• Sonuç bulunamadı

Ceza hukukunda zamanaşımı; devletin, belli bir süre geçmesi durumunda davaya devam etmemeyi ya da cezalandırmaktan vazgeçmeyi önceden kabul etmesi şeklinde tanımlanmaktadır.433 Zamanaşımı, devletin cezalandırma hakkını ortadan kaldıran bir sebep olup bunun dava ve ceza zamanaşımı diye adlandırılan iki türü vardır.434 Bir suçun işlenmesinden itibaren kanunda gösterilen belirli bir sürenin geçmesi sebebiyle kamu davasının açılamaması veya açılmasına rağmen sona erdirilememesi veya hükmün kesinleştirilememesine ‘dava zamanaşımı’, kesinleşmiş bir cezadan sonra belirli bir sürenin geçmesiyle devletin cezayı yerine getirme hakkının düşmesine ‘ceza zamanaşımı’ adı verilmektedir.435 Ancak zincirleme suç

433 CENTEL-ZAFER-ÇAKMUT: s.636.

434 ÖZAR, Süleyman:‘Türk Ceza Hukukunda Zamanaşımı’,http://www.yayin.adalet.gov.tr/ dergi /37.ay%C4%B1/10%20%20S%C3%9CLEYMAN%20%C3%96ZAR.pdf. ET:12 Şubat 2011;

YILMAZ, Zekeriya: ‘Yeni Türk Ceza Kanununda Zamanaşımı’, http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale.htm- ET: 12Şubat 2011.

435 HAKERİ: Genel Hükümler, s.495-501.

açısından incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken zamanaşımı türü dava zamanaşımıdır; zira ceza zamanaşımının zincirleme suça bir etkisi bulunmamaktadır.

Kanunumuzun 66/6. maddesinde zincirleme suçlarda zamanaşımının son suçun işlendiği tarihten itibaren başlayacağı öngörülmektedir. Zincirleme suç, tek bir fiilden oluşmadığı ve kendine özgü bir neticesi olmadığı için bir tamamlanma anı da bulunmamaktadır. Bu sebeple kanun, zamanaşımını suçlardan birinin veya diğerinin bitiminde değil; zincirleme suçun bittiği anda başlatmaktadır. Buna göre, kanunun en son ihlaline teşebbüsün bittiği veya kanunun ihlalinin tamamlandığı andan itibaren zamanaşımı süresi de işlemeye başlayacaktır.436

Her ne kadar zincirleme suç hükümleri sanık lehine konduğu için zamanaşımını teselsülün sonundan itibaren hesaplamak ve daha önce işlenmiş ve zamanaşımına uğramış olan fiilleri zincirleme suça dahil etmemek kurumun esasına daha uygun gözükse de kanun, 66/6. maddesinde açıkça bu aleyhe durumu kabul etmiştir. Bu şekilde teselsül kabul edilmediği takdirde zamanaşımına uğrayabilecek fiiller, suç işleme kararında birlik sayesinde henüz zamanaşımına uğramamış bir fiille birlikte nazara alınarak failin cezasının artmasında rol oynamaktadır.437 Durumun bir örnekle açıklanması gerekirse; failin ruhsatsız olarak işlettiği akaryakıt

436 SANCAR: Müteselsil Suç, s.123.

437 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.143; ancak yazar bu görüşte olmakla birlikte bu durumun gerçekleşme ihtimalinin zayıflığına dikkat çekmekte ve çoğunlukla zincirleme suçu oluşturan fiillerin arasının zamanaşımı süresi kadar uzun olmayacağını belirtmektedir. Yazara göre kanun koyucu süre hesaplamasında kolaylık sağlamak amacıyla bu şekilde bir düzenleme yapmış olabilir.

istasyonu, 1.1.2006 tarihinden 1.7.2006 tarihine kadar her gün belediye görevlileri tarafından mühürlenmiş ve fail tarafından da mühürler sökülerek faaliyete devam edilmiştir. Fail hakkında zincirleme biçimde mühür bozma suçundan 1.8.2006 tarihinde dava açılmıştır. Bu dosya Yargıtay tarafından 1.7.2018 tarihine kadar incelenecektir. Bu durumda zamanaşımı her bir suç için suçun işlendiği tarihten başlasa idi, 1.1.2006 tarihi ile 30.6.2006 tarihi arasında gerçekleşen mühür bozma suçları olağanüstü zamanaşımına uğramış olacak idi; bu durumda yalnızca tek bir mühür bozma suçundan failin cezalandırılması, zincirleme suçtan kurulan mahkumiyet hükmünün Yargıtay tarafından incelenmesi gerekecekti. Ancak TCK md.66/6 uyarınca zamanaşımı en son suçun işlendiği tarihten başlayacağından zincirleme biçimde işlenen mühür bozma suçlarından 1.1.2006 tarihinde işlenen de dahil olmak üzere, hiçbiri zamanaşımına uğramış olmayacaktır.438

Zincirleme suça dahil son suçun tamamlanmış bir suç olması halinde, tamamlanmış suçun işlendiği anın tespiti önem kazanır. Neticesi hareketten ayrılabilen suçlarda, fiil; hareket, netice ve illiyet bağından oluştuğuna göre neticenin gerçekleştiği anda suç işlenmiş sayılır ve zamanaşımı bu andan başlar. Neticesi harekete bitişik suçlarda ise; hareketin yapıldığı an, suç işlenmiştir ve zamanaşımının başlangıcına bu an esas alınacaktır. Zincirleme suçta son suçun teşebbüs aşamasında kalmış bir suç olduğu hallerde zamanaşımı süresi, son icra hareketinin yapıldığı veya engel sebeplerle icra hareketlerine son verildiği günden başlatılacaktır.439

438 ARTUÇ: s.65.

439 SANCAR: Müteselsil Suç, s. 124; ARTUÇ: s.65; BAKICI: Genel Hükümler, s.851; GÖKÇEN, Ahmet: ‘Türk Ceza Hukukunda Zamanaşımı’, Kamu Hukuku Arşivi, 2004 Mart, s. 19-50.

Zincirleme suçun tek fiille (hareketle) birden fazla mağdura karşı işlenmesi durumunda ise; hareket tek olduğundan ve suçların tümü aynı anda gerçekleştiğinden tek bir zamanaşımı söz konusu olmaktadır. Bir başka anlatımla; zincirleme suçun bu ikinci türü açısından zamanaşımı süresinin başlangıcı bir özellik göstermemektedir.

Kanun zincirleme suça ilişkin hükümleri belirlerken zamanaşımının başlangıcı hususunda özel hüküm sevk etmiş ve bu açıdan teselsül ilişkisine giren suçlarda ayrı zamanaşımı süreleri değil; zincirleme suça ait tek bir zamanaşımı süresi belirlemiş olduğundan fiillerden biri için zamanaşımını kesen sebep, diğer fiiller içinde zamanaşımı süresini kesmektedir.440

2-Zamanaşımının Hesaplanması

Zincirleme suçta dava zamanaşımının başlangıcını düzenleyen TCK 66/6’da zamanaşımı süresinin hesaplanmasında, suçlar için öngörülen cezaların esas alınacağı belirtilmiş olmasına karşın; bu cezanın, zincirleme suç sebebiyle azami ¾’e kadar yapılabilecek olan artırımdan sonra bulunacak olan ceza mı; yoksa suçun soyut cezası mı olduğu konusunda açıklık yoktur.

Doktrinde Sancar, kanun koyucunun zincirleme suçta zamanaşımının başlangıcını son suçun işlendiği tarihe kadar ileri çekmekle, teselsüle dahil olan ve esasen zamanaşımına uğramış fiiller bakımından sanık aleyhine bir kabulde

440 KUNTER, Nurullah: Ceza Hukukunda Zamanaşımı, Yayınlanmamış Doçentlik Tezi, İstanbul 1951, s.116. Yazara göre; failin birden fazla suçtan dolayı sanık olduğu durumlarda her kesme sebebi, yalnız ait olduğu suçun zamanaşımını keser. Ancak mürekkep ve müteselsil suçta durum farklıdır. Bu hallerde mürekkep ya da müteselsil suçu meydana getiren bir suç bakımından zamanaşımını kesen bir sebep varsa, bu aynı zamanda müteselsil ya da mürekkep suç bakımından da zamanaşımını kesecektir.

bulunduğu görüşündedir. Yazara göre, teselsül yok sayıldığında aslında zamanaşımına uğramış olduğu anlaşılan fiiller sırf suç kararında birlik nedeniyle teselsül içinde görülüyor ve cezanın ağırlaştırılması yoluna gidilebiliyorsa, kanun koyucunun zamanaşımı ile ilgili hususlar bakımından kurumun aleyhe sonuçlar doğurmasını göze almış olduğu sonucuna varılabilir. Buna göre de zamanaşımı süresinin zincirleme suçtan dolayı artırılacak cezaya göre belirlenmesi gerekir.441

Ancak belirtmek gerekir ki; zamanaşımının hesaplanmasında cezayı artıran veya azaltan nedenler dikkate alınmaz; zira bu hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağı bilinmediği gibi indirim veya artırımın hangi oranlarda yapılacağı da henüz belli değildir. Örneğin, üst sınırı 4 yıl hapis cezası olan bir suçun zincirleme biçimde işlenmesi halinde TCK 43. maddesi uyarınca ceza alt sınırdan artırıldığında dava zamanaşımı TCK 66/1-e’ye göre 8 yıl, yarı veya daha fazla oranda artırıldığında aynı madde ve fıkranın (d) bendi uyarınca 12 yıl olacaktır. Bu nedenle zincirleme suçta zamanaşımı süresinin artırılacak cezaya göre hesaplanması ancak kanunda açık hüküm olması ve artırım oranın da sanık aleyhine olarak maddede belirlenen ¾ oranındaki yukarı haddin gözetilmesi gerektiğinin hükme bağlanması halinde mümkündür. Öte yandan suçun zincirleme biçimde işlenmesi TCK md.66/3’te yer alan ‘nitelikli hal’ kavramına da girmeyeceğinden halihazırdaki hukukumuza göre zamanaşımı süresinin zincirleme suçtan dolayı artırılacak cezaya göre belirlenmesi mümkün değildir.442 İtalyan Yargıtayı da sanık aleyhine konulmuş kurum hükümlerinin onun aleyhine yorumlanamayacağı gerekçesiyle aynı sonuca

441 SANCAR: Müteselsil Suç, s.126.

442 BAKICI: Genel Hükümler, s.852.

ulaşmaktadır.443 Kanaatimizce de yalnızca zamanaşımı süresinin başlangıcıyla ilgili olarak düzenleme yapan kanun koyucunun, zamanaşımına ilişkin her konuda ve bu arada sürenin hesaplanmasında sanık aleyhine yorum ve uygulamayı kabul edilebilir bulduğuna dair görüşe katılmak mümkün gözükmemektedir. Zira böylesine genişletici bir yorum her şeyden önce kanunun lafzına ve amacına aykırıdır; öte yandan fail yararına getirilen bu kurumun uygulamasında haksız sonuçlar doğmasına yol açabilecek niteliktedir. O halde; zincirleme suçlarda dava zamanaşımı süresinin teselsül nedeniyle yapılması beklenen artırım yapılmadan, artırıma temel oluşturan suçun ceza miktarı dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği belirtilebilir.

Zamanaşımının hesaplanması bahsiyle ilgili son olarak uluslararası teselsül durumuna değinmek gerekmektedir. Ceza kanunumuzun 66/7. maddesinde bu kanunun ikinci kitabının dördüncü kısmında yer alan ve ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve on yıldan fazla hapis cezasının gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı sürelerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu noktada, söz konusu kategoriye dahil bir suçun hem Türkiye’de hem yurtdışında aynı suç işleme kararına bağlı olarak işlenmesi halinde zamanaşımı süresinin neye göre belirleneceği sorunu gündeme gelmektedir. Örneğin; fail 12 yıla kadar hapis cezası gerektiren zimmet suçunu, yurt dışında işledikten sonra, aynı suç işleme kararına bağlı olarak daha sonra ülke içinde işlerse zamanaşımı süresiz mi, yoksa; TCK 66/1-d maddesi gereğince 15 yıl mı sayılacaktır? Burada cezanın belirlenmesi bağlamında izlenen yönteme göre hareket edilmelidir. Hakim her iki suç içinde 61. madde çerçevesinde ayrı ayrı somut cezalar belirlemeli, bu belirlenen cezalardan en ağır olanı, teselsül sebebiyle artırımın üzerinden yapılacağı suç olacağından zamanaşımı süresi de bu

443 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.143; SANCAR: Müteselsil Suç, s.125.

suça göre belirlenmelidir. Örneğin, hakim ülke dışında işlenen suç için 6, ülke içinde işlenen suç için 5 yıl ceza belirlemişse; artırım ülke dışında işlenen suça göre yapılacağından, zamanaşımı süresiz olacak, yani zincirleme suç için dava zamanaşımı uygulanmayacaktır (TCK m. 66/7). Buna karşılık; ülke dışında işlenen suç için 5, ülke içinde işlenen suç için 6 yıllık bir somut ceza belirlemişse; bu durumda teselsül sebebiyle artırım, en ağır cezayı gerektiren ülke içinde işlenen suça göre yapılacağından, zamanaşımı süresi de ülke içinde işlenen suça göre belirlenecek ve zincirleme suç için 15 yıllık dava zamanaşımı süresi söz konusu olacaktır.