• Sonuç bulunamadı

YurttaĢlık, VatandaĢlık ve Tâbiiyet Kavramlarının GeliĢim Süreci

I. BÖLÜM

1.2. YurttaĢlık, VatandaĢlık ve Tâbiiyet Kavramlarının GeliĢim Süreci

Toplumları oluĢturan bireylerin ana hatlarıyla güvenlik, beslenme ve gelecek kaygısıyla siyasi idarelere veya gücü elinde bulunduran kiĢi ya da zümrelere aidiyet hissiyatı ile tavır sergilemeleri, ilkel toplumlardan beri karĢımıza çıkmaktadır. Bireyin bu kaygılarla yaklaĢımı karĢısında, gücü elinde bulunduran kiĢi ya da oluĢumlar da itaatleri altındaki Ģahıslara bazı somut simgelere dayalı olarak çeĢitli haklar veya olanaklar sağlamayı uygun görmüĢlerdir. Simgeler ise yaĢanılan dönemin Ģartlarına veya imkânlarına ya da kabul gören popülerlik düzeyine göre değiĢkenlikler göstermektedir. Örneğin, tabiat dinlerinin veya ilahi dinlerin toplum yaĢantısında ciddi etkilerinin bulunduğu geçmiĢ toplumlarda, dini törenlerin önemli bir yeri olduğu bilinmektedir. YaĢadığı toplumda bir Ģahsa dini faaliyetlere katılma izninin verilmesi, aynı zamanda o kiĢiye toplumun üyesi unvanının verilmesi anlamına da gelmektedir.

Toplum üyeliğinin kan bağı vasıtasıyla aktarıldığını savunan araĢtırmacılar da bulunmaktadır42. Buna en güzel örnek Eski Yunan’da kabul görmüĢ olan yurttaĢlık anlayıĢıdır. Eski Yunan’da genel olarak kan bağına dayalı toplum üyeliği yani yurttaĢlık anlayıĢı mevcuttur. Burada yurttaĢlık siyasi bir hak Ģeklinde görülmüĢtür. YurttaĢlara, kanunların yapılması, yöneticilerin seçimi, adli faaliyetlere doğrudan

42 Göğer, a.g.e., s. 18.

katılma, savaĢa olduğu gibi barıĢa da karar verme ve anlaĢmaları onaylama gibi ayrıcalık sağlayan belirleyici haklar verilmiĢtir43

.

Platon ve Aristo’nun, diğer tüm sosyal alanlarda olduğu gibi yurttaĢlık kavramı üzerinde de etkileri oldukça önemlidir. Platon yurttaĢlık kavramına değinirken, idari uygulamalarında istikrarlı ve kurumlarıyla uyum içinde iĢleyen bir devletin varlığını özellikle vurgulamaktadır. O ayrıca yurttaĢlar arasında sosyal bağın kurulabildiği, güven ve dostluğa dayalı iliĢkiler olması beklentisi içerisindedir. Ona göre iyi yurttaĢlar, sosyal yaĢantıda diğerlerinin haklarına saygılı olan ve devletin ortaya koyduğu siyasal sisteme bağlı kalan, kanunlara uymaktan kaçınmayacak Ģekilde hukuka saygılı olan bireylerdir44

. Bununla birlikte Platon, yurttaĢ devamlılığının sağlanabilmesi için gerektiğinde nüfusun teĢvik edilmesinin, gerektiğinde ise yabancıların vatandaĢlığa alınmasının gerekli olabileceğini savunmuĢtur45

. YaĢadığı dönemde ülkesinde uygulanan kan esasına dayalı yurttaĢlık anlayıĢı vasıtasıyla, zamanla ülkesinin insan ihtiyacının karĢılayamayacağını hissederek onun yöneticilere böyle bir tavsiyede bulunduğu düĢünülebilir.

Romalıların büyük bir imparatorluk kurmalarına karĢın yurtaĢlık konusunda fazlaca özgün düĢünceler ortaya koyamadıkları ve konuyla ilgili bakıĢ açılarını daha çok Yunan düĢünürlerinin nazariyeleri üzerine inĢa ettikleri savunulmaktadır46

. Roma Ġmparatorluğunun yurttaĢlık anlayıĢına yaklaĢımı, daha çok imparatorluğun

43 Mehmet Fatih Alptekin, Yurttaşlığın Tarihi Gelişimi, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2005, s. 4.

44 Derek Heater, Yurttaşlığın Kısa Tarihi, Çev. Meral Delikara Üst, Ġmge Kitabevi Yay., Ankara 2007,

s. 28.

45 Rene Gonnard, Malthus’den Evvelki Nüfus Nazariyeleri, Çev. Sadi Karsel, BaĢvekâlet Ġstatistik

Umum Müdürlüğü Yay., Ankara 1938, s. 12.; Aristo da hocası Platon gibi, kökende iyi bir yurttaĢ olma beklentisi içerisindedir. Ayrıca Aristo’nun, insanın toplumda birlikte yaĢamasının insana erdem ve mutluluk kattığını ileri sürdüğü de bilinmektedir. Aristo, insanların birlikte yaĢamaları ve sosyalleĢme eğilimi gereği birbirleriyle ortak bir fayda etrafında iliĢkin kurmalarının, onların doğasında olduğunu düĢünmektedir. Olkan Senemoğlu, “Antik Yunan Siyasal DüĢünüĢünde Ġnsan Doğası ve Toplum AnlayıĢı: Platon ve Aristoteles”, İnsan&İnsan Dergisi, Yıl/Year 3, Sayı/Issue 10, (Güz/Fall 2016), s. 59-60.

46 Alptekin, a.g.t., s. 7.; Derek Heater de bu konuda “Yunan’daki aretē (Yunanca iyilik, üstünlük, adalet ve itidal) kavramına benzer bir yurttaşlık erdemi (virttus) ideali yatar.” demektedir. Heater,

savaĢçılık ve vergilendirme politikaları üzerine kuruludur47

. Roma Ġmparatorluğu M.S. 212 yılında çıkarılan ve Contitutio Antonia adı ile bilinen emirname ile, yurttaĢlık kavramında kan esası yerine toprak esasını benimsemeye baĢlamıĢtır. Ġmparator Caracalla tarafından çıkarılan bu emirnamenin, modern vatandaĢlık kanunlarına geçiĢin baĢlangıç noktasını olduğu savunulmaktadır48

.

Ortaçağda Avrupa’nın siyasi çehresi ve feodal yapılı yönetim anlayıĢı dolayısıyla yurttaĢlık kavramı, yaĢanılan bölgelere göre farklılıklar göstermektedir. Ancak genel olarak bakıldığında yurttaĢlık, Yunan ya da Roma Ġmparatorluğu dönemindeki gibi kiĢiye bir takım ayrıcalıklar sağlayan haklar olarak değil, yönetenlerin beklentileri karĢısında yönetilenlerin görevleri olarak telakki edilmiĢtir. Ortaçağın sonlarına doğru konu üzerinde görüĢünü bildirmiĢ olsa da, daha çok yaĢadığı çağın üstünde bir düĢünce yapısına sahip olan Rousseau’ya göre yurttaĢ, devletin çıkardığı yasalara uyan ve devletin hâkimiyetine sadakatle bağlı olan kiĢidir49

. 17. ve 18.yüzyılda birçok aydın ve siyasetçinin, haklardan söz edildiğinde, yurttaĢlık haklarını ve siyasal hakları iĢaret ettiklerini savunan araĢtırmacılar mevcuttur50. Fransız Devrimi, toplumun sosyal haklar bakımdan beklentilerine cevap verilmesinde önemli bir kırılma noktasıdır. Nitekim yurttaĢ sıfatı, Fransız Devrimi ile birlikte toplumun tüm üyelerine tanınan bir takım ayrıcalık doğuran haklarla daha belirgin bir hale gelmeye baĢlamıĢtır. Örneğin mülk sahibi olan veya olmayan Fransa yurttaĢları, Fransız Ġnsan Hakları Beyannamesi’ne konulan bazı maddelerle hukuksal eĢitlik prensibi ekseninde eĢit haklara sahip olmuĢlardır51

. Sürecin devamında kabul edilen 1791 Fransız Anayasası ile de, yurttaĢlığa kabulün Ģartlarına açıklık getirilmiĢtir52

. Özellikle 19. yüzyılın baĢlarında vatandaĢlık, daha belirgin hukuki düzenlemelerin konusu olarak ele alınmaya baĢlanmıĢtır. Bu duruma bağlı olarak da

47 Derek Heater, Roma yurttaĢlığının sorumluklar ve bazı haklardan oluĢtuğunun altını çizmektedir.

Romalılar için baĢlıca görevlerin, askerlik hizmeti ve devlet tarafından belirlenen vergilerin ödenmesi olduğunu belirtmektedir. Heater, a.g.e., s. 51.

48 Erdoğan Göğer Roma’da yerleĢik olan herkesin toprak esasından yararlandığını belirtmektedir.

Dolayısıyla Roma’da sürekli yaĢayan herkesin Roma vatandaĢı olarak telakki edildiğini bildirmektedir. Göğer, a.g.e., s. 18.

49

Dinçkol & IĢık, a.g.m., s. 17.

50 Heater, a.g.e., s. 14.

51 Dinçkol & IĢık, a.g.m., s. 17. 52 Heater, a.g.e., s. 135.

vatandaĢlığın içerik olarak anlamının, günümüzde hukuki hayatta kullanıldığı Ģekiliyle ortaya çıktığını savunulmaktadır53

.

VatandaĢlık olarak kabul edilen “nationalité” kelimesi, ilk olarak Fransa’da basımı yapılan Dictionnaire de I’ Académie Française’nin 1835 tarihli nüshasında yer almaktadır. Anglo Amerikan hukukundada ise“nationality” olarak vatandaĢlığın daha geç zamanlarda kullanılmaya baĢlandığı bilinmektedir. Ġngiliz hukukunda kelimeye ilk olarak 1870’te “decleration of British nationality” veya “certificate of readmission to British nationality” Ģeklinde yer verildiği, ayrıca terminolojik olarak devlete aidiyeti ifade eden vatandaĢlık kavramının Alman hukuk literatürüne 1870’ten itibaren yerleĢtiği bilinmektedir54

.