• Sonuç bulunamadı

Destan adam Tonguç!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Destan adam Tonguç!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T T

-b k a ö i i v i n y y a k a z a m

ANKARA NOTLARI

MUSTAFA EKMEKÇİ_________

Destan Adam Tonguç!

Emin Özdemir, İsmail Hakkı Tonguç’u anlatmaya baş­

larken Mehmet Başaranın “ Tonguç Baba” şiirini oku­ du önce. Şiir şöyle:

“Otlar böcekler gibiydik bozkırda/Acılarda gökyüzü kadardık/Bizden geçerdi zamanın karanlığı/Yorgun öküz­ ler kara sabanlarla/ Unutulmuş unutulmuş unutulmuş köy­ lerdik

Sonra sen geldin nisanlar geldi/Durdu o içimize akıt­ tığımız kan/Yenilendi gücümüz bembeyaz/Köyler baba­ sı halk babası /Bize çalışmaya başladı tarlalar

Komadı karanlığın ağalan/ Halk uyansın ülke çiçeğe dursun/Komadı aydınlıktan korkanlar/Terledin dayattın bizim için/Hey Cilavuzlar Kepirler Hasanoğlanlar

Adın b ir destan şafağı işte/ Umudu sevinci büyütüyor o kullar/Halk babası köyler babası /Ha desen horona kal­ kar milyonlar/Sen Anadolusun halksın köylersin."

Türk Eğitim Derneği Başkanı ile Bilim Kurulu Başka- nı’nın açış konuşmalarından sonra kendisine ilk söz ve­ rilen Emin Özdemir, konuşmasının bir yerinde şöyle de­ di:

- Önce bir burukluğumu dile getirmek istiyorum: Ben

isterdim ki bu salonu dolduranlar gençler olsun. Eğitim fakültelerinde okuyan gençler. İsterdim ki şu ön sıralar­ da Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetkili temsilcileri bulunsun. Ama bakıyorum, onların hiçbiri yok. Sadece Tonguç ışı­ ğında aydınlanmış ya da Tonguç'un anısına, eğilimine gönül vermiş bir avuç dost. Olsun. Gerçek yurtseverler, gerçek aydınlar daima yalnızlardır; ama onlann yalnızlı­ ğı kendilerini büyütür.

Emin Özdemir, toplantıyı izleyenler arasında gençle­ rin olmayışından yakındı ya, alt katta toplantıya katman­ ların yarısı çokluğunda polisler vardı! Tonguç adı geçin­ ce demek hâlâ usa polis gelmekteydi. Yoksa ne arasın- dı aşağıda polisler, yukarı çıkar dinlerlerdi! Türkiye’de bir polis devleti olmadığını kime yutturabilirsiniz?

Emin Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Köy Enstitüleri’hin yetiştirdiği, Türkiyemizin yüzakı olan ozanımız Mehmet Başaran'm şiirinde vurgulandığı gibi yaşamını halkına adamış, halkının mutluluğa kavuş­ ması yolunda savaşmış b ir destan kişisidir İsmail Hakkı

Tonguç. Adanmış, b ir ülküye bağlanmış, ülküsünü ey­ leme dönüştürmüş bir kişidir İsmail Hakkı Tonguç. He­ men belirteyim ki adanmış, b ir ülküye bağlanmış, yaşa­ mını bağlandığı ülküyü gerçekleştirme yolunda tüketmiş kişilerin yaşamöyküsünü söze dönüştürme güç b ir iştir. Çünkü, hiçbir söz, hiçbir varsayım ya da açıklama, adan- mışlığı, bir ülküye bağlanmışlığı, bu yolda verilen sava­ şımı tam olarak yansıtamaz. Söylenenler, yaşanılanların, yapılanların yerini bütün boyutlarıyla kuşatamaz. Bu bağ­ lamda benim söyleyeceklerim de İsmail Hakkı Tonguç 'un yaşamı ve eylemi karşısında yetersiz kalacak, gerçekler­ le bire bir örtüşmeyecektir. Öncelikle belirtmek isterim bunu...”

Emin Özdemir, İsmail Tonguç’un yaşamöyküsünü an­ lattı. ilkokulu, ortaokulu köyünde, Silistre’de okuduktan sonra Rüştiye’den sonra İstanbul’a gidip okumayı sür­ dürmek ister. Babası, gidip okumasına karşı çıkar. An­ cak anası, okumasından yanadır. Sonunda İstanbul’a gelir. İsmail Hakkı Tonguç, babasından, amcasından adı­ nı duyduğu İyiliksever bir paşadan yardım istemeye ka­ rar verir. Öna okuma isteğini açıklar. Paşa, şu karşılığı ve­ rir:

- İstanbul’da okumak kolay mı? Parası olan okur, pa­

rası olmayan okuyamaz. Buralarda boşuna dolaşma. Köyüne dönmeye bak!

İsmail Hakkı Tonguç, Paşa’nın konağından ayrılırken sarsılmıştır. Şöyle düşünür:

- Senin gibi budalalar yüzünden babalarımız cahil kal­

mışlar, yoksul düşmüşler. Okumak için her şeyi göze alacağım. Ne edip edip okumanın yolunu bulacağım. Be­ nim gibi zahmet çeken çocukların zahmetsizce okuma- lan İçin ömrümün sonuna değin çalışacağım. Koca Pa­ şa, seninle yirm i yıl sonra karşılaşmak isterim...

Emin Özdemir, şunları ekledi:

“Denilebilir ki İsmail Hakkı Tonguç ’un yaşamını halkı­ na adamasında, her türlü okuma olanağından yoksun bin­ lerce köylü çocuğunu okutmayı, köyü ve köylüyü köle­ liklerin her türlüsünden kurtarmayı ülkü edinmesinde bu olayın büyük payı vardır...”

İsmail Hakkı Tonguç, son bir umutla Maarif Nazırı (Mil­ li Eğitim Bakanı) Şükrü Bey’e başvurur. Onun:

- Neden okumak istiyorsun sorusuna,

- Yurduma hizmet etmek istiyorum yanıtını verir. Onun yardımıyla, parasız yatılı öğrenci olarak Kasta­ monu Öğretmen Okulu’na yerleştirilir. İki yıl bu okulda oku­ duktan sonra 20 Mart 1916’da naklen İstanbul Öğretmen Okulu’na gelir. Öğretmenlerinin dikkatini çekecek ölçü­ de başarılı bir öğrencilik yaşamı vardır. 10 Eylül 1918’de okulu bitirir, öğretmen olur. Ardından, öğretmenlik bilgi ve becerisini arttırmak için yirmi arkadaşıyla birlikte Al­ manya’ya gönderilir. Burada Eylül 1918’den Nisan 1919’a değin öğretmen seminerine katılır.

Bir Köy Enstitülü olan Emin Özdemir, Tonguç’un Köy Enstitüleri serüvenini anlatırken çok heyecanlıdır. Şöyle dedi:

“İsmail Hakkı Tonguç’un ülkeyi dipten ve derinden aydınlatan ışığı, kimi çevrelerde tedirginliklere yol açmış­ tı. Köy Enstitüleri’hde kulluktan yurttaşlığa geçmenin savaşımı veriliyordu. Enstitü çıkışlı öğretmenler gittikle­ ri yeıierde de bu kulluktan yurttaşlığa geçiş savaşını baş­ latıyorlardı. Bu savaşı korkuyla izleyenlerden biri de C H P ’li Reşat Şemsettin Sire r’di. Köy Enstitüleri'ni de­ netlemek için yapılan bir gezide şöyle demişti Tonguç 'a: - Sen bu halk çocuklarını böyle yetiştiriyorsun, peki ne

olacak sonra? Nasıl yönetiriz bu milleti? Bindiğim eşe­ ğin akıllı olmasını istemem ben!”

Bugün ülkeyi yönetenler, halkı sanki eşek yerine koy­ muyorlar mı? Değişen ne?

Emin Özdemir, konuşmasının sonunda şöyle dedi:

“Bugün imam okulları pıtrak gibi çoğaldıysa ülkede, yoksul halk çocukları o okullara girmek için can atıyor­ sa Tonguç’un yaktığı ışık söndürüldüğü içindir. ”

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

# Sporla Haydarpaşa Lise­ si’nde okurken ilgilenmeye baş­ layan Memet Fuat, 1959’da Al­ tunizade’de arkadaşlarıyla bir­ likte Altınyurt Gençlik ve Spor

cenazelerine İştirak ederek sami- naî yardımlarını esirgemiyen, telgraf ve telefonla büyük acı­ m ızı paylaşan, çelenk gönderen değerli ve vefakâr akraba,

Herkolaneum'da Pompei gibi Napoli civarın- da; hattâ pek çok daha yakın, yedi buçuk kilo- metre şarkında, Vezüvün deniz tarafındaki ete- ğindedir.. Altmış üç

TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ GENEL BAŞKANI DOÇ... BİRİNCİ

Öğretm enlik, b ir uzm anlık ve b ir m eslek niteliğini gösteriyorsa, öğretm enden yönetici olması, öğretm en­.. liğin aleyhine olarak kaygı y aratıcı b ir

ne, toplumsal ve bireysel ilgilerine cevap veren bir toplum olarak belirir.. Ancak, her rejim ve her yaşam biçimi kendisine uyan insanı oluşturm ak, yetiştirm ek

TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ YAYINLARI.. İÇ İN D

Türk Dil Kurumu dernek dönemi üyesi (1967: 1138), Gazi Eğitim Ens- titüsü, Hacettepe ve Ankara Üniver- siteleri Türk Dili ve Edebiyatı Emekli Öğretim Görevlisi Emin Özdemir 1