• Sonuç bulunamadı

3. ZĠLE VE ÇEVRESĠNDE MADDĠ KÜLTÜR ÖĞELERĠ

3.9. Zile Kalesi ve Amfitiyatrosu

Kaleler yerleĢme içinde veya yerleĢmeye hâkim bir tepede yapılarak yerleĢim yerlerini korumaya alırken, ulaĢımı da kontrol altında tutmak için yollar üzerine de yapılmıĢtır. Bunların kuruluĢ yerleri de yola hâkim tepeler veya yığma tepeler üzeridir (Doğaner, 2013, s.178).

“Kaleye son Ģeklini en son uygarlık vermiĢtir. Çünkü tarihte en çok yıkılan ve onarılanlar kaleler olmuĢtur. Kaleler ilk kuruluĢ yeri uygun olarak seçildiğinde yerini sonraki uygarlıklarda da değiĢtirmemiĢtir. Bu nedenle kültür katmanlarının ilavelerinin araĢtırılması oldukça güçtür” (Doğaner, 2013, s.162).

Zile‟de var olan arkeolojik alanların baĢında Ģehrin ortasında yer alan Zile Kalesi gelmektedir. Zile Kalesi Roma Dönemi‟ne ait bir kale olup höyük tepe üzerine inĢa edilmiĢtir. “Anziliya Höyüğü, Romalılar döneminde üzerine yapılan surlarla gerçek bir kale özelliği kazanmıĢtır. Aslında, kalenin temelini kalker kayalar oluĢturmaktadır. Hitit-Frig-Pers ve Pontus dönemlerini kapsayan höyük kısmı ise bu kalker külte

160

üzerinde toprak dolgu olarak kendini belli etmektedir” (Özçağlar, 1991, s.70) (Fotoğraf 89).

Fotoğraf 89: Zile Kalesi

(Kaynak:https://www.facebook.com/Tokatadair/photos/1652694061558323)

“Zile Kalesi- Ġran döneminde kalenin 6. Mihridat döneminde imar edildiği, yeraltı geçitleri ve askeri amaçlı yapılar inĢa edildiği söylenmektedir. Sözü edilen yer altı tünelinin kalenin içinden giriĢi tesadüf sonucu bulunmuĢ olup, henüz herhangi bir araĢtırma yapılmamıĢtır. Kesme ve moloz taĢlarla yapılmıĢ duvarlar ve yuvarlak burçlar çeĢitli dönemlerde onarım görmüĢtür” (Trak ve Zengin, 1994, s.82).

Tarihsel Zela/Zile Akropolis‟inde bugün görülen kale, sürekli onarım ve yenilemeler yüzünden tümüyle ortaçağ kalesi görünüĢü almıĢ ve bir hayli bölümü günümüze ulaĢabilmiĢ bir kaledir. Yalnız surların çevrelediği düzlük ortasında bulunan iç kaleye ana geçiĢ yeri olan anıtsal kapıyı çevreleyen taĢlara dikkat edince, bunlardan en alttakilerin Hellenistik çağ ya da Roma egemenliği çağı kalıntısı devrektangonal bloklar olduğu görülmektedir (Umar, 2000, s.223).

Seyyah Evliya Çelebi Seyahatname adlı eserinde Zile Kalesi için Ģu sözleri yazmıĢtır:

Zile Ovası‟nın kuzeyinde göklere doğru uzanmıĢ yalçın kaya üzere beĢgen Ģeklinde taĢ yapı bir sağlam ve dayanıklı kaledir. Tamamı 26 kuledir. Kıbleye bakan bir demir kale kapısı var. Kale içinde toplam 300 hane ve bir cami var. Cebe hanesi, tahıl ambarları ve su sarnıçları vardır, ama bu kalede hamam, çarĢı-pazar

161

ve baĢka yapı yoktur. Ancak kale dizdarı ve 100 adet kale neferatı burada kalıp her gece iki nöbet mehterhanesi çalınır, bakımlı ve korunmalı bir kaledir. Zira celali ve eĢkıyaların eline girip onlar sığınmasın diye neferatları daima gözcülük ve bekçilik ederler. Zira Ģehir ileri gelenlerinin ve diğer köylerin ileri gelenlerinin değerli erzakları bu kalede saklanmaktadır. Ölçülü Ģahane topları olup Murtaza PaĢa efendimize 20 pare hoĢ geldin topları attılar (Kahraman ve Yücel, 2010).

Zile bir kale olarak en parlak zamanlarını Pontuslular zamanında yaĢamıĢtır. Bizans- Arap mücadelesinden sonra Zile Kalesi‟nin askeri bir değeri kalmamıĢtır. Hele Osmanlılar zamanında kale bir depodan ibaret kalmıĢ ve harap olmaya yüz tutmuĢtur. Son olarak milli mücadele yıllarında Zile‟yi basan ve yapma eden asilere karĢı kuvayi milliler Zile Kalesi‟ne çekilmiĢler ve buradan da Ģehri müdafa etmiĢlerdir. Zile Kalesi‟nin hizmeti olmuĢtur (Dönmez, 1951, s.30-31).

“Zile Kalesi (Nama Hisarı) Sur Ģekli Osmanlılara aittir. Roma imparatoru Sezar‟ın tarihe geçen “Geldim, gördüm, yendim” (veni, vidi, vici). Latince yazıların kazılı olduğu sütunun da bulunduğu kale bakımsızlıktan yıkılmak üzeredir. Osmanlı devrinde depo olarak kullanılmıĢtır. Kaleden Bodrum ve Sekerap Suyuna inen gizli tünellerin bulunduğu rivayet edilir” (Yeni Rehb. Ansiklopedisi, 1994, s.110-111).

Tarihi Zela/Zile Akropolisi‟nde bugün görülen kale, sürekli onarım ve yenilemeler yüzünden tümüyle orta çağ kalesi görünüĢü almıĢ ve bir hayli bölümü günümüze ulaĢabilmiĢ bir kaledir. Yalnız, surların çevrelediği düzlük ortasında bulunan iç kaleye ana geçiĢ yeri olan anıtsal kapıyı çevreleyen taĢlara dikkat edilince, bunlardan en alttakilerin Helenistik Çağ ya da Roma egemenliği çağı kalıntısı dev rektangonal bloklar olduğu görülür (Umar, 2000, s.223).

162

Fotoğraf 90: Sezar‟ın Ünlü Sözü “Veni Vidi Vici”nin Yazılı Olduğu Sütun

Kale içerisinde Roma döneminden kalma lahitler, mezar taĢları, Sezar‟ın dünyaca ünlü sözünün yazılı bulunduğu silindir mermer bulunmaktadır. Silindir mermer üzerine yazılan yazı tam olarak okunmamaktadır. Genel araĢtırmalar neticesinde bahsedilen kalıntı olduğu görüĢü hâkimdir (Fotoğraf 90).

Kalenin giriĢ kapısının üst kısmındaki moloz taĢlarda yer alan motifler ve kale içerisindeki mezar taĢlarında var olan figürler dinin yaratılan maddi kültür öğeleri üzerindeki etkisini göstermektedir (Fotoğraf 91).

163

Fotoğraf 91: Zile Kalesi‟nin GiriĢinde Yer Alan Moloz TaĢlardaki Dini Motifler Zile Kalesi‟nin kuzeydoğu yamacındaki surların alt kısmında oyulmuĢ bir kaya mezarı bulunmaktadır. Günümüze kadar gelmiĢ olan bu mezar sarp kayalar arasında bulunduğundan ulaĢım zordur. Mezar odasının içinde ufak bir pencere ve su gideri bulunmaktadır. Bu mezara halk arasında “Koca Kayser” denmektedir. Buranın bir Pontus Mezarı olduğu söylenmektedir ve buraya giden herhangi bir yol yoktur” (http://unyezile.com/kale.htm) (Fotoğraf 92).

164

Fotoğraf 92: Zile Kalesi‟nin Eteğinde Bulunan Kaya Mezarından Bir Görünüm AraĢtırma sahasındaki gözlemlerde Zile Kalesi‟nin uzun zamandır bir restorasyon çalıĢmasına dahil edilmediği açıkça görülmektedir. Zile Ovası‟na hâkim bir konumda yer alan Zile Kalesi‟nin burçları yuvarlak Ģekilde olup kubbeli bir görüme sahiptir. Burçların kapı giriĢinde bulunan kemerlerde kullanılan kilit taĢları büyük ölçüde bozulmaya uğramıĢtır. Özellikle kalenin giriĢinde sol kısımda kalan burcun kilit taĢı büyük oranda hasar görmüĢ durumdadır. Zile Belediyesi‟nin astığı uyarı levhaları dikkate alınmamakta, gelen ziyaretçiler Ģehri daha yüksekten görebilmek için sur ve burçlara çıkmaktadır. Burçlarda oluĢan hasarlar kale eteklerinde bulunan evler ve gelen ziyaretçiler için tehdit oluĢturmaktadır. Bu konuda gerekli tedbirlerin alınması yararlı olacaktır. Bununla birlikte araĢtırma sahasında farklı zamanlarda gerçekleĢtirilen ziyaretler sonucunda söz konusu kalenin çok fazla tahrip olduğu ve gittikçe de bu durumunun kötüleĢtiğini söylemek mümkündür (Fotoğraf 93).

165

Fotoğraf 93: Zile Kalesi Ġçinde Yer Alan Büyük Yapı

Fotoğraf 91‟de a) ile gösterilen fotoğraf 2018 yılının Temmuz ayında çekilmiĢtir. Söz konusu fotoğrafta b) ile gösterilen alan ise 2019 yılının Ekim ayında çekilmiĢtir. Kilit taĢı yerinden oynayan bu yapı kale eteğindeki evler için tehdit oluĢturmaktadır. Bu yapının gelecek nesillere aktarılması için restorasyon çalıĢmasına ihtiyacı vardır. Bununla birlikte kale içinde bulunan antik zamana ait lahitlerin içi birer konteyner olarak gelen ziyaretçiler tarafından çöp yığınına dönüĢtürülmüĢtür. Lahitler de dahil kale içerisindeki diğer buluntular olan mezar taĢları ve taĢtan yapılan buğday öğütme taĢları kötü niyetli kiĢiler tarafından sprey boyalarla boyanmıĢlardır. Zile Kalesi‟ndeki bu duyarsız tutuma karĢı söz konusu tarihi kalıntıların gelenecek kuĢaklara aktarılması için biran önce bir takım önlemlerin alınması faydalı olacaktır. Zile Kalesi konusunda öneriler Ģu Ģekildedir:

 Zile Kalesi‟nin belirli yerlerine kameralar yerleĢtirilebilir  Kale içerisinde sürekli bir güvenlik bulundurulabilir

 Kalıntılar üzerindeki sprey boyalar çeĢitli kimyasallarla veya doğal yöntemlerle çıkartılarak temizlenebilir

166

 Kale içerisindeki tarihi kalıntıların yanına bilgilerin yer aldığı levhalar asılabilir

 Zile Kalesi‟nin sadece belirli bir saat aralığında ziyaret edilmesi konusunda bir düzenleme yapılabilir

,

Fotoğraf 94: Zile Amfi Tiyatrosunun Sahne Kısmı

Zile Kalesi‟nin kuzeydoğu yönünde bulunan eteğinde bugüne kadar dokusu bozulmadan gelmiĢ bir amfi tiyatro vardır. Sahne kısmı yerleĢim yeri altında kalan ve bugün üzerinde çocuk parkı olan amfi tiyatronun, taĢ zemin üzerine oyularak inĢa edildiği anlaĢılmaktadır. “Skene bölümü tamamen yıkılan tiyatronun proskene temelleri de moloz yığınlar altında kalmıĢtır” (Trak ve Zengin, 1994, s.83) (Fotoğraf 94).

4. ZĠLE VE ÇEVRESĠNDE MANEVĠ KÜLTÜR ÖĞELERĠ

Benzer Belgeler