• Sonuç bulunamadı

E. EMEVİLER (661-750)

2. Yezit Dönemi

✴ Saltanat usulü ile halife olan ilk kişidir.

✴ Kuzey Afrika’nın fethi tamamlandı.

✴ Sınırlar Atlas Okyanusuna kadar ulaştı.

✴ Hz. Hasan ve Hüseyin halifeliğin babadan oğula geçemeyeceğini belirtince “Kerbela” olayı meydana geldi.

✴ Bu olay üzerine Müslümanlar; Şiiler,Sünniler ,Hariciler Olmak üzere üçe ayrıldılar. Bu olay sonunda Hz. Hüseyin öldürüldü. Mezhep ayrılıkları kesinleşti.

✴ Endülüs’e (İspanya) İslam taşındı (Ukbe b. Nafi öncülüğünde Tarık b. Ziyad’ın gayretleri ile) 3. Abdülmelik Dönemi

✴ Bozulan iç düzeni yeniden sağladı.

✴ Mevalilerden alınan cizye vergisi kaldırılarak ayrımcılığa son verilmiştir.

✴ Emeviler döneminde Arap olmayanlara Mevali denilmiştir.

✴ Arapça resmi dil olarak kabul edildi.

✴ Kayrevan alındı. Sicilya ve Sardinya adalarına sefer düzenlendi.

✴ İlk İslam parası basıldı.

4. Velid Devri

✴ Emevilerin en parlak dönemi yaşandı.

✴ Horasan Valisi Kuteybe bin Müslim, Maveraünnehir Bölgesi’nde pek çok şehri fethetmiştir.

✴ Buhara, Semerkand ve Harezm gibi önemli Türk şehirleri onun zamanında Emevi hâkimiyetine girmiştir.

✴ Uyarı: Emevilerin uyguladığı politikalar nedeniyle bu dönemde İslamiyet Türkler arasında yayılmamıştır.

✴ Avrupa’da (Endülüs) fetihler yapıldı.

✴ Tarık bin Ziyad komutasındaki İslam ordusu, Cebelitarık (Septe) Boğazı’nı geçerek İspanya’ya ulaştı.

✴ Kadiks Savaşanda Vizigotları yenen Emeviler, 711 tarihinde İspanya’nın tamamını ele geçirdi.

✴ İspanya için “Endülüs” ismini kullanan Emeviler, 732’de Franklarla yaptıkları “Puvatya Savaşını kaybettiler ve Avrupa’nın içlerine ilerleyemediler

✴ Zamanla hanedan üyeleri arasındaki iktidar mücadeleleri ve uygulanan politikalardan memnum olmayan halkın isyanlarıyla Emevi Devleti zayıflamış ve Abbasilerin isyanıyla da yıkılmıştır.

5.Emevilerin Yıkılış Nedenleri:

✴ Arap milliyetçiliği politikasının benimsenmesi. (Mevali politikası)

✴ Arap olmayan Müslümanlara (mevali) ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılması.

✴ Şuubiye akımının başlaması.

✴ Önemli devlet görevlerine Emevi sülalesi üyelerinin getirilmesi.

✴ Kerbela Olayı ile İslam dünyasında ayrılıkların artması ve mezhep mücadelelerinin yaşanması.

✴ Devletin sınırlarının genişlemesi ile merkezî otoritenin zayıflaması ve fetihlerin durması.

Bilgi küpü ‘‘Şuubiye Akımı’’ Arap olmayan Müslümanların, Arapların üstün olmadıklarını göstermek için bilim ve sanat alanında kendilerini ispatlamaya çalışmalarına verilen isim. Bu akım farklı kültürlerin gelişmesine zemin hazırlamış ancak İslam dünyasındaki etnik farklılıkların keskin bir şekilde ortaya çıkmasına neden olmuştur.

✴ Emevilerin politikalarına karşı ülke içerisindeki birçok bölgede isyanlar başladı.

✴ Bu isyanların en önemlisi Horasan’da Ebu Müslim Abbas’ın başlattığı isyan oldu.

✴ Son Emevi halifesi II. Mervan’ın öldürülmesiyle Emevi Devleti’nin iktidarı sona erdi.

F. AVRUPA’DA İSLAMİYET’İN YAYILMASI

✴ Emevilerden sonra Abbasi Devleti, Endülüs topraklarını merkezden gönderdiği valilerince yönetmeye başlamıştır.

1. Endülüs Emevi Devleti (756-1031)

✴ İspanya’ya (Endülüs) kaçan Emevi hanedanı üyesi I. Abdurrahman tarafından kuruldu.

✴ Başkent Kurtuba’da bulunan Endülüs Emevi hükümdarları halife unvanını kullandılar.

✴ Böylece Endülüs, Fatımi ve Abbasi olmak üzere üç farklı devlette üç ayrı halife ortaya çıktı ve İslam dünyasında siyasi ve dinî birlik bozuldu.

✴ Endülüs Emevi Devleti kısa sürede bilim ve kültür merkezi hâline geldi.

✴ Bu devirde İslam kültürü Avrupa yayıldı, bilim ve sanat alanında gelişen Avrupalılar ilerleyen zamanlarda Rönesans hareketlerini başlattı.

✴ 1031 tarihinde Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılması ile İspanya’da “tavaif-i mü-lük” adı verilen küçük devletler kuruldu. Bu devletlerin en önemlisi ise Beni Ahmer Devleti oldu.

✴ Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılmasından sonra İspanya’da;

Bağımsız Emirlikler Dönemi (1031-1091),

Murâbıtlar Dönemi (1091-1147),

Muvahhidler Dönemi (1147-1229)

Beni Ahmer Devleti Dönemi (1238-1492) yaşanmıştır.

2. Beni Ahmer Devleti (1232- 1492)

✴ Muhammed bin Ahmer tarafından başkent Gırnata olmak üzere kuruldu.

✴ Kısa sürede dünyanın önde gelen bilim-kültür merkezi oldu.

✴ 1492 de İspanya’ya egemen olan Hristiyan Aragon Krallığı, İslam kültürüne ait birçok eseri yakıp yıktı.

✴ 1492 yılında Beni Ahmer Devleti’nin yıkılışından sonra bölgedeki Müslümanlar büyük sıkıntı yaşamaya başladı

✴ Müslümanlar zorla Hristiyanlaştırılmaya çalışıldı.

✴ Hristiyanlığı kabul etmeyen halk, değişik coğrafyalara göç etmek zorunda kalmıştır.

✴ Bu göçler esnasında buradaki Müslümanlara, Osmanlı Devleti’nin (II. Beyazıt dönemi) büyük yardımları olmuştur.

Bilgi Küpü

✴ Endülüs, Müslümanlar idaresinde yüksek ve parlak bir medeniyetin doğuşuna beşiklik etmiştir

✴ İslam medeniyetinin birikimlerinin Batı’ya aktarılmasını sağlayan tercüme faaliyetlerinin sistemli bir hâle gelmesi;

XII. yüzyılın başlarında Tuleytula başpiskoposunun Bağdat’taki Beytü’l-hikme’ye benzer bir müessese kurmasıyla olmuştur.

✴ Pek çok Arapça eseri Latinceye çevirmiştir.

✴ Orta Çağ Avrupası bu sayede eski Yunan felsefesini ve özellikle Aristo’yu tanıma imkânını bulmuştur.

✴ Müslüman filozofların, din ile aklı uzlaştırma yönündeki fikirleri büyük bir yankı uyandırmış ve Avrupa’da bir zihin inkılabı meydana gelmiştir.

✴ İbn-i Rüşd; Aristo üzerine yazdığı şerhlerden başka “Tehafütü Tehafüti’l-felâsife” adlı eseriyle Avrupa’da itibar edilen bir filozof hâline gelmiştir.

✴ Yahudi ve Hristiyan ilahiyat çevrelerine etki eden Musa b. Meymun ve İbn-i Bacce; Albert Magnus (Albırt Megnıs), Spinoza (Sipinoza) ve hatta lmmanual Kant (İmanuel Kant) gibi Avrupalı bilim insanlarını etkilemiştir.

✴ Tıp, Matematik ve astronomi alanındaki Arapça kökenli terimler de İslam kültürünün Avrupa medeniyetine tesirini açıkça göstermiştir.

✴ Kültür hayatının dışında tarım ve mimari alanlarında da Endülüs, Avrupa’yı önemli ölçüde etkilemiştir.

✴ Pirinç, şeker kamışı ve pamuğu İspanya’ya ve dolayısıyla öteki Avrupa ülkelerine ilk tanıtanlar Endülüs Müslümanlarıdır.

✴ Endülüs Emevi Devleti’yle birlikte İslam mimarisi yeni bir boyut kazanmıştır.

✴ Kurtuba Camisi, Endülüs Emevi Devleti’nden günümüze kalan önemli mimari eserlerdendir G. ABBASİ DEVLETİ VE TÜRKLER

1.Abbasi Devleti (750-1258)

✴ Emevi Devleti’nin yıkılmasından sonra Ebul Abbas, Kûfe ‘de halife ilan edildi ve Abbasi Devleti resmen kuruldu.

Daha sonra başkent Bağdat şehri oldu.

Arap-İslam Devletlerinde Başkentler

✴ İslam devletini dağınıklıktan kurtarmıştır.

✴ İç karışıklıklar bastırıldı.

✴ Ebul Abbas’tan sonra yönetime gelen Mansur Bağdat Şehrini kurdu.

✴ Mansur döneminde Hellenistik dönem eserleri tercüme edildi.

✴ Halife Mansur Dönemi’nde, Arap ve mevali arasındaki fark ortadan kalkmıştır ve İranlılar, devlet içinde etkin hâle gelmiştir.

✴ Abbasi halifeleri, Sasanilerin yönetim yapısını örnek alarak vezirlik kurumunu kurmuştur.

✴ Devlet işlerini düzenlemek ve yürütmek için;

Divân-ü Beytü’l-mâl (maliye) Divanü’l-ceyş (askerî) Divan’ı-tevki (yazışma)

Divanü’l-berid (posta ve istihbarat) Divan’ı-mezalim (adalet) Diva- nü’z-zenadıka (isyanları bastırmak )

✴ Mansur Dönemi’nde Anadolu’ya akınlar yapılmış ve Halife Mehdi Dönemi’nde Bizans vergiye bağlanmıştır.

✴ Harun Reşit Dönemi (786-809) devletin en parlak devri oldu. İslam orduları bu dönemde Bizans’a karşı üstünlük kurdu ve Abbasi ülkesi bilim ve kültür merkezi hâline geldi.

✴ Abbasiler Dönemi’nde, milliyetçilik politikası güdülmedi. Böylelikle farklı milletten birçok kişi Abbasi Devleti’nde önemli mevkilere geldi.

✴ Abbasilerde toplum; “havas” (halifenin sülalesi, vezirler, üst düzey yöneticiler, kadılar, âlim ve kâtipler) ve “avam”

(havas dışında olanlar) olmak üzere temelde iki sınıfa ayrılmıştır. Yahudi ve Hristiyanlar ise “zımmi” olarak adlandırılmıştır.

✴ Şehirlerdeki güvenliği “şurta” teşkilatı sağlamış, halifeye devlet işlerinde yardımcı olması için idari ve askerî yetkilere sahip “emirü’l-ümeralık” makamı oluşturulmuştur.

✴ Memnun zamanında Bağdat kültür merkezi oldu.

✴ Beytül hikme kuruldu. (Üniversite)

✴ Astronomi ve cebir gelişti.

✴ Birçok kütüphane kuruldu.

✴ Türklerin devlet ve askeriye içinde etkileri arttı.

2.Abbasi Devletinin Parçalanması

✴ IX. Asırda Abbasilerin hâkim oldukları bazı bölgelere muhtariyet tanıması sonunda “Tava’ifül Mülk” adı ile bilinen devletler oluştu.

✴ Emirü’l-Ümeraların yetkilerini arttırmaları ile bu gelişme yaygınlaştı.

Abbasilerden ayrılan Devletler şunlardır:

Horasanda

Samanoğulları Kuzey Afrika’da Ağlebiler

İdrisler

İran’da Tahiriler Saffariler Büveyhoğulları

Mısırda Tolunoğulları

Akşitler Fatimiler

İspanya’da Endülüs Emevileri

✴ Abbasiler, bütün olumsuzluklara rağmen siyasi yaşamını 1258 yılına kadar devam ettirmiştir.

✴ Bu tarihte Cengiz Han’ın torunu Hülagü, Bağdat şehrini işgal ederek Abbasi Devleti’ne son verdi.

✴ Abbasi ailesinden el- Müstansır, Memlûk Sultanı Baybars tarafından Kahire’de halife ilan edilmiştir.

✴ Böylece halifelik makamı, 1517’de Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim’in Memlûkluları ortadan kaldırmasına kadar Abbasi ailesinde kalmıştır.

3.Abbasi Devlet Teşkilatında Türkler

✴ 751 tarihinde Çinliler ve Abbasiler arasında gerçekleşen Talaş Savaşı’nda Türklerin Abbasileri desteklemesi, iki taraf arasındaki ilişkilerin olumlu yönde gelişmesine vesile oldu.

✴ Annesi Türk olan Halife Mırtasım zamanında Türkler devlet kademelerinde ö- nemli görevlere getirildi.

✴ Bizans sınırlarındaki şehirlerde (Diyarbakır, Malatya, Maraş, Antakya, Adana, Tarsus), “avasım” adı verilen hudut bölgeleri oluşturuldu ve buralarda daha çok Türkler görevlendirildi.

✴ Günümüz Irak sınırları içerisinde Türklerin yerleşmeleri için “Samarra” şehri inşa edildi. Bu şehir bir süre Abbasilere başkentlik yaptı.

✴ Türkler IX. yüzyıldan itibaren Babek İsyanı gibi çeşitli isyanları bastırdılar ve Abbasi Devleti içerisinde etkinliklerini artırdılar. Zaman zaman da “emîrü’l-ümerâ” (idari yetkilere sahip komutan) görevini üstlenip halifelerin belirlenmesinde de etkili oldular.

✴ Afşin, Aşnas, Boğa el-Kebir, Urtuç gibi Türk komutanlar, ülke içinde çıkan isyanların bastırılmasında görev almış ve Bizans üzerine Anadolu’ya yönelik seferlere de katılmışlardır.

✴ X. yüzyıldan itibaren Abbasi merkezî otoritesinin zayıflaması ile birlikte çeşitli eyaletlerdeki valiler, bağımsızlıklarını ilan edip kendi devletlerini kurdular.

✴ XI. yüzyılda İran’da yeni bir güç olarak Büyük Selçuklular ortaya çıkmıştı. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, 1055 yılında Bağdat’ı kurtararak halifeye dinî itibarını iade etti

H. MISIR’DA KURULAN TÜRK İSLAM DEVLETLERİ 1. Tolunoğulları (868- 905)

✴ Mısır’da kurulan ilk Türk-İslam devleti olan Tolunoğulları, Abbasilerde emîrü’l-ümerâ olarak görev yapan ve Mısır’a vali olarak atanan Tolunoğlu Ahmet tarafından kuruldu.

✴ Fustat şehrini başkent yapan Tolunoğlu Ahmet; Suriye, Lübnan, Filistin ve Bingazi’yi egemenliği altına aldı ve Bizans ile iyi ilişkiler kurdu.

✴ Tarımı geliştirmek için sulama kanalları inşa eden, tüccarlara kolaylık göstererek ticari hayatın canlanmasını sağlayan Tolunoğlu Ahmet, kendi adına para bastırdı.

✴ Ulu Cami, Tolunoğlu Ahmet Cami gibi önemli eserler inşa ettiler. Maristan adı verilen darüşşifalar (hastane) yaparak ırk, din ve mezhep ayrımı gözetmeden herkese hizmet götürdüler.

2. İhşidiler (Akşitler) (935- 969)

✴ Abbasiler tarafından Mısır’a vali olarak tayin edilen Muhammed b. Tuğç tarafından kuruldu. Devletin adı Muhammed b. Tuğç’a verilen “ihşîd” unvanından gelmektedir.

✴ Adil bir yönetim anlayışını benimseyen Muhammed; Suriye, Filistin, Lübnan, Mekke ve Medine’yi egemenliği altına aldı. Böylece Türkler, ilk kez kutsal topraklar üzerinde hâkimiyet kurdu.

✴ Muhammed’in ölümü sonrasında iç karışıklıklar yaşayan İhşidilere, Fatımi Arap Devleti son verdi.

Uyarı: Tolunoğulları ve İhşidi devletlerinin kısa sürede yıkılmalarında; ülkede yaşayan halkın Arap, yöneticilerinin ise Türk olması etkili olmuştur.

3. Eyyubiler (1174-1250)

✴ 1174’de Selahaddin Eyyubi tarafından kurulmuş ve kısa zamanda Suriye ve Yemen’i de ele geçirmiştir.

✴ Selahaddin Eyyubi, 1187’de Hıttin Savaşı’nda Haçlıları yenerek Kudüs ile birlikte pek çok şehri fethetmiştir.

✴ Eyyubilerin ülke topraklarının hanedan üyeleri arasında paylaştırılması yoluna gitmesi çok fazla taht kavgasının yaşanmasına neden olmuştur.

✴ Yoğun bir şekilde yaşanan taht kavgaları Haçlılarla mücadeleyi zaafa uğratmış ve zaman zaman Kudüs dâhil bazı topraklar Haçlıların eline geçmiştir.

✴ 1250 yılında Memluk emirlerinin başlattığı isyan neticesinde yıkılmıştır.

4. Memlûklular (1250-1517)

✴ Aybey tarafından Mısır’da kurulmuştur.

✴ Mısır’da kurulmuş ve Suriye ile Hicaz’da hüküm sürmüş Müslüman Türk devletidir.

✴ Sultan Kutuz Dönemi’nde İslam Dünyası’nı tehdit eden Moğollara karşı 1260’da Aynicâlut Savaşı kazanılmıştır.

✴ Memlûklular, İslam dünyasının en büyük devleti hâline gelmiştir.

✴ Haçlı ve Moğollara karşı İslam dünyasını başarı ile savunmuşlardır.

✴ İlhanlıların 1258’de Abbasi Devleti’ni ortadan kaldırması üzerine Sultan I. Baybars, Memlûk tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır.

✴ Moğol – İlhanlı Devleti’ni 1260 Ayn Calut ve 1277 Elbistan Savaşları’nda yenerek Moğol istilasının batıya yönelmesini engellediler.

✴ 1258’de Abbasiler’in yıkılışı ile halifeyi himaye altına aldılar.

✴ Baharat Yolu’na egemen oldular

✴ Osmanlı ile yaptıkları 1516 Mercidabık ve 1517 Ridaniye Savaşları’nı kaybettiler.

✴ Memlûk Devleti, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sonucunda 1517’de sona ermiştir.

I. BİLİM MEDENİYETİ

✴ İslam medeniyetinin en önemli özelliği bilgi medeniyeti olmasıdır.

✴ Hz. Muhammed’in peygamberliği ve Kur’an öğretileriyle birlikte Müslümanlar, bilime teşvik edilmiştir.

✴ Bedir Savaşı’nda ele geçirilen esirlerden, Müslümanlara okuma-yazma öğretenlerin serbest bırakılması, Hz.

Muhammed’in eğitime verdiği önemin bir göstergesidir.

✴ Hz. Muhammed Dönemi’nde cami ve mescitler eğitim kurumu olarak kullanılmış, Dört Halife Dönemi’nde ise

“küttap” adı verilen eğitim kurumlan açılmış, Emeviler ise gerçek anlamda Şam’da ilk kütüphaneyi kurmuşlardır.

✴ İslam devletinin başkenti olan Medine’de Mescid-i Nebevi Eğitim ve öğretim faaliyetleri için ayrılan kısma suffe adı verilmiştir

✴ Abbasiler Dönemi’nde, bilgelik ve hikmet evi anlamına gelen Beytü’l-hikme’nin kurulması İslam medeniyetinde bir dönüm noktasıdır.

✴ Beytü’l-hikme, bir araştırma ve eğitim kurumu olup Abbasi Halifesi el-Me’mun tarafından kurulmuştur.

✴ Abbasi halifelerinin tıp, astronomi, mantık ve matematik ile ilgili alanlara teşvik etmesi, kitapları toplatıp tercüme ettirmesi ve âlimlere ve ediplere karşı cömert tavırları; İslam dünyasında büyük bir fikir hareketini başlatmıştır.

1.İslam Medeniyetinde Önemli Bilim Merkezleri ve Alimler Bilim

Aklî İlimler Dinî (Naklî) İlimler

Felsefe, coğrafya, astronomi, matematik, fen, tıp vb.. Tefsir, hadis, fıkıh, kelam vb.

3.İslam Medeniyetinde Âlimler

✴ İslam dünyasındaki bilimsel gelişmelerden etkilenen Avrupa’da, IX ve X. yüzyıllardan itibaren bilim adamları yetişmeye başlamıştır.

✴ Mısır, Suriye, Irak ve Mezopotamya’da bulunan en önemli kültür ve medeniyet havzalarından olan İskenderiye, Urfa, Nusaybin, Antakya, Cundişapur ve Harran İslam Devleti’nin sınırları içerisinde İslam kültür ve medeniyetinin oluşmasında önemli kültür havzaları olmuştur.

✴ Müslümanlar, VII. yüzyıldan itibaren iki yüzyıl boyunca bilimleri Yunanlılardan ve Hintlilerden tercüme yoluyla almıştır.

✴ Beytü’l-hikme ve Nizamiye Medreselerinin kurulmasıyla Bağdat, büyük bir ilim ve kültür merkezi hâline gelmiştir.

✴ Bağdat ilim havzasında yetişen bazı ilim adamlarından; Cebirin kurucusu sayılan el-Hârizmî, İslâm felsefesinin ilk temsilcisi Kindî, astronomi âlimi Ferganî ve el-Belhî’dir.

✴ Tabip ve matematikçi el-Harrânî, tabip, kimyacı ve filozof er-Râzî astronomi âlimi Bettânî, matematik, astronomi, coğrafya, jeoloji, eczacılık gibi sahalardaki bilgisi ve araştırıcı kişiliğiyle Bîrûnî gibi âlimler, Câhız, İbn Kuteybe ve Müberred gibi edipler de havzada yetişen diğer âlimlerdir.

✴ İlk Selçuklu hastanesinin Nişabur’da, Nizâmülmülk tarafından yaptırılan bîmaristan olduğu bilinmektedir.

✴ Astronomi tahsili ise rasathanelerde yapılmıştır.

✴ İsfahan ve Bağdat’ta Melikşah’ın yaptırmış olduğu rasathanelerde, Ömer Hayyam ve İsfizârî gibi bilim adamları çalışmıştır.

Farabi (870-950)

Mantık ilmine katkılarından dolayı Aristo’dan sonra “İkinci Öğretmen” olarak anılmıştır. Felsefede kavramları; tahlilî (analitik) ve terkibî (sentetik) olarak ikiye ayırmış ve Leibniz (Laybniz) ile Kant’a bu konuda öncülük etmiştir. Musiki alanındaki eserinde ud ve kanun gibi müzik aletlerinden ilk defa bahseden kişi Farabi’dir.

İslam dünyasında siyaset felsefesinden ilk bahseden filozof olan Farabi, başta İbn-i Sina ve İbn-i Rüşd olmak üzere hemen hemen bütün önemli Müslüman filozofları etkilemiştir.

Önemli Eserleri: El Medinetü’l-Fazla, Kitabü’l-Musiki, Et Ta’limü’s-Sani ve İhsau’l-Ulum İbn-i Sina (980-1037)

Fıkıh, kelam, mantık, felsefe, tıp, astronomi, jeoloji ve matematik ilimlerinde tahsil gören İbn-i Sina, Batı’da Avicenna, İslam âleminde ise Şeyh el-Reis adıyla bilinmektedir. İbn-i Sina’nın “el-Kanun fî’t-Tıb” adlı tıp ansiklopedisi niteliğindeki eseri XIX. yüzyıla kadar Doğu ve Batı dünyasında el kitabı olarak kullanılmıştır. İdrar incelemesiyle şeker hastalığını tespit eden İbn-i Sina, nabız inceleme yöntemiyle damar ve kalp hastalıklarını belirlemiştir.

Önemli Eserleri: el-Kanun fî’t-Tıb, Kitabü’ş-Şifa, Risale fi-İlmi’l-Ahlak İmam Gazali (1058-1111)

Fıkıh, hadis, akaid, gramer, felsefe gibi ilimlerde eğitim almıştır. Eserlerinde bozulmuş bir toplumu ıslah etme, dinî tekrar Kur*an ve sünnet temelleri üzerine oturtma ve İslâmî erdemleri yeniden kazandırmaya çalışmıştır. Gazali’ye göre şüphe gerçeğe ulaşmanın tek yoludur. Zira şüphe etmeyen düşünemez, düşünemeyen gerçeği göremez, gerçeği göremeyen de yanlışa saplanır kalır.

Önemli Eserleri: (İhyaü-Ulumi’d-Din ve Cevahirü’l-Kur’an İbn-i Rüşd (1126-1198)

Felsefeden tıbba çeşitli bilim dallarıyla ilgili yaklaşık 94 eser yazmıştır. Batı’da Averroes adıyla bilinir. Aristo’nun en büyük yorumcusu olarak kabul edilir. Yaptığı gözlemlerle güneş lekelerini ilk defa gözlemleyen bilgindir. Tıp ve optik alanında da çalışmaları olan İbn-i Rüşd, gözün retina tabakasının işlevini açıklamıştır.

-XII.yüzyıldan itibaren Avrupa’da “Latin İbn-i Rüşdçülük” denilen bir felsefe ve bilim ekolü oluşmuştur.

Önemli Eserleri: Tehafütü’t-Tehafût ve Makela fi’l-Mizac 4. Ekoller

✴ İslamiyet’in Mısır, Filistin, Mezopotamya ve İran’a yayılmasıyla toplumda sosyal münasebetler artarak ticaret ve idare düzeni yeni bir hâl almıştır.

✴ Müslümanlığı kabul eden kişilerin sorunlarını İslam prensiplerine göre çözmek için bazı âlimler fikir bildirmiştir.

✴ Mezhep imamı olarak kabul edilen İmam Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Şafi, İmam Ahmet

✴ b. Hanbel bunlardan bazılarıdır.

✴ Bu şahsiyetler, Müslümanlara Kur’an ve Sünneti, kendi anlayışlarına göre açıklamıştır.

✴ Mezheplerin ortaya çıkışının nedeni insanidir.

✴ İnanç ve temel ibadetlerde mezhepler arasında fark yoktur.

✴ İslam düşüncesinde önemli bir yer tutan Kelam ilmi bu anlayışların bir sonucu olarak doğmuştur.

✴ Kaderiye, Cebriye, Mutezile, Meşşaiyye, Eşariye ve Maturidiye gibi kelami ekoller ortaya çıkmıştır.

5.İslam Medeniyetinde Sanat

✴ İslam dünyasında bilim, felsefe ve edebiyatın yanı sıra sanat alanında da önemli çalışmalar yapılmıştır.

✴ İslam medeniyetinde sanat, estetik ile eşdeğer kullanılmıştır.

✴ Müslüman; güzellik, zarafet, derin kavrayış, yüksek duyarlılık, edep içinde olmalı ve bunu hayatına yansıtmalıdır.

✴ İslam sanatı ve estetiği İslam’ın insan, âlem ve hayat anlayışından bağımsız değildir.

✴ Müslümanların resimleme ve süslemede diğer kültürlerde rastlanmayan kendine özgü bir sanat anlayışı vardır.

✴ Özellikle canlı resme ve heykele putperestlik dönemi algıları etkileyebileceği düşüncesiyle hoş bakılmamış, Müslümanlar arasında soyut resim diyebileceğimiz, hüsnü-hat, tezhip, ebru, minyatür gibi sanatlar gelişmiştir.

6.ÜNİTE TÜRKLERİN

İSLAMİYET’İ KABULÜ VE İLK

TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

A. TÜRKLER VE İSLAMİYET

✴ Türkler ve Müslüman Araplar arasında VII. yüzyılın ortalarında daha çok savaşlarla başlayan ilişkiler, 750 tarihinde Abbasi Devleti’nin kuruluşuyla düzelmeye başlamıştır.

1.Türkler ve Müslüman Araplar Arasındaki İlişkilerin Gelişim Süreci

✴ Hz. Ömer zamanında Araplar, Türklerle komşu olur.

✴ Hz. Osman zamanında taraflar arasında ilk mücadeleler başlar.

✴ Emeviler Dönemi’nde taraflar arasında şiddetli savaşlar yaşanır.

✴ Abbasilerle birlikte Türkler ve Araplar arasında iyi ilişkiler kurulur.

a. Talaş Savaşı (751)

✴ Çinlilerin ve Arapların Orta Asya’ya hâkim olma mücadelesi yüzünden çıkmıştır.

✴ Bu savaşta Arapları destekleyen Türk boyları ile Müslüman Araplar arasındaki ilişkiler düzelmeye başlamıştır.

✴ Türkler kitleler halinde İslamiyet’e girerken Orta Asya’daki Çin egemenliği engellenmiş ve Araplar Çinlilerden kâğıt yapımını öğrenmiştir.

2. Türklerin İslamiyet’i Kabulünün Temel Sebepleri

✴ Arap İslam devletlerinin Orta Asya’da hâkimiyet kurmak için Türkler arasında İslamiyet’i yayma çalışmaları.

✴ Ticari faaliyetler vasıtasıyla Türklerin İslamiyet’i tanımaları.

✴ Sufi dervişlerin dergahlar, zaviyeler, tekkeler vb. kurarak İslamiyet’i Türkler arasında yayma çabaları.

✴ Gök Tanrı inancı ile İslamiyet’teki Allah inancının benzer olması.

✴ Türklerdeki cihan hâkimiyeti anlayışı ile İslamiyet’teki cihat anlayışının birbirini tamamlaması.

✴ Türklerdeki ahlaki, hukukî, toplumsal vb. kuralların İslamiyet’in temel ilkeleri ile benzer olması.

3. Türklerin İslamiyet’i Kabulü ve İslam Dünyasına Yapmış Oldukları Hizmetler

✴ Türkler içinde ilk olarak Karluklar bir topluluk olarak İslamiyet’i kabul etti.

✴ Daha sonra İtil Bulgarları ve Oğuzlar Müslüman oldu.

✴ İslam dünyasını Bizans, Moğol gibi devletlerle mücadele ederek korudular.

✴ İslamiyet’in Hindistan, Afrika ve Avrupa gibi önemli bölgelerde yayılmasında etkin bir rol oynadılar.

✴ Ortaya koydukları mimari eserler ve yetiştirdikleri âlimler (İbn-i Sina, Farabi, Ali Kuşçu vb.) ile İslam dünyasının

✴ Ortaya koydukları mimari eserler ve yetiştirdikleri âlimler (İbn-i Sina, Farabi, Ali Kuşçu vb.) ile İslam dünyasının