• Sonuç bulunamadı

OSMANLI TÜRKİYE'SİNDE BATILI EĞİTİM*

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "OSMANLI TÜRKİYE'SİNDE BATILI EĞİTİM*"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RODERIC H. DAVISON

çev.: Ar~. Gör. MEHMET SEYITDANLIO~LU

Ondokuzuncu yüzy~l ba~lar~nda, Sultan II. Mahmut, reformlar~~ döneminde, sivil memurlara Bat~dan pantolon, redingot ve fes giydirmi~, ulemâ ise geleneksel sar~k ve cüppesini giymeyi sürdürmü~tür. Bu, halk gözünde "kad~~ san~~yla otursun" diyerek Sultan'~~ raz~~ eden Galata Mollas~~ Keçecizade Izzettin'in ricalanyla olabildi °. Istanbul'da bulunan Avrupal~-lar yaz mevsiminde s~ca~a kar~~~ korunmak içi has~r ~apkalann~n çevresine beyaz kuma~~ sararak bunun temelini atm~~lar ve sokaktaki Türk vatanda~~~ onlar~~ iyi e~itim görmü~~ anlam~nda "okumu~" olarak kabul etmi~~ ve sayg~~ göstermi~lerdir 2. Sar~k bir ilim irfan belirtisi olarak da kabul edilerek b~rak~lm~~t~r.

Bununla birlikte bu durum günlük hayatla uyu~muyordu. E~itim sistemi, kötü günlerini ya~ayan Islam~n bilgili insan~n~~ yeti~tiriyordu. "Medrese"nin kalitesi onalt~nc~~ yüzy~ldan bu yana çok keskin bir biçimde dü~mü~tü 3. Ulemân~n iyi klasik liberal e~itimi de uzun sürmemi~tir. Ku~kusuz istisnalar vard~r. Ulemâdan Cevdet Pa~a gibi son derece iyi e~itim görmü~~ olanlar~~ da vard~, ancak onun gibiler kendi kendilerini yeti~tirmi~lerdi. Cevdet, kendini ulemân~n baz~~ üyelerine kar~~~ korumu~sa da onlar~~ cahil olarak mahldim etmekten çekinmemi~tir 4. Genelde ulemâ, kendi imparatorlu~u hakk~nda baz~~ bilgilere sahipti ancak, d~~~ dünya ile ilgili bilgilerde cahillikleri oldukça geni~ti. Hiç ku~kusuz ki, Islâmiyette cahillik yasak edilmi~ti. Islam uygarl~~~~ ilk dönemlerinde birçok bilim alan~nda iyi okullar ve bilim adamlar~~ yeti~tirmi~, di~er kültürlerden geni~~ ölçüde yararlanm~~t~. "Ilim Çinde bile olsa git bul" deyiminin Peygamber Makalenin orijinal ad~: "Westernized Education in Ottoman Turkey" The Middle East Journal (Summer, 1962) ss. 289-301.

Charles Mismer, Souvenirs du Monde Musluman, (Paris, 1892), S. 112. Mismer bunu Izzet Molla'n~n o~lu Fuad Pa~a'dan duymu~.

2 H. G. ENvight, Constantinople and its Problems (New York, !gol) s. 199.

3 H. A. R. Gibb and Harold Bowen, Islamic Society and the West, t / 2, (London, 1957), s. 104-113, 143-154, 161-162.

4 Ebul'ula Mardin, Medeni Hukuk Cephesinden Ahmet Cevdet Pa~a (Ist. 1946) s. 294., Cevdet Pa~a, Tezakir t- ~~ 2, yay. Cavid Baysun (Ankara, '953), s. 68.

(2)

1032 RODERIC H. DAVISON. MEHMET SEYITDANLIO~LU

Muhammedin sözlerinden biri oldu~u kabul edilir. Fakat kâfir ile ili~ki kurmaktan duyulan ku~ku, uyu~ukluk, korku ve kibir e~itimde duraklaman~n nedenleri olmu~tur.

Ulemâ, Osmanl~~ ~mparatorlu~u'nun sadece kad~~ ve hukukçusu de~il, ö~retmeni de olmu~~ ve onlar~n bilgisizli~i di~erlerini de etkilemi~tir. Onlar~n ö~rencilerine "Mekteplerde" verdikleri bilgiler, ondokuzuncu yüzy~l dünyas~na uygun e~itime güçlükle eri~ebiliyordu 5. Birçok Türk, dini geçmi~leri, Türklerin geçmi~leri ya da çevrelerindeki dünyadan haberi olmadan yeti~iyordu. Ya~l~~ Moltke ~~ 83o'da ilk kez askeri dan~~man olarak Osmanl~~ Imparatorlu~u'na gitti~inde, orada onun dünya yuvarlakt~r görü~ünü kabaca kabul eden "e~itimli" memurlar bulmu~tu 6. islâm bilimi unutulmu~, modern Bat~~ ise henüz kazan~lamam~~t~. Hemen hemen hiçbir Türk Bat~~ dillerini bilmiyordu. 1820 Yunan isyan~n~n uyand~rd~~~~ güvensizlik, Türkleri çevirmenlik görevi için kendinden olanlara bakmaya zorlam~~t~, bunlardan ilki Ortodoks iken Islâml~~a geçen Bulgaro~lu Yahya Naci Efendi, ikincisi ise Yahudi iken ~slâml~~a geçen hoca ~shak Efendi'dir. Müslüman Türk toplumuna etkileri onsekizinci yüzy~l~n sonlar~na do~ru damla damla akmaya ba~layan Bat~l~~ e~itim, yirminci yüzy~l~n ba~lar~nda giderek geli~erek bir sel haline dönü~tü. Bundan Osmanl~~ Imparatorlu~u'nun her tarafi etkileniyor, M~s~r ve Balkanlar ise di~er yerlerden daha derin etkileniyordu. Biz burada daha çok özellikle imparatorluk Türkiye'si ile ilgilenece~iz. Türkler Bat~l~~ e~itimden alt~~ kanaldan etkileniyorlard~. Bu kanallar~n en önemlisi dar bir seçkin çevre ile aç~k bir al~~~ veri~~ içindeydi. Bu kanal~n en do~ru bir kararla e~itim oldu~unu dü~ünenler -uzun ya~am~ndan edindi~i tecrübenin bütünlü~üyle, mesle~in-deki ba~ar~s~yla, gezileriyle, çok özel okumas~yla, ba~kalanyla tart~~malar~yla, Istanbul'un önde gelen devlet adamlar~, yazar ve ~airleriyle düzenledi~i bilimsel toplant~larla, herhangi bir okulun verebilece~inden daha iyi e~itim görmü~, Bat~~ bilimini kendi kendine en iyi ö~renmi~~ ondokuzuncu yüzy~l Türklerinden biri olan-ça~da~lar~~ tarafindan "Ayakl~~ kütüphane" diye an~lan ve doymak bilmez bir okuyucu olan Ahmet Vefik Pa~a, Frans~zcay~~ Viyana'daki Osmanl~~ Büyükelçili~inin bahçesindeki bir a~ac~n alt~nda ö~renen Ali Pa~a, Berlin Üniversitesi'nde di~erlerini gölgede b~rakan üç y~ll~k bir ö~renim göre Münif Pa~a ve Anadoluda sürgünde iken 5 Gibb and Bowen, Islamic Society I /2, SS. 39-1 4q. Osman Ergin, Türkiye MaarifTarihi (ist., 1938-43), I, ss. 68-82, ve II, s. 383.

6 Helmuth von Moltke, Briefe über Zustande und Begebenheiten in der Türkei, (and ed. Berlin, 1876), s. 4.11.

(3)

dokuz y~lda kendi kendine Frans~z felsefesi ve sosyoloji çal~~an Ziya Gökalp'dir. Herbiri I slâmi geçmi~leriyle Bat~y~~ uyu~turmak ihtiyac~n~~ duymu~lard~r. Herbiri ki~isel olarak Bat~l~~ e~itimin avantajl~~ yanlar~n~n al~nmas~ na karar vermi~lerdi. Bu insanlar ve onlar gibiler, Imparatorluktaki Bat~l~~ e~itimin gerçek önderleriydiler.

Di~er be~~ kanal ise Imparatorlu~un resmi okullar~ na ya da ö~retim sistemine girmeye ba~layan Bat~l~~ e~itimin etkileridir. En belirgin kanal ise, Osmanl~~ Imparatorlu~u'ndaki birçok okulda Bat~l~lar taraf~ndan uygula-nan ve desteklenenidir. A~a~~~ yukar~~ tüm misyon okullar~~ böyle idi. Gerçi imparatorlukta baz~~ yabanc~~ Katolik okullar~, özellikle Frans~z okullar~, uzun y~llardan bu yana bulunuyorlard~ysa da, ondokuzuncu yüzy~lda ve yirminci yüzy~l~ n ba~lar~nda aç~lan misyon okullar~~ h~zla geli~mi~tir. Katolik tepkisinin hafif oldu~u bu y~llarda deniz a~~r~~ Protestan misyonlar~~ bu büyük f~lizlenmesini yapt~~ ve baz~~ Avrupal~~ güçlerin hükümetleri ve toplumlar~ nca dncülügü yap~lan bu yeni emperyalizmde, Yak~ n-Do~udaki okullara kendi kültürel damgalar~ m vurmak istiyorlard~. I. Dünya Sava~~~ öncesinde Osmanl~~ Imparatorlu~unda resmi olmayan bir say~ma göre 500 Katolik Frans~z okulu, 675 Amerikan okulu, ~~ 78 Ingiliz okulu bulunuyordu. Frans~z okullar~ nda 34.317, Ingiliz okullar~ nda ise ~~ 2.800 kay~ tl~~ ö~renci vard~~ 7 . mparatorlukta az say~da da olsa Alman, Italyan, Avusturya-Macaristan ve Rus okullar~~ da bulunuyordu. Okular~n ço~u ilkokuldu, bunlar aras~nda birkaç orta ö~retim veren okul ile birkaç üniversite düzeyinde ö~retim

yapan okul da vard~. Görüldü~ü gibi, 1914 öncesinde Osmanl~~

Imparatorlu~u Bat~l~~ e~itimin geni~~ ölçüde girmesini kabul etmi~ti. Bunun Türkler üzerinde etkisi ne olmu~tur?

Bu yay~lman~ n etkisini ölçebilmek ~ans~~ zay~ft~ r. Çünki, burada okullar~ n say~s~~ aldat~c~~ olacakt~r. Bu yabanc~~ okular~n ço~u, Imparatorlu-~un çok az Türkün ya~ad~~~~ Arap k~sm~ nda bulunmaktayd~~ ve Araplar ço~unlukla Hristiyanlar~n bulunduklar~~ bu okullara herhangi bir toplumun 7 Paul Monroe, "Education", E. G. Mears, Modern Turkey, (New-York, 1924), ss.

130-132, rakamlar World's Misson for ~ 914'den al~nm~~ t~r. Ondokuzuncu yüzy~l sonlar~nda Osmanl~~ Imparatorlu~u'nun Asya k~sm~~ için (~stanbul dahil) rakamlar Noel Verney-George Bambmann, Les Puissances Etrangeres Dans le Levant en Syrie et en Palestine (Paris, 1900) ss. 38, 52-53, 57, 63-64, 85-114, 125-126, 132-133'dan al~ nm~~t~r. Bu iki kaynakta yabanc~~ okullar~ n tarifi aç~ k de~ildir. Okullar baz~~ durumlarda yabanc~~ mali deste~iyle ve yabanc~ lar kontrolünde yerli kurulu~lar olarak, baz~~ durumlarda bir yabanc~~ mezhep ile mahalli Hristiyan kilise taraf~ndan korunan yerli okullar ve bazen de yabanc~~ misyonerler taraf~ ndan do~rudan-yönetilen okullar olarak gözükmektedir. Katolik okullar~ n listesi için ayr~ca bak: Ergin, Maarif Tarihi, II, ss. 637-648.

(4)

1034 RODERIC H. DAVISON - MEHMET SEYITDANLIO~LU

duydu~u kadar ilgi gösteriyorlard~. Okullar~n ço~u gerçekte yerli Hristiyanlarca ve biraz da d~~~ destek ve denetlemeyle yönetiliyordu. Fakat, Türkler üzerinde etkilerinin az olmas~n~n en büyük nedeni, Türklerin ya~ad~~~~ yerlerde bile, onlar~n çok az~n~n bu okullara ilgi duymas~yd~. Bu da yabanc~~ ~eylerden duyulan ku~ku, hatta daha fazlas~yla Hristiyan olan ~eylere duyulan ku~ku, her milletin ya da dinsel toplumun kendi gelenekleriyle ba~l~, kendinden olanlar için, kendi okullar~n~~ yapma iste~i nedeniyledir. Osmanl~~ Imparatorlu~u'na ondokuzuncu yüzy~l ba~lar~nda giden evangelistik çabalarla dolu Hristiyan misyonerler, Müslüman ve Musevilerin hiç ho~lanmad~klar~~ bir ~ey olan din de~i~tirmelerini ve H~ristiyan e~itimini kabul etmelerini istediler. Misyon okullar~~ çabalar~n~~ daha sonra Gregoryen Ermeniler, Ortodoks Rumlar ve Ortado~udaki di~er küçük H~ristiyan gruplar üzerinde yo~unla~t~rd~lar. Türkler bundan dolay~~ kâfirlerin getirdi~i dini ve onlar~~ H~ristiyanla~t~rmak isteyen yabanc~~ okullar~~ reddetmeyi daha fazla benimsediler. Bazen Türk tepkisi aç~k bir dü~manl~~a dönü~tü. Bu Amerikan~n Türkiye'deki en seçkin okullar~ndan biri olan Robert Kolleji'nin ilk y~llar~nda oldu~u gibi resmi olmayan bir ~ekilde, ünlü kurulu~~ ve kadrolar~ na ra~men giderek h~zland~. Kollejin bulundu~u yer olan Bo~azda bulunan Rumeli Hisar~~ Köyü imam~n~n kar~s~, bu kurulu~a kar~~~ mahalli muhalefete öncülük etti 8. Bu dü~manl~k

hükümetçe de gösterilerek resmi ve resmi olmayan ~ekilde bask~~ yap~ld~~~~ gibi bazen bu yabanc~~ kurulu~taki ö~rencilere ayr~lmalar~~ içi sultan taraf~ndan bask~~ yap~ld~. Bu bask~lar II. Abdülhamit döneminde 1880- goo y~llar~ nda en üst noktaya ula~m~~t~r 9.

Yabanc~~ okullarla ilgilenen Türkler varm~d~r? Bunlar kimlerdir ve Bat~l~~ derslerin bunlar üzerindeki tam etkisi ne olmu~tur? Bu, bunu üzerine alan bilim adam~~ içi güç fakat ödüle de~er bir çal~~ma olabilir, burada yaln~zca deneme olarak bir cevap verilebilir. Imparatorluktaki yabanc~~ okullara ilgi duyan Türkler hakk~nda yap~lm~~~ bir istatistik bulunmamakta-d~r. öncelikle dikkati çeken, daha çok H~ristiyan olmu~~ ender ki~ilerden edinilen da~~n~k bilgilerdir. K~r~m sava~~n~n bitmesinden sonra Bo~az'da Bebek' teki cemaat misyon kurulu tarafindan düzenlenen Cyrus Hamlin'in

8 George washburn, Fifty Years in Constantinople, (Boston, 1909), ss. 71-72.

9 Ibid, s. 18o, Verney and Bambbmann, Puissances Etrangeres, ss. 90, 125. W. E. Strong, The Story of American Board (Boston, 1910), s. 387. Report of Constantinople for the 38th Year, 1900- ~~ 90 , s. 8. türkleri Amerikan kollejlerinden ç~karmak için yap~lan hükümet bask~s~ na di~er ki~isel örnekler için: Caleb F. Gates, Not to Me Only (Princeton, 194o) SS. 18'-182, Halide Edib, Memoirs, (New York, 1926) ss. 149-153.

(5)

seminerlerindeki din kurslar~nda bir Türk H~ristiyan olmu~tu 1°. 1857'de Izmir'de Kaiserwirth Deaconesses of Prussia rahibelik kurulu~u tarf~ ndan i~letilen bir okulun ~~ lo ö~rencisi aras~ nda bir Türk k~z~~ vard~~ 11. Onun da H~ristiyan olmu~~ olmas~~ mümkündür. 1869'da Robert Kollejin 71 ki~ilik ö~renci kadrosu aras~nda iki Türk h~ristiyan vard~~ 12. Böyle din de~i~tirenler

Müslüman Türklerce toplum d~~~na at~lm~~lard~. Çünki onlar milliyetlerini de~i~~ tirmi~lerdi.

Bununla birlikte tarihi kesin olarak belli de~il ve ara~t~rmaya muhtaçsa da Imparatorluktaki Müslüman Türkler'de baz~~ yabanc~~ okullarla ilgilenmeye ba~lam~~lard~. 184o'da önde gelen ailelerin o~ular~ndan birkaç Türk, Cyrus Hamlin'in ö~renciler için düzenledi~i seminerdeki fizik ve kimya deneylerini görmek için Palace Okuluna gelmi~lerdi. Fakat yaln~zca ziyaretçiydiler 13. Türkler yabanc~~ okullara 1856 Islahat fermamyla ç~kart~lan Hatt-~~ Hümâyün'dan sonra kay~t olabildiler. 187o sonlar~nda küçük guruplar halinde yabanc~~ okullar~n kay~ t defterlerinde düzenli olarak görünmeye ba~lad~lar. 1908 Genç Türk ihtilâli döneminde Robert Kollej'de toplam 3oo'ün üzerinde ö~renciden yüzde üç ya da be~~ oran~nda Türk ö~renci bulunuyordu 14. Baz~~ Frans~z okullar~nda bu oran daha

yüksekti 15.

Böyle birçok ö~renci daha alt ve haz~rl~k s~n~flar~nda görülmekteydi. Robert Kollej'de en az~ ndan birkaç ki~i dersleri tamamlam~~t~. 1903'de yap~lan Sovyet stili bir istatistikte bu kurumdan diploma alan Türklerin yüzde yüzü Bekta~i Dervi~leri çevresinden ve Islâml~~~n sunni olmayan çevrelerindendiler. Bu istatistik bir bekta~i tekkesi ~eyhinin büyük o~lu olan Huliisi Hüseyin (Pekta~) Efendi taraf~ ndan belirtilmi~tir. 0, 1863'te kurulmu~~ olan kollejin dört y~ll~k e~itimden sonra bitirme derecesi almaya

I° Rufus Anderson, History of the Mission of the American Board of Comissioners (boston, 1873), II, ss. 48-49.

I I Nassu W. Senior, A Journal Kept in Turkey and Greece, (London, 1859), ss. 215-217. Birkaç y~l sonra Mara~'taki k~z kollejinde, ö~rencilerin ço~unun anadili Türkçeydi ancak, ço~u Ermeni Türkçesi konu~uyorlard~~ ve tabi ki gayrimüslimdiler. American board of Commissoners for Foreign Missions, The Higher Educational Institutions of the American Board, boston, 1904, ss. 28-32.

12 Washburn, Fifty Years, S. 40.

13 Cuyrus Hamlin, My Life and Times (Boston, 1893), ss. 228-235.

14 Washburn, Fifty Years, ss. 91,98,159, ~~ 75,18o, 200, 233, 250, 256, 264, 276, 285,299'da 1874'den sonra di~er ö~renciler aras~ ndaki Türk ö~rencilerin say~s~n~~ vermektedir.

15 Istanbul Kad~köy'deki St. Joseph kollejinde 189o'da yüzde bir, ~ goo'de yüzde 15, 191 ~~ 'de yüzde 56: Ergin, Maarif Tarihi, II, s. 644.

(6)

1036 RODERIC H. DAVISON - MEHMET SEY~TDANLIO~LU

hak kazanan ~~ 95 Bulgar, 144 Ermeni, 76 Rum, 2 Yahudi ve 17 Avrupal~~ ya

da Amerikal~~ aras~ ndaki tek Türk idi. Ayd~n ve iyi e~itim görmü~~ hükümet memurlar~n~ n k~zlar~ndan olan diplomal~~ Türklerden ikisi de Amerikan K~z Okulu mezunlar~ ndan iki genç k~zd~. bunlardan ilki Sultan Abdülaziz'in hareminden b~rak~lm~~~ bir cariye ve e~itimin önemine yürekten inanm~~~ biri olan Tevfik Pa~a'n~n k~z~~ gülistand~r. Gülistan, lisenin bütün derslerinden ba~ar~l~~ olarak 189o'da mezun oldu. Di~eri ise, bir profesör, vatansever, feminist ve öncü bir yazar olarak tan~nan Halide Edip (Ad~var)d~r 16. Imparatorlukta Katolik okullarla ilgilenen ilk Türkler, e~itimini M~s~r'~n ak~ll~ca geli~tirilmi~~ okullar~nda yapm~~, özel elçiliklerle Avusturya ve Rusya'da bulunmu~, politikada muhaliflerine kar~~~ sözünü sak~nmamas~~ ile halk aras~nda sevilen ve II. Abdülhamit'in gözdelerinden olan Mare~al Fuat Pa~a'n~n sekiz o~ludur 17. 191 4'de bir Frans~z kolleji olan St. Joseph mezunu

ö~rencilerin meslekleriyle ilgili olarak yap~lan bir inceleme, bu ö~rencilerin hepsinin üst s~n~f gruplardan geldi~ini göstermektedir. Toplumsal yap~lar~~ bak~m~ ndan da üst düzeyde ve Bat~l~~ e~itimin önemini kavram~~~ ailelerden geldikleri görülmektedir 18. Son olarak da Bat~~ kültüründen etkilenmi~~ seçkin ailelerden veya heterodoks mezheplerden gelen Türkler ve yabanc~~ okullarda e~itim görmü~~ olanlar~n bunu daha fazla istediklerini söyleyebiliriz. Incelenen bu ö~rencilerin tümünün bu okullarda gördükleri e~itime ne gibi tepki gösterdikleri de ara~t~rma gerektirmektedir.

Yabanc~~ okullar~n etkisi çok geni~~ olmu~sa da olumlu etkileri tam olarak ölçülemez. Sonuçta, Rumeli Hisari imam~n~n kar~s~~ gibi gerçe~i görerek yabanc~~ ö~retmenler için "bizden iyi insanlar" dedi~i gibi ku~kusuz birçok Türk, Bat~l~~ e~itim ve e~itimcilere kar~~~ sayg~~ duymaya ba~lad~~ 19. Bunlardan baz~lar~, 1908 ihtilâli ile yeniden kurulan parlamenter rejim, Abdülhamit otokrasisini dizginleyince, bu duygular~n~~ aç~kça belirttiler. Harput Cemaat F~rat Kolleji yöneticilerinden bir Türk memur "~imdiye de~in yaln~zca Ermeniler bu kolejlere izin verilmesinden yararlanabildiler" diyordu, "biz Türkler çocuklar~m~z~~ buraya göndermeyi yasaklam~~t~k, ~imdi her~ey de~i~ ti bizde bu kurulu~ un verdi~i bu iyi hizmeti

16 Mary milis Patrick, A Bosphorus Adventure (Stanford, 1934), S. 225-229. Halide Edip, memoirs, ss. 190-206.

17 Ergin, Maarif Tarihi, II, s. 644., Gatezs, Not to Me Only, ss. 181-182. ~. A. Gövsa, türk

Me~hurlar~~ Ansiklopedisi, Istanbul, S. 145.

18 8 prenses, 22 mare~al ve general, go önemli ~ahsiyet, 30 banka müdürü, 8o sivil memur, 8o banker, go doktor, 20 avukat, 20 mühendis, 300 zengin malsahibi: Ergin, Maarif Tarihi, II, s.

644.

(7)

payla~aca~~z..." 20 ~~ 9o8'den sonra birkaç Türk bu yabanc~~ okullara kay~t oldu. Amerikan K~z Kolleji Türk müracaatç~lar~n ku~atmas~na u~rad~, bunlardan birço~u kay~t yapt~ramayarak geri dönmek zorunda kalm~~t~. 913'te Robert Kolleji'nde 470 ki~ilik ö~renci say~s~n~n % 5'e yak~n~~ yani, 67 Türk ö~renci ile 23 Türk olmayan Müslüman ö~renci vard~. St. Joseph Kolleji'nin % 5o'den fazlas~~ Türktü. 191 3'de Türklerin ya~ad~~~~ bölgelerdeki bütün Amerikan kollejlerinde Türk ö~renci say~s~, toplam say~n~n % 7 sine ula~m~~t~~ 21. Hatta Enver Bey'in Jön Türklerin reform program~nda Amerikan okullar~ndan esinlendiklerini, abart~lm~~~ bir gerçek de olsa nazikçe belirtmesi oldukça önemlidir 22. Bununla birlikte, bütün bunlar gözönünde bulunduruldu~unda bu yabanc~~ kurumlar~n Türkler aras~ndaki toplam etkilerinin bütün imparatorlukta zay~f oldu~u görülecektir. Onun gerçek önemi bir maya gibi etki yapm~~~ olmas~d~r.

Türkler üzerinde en önemli etkiyi Osmanl~~ hükümeti taraf~ndan özel amaçlarla aç~lan yüksek okullar yapm~~t~r. Bu okullar, imparatorlu~a Bat~l~~ dü~üncenin girebilmesini sa~layan büyük e~itim kanallanyd~lar. Bu okullara, Osmanl~-Avrupa ili~kilerinde, onsekizinci yüzy~l sava~lar~n~n yenilgilerinin, Osmanl~~ askeri gerili~ini kan~tlad~~~~ zaman ihtiyaç duyulmu~tu: Matematik ve mühendislik için aç~lan askeri kara ve denizcilik okullar~~ onsekizinci yüzy~l sonunda, Avrupal~~ kaçak dönmelerin yard~mlar~~ ve ders kitaplar~n~n çevrilmesiyle gerçekle~tirilmi~ti. Ondokuzuncu yüzy~lda böyle özel okullar art~r~larak, bunlara askeri bir t~p okulu ile bir askeri akademi eklendi. Halk için aç~lan, t~p, dil, hukuk ve öbür sivil okullar da bunlara kat~ld~. Bu okullar~n tamamiyle ilk düzeyde ba~lamas~~ veya teknik kollejlerin ilk y~llar~ndaki tüm derslerin kar~~~m~ndan olu~an "yüksek" okullar olarak düzenlenmesi dü~ünüldü. örne~in, 183o'da deniz akademisinde 200 ö~rencinin yar~s~~ yaln~zca okuma ve yazmay~~ ö~reniyor,

sadece otuzu denizcilik yapabilecek kadar ileri e~itim görüyordu 23.

Yüzy~l~n ortalar~na gelinceye de~in bu okullar Osmanl~~ ~mparatorul-~u'nun modernle~mesi için gerekli liderliklerin pek az~ n~~ sa~lam~~ t~. Bu

20 Strong, Story of the American Board, S. 409.

21 Hester D. Jenkins, An Educational Ambassador to the Near East (New York, 1925) S.

154. "Attendance at American Colleges in Turkey, 1912-1913" Moslem world III: 3, (July, 1913), s. 333. Ergin, Maarif Tarihi, II, S. 644.

22 Strong, Story of the American Board, s. 408.

23 Captain Du Plat, Royal Engineers to Ponsoby, 5 September 1837, FO 78/305, Public

Record Office, Quoted in F. S. Rodkey, "Lord Palmerston and the Rejuvenation of Turkey, 1830-1831" Journal of Modern History, I: 4 (December, 1929), ss. 581-582. Ergin, Maarif Tarihi, II, ss. 298-306.

(8)

1038 RODERIC H. DAVISON - MEHMET SEYITDANLIO~LU

liderlikler hala büyük ölçüde kendi kendini yeti~tirme yoluyla olu~uyordu. Bu askeri okul mezunlar~~ kimi zaman, ~~ 86o'da hükümetçe kurulan orta ve

ilk düzeydeki layik okullarda ö~retmen ve uygulay~c~~ oluyorlard~~ 24.

Yakla~~k 1875'den itibaren imparatorluk liderliklerinin önemli bir k~sm~ n~~ bu okullar yeti~tiriyordu. Frans~zca ö~renim yapan bu okullar~n en büyük yarar~, yeni bir dü~ünce dünyas~ n~ n kap~lar~n~~ açmas~~ ve Bat~l~~ matematik, fen, co~rafya, tarih ve politika kavramlar~ n~~ getirmesidir. ~ lk Jön Türkler askeri t~ p okulundan ç~km~~t~r. Yüksek okullardaki e~itim yaln~zca Bat~l~~ de~ildi, ayn~~ zamanda Bat~l~la~m~~t~. ~~ 859'da sivil memur yeti~tirmek üzere kurulan bir yüksek okul olan Mekteb-i Mülkiye'nin bütün dersleri, "~ç ve uluslararas~~ ili~kiler" gibi modern bir terimle tammlanabilir. Bu günün gururla izlenen A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi bu okulun bir devam~d~ r 35. Bu yüksek okullar~ n kalitesi zamanla düzeltildi ve yirminci yüzy~l Türk tarihi üzerindeki etkileri ba~l~ba~~na ola~anüstüdür. Sonuçlar~~ Jön Türk dönemi sonundaki 1908 ihtilali ve Mustafa Kemal (ATATÜRK) önderli~indeki cumhuriyet döneminde görülmü~tür.

Bu özel yüksek okullar, Türk yönetici zümre aras~ ndaki önemli ayr~l~~~~ da geni~letmi~tir. Bu ayr~l~k, bir ölçüde Bat~l~~ e~itim görenlerle-genellikle yüzeysel de olsa Frans~zca bilenler-geleneksel medrese e~itimi görenler aras~ndayd~. Sivil memurlar aras~ndaki ayr~l~k, yüzy~l~ n ortalar~nda gözle görülebiliyor, kendini yeti~tirmi~~ ya da d~~i~lerinin Tercüme Bürosu'nda çal~~an, Frans~zca bilen memurlar~ n say~s~~ giderek art~yordu. örne~in, 84o'da baz~~ elçilik atamalar~, Bat~c~lara kar~~~ muhafazakarlar~n rekabetiyle ilgilidir. Cevdet Pa~a'n~n k~z~, Pa~a'n~n kendisini Frans~zca bilmedi~inden azledilmekten kurtarmak için bunu saklad~~~n~, gizli gizli çal~~ t~~~ n~~ söylemektedir ". 1870'de Frans~zca bilen zümre daha da belirgindir 27. I 87o'de kolordularda, askeri okullardan yeti~en subaylar~n, erlikten subayl~~a yükselenlerden ayr~~ bir s~n~f olu~turmaya ba~lad~klar~~ da görülebilmektedir 28. Bat~l~~ tarzda bir parlamenterizme girmeyi amaçlayan

1876 ve 1908 ihtilallerini yapanlarda askeri okullulard~~ 29. 1939 kar~~~

24 ibid, II, s. 361.

25 ibid, II, ss. 495-517, A. D. Mordtmann, Stanbul und das Moderne Türkenthum, (Leipzig, 1877-1878), I, s. 137. Türkkaya Ataöv, "The Faculty of Political Science of Turkey", MEJ, 14: 2, (Spring, ~~ 960), ss• 243-245.

26 Fatma Aliye, Ahmet Cevdet Pa~a ve Zaman~, (ist. 1332) ss. 34-35.

27 Hermann Vambery, Sittenbilder aus dem Morgenlanda, (Berlin, 1876) ss. 195-196. 28 Murat Efendi (Frans~z von Werner), Türkishe Skizzen (Leipzig, 1877), II, s. 130. 29 189o'da Harbokulu'nda, 1908 ihtilâli ile sonuçlanan harekette, baz~~ askeri ö~renciler, kurduklar~~ iki gizli komiteye, 1876'da Abdülaziz'i deviren Harbokulu liderlerinden Hüseyin Avni Pa~a ve Süleyman Pa~a'n~ n ad~ n~~ vermi~lerdi. T. Z. Tunaya, Türkiye'de Siyasi Partiler, ist. 1952, S. l04.

(9)

ihtilâlini ise askeri okullardan yeti~en "Mektepli"ye dü~manl~k besleyen muhafazakâr askerler yapm~~t~r 30. ~~ 789- ~~ 9 ~~ 4 aras~~ askeri ve sivil memurlar hakk~ndaki biyografik çal~~malar~n geni~~ bir de~erlendirmesi, onlar~n gördükleri e~itim ve ula~t~kla~r~~ makamlar~n kar~~la~t~r~lmas~, Osmanl~~ ~ mparatorlu~u'nun Bat~lla~maya do~ru ilerleyi~ini oldu~u kadar bu toplumsal ve siyasal bölünmenin nedenlerini de tamamen aydmlatabilecektir. Osmanl~~ imparatorlu~u'nda Bat~l~~ e~itime giri~in bir di~er yöntemi de hepsi hükümetçe desteklenen üniversite, ilk ve orta ö~retimin bir bütün sistem olarak ortaya konmas~d~r. 7 Mart 1845'te bir camide Sultan Abdülmecit tarafindan verilen bir beyanattaki "Kötülü~ün kayna~~~ cahilli~in halk~n aras~ndan kald~r~lmas~~ padi~ah~n buyru~udur." iste~iyle bu geli~me ba~lam~~t~r 31. ~~i bilenlerden bir komisyon kurularak çal~~maya

ba~lad~, k~sa zaman sonra bir e~itim bakanl~~~~ kuruldu. Okullar genel müfetti~i olan Kemal Efendi e~itim sistemlerini ö~renmek üzere ~ngiltere, Fransa ve Almanya'ya gönderildi 32. Hükümetin e~itim konusundaki bu tutumu ve giri~imi Bat~l~la~maya do~ru bir ad~md~. Özel yüksek okullar bu devlet deste~inin d~~~ndayd~lar, çünki buralarda e~itim özel ve dini vak~flara b~rak~lm~~t~.

84o'dan sonra hükümet e~itimin sorumlulu~unu kabul etti~inde, yeni sistem kesik kesik ve düzensiz olu~maya ba~lad~~ ve Ortado~u'da s~k s~k görüldü~ü gibi yukar~dan a~a~~~ do~ru olmas~~ reformun belirgin karakteristi~iydi. Üniversite üç kez ölü do~mu~~ ( 846, I 87o, ~~ 879) ve ~~ 9oo'e gelinceye de~in kesin bir ~ekilde kurulamam~~t~. Yüksek derecede orta okullar (rü~diye) kurulmu~~ fakat ulemâmn muhalefeti nedeniyle ilk okullar (Sibyan ya da ibtidai) geleneksel karakterlerinden çok az bir de~i~me gösterebilmi~lerdi. Buralarda cahil hocalar bir parça okuma yazma ö~retmeyi sürdürüyorlar ve çocuklar Kur'an'~n anla~~lmaz Arapças~n~~ bir uyum içinde ba~~r~yorlard~. 186o'da Tuna Vilayeti valisi olan Mithat Pa~a, bu s~rada modernle~tirilmi~~ ilkokullar~~ deniyor, yazar Nam~k Kemal Frans~z vilayet okullar~~ konusunda ona yard~mc~~ oluyor ve Tunuslu Hayrettin Pa~a

30 Vicomte de La Jonquiere, Histoire de L'Empire Ottoman, (Paris, 1914), II, ss. 232, 236, 240. Mektepli okuldan yeti~en sivil memurlar içinde kullan~lan bir terimdir. Mark Sykes, The Caliphs Last Heritage, (London, 1915), S. 489.

31 Freiherr, F.V. von Reden, Die Türki und Griechenland in ibrer Ent wicklungsfabigkeit,

(Frankfurt 1856), S. 307.

32 Ahmet Kemal Pa~a, Ergin, Maarif Tarihi, II, ss. 367-375. J.H. Abdolonyme Ubicini,

Letters on Turkey, Trans by Lady Easthope (London 1856), I, ss. 197-202, I.A. Gövsa, Türk Me~hurlan, S. 213.

(10)

1040 RODERIC H. DAVISON - MEHMET SEY~TDANLIO~LU

Müslüman ça~da~lar~n~~ Frans~z okul sisteminin al~ nmas~ na zorluyordu 33. ilkokullardaki geli~me 187o'den sonra ba~ar~l~yor ancak bu zahmetli ve yava~~ oluyordu. "Ö~retmenin ana görevinin her bir çocu~un nas~l ba~~rd~~~n~, aksan ve telâffuzlar~ mn iyi oldu~unu görmek olan" geleneksel ilkokullar~n birçok örne~i Osmanl~~ ~mparatorlu~u'nun sonuna kadar

kalm~~t~ r 34. Yazar Ömer Seyfettin, ~~ 89o'da ilkö~renimi s~ ras~ nda

gördüklerini k~sa popüler hikâyelerinden biri olan "Falaka" da ~öyle anlatmaktad~r: "Okulda k~rküç çocuktuk... s~ n~flara ayr~lmam~~t~ k. koro halinde bir a~~zdan ba~~rarak alfabeyi ve Kur'an'dan parçalar ö~rendik, koro halinde dualar~~ makamla okuduk, çarp~ m tablosunu koro halinde tekrarlayarak ö~rendik. Tüm derslerimiz boyunca anlam~ n~~ hiçbir zaman kavrayamad~~~m~z ~eyleri papa~an gibi sonsuz tekrarl~yorduk." 35 Bat~l~~ e~itim hiç olmazsa Kur'an'dan parçalar okunmas~na çarp~ m tablosunu eklemi~ti.

~ 896'da ç~ kan bir yasaya göre Osmanl~~ okullar~ mn organizasyonu ve okutulan dersler, içinde bulunduklar~~ durumdan daha çok Bat~l~la~m~~ t~. Bu yasa, ilk dereceden üniversiteye kadar okullardaki hiyerar~iye gerçekçi bir düzenleme getirdi~i gibi her a~ama için ak~lc~~ ve tümüyle Bat~l~~ bir ders düzeni getirmi~tir 36. Bu temel, ileriki y~llarda da imparatorluk sona erinceye kadar baz~~ düzeltmelerle sürdü. Ancak bu yasayla da geli~me ilkö~retim düzeyinde bile çok yava~t~. Bütün okullar~n bir hiyerar~i içinde Bat~l~la~mas~~ imparatorl~un her tarf~nda aynen tekrarlanamam~~t~r. Galatasaray lisesi ~~ 868'de, planlanmas~ na katk~da bulunulmu~~ ve do~rudan Fransa'n~n etkisi alt~nda kurulmu~tu. Bütün derslerin tamam~~ Bat~l~, Türkçe ve yöresel dillerin bulundu~u s~n~flar d~~~nda genel ö~retim Frans~zca idi, okul müdürü ve ö~retmenlerde Fransa'dan gelmi~ti ve okul aç~ld~~~ nda 34 ~~ ö~renciden 147'si Müslümand~, bunlar~ n ço~unlu~unu da Türkler olu~turuyordu 37. Galatasaray Lisesi mezunlar~ n~n kariyerleri üzerinde

33 Ergin, Maarif Tarihi, II, ss. 389-390., A. H. Midhat, Tabsira-i Ibret (~st., 1325) ss.

43, M. C. Kuntay, Nam~ k Kemal, I, (~st, 1 944), s• 24., Le General Kheredine, Reformes

necessaires aux etats muslumans (Paris, 1868) S. 66.

34 H. G. Dwight, Constantinople and its Problems, ss. 210-211.

33 Ömer Seyfettin, Raskazy (Moskow, 1957) S. 23. Falaka, eskiden okullarda ceza olarak ayak tabanlar~ na dayak atarken, ayaklar~~ s~k~~t~ r~ p tutmak için kullan~lan araç,

36 Yasan~ n metni için bak: Gregoire Aristarchi, Legislation Ottomane (Constantinople,

1873-1888), III, ss. 277-315.

37 Galatasaray Lisesi Kanunu için bak: ibid, ss. 315-317 ilk müdürünün an~ lar~: De Salve,

L'enseignernent en Turquie, Le lycee imperial de Galata Serai, Revue des deux mondes 3rd period, V (15 October 1 874), ss. 846-849.

(11)

yap~lacak bir çal~~ma, Bat~l~~ e~itimin etkisi hakk~nda geni~~ bilgi verecektir. Ancak, 1869 yasas~yla bile okullar~n ço~unda Bat~l~la~ma çok az olmu~tur. Türk toplumu, yeni e~itimin yöntem ve konular~n~~ yava~~ kabul ediyordu. Osman Ergin, karatahta ve harita kullanan, Jimnastik yapt~ran, tenefüste ö~rencilere oyunlar oynatan Selanikli bir ö~retmenin dramatik hikâyesini anlat~r. Okulu onun "Gâvur" yöntemlerine söven bir gurubun sald~r~lanyla iki kez y~ k~lm~~~ ve ölümle tehdit edilmi~ti. Fakat ö~rencileri di~erlerininkinden daha iyi okuma ve hesap yap~nca kabul edildi 38. Di~er

tepkiler daha çok ulusal nedenlerleydi. Bu Galatasaray'daki Türk ö~rencilerin kendi dillerinin küçümsenmesini protesto etmeleri ve Askeri T~bbiye'deki ö~rencilerin e~itim dilinin Frans~zcadan Türkçeye çevrilmesi-ni istemeleriyle ba~lad~~ 39. Bu tepki daha çok, yirminci yüzy~l~n ba~lar~nda Ziya Gökalp taraf~ndan felsefi planda seslendirilmi~ti. O, Frans~z stili e~itimin d~~ar~dan al~nd~~~ndan ~ikayet ediyor, Arap, Iran uygarl~~~~ üzerine kurulmu~~ olan eski "medrese" e~itimi gibi as~l Türk kültürüne z~t oldu~unu söylüyordu 40.

Di~er iki e~itim kanal~~ olarak, Bat~~ etkisini getiren Türklerden de k~saca söz edilebilir. Birisi d~~ar~da okuyan Türklerdir. 1834'den sonra hükümet düzensiz aral~klarla genç Türk gruplar~n~~ okumak üzere Bat~~ Avrupa'ya gönderdi. Ba~lang~çta bunlar~n ço~u askeri okul mezunlanyd~. Sonradan daha çok siviller gitti, birçok Türk de ki~isel olarak okumaya gitti. Baz~lar~~ iyi bir e~itim görmü~~ ve oldukça Bat~l~la~m~~~ olarak döndü. Dönenlerden baz~lar~~ reform çal~~malar~n~n liderleri oldular, baz~lar~~ ise Avrupa'da ö~rendikleriyle evdeki durumu kar~~la~t~r~nca, hayal k~r~kl~~~na u~ram~~~ uyumsuz insanlar oldular. Imparatorlu~un sadrazamlar~ndan birinin kar~s~, kocas~n~n "Avrupaya ö~renim için gönderilmi~~ olanlar~n ço~unlu-~unda" oldu~u gibi, cahilli~' inin üzerini bir parça bilgi ile cilalam~~~ biri oldu~unu söylemi~ti 41. Ingiltere'de Edinburg ve Wollwvich'de okumu~~ biri

olan Mehmet Sait Pa~a 1877'de ~öyle diyor "D~~ar~da ya~ay~ncaya kadar kendimi adam san~rd~m, ülkeme döndü~ümde sadece ak~ls~z biri oldu~umu

38 Ergin, Maarif Tarihi, II, ss. 395-397.

39 Ibid, s. 4o4, Osman ~evki Uluda~, "Tanzimat ve Hekimler", Tanzimat!, (~st., 1940) ss. 970-975.

40 Niyazi Berkes, yay, Turkish Nationalism and Western Civilization: Selected Essays of Ziya Gökalp (New York, 1959), ss. 233-247.

41 Melek Han~m, Thirty Years in the Harem (London, 1872), ss. 277-278. K~ br~sl~~ Mehmet Pa~a'n~ n levanten kar~s~d~r.

(12)

1042 RODERIC H. DAVISON - MEHMET SEYITDANLIOCLU

gördüm..." 42 kazançlar~~ yanl~zca baz~~ pahal~~ Avrupa zevkeleri ve sefahatti: Bir Osmanl~~ devlet adam~~ ~öyle ele~tiriyor, onlar "Frengi kapt~lar, uygarl~k de~il-Syphilized not civilized" 43. Yirminci yüzy~l ba~lar~ nda okumak için d~~ar~~ gidenler, genellikle bir grup olarak çal~~ t~lar ve Osmanl~~ hükümeti üzerinde oldukça etkili oldular. Bunlar hakk~nda da bir seri biyografik çal~~ma ayd~ nlat~c~~ olacakt~r.

Son kanalda ise Bat~l~~ e~itimin etkisi do~rudand~r. Bu etki. Türk olmayan az~ nl~ klardan geldi, -Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler- bu milletlerin imparatorluk içinde modern e~itim uygulayan okular~~ bulunuyordu. Bu tip okullar ondokuzuncu yüzy~l~ n sonlar~na do~ru h~zla geli~ti, d~~ar~dan s~ k s~k para ve e~itim deste~i al~yorlard~-Yahudi okullar~ na Musevi Birli~i (Alliance Israelite), Rum okullar~na Atina Musevi birli~i (Alliance Israelite) Rum okullar~ na Atina Üniversitesi ve Rum çevreleri, Ermeni okullar~ na ise Rus ermenileri bu deste~i sa~l~yorlard~. Türkler bu okullarla ilgilenmiyorlard~~ ancak, Müslüman olmayan e~itimdeki bu geli~me Türkleri kamç~lam~~t~. Bunun öncülü~ünü de H~ristiyan, Müslüman her inançtan ö~rencilerin birlikte okuyabilcekleri bir okul kurmak isteyen Mithat Pa~a gibi baz~~ devlet adamlar~~ yapt~lar. Sadrazam Ali Pa~a'da 186o'da okullara az~nl~klar~~ çekmeye ve böylece onlar~ n Imparatorlu~a ba~l~l~ klar~n~~ art~rmaya yar~yaca~~n~~ umdu~u kar~~~ k ö~rencilerden olu~an resmi Türk okullar~~ kurmak istemi~ti 44. Gayrimüslim okullar~, Türkleri kendi okullar~ ndaki e~itimin kalitesini yükseltmeye de özendiriyordu. Ziya Bey, Türklerde okuryazarl~~~n art~r~lmas~nda da geri kal~nd~~~ndan söz etmektedir: Rum ya da Ermeni okullar~nda on ya~~nda bir çocuk kendi dilinde bir gazeteyi okuyabilirken bunu ancak 15 ya~~ nda bir Türk çocu~u yapabiliyor ya da k~sa bir mektup yazabiliyordu 45. 187o'de muhafazakâr bir Istanbul gazesi olan Basiret, bir çare olarak Rum

ve Ermeni okullar~ mn hükümetçe denetlenmesini istiyordu 46. Az~ nl~k

okullar~ ndaki Bat~l~la~ma Türkleri bu konuda çabalar harcamaya sevketmi~tir.

42

Antonio Gallenga, Two Years of the Eastern Question, (London, 1877), I, S. 134. Ingiliz Sait olarak bilinirdi. I. H. Dani~mend, bat~l~~ Osmanl~~ Tarihi Kronolojisi, IV, (Ist., 1955), S. 290.

43 Hermann Vambery, Der Islam im neunzehnten Jahrhundert, (Leipzi~i 1875), ss. 96- 109.

44 Mordtmann, Stambul, I, ss. 75-88.

45 Hürriyeede: S (27 July 1868), Ihsan sungu Tanzimat ve Yeni osmanl~lar", Tanzimat I, s. 84 'dan al~ nm~~ t~ r.

(13)

~~ ~~ 4.'e gelindi~inde, okul sistemi ne zaman~ n gereklerini kar~~layacak kadar yeterli ne de yeteri kadar kapsaml~~ olmasa da Bat~ l~~ e~itim mücadeleyi çok aç~k bir biçimde kazanm~~t~. Bir Türk yazar I. Dünya Sava~~'n~ n hemen öncesi birçok okulun durumundan hala ~ikayet edebiliyordu, "Okul binalar~~ bir cami avlusunda veya bir mezarl~k kö~esindeydi, ö~retmenler çocuklara okumay~~ yazmay~, nas~l okuyup yaz~ld~~~ m bilmeden ö~retiyor-lard~" 47. Bat~l~ la~ma henüz kad~ n~ n e~itimi için bir istek uyand~rmaktan uzakt~. ~~ ~~ 2'de Müslüman olmayan k~zlar için yabanc~~ okullar ve millet okullar~~ varsa da alt derecedeki okullar d~~~ nda Türk okullar~ mn say~s~~ hala azd~. ~stanbul Üniversitesi'ne ilk bayan ö~renci ~~ ~~ 4.'de kabul edilmi~ti 48. Türkler Bat~ l~~ e~itimi, yabanc~lar taraf~ ndan imparatorlu~a getirildi~i gibi olmasa da kabul etmi~ler ve din temeli üzerine kurulu Frans~z modeli büyük ölçüde izlenmi~ti. Imparatorlukta, bünyelerinde böyle dini etkiler de bulunduran yabanc~~ okullardan Türkler dikkatle sak~ myor, Bat~l~~ e~itimin model ve derslerinden yaln~zca layik olanlar kabul ediliyordu. Osmanl~~ Imparatorlu~u'nda Bat~l~~ okullar~ n~n kurulu~unun ba~mdan beri durum böyleydi, hangi düzeyde olursa olsun layik dersler giderek art~ yordu. Kur'an'la ilgili dersler, modernle~tirilmi~~ dersler aras~ ndaki yerini koruyorsa da bu okullardaki din e~itiminin kalitesi dü~üyordu. Kabul edilen tek Bat~l~~ "din" milliyetçilik inanc~yd~.

Bat~l~la~man~n geli~ti~i dönem boyunca ulemâ bir grup olarak muhalefette kald~. Ulemâdan Fransa'da ya~am~~~ ve ö~renim görmü~~ biri olan Selim Sabit Efendi, okuluna harita gibi baz~~ Bat~l~~ ders araçlar~ n~ n girmesinin tohumlar~ n~~ atm~~, sanki din ve inanca kar~~~ tav~r alm~~~ gibi meslekta~lar~ nca "Frenk" diye reddedilmi~ti. ~eyhülislam bu protestolar~~ desteklemi~ti ancak, Maarif Nezareti'nin Selim'in reformlar~ n~~ yava~~ yava~~ uygulamas~~ ~art~yla uygun bularak onaylamas~~ dikkati çekecek önemde-dir 49. Sivil hükümet giderek daha çok kendi kendine dü~ünebilen Bat~c~larla, özel yüksek okul mezunlanyla ya da e~itimde reformun temsilcileri olan Avrupa'da e~itim görenlerle doluyordu. Ulemâ bile Bat~l~~ etkilerden tamamen kaçm~ yordu. Yeni okullarda çal~~anlardan ve medreseden gelenlerden baz~lar~n~n yeni kavramlara kar~~~ gözleri aç~lm~~ t~. Yabanc~~ ülkelerde okuyanlar döndüklerinde di~erlerine Frans~zca ya da bir ba~ka yabanc~~ dili ö~retmi~lerdi. t 84o'da Cevdet gibi daha ço~unu ö~renebilenler 47 Hamdullah Suphi'nin ikdam'daki bir yaz~s~~ (Tam tarih verilmemi~) "Turkish Womanhood" Moslem World, III; ~~ (January, 1913) ss. 83-84'den al~nm~~ t~r.

48 I bid, "The Feminist Movement in Turkey", Moslem Wcrld IV: 4, (October, 1914), ss. 422-42 3.

(14)

1044 RODERIC H. DAVISON - MEHMET SEYITDANLIO~LU

yaln~zca Arapçayla dünyan~n anla~~lamayaca~~n~~ anlam~~lard~~ 5°. Cahil ulemâ hala çoktu, 1909 parlamentosunda tipik bir hoca, Ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin k~z okular~~ aç~lmas~~ önerisinin ~eriate ayk~r~~ olaca~~~ gerek-çesiyle kabul edilemeyece~ini söyleyebiliyordu 51. Ba~lang~çta ba~ar~s~z olan

medrese reformu 19°8 ~htilâlinden sonra yeniden ba~l~yordu.

Osmanl~~ toplumu ve tarihi üzerinde Bat~l~~ e~itimin toplam etkisi hakk~nda tam ve sa~lam bir de~er yarg~s~na varabilmek için biyografik, politik, kültürel, ve istatistiksel çal~~malar henüz tam ve yeterli de~ildir. Okullann etkisini, onsekizinci yüzy~ldan itibaren impartorlu~u etkileyen bir çok etkenlerden ay~rdetmek de oldukça güçtür. Bu zor ayr~m~~ dengelemek ve de~erlendirmek de zordur. ~imdilik deneme bir sonuç ç~kar~labilir. Bunlardan birincisi, 1839'da yap~lan politik geli~menin gerisinde ba~l~~ ba~~na Bat~l~~ e~itimin rolü vard~r. ~kincisi, Türk dili sadele~meye do~ru yöneli~ini, k~smen Bat~l~la~m~~~ liderlere borçludur. üçüncüsü, Imparator-lukta Bat~l~~ e~itim uyguland~~~~ sürede amac~na ula~amad~. Ali Pa~a ve di~erleri, Türkler, Rumlar, Ermeniler, Museviler, Bulgarlar ve di~erlerin-den olu~an kar~~~k okullar~n Imparatorlu~u birarada tutacak bir katalizör olaca~~n~~ umarak aldand~lar. Her millet kendi yoluna gitti. Dördüncüsü, deneme bir sonuç ç~kar~l~rsa, kimileri memleketlerindeki ayd~n çevrenin güvenmedi~i, yar~s~~ Bat~l~, yar~s~~ Do~ulu levantenler oldular. Yeni dü~üncelerle eski davran~~lar~n kar~~~m~~ her zaman ba~ar~l~~ olmuyordu. Mark sykes, gofi'da üstünkörü Bat~l~la~m~~~ genç bir Türk memurla konu~tuktan sonra, "Yar~~ pi~mi~~ Frenk e~itiminin sonucu can s~k~c~yd~" diye yaz~yor 52.

Sonuçta, bu gruplar aras~ndaki ayr~l~k geni~ledi. Bat~l~~ e~itim görenlerle, geleneksel medrese e~itimi görenler aras~ ndatki çatlak büyüdü. Son zamanlarda, ondokuzuncu yüzy~l Bat~l~la~ma hareketlerinin yaratt~~~~ ikili~i konu~mak moda oldu ve bu hiç ku~kusuz ki, e~itim dünyas~nda da böyledir. ~ki sistem ve ürünleri yanyana ya~ad~lar. Bununla birlikte en do~ru olan~~ bir üçlülü~ün de oldu~udur, bu farkl~~ e~itim görmü~~ iki grup aras~nda ya~ayan, yeni ve k~smen Bat~l~~ bir ilkö~renim görmü~, kendinden öncekilerden biraz daha fazla layik ve daha milliyetçi ve hala nispeten cahil bir üçüncü grup vard~r. Ve tatbiki bunlar toplumun alt tabakas~nda kalm~~~ büyük bir kütledir, 1914'de hala e~itimsiz ve cahildirler. Ahmet Mithat onlar için "Kalemsiz ve dilsiz" demektedir 53.

30 Mardin, Cevdet, s. 31.

51 Francis Mc Cullagh, The Fail of Abd-ul-Hamid, (London, ~ gto), S. 109.

52 Sykes, Caliphs Last Heritage, s. 365. A. H. Hourani, Syria and Lebanon (New York, 1946), s. 70.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gerçek say›larda eflitli¤in özeliklerinden baz›lar›n› kullanarak, say› kümesinde verilen eflitlikle ilgili denkemlerin (aç›k önermelerin), çözüm

Pay¬ve paydas¬ayn¬anda s¬f¬ra veya sonsuza yakla¸ san kesirlerin limit- lerinin hesaplanmas¬için Bernoulli taraf¬ndan bir yöntem geli¸ stirilmi¸ stir.. Baz¬durumlarda

2’si düflük do¤um a¤›rl›kl› olan 11 term olgunun 7’sinde MRG patolojik olup, 5 olguda PVL, 1 olguda korpus kallozum hipoplazisi ve 1 olguda da ventriküler sistemde

The basic objective of this project is to describe various approaches of leadership as well as their implications for managerial practice and to make a study for determine

[r]

Baflka bir deyiflle, yüksek e¤itimli annelerin çocuklar›na yönelik daha fazla ayr›nt›c› bildirim yapmalar› ve daha az kapal› uçlu tekrarc› soru sözceleri

Bugün, vatan gençliği, bu büyük T ü r k san'atkârma karşı saygı, sevgi dolu kalbini açarak onun ölümünün 346 m c ı yıldönümünü anarken biz de bu gece kooa

Bu devirde Türkiye’de flelf alanlar› ve onunla ilgili kayaçlar geniflleyerek daha önce kara halinde olan Kuzey Anadolu ve Güneydo¤u Anadolu bölgelerini ve Bitlis