• Sonuç bulunamadı

Türk Ceza Kanununun 65. maddesinde af kurumu ; kamu davasını ve/veya hükmolunan cezaları bütün neticeleriyle ortadan kaldıran bir sebep olarak öngörülmüştür. Doğurduğu sonuçlara göre af kurumunun genel af ve özel af olmak üzere iki türü bulunmaktadır.452 Zincirleme suçlarda genel ve özel affın ne şekilde uygulanacağı hususu ise doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Zira zincirleme suçun hukuki niteliği açıklanırken değinilen gerçeklik ve farazilik teorilerine paralel olarak affın uygulanmasına ilişkin görüşler de değişiklik göstermektedir. Bu sebeple zincirleme suçta affın etkileri, genel ve özel afta ayrı ayrı incelenmelidir.

2-Genel Affın Etkisi

Genel af, Türk Ceza Kanunumuzun 65/1. maddesine göre, kamu davasını ve hükmolunan tüm cezaları bütün neticeleriyle ortadan kaldıran af türüdür.453 Eylemin suç olma niteliğini ortadan kaldırmayan ancak ceza verme hakkını ve ceza davasını düşüren bir sebep olarak genel afta, suçun unsurlarının eksilmesi veya suçun düşmesi

452 KEYMAN, Selahattin: Türk Hukukunda Af, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Yayınları, No:199, Ankara Üniversitesi Basımevi, s.42; ÖZEK, Çetin: Umumi Af, İHFM XXIV, 1-4, 1959, s.122 vd; CENTEL-ZAFER-ÇAKMUT: s.628.

453 KEYMAN: s.54; ÖZEK: s.141; TOSUN: Müselsel Suçlar, s.144; CENTEL-ZAFER-ÇAKMUT: s.632; KOCA-ÜZÜLMEZ: s.542.

söz konusu değildir.454 Ancak devam eden soruşturmalarda genel af, kapsamına aldığı suçlardan dolayı kamu davası açılmasını engellediği gibi açılan davaların da düşürülmesini de gerektirmektedir.455 Benzer şekilde mahkumiyetten sonra çıkarılan genel af da cezanın infazını sona erdirir veya infaza başlanmasının önüne geçer.456

Ancak belirtmek gerekir ki; genel affın basit suçlar üzerinde tartışmalara yol açmadan doğurduğu bu etkiler zincirleme suç söz konusu olduğunda zıt uygulamalara sebep olmaktadır. Zincirleme suçun bölünebilirliği sorunu üzerinden yürüyen tartışmada ortaya atılan görüşler, genel affın zincirleme suçlarda uygulaması bakımından karışıklıkları sonuçlamaktadır. Bu bakımdan sorunun, özellikle genel affın teselsül devam ederken yürürlüğe girmesi ve zincirleme suç tamamlandıktan sonra yürürlüğe girmesi hallerine göre ayrı ayrı irdelenmesi gerekmektedir.457

454 KUNTER: Müselsel Suç ve Af, s.903; CENTEL-ZAFER-ÇAKMUT: s.632;

HAFIZOĞULLARI, Zeki: Türk Ceza Hukukunda Cezalandırma Hukuki İlişkisi ve İlişkinin Sona Ermesi Nedenleri, Uğur Alacakaptan’a Armağan, Cilt I, s.387.

455 BAKICI: Genel Hükümler, s.1231; SÖZÜER, Adem: ‘Türk Hukukunda Af - 4454 ve 4616 Sayılı Kanunlarda Öngörülen Şartla Salıverilme ve Ertelemeye İlişkin Hükümlerin Hukuksal

Niteliği İle Bu Hükümlerin Anayasaya Uygunluğu Sorunu’,

http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa _yargisi /anyarg18/ SOZUER.PDF, s. 248, ET: 12 Şubat 2011.

456 KEYMAN: Af, s.65; CENTEL-ZAFER-ÇAKMUT: s.633; SOYASLAN: s.580.

457 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.144.

a-Af Kanununun Teselsül Devam Etmekteyken Yürürlüğe Girmesi Teselsüle dahil fiillerin genel af kanununun yürürlüğe girmesinden sonra da işlenmeye devam edilmesi halinde nasıl hareket edileceğine ilişkin görüşler, zincirleme suçun bölünebilirliği sorunsalıyla bağlantılı olarak iki şekildedir.458

Bir kısım yazarlara göre, zincirleme suç bölünmesi mümkün olmayan bir bütün teşkil eder. Bu bakımdan af kanununun yürürlüğünden önce işlenen fiiller de sonrasında işlenenler gibi suç oluşturmaya devam eder. Bunun sonucu olarak da genel af kanunu, bu gibi hallerde zincirleme suça dahil fiillerin hiçbirine uygulanmaz.459 Görüldüğü üzere bu kanıda olan yazarlar zincirleme suçu, genel af kanunlarının uygulanması yönünden de tek suç olarak kabul etmektedir.460 Buna göre de zinciri oluşturan fiillerden birinin bile af kanununun yürürlüğünden sonra işlenmiş olması, bütün fiillerin affın kapsamı dışında kalmasını sonuçlamaktadır.461

Bu görüşe taraftar yazarların yanı sıra, zincirleme suçu suç tekliği kapsamında değerlendirmelerine rağmen, af kanununun etkileri bakımından teselsülün bölünebileceğini ve bu şekilde affa uğramış fiillerin teselsül ilişkisinde nazara alınamayacağını savunan yazarlar da vardır.462

458 KEYMAN: Af, s.110.

459 Bu görüşte olan Kunter’e göre, zincirleme suçun bölünmesi mümkün değildir ve bu sebeple genel affa uğrayan kısmın da zincirleme suçun cezalandırılmasında nazara alınması gerekmektedir.

KUNTER: Müselsel Suç ve Af, s.897; ÖZEK: Umumi Af, s.168.

460 İÇEL: Suçların İçtimaı, s.122.

461 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.145; SANCAR: Müteselsil Suç, s.132.

462 İÇEL: Suçların İçtimaı, s.123.

Buna karşılık, zincirleme suçun özel hükümlerini sadece kanunda gösterilen hallerle sınırlayan ve doktrinde çoğunluk görüşünü temsil eden yazarlar, zincir oluşturan her bir fiilin ayrı ayrı af kanunu kapsamına girip girmediğinin incelenmesi gerektiğini belirtmektedirler.463 Bu şekilde zincirleme suçun bölünmezliğini kanunda öngörülen hallere hasreden ve diğer açılardan her suçun bağımsızlığını muhafaza edeceğini savunan bu görüş, af kanununun önceki fiilleri suç olmaktan çıkaracağını ve sonraki fiillerin suç kalmakta devam edeceğini ortaya koymaktadır. Buna göre, af kanununun uygulanmasından sonra sadece bir tek fiil işlenmiş olsa, önceki fiillerin suç vasfı kalmadığı için artık teselsülden dolayı artırım yapılması mümkün olmayacaktır. 464

463 İÇEL: Suçların İçtimaı, s.123-124; TOSUN: Müselsel Suçlar, s.145; KEYMAN: Af, s.112;

ÖNDER: s.550; ÖZTÜRK-ERDEM-ÖZBEK: s.146; OTACI: s.215; SOYASLAN, Doğan:

‘Af’, s.428, http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg18/SOYASLAN. PDF- ET: 13 Şubat 2011; SÖZÜER: ‘Türk Hukukunda Af - 4454 ve 4616 Sayılı Kanunlarda Öngörülen Şartla Salıverilme ve Ertelemeye İlişkin Hükümlerin Hukuksal Niteliği İle Bu Hükümlerin Anayasaya Uygunluğu Sorunu’, http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi /anyarg18/SOZUER.PDF, s. 248, ET: 12 Şubat 2011.

464 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.145; SANCAR: Müteselsil Suç, s.133; doktrinde hakim görüş bu yöndedir. Erem’e göre, TCK faraziye teorisini kabul etmiş bulunduğuna göre 80. madde hükmünün yorumlanmasında bu teoriye bağlı kalınması zorunludur. Bu teoriye göre, teklik yalnız zincirleme suçun cezasına özgü olduğundan bunu dışındaki hususlarda zincirleme suçun unsur suçları hakkında genel hükümler uygulanmalıdır. Bu itibarla teselsül devam etmekte iken genel af kanunu yürürlüğe girmiş ise; bu tarihten önceki unsur suçlar affa uğramış, bu tarihten sonrakiler ise affın şümulü dışında kalmış olacaklardır. EREM: Genel Hükümler, s.660; aynı yönde bkz. DÖNMEZER-ERMAN: I, s. 394; BAKICI: Genel Hükümler, s.852.

Uygulamaya bakıldığında ise; bu konuda verilmiş ve tümü eski tarihli Yargıtay kararlarında istikrar bulunduğunu söylemek mümkün değildir. Bazı kararlarında genel af bakımından zincirleme suçun bölünemeyeceğini ve bütün halinde affın dışında kalacağını465 ortaya koyan Yüksek Mahkeme, diğer bazı kararlarında teselsülün devamında yürürlüğe giren af kanununun bundan önceki fiilleri suç olmaktan çıkaracağını belirtmektedir.466 Yeni tarihli kararlarında ise Yargıtay, af kanununun hukuki kesinti oluşturacağını müstekar biçimde karara bağlamaktadır.467

465 ‘…affın, zincirleme suçu kesintiye uğratmayacağına ve zincirleme suçun tek suç mahiyeti taşıdığına, ikiye bölünerek bir kısmının affa tabi kılınıp diğer kısmı dolayısıyla ceza verilemeyeceğine karar vermiştir. (5. CD’nin 26.4.1969 tarih ve 220/1443 sayılı kararı), OTACI:

s.215; ‘…Kanunun aynı hükmünü def’atle ihlalinin tek suç teşkil etmesi karşısında, suçun af kanunundan evvel başlayıp kanunun meriyete girmesinden sonra da devam ve teselsül olması halinde; failin faaliyetinin heyeti umumiyesi itibariyle mezkur kanunun şümulü dışında tutulması gerekir…’ (6.CD’nin 1.12.1961 tarih ve 3785-3771 sayılı kararı), İÇEL: Suçların İçtimaı, s. 123.

466 ‘…Bir kasdı cürminin ef’ali icraiyesinden olarak, kanunun bir hükmünün def’atle ihlalinin bir suç telakki olunması lazım geleceğine ve bu suçun temadisi ve teselsül devam etmekte iken af kanunu yürürlüğe girmesi halinde, bu tarihten evvelki unsur suçlar affa uğramış ve bu tarihten sonrakilerin affın şümulü dışında kalmış olacağına göre ve hadisede en son suç 8.9.1960 tarihinden 15 gün evvel ve diğerleri ise; af kanununun müntehası bulunan 27 mayıs 1960 tarihinden evvel işlenmiş bulunmalarına göre; hadisede 80. maddenin tatbiki bulunmadığı, nazara alınmadan cezanın mezkur madde ile artırılması bozmayı gerektirmiştir…’ (6.CD’nin 13.4.1961 tarih ve 960-971 sayılı kararı), İÇEL: Suçların İçtimaı, s.124.

467 ‘…İddianamenin düzenlenmesi, mahkumiyet hükmü, şikayetten vazgeçme üzerine verilen düşme kararı, af kanunu hukuki kesinti doğurmakta olup hukuki kesintiden sonra fiilin tekrarı yeni ve müstakil bir suçu oluşturmaktadır…’ (CGK’nın 12.3.1996 tarih ve 24/34 sayılı kararı).

Af kanununun teselsülün kesilmesinden sonra yürürlüğe girmiş olması durumunda açıklanan durum bu şekildedir; ancak acaba teselsül kesilmeden önce af kanunu yürürlüğe girerse durum ne olacaktır? Af kanunu, CGK 4.7.1977 tarih ve 189/314, 5.CD’nin 22.11.1978 tarih ve 3045/3413 sayılı kararlarında belirtildiği üzere hukuki kesinti meydana getirir. Ancak hemen belirtilmelidir ki; zincirleme suç, kesinti olsa bile kesintiden sonra yeniden oluşacaktır. Bir başka anlatımla, zincirleme suçta hukuki kesinti, teselsülü ortadan kaldırmayacak; sadece kesecektir. Bu durumda af kanununun mahiyetine bakmak gerekir. Örneğin, 7.2.1974 tarihinde çıkarılan 1803 sayılı Af Kanunu belli bir miktara kadar paranın zimmete geçirilmesi fiillerini kapsamı içine almıştı. Bu şekilde işlenen zimmet suçu, anılan kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlasa ve sonraki bir tarihe kadar devam etse, af kanunun yürürlüğe girmesiyle hukuki kesinti oluşacak, failin cezası yürürlük tarihinden sonra zimmete geçen miktar ile sınırlı olarak belirlenecektir.468

Kanunun öngördüğü suçların içtimaı hallerinden biri olarak zincirleme suçların esasen bir suç çokluğu hali olduğu daha önce kurumun hukuki niteliğine ilişkin açıklamalar sırasında belirtilmişti. Bu bakımdan failin işlediği birden fazla bağımsız suçun kanunda özel olarak belirlenen hükümler bakımından tek kabul edilip bunun dışında her suç müstakil sayılmaktadır. Kanun koyucu belirlediği üç durumda zincirleme suçun özel sonuçlarını düzenlemiş ve fakat af hususunda zincirleme suçta özellik yaratmamıştır. Bu sebeple kanunda öngörülmeyen hallerden biri olarak af uygulamasında dahi zincirleme suçun bölünemeyeceğini ileri sürmek kurumun hukuki niteliği ve kanun koyucunun iradesi ile çelişmek anlamına gelir. Öte yandan zincirleme suç kurumunun esası ve tarihi gelişimi, suçluya müsamahakar

468 OTACI: s.216.

davranmak ve onu gerçek içtima kurallarının meydana getireceği fazla cezadan korumaya dayanmaktadır. Bu bakımdan da sanık lehine kabul edilen zincirleme suçun, sanık aleyhine sonuçlar doğurması doğru değildir. Nitekim gerçek içtima kurallarının uygulanması suretiyle daha ağır şekilde cezalandırılması halinde aftan yararlanabilecek bir kişinin, teselsül nedeniyle cezası azaltıldığı için aftan yararlanamaması büyük bir çelişki oluşturur.469 Örneğin, bir af kanunu 4 yıla kadar hürriyeti bağlayıcı ceza alanların suçlarını affetse, sanık aynı suçu 3 kez işlemekten zincirleme suç hükümlerine göre ¼ oranında artırımla 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmış olsa, teselsülün bölünmeyeceği kabul edildiğinde af kanunundan yararlanamayacaktır. Teselsülün bölünebildiği kabul edildiği takdirde ise 3 ayrı suçu, ayrı ayrı af kanununa tabi olacaktır.470 O halde tüm bu gerekçelerle, af uygulaması bakımından zincirleme suçun bölünemeyeceğini kabul etmek ve kurumu sanık aleyhine yorumlamak isabetli değildir. Zira tek başına ele alındığında af kapsamında sayılabilecek fiillerin, bölünmezlik kabulüyle bunun dışında tutulması zincirleme suç esaslarıyla bağdaşmaz.

Af kanununun kapsamının belirlenmesinde zincirleme suçun özellik arz ettiği bir diğer sorun da af kanununda sayılan suçlara konu değerler veya miktarlarla ilgili olarak gündeme gelmektedir. Öyle ki; bu durum 5677 sayılı Af Kanununun miktarı 500 liradan az olan rüşvet, irtikap, zimmet ve ihtilas suçlarını kapsamına alarak suç konusunun miktarının daha fazla olduğu suçları dışlamasıyla gerçekleşmiş ve hukukumuzda yer edinmiştir. Tartışmaya sebep olan sorun, failin belirtilen suçlardan

469 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.145; İÇEL: Suçların İçtimaı, s.124; KEYMAN: Af, s.112;

SANCAR: Müteselsil Suç, s.134.

470 OTACI: s.215; ÖZTÜRK-ERDEM-ÖZBEK: s.146; BAKICI: Genel Hükümler, s.1231.

birini zincirleme şekilde işlemesi halinde 500 liralık sınırın her fiil için ayrı ayrı mı, yoksa teselsülün tamamına göre mi belirleneceğine ilişkindir.471 Bu durumda failin işlediği her bir suç konusunun değeri ya da miktarı 500 liradan az miktarda olsa genel aftan yararlanabilecek midir yoksa edinilen toplam miktar buna engel mi olacaktır? Yukarıda açıkladığımız biçimde zincirleme suçun esası hakkında benimsediğimiz bölünebilirlik görüşü nedeniyle biz, burada 500 liralık sınırın altında kalan suçların her birinin af kapsamına alındığını kabul ediyoruz. Bir başka anlatımla, bu durumda her zimmetin teker teker nazara alınması ve bunlardan miktarı 500 liradan az olanların genel aftan istifade ettirilmesi, 500 liradan fazla olanların ise genel affın dışında bırakılması gerekecektir.472 Zira; fail lehine öngörülmüş müessesenin uygulama koşullarının onun aleyhine olacak şekilde yorumlanamayacağına ilişkin gerekçe bu noktada da geçerlidir.

b-Af Kanununun Teselsül Sona Erdikten Sonra Yürürlüğe Girmesi

Zincirleme suçun tüm unsurlarıyla birlikte tamamlanmasından sonra yürürlüğe giren bir af kanunu , hakkında soruşturma başlatılmamış olan fail hakkında bu soruşturmaya engel olacağı gibi, açılmış davaların da düşürülmesini gerektirmektedir. Hakkında kesin hüküm bulunmayan fiillerle ilgili durum bu şekilde

471 KEYMAN: Af, s.112; SANCAR: Müteselsil Suç, s.135.

472 KEYMAN: Af, s.112; HAKERİ: Genel Hükümler, s.420; Müteselsil suçtan bahsedebilmek için, fiillerden her birinin başlı başına suç teşkil etmesi gerekir. Bu fiiller, aralarındaki suç işleme kararındaki birlik sebebiyle müteselsil suç sayılacaklardır. Diğer yönden genel af, fiilin suç olmak vasfını kaldırır. Her bir fiil 500 liradan aşağı miktara ilişkin ise; genel affa tabi olacak ve suç olma vasfını kaybedecektir. Böyle olunca da tek başına suç teşkil eden fiiller yoktur ki birleşip müteselsil suç meydana getirmeleri söz konusu olsun. ERMAN, Sahir: ‘5677 sayılı Af Kanunu’, İBD, C. XXV, S.7, s. 439.

kolaylıkla çözümlenebilmekte ise de kovuşturma neticesinde kesin hükümle mahkum edilmiş olan failin aftan yararlanıp yararlanmayacağı hususu tartışmalıdır.473

Bu durumda zincirleme suçu oluşturan tüm fiiller af kanunun kapsamına giriyorsa zincirleme suç bütünüyle affa uğramış sayılmalıdır. Buna karşılık, zincirleme suça verilen cezanın fazlalığı af uygulamasına engel oluşturduğu ve fakat; unsur suçların cezalarının bunu mümkün kıldığı durumlarda nasıl hareket edileceği yine bölünebilirlik meselesine göre değerlendirilmektedir.474 Teselsülü oluşturan fiillerden bir kısmı af kapsamına girerken, bir kısmı bunun dışında kalıyorsa kesin hüküm çözülerek affın kapsamına aldığı fiiller teselsülden çıkarılmalı ve fail bu şekilde aftan yararlandırılmalıdır. Zincirleme suçun bölünebileceğini savunan yazarların ortaya koyduğu bu görüş gereği teselsülden dolayı yapılan artırım, af uygulaması bakımından dikkate alınmamakta, bu şekilde en ağır cezalı fiil affa uğrarsa diğer fiiller de öncelikle aftan yararlandırılmaktadır.475 Örneğin kanun koyucu failin aynı mağdura karşı değişik zamanlarda zincirleme şekilde işlediği bir nitelikli (TCK 106/2-a), diğeri basit tehdit (TCK 106/1-2. cümle) suçlarından basit tehdit suçunu, çıkardığı genel af kanunu ile af uygulamasına tabi tutarsa, fail için zincirleme tehdit suçundan kurulan mahkumiyet çözülecek ve affın dışında kalan nitelikli tehdit suçundan yenilenecek yargılamada ceza verilecektir. Nitekim bu uygulama TCK’nın zaman bakımından uygulama bahsini düzenleyen 7/2.

473 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.146; SANCAR: Müteselsil Suç, s.136.

474 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.146.

475 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.146; ÖNDER: Genel Hükümler, s.505.

maddesinin de bir gereğidir ve zincirleme suçun kesin hükme rağmen çözülmesini gerekli kılmaktadır.

Zincirleme suçun bölünmez bir bütün olduğunu savunan yazarlara göre ise, affın hiçbir etkisi olmayacaktır. Zira bu halde zincirleme suç tamamen affın kapsamı dışında kalmaktadır.476

Sonuç olarak özetle denilebilir ki; genel af kanunu ister teselsül devam ederken, ister teselsül sona erdikten sonra çıksın, zincirleme şekilde işlenen suçlardan her birinin af kanunun kapsamı dahil olup olmadığının ayrı ayrı araştırılması ve affa uğrayan fiiller varsa, bu fiillerin teselsül ilişkisinde dikkate alınmaması gereklidir.477 Öte yandan genel af, kesin hükme rağmen etkilerini göstereceğinden mahkumiyet hükmünde nazara alınmış ve fakat daha sonra affa uğratılmış fiiller, yapılacak yeni yargılamada teselsülden dışlanmalıdır.

3-Özel Affın Etkisi

Özel af, Türk Ceza Kanununun 65/2. maddesine göre, cezanın infazına son veren, infaz süresini kısaltan ya da cezanın türünü hafifleten af türüdür. Genel affa nazaran daha dar kapsamlı olan özel afta ceza mahkumiyetinin sonuçları ortadan kalkmaz; affın etkili olduğu tek husus cezadır ve genel aftan en önemli farkı, ancak kesin hükümden sonra etkisini göstermesidir.478

476 TOSUN: Müselsel Suçlar, s.146, SANCAR: Müteselsil Suç, s.136.

477 İÇEL: Suçların İçtimaı, s.124.

478 KEYMAN: Af, s. 44-45; CENTEL-ZAFER-ÇAKMUT: s.634; KUNTER: Müselsel Suç ve Af, s.904; SOYASLAN: ‘Af’,s.428, http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/

anyarg18/ SOYAS LAN. PDF- ET: 13 Şubat 2011; SÖZÜER: ‘Türk Hukukunda Af - 4454 ve 4616 Sayılı Kanunlarda Öngörülen Şartla Salıverilme ve Ertelemeye İlişkin Hükümlerin

Genel af bakımından zincirleme suçun bölünemeyeceğini savunan yazarların çoğunluğu, doğal olarak özel af bakımından da zincirleme suçun bölünemeyeceği kanaatindedirler.479 Azınlıkta kalan bir kısım yazar ise; özel affın, sadece cezaya etkili olması ve ancak kesin hükümden sonra uygulanabilmesi sebebiyle özel af söz konusu olduğunda teselsülden dolayı artırılan cezanın esas alınması gerektiğini belirtmektedirler.480 Yine, eğer özel af cezayı tamamıyla kaldırmamış, sadece cezadan bir miktar indirilmesini gerektirmiş ise, zincirleme suçun cezasından da herhangi bir indirim yapılmayacağı; zira özel aftan sonra da teselsülün devam ettiği savunulmaktadır.481

Diğer bir kısım yazarlar ise; özel af konusunda genel af hakkında belirtilenlerden ayrılmayı gerektirecek bir sebep bulunmadığını, zincirleme suçun failin durumunu ağırlaştırmak için değil ve fakat onun lehine hareket etmek için getirilmiş bir müessese olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini haklı olarak ifade

Hukuksal Niteliği İle Bu Hükümlerin Anayasaya Uygunluğu Sorunu’, http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi /anyarg18/SOZUER.PDF, s. 248, ET: 12 Şubat 2011.

479 KUNTER: Müselsel Suç ve Af, s.904.

480 EREM: Genel Hükümler, s.387; Yargıtay da aynı görüştedir. ‘…Kabule göre bir suç işlemek kararının icrai fiillerinden olarak kanunun aynı hükmünün defalarca ihlal edilmesi halinde müteselsil bir suç teşkil ettiği esasını vazeden TCK’nın 80. maddesine nazaran Af Kanunundan sonra da teselsül etmiş böyle bir suçun tecezzi etmez bir kül halinde tamamıyla affın şümulü haricinde kalacağı nazara alınmayarak fiile terettüp eden ceza hakkında hususi af hükmünün tatbiki yolsuz sayılmıştır…’ (5. CD’nin 4.3.1954 tarih ve 88-846 sayılı kararı).

481 EREM: Ceza Kanunu Şerhi, s.660; SOYASLAN: s.246.

etmektedirler.482 Zincirleme suçu oluşturan her suçun kanunda öngörülmeyen hallerde bağımsız olduğuna ilişkin kanaatimiz gereği biz de özel af bakımından da genel afta olduğu gibi unsur suçların her biri için ayrı değerlendirmeler yapılarak af kapsamında olup olmadıklarının araştırılması ve affa uğratılanların teselsülden çıkarılması gerektiğini düşünmekteyiz.

B- Şikayet ve Şikayetten Vazgeçmenin Etkisi