• Sonuç bulunamadı

Gençlerin siyasal katılım sürecinde sosyal medyanın rolü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gençlerin siyasal katılım sürecinde sosyal medyanın rolü"

Copied!
123
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM BİLİM DALI

GENÇLERİN SİYASAL KATILIM SÜRECİNDE

SOSYAL MEDYANIN ROLÜ

Burçin GÖRGÜLÜ

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Doç. Dr. Ahmet TARHAN

(2)
(3)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM BİLİM DALI

GENÇLERİN SİYASAL KATILIM SÜRECİNDE

SOSYAL MEDYANIN ROLÜ

Burçin GÖRGÜLÜ

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Doç. Dr. Ahmet TARHAN

(4)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

enc

ini

n

Adı Soyadı BURÇİN GÖRGÜLÜ

Numarası 144221001008

Ana Bilim / Bilim Dalı HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANA BİLİM DALI /HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM BİLİM DALI

Programı Tezli Yüksek Lisans

Danışmanı Doç. Dr. Ahmet TARHAN

Tezin Adı GENÇLERİN SİYASAL KATILIM SÜRECİNDE SOSYAL MEDYANIN ROLÜ

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(5)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Burçin GÖRGÜLÜ tarafından hazırlanan “Gençlerin Siyasal Katılım Sürecinde Sosyal Medyanın Rolü” başlıklı bu çalışma 08/01/2018 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Ünvanı, Adı Soyadı Danışman İmza Doç. Dr. Ahmet TARHAN

Ünvanı, Adı Soyadı Üye İmza

Prof. Dr. Kadir CANÖZ

Ünvanı, Adı Soyadı Üye İmza

(6)

ÖNSÖZ

Akademik hayata başlamamda ve bu yolda benden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen, bana ışık tutan sayın hocam Prof. Dr. Şükrü BALCI hocama, eğitim hayatım boyunca desteğini ve yardımını esirgemeyen sayın danışmanım Doç. Dr. Ahmet TARHAN hocama, çalışmam boyunca yardımını ve desteğini esirgemeyen arkadaşlarım, Öğr. Gör. Gökhan TEKİN ve Öğr. Gör. Jale YAZGAN’a teşekkür ederim. En önemli teşekkürüm ise her zaman yanımda olan, beni yüreklendiren maddi ve manevi desteğini esirgemeyen aileme ve en çok da akademik hayata atılmam için beni cesaretlendiren, evladı olmaktan gurur duyduğum beni bugünlere getiren merhum babam İsmet GÖRGÜLÜ’ye…

(7)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Yeni iletişim teknolojileri sayesinde bir haberin dünyanın her yerinde aynı anda, eşit hızda milyonlarca kişiye ulaşması bu teknolojilerin artık insan hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğu olgusunu beraberinde getirmiştir. Bu durum, ekonomiden pazarlamaya, siyasetten eğitime her alanda etkisini göstermektedir. Yeni iletişim teknolojileri beraberinde farklı mecraları da getirmiştir. Bu mecralardan en çok kullanılanı ise sosyal medyadır. Sosyal medyayı en çok kullananlar arasında genç nüfus bulunmaktadır ve siyasal katılım kapsamında alternatif bir katılım aracı olarak yerini almıştır. Türkiye gibi genç nüfusun yoğun olduğu ülkelerde geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerin siyasal süreçlere katılımı da önem teşkil etmektedir. Birçok alanda olduğu gibi siyasete yön verecek olanlar da yine genç nüfustur.

Bu çalışmada gençlerin siyasal katılım sürecinde sosyal medyanın rolü ortaya koyulmaya çalışılmış ve genel olarak siyasal katılım, siyasal katılım işlev ve biçimleri, sosyal medya ve gençlerin sosyal medya mecralarını kullanımları araştırılmıştır. İstanbul İlinde yükseköğrenim gören 18-29 yaş arasındaki gençlere rastlantısal örneklem alma tekniği kullanılarak gerçekleştirilen saha araştırması sonunda 350 anket istatiksel olarak yorumlanmıştır. Yapılan analizlerde gençlerin siyasal katılım kapsamında en çok oy kullanma davranışında bulundukları sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Katılım, Siyasal Katılım, Yeni İletişim Teknolojileri, Sosyal Medya, Gençlik Katılımı. Ö ğr enc ini n

Adı Soyadı BURÇİN GÖRGÜLÜ

Numarası 144221001008

Ana Bilim / Bilim Dalı

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANA BİLİM DALI /HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM BİLİM DALI

Programı TEZLİ YÜKSEK LİSANS Danışmanı Doç. Dr. Ahmet TARHAN

Tezin Adı GENÇLERİN SİYASAL KATILIM SÜRECİNDE SOSYAL MEDYANIN ROLÜ

(8)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

Thanks to new communication technologies, reaching millions of people all over the world at the same time, at equal speed, has brought these technologies to the point that they are an indispensable part of human life. This reflects the influence of economics on marketing and politics on education. New communication technologies have brought together different channels. Social media is the most used of these media. Among the people who use social media the most are young people and they have taken place as an alternative means of participation in political participation. The participation of young people in the political process we will entrust our future in countries like Turkey where there is a large young population also poses important. Those who will give direction to politics as it is in many areas are also young people.

In this study, the role of social media in the political participation process of young people was tried to be revealed and in general, political participation, functions and forms of political participation, social media and youth media usage of youth media were investigated. A total of 350 questionnaires were statistically interpreted at the end of the field survey using random sampling technique for young people aged 18-29 who are studying in Istanbul. In the analyzes made, young people have the most voting behavior within the scope of political participation.

Key Words: Participation, Social Media, New Communication Technologies, Political Participation, Youth Participation

Öğr

enc

ini

n

Adı Soyadı BURÇİN GÖRGÜLÜ Numarası 144221001008

Ana Bilim /

Bilim Dalı HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI / HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM BİLİM DALI Programı TEZLİ YÜKSEK LİSANS

Danışmanı Doç. Dr. Ahmet TARHAN

Tezin Adı GENÇLERİN SİYASAL KATILIM SÜRECİNDE SOSYAL

(9)

İÇİNDEKİLER Sayfa No

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... ii

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ... iii

ÖNSÖZ ... iv ÖZET ... v SUMMARY ... vi İÇİNDEKİLER ... vii KISALTMALAR ... x TABLOLAR LİSTESİ ... xi GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM ... 4 SİYASAL KATILIM ... 4

1.1. SİYASAL KATILIM KAVRAMININ TANIMI ... 4

1.2. SİYASAL KATILIM İŞLEV VE BİÇİMLERİ ... 5

1.3. SİYASAL KATILIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER ... 8

1.3.1. SİYASAL KATILIMDA SOSYAL FAKTÖRLER ... 9

1.3.1.1. Cinsiyet ve Siyasal Katılım ... 10

1.3.1.2. Yaş ve Siyasal Katılım ... 12

1.3.1.3. Eğitim ve Siyasal Katılım ... 14

1.3.1.4. Sosyo-Ekonomik Statü ve Siyasal Katılım... 15

1.3.1.5. Meslek ve Siyasal Katılım ... 16

1.3.1.6. Etnisite ve Siyasal Katılım ... 17

1.3.1.7. Aile ve Siyasal Katılım ... 17

1.3.1.8. Yerleşme Biçimi ve Siyasal Katılım ... 18

1.3.1.9. Örgüt Üyeliği ve Siyasal Katılım ... 19

1.3.1.10. Kitle İletişim Araçları ve Siyasal Katılım ... 21

1.3.2. SİYASAL KATILIMDA PSİKOLOJİK FAKTÖRLER ... 22

1.3.3. SİYASAL KATILIMDA SİYASİ VE HUKUKİ FAKTÖRLER ... 24

1.4. SİYASAL KATILIM VE MEDYA ... 25

1.4.1. Geleneksel Medya ve Siyasal Katılım ... 26

1.4.1.1. Basılı Medya ... 27

1.4.1.2. Radyo ... 28

1.4.1.3. Televizyon ... 29

1.4.2. Yeni Medya ve Siyasal Katılım ... 30

İKİNCİ BÖLÜM ... 37

SOSYAL MEDYA ... 37

2.1. SOSYAL MEDYA KAVRAMININ TANIMI ... 37

2.2. SOSYAL MEDYANIN GELİŞİMİ ... 38

(10)

2.4. SOSYAL MEDYANIN DEZAVANTAJLARI ... 41

2.5. SOSYAL MEDYA ARAÇLARI ... 43

2.5.1. Blog ... 43 2.5.2. Mikroblog ... 44 2.5.3. Wiki ... 44 2.5.4. Sosyal Ağlar ... 45 2.5.4.1. Facebook ... 46 2.5.4.2. Twitter ... 47 2.5.4.3. Instagram ... 48 2.5.4.4. Youtube ... 48

2.6. SOSYAL MEDYA VE GELENEKSEL MEDYA ARASINDAKİ FARKLAR ... 50

2.7. GENÇLERİN SİYASAL KATILIMINDA SOSYAL MEDYA ... 52

2.7.1. Sosyal Medya ve Siyasal Katılım ... 52

2.7.2. Siyasal Katılım Kapsamında Kullanılan Sosyal Medya Mecraları ... 52

2.7.3. Gençlik Kavramı ... 53

2.7.4. Gençlik ve Siyasal Katılım ... 54

2.7.5. Gençlerin Siyasal Katılım Sürecinde Sosyal Medya ... 55

2.7.6. Gençlik ve Siyasal Katılım Alanında Daha Önce Yapılmış Araştırmalar ve Bulguları ... 58

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ... 63

GENÇLERİN SİYASAL KATILIM SÜRECİNDE SOSYAL MEDYANIN ROLÜ ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN SAHA ARAŞTIRMASI VE BULGULARI .... 63

3.1. Metodoloji ... 63

3.1.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi ... 63

3.1.2. Araştırmanın Uygulanması ve Örneklem Seçimi ... 64

3.1.3. Soru Formu ve Ölçüm Araçları ... 65

3.1.4. Verilerin Analizi ve Kullanılan Testler ... 66

3.1.5. Araştırma Soruları ... 67

3.2. Bulgular ve Yorum ... 67

3.2.1. Katılımcıların Sosyo-Demografik Özellikleri ... 68

3.2.2. Katılımcıların Siyasal Katılım Düzeyi ... 72

3.2.3. Katılımcıların Siyasal Kampanya ve Konulara İlgi Düzeyi ... 74

3.2.4. Katılımcıların Siyasal Katılım Türleri ... 76

3.2.5. Katılımcıların Bir Parti/Adaya Oy Verme Karar Zamanları ... 79

3.2.6. Katılımcıların Parti/Lidere Bağlılık Dereceleri ... 81

3.2.7. Katılımcıların Siyasal Konularda Bilgilere Ulaşmada Kullandıkları Sosyal Medya Araçları ... 84

3.2.8. Katılımcıların Siyasal Katılım Sağlamasına Etki Eden Faktörler ... 91

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ... 94

KAYNAKÇA ... 97

EK 1: ANKET FORMU ... 105

(11)
(12)

KISALTMALAR

UNESCO: Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı GSB: Gençlik ve Spor Bakanlığı

GSM: Mobil İletişim İçin Küresel Sistem GPRS: Cep Telefonu Şebekesi

CD: Yoğun Disk (Kompakt Disk) DVD: Çok Amaçlı Sayısal Disk STK: Sivil Toplum Kuruluşu TDK: Türk Dil Kurumu TV: Televizyon

VCD: Video Görüntüleri VB: Ve Benzeri

(13)

TABLOLAR LİSTESİ Sayfa No

Tablo-1: Ulusal Parlamentolarda Kadın Temsil Oranı ve Kota Uygulamaları ... 11

Tablo-2: Dünyada Lider Sosyal Medya Araçlarının Kullanıcı Sayısı ... 49

Tablo-3: Türkiye’de Kullanılan Sosyal Medya Mecraları ... 49

Tablo-4: Türkiye'de Gençlerin Sosyal Medya Kullanımı ... 59

Tablo-5: Katılımcıların Yaş Dağılımı ... 68

Tablo-6: Katılımcıların Cinsiyet Dağılımı ... 69

Tablo-7: Katılımcıların Medeni Durumu ... 69

Tablo-8: Katılımcıların Aylık Ortalama Harcamaları ... 69

Tablo-9: Katılımcıların Eğitim Gördükleri Üniversite Türü ... 70

Tablo-10: Katılımcıların Eğitim Gördükleri Üniversite Türü ile Siyasal Katılım Düzeyi Arasındaki İlişki ... 71

Tablo-11: Katılımcıların Siyasal Katılım Düzeyi ... 72

Tablo-12: Katılımcıların Cinsiyetine Göre Siyasal Katılım Düzeyleri ... 73

Tablo-13: Katılımcıların Seçim Düzeyinde Siyasal Kampanya ve Konulara İlgi Düzeyi ... 74

Tablo-14: Seçim Düzeyinde Siyasal Konulara İlgi Düzeyi İle Siyasal Katılım Düzeyi Arasındaki İlişki ... 75

Tablo-15: Siyasal Katılım Türü İle İlgili Maddelerin Yüzdelik Dağılımları ... 76

Tablo-16: Katılımcıların Bir Parti ya da Adaya Oy Verme Konusunda Karar Verme Zamanlarının Dağılımı ... 79

Tablo-17: Katılımcıların Cinsiyetine Göre Oy Verme Karar Zamanları Arasındaki Farklılıklar ... 80

Tablo-18: Katılımcıların Seçimlerde Oy Verdiği Partiye Bağlılık Dereceleri ... 81

Tablo-19: Katılımcıların Seçimlerde Oy Verdiği Partiye Bağlılık Derecesi İle Siyasal Katılım Düzeyi Arasındaki İlişki ... 82

Tablo-20: Katılımcıların Lidere Bağlılık Derecelerinin Frekans Dağılımı ... 83

Tablo-21: Katılımcıların Sosyal Medya Hesabı Kullanım Alışkanlıkları ... 84

Tablo-22: Katılımcıların Siyasal Konularda Bilgilere Ulaşmada Kullandıkları Sosyal Medya Araçlarının Kullanım Sıklığı ... 84

Tablo-23: Katılımcıların Facebook Kullanım Alışkanlıkları İle Siyasal Katılım Düzeyleri Arasındaki İlişki ... 85

Tablo-24: Katılımcıların Twitter Kullanım Alışkanlıkları İle Siyasal Katılım Düzeyleri Arasındaki İlişki ... 87

Tablo-25: Katılımcıların Instagram Kullanım Alışkanlıkları İle Siyasal Katılım Düzeyleri Arasındaki İlişki ... 89

Tablo-26: Seçim Döneminde Siyasal Kampanya ve Konulara İlgi Düzeyi ile Cinsiyet Arasındaki İlişki ... 90

(14)

Tablo-27: Siyasal Konularda Bilgilere Ulaşmada Kullandıkları Sosyal Medya

Araçlarının Kullanım Sıklığı ile Cinsiyet Arasındaki İlişki ... 91 Tablo-28: Katılımcıların Siyasal Katılım Sağlamasına Etki Eden Faktörlerin Önem Derecesinin Dağılımı ... 92

(15)

GİRİŞ

Yeni iletişim teknolojileri hayatımızın birçok alanında etkili olmaya başlamıştır. Bireyler günlük ihtiyaçlarını, iletişimlerini, yeni iletişim teknolojileriyle karşılamaya başlamış hatta günlük yaşantının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Ekonomi, eğitim, ticaret, pazarlama, reklam, siyaset gibi birçok farklı alanda önemli ölçüde yer edinmiştir. Demokrasi ile yönetilen toplumlarda bireylerin siyasal süreçlere katılımı önem arz etmektedir. Ayrıca bir ülkenin geleceği, gelişmiş ülkeler arasında yer alması siyasal ve toplumsal süreçlerin iyi yönetilmesine bağlıdır. Bu noktada siyasete ve toplumsal süreçlere yön verecek olanlar da bugünün gençleridir.

Siyasal katılım en genel tanımıyla yerel veya genel siyasi erkin seçimine seçmen veya aday olarak müdahil olma, siyasi erkin alacağı kararların kendi istek ve menfaatlerine uygun olması için çaba gösterme, gerekli eylemlerde bulunma olarak tanımlanmaktadır (Dursun, 20004: 230).

Siyasal katılım her toplumda farklı işlev ve amaçlara sahip olabilmektedir. Siyasal katılım kimi zaman farklı amaçlara ulaşmak için bir araç, kimi zaman da doğrudan bir amaç olarak belirmektedir. Siyasal katılımın güçlü ve katılım yollarının açık olduğu toplumlarda toplumsal çatışmalar azalmakta, yurttaşlık duygu ve davranışları daha güçlü olmaktadır (Kışlalı, 2006: 183-184).

Yeni iletişim teknolojileri ile birlikte ortaya çıkan bir diğer kavram ise sosyal medyadır. Sosyal medya siyasal katılım kapsamında alternatif bir araç olarak görülmektedir.

Sosyal medya, kullanıcılarına diğer bireylerle bağlantıda olmalarını sağlayan bir sistem içerisinde gerçek veya sahte hesaplar oluşturarak; arkadaşlık kurma, onları kendi hesaplarına ekleme, sosyal medya hesapları üzerinden durum güncellemeleri yapmak ve diğerlerinin durum güncellemelerini takip etmek, yazılı, sesli veya görüntülü paylaşımda bulunma veya iletişim kurmak gibi farklı olanaklar sağlamaktadır (Özpolat, 2014: 50) .

Sosyal medya mecraları toplumda genç nüfustan yetişkin bireylere kadar çok sayıda kişi tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Her ne kadar bireylerin sosyalleşme sürecine olumlu/ olumsuz etki ettiği noktasında farklı kişilerce farklı tartışmalar ortaya koyulmuş olsa da sosyal medya kavramı içerik ve hizmet alanı

(16)

olarak kendi içerisinde birçok farklı alanda ve farklı türde karşımıza çıkmaktadır. Bireyler alışveriş, haber, bilgi alma, paylaşımda bulunma gibi birçok amaçla sosyal medya mecralarını kullanmaktadır. Toplumsal yaşamı bu derece etkisi altına alan sosyal medya araçları, siyasal katılım açısından da oldukça önemli bir mecra haline gelmiştir.

Bireyler sosyal medya hesaplarında siyasi paylaşımlar yapmakta, parti veya parti liderini sosyal medya hesaplarından takip etmekte hatta sosyal medya üzerinden eylem ve protestolar düzenlemektedirler. Siyasal katılımın tanımı yapılırken eylem ve davranış ön plana çıkmaktadır. Siyasal katılımı etkileyen birçok faktör bulunmakla birlikte katılım, farklı şekil ve biçimlerde gerçekleşebilmektedir.

Sosyal medya da bu katılım biçimleri arasında önemli bir yer almaktadır. Diğer alanlarda olduğu gibi siyasal katılım açısından da günümüzde en sık kullanılan mecralardan biri haline gelmiştir Genç nüfus tarafından da aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Türkiye nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan gençler, siyasal katılım sürecinde önemli bir hedef kitle grubunu oluşturmaktadır. Genç nüfus aynı zamanda gelecekteki siyasi sürecin belirleyicisi konumundadır. Bu nedenle gençlerin siyasete aktif katılımlarının sağlanması da önemlidir.

Gençler sosyal medya hesapları üzerinden parti veya liderin sosyal medya hesaplarını takip ederek, siyasal olaylar ve süreçlerle ilgili haber ve bilgi paylaşımı yaparak yine sosyal medya mecraları üzerinden protesto ve eylemler düzenleyerek siyasal katılım davranışı göstermektedirler. Yine parti liderleri ve partiler de yapmış oldukları eylem ve faaliyetleri veya gündemle ilgili düşüncelerini sosyal medya hesaplarından duyurarak siyasal katılımı teşvik edici paylaşımlarda bulunmaktadırlar. Böylece sosyal medya, genç nüfus ve siyasal sistem arasındaki önemli bir iletişim aracı görevini de üstlenmiş olmaktadır.

Türkiye nüfusunun yarısından fazlasının gençlerin oluşturduğu ve gelecekte siyasete yön verecek olanların yine bugünün gençleri olduğu görüşünden yola çıkarak gençlerin siyasal katılım sürecinde sosyal medyanın rolünü araştıran çalışmamızın birinci bölümünde; siyasal katılım kavramı, siyasal katılımın işlev ve biçimleri, siyasal katılımı etkileyen faktörler ve bölüm sonunda siyasal katılım ve medya ilişkisinden söz edilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde; sosyal medya kavramı ele alınmış, sosyal medyanın gelişimi, kullanım alanları sosyal medya

(17)

mecraları ve bu mecralarla siyasal katılım arasındaki ilişki örnekler üzerinden açıklanarak; sosyal medyanın avantajları ve dezavantajlarından söz edilmiştir. İkinci bölüm sonunda ise gençlik kavramı ve gençlerin sosyal medya kullanımlarına ilişkin araştırma bulgularına yer verilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise gençlerin siyasal katılımında sosyal medyanın rolü üzerine yapılan saha araştırması ve araştırma bulgularına yer verilmiştir.

Saha araştırması İstanbul ilinde bulunan iki devlet ve iki vakıf üniversitesinde 15.06.2017-25.06.2017 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırma evreni İstanbul ilinde yükseköğrenim gören üniversite öğrencilerinden oluşurken, araştırma örneklemi iki devlet ve iki vakıf üniversitesinde lisans ve önlisans düzeyinde öğrenim gören gençlerden oluşmaktadır. On dört ana bölümden oluşan soru formu rastlantısal örneklem tekniği kullanılarak katılımcılara uygulanmış, ön değerlendirme sonucunda 350 anket analiz için uygun bulunmuştur.

(18)

BİRİNCİ BÖLÜM SİYASAL KATILIM

1.1. SİYASAL KATILIM KAVRAMININ TANIMI

Arapça kökenli bir kelime olan siyaset, eğitmek, yetiştirmek, düzenlemek anlamlarında kullanılan ve devlet kavramını da içine alan geniş bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Aydın siyaseti “kamu düzenini sağlayan, genel yönetimi gerçekleştiren temel bir kurumdur” şeklinde tanımlamıştır (Aydın,2000:143).

Toplumsal sistemde meydana gelen siyaset, belirli bir coğrafi alanda konumlanmış örgütlenmeyi, fiziki güç kullanma yetkisine sahip otoriteleri, otoritelerin örgütlenerek uygulanmasını ve bu otorite ile eylemlerinden etkilenen toplum üyeleri arasında kurulan etkileşimleri kapsamaktadır (Dursun, 2004: 203).

Siyasetle birlikte ortaya çıkan bir diğer kavram olan siyasal katılımın anlamı ortaya konmadan önce katılım kavramının ne olduğuna kısaca değinmekte fayda görülmektedir. Katılım kavramı, günlük dilde oldukça fazla kullanılan, ancak oldukça da belirsiz bir kavramdır. Kimin, neye, nerede, ne zaman ve nasıl katılacağı gibi birçok soruya verilen yanıta göre katılım kavramının içeriği ve sınırlılıkları farklılık gösterebilmektedir. Herhangi bir özel işletmede çalışanların yönetsel kararların oluşumuna katılmaları, bir sendika veya dernekte görev alma, herhangi bir siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel olayın ya da durumun protestosu, değişik ideolojiler ve onların toplumsal yansımalarına ilişkin takınılan tutumlar, yerel ve genel düzeyde siyasal kararları etkileme gibi birçok konu katılım kavramı içerisinde yer almaktadır (Çukurçayır, 2002: 25-26). Sezen (2000: 52) katılımı, sosyal yapıyı oluşturan, yöneten ve denetleyen politikalar üretmek için kararların alınması ve uygulanması için gösterilen çabaların bütünü olarak tanımlamaktadır.

Siyasal katılım ise, yerel veya genel siyasi erkin seçimine seçmen veya aday olarak müdahil olma, siyasi erkin alacağı kararların kendi istek ve menfaatlerine uygun olması için çaba gösterme, gerekli eylemlerde bulunma olarak tanımlanmaktadır (Dursun, 20004: 230).

Siyasal katılımın tanımı yapılırken eylem ve davranış ön plana çıkmaktadır. Toplumdaki her bireyin siyaset karşısındaki tutum ve davranışları da siyasal katılım

(19)

bağlamında ele alınmaktadır. Bireyin göstereceği tutum ve davranış sadece merak veya sadece oy kullanma düzeyinde kalabildiği gibi siyasi erki belirleyecek etkili davranışlarda bulunma şeklinde de olabilir. Siyasi düzeyde etkili tutum ve davranışlar sadece seçimlere katılma şeklinde olmak zorunda da değildir. Çoğulcu demokrasi elbette ki bireylerin seçimlere seçmen veya aday olarak katılmasını gerektirir. Ancak bu davranış tek başına çoğulcu demokrasi olarak tanımlandığında eksik kalır. Herhangi bir partinin üyesi olmak, partinin faaliyetlerine katılma, parti dışındaki sivil toplum örgüt ve kuruluşlarında görev alarak da siyasal katılım gerçekleşmiş olur. Nitekim sivil toplum örgüt veya kuruluşları mecliste bulunan partilerle, hükümetle, parti liderleriyle görüşmeler gerçekleştirerek siyasi sürecin şekillenmesinde etkili olmaktadırlar (Kapani, 2005: 130-140). Siyasal katılıma ilişkin yaklaşımlar incelendiğinde yerel veya ulusal düzeyde yönetim faaliyetlerine etki edecek doğrudan veya dolaylı tüm çabalar siyasal katılım olarak değerlendirilmektedir. Siyasal katılım seçme ve seçilme faaliyetlerine katılma, parti üyesi olarak faaliyetlerde bulunma şeklinde doğrudan olabildiği gibi, sivil toplum kuruluşları bünyesinde siyasi erki etki altına alma, yönlendirme, kararlarını değiştirme, kendi çıkarlarına uygun kararlar almasını sağlama şeklinde dolaylı çabalar da olabilmektedir (Akıncı, 2014: 39).

1.2. SİYASAL KATILIM İŞLEV VE BİÇİMLERİ

Siyasal katılım her toplumda farklı işlev ve amaçlara sahip olabilmektedir. Siyasal katılım kimi zaman farklı amaçlara ulaşmak için bir araç, kimi zaman da doğrudan bir amaç olarak belirmektedir. Siyasal katılımın güçlü ve katılım yollarının açık olduğu toplumlarda toplumsal çatışmalar azalmakta, yurttaşlık duygu ve davranışları daha güçlü olmaktadır (Kışlalı, 2006: 183-184).

Toplumlarda siyasal katılım işlev ve amacı farklı olduğu gibi toplumun içinde bireyler arasında da siyasal katılımın şekli ve düzeyi de farklılık gösterebilmektedir. Tanımda da ifade edildiği gibi kimi bireyler için sadece bir merak veya seçim günü sandıkta oy kullanmaktan ibaret iken kimi bireyler için en üst düzeyde çaba gösterilen bir amaç olabilmektedir. Bu durum siyasal katılımın şeklini ve düzeyini sınıflama imkanı veya gereğini doğurmaktadır (Tatar, 1997: 104-15’den aktaran Balcı vd, 2013: 43).

(20)

Bu bağlamda bireylerin siyasal sistem karşısındaki tutum farklılıklarından yola çıkarak sekiz tür siyasal katılım biçiminden bahsedilmektedir (Topbaş, 2009: 148-149’den aktaran Balcı vd, 2013: 43-44):

1. Açık veya gizli siyasal katılım: Siyasi faaliyetler yazılı veya görsel medyada aleni biçimde yapılabildiği gibi iş ve arkadaş grupları ile sohbetlerde gizli şekilde de yapılabilmektedir.

2. Özerk veya zorunlu katılım: Bireyler bazen kendilerinden bir beklenti oluşmadan, kendi istekleri ile siyasi davranışlarda bulunabildiği gibi kimi zaman da beklentiye cevap olarak (örneğin vergi ödeyerek) siyasi davranışlarda bulunabilmektedir.

3. Yaklaşan veya kaçınan katılım: Siyasi atmosfere göre hareket etme olarak da nitelenebilecek bu katılım biçiminde bireyler mevcut siyasi durumun değişim durumuna göre maliyeti hesaplayarak siyasi davranışlarda bulunma veya bulunduğu siyasi davranışlardan uzaklaşmaya karar verebilir.

4. Geçici veya devamlı katılım: Bireylerin siyasal katılım davranışı seçim günü oy verme şeklinde geçici olabileceği gibi sivil toplum kuruluşları veya partilere üye olarak devamlı olabilir.

5. Siyasal sisteme belli çıkarlar doğrultusunda katılım: Siyasal katılımda bireyin beklenti ve çıkarları farklılık gösterebilir. Beklentiler bazen maaş, sosyal haklar, siyasi kariyer gibi kişisel; bazen de yol, temizlik, eğitim gibi toplumsal beklentiler olmaktadır.

6. Açıklayıcı ve araçsal katılım: Mitinglere katılma, siyasal sembollerin kullanılması, protesto eylemleri, siyasal tartışma açıklayıcı katılmaya örnek olarak verilebilir. Araçsal katılım, araçların kullanılması ve değiştirilmesi ile ilgili eylem ve faaliyetleri kapsamaktadır. Örneğin, lider seçimi, parti içi faaliyetler, para yardımında bulunma, siyasal bir konuda bilgi toplama gibi.

7. Sözlü ve sözsüz katılım: Siyasi katılım konferans, tartışma, panel gibi organizasyonlar aracılığıyla sözlü olabileceği gibi miting, protesto yürüyüşü, mektup veya propaganda broşürleri gibi sözsüz katılım şeklinde de olabilmektedir.

8. Sosyal ve sosyal olmayan katılım: Sosyal olmayan katılım sadece oy verme davranışı olarak ifade edilebilir. Siyasi amaçlı her türlü sosyal faaliyet ise diğer

(21)

kişilerle birlikte hareket etmeyi gerektirdiğinden sosyal katılım bağlamında ele alınabilir.

Siyasal katılım biçimleri katılımın yoğunluğuna göre de sınıflandırılabilmektedir. Bu sınıflamaya göre oy kullanma, siyasal uyaranlara tepki verme, tartışma veya başkalarını ikna etme şeklindeki eylemler “gözlemci”; mitinglere katılma, parti veya adaylara maddi yardımda bulunma “aracı”; seçim kampanyalarında çalışma, aktif parti üyeliği “mücadeleci” siyasal katılım olarak sınıflandırabilir (Çam, 2011: 174). Başka bir siyasal katılım biçimi ise konvansiyonel ve konvalsiyonel olmayan siyasal katılım biçimleridir. Bu katılım biçimleri ayrı bir başlık altında açıklanmıştır.

Siyasal katılım biçimleriyle ilgili diğer bir sınıflandırma ise; Samuel Barnes ve Max Caase tarafından kullanılan olağan siyasal katılım (conventional) ve olağan dışı (unconventional) siyasal katılım biçimleridir. Barnes ve Caase olağan yani konvansiyonel katılım şeklinde de ifade edilen katılım biçimleri olarak; siyasal haberleri gazeteden takip etme, arkadaş çevresiyle siyasal konularda tartışma, aile ve yakın çevresini kendi partisine oy vermeye ikna etme, siyasi mitinglere katılma, siyasilerle temas kurma, seçim kampanyalarına ve parti faaliyetlerine katılmaak şeklindeki tutum ve eylemleri konvansiyonel siyasal katılım biçimi olarak ifade etmişlerdir. Konvansiyonel olmayan olağandışı katılım biçimlerini ise; bir gazeteye yazı yazma, toplu dilekçeye imza atma, şiddet içermeyen barışçıl gösteriler, boykotlar, vergi veya kira ödemeyi reddetme, yasadışı grevler, binaları işgal etme, şiddete başvurma, trafiği kesme, çevreye zarar verme, silah veya patlayıcı madde kullanmayı saymışlardır (Marsh ve Caase, 1979: 84-85).

Dursun ise olağan siyasal katılım eylemlerinde ilk akla gelenin oy kullanmak olduğunu belirtmiştir. Tek partili sistemler ile çok partili sistemlerde oy kullanmanın ayrımına dikkat çekerek olağan oy kullanma davranışının da farklılaşabileceğini belirtmiştir. Oy kullanma davranışının yanı sıra, seçime giren adayların konuşmalarını dinlemek, kendi istek ve beklentileri doğrultusunda siyasal sistemin yasama, yürütme, yargı organlarında görev alan kişilerle dilekçe yazarak, telefon ederek, e-posta göndererek veya aracı kullanarak siyasal otoriteye ulaşmak ve bu yolla isteğini duyurmak gibi olağan siyasal katılım biçimlerinden söz etmiştir. Bildiri yapmak, basın açıklaması yapmak, mitingler, gösteri yürüyüşleri, protestoler

(22)

düzenlemek gibi eylemleri ise olağandışı siyasal katılım eylemleri olarak beirtmiştir (Dursun, 2004: 234-235).

Bu sınıflamalara bakıldığında olağan ve olağandışı katılım biçimlerinin farklı siyasal eylem ve davranışlarda gerçekleştirği, olağan siyasal katılım eylemlerinin bireye pasif katılımcı bir rol yüklerken olağandışı katılım eylemlerinin ise bireye başkaldırıcı nitelikte bir siyasal katılımcı rolü yüklediği görülmektedir.

1.3. SİYASAL KATILIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Siyasal katılımın olmaması veya sadece oy verme ile sınırlı katılım ile daha karmaşık faaliyetleri etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Benzer şartlar benzer sonuçları doğursa da siyasi katılımda bu durum her zaman geçerli olmayabilir. Zira bireylerin siyasal katılımında beklenti ve çıkarları ön plandadır ve her bireyin beklenti ve çıkarları farklı olduğunda benzer durumlarda farklı tepkiler ve siyasi katılım farklılık göstermektedir (Dursun, 2004: 236).

Siyasal katılım, siyasal olaylara karşı gösterilen ilginin izlemekten öte bir durum olduğu ifade edilmektedir. Siyasi haberleri, olayları takip etmek, televizyon, radyo veya internetten takip etmek ile siyasi olayların tarafı olmak, tepki göstermek, gerektiğinde siyasal olayların akışını değiştirmek amacıyla girişimlerde bulunmak siyasal katılım olarak tanımlanabilir. Gösterilecek tepki veya katılım çeşitli şekillerde olabilmektedir. Örneğin kitle iletişim araçlarını kullanarak siyasi propaganda yapılabileceği gibi yapılan propaganda faaliyetlerine eleştiride bulunulabilir ya da doğrudan lobi faaliyetleri içerisinde de bulunulabilir (Baykal, 1970: 32-33).

Çoğulcu demokrasinin gereği olarak bireyler kendilerine sunulan seçenekler arasında en uygun olanı tercih ederek siyasal katılım gösterir. Ancak yine demokrasinin bir sonucu olarak bireylerin sandığa gitmeme veya geçersiz-boş oy kullanma yönünde tercih yapmaları da mümkündür. Seçme ve seçilme faaliyetlerine basit veya etkin katılım ya da hiç katılmamayı etkileyen çeşitli değişkenler bulunmaktadır (Damlapınar ve Balcı, 2005: 58).

Siyasal katılımı etkileyen faktörlerin başında bireylerin inaç, tutum ve özellikleri gelmektedir. Değer yargıları, beklentileri ve kişisel özellikler ilk sıralarda sayılabilir (Çukurçayır,2002: 62). Diğer faktörleri toplumsal sınıflar, önyargılar, yazılı ve görsel medya, sosyal medya, çevresindeki diğer bireyler şeklinde sıralamak

(23)

mümkündür (Güler, 2016: 23). Daha geniş kapsamlı düşünüldüğünde siyasal katılımı etkileyen faktörler sosyo-ekonomik, psikolojik ve siyasal etkenler şeklinde sınıflanabilir (Dursun, 2004: 236).

Siyasal katılım kararları her zaman bireyin kendisi ile ilgili olmayabilir. Bu durum süreçlerin adaleti olarak görülmektedir. İnsanlar öncelikle yaşadıkları toplumda kaynakların dağıtımından kendilerine düşen payı adil bir şekilde alma çabasındadır. Ancak kendilerine adil davranıldığını düşünmeleri her zaman yeterli olmayabilir. Kaynak dağıtım sürecinin yakın çevrelerinden başlayarak tüm toplumda adil olarak dağıtılması isteğinde de bulunabilmektedir. Dağıtım sürecinin kendisi veya toplum için adil olmadığını düşünen bireyler adaletsizlik, mağduriyet, otoritenin veya otoriteye saygısızlık kavramları üzerinden protesto eylemlerine katılmaya eğilim gösterir (Erdoğan, 2015: 38).

1.3.1. SİYASAL KATILIMDA SOSYAL FAKTÖRLER

Siyaset toplumsal yapının işleyişine ilişkin tüm mücadele, işbirliği, dayanışma ve genel çıkarları korumaya yönelik eylemlerden oluşmaktadır. Bu bütünlük içinde ele alındığında siyasi iktidarı elinde bulundurmaya yönelik çabalar da anlam kazanmaktadır. Siyasi iktidardan yalnızca seçimle gelen hükümetler kastedilmemektedir. Anayasadan devletin tüm kurum, kuruluş ve bunların işleyişine ilişkin yazılı olan ve olmayan kuralları oluşturan ve yöneten erk siyasi iktidar olarak anlaşılmalıdır. Devleti oluşturan tüm bu siyasal sistem her türlü kaynak ve halk desteği ile girdiler oluşturup yine aynı toplum çevresine çıktılar gönderir. Ancak yapılacak tüm etkinlikler, gösterilecek çabalar için toplumsal katılımın; diğer bir ifadeyle toplumun siyasallaşmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Siyasal kültür olarak da nitelendirilebilecek katılım bireylerin siyasi parti, dernek, sendika başta olmak üzere siyaseti belirleyici oluşumlara katılımıyla hayat bulmaktadır (Erdiç, 2016: 84-85).

Siyasal katılım üzerinde etkili olan sosyal faktörlerin başında bireysel özellikler gelmektedir. Bireysel özelliklerin başında ise cinsiyet, yaş, öğrenim durumu gösterilebilir. Diğer sosyal faktörler öğrenim düzeyi, ekonomik durum, meslek, aile yapısı, yerleşim yeri, örgütsel üyelik ve kitle iletişim araçları olarak sayılabilir (Balcı vd, 2013: 47-48).

(24)

1.3.1.1. Cinsiyet ve Siyasal Katılım

Hemen her toplumda erkeklerin siyasal katılım alanı kadınlara göre daha geniştir. Bazı toplumlarda bunun hukuki dayanağı bulunmakta, hukuki dayanağı olmayan toplumlarda ise sosyolojik bir gerçeklik olarak ifade edilmektedir. Bu durum kadının ev içi, erkeğin ev dışı rolleri üstlenmesinden kaynaklanmaktadır. Ev içi rolleri üstlenen kadın bireylerin siyasal katılımı da daha dar kapsamlı (Dursun, 2004: 242). Sosyal roller kadının siyasi davranışlarda bulunmasına engel teşkil etmekte, etkili siyasi davranışlar konusunda geri kalmasına neden olmaktadır (Kalaycıoğlu, 1983: 20).

Cinsiyetin siyasal katılımla ilişkisi oy verme davranışı ile ilişkili olmaması oy vermek için sıra dışı bir çabaya gerek olmamasıyla açıklanmaktadır. Geniş anlamda siyasal katılım üzerinde ise cinsiyetin önemli etkisi olduğu ifade edilmektedir. Örneğin seçim öncesinde veya seçim dönemleri dışında siyasi parti bürolarına ziyaretlerde erkeklerin katılımı kadınlara göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (Doğan ve Göker, 2010: 180).

Andersen “Çalışan Kadın ve Siyasal Katılım” adlı makalesinde yaklaşık kırk yıldır batı ülkelerinde kadınların erkeklerle siyasal açıdan eşit hakalara sahip olmalarına rağmen siyasal katılım biçimlerinde büyük farklılıkların bulunduğunu söylemektedir. Bu farklılıklar başta oy verme davranışı olmakla birlikte, daha fazla çaba gerektiren toplantılara katılmak, kampanyalarda çalışma veya başkalarının oylarını etkilemek gibi siyasal katılım biçimlerinde de kadınların erkeklere oranla daha az siyasal katılım gösterdiğini söylemektedir ( 1975: 439.) Buna bağlı olarak; Eser ve Sarışahin (2010) araştırmalarında erkeklerin kadınlara göre anlamlı düzeyde daha fazla siyasal katılım gösterdiklerini ifade ederken; bu farklılığın kadınların gelir ve eğitim düzeylerinin farklı olması ile ilişkili olduğu sonuçlarını elde etmişlerdir.

Kadınların siyasal katılımında medyanın önemli bir güç olduğu da ifade edilmektedir. Yazılı basının siyasal katılım alanında cinsiyet rolleri empoze ettiği ve erkeklerin kamusal alanda, kadınların ise kadınlara özel alanlarda aktif rol alacak şekilde yönlendirmelerde bulunduğu ifade edilmektedir (Kaylı, 2014: 6351).

Siyasal toplumsallaşmada cinsiyetin önemi bireylerin tutum ve davranışlarının cinsiyete göre değişmesi ile açıklanabilmektedir. Toplumların erkek ve kadınlardan

(25)

beklentileri farklı olacağından erkek ve kadın olarak gösterilecek tepkiler de farklı olmaktadır. Örneğin Türk toplumunda siyasetin ve siyaset kurumlarının ataerkil bir yapıda olması, ağırlıklı olarak erkeklerden oluşması cinsiyet değişkeninin önemiyle açıklanabilir (Metin, 2016: 247).

Yukarıda belirtilen nedenlere bağlı olarak; toplumda kadınların siyasetten uzaklaşmasına, kadınların siyasal katılımının düşük olmasına neden olan dezavantajlı konumlarının giderilmesine yönelik pozitif ayrımcılık kavramı yer bulmaya başlamıştır. Tablo 1’de görüldüğü gibi kadınların siyasal katılımının en yüksek olduğu on beş ülkenin on birinde yasal olarak veya parti kotaları ile kadınların siyasal katılımları sağlanmaktadır. Yapılan bu uygulamalar kadın ve erkeklerin temsil gücüne katılımda eşitliklerini sağlamaya yönelik olduğu gibi doğurduğu sonuçlar bakımından kadınların siyasal katılımını arttırdığı söylenebilir (Çağlar, 2011: 74).

Tablo-1: Ulusal Parlamentolarda Kadın Temsil Oranı ve Kota Uygulamaları

Ülke Kota Koltuk Kadın Oran %

Belçika Yasal kota 60 30 50,0

Zimbabve Yasal kota 80 38 47,5

Bolivya Yasal kota 36 17 47,2

Bahamalar Yasal kota 16 7 43,8

Kanada Parti kotası 100 43 43,0

Burundi Parti kotası 43 18 41,9

Arjantin Yasal kota 72 30 41,7

Avustralya Parti kotası 76 31 40,8

Almanya Parti kotası 69 27 39,1

Ruanda Yasal kota 26 10 38,5

İspanya Yasal kota 266 101 38,0

Meksika Yasal kota 128 47 36,7

Güney Afrika Parti kotası 54 19 35,2

Sudan Yasal kota 54 19 35,2

Hollanda Parti kotası 75 26 34,7

1 Eylül 2017 itibariyle 193 ülke ulusal parlamentolarından sağlanan bilgiler Kaynak: Çağlar, 2011: 74; Inter-Parliamentary Union, 2017.

Kadınların siyasal katılımları açıklanırken öncelikle erkeklerden daha az siyasal eğilimleri olduğu ifade edilmektedir. Diğer bir belirgin özelliklerinin de

(26)

erkeklere göre daha fazla tutucu partileri desteklediği yönünde olduğudur. Erkeklere göre üçüncü farklılıklarının da siyasal tercihlerinin daha kolay değiştiği yönündedir. Kadınların siyasal katılımlarına etki eden önemli faktörlerden birinin de parti lideri veya adayların ideolojilerinden ziyade kişiliklerinin olduğudur. Ancak tüm bunlara rağmen toplumun kültürel yapısına bağlı olarak ve özellikle ataerkil toplumlarda kadınların siyasal katılımları ve tercihleri erkeklerin yönlendirmelerine göre şekillendiği ifade edilmektedir (Kışlalı, 2006: 151).

Son dönemlerde kadınların erkeklere göre daha az siyasal katılım gösterdiği düşüncesinin değişmeye başladığını belirten Çukurçayır, daha çok geleneksel toplumlara özgü olması gereken kadının siyaset alanının dışında tutulma anlayışının çağdaşlaşmayla birlikte değiştiğini, kadınların sosyo-ekonomik statüleri yükseldikçe (eğitim, çalışan kadın sayısının artması gibi) siyasal yaşamla daha çok ilgileneceklerini ve haklarını savunabileceklerini ifade etmiştir (2002: 65).

1.3.1.2. Yaş ve Siyasal Katılım

Siyasal katılımın yaş ile ilişkisi öncelikle hukuki alt yapı ile ilişkilidir. Çoğu toplumda reşit olmayan bireylerin seçme ve seçilme faaliyetlerine katılmaması yaşın siyasal katılım üzerindeki en önemli faktör olmasına neden olmaktadır. Yaşın siyasal katılım üzerindeki diğer bir etkisi de toplumsal olaylarda bulunduğu yaş grubu ile göstereceği tepkinin farklı olmasından kaynaklanmaktadır (Kalaycıoğlu, 1983: 20).

Toplumsal ve siyasal olaylara bakış açısı ve bu olaylardan etkilenme farklı yaş gruplarında farklı etkilere ve yaş gruplarına göre farklı davranışlar sergilenmesine neden olmaktadır. Örneğin genç yaşlardaki bireyler siyasal eylemlerde daha aktif davranmakta; ileri yaş grupları ise daha temkinli ve kontrollü hareket etmektedir. Siyasal katılımın farklı olmasının diğer bir nedeni de herhangi bir işte çalışmama durumu veya mesleki kariyerin siyasi davranışlardan etkilenmesi olarak gösterilebilir. Genç ve ileri yaş grupları arasında siyasal katılım düzeyini etkileyen önemli faktörlerden biri de ileri yaş gruplarının aile kurmuş olması ve aile menfaatlerini gözetme durumunda kalmasıdır. Ayrıca aile kurmamış olan gençlerin siyasi faaliyetlerde bulunmak için yeterli zaman ve enerjileri de göz ardı edilmemelidir (Dursun, 2004: 241).

(27)

Son zamanlarda yapılan araştırmalarda ise genç bireylerin geleneksel anlamda siyasal katılımlara uzak ancak ideolojik yaklaşımlara yakınlık gösterdikleri tespit edilmiştir. Yaş ilerledikçe bireylerin siyasi düşüncelerindeki değişkenlik azalmakta, oluşan belirli siyasi ideoloji ile siyasal katılım artış göstermektedir. Yukarıda ifade edildiği gibi yaş doğrudan siyasal katılım üzerinde etkili olabildiği gibi aile ve meslek gibi diğer faktörlerle birlikte etkileşime girebilmektedir (Çukurçayır, 2002: 66).

Genç bireylerin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de siyasal katılımda isteksizliği, siyasal olaylara ilgisizliği dikkat çekmektedir. Bu bakımdan azalan ilginin artırılması için mevcut katılım yollarının veya gelişen teknolojiye uygun yeni yolların geliştirilmesi önem kazanmaktadır. Gençlerin siyasal katılımı için yerel düzeyde yapılabilecek çalışmalar bulunmaktadır. Örneğin kent konseyi, gençlik kolları, gençlik meclisleri gibi yerel uygulamalar gençlerin katılımına katkı sağlayabilir. Yerel yönetimlerin faaliyetleri gençleri siyasal anlamda eğitme, katılım mekanizmalarını etkinleştirme ve gençlerin siyasal aktivite becerilerini artırma şeklinde olabilir (Özer, 2011: 61).

Yaş ile siyasal katılım ilişkisi incelendiğinde genel olarak genç yaşlarda siyasal katılımın düşük olduğu, yaş ilerledikçe siyasete olan ilginin arttığı gözlenmektedir. Bu nedenle genç nüfusta siyasal katılımın artırılması için arayışlar ve çözüm önerilerine yer verilmektedir. Bu önerilerden biri de genç nüfusun medya ve özellikle günümüzde sosyal medya yoluyla siyasete ilgilerini artırma yönündedir. Yeni medyada gençlerin siyasi olaylarda pasif durumdan aktif duruma geçmeleri için çaba gösterilmesi gerektiği UNESCO tarafından da ifade edilmektedir (Asthana, 2006: 6).

Bireylerin yaşının siyasal katılım ile ilişkisi kategorize edilmeye çalışıldığında üç farklı boyut elde edilmektedir. Bunlardan ilki siyasal katılımın şekli ile ilgili olup gençlerin geleneksel siyasal katılımının düşük, geleneksel olmayan siyasal katılımlarının daha yüksek olduğunu ifade eder. İkinci olarak orta yaş ve ileri yaşlarda siyasal tercihler kalıplaşır ve çevreden kolayca etkilenmez. Bu nedenle siyasal katılım daha keskindir. Üçüncü boyutta ise yaşın mesleki statü ile ilişkisi ele alınmaktadır. Zira yaş ilerledikçe bireylerin mesleki tercihleri netleşir ve daha ileri dönemlerde edinilen mesleğin tecrübesi artacağından sosyal statü elde edilir. Dolayısıyla yaşın dolaylı olarak siyasal katılıma etkisinden söz edilebilir (Erkan,

(28)

2010: 23). Yaşa bağlı olarak yaş ilerledikçe enerjinin azalması ve zihinsel odaklanmanın güçleşmesi de siyasal katılımın giderek azaldığını göstermektedir (Balcı vd, 2013: 50).

1.3.1.3. Eğitim ve Siyasal Katılım

Eğitim ile siyasal katılım arasında doğrusal bir ilişki olduğu; eğitim düzeyi yükseldikçe bireylerin siyasal katılımlarının artacağı ifade edilmektedir. Siyasal eylemin öncelikle bir bilgi ve ilgiyle gerçekleştiği; eğitim düzeyinin de dolaylı olarak siyasal ilginin artmasına neden olduğu varsayılmaktadır (Dursun, 2004: 239).

Siyasal katılımda katılımın biçimi ve düzeyi ne olursa olsun mutlaka üst düzey bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Örneğin tartışma konularında hızlı kavrama ve karar verme süreci yüksek eğitim düzeyi ile mümkündür. Her ne kadar yüksek eğitim düzeyinin tamamen ideal bir siyasal katılım için yeterli olmadığı kabul edilse de kolaylaştırıcı etkisi inkar edilememektedir (Çukurçayır, 2002: 70). Eğitimle birlikte kazanılan bilinç düzeyi öncelikle bireylerin siyasete daha ilgili olmasını sağlayabilir. Eğitimle birlikte aktif olarak siyasete katılan bireylerin bilinç düzeyi artmakta, bilinçli olarak siyasi tercihler yapılmaktadır. Siyasete olan ilginin artması, bilinçli olarak ve artan orandaki siyasal aktivite siyasal görüşlerin de belirginleşmesini sağlamaktadır (Altan, 2011: 313).

Günümüzde siyasal katılım geleneksel anlamından farklı olarak da gerçekleşebilmektedir. Partiye üyelik, oy kullanma, mitinglere katılma siyasal katılım olarak tanımlanmaktayken geleneksel olmayan siyasal katılımda çevresini ideolojik görüşüyle motive etme, sosyal medya olarak tanımlanan yeni kitle iletişim platformlarında ideolojisine uygun propaganda yapma, siyasi tartışmalara katılma ve hepsinden önemlisi protesto etkinlikleri yer almaktadır. Bireylerin eğitim seviyesi yükseldikçe geleneksel olmayan siyasal faaliyetler doğrusal ilişki; buna karşılık seçimlere katılma gibi geleneksel siyasal katılım ile negatif ilişki olduğu ifade edilmektedir. Russell, 1996-2011 dönemlerini karşılaştırdığı çalışmasında söz konusu tarih aralıklarında eğitim ile geleneksel olmayan faaliyetler arasında anlamlı ilişki olduğu sonuçlarına ulaşmıştır (2012: 458).

Siyasal katılım öncelikle siyaset ve siyaset kurumları hakkında yeterli bilgiyle ilişkilendirilmektedir. Eğitim düzeyi yüksek bireylerin de siyaset hakkında daha fazla

(29)

bilgiye sahip olacakları varsayımıyla eğitim düzeyi arttıkça siyasal katılımın da artacağı ifade edilmektedir. Sahip olduğu bilgiye güvenen ve bu bilgi ile siyaset için uygun yeteneklere sahip olduğunu düşünen bireylerin siyasal katılımının yüksek olması beklenmektedir (Turan, 1986: 77).

Siyasal katılım üzerinde etkili olan eğitim seviyesi bireylerin sosyal yaşama katılmalarını kolaylaştırdığından siyasal katılım üzerinde dolaylı etkiye de sahiptir. Eğitimli bireyler siyasal yönden tercih yaparken daha bilinçli davranmaktadırlar. Bu bilinçle hareket eden bireyler diğer çevresel faktörlerden daha az etkilenir. Yaşanan toplumsal ve siyasal olaylara daha net bakışına sahip olur; siyasi kararları verirken çevresinde olup bitenleri daha iyi kavrar, yorumlar ve siyasal olaylara ilişkin daha sağduyulu davranır (Kahraman, 2002: 71).

1.3.1.4. Sosyo-Ekonomik Statü ve Siyasal Katılım

Siyasal katılma bir eylem veya davranış olarak; oy kullanmak, siyasal sürece hiç katılmamak veya başka katılım eylemlerinden hangisi ile gerçekleşirse gerçekleşssin bu eylemlerin ortaya çıkmasında çeşitli farktörler etkili olmaktadır. Siyasal düşünce ekonomik ve sosyal gelişmelerden bağımsız olmayıp sosyo-ekonomik faktörlere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir (Dursun, 2004: 236-237).

Siyasal katılımın en önemli sosyal faktörlerinden biri de bireylerin sosyo-ekonomik statüleridir. Yüksek eğitim, yüksek gelir düzeyi, elit mesleklere sahip bireylerin siyasal katılımları nispeten daha fakir, eğitim düzeyi düşük ve sıradan mesleklerdekine göre daha yüksektir (Huntington ve Dominquez, 1975: 44’den aktaran Balcı vd, 2013: 52). Bireyler, gelirlerini arttırmak ya da en azından var olan düzeylerini korumak için, kendi durumlarına en uygun partileri seçme eğilimindedirler (Altan, 2011: 321). Ekonomik bakımdan güçlü olanların, eğitim düzeyi olarak yeterli olmasa bile, siyasal bakımdan daha etkin bir noktada oldukları bilinmektedir (Çukurçayır, 2002: 74).

Yapılan araştırmalar ekonomik durum ile siyasal katılımın ilişkili olduğunu göstermektedir. Meslek türleri ekonomik durumu etkilediği gibi siyasal katılımın yoğunluğuna da etki etmektedir. Mesleğin niteliklerinin de bu yoğunluğu değiştirdiği kabul edilmektedir. Bireylerin psikolojik özellikleri ile birlikte mesleki statülerinin

(30)

birlikte ele alınması gerektiği; her iki değişkenin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu ve birlikte siyasal katılımın şekli, yoğunluğu ve yönü üzerinde önemli etkiye sahip oldukları ifade edilmektedir (Altan, 2011: 320).

Sosyo-ekonomik statü okuryazarlık, eğitim fırsatlarından yararlanma ve mesleki fırsatlar açısından olumlu veya olumsuz sonuçlar doğurmakta ve bunun sonucu olarak da siyasal pozisyonlara erişim farklılaşmaktadır. Sosyo-ekonomik statünün diğer bir etkisi de sosyal sistemde avantaj veya dezavantajlı konumlar, işgücü piyasasına katılım şekli, sağlık hizmetlerine erişim gibi konularda etkili olmakta ve dolaylı olarak siyasal katılımın farklılaşmasına neden olmaktadır. Sosyo-ekonomik statü aynı zamanda kadın erkek cinsiyet rolleri üzerinde etkili olduğundan kadınların daha fazla siyasal katılım göstermelerini sağlamaktadır (Topuz, 2014: 218).

1.3.1.5. Meslek ve Siyasal Katılım

Yirminci yüzyılın başlarından itibaren sanayileşmenin toplumlar üzerinde etkili olması ile yeni meslek grupları ortaya çıkmış, aynı zamanda kent ve kentleşme olgusu da farklılık göstermeye başlamıştır. Ortaya çıkan yeni sosyal yapı ve meslek grupları farklı toplumsal sınıfların oluşmasına neden olmuştur (Öztekin, 200: 226). Farklı meslek grupları ile ortaya çıkan yeni toplumsal sınıfların yanı sıra iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile siyasal katılımda çevresel faktörler de denkleme dahil olmaya başlamıştır. Tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde aynı meslek grubunda farklı statüdeki bireyler arasında beklenti ve menfaatler farklı olacağından siyasal katılım da farklılık göstermektedir (Uluç, 2007: 78).

Mesleğin siyasal katılımla ilişkisi sosyal statü ile birlikte ele alınmaktadır. Bireylerin eğitimleri onların mesleklerini şekillendirmekte, meslekler ile toplumda statü kazanılmakta ve mesleki statü ile siyasi olaylardan etkilenme ve bakış açısı farklılaşmaktadır. Mesleğin diğer bir etkisi de toplumsal ve siyasal olaylara zaman ayırmayla ilişkilidir. Bireyler mesleklerinin gereği olarak diğer insanlarla veya toplumdaki olaylarla çok fazla etkileşim halinde iken, bazı meslek sahipleri çok az düzeyde sosyal ilişkilere katılabilmekte ve sosyal olaylara ilgi duyabilmektedir (Yücekök, 1987: 27).

(31)

Mesleğin siyasal katılımla ilişkili olmadığı kabul edilmektedir. Zira bireyler mesleklerini yatay veya dikey yönde her an değiştirebilmektedir. Ayrıca aynı mesleğe sahip bireylerin siyasal katılımlarının farklılık gösterdiği de bir gerçektir. Burada meslekten ziyade bireylerin gelir düzeylerinin etkili olduğunu söylemek daha uygun görünmektedir (Uluç, 2007:78). Ancak bazı meslekler siyasal kararlardan yüksek düzeyde etkilenirken kimi mesleklerin de sınırlı etkilendikleri göz önünde bulundurulduğunda mesleğin siyasal katılımla zayıf bir ilişkisi olduğundan söz edilebilir (Dursun, 2004: 239).

1.3.1.6. Etnisite ve Siyasal Katılım

Toplumda farklı etnik grupların mevcut imkanlardan daha az yararlanıyor olma algısı ve bununla birlikte ortaya çıkan aidiyet duygusu siyasal katılım üzerinde etkili olan faktörlerdendir (Balcı vd, 2013: 56). Dolayısıyla herhangi bir toplumda mahrumiyet duygusuna kapılan ve hak arayan etnik gruplar ne kadar çoksa o toplumda siyasal katılım düzeyi de o denli yüksek olacaktır (Öztekin, 2000: 225).

Etnisitenin diğer bir boyutu da farklı etnik grupların kendi inanç ve kimliklerini ifade edebilme veya yaşayabilmesiyle ilgilidir. Kimlik ve inancını ifade etmekte güçlük çeken etnik grupların siyasal katılımı daha yüksek olacaktır. Ancak kimi toplumlarda demokratik yolların tıkalı olması durumunda siyasal katılım yerine şiddete varan davranışların görüldüğü de bilinmektedir (Balcı vd, 2013: 57).

İnanç ve kimliğin siyasal katılım üzerindeki etkisine ilişkin Tunceli ilinde yapılan araştırmada muhafazakar ve milliyetçi kimliğe sahip topluluklarda kadının inanç ve muhafazakarlık ekseninde siyaseten geri durdukları, liberal ve demokratik topluluklarda ise kadınların siyasete daha yakın oldukları ifade edilmektedir. Yapılan araştırmada din ve inançların toplumsal ve siyasal olaylara bakış açısını ve dolayısıyla siyasal katılımı doğrudan etkilediği ifade edilmektedir (Menteşe, 2014: 107).

1.3.1.7. Aile ve Siyasal Katılım

Bireylerin siyasal katılım göstermesinde yetiştikleri ailenin en önemli faktör olduğu da ifade edilmektedir. Özellikle ebeveynler arasındaki siyasi içerikli konuşmalar, küçük yaştan itibaren bireylerin siyasete katılımlarını olumlu veya

(32)

olumsuz yönde etkilemektedir. Bu ailelerde yetişen bireyler genellikle ebeveynlerinin siyasi eğilimlerine uygun davranışlar sergilemektedir (Karakoç, 2000: 39).

Siyasete ilişkin davranışlar öncelikle öğrenme süreciyle ilişkilidir. Öğrenmenin en önemli aşaması da çocuklukta yaşanmaktadır. Yapılan araştırmalarda genel olarak kabul gören çocukluk deneyimlerinin yaşam boyu sürdüğü ve sonraki öğrenmeleri de etkilediğidir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde bireyin toplumsallaşma sürecinde ailenin en önemli faktör olduğunu söylemek mümkündür. Siyasal katılımın da toplumsallaşma sürecinin bir parçası olduğu göz önünde bulundurulduğunda ailenin siyasal katılım üzerindeki etkisinin ne denli önemli olduğu da ortaya çıkmaktadır (Uysal, 1981: 115–116.).

Ahlaki ve hiyerarşik, zihinsel yapıya ilişkin ilk bilgilerin ve izlenimlerin aileden alındığı düşünüldüğünde, siyasal katılım düzeyinin de bu doğrultuda etkileneceği söylenebilir (Balcı vd, 2013: 58).

Aile bireylerinin ve özellikle ebeveynlerin siyasete ilgisi, bireyin de ilgili olmasına neden olabilmektedir. Ancak aile içindeki iletişim ve birliktelik yoğun bir şekilde yaşanıyorsa bu durum geçerli olabilmektedir. Bireylerin eğitim düzeyi arttıkça ve sosyo-ekonomik düzeyleri ile bağımsızlıkları arttıkça ve geleneksel aile yapısından uzaklaşıldıkça ailenin siyasal katılım üzerindeki etkisi de azalmaktadır. Nitekim günümüzde geleneksel aile yapısı geçmişe oranla azalmaktadır. Bu durum ailenin siyasal katılımdaki etkisini de azaltmaktadır (Tatar, 1997: 64).

1.3.1.8. Yerleşme Biçimi ve Siyasal Katılım

Köy, kasaba, şehir veya büyükşehirde yaşayan bireylerin siyasal katılımları da farklılık göstermektedir. Yerleşim yeri büyüdükçe bireylerin siyasal katılımlarının da artacağı düşünülmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden birinin eğitim olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca kitle iletişim araçlarının şehir ve büyükşehirlerde daha yaygın kullanılıyor oluşu da siyasi iklimin daha fazla takip edilmesine olanak tanımaktadır. Ortaya çıkan bu etki bireylerin siyasetle daha fazla ilgilenmeleri ve daha fazla siyasal katılım göstermeleri ile sonuçlanmaktadır (Baykal, 1970:66’den aktaran Balcı vd, 2013: 58).

(33)

Kentleşmenin tanımı yapılırken iş bölümü, örgütleşme, uzmanlaşma, kente özgü insan davranışlarındaki değişim sürecinden söz edilmektedir (Keleş, 1990: 5). Kentleşme düzeyi arttıkça, siyasal katılıma ilişkin kavramlar da karmaşık hale gelmektedir. Sürecin karmaşıklığı daha çok bürokratik süreçlerle ilişkilendirilmektedir. Bu karmaşa bireylerin siyasal katılımlarının azalmasına neden olduğu ifade edilmektedir. Daha açık bir ifadeyle diğer görüşün aksine kentleşmenin artması, yerleşim birimlerinin büyümesinin siyasal katılımın düşmesine neden olduğu belirtilmektedir (Kalaycıoğlu, 1983: 24).

Yerleşim biçimi bireylerin bilgi, ilgi ve eylemlerinin kaynağını oluşturduğundan kültürel yapıyı ve bireylerin dünya görüşlerini de etkilemektedir. Yaşanılan bölgedeki sosyal ve ekonomik şartların etkisiyle ideolojik yaklaşımları belirleyen bu görüşler kırsalda yaşayan bireyler ile kentsel bölgelerde yaşayan bireylerin siyasi görüşlerini, siyasete bakışlarını ve nihayetinde siyasal katılımlarını farklılaştırmaktadır (Erzen ve Yalın, 2012: 59).

Toplumda kentleşme düzeyi bireylerin eğitimi üzerinde etkili olmaktadır. Eğitim siyasal katılımı artırıcı bir faktör olduğundan ve eğitim düzeyi arttıkça siyasal katılım arttığından kentleşmenin siyasal katılım üzerinde dolaylı etkisinden söz etmek mümkündür. Kentlerin sunduğu imkanlar nedeniyle bireylerin becerilerini elde ettiği beceriler farklılaşmakta ve artmakta, farklılaşan beceriler toplumsal olaylara gösterilen tepkilerin de farklılaşmasına neden olmaktadır. Kentleşme ile birlikte artan eğitim düzeyi aynı zamanda bireylerin gelir durumlarını da etkilemektedir. Artan gelir düzeyi ile birlikte siyaset dahil olmak üzere yeni ilgi alanlarının kazanılmasına da katkı sağlamaktadır (Hurma, 2003: 112).

1.3.1.9. Örgüt Üyeliği ve Siyasal Katılım

Örgütleşme ve bireylerin örgüt üyeliği aynı zamanda demokratik mücadeleye olan ilginin bir göstergesidir. Bireyler üyesi oldukları örgütlerde verdikleri mücadele ile bir yandan tecrübe kazanmakta diğer yandan siyasi mücadeleyi bir davranış biçimi haline getirmektedir. Örgüt üyeliği fazla olan toplumlarda siyasal katılımın da yüksek olması beklenen bir durumdur. Nitekim sivil toplum kuruluşları arttıkça bireylerin kendilerini ifade etme olanakları artmakta; siyasal düzlemde ise daha yakın ve etkin ilişkiler kurmasını kolaylaştırmaktadır (Çukurçayır, 2000: 73-74).

(34)

Bir diğer ifadeyle siyasal amaçlı veya siyasal amaçlı olmayan dernek ve örgütler, birey için bir tür siyasal eğitim mekanı olarak işlev görmektedir. Elbette her örgütün bireyin bir siyasal insan olarak yetişmesinde veya siyasal benlik kazanmasında eşit derecede etkide bulunduğu söylenemez. Partiler gibi yasal olanların etkisi, amacı siyasal olmayan örgütlerden daha fazla ve doğrudandır. Bu örgütler, bireylerin daha sonraki hayatlarında kullanabilecekleri çeşitli siyasal bilgi, kural, duygu ve tutum edinmelerinde kaynak işlevi görmektedir. Örgütlerdeki çeşitli çalışma usulleri, kazanılan beceriler ve geliştirilen bazı kişisel meziyetler bireyin siyasal hayatta etkin rol oynamasını sağlayabilir (Dursun, 2013: 101).

Örgütlenme ihtiyacı bireylerin siyasi erkten beklentilerinin karşılanmaması veya yeterli kaynak alamamasından doğmaktadır. Böyle bir durumda bireyler daha büyük bir organizasyonu oluşturarak veya bu organizasyonun üyesi olarak siyasi otorite üzerinde baskı oluşturmaktadır (Kalaycıoğlu, 1983: 34).

Örgüt üyeliği aynı zamanda siyasal katılımın seçilme boyutunda da önemli etkiye sahiptir. Toplumda önemli yere sahip olan sivil toplum kuruluşlarında etkin rol alan bireyler hem daha iyi tanınmakta hem de siyasi mücadele için tecrübe kazanmaktadır. Yapılan uzun süreli ve etkili örgütsel faaliyetler sonucunda partiler ile etkileşim artmakta ve nihayetinde seçmen üzerinde etkili olunmaktadır (Turhan, 1990: 158).

Siyasal katılım ve örgütlenme denildiğinde ilk akla gelen siyasi partiler olmaktadır. İster kurulu siyasi parti çatısı altında, isterse yeni siyasi parti kurarak bireyler örgütlü olarak siyasal katılım göstermektedir. Siyasi partiler siyasal katılımın vazgeçilmez örgütleridir. Temel kuramsal özellikleri arasında üyelik sistemi yer almaktadır. Toplumun tüm üyeleri ile bağ kurma, bireylerin doğrudan veya dolaylı olarak siyasal katılımını sağlamada asli unsur özelliğini taşımaktadır. Teknolojik gelişmeler ile birlikte bireylerin siyasal katılım şekilleri, ortaya çıkan çıkar gruplarına rağmen demokrasinin temel kurumu olan siyasi partiler rekabetçi adayları ve aktivist üyeleri ile birlikte örgütlü siyasal katılımın birincil unsuru olmaya devam etmektedir (Ertürk, 2016: 341).

Siyasal partiler bireylerin desteği ve katılımının sağlanması için örgütlenmeye önem vermek durumundadır. Partinin politikaları, genel merkez ve taşra teşkilatlarının politika ve tutumları örgütlenme faaliyetlerinde önemli bir yer

(35)

tutmaktadır. Bireylerin partiye, dolayısıyla siyasete katılım göstermeleri örgütlenme faaliyetlerinin nasıl oluşturulduğu ve yürütüldüğü ile doğrudan ilişkili olduğu görülmektedir (Cem, 2011: 101).

Siyasal partilerin örgütlenme düzeyi ülkelere, toplumlara ve hatta topluluklara göre farklılık göstermektedir. Toplumun kültürel ve demokratik yapısı partilerin örgütlenme şekli ve düzeyi üzerinde etkili olmaktadır. Örgütlenme düzeyi ve şeklinden bağımsız olarak üye olmuş, diğer bir ifadeyle siyasal katılım göstermiş bireyler partideki siyasi faaliyetlerini aktif bir şekilde yürütebilmektedirler (Tosun ve Tosun, 2010: 5).

1.3.1.10. Kitle İletişim Araçları ve Siyasal Katılım

Bilgi teknolojilerindeki gelişmeler yeryüzündeki kültürlerin daha fazla yakınlaşmasına ve kültürler arası etkileşime yol açmaktadır. Geçmişte yeryüzünün herhangi bir yerindeki bir olay çok yakın mesafelerde bile haftalar içinde duyulmaktaydı. Olaylara karşı gelişen tepkiler de üzerinden çok zaman geçmesi nedeniyle zayıf kalmaktaydı. Ancak günümüzde yeryüzünde birbirinden en uzak noktalardaki olaylar bile birkaç saniye içinde haber olabilmekte ve tepkiler de aynı hızda gerçekleşmektedir. İletişim teknolojisindeki bu hızlı gelişme bilginin yayılma hızını ve etkisini artırdığı gibi kültürler arası etkileşimin de aynı hızda gerçekleşmesini sağlamaktadır (Maalouf, 2009: 59).

Kitle iletişim araçları bilgi, görüş ve düşüncelerin paylaşılmasını ve bu sayede toplumda siyasal ve sosyal yapılanmaya katkı sağlayan araçlardır. Artan bilgi paylaşımı ve iletişim beraberinde ilişkilerin şekillenmesine, tutum ve davranışların oluşmasına veya değişmesine imkan verir (Ülkü ve Demir, 2013: 592).

Kitle iletişim araçlarının diğer bir etkisi de siyasal katılım gösteren bireylerin diğer bireylerle ulaşarak fikirlerini paylaşmasını, propaganda yapmasını ve onları yönlendirmesini olanaklı kılar (Akın, 2013: 130). Siyasetçilerin geçmişte olduğu gibi mitinglerde seçmenlere ulaşması günümüzde de devam etmekle birlikte mitinglerin organizasyonu, katılımın artırılması kitle iletişim araçları ile daha kolaylaşmaktadır. Ek olarak kitle iletişim araçları ile seçmenlerin elde ettikleri yeni bilgiler ile daha bilinçli hareket etmelerine olanak tanımaktadır (Dilber, 2012: 84).

(36)

Sonuç olarak bakıldığında kitle iletişim araçlarının iletilerine en fazla maruz kalanların siyasal yaşama en sık, en az maruz kalanların ise en seyrek biçimde katıldığı öne sürülmektedir (Kalaycıoğlu, 1983: 34).

Siyasetin en önemli aşaması olan ve bireylerin seçmen veya aday olarak siyasete doğrudan katıldığı seçimlerin niteliği, seçim süresince ve öncesinde toplumun doğru iletişim araçları ile bilgilendirilmesi ile mümkündür. Geçmişte olduğu gibi tek yönlü geleneksel medya günümüzde de etkili olmakla birlikte iletişim teknolojileri yeni iletişim alanlarının da ortaya çıkmasını ve iletişimin çift yönlü olmasını sağlamıştır. Toplum seçme ve seçilme sürecine, diğer bir ifadeyle siyasal iletişime yeni kitle iletişim araçları ile daha fazla katılım göstermektedir. Başta akıllı telefonlar olmak üzere kullanılan yeni cihazlar ve internet aracılığıyla yeni iletişim platformlarını kullanarak düşüncelerini birbirlerine aktarabilme imkanına kavuşmuştur. Akıllı telefonların kazandırdığı yeni imkanlar yazılı iletişimin yanına görsel iletişimi de katarak karşılıklı fikir alışverişine yeni bir boyut kazandırmıştır (Koçal, 2009: 124).

İletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler ve yeni iletişim alanları partilerin de bu teknolojiyi kullanmalarını gerekli kılmaktadır. Bu teknolojiyi kullanabilmek için siyasi partilerin uygun kadrolara ihtiyacı vardır. Doğrudan siyasal katılım gösteren parti üyeleri seçmenle sadece seçim döneminde değil tüm zamanlarda doğru iletişim kurabilmelidir. Seçim dönemleri dışında da toplum bireylerinin siyasal katılımını sağlamak ve siyasal katılım gösteren bireyler ile doğru iletişim kurabilmek, partilerin yeni teknolojilere uygun kitle iletişim araçlarını ve platformlarını doğru kullanması ile mümkün görünmektedir (Ertürk, 2016: 356).

1.3.2. SİYASAL KATILIMDA PSİKOLOJİK FAKTÖRLER

Siyasal katılımda sosyal faktörler kadar önemli görülmese de psikolojik faktörler de önemli bir etkiye sahiptir. Psikolojik faktörler siyasal katılım üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu gibi siyasal katılımdan uzaklaşmaya neden olabilecek olumsuz faktörler olarak da ortaya çıkabilmektedir. Olumlu psikolojik faktörlere örnek olarak ilgi duyma, sosyal girişkenlik, siyasal etkinlik vatandaşlık duygusu sayılabilir. Olumlu psikolojik faktörler yurttaşlık görevinin yerine getirilmesi başta olmak üzere siyasal katılımın artmasını sağlamaktadır (Dilber, 2013: 1-4). Bireylerin

Şekil

Tablo -5: Katılımcıların Yaş Dağılımı
Tablo -20: Katılımcıların Lidere Bağlılık Derecelerinin Frekans Dağılımı

Referanslar

Benzer Belgeler

Seyahat maliyetine (eğer Erasmus+ bu maliyeti tamamen karşılamıyorsa) ve faaliyetin yürütülmesi ile doğrudan ilişkili olmayan ek maliyete muhtemel bir katkı dışında, bir

Eylem’in bu ihtiyacı, aile yaşantısında ona aktarılan, erkeğin yaşama karşı verilen mücadele de fiziksel olarak güçlü olduğu ve kadının erkeğe

Almanya’ya dış göçün birey psikolojisi üzerine etkilerinin incelenmesi sonucu, bireyler geride kalanlar ve geriye dönenler olarak ayrıldığında, bireylerin toplum

Bu çalışmada, Sanayi 4.0’ın tarihsel ve kavramsal art alanı serimlenirken, bu yeni üretim paradigmasının ayırt edici özelliklerini oluşturan unsurlar da

Kutulardaki hayvan sayılarının onluk, birliklerini ve sayılarını altlarındaki tablolarda gösterin.. Hazırlayan: Yunus KÜLCÜ Onluk Birlik Çalışmaları

İkinci olarak ise rekreasyon amaçlı kentsel tasarım uygulamaları arasında daha çok kentsel imaj yaratma odaklı gerçekleştirilen tematik parklara örnek olarak

Tasarlanan sistem, kaza yapan aracın hava yastığı/yastıkları patladığı anda GPS modülü yardımıyla aracın konum bilgisini, kaç adet hava yastığı patladığını,

■ 1972 yılında kurulan Avrupa Gençlik Vakfı (AGV); Avrupa Konseyinin, üye devletlerde yasayan gençler arasında işbirliğini teşvik etme ve gençlerin sivil topluma ve