• Sonuç bulunamadı

Farklı muamelelere tabi tutulmuş ak lüpen (Lupinus albus) içeren rasyonlara enzim ilavesinin japon bıldırcınlarında (Coturnix coturnix Japonica) performansa etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı muamelelere tabi tutulmuş ak lüpen (Lupinus albus) içeren rasyonlara enzim ilavesinin japon bıldırcınlarında (Coturnix coturnix Japonica) performansa etkisi"

Copied!
75
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 1. GİRİŞ

Modern hayvansal üretimde, yemlerin hayvanlar tarafından en iyi şekilde değerlendirilmesi, ekonomik bir üretim açısından oldukça önemlidir. Bu yüzden rasyonlarda hem ucuz hem de kaliteli yem kaynaklarını kullanma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Klasik protein kaynaklarının hem aşırı pahalı hem de kıt olması, araştırıcıları alternatif protein kaynakları arayışlarına yöneltmiştir. Baklagil ailesinin önemli bir üyesi olan lüpenler (Lupinus ssp.), son zamanlarda üzerinde önemle durulan yeni protein kaynaklarından birisidir. Lisin amino asiti bakımından zengin olan lüpenler, özellikle Akdeniz ülkelerinde, insan gıdası olarak kullanılmaktadır. Lüpenin, soya fasulyesinin yetişmediği toprak ve iklim şartlarında yetiştirilebilmesi onun hayvan beslemedeki önemini bir kat daha artırmaktadır. Lüpen hayvan beslemede önemli bir protein kaynağı olmakla beraber bu materyalin kullanımını sınırlayan en önemli iki etken ihtiva ettiği alkaloit ve glikozitler olup, bu bileşikler, lüpenin lezzetinin hem acı olmasına hem de toksik özellikte alkoloitler hayvanlar tarafından yüksek seviyede tüketildiklerinde“lupinose” denilen bir hastalığa sebep olurlar. Lüpen tohumlarında acılık arttıkça protein seviyesi azalmaktadır. Bazı lüpen varyetelerinin alkaloit ve glikozit içeriklerinin yüksekliği sebebiyle, ham olarak (çiğ), hayvan beslemede kullanımları sınırlıdır. Genel olarak lüpen danelerinin ham protein seviyeleri % 35- 45 arasındadır. Fakat 1935 yılından sonra özellikle Almanya ve diğer bazı ülkelerde yapılan ıslah çalışmalarıyla tatlı lüpen varyeteleri elde edilmiştir. Alkaloit seviyeleri çok düşük, hatta sıfır seviyesinde olan bu lüpen çeşitleri hayvan beslemede herhangi bir kısıtlamaya gerek kalmadan rahatlıkla kullanılmaktadır. Islah yöntemlerinin yanında acılığı gidermenin basit teknolojik yöntemleri ve kimyasal yolları da bulunup geliştirilmiştir. Bunlar arasında kaynatma, soğuk suda bekletme, akarsuda yıkama, otoklavize etme, tuz ruhu (hidroklorik asit; HCl) veya potasyum hidroksit (KOH) ile muamele etme gibi işlemler sayılabilir (Hernandez, 1981; Erkek ve Kırkpınar, 1988).

Ülkemizde lüpen tarımının özellikle Konya yöresinde ve Akdeniz Bölgesine geçit teşkil eden yerlerde (yöresel olarak “termiye” diye bilinen lüpen bitkisinin) yapılması sebebiyle konuya ilgi duyulmuştur. Dünyada ve ülkemizde özellikle kanatlı

(2)

rasyonlarında soya küspesi yüksek seviyede ve yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Fakat soyanın ülkemizde ekim alanları kısıtlı olduğundan ve ekimi yapılan bölgelerde de dekara verimi düşük olduğundan, ihtiyaç olan soya küspesi yurt dışından getirilmektedir. Bu durumda, yurt dışından getirilen soya küspesinin dövize endeksli olması sonucu karma yemin üretim maliyeti artmaktadır. Ayrıca materyalin bulunma zorluğu da söz konusu olduğundan karma yem üreticileri, karma yemlerde yeni protein kaynaklarını kullanma zorunluluğunu hissetmektedirler.

Ülkemizde sadece insan gıdası olarak kullanılmaktan ileri gidemeyen lüpen; hayvan beslemede hem ucuz hem de kaliteli protein kaynaklarının bulunmasının zor olduğu son yıllarda hayvan beslemede kullanım imkanlarının artırılması ve gerek bölgemizde gerekse ülkemizin diğer bölgelerinde üretilen miktarının artırılarak ülke ekonomisine katkı sağlayacak olması konunun önemini bir kat daha artırmaktadır.

Kanatlı hayvanlar, sindirim organlarının anatomik yapısı ve gerekli bazı enzimlerin salgılanamaması veya yetersiz olması nedeniyle yemlerde oldukça yüksek düzeylerde bulunan bazı besin maddelerini sindirememekte ve bunlardan yararlanamamaktadır. Bu nedenle, kanatlı hayvanların beslenmesinde yaygın olarak kullanılan ve sindirilemeyen bazı yemlerin değerini artırmak ve bu yemlerden daha yüksek düzeylerde yararlanmak amacıyla yemlere çeşitli enzimler ilave edilmektedir. Özellikle, son yıllarda yemlerde bazı yem katkı maddelerinin kullanımının yasaklanmasından sonra, eksojen enzimlerin kanatlı yemlerinde kullanımı da yaygınlaşmaya başlamıştır.

Bu çalışmanın amacı, bölgemizde tarımı yapılmakta olan ve farklı işlemlere tabi tutulmuş lüpenin enzim ilave edilerek Japon bıldırcınlarında besi performansı ve karkas karakterlerine etkisini tespit etmektir.

(3)

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI 2. 1. Lüpen

Lüpen tohumlarının ham protein muhtevası % 35- 45 arasında değişmektedir. Balgrove ve Gillespie (1975), lüpen tohumlarındaki globulinlerin alfa, beta ve gama gibi üç fraksiyonunun olduğunu ve lüpen tohumlarında acılık arttıkça protein içeriğinin azaldığını bildirmiştir. Üç farklı lüpen varyetesi ile soya fasulyesi, adi fasulye, bezelye ve baklanın besin madde kompozisyonları Çizelge 2.1’de gösterilmiştir. Genel olarak lüpen tohumlarının diğer baklagillerden daha yüksek seviyede protein içerdiği söylenebilir.

Çizelge 2.1. Üç farklı lüpen varyetesi ile soya fasulyesi, adi fasulye, bezelye ve baklanın besin madde kompozisyonu.

Baklagil Çeşidi Protein Konsantrasyonu Bütün Kabuksuz Tohum, % Tohum, % HamYağ, % Ham Selüloz, % L. albus L. angustifolius L. mutabilis Soya Fasulyesi Adi Fasulye Bezelye Bakla 36.6 45.1 31.6 40.2 41.2 47.8 35.0 38.4 22.0 22.3 22.5 23.2 24.9 28.9 10.8 5.1 12.1 16.3 1.0 1.0 1.2 14.1 17.0 8.3 10.2 4.9 4.5 6.3 (Hill ve ark., 1977)

Balgrove ve Gillespie (1975), lüpen tohumlarında düşük olan kükürt seviyesinin artmasıyla tohum globulinlerinde kükürtlü amino asit konsantrasyonunda büyük artışlar olduğunu, fakat nitrojen konsantrasyonunda değişikliklerin az olduğunu bildirmişlerdir.

Lüpen proteinin amino asit kompozisyonu da oldukça iyi olup, metiyonin, sistin ve sistein gibi kükürtlü amino asitler ve triptofan bakımından yetersiz olmakla birlikte

(4)

lisin amino asidi bakımından zengindir. Çizelge 2.2’de iki lüpen varyetesinin amino asit kompozisyonu verilmiştir.

Çizelge 2.2. İki farklı lüpen varyetesinin amino asit kompozisyonu Amino Asit, % Lupinus luteus, sarı Lupinus albus, ak

Lisin 2.32 2.23 Metiyonin 0.30 0.46 Sistin 0.61 0.49 Aspartik asit 4.88 4.35 Treonin 1.71 1.61 Serin 2.40 2.22 Glutamik asit 9.33 9.91 Glisin 1.16 1.00 Alanin 1.31 0.96 Valin 1.63 1.54 İsolösin 2.34 2.04 Lösin 3.70 3.69 Tirosin 1.57 1.62 Fenilalanin 2.31 4.35 Histidin 1.09 0.98 Arginin 4.25 4.35

(Szelenyi- Galantai ve ark., 1988)

Lüpen tohumlarında metiyonin ve sistin gibi amino asitleri düşük seviyelerde ise de lisin, lösin, isolösin ve fenilalanin gibi esansiyel amino asitlerin seviyesi oldukça yüksektir.

Ak lüpen tohumlarının kimyasal analizle tespit edilmiş besin maddesi muhtevası ise Çizelge 3.3’de gösterilmiştir.

(5)

Çizelge 3.3. Ak lüpenin kimyasal kompozisyonu BESİN Kaynak MADDESİ 1 2 3 4 5 6 Su, % K. Madde, % H. Protein, % H. Selüloz, % H. Yağ, % H. Kül, % NÖM, % ME, Kkal/ kg Kalsiyum, % ToplamFosfor,% 14.0 86.0 36.9 11.0 7.2 3.5 27.4 - 0.32 0.50 14.1 85.9 29.5 11.6 10.1 3.8 30.9 2911 - - 7.22 92.78 31.02 9.15 10.07 2.41 40.13 2735 - - 10.61 89.39 42.32 8.30 9.42 2.06 27.29 - - - 7.26 92.74 34.93 15.51 11.73 2.76 35.07 2617 0.30 0.54 8.08 91.92 31.15 14.53 10.28 3.09 32.87 2597 0.29 0.25 1. (Halvorson ve ark.,1988)

2. (Szelenyi- Galantai ve ark.,1988) 3. (Erkek ve Kırkpınar, 1988) 4. (Jecsai ve ark., 1989) 5. (Yıldız ve Yazgan,1999)

6. (Konya İl Kontrol Laboratuarı, 2006)

L. albus ve L. mutabilis varyetelerindeki doymamış yağ asitleri kompozisyonu birbirine büyük benzerlik göstermektedir. Fakat L. albus varyeteleri linolenik asidi daha yüksek seviyede içermektedir (Gren ve Oram, 1983).

Brillouet (1984), lüpen tohumlarının karbonhidrat kompozisyonu üzerine yaptığı çalışmada, bu materyallerde mevcut karbonhidratların büyük bir kısmının nişasta olmayan polisakkaritlerden meydana geldiğini bildirmiştir.

Lüpen tohumlarında ve diğer baklagil tohumlarının büyük çoğunluğunda yüksek seviyede oligosakkaritler bulunmaktadır ve bu bileşikler hem insanlarda hem de hayvanlarda sindirim sisteminde gaz oluşumuna sebep olmaktadır (Cazes ve ark., 1982; Gross ve ark., 1984).

Lüpen tohumlarında kalsiyum, potasyum, demir ve çinko gibi elementlerin analizleri yapılmıştır. Sonuçta L. mutabilis, L. albus ve L. angustifolius varyetelerinin bu elementleri hemen hemen aynı miktarda içerdiği belirlenmiş ise de, L. mutabilis varyetesinde magnezyum miktarı, L. angustifolius varyetesinden daha yüksek bulunmuştur. L. mutabilis varyetesindeki bakır konsantrasyonu ise 8.0- 9.0 mg/kg

(6)

arasında bulunmuş ve bu değer L. albus ve L. angustifolius varyetelerindeki bakır miktarından daha yüksek olmuştur (Hove ve ark., 1978). L. albus ve L. mutabilis varyetelerindeki kurşun miktarı diğer baklagil tohumlarındaki miktarlardan 10 kat daha fazladır. Ayrıca lüpenlerdeki civa miktarı diğer baklagil tohumlarındaki miktarlardan daha yüksektir. Bununla beraber, lüpen tohumlarında bulunan yüksek seviyedeki civa ve bakır acılığa sebep olmakta, ancak geleneksel metodlarla materyaldeki civa ve bakır miktarı azaltılarak acılığı giderilebilmektedir (Gross ve ark., 1984).

Lüpenin hayvan beslemede kullanımını sınırlayan en önemli etken ihtiva etmiş olduğu quinolizidin grubu alkaloit ve glikozitlerdir. Acı lüpen daneleri alkaloit olarak lupinin, lupanin, spartein, hidroksi lupanin ile angustifolin ve glikozit olarak da lupinil ve vernin içerirler. Söz konusu alkaloitler hayvanlar tarafından yüksek seviyede tüketildiklerinde “lupinose” denilen bir hastalığa sebep olurlar.

Lüpen türleri arasında, alkaloit muhtevaları açısından büyük varyasyonlar söz konusudur. Ak lüpenin toplam alkaloit miktarının % 1.718 olduğu bildirilmişse de (Erkek ve Kırkpınar, 1988), L. luteus ve L. albus varyetelerinin toplam alkaloit muhtevaları çok daha düşük olup, sırasıyla % 0.11 ve % 0.09 olarak belirlenmiştir (Szelenyi- Galantai ve ark., 1988).

2.2. Enzimler Hakkında Temel Bilgiler

Enzimler genel olarak, protein tabiatında kompleks bileşiklerdir. Çok özel şartlarda (ısı, nem ve pH) bitki, hayvan ve mikroorganizmalarda bütün metabolik işlemleri katalize ederler. Reaksiyon süresince enzimler tüketilmezler ve kimyasal reaksiyonları katalize ettikten sonra spesifik etkilerini koruyarak gerektiği zaman tekrar aktif konuma geçerler. Enzimler, tabiatta hayvanlar, bitkiler ve mikroorganizmalar tarafından üretilirler, ve tüm canlı doku ve hücrelerde bulunurlar. Sindirim enzimleri yemlerdeki nişasta, protein ve lipitleri parçalayabilirler. Bununla birlikte, bitkilerin hücre duvarı polisakkaritleri gibi bazı unsurlar, ruminantların aksine, basit mideli olan hayvanlar tarafından sadece bir dereceye kadar parçalanabilir. Bu polisakkaritlerin basit mideli hayvanlarda fermentasyonu kalın bağırsakta ve dikkate alınmayacak kadar önemsiz düzeyde meydana gelmektedir (Nir, 2002).

(7)

Mikrobiyal kaynaklı enzimleri sağlamada başlıca amaç nişasta olmayan polisakkaritleri (NOP) parçalamak ve böylece bağırsak içeriği viskozitesini düşürmektir. Bu amaçla, endoenzimlerin (uzun zincirli moleküllerin ara bağlarını parçalayan enzimler) kullanımının büyük önemi vardır. Endoenzimler içinde en önemlileri endo β- glukanaz ve endo ksilanaz enzimleridir. Bu enzimler β-glukan ve pentozanları önemli ölçüde parçalayarak viskoziteyi önemli ölçüde azaltırlar. Bu makromoleküllerin dış bağlarını parçalayan ekzoenzimler, yavaş hareket ederler ve aktiviteleri önemli değildir. Viskozitenin azalmasıyla bağırsak enzimleri ile ekzoenzimler birbirlerine tamamen karışırlar ve bu sayede endojen enzimlerin ilgili substratlara ulaşıp aktivite göstermelerini kolaylaştırıp, sindirilebilirliği artırırlar. Viskozitenin azalması ile dışkının nem oranı ve yapışkanlığı azalarak altlığın daha az ıslanmasına neden olurlar (Nir, 2002).

Yem katkı maddesi olarak kullanılan enzimler seçilen substrat üzerinde mantar ve bakteri gibi mikroorganizmaların çoğaltılmasıyla üretilir. Örneğin substrat olarak ksilan kullanıldığında, ksilanı parçalayan enzimler bu organizmalar tarafından salgılanır. Bütün enzimler, spesifik aktivite, substrat uyumluluğu, stabilite, optimum pH ve sıcaklık gibi kendilerine ait özelliklere sahiptirler. Kanatlı yemlerinde kullanılan enzimler çoğunlukla karbohidrazlardır. Yemlere ilave edildiklerinde sindirim sisteminde hidrasyondan sonra aktif hale gelirler. Bu enzimlerin etkisiyle polisakkaritler su tutma kapasitelerini kaybederler ve böylece sindirim kanalı içeriğinin viskozitesi düşer (Marquardt, 1996).

2. 3. Lüpenin Kanatlı Rasyonlarında Kullanımı

Kanatlı hayvanlarda özellikle broyler ve yumurta tavuklarında performansı artırmak için birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların bazılarının konusu lüpen olmuştur. Fakat literatürde bıldırcınlar üzerinde lüpen ile yapılmış fazla çalışmaya rastlanılmamıştır.

(8)

2. 3. 1. Broyler rasyonlarında kullanımı

Cubillos ve ark. (1976), broyler rasyonlarındaki ayçiçeği küspesinin tamamının yerine L. albus ve L. luteus ikame edip metiyonin amino asidi ile zenginleştirip yedirdiklerinde, broylerlerin performansına olumsuz bir etkinin olmadığını ifade etmişlerdir. Bu çalışmada, 10. haftada canlı ağırlık kontrol grubunda 2.12 kg iken L. albus kullanılan grupta 2.02 kg ve L. mutabilis kullanılan grupta ise 1.19 kg olmuştur. Yapılan bu çalışma sonucunda, ayçiçeği küspesinin yerine L. luteus varyetesi lüpen ve metiyonin kullanılarak tatminkar bir canlı ağırlığa ulaşılabileceği gösterilmiştir.

Castaing ve Seroux (1984), rasyonda % 30 seviyesinde L. albus ultra varyetesi kullanıldığında broylerlerde günlük canlı ağırlık artışının 52.1 g olduğunu bildirmiştir. Aynı araştırmacıların yaptıkları başka bir çalışmada ise % 30 veya daha yüksek seviyelerde mısır ile % 15 seviyesinde buğday içeren rasyona, % 0.02 alkoloit içeren L. albus varyetesi tohumu ilave edildiğinde broylerlerde performans menfi yönde etkilenmemiştir. Broylerlerin deneme sonu ortalama canlı ağırlıkları kontrol grubunda 2.10 kg iken lüpen içeren grupta ise 2.14 kg olmuştur.

Karunajeewa ve Bartlett (1985), broyler başlatma rasyonlarındaki 1 kg soya fasulyesi küspesinin %22’si yerine L. albus Hamburg varyetesi tohumları ikame ederek yaptıkları çalışmada, broylerlerin performansının olumsuz etkilenmediğini bildirmişlerdir.

Bünyesinde %21’den fazla lüpen içeren enerji ve metiyonince zenginleştirilmiş rasyonla beslenen broylerlerde performans, bünyesinde soya fasulyesi küspesi bulunan kontrol rasyonu ile beslenen gruptan daha iyi olmuştur (Hernandez, 1981).

Guillaume ve ark. (1979), dört farklı lüpen (Ultra, Blance, Kalina ve Neuland) varyetesiyle broyler civcivlerde bir çalışma yapmışlardır. Denemenin sonunda, rasyonda artan lüpen seviyesine bağlı olarak civcivlerin canlı ağırlık artışlarının ve yem tüketimlerinin azaldığı bildirilmiştir. Canlı ağırlık ve yem tüketimlerindeki bu azalmanın rasyonlarda kullanılan Ultra, Blance, Kalina ve Neuland lüpen varyetelerinin % 0.17-0.43 gibi yüksek seviyelerde alkoloit içermelerinden kaynaklandığını bildirmişlerdir. Aynı araştırmacılar, alkoloitlerin performans üzerine en belirgin etkilerinin civcivlerde yem tüketimini azaltmaları ve bu etkinin bilhassa başlatma döneminde daha da belirgin olduğunu ifade etmişlerdir.

(9)

Erickson ve Elliot (1984), broyler başlatma rasyonları %30’un üzerinde L. albus Ultra varyete tohumları içerdiğinde civcivlerin performanslarında önemli bir düşmenin olduğunu ifade etmişlerdir.

Cuidad ve Capella (1980), civcivlerle yaptıkları bir çalışmada rasyonda % 65 seviyesinde bulunan lüpen miktarını % 44 seviyesine düşürdüklerinde rasyonun sindirilebilirliğinin % 10-20 seviyesinde arttığını bildirmiştir.

Lora ve ark (1980)’nın, broyler rasyonlarına bünyesinde % 0-10 arasında alkoloit içeren L. mutabilis ilave edilerek broylerlerde yaptıkları bir çalışmada, lüpenin ölüm oranına etkisi önemli bulunmamış ise de, lüpen rasyonda % 25’den daha yüksek seviyelerde bulunduğunda broylerlerde yem tüketiminin ve canlı ağırlık artışının azalmasına sebep olmuş ve bu etki istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Kontrol grubu hayvanların 8. haftada canlı ağırlıkları 1.93 kg, rasyona % 10 seviyesinde acı L. mutabilis lüpen ilave edilen grupta ise canlı ağırlık 1.35 kg olarak tespit edilmiştir. Sekizinci haftanın sonunda kontrol grubu hayvanların canlı ağırlıkları 2.01 kg olurken, acı lüpen içeren grupta ise canlı ağırlık 1.22 kg olmuştur.

Karunajeewa ve Bartlett (1985), rasyondaki soya fasulyesi proteininin % 0, 25, 50, 75 ve 100’ü yerine ak lüpen proteini ikame ederek erkek broyler civcivleri 3 günlük yaştan 21 günlük yaşa kadar beslemişlerdir. Tamamen ak lüpen içeren rasyon ile beslenen grupta, tamamen soya küspesi içeren rasyon ile beslenen gruba kıyasla yem tüketimi % 10.9, canlı ağırlık ise % 49 daha düşük olmuştur.

Bekric ve ark. (1988), mısır ağırlıklı, % 5 et unu, % 4.1 mineral içeren rasyona % 23 lüpen, % 27 bezelye, % 27 bakla ve % 20 ısıtılmış soya fasulyesi ilave ederek hazırladıkları rasyonlarla 21 günlük yaştaki ortalama canlı ağırlıkları 460 g olan broylerleri 30 gün süreyle beslemişlerdir. Lüpen içeren rasyonla beslenen grupta canlı ağırlık kontrol grubu hariç diğer gruplardan daha iyi olmuştur. Lüpen içeren rasyonla beslenen grupta yem değerlendirme katsayısı kontrol grubuyla hemen hemen aynı olmuştur. Isıtılmış soya fasulyesi içeren rasyonla beslenen grupta yem değerlendirme katsayısı diğer gruplardan daha düşük olmuştur.

Bekric ve ark. (1990), broylerleri 21 günlük yaştan 51 günlük yaşa kadar özellikleri aşağıda bildirilen rasyonlar ile beslemişlerdir. Çalışma rasyonları, mısır ve et ununa dayalı % 23 lüpen, % 27 bezelye, % 27 bakla, % 20 ısıtılmış soya fasulyesi ve mısır-soya ağırlıklı kontrol rasyonu olmak üzere 5 farklı şekilde hazırlanmıştır. İlk dört

(10)

rasyonun ham proteini % 16, beşinci rasyonun ise % 20 olmuştur. Sonuçta 30 günlük besleme sonrası deneme gruplarında ortalama canlı ağırlık artışları sırasıyla, 1439, 1348, 1253, 1407 ve 1528 g bulunmuştur. En yüksek canlı ağırlık artışı bünyesinde baklagil içermeyen % 20 proteinli kontrol rasyonunda olmuştur.

Erkek ve Kırkpınar (1988), ak lüpenin broyler rasyonlarında kullanılabilme imkanlarını belirlemek amacıyla broylerlerde bir deneme yapmışlardır. Rasyonlara farklı seviyelerde ilave edilen ak lüpenin broylerlerde canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma katsayısına etkisi araştırılmıştır. Bunun için lüpen içermeyen, % 10 ve % 20 seviyelerinde ak lüpen içeren izokalorik ve izonitrojenik üç farklı rasyon hazırlanmıştır. Deneme 8 hafta sürmüş ve denemenin sonunda kontrol grubu ve lüpen içeren rasyonlarla beslenen gruplarda ortalama canlı ağırlıklar sırasıyla, 2072.35, 1359.59 ve 865.55 g; gruplarda son iki haftada yem tüketimleri sırasıyla, 171.68, 120.68 ve 74.73 g ve 8 hafta boyunca gruplarda yem yararlanma katsayısı sırasıyla, 2.71, 2.85 ve 3.62 olmuştur. Deneme sonuçlarından da açıkça görüldüğü gibi rasyonlara % 10 ve % 20 seviyesinde ilave edilen ak lüpen broylerlerde canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma katsayısını olumsuz yönde etkilemiştir.

Perez-Escamilla ve ark. (1988), mısır-soya küspesine dayalı rasyona % 30’a varan seviyelerde ilave edilen tatlı çiğ lüpen ve % 35 seviyesinde sterilize edilmiş lüpenin broylerlerde performansa etkisini araştırmışlardır. Mısır-soya küspesine dayalı rasyon kontrol rasyonu olarak kullanılmıştır. Deneme süresince kontrol rasyonu, ve % 10, 20, 30 seviyelerinde tatlı çiğ lüpen ve % 35 seviyesinde sterilize edilmiş lüpen içeren deneme rasyonları ile beslenen gruplarda 21 günlük ortalama günlük canlı ağırlık artışları sırasıyla, 49.2, 49.2, 49.0, 43.9 ve 34.4 g; 4-21 günler arası canlı ağırlık artışları sırasıyla, 445, 455, 454, 401 ve 306 g; 4-21 günler arası yem değerlendirme katsayıları ise sırasıyla, 1.30, 1.41, 1.38, 1.51 ve 1.66 olmuştur. Sonuçlar rasyonda artan lüpen seviyesiyle birlikte canlı ağırlık artışında düşmeler ve yem değerlendirme kabiliyetinde düşüş olduğunu göstermiştir.

Yapılan çalışmalar sonucu, L. albus Mutant varyetesi tohumlarının broyler rasyonlarına % 10 ve daha yüksek seviyelerde katılabileceğini, yine L. albus Multolupa varyetesinin ısı ve buhar basıncı altında metabolik enerji değerinin yükseltilebileceği ve bunun da performansı olumlu yönde etkileyeceği bildirilmiştir ( Hill 1986). Perez ve ark. (1987), otoklavize edilen lüpenlerin broyler civcivlerinin performansını olumsuz

(11)

yönde etkilemediğini bildirmişlerdir. Zaviezo ve McGinnis (1980), bütün halindeki danelerin performansa herhangi bir müspet etkisinin olmadığını ve kabuğun soyulup pişirilmesi ile performansın iyileştiğini ifade etmişlerdir. Zima (1980), lüpen tohumlarının sterilizasyonu ile alanin, arjinin, metiyonin ve histidin gibi amino asitlerin sindirilebilirliğinin arttığını bildirmiştir.

Brenes ve ark. (2002), lüpen tohumu ve bunlara ait diğer fraksiyonlarla (kabuğu soyulmuş lüpen ve lüpen kabukları) beslenen broyler ve yumurta tavuğu civcivi rasyonlarına enzim ilavesinin performans ve ince barsak uzunluğu üzerine etkisini araştırmak maksadıyla bir araştırma yürütmüşlerdir. Bu maksatla bütün lüpen, kabuğu soyulmuş lüpen ve lüpen kabuklarını içeren rasyonlara saf enzim ilave edilerek broyler ve leghorn tipi civcivlerde performans, kuru madde retensiyonu, metabolik enerji, protein sindirilebilirliği ve ince barsak uzunluğunun ölçüldüğü 3 farklı deneme yürütülmüştür. Birinci denemede, % 70’in üzerinde bütün lüpen içeren rasyonla beslenen leghorn civcivlerin performansı gerilemiştir. Rasyonda artan lüpen seviyesine bağlı olarak ( % 23.1, 46.9 ve 70) kuru madde retensiyonu, metabolik enerji ve protein sindirilebilirliği azalmış, ancak taşlık ağırlığı artmıştır. Bu çalışmada lüpen içeren rasyonlara enzim ilavesiyle civcivlerin performansı önemli derecede iyileşmiştir. Enzim ilavesiyle kuru madde retensiyonu % 4.2 ve metaboloik enerji % 3.1 artmış, buna karşın taşlık ağırlığı % 7.1 azalmıştır. İkinci denemede, kabuğu soyulmuş lüpen içeren rasyona % 11.2 ve % 22.4 lüpen kabuğu ilave edildiğinde civcivlerin performansı şiddetli bir şekilde azalmış hatta yem tüketimi ve yemden yararlanma % 60.5’den % 6.3’e geniş sınırlarda değişmiş ve organ ağırlıkları ve uzunlukları nispi olarak artmıştır. Bu olumsuz etkiler rasyona enzim ilavesiyle önlenmiştir. Üçüncü denemede ise bütün haldeki lüpen tohumları broyler rasyonlarına artan seviyelerde (% 15, 35 ve 45) ilave edilerek yapılmıştır. Buğday-soya küspesi ağırlıklı kontrol rasyonunu tüketen hayvanların performansları, % 35 ve 45 seviyelerinde bütün lüpen tohumlarını içeren rasyonları tüketen hayvanların performanslarına göre daha iyi olmuştur. Bunun aksine % 15 lüpen ilavesiyle ağırlık artışı lüpen içermeyen gruba göre daha iyi olmuştur. Rasyonlarda lüpenin en düşük seviyesi olan % 15 seviyesinin diğer performans kriterlerine etkisi olmamıştır. Halbuki % 35 ve 45 seviyesinde lüpen içeren rasyonlar negatif bir etkiye sahip olmuştur. Lüpen içeren rasyonlara enzim ilavesiyle kontrol grubuna göre canlı ağırlık % 5.5 ve yem tüketimi % 3.8 artmıştır. Üstelik lüpen içeren rasyonlara enzim

(12)

ilavesiyle sindirim organlarının büyüklüğü nispi olarak azalmıştır. Sonuç olarak, selülozlu bileşikleri içeren lüpen tohumlarının kanatlı rasyonlarında % 23.1’den fazla kullanılması civcivlerin performansını azaltıp sindirim sistemindeki organların büyüklüğünü arttırmıştır. Fakat enzim ilavesiyle bu olumsuz etki ortadan kalkmıştır. Yüzde 30 ve 45 seviyesinde lüpen içeren rasyonları tüketen hayvanların organ ağırlıkları nisbi olarak sırasıyla, kursak % 17.6 ve 50.0, bezli mide % 12.1 ve 12.1, taşlık % 19.9 ve 30.1, duedenum % 12 ve 12 oranında artmıştır. Rasyonlardaki lüpen içeriğinden karaciğer ve pankreas olumsuz etkilenmiştir. Farklı lüpen rasyonlarına enzim ilavesi yem tüketimini % 3.8, ağırlık artışını % 5.5 artırmış, yemden yaralanma ise etkilenmemiştir. Rasyonlara enzim ilavesi ile karaciğerde % 5.5, pankreasta % 5.3, kursakta % 22.2, taşlıkta ise % 6.9’a varan bir ağırlık azalması olmuştur.

Steenfeldt ve ark. (2003)’ı mavi lüpen (L.angustifolius) içeren broyler rasyonlarına eksojen enzim ilavesinin sindirilebilirlik ve performans üzerine etkilerini araştırmışlardır. Kontrol rasyonundaki soya küspesi yerine 200 g/kg mavi lüpen ilavesiyle ağırlık artışının ve yemden yararlanma katsayısının olumsuz etkilendiğini bildirmişlerdir.

Gerendai ve ark. (2004), yapmış olduğu denemede 308 adeti dişi olan toplam 480 adet Ross broyler civcivi 3 gruba ayırmıştır. Denemede; kontrol rasyonu (mısır-soya), % 10, 15 ve 20 seviyesinde kabuklu beyaz lüpen içeren olmak üzere toplam 4 rasyon kullanılmıştır. Deneme 22 günlük yaştan itibaren yapılmıştır. Başlangıç, büyütme ve bitirme rasyonlarının ham protein içerikleri sırasıyla, % 22, 20 ve 18; metabolik enerji içerikleri ise sırasıyla 2950 kcal/kg; 3050 kcal/kg ve 3150 kcal/kg içermiştir. 5 haftalık yaşta ortalama canlı ağırlıkları; 1711.3 g (kontrol), 1730.0 g (% 10 lüpen), 1717.2 g (% 15 lüpen) ve 1715.1 g (% 20 lüpen) olmuştur ve canlı ağırlıklar arasındaki farklılıklar önemsiz bulunmuştur. Kırk iki gün boyunca yemden yararlanma katsayıları sırasıyla 1.89, 1.82, 1.77 ve 1.82 olmuştur. Göğüs ve but oranı bakımından kabuklu beyaz lüpen ile beslenen gruplar ile kontrol grubu arasındaki farklılıklar önemsiz bulunmuştur. Kontrol grubu ile kabuklu beyaz lüpen içeren rasyonlar ile beslenen gruplar arasında göğüs ve but etinin protein, yağ ve kül içerikleri de önemsiz bulunmuştur. Deneme sonunda, kabuklu beyaz lüpenin broyler beslemede % 20 seviyesinde hiçbir olumsuz etkisi olmadan kullanılabileceği bildirilmiştir.

(13)

Olkowski ve ark. (2001)’nın yapmış olduğu bu çalışmada, soya küspesinin yerine çiğ, kabuğu soyulmuş ve otoklavize edilmiş lüpen tohumlarının broylerlerdeki etkileri araştırılmıştır. Denemede; % 35 soya küspesi (kontrol), % 40 çiğ lüpen, % 40 otoklavize edilmiş lüpen ve % 35 kabuğu soyulmuş lüpen içeren rasyonlar kullanılmıştır. Rasyonlar izokalorik (3230 kcal/kg ME) ve izonitrojenik (% 23 ham protein) olarak hazırlanmıştır. Onaltı günlük erkek broyler civcivlerinden oluşan gruplara 21 gün boyunca hazırlanan rasyonlar ad-libitum olarak yedirilmiştir. Lüpen ihtiva eden rasyonlarla beslenen tüm civcivlerde yem tüketimi ve yemden yararlanma katsayısı olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu olumsuz etkiler ilk hafta boyunca gözlenmiş ve deneme süresince devam etmiştir. İlk hafta boyunca çiğ lüpen içeren rasyonla beslenen 4 civcivde akut zehirlenme işaretleri gözlenmiştir. Başlangıç klinik belirtiler; bacak güçsüzlüğü, koordinasyon eksikliği ve ilerleyen safhalarda kaslarda felç ve iskelette deformasyon şeklinde olmuştur. Deneme sonunda; lüpen kaynaklı rasyonla beslenen broyler piliçlerinde yem tüketiminde ve büyüme oranında kayda değer oranda düşüş ile daha yüksek bir yemden yararlanma katsayısı görülmüştür. Kabuk soyma işlemi veya otoklav işleminin yem tüketimi ve canlı ağırlık artışı üzerine herhangi bir etkisinin olmadığı bildirilmiştir.

2.3.1.1 Baklagillerle yapılmış diğer çalışmalar

Brenes ve ark. (2001)’ı çiğ (kabuli ve desi) ve otoklav ile muamele edilmiş (desi) nohut varyetelerini çeşitli seviyelerde içeren rasyonlar ile broyler civcivleri 1 günlük yaştan 28 günlük yaşa kadar besleyerek; civcivlerin performans, sindirim organı büyüklüğü, protein ve nişasta sindirilebilirliği ve metabolik enerji üzerine etkilerini belirlemek için iki deneme yapmışlardır. İlk denemede rasyonlar 0, 150, 300, 450 g/kg çiğ kabuli nohut varyetesi içerecek şekilde formüle edilmiştir. Rasyon nohut seviyesinin artışına paralel olarak canlı ağırlık, yem tüketimi ve yemden yararlanma olumsuz yönde etkilenmiştir. Pankreas, karaciğer ve taşlık nisbi ağırlıkları ile duedenum, jejenum, ileum ve kör barsak uzunlukları nohut içeren rasyonlarla beslenen civcivlerde önemli ölçüde artmıştır. Buna karşılık, protein ve nişasta sindirilebilirliği, sindirilebilir metabolik enerji değerleri nohut içeren rasyonlarla önemli şekilde azalmıştır. İkinci denemede, rasyonlar 75 ve 150 g/kg çiğ ve otoklavize desi nohut varyetesi içerecek

(14)

şekilde hazırlanmıştır. Çiğ desi nohut varyetesini içeren rasyon ile beslenen civcivlerin ağırlık artışı ve yem tüketimi kontrol rasyonu ile beslenen gruptaki civcivlere kıyasla önemli ölçüde düşük olmuştur. Rasyonda artan nohut seviyesine bağlı olarak ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma olumsuz olarak etkilenmiştir. Buna ilave olarak, karaciğer ve pankreasın nisbi ağırlıklarında; duedenum, ileum ve kör barsakın uzunluklarında ise önemli bir artış gözlenmiştir. Otoklavize edilmiş desi nohut varyetesi içeren rasyonlar ile beslenen civcivlerde ise ağırlık artışı ve yem tüketimi önemli ölçüde artmıştır. Otoklavize işlemi ile yemden yararlanmada herhangi bir değişiklik gözlenmemiştir. Karaciğer ve taşlık nisbi ağırlıkları ile ileum uzunluğu otoklavlı desi nohut varyetesi ilavesi ile önemli ölçüde düşmüştür. Kabuli nohut varyetesinin 450 g/kg, desi nohut varyetesinin 150 g/kg seviyelerinde rasyonlara ilave edilmesi ile civcivlerin performansı olumsuz etkilenmiş ve sindirim sistemi organlarının nisbi ağırlık ve uzunluklarında ise bir artış olduğu bildirilmiştir. Ayrıca, 450 g/kg seviyesinde kabuli nohut varyetesi içeren rasyon ile beslenen civcivlerde kontrol rasyonu ile beslenen civcivlerle kıyaslandığında protein ve nişastanın sindirilebilirliklerinde ve sindirilebilir metabolik enerji değerinde bir azalma olmuştur. Desi nohut variyetesinin otoklavize edilmesi performansı artırmıştır. Ancak, otoklav işleminin nisbi barsak uzunluğu üzerine etkisinin olmadığı bildirilmiştir.

Farrel ve ark. (1999)’ı yapmış oldukları çalışmada rasyonda nohut seviyesinin 120 g/kg ila 360 g/kg‘a kadar arttırılması ile civcivlerin barsak uzunluklarında hiçbir farklılık gözlenmediğini bildirmiştir. Ayrıca, rasyonlarda nohut seviyesinin artması ile pankreas ağırlığında önemli olmasa da doğrusal bir artış olduğunu bildirmiştir. Aynı şekilde, benzer sonuçlar bezelye ve bakla içeren rasyonlar ile beslenen piliçlerde de gözlenmiştir (Yuste ve ark., 1989; Rubio ve ark., 1990 ).

Miller ve Holmes (1992) yapmış olduğu çalışmada kabuli nohut variyetesi içeren rasyonlar ile beslenen civcivlerin pankreas ağırlıkları kontrol rasyonu ile beslenen civcivlerin pankreas ağırlıklarından daha yüksek olduğunu bildirmiştir.

Bedford ve ark. (2003)’ı yapmış oldukları çalışmada bezelye kaynaklı rasyonlara eksojen enzim ilavesinin broylerlerde ağırlık artışı, yemden yararlanma, yemin sindirilebilirliği ve sindirim sistemine olan etkisini araştırmışlardır. Buğday-soya küspesine dayalı rasyonlara 300 g/kg seviyesinde bezelye ihtiva eden rasyonlara α -amilaz, pektinaz ve selülaz enzimleri ilave edilmiştir. Bu rasyonlarla 21 gün boyunca bir

(15)

günlük broyler civcivler beslenmiştir. Yirmibirinci günde mide-barsak sistemi çıkarılmış ve sindirim sistemi morfolojisi ölçülmüştür. Rasyonlara bezelye ilavesi canlı ağırlık artışını, yemden yararlanma katsayısını ve yemin sindirilebilirliğini iyileştirirken, sindirim sistemi nisbi hacmini artırmamıştır. Aynı şekilde, bezelye içeren rasyonlara enzim ilavesi sindirim sistemi hacmini etkilememiştir. Rasyonlara eksojen enzim ilavesi ağırlık artışı tatminkar bir seviyede artmıştır. Ancak bu durum en çok kontrol rasyonu ile beslenen civcivlerde görülmüştür. Bezelye varyetesi ile enzim ilavesi arasında hiçbir etkileşim olmadığı bildirilmiştir. Bezelye içeren rasyonlara eksojen enzim ilavesi genel olarak yem tüketimini artırmış ve yemden yararlanmayı iyileştirmiştir.

2. 3. 2. Hindi rasyonlarında kullanımı

Halvorson ve ark. (1983), hindi rasyonlarında lüpen kullanımının performansa etkisini tespit etmek maksadıyla hindilerde bir çalışma yapmışlardır. Bu denemede mısır-soya fasulyesine dayalı rasyon kontrol rasyonu olarak kullanılmış ve kontrol rasyonundaki soya küspesinin % 15, 30, 45 ve 60’ı yerine ak lüpen ikame edilerek hazırlanan deneme rasyonlarıyla beslenen hindilerin, üç haftalık performansları karşılaştırılmıştır. Bünyesinde soya küspesinin % 15‘i yerine ak lüpen ikame edilen rasyonla beslenen grupta büyüme kontrol grubu ile aynı olmuş ise de, bünyesinde % 30, 45 ve 60 seviyesinde ak lüpen içeren rasyonla beslenen hindilerde büyüme kontrol rasyonu ile beslenenlerin sırası ile, % 94, 89 ve 85’i kadar olmuştur. Soya fasulyesi proteininin % 20‘si yerine ak lüpen proteini kullanılarak hazırlanan rasyonla beslenen 8-12 haftalık yaştaki dişi hindilerin büyümeleri kontrol grubuyla aynı olmuştur. Fakat soya fasulyesi proteininin % 30 , 40 ve 100‘ü yerine ak lüpen proteini kullanıldığında gruplarda ağırlık artışları kontrol grubunun % 94, 95 ve 85’i kadar olmuştur. Bu sonuçlar L. albus tohumlarının hindilerin performansına önemli bir menfi etkisi olmaksızın, hindi rasyonlarına önemli miktarlarda katılabileceğini göstermiştir.

Halvorson ve ark. (1988), erkek hindilerde ak lüpenin performansa etkisini belirlemek maksadıyla bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada mısır-soya küspesine dayalı rasyon kontrol rasyonu olarak kullanılmıştır. Diğer rasyonlar ise kontrol rasyonunun % 20 ve 40’ı yerine kabuklu ve kabuksuz ak lüpen ikame edilerek

(16)

hazırlanmıştır. Sonuçta, kontrol rasyonu, % 20 seviyesinde kabuklu ve kabuksuz ak lüpen ve % 40 seviyesinde kabuklu ve kabuksuz ak lüpen içeren rasyonlarla beslenen erkek hindilerin 4- 21. günler arasında hayvan başına ortalama günlük canlı ağırlık artışları sırasıyla, 21.7, 21.6, 21, 18.8 ve 20.5 g; hayvan başına günlük yem tüketimleri sırasıyla, 32, 33.4, 32.4, 31.5 ve 32.1 g; yem değerlendirme katsayıları ise yine sırasıyla, 1.48, 1.54, 1.55, 1.67 ve 1.57 olarak tespit edilmiştir. Bu sonuçlara göre, % 40 seviyesinde kabuklu ak lüpen içeren rasyonla beslenen erkek hindilerde canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yem değerlendirme katsayısı, diğer rasyonlarla beslenenlerle aynı olmuştur. Yani rasyona % 40 seviyesinde ilave edilen kabuklu ak lüpen performansı menfi yönde etkilememiştir.

Aynı araştırmacılar yine ak lüpenin hindi rasyonlarında kullanılabilme imkanlarını tespit etmek maksadıyla dişi hindilerde yaptıkları bir diğer çalışmada, mısır-soya küspesine dayalı rasyonu kontrol rasyonu olarak kullanmışlardır. Deneme rasyonları ise soya küspesi:kabuklu lüpen oranı 2:1, 1:1 ve 0.6:1 oranında olacak şekilde hazırlanmıştır. Dişi hindiler 17. haftanın sonuna kadar bu rasyonlarla yemlenmişlerdir. Sonuçta kontrol rasyonu, soya küspesi:kabuklu lüpen oranı 2:1, 1: 1 ve 0.6: 1 olan rasyonlarla beslenen dişi hindilerde hayvan başına günlük canlı ağırlık artışı sırasıyla, 60.1, 58, 57.6 ve 57.3 g, yem değerlendirme katsayısı sırasıyla; 2.67, 2.67, 2.74 ve 2.82, ölüm oranı ise sırasıyla, % 3.12, 6.25, 3.12 ve 4.69 olarak tespit edilmiştir.

Perez-Escamilla ve ark. (1988), lüpenin hindi rasyonlarında kullanılabilme imkanlarını tespit etmek maksadıyla hindi palazlarında bir çalışma yapmışlardır. % 0-30 seviyelerinde lüpen içeren rasyonlarla beslenen hindi palazlarında büyüme ve yemden yararlanma katsayıları, soya küspesi içeren rasyonla beslenen hindi palazlarındaki ile benzer olmuştur. Rasyonlar % 30 ve % 60 seviyelerinde lüpen içerdiklerinde bu rasyonla beslenen hindi palazlarının yem tüketimleri ve ağırlık artışlarında önemli ölçüde azalma olmuştur. Fakat % 60 seviyesinde suda ıslatılmış lüpen içeren rasyonla beslenen hindi palazlarının canlı ağırlık artışları ve yemden yararlanma katsayılarında iyileşme gözlenmiştir.

Ericson ve Eliot (1984), sentetik amino asitlerce zenginleştirilmiş L. albus Ultra varyetesini kullanarak hindilerde bir çalışma yapmışlardır. Rasyondaki soya küspesinin % 0, 15, 30 ve 100‘ü yerine L. albus Ultra varyetesi ikame edilerek dört farklı rasyon hazırlanmıştır. % 0 seviyesinde lüpen içeren rasyon kontrol rasyonu olarak

(17)

kullanılmıştır. Hindiler, bir günlük yaştan pazarlanabilir yaşa kadar bu rasyonlarla beslenmişlerdir. Hindilerde performans başlangıçta deneme rasyonlarınca etkilenmemiş ise de, son altı haftada % 30 seviyesinde lüpen içeren deneme rasyonu ile beslenen grupta günlük ağırlık artışı, kontrol rasyonu ile beslenen hindilerden 5.0 g daha fazla olmuştur.

2. 3. 3. Kaz rasyonlarında kullanımı

Birlinski ve ark. (1982), kaz rasyonlarına soya küspesinin % 20’si yerine lüpen, bakla, bezelye, keten ve kolza tohumu ikame ederek hazırlanan rasyonlarla etçi kazları günlük yaştan 10 haftalık yaşa kadar besleyerek bir çalışma yapmışlardır. Deneme sonunda en yüksek canlı ağırlık artışı ve en iyi yemden yararlanma katsayısı lüpen içeren rasyonla beslenen grupta olmuştur. Kazlarda deri yumuşaklığı karşılaştırıldığında gruplar arasında bazı küçük farklılıklar olmuşsa da duyusal olarak yapılan değerlendirmelerde herhangi bir farklılık görülmemiştir. Aynı rasyonlar kullanılarak yumurtacı kazların yumurta verimini belirlemek maksadıyla bir çalışma yapılmıştır. Sonuçta, kaz başına üretilen yumurta ve ortalama yumurta ağırlığının deneme rasyonlarınca etkilenmedikleri görülmüştür. Ayrıca kg yumurta üretimi için tüketilmesi gereken protein ve enerji miktarları bütün gruplarda aynı olmuştur.

2. 3. 4. Bıldırcın rasyonlarında kullanımı

Yıldız ve Yazgan (1999), farklı seviyelerde kaynatılmış ak lüpen (L. albus) içeren besi rasyonlarının Japon bıldırcınlarında besi performansı ve karkas karakterleri üzerine olan etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Denemede, mısır- soya küspesi ağırlıklı (% 25 ham protein ve 3100 kcal/kg ME) bazal rasyondaki soya küspesi yerine % 0, 10, 20, 30, 40 ve 50 oranlarında kaynatılmış ak lüpen ikame ederek izonitrojenik ve izokalorik altı farklı deneme rasyonu hazırlanmıştır. Deneme 42 gün sürmüştür. Deneme gruplarında canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı ve karkas ağırlığı, karkas randımanı, karın yağı miktarı ve karaciğer ağırlıkları arasındaki farklılıklar önemli olmamıştır. Deneme gruplarının yem tüketimleri arasında 3. ve 6. haftalardaki farklılıklar istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05) ve % 50 seviyesinde

(18)

kaynatılmış lüpen içeren grupta yem tüketimi diğer gruplardan daha yüksek olmuştur (P<0.01). Deneme gruplarının yemden yararlanma katsayıları arasında 1., 2. ve 3. haftalardaki farklılıklar önemli bulunmuş (P<0.05 ve P<0.01) ve yemden yararlanma katsayısı % 50 seviyesinde kaynatılmış lüpen içeren grupta diğer gruplardan daha yüksek olmuştur (P<0.01). Denemeden elde edilen sonuçlara göre, bıldırcın rasyonlarında soya küspesi yerine % 30 seviyesine kadar kaynatılmış ak lüpen ikame edilebileceğini bildirmişlerdir.

Arslan ve Şeker (2001), farklı muamelelere tabi tutulan ak lüpenlerin (L. albus) bıldırcınlarda büyüme performansı üzerine etkisini belirlemek amacıyla bir deneme yapmıştır. Denemede, 360 adet Japon bıldırcını kullanılmıştır. Her grup 15 bıldırcından oluşan 6 alt gruba ayrılmıştır. Gruplardan biri kontrol olarak kullanılmış ve deneme gruplarına % 15 oranında işlenmemiş, ekstrüde edilmiş ve halk tipi işleme metoduna tabi tutulmuş ak lüpen katılmıştır. Araştırma ilk 3 haftası başlangıç, son 3 haftası büyütme olmak üzere 6 hafta sürmüştür. Araştırma sonunda kontrol, işlenmemiş, ekstrüde edilmiş ve halk tipi işleme tabi tutulmuş ak lüpen gruplarında canlı ağırlık, 166.79, 160.99, 161.58 ve 166.53 g, günlük ortalama canlı ağırlık artışı; 3.80, 3.67, 3.68 ve 3.85 g, günlük yem tüketimi; 15.14, 15.61, 14.83 ve 16.16 g, yemden yararlanma oranı 3.94, 4.14, 4.02 ve 4.22 olarak bulunmuş ve gruplar arasında incelen parametreler açısından istatistiksel farklılığa rastlanmamıştır. Sonuç olarak; ak lüpenlerin bıldırcın besi rasyonlarına % 15 düzeyinde işlenmeden, ekstrude edilerek ve halk tipi işlemeye tabi tutularak katılmasının, herhangi bir olumsuz etkiye sebep olmadan kullanılabileceği bildirilmiştir.

2.4. Broyler Rasyonlarında Enzim Kullanımı

Enzimlerin kanatlı yemlerinde kullanımıyla ilgili bugüne kadar pek çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların çoğunda olumlu sonuçlar alınmış ise de bazı çalışmalarda tatminkar sonuçlar alınamamıştır.

Schutte ve ark. (1993), % 50 seviyesinde buğday içeren broyler rasyonlarına ksilanaz enzimi ilave ederek performans üzerine etkilerini araştırmışlardır. Enzimsiz buğdaya dayalı rasyonla beslenen broylerlerde canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma değerlerinin, % 50 mısır içeren rasyonla beslenen kontrol grubuna göre önemli

(19)

derecede düşük olduğu, fakat enzim ilavesi ile kontrol grubunkine benzer sonuçlar elde edildiği bildirilmiştir.

Viveros ve ark. (1993)’ı yapmış oldukları çalışmada proteaz, amilaz, hemiselülaz ve ksilanaz aktivitesi içeren bir enzim ile amilaz ve −β glukanaz aktivitesi içeren başka bir enzim karışımı % 10 veya 15 seviyesinde bakla içeren yemlere ilave edildiğinde canlı ağırlık artışı ve yem yararlanma katsayısının iyileştiğini bildirmişlerdir.

Annison ve ark. (1996)’ı yaptıkları çalışmada ksilanaz, pentozanaz ve hemiselülaz aktivitesi içeren enzim karışımının lüpen içeren broyler yemlerinde metabolik enerji değerini arttırdığını bildirmişlerdir.

Stanley ve ark. (1996)’ı yapmış olduğu çalışmada proteaz, sellülaz, pentozanaz, α-galaktozidaz ve amilaz aktivitesi içeren enzim karışımının değişik düzeylerde pamuk tohumu küspesi içeren broyler yemlerine ilave edildiğinde yemden yararlanma katsayısının iyileştiğini bildirmişlerdir.

Bedford ve Partrige (2001) nişasta olmayan polissakarit kapsamları yüksek yem yedirilen piliçlerin rasyonlarına enzim ilavesiyle sindirim sistemi hacminin küçüldüğünü ve piliç karkasının yenilebilir kısmının arttığını bildirmişlerdir.

Noy ve ark. (1995)’ı % 45 arpa, % 15 buğday içeren broyler rasyonlarına enzim ilavesinin performans üzerine etkilerini araştırdıkları çalışmalarında, arpaya dayalı broyler rasyonlarına enzim ilavesinin canlı ağırlık ve yemden yararlanmayı olumlu yönde etkilediğini bildirmişlerdir. Pfirtter ve ark. (1993)’ı tarafından yürütülen denemede, öğütülmüş veya ekstrüde edilmiş bakla içeren broyler rasyonlarına proteaz enzimi ilavesinin performans değerlerini önemli ölçüde artırmadığını bildirmişlerdir.

Graham (1996), tarafından yürütülen denemede; kontrol, kontrol rasyonu+ enzim, kontrol rasyonunun enerjisinden % 3 ham protein ve amino asit içeriğinde, % 5 daha düşük yoğunlukta hazırlanmış rasyon, ile bu rasyona enzim ilavesi ile oluşturulan 4 farklı rasyon ile beslenen broylerlerde, enzim ilavesinin canlı ağırlık artışına ve yemden yararlanmaya etkileri araştırılmıştır. Deneme sonunda bu rasyonlarla beslenen gruplarda canlı ağırlık artışı sırsıyla, 2140 g, 2184 g, 2125 g ve 2216 g, yemden yararlanma katsayısı ise sırasıyla, 1.64, 1.58, 1.69 ve 1.64 olarak tespit edilmiştir. Besin maddesi yoğunluğu daha düşük olan rasyona enzim ilavesinin canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma katsayısı bakımından kontrol rasyonuyla benzer sonuç verdiği bildirilmiştir.

(20)

Kontrol (mısır-soya ağırlıklı), kontrol+enzim, besin maddesi yoğunluğu azaltılmış rasyon ve bu rasyona enzim ilavesi şeklinde 4 ayrı rasyon hazırlanarak civcivlerde yapılan bir denemede, canlı ağırlık artışı sırasıyla, 2443 g, 2415 g, 2393 g ve 2513 g, yemden yaralanma ise sırasıyla, 1.85, 1.81, 1.94 ve 1.84 olarak tespit edilmiştir. Canlı ağırlık artışı yönünden kontrol rasyonuna enzim ilavesi önemli etki yaratmazken, yoğunluğu azaltılmış rasyona enzim ilavesi ile daha yüksek canlı ağırlık artışı sağlanmıştır. Enzimli rasyonlarla beslenen piliçlerde yem değerlendirme bakımından daha olumlu etki sağlandığı bildirilmiştir (Anonim 1996a).

Mısır-soya küspesi esaslı broyler yemlerine enzim ilavesinin performans üzerine etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada, kontrol rasyonuna enzim ilavesi kontrol grubuna göre sadece canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma yönünden sayısal olarak daha iyi sonuç vermiştir. Metabolik enerji, ham protein ve amino asit kapsamı % 2.5 daha az yoğunluktaki yeme enzim ilavesiyle canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma yönünden kontrol rasyonu ile beslenen grupta elde edilen performans değerlerine benzer sonuçlar alınmıştır. Bu sonuçlar enzim ilavesinin enerji ve besin maddelerinden yararlanmayı artırarak, düşük besin maddesi içerikli rasyonların performans üzerindeki olumsuz etkilerini önlediği bildirilmiştir (Anonim 1996b).

Mısır-soya küspesi ağırlıklı broyler rasyonlarında performans-enzim ilişkileri üzerine yapılan araştırmada, 1752 adet broyler civcivinden oluşan 3 ayrı deneme grubu, 3 ayrı tipte rasyonla beslenmiştir. Birinci grup kontrol, 2. grup; kontrol+% 0.1 enzim (Avizyme 1500) ve 3.grup ise metabolik enerji, ham protein ve amino asit içeriği yönünden kontrol grubuna göre % 3 daha düşük hazırlanan rasyon+% 0.1 enzim (Avizyme 1500) içeren rasyonlardan oluşmuştur. Enzim içeren grupta, canlı ağırlık artışı kontrol grubuna göre daha yüksek olmuştur. Deneme sonunda yemden yararlanma katsayıları, enzim içeren gruplarda kontrol grubuna göre önemli derecede daha iyi bulunmuştur. Araştırmada yemden yararlanma katsayıları ise sırasıyla, 2.02, 1.94 ve 1.95 olarak bulunmuştur. Canlı ağırlık artışı ise sırasıyla, 2541 g, 2615 g ve 2612 g olarak bildirilmiştir (Anonim 1996c).

Moran ve ark. (1997) tarafından yapılan araştırmada, yüksek ve düşük ham protein içerikli mısır-soya esaslı broyler yemlerine enzim ilavesinin etkileri araştırılmıştır. Bu araştırmanın sonucuna göre, yüksek ham proteinli ve enzim ilaveli yemlerin yemden yararlanmayı ve abdominal yağ oranını artırdığı bildirilmiştir.

(21)

Çiftçi ve ark. (1997), broyler yemlerine enzim ilavesinin enerjide sağlayacağı artış dikkate alınarak oluşturulan % 30 arpa ve % 10 buğday ile % 10 arpa ve % 30 buğday içeren negatif kontrol yemlerine çeşitli enzim ilavelerinin, enzim çeşidine bağlı olarak canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanmada daha iyi sonuç verdiği ve performans parametrelerini mısır esaslı pozitif kontrol grubuna yaklaştırdığı, ince bağırsak içeriği viskozite değerlerinin de performans değerlerini desteklediğini bildirmişlerdir.

Esteve-Garcia ve ark. (1997), arpa ve buğdaya dayalı broyler rasyonlarına β- glukanaz ve ksilanaz enzimlerini içeren enzim preperatı ilave ederek bir çalışma yapmışlardır. Çalışmada 3200 adet günlük yaşta hibrit broyler civciv kullanılmıştır. Başlatma rasyonu 3050 kcal ME/kg, % 21 HP ve % 1.2 lisin, bitirme rasyonu ise 3150 kcal ME/kg, % 19 HP ve % 1.05 lisin içerecek şekilde hazırlanmıştır. Deneme sonunda enzim ilavesi ile arpa ve buğday ağırlıklı rasyonlarla beslenen broylerlerin performanslarında bir iyileşme görülmüştür. Söz konusu enzimler deneme gruplarının yemden yararlanma kabiliyetini iyileştirmişlerdir. Ayrıca enzimlerin önemli bir etkisi olarak bağırsak viskozitesini etkiledikleri fakat bunun yem tüketimi ile bir ilgisinin olmadığını tespit etmişlerdir.

Coon (1997), tarafından yürütülen bir araştırmada, mısır-soya esaslı broyler yemlerine enzim ilavesinin performans ve ileal nişasta ile enerjinin sindirilebilirliğini artırdığını, % 6.4 düzeyinde görülen enerjinin sindirilebilirliğindeki artışın dışkı düzeyinde görülemediğini ve bunun da mikroflora aktivitesinden kaynaklanabileceğini bildirmiştir.

Ravindran ve ark. (1999), broylerlerde buğday ve arpanın besleme değeri üzerine fitaz ile glukonaz enzimlerinin etkisini tespit etmek maksadıyla bir çalışma yapmışlardır. Çalışmada kontrol grubu rasyonu (% 23 HP; kontrol), kontrol + ksilanaz, kontrol + fitaz, kontrol + proteaz, kontrol + ksilanaz + fitaz ve kontrol + proteaz + fitaz olmak üzere 6 farklı deneme rasyonu 21 gün süreyle yedirilmiştir. Deneme sonunda iki enzimin birlikte ilave edildiği rasyonlarda buğdayın ME değeri % 19 artmıştır. Ksilanaz + fitaz enzimlerinin ilave edildiği rasyonlarda enzim seviyelerinin artışına paralel olarak ağırlık artışı ve yemden yararlanma da artmıştır. Ancak, arpanın metabolik enerji değeri glukanaz ve fitaz ilavesinden etkilenmemiştir.

Brenes ve ark. (1993); çiğ, otoklavize ve kabuğu soyulmuş bezelyelere enzim ilavesinin civciv performansına etkisini araştırmak amacıyla 4 deneme yapmıştır.

(22)

Birinci denemede farklı kaynaklardan alınan ve rasyonda % 75 oranında bulunan düşük tanenli bezelye varyetesine farklı konsantrasyonlarda bulunan saf enzimlerin ilave edilmesi civcivlerin performansını artırmamıştır. İkinci denemede; tüm veya kabuksuz düşük tanenli bezelyeleri içeren rasyonlara saf enzim kombinasyonlarının ilavesi ile performansta bir artış gözlenmediği bildirilmiştir. Üçüncü denemede; otoklavize edilmiş yüksek tanenli bezelyeleri içeren rasyonlara saf enzim ilavesi ağırlık artışını etkilemezken, yemden yararlanma katsayısını artırmıştır. Dördüncü denemede ise otoklavize ve kabuk soyma işlemi yüksek tanenli bezelyelerin düşük tanenli bezelyelerin aksine zahiri metabolik enerjisini sırasıyla, % 21 ve % 30 ve protein sindirilebilirliğini de sırasıyla % 11 ve % 15 artırdığı bildirilmiştir. Kabuk soyma işlemi her iki bezelye varyetesi ile beslenen civcivlerde yemden yararlanma katsayısını artırmıştır. Ham veya kabuksuz düşük tanenli bezelyeleri içeren rasyonlara saf enzim ilavesi civciv performansını artırmadığı fakat saf enzim kombinasyonu ilave edilmiş yüksek tanenli bezelye rasyonları ile beslenen civcivlerin yemden yararlanma katsayısını artmıştır. Otoklavize ve kabuk soyma işlemi yüksek tanenli bezelyelerin zahiri metabolik enerjisini ve protein sindirilebilirlik değerini artırırken sadece kabuk soyma işleminin her iki bezelye varyetesini içeren rasyonlar ile beslenen broyler civcivlerinde yemden yararlanma katsayısını artırmıştır.

Zanella ve ark. (1999) tarafından mısır-soya küspesi, mısır/kavrulmuş soya ve mısır/ektrüze soya ağırlıklı yemlere enzim ilavesinin ileal ve dışkı ham protein, nişasta ve yağ sindirilebilirliği ile ME değeri üzerine etkileri araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, enzim ilavesinin özellikle ileal düzeyde protein, nişasta, yağ ve amino asitlerin sindirilebilirliği ve ME değerini artırdığını göstermiştir. Performans parametrelerinden canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma ile ince bağırsak viskozitesi ve karkas karakteristikleri üzerinde enzim ilavesinin önemli bir etkisinin olmadığı saptanmıştır.

Çiftçi ve ark. (1999), tarafından yürütülen çalışmada mısır-soya esaslı normal besin madde içerikli yeme ilave edilen ticari üç enzim preparatından birisinin 1. haftada daha iyi yem değerlendirme sağladığı, daha sonraki haftalarda ise bütün performans değerleri bakımından önemli bir farklılık saptanmadığını bildirmişlerdir.

(23)

3. MATERYAL VE METOT 3.1. Materyal

3.1.1. Hayvan materyali

Denemede kullanılan hayvan materyali, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümünde yetiştirilen Japon bıldırcını (Coturnix coturnix japonica) ebeveyn sürüsünden elde edilen 750 adet kuluçkalık yumurtanın işletme kuluçkahanesinde kuluçkasıyla elde edilmiştir. Çıkış sonrasında, 420 adet günlük bıldırcın civcivi besiye alınmıştır. Bıldırcın civcivleri rastgele 60 civcivden oluşan yedi gruba ve her grup 12 civcivden oluşan 5 alt gruba ayrılmıştır.

3.1.2. Yem materyali

Denemede kullanılan ve rasyonların yapısında yer alan ak lüpen (Lupinus albus) Konya ilinin Deşdiğin ilçesinden ve diğer yem materyalleri ise ticari bir yem fabrikasından satın alınmıştır. Rasyonda hammadde olarak mısır, soya küspesi, balık unu, lüpen, bitkisel yağ, mermer tozu, dikalsiyum fosfat, tuz, metiyonin ve premiks kullanılmıştır. Denemede kullanılan karma yemler Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü işletmesinde bulunan yem ünitesinde hazırlanmıştır.

3.1.3. Enzim preparatı

Denemede ticari adı “Allzyme Mix“ olan enzim preperatı kullanılmış olup, enzim preparatının her 1 kg’ı 1900 PU/g fitaz, 1300 FAU/g alfa-amilaz, 2700 BDU/g beta-glukanaz, 9300 HUT/g proteaz, 500 XU/g ksilanaz, 390 CMCU/g selülaz içermektedir.

(24)

3.2. Metod

3.2.1. Deneme rasyonlarının hazırlanması

Bu çalışmada, bıldırcınlar kırkiki gün boyunca 3100 Kcal/kg ME, % 25 HP içeren rasyonlarla yemlenmişlerdir. Denemede kullanılan rasyonlar soya küspesinin % 30’u yerine farklı işleme tabi tutulan lüpen ikame edilerek hazırlanmıştır. Farklı işlemlere tabi tutulmuş lüpenlerin enzimli ve enzimsiz grupları ve kontrol grubu olmak üzere toplam 7 farklı rasyon hazırlanmıştır. Enzimli gruplara % 0.1 seviyesinde Allizyme Mix enzimi ilave edilmiştir. Deneme rasyonları; kontrol (1), çiğ lüpen (2), çiğ lüpen+enzim (3), kaynatılmış lüpen (4), kaynatılmış lüpen+ enzim (5), otoklav ile muamele edilmiş edilmiş lüpen (6), otoklav ile muamele edilmiş lüpen +enzim (7) şeklindedir. Kontrol rasyonu lüpen içermemekte olup, mısır-soya küspesine dayalı rasyondur.

Deneme rasyonlarında lüpenler çiğ, kaynatılıp kurutulmuş ve otoklav ile muamele edildikten sonra kullanılmıştır. Lüpen taneleri büyük kazanlar içine konularak kaynatılmıştır. Kaynama başladıktan itibaren 1 saat süreyle acı su alınmış ve tekrar su ilave edilerek bu işleme sekiz saat süreyle devam edilmiştir. Daha sonra lüpen taneleri temiz suda 48 saat bekletilerek acılığı tamamen giderilmiştir. Acılığı giderilen lüpenler kuruyuncaya kadar temiz bezler üzerine serilerek güneş altında bekletilerek kurutulmuştur (Akyıldız 1986). Otoklav ile muamele edilmiş lüpenler ise; standart laboratuar otoklavında lüpen tanelerinin 20 dakika süreyle 121 ° C sıcaklığa tabi tutulması ile elde edilmiştir (Boldaji ve ark. 1986).

Çiğ lüpen, acılığı giderilip kurutulan ve otoklavize edilen lüpenler 3 mm’lik elekte öğütülmüştür. Öğütülen ak lüpenin kimyasal analizi Konya İl Kontrol Laboratuarında yapılmıştır. Rasyona katılan diğer hammaddelerin analizleri ise hammaddelerin alındığı fabrikaya ait laboratuarda yapılmıştır.

Rasyonlar, Zootekni Bölümüne ait yem ünitesindeki karıştırıcıda rasyon unsurlarının uygun miktarının karıştırılması ile hazırlanmıştır. Bunun için premix, enzim, dikalsiyum fosfat, metiyonin, lisin, tuz, kireç taşı iyice karıştırıldıktan sonra diğer hammaddelerin üzerine ilave edilmiştir.

(25)

Rasyonlar, % 25 ham protein ve 3100 kcal/kg ME içerecek şekilde metiyonin ve lisin muhtevaları eşit izokalorik ve izonitrojenik olarak hazırlanmıştır.

Denemede kullanılan rasyonların ham madde ve hesaplanmış besin maddesi kompozisyonları Çizelge 3.1’de verilmiştir.

3.2.2. Deneme gruplarının oluşturulması

Deneme, yaklaşık 30 m² lik alana sahip bir odada, apartman tipi iki adet ana makinasında yürütülmüştür. Ana makinası, beş katlı ve her kat dört bölmeye sahip toplam yirmi bölmeden meydana gelmiştir. Bölmelerin tabanı tel ızgaralı olup, elektirikle ısıtılmaktadır. Denemenin ilk iki haftası bölmelerin tabanı gazete kağıdı ile kaplanmıştır.

Bıldırcınlar kafeslere yerleştirilmeden 24 saat önce ısıtıcılar çalıştırılmış, yemlik ve suluklar hazırlanmıştır. Bıldırcınlar, ilk iki hafta süreyle civciv yemliklerine konulan yemlerle beslenmişler ve üç hafta süreyle önlerinde civciv suluklarına konan temiz su bulundurulmuştur.

Kuluçkadan çıkan civcivler 1 g’a hassas elektronik terazide tartılarak 12 adeti bir alt grup oluşturacak şekilde rastgele numaralandırılmış bölmelere yerleştirilmiştir.

Hayvanlar, yedi farklı rasyonla yemlenecek şekilde beşer tekerrürlü ve her grupta 12 hayvan olmak üzere 35 alt gruba ayrılmıştır. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 numaralı rasyonlar ile yemlenecek gruplar sırasıyla 1A, 1B, 1C, 1D, 1E; 2A, 2B, 2C, 2D, 2E; 3A, 3B, 3D, 3E; 4A, 4B, 4C, 4D, 4E; 5A, 5B, 5C, 5D, 5E; 6A, 6B, 6C, 6D, 6E, 7A, 7B, 7C, 7D, 7E olarak adlandırılmıştır. Bu grup isimleri etiketlere yazıldıktan sonra karıştırılmış ve kura ile rastgele iki ana makinasının beş katında oluşturulan 35 bölmeye yapıştırılmıştır.

Denemede üç farklı işleme tabi tutulmuş lüpenin enzimli ve enzimsiz grupları ile kontrol rasyonu olmak üzere 7 farklı deneme rasyonu 5 tekerrürlü olmak üzere toplam 35 alt grupta denenmiştir. Araştırma, tesadüf parselleri deneme planına göre, her alt grupta, 12 hayvan konularak yürütülmüştür. Denemede 23 saat aydınlatma programı uygulanmış ve bıldıcınlar 42 gün boyunca ad- libitum olarak yemlenmişlerdir.

(26)

Çizelge 3.1. Deneme rasyonlarının hammadde ve hesaplanmış besin maddesi kompozisyonu. RASYONLAR HAMMADDE 1 2 3 4 5 6 7 Mısır 46.8 44.6 44.6 46 46 45 45 Soya Küspesi (% 47.6) 40 28 28 28 28 28 28 Balık Unu 3.0 6.4 6.4 5.4 5.4 6.22 6.22 Bitkisel Yağ 6.2 5.38 5.38 4.95 4.95 5.15 5.15 Mermer Tozu 1.5 1.37 1.37 1.27 1.27 1.35 1.35 Dikalsiyum Fosfat 1.53 1.22 1.22 1.33 1.33 1.24 1.24 Tuz 0.45 0.45 0.45 0.45 0.45 0.45 0.45 Premiks1 0.35 0.35 0.35 0.35 0.35 0.35 0.35 Lüpen - 12 12 12 12 12 12 Metiyonin 0.17 0.13 0.13 0.15 0.15 0.14 0.14 Enzim - - 0.1 0.1 0.1 Kum 0.1 - 0.1 0.1

Hesaplanmış Besin Maddeleri Kompozisyonu.

ME, kkal/kg 3100.1 3102.9 3102.9 3100.9 3100.9 3100.3 3100.3 Ham Protein % 25.015 25.062 25.062 25.082 25.082 25.002 25.002 Kalsiyum, % 1.1637 1.1672 1.1672 1.1713 1.1713 1.1568 1.1568 KullanılabilirFosfor,% 0.5008 0.5000 0.5000 0.5002 0.5002 0.5005 0.5005 Lisin, % 1.4322 1.4931 1.4931 1.4478 1.4478 1.4887 1.4887 Metiyonin, % 0.5254 0.5291 0.5291 0.5337 0.5337 0.5372 0.5372 Metiyonin+ Sistin, % 0.9693 0.9499 0.9499 0.9495 0.9495 0.9580 0.9580 1: Rasyonun 1 kg’ı; 12000IU Vit A, 1500IU Vit D3, 30mg Vit E , 5mg Vit K, 3mg Vit B1, 6mg Vit B2, 5mg Vit B6, 0.03mg Vit B12, 40mg Nikotin amid, 10mg Kalsiyum D- Pantotenat, 0.75mg Folik asit, 375mg Kolin Florid Vitaminleri, 10mg Antioksidant, 100mg Manganez, 60 mg Demir, 10 mg Bakır, 0.20 mg Kobalt, 1mg İyot ve 0.15 mg Selenyum içermektedir.

3.2.3. Denemenin yürütülmesi

3.2.3.1. Performans özelliklerinin tespiti

Deneme hayvanlarına grup yemlemesi uygulanmıştır. Suluklar gün aşırı temizlenerek hayvanların önlerinde devamlı temiz içme suyu bulundurulmasına dikkat edilmiştir. Özellikle ilk haftalarda gruplar arasındaki karışmaları ve yem zayiatını önlemek için özel tedbirler alınmıştır.

(27)

Bıldırcınların başlangıç canlı ağırlıkları, denemenin başında grup olarak tartılarak belirlenmiştir. Denemenin bitimine kadar bıldırcınların canlı ağırlıkları grup şeklinde her hafta aynı gün ve saatte tartılarak belirlenmiş ve kaydedilmiştir.

Yem tüketimleri grup şeklinde haftalık olarak tespit edilmiştir. Haftalık yem tüketimleri hesaplanırken; yemliklerdeki yem toplanıp tartılmış ve verilen toplam yemden çıkartılarak haftalık yem tüketimleri hesaplanmıştır. Yem tüketimleri hesaplanırken ölümler göz önünde bulundurulmuş ve gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Denemenin başından itibaren günlük ölümler takip edilip kaydedilmiştir.

Canlı ağırlık artışı; haftalık canlı ağırlık tartımlarının farklarının alınması ile elde edilmiştir.

Yemden yararlanma katsayısı ise; haftalık toplam yem tüketiminin haftalık canlı ağırlık artışına bölünmesiyle bulunmuştur.

Ölüm oranı 0-3, 4-6 ve 0-6 haftalık peryotlarda ölen hayvanların sayısının peryot başındaki toplam hayvan sayısına bölünüp 100 ile çarpılması ile hesaplanmıştır.

Karkas karakterleriyle ilgili veriler ise deneme sonunda bıldırcınlar kesildikten sonra elde edilmiştir.

3. 2. 3. 2. Organ ağırlıklarının tespiti

Muamelelerin organ ağırlıklarına etkisini tespit etmek amacıyla son tartımdan sonra her gruptan 2 erkek ve 2 dişi olmak üzere 4 bıldırcın kesilerek toplam 140 adet bıldırcının karkas, kursak, bezli mide, taşlık, karaciğer, pankreas ağırlıkları ile ince bağırsak ağırlık ve uzunlukları tespit edilmiştir. Karkas randımanı; karkas ağırlığı canlı ağırlığa bölünerek; organ ağırlıkları ise canlı ağırlığa bölünüp 100 ile çarpılarak ifade edilmiştir.

3. 2. 3. 3. İstatistiki Analiz

Araştırma, 2 farklı enzim ve 3 farklı lüpen muamelesi ve kontrol grubu olmak üzere toplam 7 muamele tesadüf parsellerinde 5 tekerrürlü olarak denenmiştir. Elde edilen sonuçlar bu deneme planına göre analiz edilmiştir. Muamelelerin incelenen

(28)

parametrelere etkilerinin önemli olup olmadığını tespit etmek için toplanan bütün verilere istatistik paket programı (Minitab, 2000) kullanılarak varyans analizi uygulanmış ve muamele grupları arasındaki farklılıklar Duncan’ın Çoklu Karşılaştırmalar Testi (Mstat, 1980) ile belirlenmiştir (Düzgüneş 1975).

Denemenin matematik modeli aşağıdaki gibidir: Yij= µ+ ai+ eij

Bu modelde; µ= Genel ortalama

ai= İncelenen muamelelerin etkisi eij= Hata’dır.

(29)

29 4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA

Bu bölümde, farklı işlemlere tabi tutulmuş enzimli ve enzimsiz lüpen içeren rasyonların bıldırcınlarda canlı ağırlık (CA), canlı ağırlık artışı (CAA), yem tüketimi (YT), yemden yararlanma katsayısı (YYK), karkas ağırlığı, randıman, bazı iç organ ağırlıkları üzerine olan etkilerine ait sonuçlar verilecek ve bu değerler literatür değerleri ile karşılaştırılarak farklı sonuçların tartışılması, değerlendirilmesi ve bulunan sonuçların literatür sonuçlarına uyumluluğu verilecektir.

4.1. Canlı Ağırlık (CA)

Muamelelerin bıldırcınların canlı ağırlık ortalamaları üzerine etkilerinin önemli olup olmadığını tespit etmek amacıyla yapılan varyans analiz sonuçları Ek Çizelge 1’de verilmiştir. Muamelelerin, grupların 1., 2., 3., 4., 5. ve 6. haftalarda CA ortalamalarına etkisi istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01).

Deneme gruplarının deneme süresince başlangıç ve haftalar itibariyle CA ortalamaları ve standart hataları Çizelge 4.1’de verilmiştir. Deneme başlangıcında, günlük civcivlerden oluşan grupların ortalama CA’ları arasında istatistiki olarak önemli bir fark bulunmamıştır (P>0.01). Buradan da anlaşılacağı üzere deneme CA bakımından eşit koşullarda başlatılmıştır.

Araştırmada haftalık tartımlarla belirlenen ortalama CA kriteri bakımından 1. haftada gruplar arasında istatistiki olarak önemli farklılıklar bulunmuştur (P<0.01). Birinci hafta sonunda en yüksek CA ortalaması 28.81 g ile kontrol grubunda, en düşük CA ortalaması ise 15.59 g ile 3 nolu rasyon ile beslenen grupta olmuştur. Birinci hafta sonu ortalama CA’lar 1 ve 4 nolu rasyonlarla yemlenen gruplarda diğer gruplardakinden önemli derecede yüksek olmuştur (P<0.01). Çiğ lüpen+enzim ilaveli 3 nolu rasyonla yemlenen grubun 1. hafta sonu ortalama CA’lığı diğer bütün gruplardan istatistiki olarak önemli ölçüde düşük olmuştur (P<0.01).

İkinci hafta ortalama CA’lardaki birinci haftada görülen temayül devam etmiş, 1. ve 4. gruplarda CA ortalamaları en yüksek olurken bu haftada da en düşük ortalama CA üçüncü grupta olmuştur. Bu grupların ortalama CA’ları diğer bütün grupların ortalama

(30)

değerlerinden önemli derecede yüksek olurken, 3. grubun ortalama CA’ı diğer bütün gruplarınkinden önemli ölçüde düşük bulunmuştur (P<0.01).

Ortalama CA’larda 1. ve 2. haftalardaki temayüller 3. haftada devam etmiş bu haftalarda da en yüksek ortalama CA 112.89 g ile 1 nolu grupta, en düşük CA ise 41.37 g ile 3 nolu grupta olmuştur. Bir ve dört nolu grupların ortalama CA’ları, diğer bütün gruplarınkinden istatistiki olarak farklı bulunmuştur (P<0.01). Bir ve 4; 2 ile 7; 5 ve 6. gruplar arasındaki farklılıklar dışındaki bütün mukayeseler arasındaki farklılıklar önemli olmuştur (P<0.01).

Araştırmada ortalama CA kriteri bakımından 4. haftada da istatistiki olarak önemli farklılıklar bulunmuştur (P<0.01). Dördüncü hafta ortalama CA’lara bakıldığında en yüksek CA ortalaması 154.03 g ile 1 nolu rasyonla beslenen bıldırcınlarda yani kontrol rasyonu ile beslenen grupta olmuştur. Bu değer ve 4 nolu grupa ait ortalama CA’lar diğer gruplarınki ile karşılaştırıldığında 2, 3, 5, 6 ve 7 nolu rasyonları tüketen bıldırcınların ortalama CA’larından önemli derecede yüksek bulunmuştur (P<0.01). Aynı haftada; 2, 3, 5, 6 ve 7 nolu rasyonları tüketen grupların ortalama CA’ları ise sırasıyla, 137.28, 60.09, 120.48, 127.42 ve 138.87 g olmuştur. Dördüncü haftada deneme grupları içerisinde en düşük CA ortalaması 60.09 g ile 3 nolu rasyonlar ile beslenen grupta, yani çiğ lüpen+enzim ilaveli rasyon ile beslenen grupta görülmüştür.

Araştırmada ortalama CA kriteri bakımından 5. haftada da istatistiki olarak önemli farklılıklar bulunmuştur (P<0.01). Beşinci hafta CA’lara bakıldığında en yüksek CA ortalaması 186.54 g ile 1 nolu rasyon ile beslenen bıldırcınlarda yani kontrol rasyonu ile beslenen grupta olmuştur. Ancak, 180.43 g ile 4 nolu, 169.75 g ile 2 nolu ve 174.50 g ile 7 nolu rasyonları tüketen gruplar ile kontrol grubu arasında ortalama CA bakımından istatistik olarak bir farklılık olmamıştır. Özellikle, 1 ve 4 nolu rasyonları tüketen grupların ortalama CA’ları diğer gruplara ait ortalama CA ile karşılaştırıldığında 3, 5 ve 6 nolu rasyonları tüketen gruplardan önemli derecede yüksek bulunmuştur (P< 0.01). Beşinci haftada deneme grupları içerisinde en düşük CA ortalaması 87.00 g ile 3 nolu rasyon ile beslenen grupta, yani çiğ lüpen+enzim ilaveli rasyon ile beslenen grupta görülmüştür.

Araştırmada ortalama CA kriteri bakımından 6. haftada da istatistiki olarak önemli farklılıklar bulunmuştur (P<0.01). Altıncı haftada yani 42. günde elde edilen

Şekil

Çizelge  2.1.  Üç  farklı  lüpen  varyetesi  ile  soya  fasulyesi,  adi  fasulye,  bezelye  ve  baklanın besin madde kompozisyonu
Çizelge 3.3. Ak lüpenin kimyasal kompozisyonu    BESİN  Kaynak  MADDESİ  1  2  3  4  5  6  Su, %  K
Çizelge  3.1.  Deneme  rasyonlarının  hammadde  ve  hesaplanmış  besin  maddesi  kompozisyonu
Çizelge 4.1. Deneme Guruplarının Tartım Yapılan Günlerdeki Canlı Ağırlık Ortalamaları ve Standart Hataları, g
+6

Referanslar

Benzer Belgeler

İlköğretimi tamamlamış öğrencilerin, fen ve teknoloji öğretmenlerine göre sürdürülebilir çevreye yönelik kavramsal anlamaları daha iyi düzeyde olduğu

Kan kültürü altın standart olarak kabul edilirken kültür sonuçlarının 24-48 saatten önce alınamaması, yanlış negatif ve pozitif sonuçların

21.Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?. A) Divânü Lûgâti’t-Türk B)Atebetü’l-Hakâyık C)İlahi D)Kutadgu Bilig

MEHMET MURAT İŞLER MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ.. 10 .SINIF 2020-2021 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

la kitaplaştırılan Kıdwai’nin eser- lerinde genel olarak Osmanlı Devleti’nin son dönemleri ve özellikle de yakın tarihimiz için önemli bilgi ve ipuçları verilmek-

Nasıl gün batar- ken yol kenarında bulunan bir ip parçası onun gerçekliğinden câhil olan bir yolcuya yılan gibi görünür, Şankara’ya göre bütün görünür âlem

Kendisinin y›l- lard›r incelemekte oldu¤u, Californi- a’daki Long Valley kalderas›n›n da 1997 y›l›nda 6 ay içinde 10 cm kadar yükseldi¤ini ve bu yükselmeye bir

İnsan, hür olarak doğarmış, fakat bugün her yanından bir çok bağ için­ de bulunuyormuş. Bu münasebetle söylenmiş kâfirce bir sözü