• Sonuç bulunamadı

Okul ortamında, zorbalık davranışında bulunan öğrenciler kimi zaman bireysel hareket ederken kimi zaman da grup halinde hareket ederler ki, bu nokta bize zorbalık nedenlerinin tekil olmadığını, detaylı analiz gerektiren yaşantılar sonucu ortaya çıktığını ortaya koyar. Ayrıca zorba öğrencilerin akademik başarıları, sosyal becerileri, öz saygı algıları ile ilgili yapılan araştırmalarda ortaya çıkan çelişen bulgulara (Morrison, 2007: 11-12) bakılarak, zorbalığın altında yatan nedenlerin karmaşık, çok yönlü ve bireyin yaşam deneyimleri ile erken çocukluk yaşantıları sonucu ortaya çıktığı söylenebilir (Ahmed ve Braithwaite, 2004).

Zorbalık davranışının ortaya çıkmasında zorbaya ve mağdura ait farklı özelliklerin neden olduğu düşünülmektedir. Zorbalığı ortaya çıkaran nedenler ile

öğrencinin zorbalık davranışından kazandıkları (güç, saygı, maddi kazanımlar) birbiri ile iç içe geçmiştir. Zorbalıktan elde edilen ikincil kazanç sonraki davranışları desteklemektedir. Bu konuda belli risk faktörleri bulunmaktadır. Öz saygısı ve kendine güveni az olan öğrenciler; kendini güçlü hissetmek istedikleri, içlerindeki üzüntü ya da öfkeyi boşaltmak ya da başkalarından zorbalık görmemek için önce kendileri zorbalık yaptıklarını ifade etmektedir Özgür ve ark. (2005). Frisen ve arkadaşlarının (2008: 110) yaptığı araştırmada katılımcılara, neden zorbalık yapıldığı sorulduğunda, en ağırlıklı cevabın mağdurların farklı görünüşünden dolayı (%39) diğer nedenler olarak da zorbaların kişilik yapısı, geçmiş yaşantıları ve dürtüleriyle ilgili olduğu (%36) vurgulanmıştır. Bu bilgiler ışığında genel anlamda gençleri/çocukları zorbalığa iten nedenler, bireysel (fiziksel, psikolojik), ailevi ve çevresel olmak üzere üç başlıkta incelenebilir;

2.3.1.Zorbalık Davranışı Sergileyen Öğrencilere Ait Bireysel Nedenler

Akran zorbalığını belirleyen bireysel faktör olarak çocuğun kişilik yapısı ve kişilerarası ilişkilerde geliştirdiği davranış şekilleri ele alınabilir (Özgür ve ark., 2005: 39). Aktif ve dürtüsel kişilik özelliğine sahip olan çocuk ve gençler ile fiziksel gücü yaşıtlarına göre fazla olan erkek öğrenciler diğerlerine göre akran zorbalığına daha eğilimlidirler. Bu öğrenciler zorbalığın yanı sıra genellikle anti-sosyal ve karşıt gelme davranış özellikleri gösterdiklerinden dolayı, yaşlarının gerektirdiği sosyal becerileri sergileyemezler. Bununla birlikte, daha önce de belirtildiği gibi güçsüzlük, başarısızlık gibi olumsuz duygulardan kaçınmak ve kendini yeterli, başarılı hissetmek için akranlarını istismar etme yoluna gidebilir. (Carney, Hazler, Higging, 2002: 96-97; Özgür ve ark., 2005: 39-41; O’Moore ve Kirkham, 2001:278-279 ). “Genel bir görüş olan; akran istismarı davranışı gösteren öğrencinin özünde, benlik saygısı yetersizliği, bir miktar hırpalanmışlık ya da aciz bir çocuk olduğu inancı her zaman gerçeği yansıtmamaktadır” (Özgür ve ark., 2005: 41). Bununla birlikte, zorbalık davranışında bulunan çocukların diğerlerine göre daha fazla psikiyatrik semptomlar gösterdikleri (Kumpulainen, Rasanen ve Henttonen, 1999: 1260), belki de bu durumun etkisiyle, alkol, kavga etme gibi kendilerine zarar verici, çalma, silah

taşıma, kopya çekme ve diğer okul ortamına uygun olmayan davranışlarda bulundukları bulunmuştur (Berthold ve Hoover, 2000: 72-73).

2.3.2.Zorbalık Davranışı Sergileyen Öğrencilere Ait Ailevi Nedenler

Ailenin çocuk yetiştirme biçimi, model alma ve özdeşim kurma yoluyla, çocuğun ve gencin sosyal ortamda diğer insanlarla kurduğu ilişkilerinin de ana malzemesi olmaktadır. Disiplin oluşturmada, “fiziksel ceza, fiziksel/sözel saldırı gibi cezalandırıcı yaklaşımın kullanıldığı ev ortamında yetişen çocuk ve ergen ailelerinin bu yönüyle özdeşim kurabilir ve onları model alabilir” (Özgür ve ark., 2005: 43). Sekiz yıl boyunca sürdürülen ve Amerika’daki aile içi şiddetin nedenlerine ilişkin 2143 anababayla; Straus, Gelles ve Steinmetz (1980), tarafından yapılan bir araştırma sonucuna göre; anne-babaları tarafından cezalandırılmayan çocukların ancak yüzde yirmisi kardeşlerine karşı saldırgan davranırken, cezalandırılan çocukların yüzde yüzünün saldırgan davrandığı görülmüştür. Özgür ve arkadaşları da (2005) çocuk yetiştirme tutumları cezalandırmaya dayanan ebeveynlerin çocuklarının akranlarıyla olan ilişkilerini de bu model çerçevesinde yapılandırabileceklerini belirtmişlerdir. Dolayısıyla okul ortamı ya da dışında kendi sorunlarının çözümünde zorbalığı da içine alacak tarzda saldırgan davranışlar kullanma eğilimi gösterebilecekleri üzerinde durmuşlardır.

Zorbalık davranışı sergileyen öğrencilere ait ailevi nedenler arasında aile içinde cezalandırıcı disiplin yönteminin kullanılması dışında, diğer başka yaygın kullanılan tutumların da etkisi bulunmaktadır. Glaser’in (1969) ortaya koyduğu ve McCold ve Wachtel tarafından uyarlanan “Sosyal disiplin penceresi” günümüzde de disiplin oluşturmada kullanılan anne-baba tutumlarını açıklamakta önemini korumaktadır. Sosyal disiplin penceresinde anne-baba tutumları cezalandırıcı, onarıcı, ilgisiz ve izin verici olarak 4’e ayrılmıştır (O’Connell; Wachtel ve Wachtel, 1999: 78). “Sosyal disiplin penceresi” Tablo 1’de sunulmuştur.

Tablo 1. Sosyal Disiplin Penceresi yüksek

Cezalandırıcı Otoriteryan Onarıcı Otoriter K on tr ol ( Sı nı r ko ym a- di si pl in ) İlgisiz Sorumluluk almayan İzin verici düşük Destek ( cesaretlendirme,bakım) yüksek

O’Connell, T.; Wachtel, B. ve Wachtel, T. (1999: 78). “Conferencing Handbook: The New Real Justice Training Manual-Conferencing Handbook”. Canada: The Piper’s Press.

İzin verici tutum, düşük düzeyde kontrol ve yüksek seviyede desteği içerir. Sınır koyma düzeyi düşüktür, ancak ilgi ve bakım düzeyi yüksektir (O’Connell; Wachtel ve Wachtel, 1999: 78). Bu tür ailelerde saldırganlığa karşı sonsuz hoşgörü vardır ve çocuğun davranışları için yeterli sınırlar çizilmemiştir. Kendilerini kontrolsüz hissettikleri olaylar karşısında bu tür çocuklar, kontrol duygusunu yaşayabilmek için diğer çocukları istismar edebilirler (Özgür ve diğer., 2005: 44).

İzin verici tutumun aksine cezalandırıcı yaklaşımda kontrol fazla, destek ise azdır (O’Connell ve diğer., 1999: 78). “Cezalandırıcı yaklaşımın ağırlıklı olduğu kimi ailelerde fiziksel güç kullanılmaz; ancak evde çok katı disiplin kuralları ve cezalar vardır. Böyle bir ortamda büyüyen çocuk öfkeli ve saldırgan olabilir” (Özgür ve diğer., 2005: 44).

Üçüncü yaklaşım olan ihmalkâr tutumda ne sınır koyma, ne de ilgi vardır (O’Connell ve diğer., 1999: 78). Akran istismarı davranışı gösteren öğrenciler, genellikle ihmal ve istismarla karşı karşıya kalan öğrencilerdir. Genellikle ilgisiz, sevgiden ve sıcaklıktan yoksun aile tutumlarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Bu tip öğrenciler dürtüsel, öfkeli, saldırgan özelliklere sahiptirler ve duygusal izolasyon içindedirler (Özgür ve diğer., 2005: 44- 45).

Dördüncü olarak onarıcı yaklaşımda ise hem yüksek seviyede kontrol hem de destek kullanılır. Onarıcı yaklaşımda çocuğun varlığına değer verip onu desteklerken yaptığı hatalı davranışları onaylamayan ve çocuğu hatalı davranışı ile yüzleştiren bir tavır izlenir. “Kontrol” kavramı genel olarak, kişinin varoluşunun değil hatanın kontrol edilmesi anlamındadır (O’Connell ve diğer., 1999: 78).

“Saldırgan davranış örüntülerinin gelişiminde çocuk yetiştirme tutumlarının yanı sıra aile içi ilişki özellikleri de önemli rol oynar. Aile içinde çıkan çatışmalar, düşünce ayrılıkları ve açık tartışmalar güvensiz bir ev ortamı yaratarak yukarıda anlatılan olumsuz çocuk yetiştirme tutumlarının ortaya çıkmasına neden olacaktır” (Özgür ve diğer., 2005: 45-46). Kutlu, (2005: 75-102), araştırmasının sonucu olarak zorba ve kurban çocuklardan farklı olarak zorba/mağdur çocukların anne-babaları arasında bir güç dengesizliğinin bulunduğunu ve ev içerisinde yetişkinlerin hem birbirlerine hem de çocuklara şiddet uyguladıklarını belirtmiştir. Kaygılı ve güvensiz bir çocuğun akran istismarı mağduru olma riskini azaltmak için ailenin çocuğu daha özgür, kendine güvenli ve akranları arasında daha girişken olmaya teşvik etmesi gerekliliğini belirtmiştir. Ögel ve arkadaşları (2003) tarafından UNICEF adına yapılan bir çalışmaya göre de, ailenin disiplin becerilerinin eksik olması, uygunsuz, tutarsız ve acımasız disiplin uygulamalarının; okuldan kaçma, evden kaçma, alkol- madde kullanma, şiddet eğilimi gösterme, suç işleme, kendine zarar verme gibi riskli davranış göstermeyi yaratan ailevi etkenler arasında yer aldığı belirtilmektedir. Özetle, ebeveynin çocuğa ihtiyaç duyduğu sevgi ve ilgiyi göstermesi, izin verilen ve verilmeyen davranışlara yönelik açık ve tutarlı bir tutum sergilemesi ve cezanın dışında yöntemler kullanması, çocuğun uyumlu ve bağımsız bir kişilik geliştirmesini sağlayacaktır (Özgür ve diğer., 2005: 43-46).

2.3.3.Akran Zorbalığının Okula Ait Nedenleri

“Okul yönetimleri ve öğretmenlerin akran zorbalığına neden olabilecek bireysel ve ailevi etkenler üzerinde kontrol sahibi olmamalarına karşın, idareci ve öğretmenlerin ortak çabasıyla oluşturulacak barışçıl bir okul ikliminin oluşturulması, okul ortamındaki akran zorbalığını azaltmadaki en önemli faktörlerden biridir.” (Özgür ve diğer., 2005: 46-47). Barış yapıcı okul, yaratıcı bir dünya görüşü ile

zorbalığı engellemeyi hedefler. Her açıdan güvenli bir okul ortamı oluşturmak amacıyla eğitimcileri, personeli ve öğrencileri kurallara uyma yönünde teşvik etmek ve destekleyici ilişkiler inşa etmek gereklidir. Düzenli olarak planlanan çalışmalar veya toplantılar vasıtasıyla çocukların eğitim ortamında; çevrelerindeki zorbalığın farkında olmaları, zorbalık yapan ve zorbalığa maruz kalanların deneyimlerini paylaşmaları, şiddet içermeyen tarzda iletişim kurma yollarını öğrenmeleri, güvenli toplum için rehberlik hizmeti almaları, düşünme ve eyleme yönelik sağlıklı yollar bulmak için kişilerin birbirini desteklemesini sağlayıcı etkinlikler yapılması gerekmektedir (Amstutz ve Mullet, 2005: 68-69). Barışçıl bir okul iklimini sağlamak, okul yönetimleri için elzemdir ve bu ancak, okul yönetimlerinin zorbalığa yönelik önleyici ve doğru müdahale seçeneklerini içeren bir eylem planı oluşturması ve uygulamasına bağlıdır. Ne var ki günümüzde pek çok okul yönetimi hala sorunun çözümü için nispeten kolay, ancak bir o kadar da zorbaca bir çözüm yolunu tercih etmektedir. Zorbalık yapan öğrencinin velisine baskı yaparak çocuğu/genci başka bir okula göndermeye razı etmeyi seçmektedir.

Benzer Belgeler