• Sonuç bulunamadı

Hellenistik Medeniyeti

E. İLK ÇAĞ’DA BAŞLICA MEDENİYET

9. Hellenistik Medeniyeti

✴ Makedonya Devleti M.Ö. VII yy.’da kuruldu.

✴ Makedonya kralı II. Flip’in oğlu İskender’in yönetimi ile oluşan ve geniş bir alanı etkileyen, Doğu-Batı sentezinin gerçekleştiği bir medeniyettir.

✴ Yunan Uygarlığı ile Ön Asya uygarlığının bir kaynaşmasıdır. Hellen Birliğini kurdu.

✴ Büyük İskender Yunan şehir devletlerini bir birlik altına aldı.

✴ Perslere karşı ilk başarı Oranikosta elde edildi.

✴ Persleri Anadolu’dan attı. İsos (Dörtyol) Savaşı ile Pers hükümdarı Dara’yı yendi.

✴ Persleri Anadolu’dan attı. Ülke Sınırlarını Hindistan’a kadar genişletti.

✴ Perslerin Satraplık (Eyalet) sistemini ülkesinde uyguladı.

✴ Bergama Efes ve İskenderiye dünyanın önemli kültür merkezidir.

✴ Asklepion sağlık merkezi ve Zeus tapınağı Bergama’dadır.

✴ İskenderiye şehrini kurdu.

✴ Batı’dan Doğu’ya göç başladı.

✴ Dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye feneri Helenistik medeniyete aittir. İskender’in ölümü ile imparatorluk üçe ayrıldı:

✴ Mısır’da Ptolemeler

✴ Trakya’da Batı Anadolu Saleşkaslar

✴ Makedonya’da Antigonitler 10. Roma Medeniyeti

✴ Roma, Romulus tarafından kuruldu.

✴ Merkezi İtalya’dır.

✴ Avrupa, Asya ve Afrika’da geniş bir medeniyet kurmuşlardır.

✴ Kavimler göçü bu devletin gelişimini etkilemiştir.

✴ İtalya’nın ilk siyasi oluşumudur.

✴ 395 yılında Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı.

✴ Doğunun merkezi İstanbul oldu.

Roma imparatorluğunun üç yönetim şekli vardır.

✴Krallık (M.Ö 723-510)

✴Cumhuriyet (M.Ö 510-27)

✴İmparatorluk (M.Ö 27-395) (Agustus dönemi)

Roma imparatorluğunda Krallık döneminde halk üç sınıfa ayrılmıştır:

✴Patriciler= Soylular -Yönetici sınıf b- Plepler = Orta sınıf (Memur tüccar) Köleler = esir anne ve baba çocuklarıdır.

✴ Roma M.S. 313 yılında çıkan Milano Fermanı ile Hıristiyanlığı (İmparator Konstantin döneminde) resmen kabul etti.

✴ 381’de Hristiyanlık Roma’nın resmi dini oldu.

✴ “12 Levha kanunları” bugünkü Avrupa kanunlarının temeli oluşturmuştur.

✴ Tanrı anlayışları Yunan Tanrılarına benzerdi.

✴ Tanrı Kapital dağında bulunurdu.

✴ Mısır’da aldıkları Güneş takvimini geliştirdiler. Sezar ve Papa XIII. Gregor tarafından düzenlendi.

✴ Latin alfabesine son şeklini verdi.

F. İNSAN VE GÖÇ

1.Toplumların sosyal ve ekonomik aşamaları

Yerleşik topluluklar üretimde, konar-göçer topluluklar ise askerlik alanında birbirlerine karşı üstünlük kurmuştu. Başlıca geçim kaynağı hayvancılık olan konar-göçer toplulukların ekonomileri, ihtiyaçlarını karşılamada yetersizdi. Bu nedenle konar-göçer topluluklar ya yerleşik topluluklarla ticaret yoluyla mal değişikliği yapmak ya da savaş yoluyla yerleşik toplulukların mallarına sahip olmak istemiştir

Uyarı : Konar-göçer yaşamı devam ettiren toplumlar olsa da yerleşik toplumlar karşısında giderek sayıları azalmaya başlamıştır.

2.Toplulukların Yeni Coğrafyalara Hareketleri

Toplumlar göç, ticaret ve savaşlar ile birbirlerini etkilemiş ve ortak dünya kültürünün oluşmasına neden olmuştur.

Geçmişten günümüze insanoğlu, zorunluluklar nedeniyle veya istediği yaşam koşullarına ulaşmak için yaşadığı yerleşim yerlerinden ayrılarak yeni yerler bulma gayreti göçleri meydana getirmiştir.

Bu göç hareketleri insanlık tarihinin seyrini derinden etkilemiştir a. Göçlerin nedenleri

Ekonomik (Kıtlık, Yerleşim Yeri Sıkıntısı) Coğrafi (Doğal Afetler, iklim Değişikliği) Siyasi (Politik Değişikler, savaşlar, baskılar) Demografik (Nüfus Artışı, Salgın Hastalıklar) Dini (İnanç Gruplarının Baskısı)

b. Önemli Göçler

Amurru (Babil) Göçleri: MÖ 3000’in sonlarında gerçekleşen bu göç hareketinde Amurrular, Arabistan’dan Suriye ve Mezopotamya’ya gelmişler ve Sümerlerin yıkılmasında rol oynamışlardır.

Akad Göçleri: MÖ 3000’lerde Sümer topraklarına gerçekleşen bu göç hareketi sonucunda Akadlar, Sümer kültürünü benimsemiştir.

Hurri Göçleri: MÖ 3000 yılının sonlarında kuzeyden gelen Hurriler, Doğu Anadolu ve Mezopotamya’ya yayılmıştır.

Frig Göçleri: MÖ 1200-800 yılları arasında Makedonya üzerinden gelen Frigler, Anadolu’ya yerleşmiştir.

Ege Göçleri: “Deniz Kavimleri Hareketi” olarak da adlandırılan bu göçler, MÖ XIII. yüzyılın sonları ve XII. yüzyılın başlarında iki kez yaşanmıştır. Mısır, Ege Adaları, Yunanistan ve Anadolu üzerine gerçekleşen bu göç hareketlerine karşı Mısır Krallığı kendisini savunmayı başarmış ancak Hitit Devleti yıkılmıştır.

Yahudi Göçleri: İlk olarak MÖ 587 yılında Babiller tarafından Filistin’den sürgün edilen Yahudiler, ilerleyen zamanlarda da Pers ve Roma İmparatorluğu tarafından dünyanın çeşitli bölgelerine göç ettirilmiştir.

İç Asya Göçleri: Orta Asya’dan dünyanın çeşitli bölgelerine yapılmış ve özellikle Türk toplulukları çeşitli bölgelere dağılmışlardır.

Hristiyan Göçleri: MS I. ve II. yüzyılda Roma topraklarında hızla yayılmaya başlayan Hristiyanlık, Roma tarafından baskı altına alınmıştır. Bu durum karşısında Hristiyanlar da daha çok Antakya ve Kapadokya çevresinde gizli bir şekilde dinlerini yaşamıştır. MS 313 tarihinde yayımlanan “Milano Fermanı” ile Hristiyanlık serbest bırakılmıştır.

Avcı Toplayıcı Çobanlık Konar-Göçer Tarım Yerleşik Yaşam

3.İlk Çağ’ın Tüccar Toplulukları

✴ Asurlar, Başkenti Ninova olan bu topluluk ticaretle geçim sağlamıştır. Karum: Adında pazarlar kurmuşlardır.

Anadolu da KANİŞ (Kültepe–Kayseri) adında kurulan pazar araçlığı ile Anadolu’ya yazıyı taşımışlardır. Mezopotamya-mısır bölgelerinde ticaret yapmışlardır.

✴ Lidyalılar, Batı Anadolu’da kurulmuştur. Başkenti Sard, Kurucusu Kral Giges, tarım ve hayvancılığın yanında kuyumculuk sanatı ile tanınmıştır. Lidyalıların, insanlık tarihinde ilk kez madeni parayı (sikke), ücretli askerlerinin maaşlarını ödemek için icat ettikleri tahmin edilmektedir.

✴ Soğdlar, Orta Asya da merkezi Semerkant olmak üzere birçok şehir devletinden oluşmuştur. Türklerin hakimiyetlerine girmişlerdir. İslam öncesinde olduğu gibi İslami dönemde de Soğdlar, İpek Yolu üzerinde etkin rol oynamışlardır.

✴ Fenikeliler, Doğu Akdeniz sahil şeridinde genel olarak denizcilik ve deniz ticareti ile uğraşmışlardır. Batı Akdeniz’de de ticaret kolonileri kurmayı başarmıştır. En meşhur kolonisi Kartaca (TUS’DUR) Fenikeliler, bu sayede dünya deniz ticaretini kontrol etmeyi başarmıştır.

Kolonicilik: Daha çok ticareti geliştirmek amacıyla bir ülkenin kendi sınırları dışında oluşturduğu liman veya pazar özelliği taşıyan merkezlere koloni, bu faaliyetlere de kolonicilik denir. Kolonicilik ile devletler, siyasi ve askerî üstünlük kurmuşlar, ham madde ve pazar ihtiyacını gidermişlerdir. Ayrıca toplumlar arası etkileşim artmıştır

G. KABİLEDEN DEVLETE

1. İlk Çağ Uygarlıklarında Devlet Anlayışı

✴ İnsanoğlu tarımla birlikte yerleşik hayata geçince üretmeye başladı ürünlerinin fazlalarını satarak ticari faaliyetlerde bulundu. Tarımın ortaya çıkışı toplumların siyasi organizasyonlarında değişime yol açtı.

✴ Tarım Devrimi’nin yaşanması ile insanlar önce kabileler halinde küçük köylerde yaşamaya başladı.

✴ Kabile, aynı atadan gelen ve birbirine kan bağıyla bağlı bulunan büyük insan topluluğuna verilen isimdir.

✴ Nüfusun artmasına paralel olarak bir arada uzun süre yaşamaya başlayan insanlar, bir düzene ve bu düzeni sağlayacak bir güce ihtiyaç duydu. Bu güç de devlet olarak adlandırıldı.

✴ Farklı tanımlara sahip olmakla birlikte devlet genel manada, belli bir coğrafya üzerinde yaşayan insanları yönetme hakkına ve şiddet kullanma tekeline sahip olduğunu iddia eden bir örgütlenme olarak tanımlanabilir.

2. Yönetim Şekilleri

Monarşi: Tek kişinin genelin yararını gözettiği yönetim anlayışıdır. Krallık, imparatorluk, padişahlık gibi düzenlerde monarşik bir anlayış hâkimdir

Mutlakıyet veya mutlak monarşi de monarşinin katı hâlini ifade eder.

Demokrasi: Çoğunluğun sınıfsal çıkarını gözeten yönetim. Yunanca bir kelime olan demokrasi, halkın yönetimi, iktidarı anlamına gelse de İlk Çağ’da yurttaş olma hakkına sahip elit bir sınıfın yönetime katıldığı bir anlayıştır. Eski Yunan ve Roma’da uygulanmıştır.

Cumhuriyet: Çoğunluğun genelin yararını gözettiği yönetim. Ülkeyi yönetenlerin seçim ilkesine göre belirlendiği yönetim şekline cumhuriyet denir. Roma uygarlığında bir dönem cumhuriyet rejimi uygulanmaya çalışılmıştır

Aristokrasi: Azınlığın genelin yararını gözettiği yönetim anlayışıdır. Bir toplumda soylu sınıfın, yönetme hakkına sahip olduğu siyasal ve toplumsal sisteme denir. Daha çok Eski Yunan ve Roma uygarlıklarında görülen bir yönetim biçimidir.

Oligarşi: Azınlığın sınıfsal çıkarını gözeten yönetim. Bir ülkede yönetme hakkının birkaç kişinin eline verildiği aristokrasi Yerleşik

Yaşam ve Tarım Üretim ve

Nüfus Artışı Kabile Devletler İmparatorluklar

İmparatorluk: Bir ülkede çeşitli milletleri veya kültürel, etnik, ekonomik ve toplumsal açıdan çeşitlilik arz eden farklı halkları bünyesinde toplayan devletler imparatorluk olarak tanımlanır. Roma veya İskender gibi devletler imparatorluk özelliğine sahiptir.

Teokrasi: Bir ülkede tüm yönetim işlerinin ve iktidarı kullanma anlayışının dinî esaslar çerçevesinde şekillendiği sisteme teokrasi denir.

Meşrutiyet: Hükümdarlıkla yönetilen bir ülkenin, hükümdarlığı altında meclisinde var olduğu yönetim biçimdir.

3. İktidarın (Yöneticilerin) Meşruiyeti

Meşruiyet: Toplum tarafından kabul görülmedir. Yasaya, töreye vb. uygunluk, geçerlilik, yasallık. Anlamına gelir.

Uyarı :Medeniyetlerin ekonomik yaşam ve askerî yapılarının belirleyici unsuru coğrafyadır. Bu yüzden siyasi gücün devam edebilmesini sağlayan maddi kaynağı ise coğrafyadır.

✴ Toplumları yöneten siyasi güç, insanların kendisine itaatini sağlamak için gücünü meşru kılmak zorundadır.

✴ ilk Çağ uygarlıklarında iktidar, gücünü ilahi ve dinî bir temele dayandırarak meşrulaştırmaya çalışmıştır.

✴ Krallar veya diğer yöneticiler kendilerini genellikle tanrıların yeryüzündeki temsilcisi olarak görmüşlerdir.

✴ Hükümdar tanrının bir temsilcisi olduğu için de halk hükümdara başkaldıramaz.

✴ Babillerde Kral Hammurabi ve Roma İmparatorluğu’nda Sezar gibi bazı imparatorlar meşruiyetlerini tanrıdan çok orduya dayandırmışlardır.

✴ Mısır’da firavunlar ilk zamanlarda güçlerini tanrıdan aldıklarını iddia etmişler ancak daha sonra kendilerinin de tanrı olduğunu söyleyerek iktidarlarını meşrulaştırmaya çalışmışlardır.

✴ Eski Yunan ve Roma uygarlığında çeşitli dönemlerde var olan aristokratik anlayışa göre de iktidarı elinde bulunduran sınıf, kendilerinin seçilmiş ve üstün ırka mensup olduklarını ortaya atarak iktidarlarını meşru kılmaya çalışmışlardır.

✴ İlk Çağ devletlerinde genellikle monarşi rejimine dayalı bir yönetim anlayışı söz konusu idi. Tahta çıkmak ve iktidarı elinde tutmak isteyen hükümdarlar kendilerinin soyunun önceki hükümdarların soyuna dayandırmıştır. Böylece mensubu olduğu soyun iktidar sahibi olduğunu iddia ederek hüküm sürmeye çalışmışlardır.

4. Coğrafi Yapı ve Ekonomik Hayatın Devlet Teşkilatlanmasına Etkisi

✴ İlk Çağ uygarlıklarında coğrafi yapı, toplumları siyasi ekonomik askeri vb birçok alanda etkilemiştir.

✴ Mezopotamya’nın önde gelen uygarlıkları arasında yer alan Sümerlerde tarımsal faaliyetler, toplumsal iş birliği anlayışının oluşmasını sağlamıştır. Bu durum da Sümerlerin şehir devletleri şeklinde örgütlenmesinde etkili olmuştur.

✴ Eski Yunan ve İyon medeniyetinin engebeli ve büyük dağlarla birbirinden ayrılan bir coğrafyada kurulması, merkezî otoritenin güçlü olduğu bir krallığın kurulmasını engellemiş ve polis adı verilen şehir devletlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

✴ Hititler, Frigyalılar ve Urartular gibi İç Anadolu’da egemenlik kuran medeniyetlerde ise teokratik monarşinin olduğu bir siyasi yapı mevcuttur.

✴ Geniş topraklara yayılan Persler ise merkezî otoriteyi kuvvetli tutmak istemişlerdir. Bu yüzden ülkeyi satraplıklara (eyaletler) bölmüşler, satraplıkları kontrol altında tutmak için posta teşkilatı oluşturmuşlardır.

✴ Mısırlılar ise ilk zamanlarda nom adı verilen şehir devletleri şeklinde örgütlenmişler, Kral Menes zamanında ise şehir devletleri birleştirilerek tek bir krallık kurulmuştur.

İlk çağda yönetim birimlerine verilen isimler Sümer

Site Mısır

Nom Perslerde

Satraplık Hint

Raçalık Yunan ve İyonya Polis Meşruiyetin kaynakları şunlardır.

Tanrısallık(din) Soy bağı Askeri Kanun

5. Hukuk Anlayışı

Hukukun uygulayıcısı ise siyasi otorite olmuş, gerektiğinde şiddet kullanılması ve cezaların verilmesi işini de tekeline almıştır.

Yazının icadından önceki dönemlerde yazısız, gelenek ve adetlere bağlı bir hukuk anlayışı mevcutken yazının icadından sonra yazılı hukuk anlayışı gelişmiştir.

Bazı toplumlar yazıyı tanımalarına rağmen yazılı hukuk anlayışını benimsememişler ve Orta Asya Türklerinde görüldüğü gibi sözlü hukuk (Töre) kültürüne bağlı kalmışlardır.

6. İlk Çağ’ın Önemli Kanunları

a.Urgakina Kanunları: Sümerlerdeki Lagaş şehir devletinin başına geçen Urgakina tarafından hazırlanan bu kanunlar, dünya tarihinin en eski yazılı kanunları olarak kabul edilir. Bu kanunlarda eski yönetimi eleştiren Urgakina daha çok mülkiyet ve aile hukuku esaslarına yer vermiştir.

b.Hammurabi Kanunları: Babil kralı Hammurabi tarafından hazırlatılan ve 282 madde den oluşan bu kanunlar bir stel (dikili taş tablet) üzerine yazılmıştır. Hammurabi kendisini tanrının temsilcisi olarak görmüş ve cezaların kısasa kısas (dişe diş, göze göz) esasına ve sınıfsal özelliklere göre verilmesini savunmuştur. Tarihin ilk en sert kanunlarıdır.

c. Hitit Hukuku: İlk Çağ’daki diğer kanunlara göre daha insancıl olan Hitit kanunlarında ölüm veya işkence cezalarının yerine maddiyata dayalı cezalar vardır. Evlenme, boşanma, nikâh gibi konularında yer aldığı bu kanunlarda erkeklerle kadınlar eşit tutulmaya çalışılmış ve sınıfsal farklılıklar göz önüne alınarak cezalar belirlenmiştir. Anadolu’nun ilk kanunlarıdır. (Medeni kanun)

d. Tevrat Hukuku: Tarihte bilinen ilk semavi din olan Musevilik, İbranilere gönderilmiş ve İbraniler kanunlarını bu dinin esasları etrafında şekillendirmiştir. Hz. Musa’ya indirildiğine inanılan “On Emir”, tanrı ile İbraniler arasında yapıldığı söylenen “eski ahit” ve Tevrat, İbrani hukukunun temelini oluşturur. İlk samavi inançlara dayalı kanunlar

Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü hukuk

denir.

HUKUK

Sözlü Hukuk (Töre) Yazılı Hukuk

Çeşitleri

Akıl Gelenekler Din

Kaynakları

3. ÜNİTE ORTA ÇAĞ’DA DÜNYA

A. ORTA ÇAĞ’DA SİYASİ YAPILAR

1.Orta Çağ’da Avrupa’sını şekillendiren başlıca olaylar

a. Siyasi alanda: “feodalizmin” (derebeylik) rejimi

Kısaca toprak köleliğine dayanan toplum düzenine veya yönetimine “Feodalizm-Derebeylik” denmektedir.

Feodalitenin Ortaya Çıkış sebepleri :

✴ Kavimler Göçü ile Avrupa’nın en güçlü devleti Romanın zayıflaması

✴ Devletin güç kaybetmesi ve barbar kavimler yüzünden halkın huzur ve güvenliğini yitirmesi

✴ Güvenliklerini sağlamak isteyen insanların büyük toprak sahiplerine (derebeyleri, kont, senyör) sığınmaları

✴ Derebeylerinin kendisine sığınan insanları koruma karşılığında onları köle gibi kullanmaları sonucunda feodalite ortaya çıkmıştır.

Feodalite Rejiminin sonuçları:

✴ Avrupa’da siyasal birlik bozulmuş, küçük yönetim birimleri ortaya çıkmıştır bu yüzden güçlü krallıklar kurulamamıştır.

✴ Toprakların mülkiyeti soyluların elinde toplanmış ve kapalı bir ekonomik politika izlendiği için halk sermaye birikimine sahip olamamıştır.

✴ Feodalite rejiminde, halk arasında eşitlik olmadığı için sosyal tabakalaşma meydana gelmiştir.

b. Toplumsal alanda: insanların sosyal tabakalara ayrılması

✴ Feodalite ve kilisenin sebep olduğu ekonomik, siyasi eşitsizlik toplumda tabakalar oluşturmuştur.

✴ (Krallar, soylular, din adamları, askerler, köylüler) ortaya çıkmıştır.

✴ Orta Çağ Avrupa’sında himaye eden kişilere süzeren, himaye edilenlere vassal denilir.

c. Düşünsel, dini alanda:” Dogmatizm “(körü körüne inanış) oluşan düşünsel inanç

Dogmatizm; Bir şeyi sorgulamadan, eleştirmeden ve akıl süzgecinden geçirmeden olduğu gibi kabul eden düşünsel yapıya dogmatizm denir. Orta çağ Hristiyan din adamlarının halka karşı tutumları sonucu oluşan düşünsel yapıya verilen genel isimdir.

✴ Bu durum özgür düşüncenin ve bilimin gelişmesini engellemiştir.

ç. Sosyal alanda: “veba salgını”, insanların yaşamında çok köklü değişiklikler meydana getirmiştir. (1347-1351)

✴ 1347’nin sonunda Sicilya’da görülen veba, ilk olarak Bizans topraklarını vurmuş ve Avrupa’ya; Venedik, Cenova gibi liman kentleri üzerinden yayılmıştır.

✴ Salgın nedeniyle Avrupa nüfusunun neredeyse yarısına yakını ölmüştür.

✴ Veba salgını ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel hayatı derinden etkilemiştir.

✴ Avrupa’nın demografik haritasını değiştiren bu hastalık, halkın psikolojik olarak güvensizlik ve korku yaşamasına neden olmuştur

Orta çağ ;375 Kavimler göçü ile başlayan 1453 İstanbul’un fethi ile son bulan döneme verilen isimdir.

Kavimler Göçü375 Feodalizim Kilise

Doğmatizim Toplumsal Veba Salgını

Tabaklaşma 1453

İstanbulun Feti

2.Orta çağda dünyanın siyasi olayları a. Avrupa

Kavimler Göçü ve Roma İmparatorluğu yıkılış sürecine girdi.

Barbar toplulukları ile Vikingler Avrupa’ya yerleşti.

Avrupa’da feodalite güçlendi.

Avrupa’da ruhban sınıfının/skolastik düşüncenin etkinlik alanı geniş ledi.

Avrupa’da yeni devletler kuruldu.

Avrupa’da farklı etnik grupların kaynaşması sonrası yeni milletler orta ya çıktı.

Güney Avrupa’da (İspanya) İslamiyet yayıldı.

İngiltere’de Magna Charta yapıldı ve parlamenter monarşi yerleşti.

Avrupa’da veba salgını yayıldı.

Yüzyıl savaşları yapıldı.

b. Ön Asya İslamiyet doğdu.

İslam Devleti’nin sınırları genişledi.

İran (Sasani Devleti). İslam Devleti’nin egemenliğine girdi.

Kuzey Afrika. İslam Devleti’nin egemenliğine girdi.

İspanya, İslam Devleti’nin egemenliğine girdi.

Türkler. İslamiyet’i kabul etti.

Gazneliler, İslamiyet’i Hindistan’a yaydı.

Bizans topraklarının büyük bölümü Türkler tarafından fethedildi ve Selçuklular İslamiyet’i Anadolu’ya yaydı.

İslam devletinin büyümesi ile bölgeye ve ticaret yollarına Müslümanlar hâkim olması sonucu Haçlı Seferleri başladı.

Osmanlı Devleti kuruldu.

1453 gelindiğinde Osmanlı devleti batının son kalesi Bizans’ı ortadan kaldırdığında Orta çağ dönemi son buldu.

c. Orta Asya

Akhun, Göktürk ve Uygur Hakanlıkları kuruldu.

1206 Moğol Devleti kuruldu ve Moğol saldırıları başladı.

Orta Asya ve Ön Asya Moğol istilasına uğradı.

Moğol Devleti parçalandı.

3.Orta Çağda Önemli Devletler a. Sasani Devleti

✴ Güçlü bir devlet geleneğine sahip olan Sasaniler, Kafkasya, Mezopotamya ve İran’a hükmetmiştir.

✴ Pers devlet geleneğini benimseyen Sasani İmparatorluğu’nun yönetim şekli monarşiydi.

✴ İmparatorluğun başında Şehinşah (Kralların Kralı) unvanını kullanan hükümdar bulunmaktaydı.

✴ Sasaniler, krallarını kutsal kabul etmişler fakat Mısır firavunları gibi tanrı-kral anlayışını benimsememişlerdir.

✴ Bu krallar, Tanrı Ahuramazda’nın yeryüzündeki temsilcisi olarak mutlak otoriteye sahiptir.

✴ Sasani İmparatorluğu’ndaki siyasi meşruiyet ve idari yapı, dinî bir karakter taşımaktadır.

✴ Sasani Devleti’nde, Perslerdeki satraplık sistemine benzer daha merkezî bir eyalet sistemi uygulanmıştır

✴ Sasanilerde de Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi yönetime aristokratlar hâkimdir.

✴ Sasani İmparatorluğu’ndaki danışma meclisi, Roma’daki konsüllerle benzerlik gösterse de Sasanilerin sosyal yapıya

✴ Bağlı hanedan üyelerinin mecliste etkin olması, Roma’dan farklılık göstermiştir.

✴ Sasani Devleti’nde ise ekonomi, topraktan alınan vergilere dayanmaktadır.

✴ Bu vergiler ile genellikle liman, köprü ve konaklama yeri gibi ticarete hız kazandıracak eserler yapılmıştır.

✴ Sasani ordusu, Türk ve Moğol ordusu onlu sisteme göre düzenlenmiştir.

✴ Sasani İmparatorluğu, doğuda Orta Asya, batıda Suriye ve Anadolu yönünde genişlemiştir.

✴ Bizans İmparatorluğu ile yaptıkları uzun savaşlar sonucunda, Anadolu’yu hâkimiyetleri altına alan Sasaniler, İstanbul’u kuşatmıştır.

✴ Sasaniler, Hz. Ömer Dönemi’nde yapılan Nihavend Savaşı’nda yenilmiş ve 651 yılında yıkılmıştır.

b. Moğol imparatorluğu

✴ Moğol İmparatorluğu’nu kuran Temuçin’dir.

✴ Temuçin,1206 yılında yapılan kurultayda Türk-Moğol boyları tarafından kağan seçilmiş ve Cengiz adını almıştır.

✴ Cengiz Han, istila hareketleri ile dünyanın en geniş kara imparatorluğunu kurmuştur

✴ Cengiz Han hayattayken imparatorluk topraklarını dört oğlu arasında paylaşılmıştır.

✴ Moğol İmparatorluğu’nda kurultay adında bir danışma meclisi vardır.

✴ Bu kurultaydaki görevliler soylu oluşlarına göre değil liyakat esasına göre seçilmiştir.

✴ Moğollar üzerinde Şamanizm’in önemli bir etkisi vardır.

✴ Moğol İmparatorluğu’nda halkın ana geçim kaynağı hayvancılık olmuştur.

✴ Hayvanlar için otlak arayışları sonucunda Moğollar, konar-göçer bir yaşam tarzını benimsemiştir.

✴ Moğol ordusu gönüllü birliklerden oluşmaktadır.

✴ Orta Asya’ya hâkim olan Türk ve Moğol atlı okçuları sayesinde güçlü ordular oluşturmuştur

✴ Moğol ordusu, Mao-dun (Mete Han)’un geliştirdiği onlu teşkilata uygun olarak on, yüz, bin ve on bin şeklinde bölümlere ayrılmıştır.

c. Avrupa ve Bizans

✴ Kavimler göçü sonucunda Avrupa’da güçlü bir devlet kalmadı batıda en güçlü devlet Romanın devamı Bizans’tır.

✴ Avrupa’da siyasi yapı, soylu bir kökeni olmayan Germen kralları, Roma İmparatorluğu’nun eyalet yönetim sistemi gibi bir idari yapı kurmuştur.

✴ Eyaletlerin başında valiler görevlendirilmiştir. Eyaletlerden daha küçük yönetim birimleri kontlar tarafından yönetilmiştir. Her eyaletin kendi ordusu olup bu orduların her birine kumanda etme görevi de bir düke verilmiştir.

✴ Bu düzen, zamanla Avrupa’da feodal sistemi ortaya çıkarmıştır.

✴ Krallar, meclislerinde kontlarla piskoposlara (din adamı) danışarak karar almıştır.

✴ Kontlar, imparatorun tebaasını ruhban sınıfına itaate zorlamış, piskoposlar da halkı kontların yerel iktidarına tabi olmaya çağırmıştır ve dogmatizm ortaya çıkmıştır.

✴ Ruhban ile soylular arasındaki birlikte yaşama geleneği, zaman içinde feodalizmin ve dogmatizmin Orta Çağ

✴ Ruhban ile soylular arasındaki birlikte yaşama geleneği, zaman içinde feodalizmin ve dogmatizmin Orta Çağ