem çok sessiz bir insandı eğlencede, düğünde. Acılı günlerinde "Deyişet" dediği ağıtları söylerdi.' Eşim le birlikte' ziyaretine gittiğim bir bayram gününde söylediği türkü yü nasılsa kaydetmişim bir yerlere...
Giydiğim hara Yanları para ' Allah onara
, Hoş geldin gelinim hoş geldin Celep oğlana eş geldin Giydiğim çiçekli Y anlan bıçaklı G elin^etirdim Çifte Köçekli
Hoş geldin gelinim hoş geldin Celep oğlana eş geldin Giydiğim atlas İğneler batmaz Birtecik oğlum Yalınız yatmaz
Hoş geldin gelinim hoş geldin Celep oğlana eş geldin Evimizin önü bakla
Güvercinler dörter takla ı Al beni sinende sakla
Hoş gşldin gejinim hoş geldin Celep oğlana eş geldin C) MASAL
Bu m asal, annem in en iyi bildiği ve en çok anlatığı masaldı. Bu m asalı onun çocukla rı olarak hepimiz dinledik. Son olarak kızım dinledi. Oğlum "Masal Çağı"na gelmeden an nem gitti. K ısm et olursa ben oğluma an lata cağım. Bu m asalı "Masal ÇağTna gelen ve ge lecek olan bütün ço cu k lara, arm ağan ediyo
rum. Bu masal, bu m asalın anlatıldığı dil ya şadıkça annemin çocukların masal dünyasın da da yaşayacağını bilmek bana bir nebze de olsa huzur veriyor.
-YEDİ KARDEŞİN BÎR BACISI
Yedi kardeş varmış. Yedi kardeşin de bir 'bacısı varmış. Görüm, gelinden su istem iş. Geliri, suyun içinde bir yangıc (suda yaşayan bir çeşit kurtçuk) ile vermiş. Yedi kardeş ava gitmişler. Gelmişler ki bacılarının kam ı şiş miş. "Bacım niye k atn ın şişiyor?" deyince, "bilmiyorum" demiş. Gelin de demiş ki "Siz ava gidince bacınız kötü yolda bulundu, on dan k am ı şişiyor" demiş. Ne yapalım bacımızı dem işler "Götürelim bacımızı dağın tepesine bırakalım gelelim" demişler. Bacılarına, "ba cım, gel sen bizimle ava gidelim." T uttuğu muz avları koyacak yer bulamıyoruz. Sen on ları tut" demişler. Bir av tu tu p eline verm iş ler ve orada mrakıp gitmişler. O nlar eve dö nünce, kıza bir atlı ra st geliyor, kızı alıp gidi yor. Götüren atlı kızı kendine hanım ediyor. Bu adam oda sahibiymiş. Oda işletirmiş. Bu aldığı avrattan, Şemsi’den bir oğlan oluyor. Oğlan büyüyor. Oğluna diyor ki "Oğlum, yedi yolun çatm a çık
Yedi kardeş yeğeniyim Şemsiye Doğan1 ıyıın Sel aşşığım sel
diye bağır” diyor. Yedi atlı o yoldan geçi yor. Çocuktan cevap alıyorlar. Bir daha söyle diyorlar. Oğlan "annemin adı Şemsi" diyor. "Odanız v ar mı oğlum?" diyorlar. O da "Oda- mıp var" diyor. O da "Göster odanıza gidelim" diyor. Kapıyı çahyör, varıyor. ‘Yedi atlı geldi" diyor kocası. "Ben atları içeri çekeyim sen ye mek hazırla" diyor. O vakit kız biliyor. Yüzü ğünü yemeğin içine atıyor. Yüksük (Yüzük) büyük kardeşin kaşığına geliyor. Oda sahibi ne diyor ki "şü yemek yapanı bana çağır" di yor. Adam "ne yapacaksın?" deyince, "ben bu yüksüğü tanıdım" diyor. O zaman adam da biliyor bunları. Şemsi, yedi kardeşinin yanına geliyor. B irbirlerini tanıyor, öpüşüp ağlaşı yorlar.
Yedi kardeş' oradan ayrılıp evlerine varı yorlar. Evine varınca "bacımız kötü yolda bu lundu diye Lir bacımızı istemedin. O bir oda sahibine varmış. Bir de oğlu olmuş. Sen bacı mızı istemedin" diyorlar. Gelini atın kuyruğu na bağlayıp Kıbrıs'aca sürüyorlar. Yemiş iç miş yere geçmiş.