• Sonuç bulunamadı

3. XLIX NO’LU ANTALYA ġER’ĠYYE SĠCĠL DEFTERĠ’NE GÖRE SOSYO KÜLTÜREL YAPI VE EKONOMĠK DURUM

3.1 Vesayet ve Vasi Tayin

3.1.2 Yetim Çocuklar ve Eytam Sandığı

Yetim; ergenliğe ulaĢmadan baba veya annesini kaybetmiĢ çocuğa denilir Eytam kelimesi ise; „„yetim‟‟in çoğuludur.233

Bu durum çocuğun rüĢtünü ispatına kadar devam eden bir süreçtir. Ancak rüĢtünü ispat yaĢının burada mutlak bir bağlayıcılığı yoktur. Çünkü „„yetim‟‟ kavramı genellikle geniĢ anlamı ile kabul görüp, akli yeterliliğe sahip olmayan ve kendini idare edemeyecek nitelikteki insanı ifade ettiğinden dullar, deli olanlar, bakıma muhtaç

230 Çanlı, age., s. 59 231

AġS 49, s. 173, hüküm 283

232 Haldun Eroğlu, „„On dokuzuncu yüzyılda yetim çocuklara vasî tayini: Antalya örneği‟‟, Çocuk Sağlığı ve

Hastalıkları Dergisi, c. 50, S. 4, 2007, s. 288

233

hastalar, bunamıĢ insanlar vb. durumlarda bu tanımın kapsamına girmiĢ, dolayısıyla eytam teĢkilatının hizmet ve sorumluluk alanı da böylece çok geniĢ olmuĢtur.234

Osmanlı‟da tereke ve yetim iĢlerine bu döneme dek merkezde; Bab Mahkemeleri ve Kısmet-i Belediye Mahkemeleri taĢrada; MüfettiĢ Hükkâmlarına bağlı olarak mahalli mahkemeler ilgilenmiĢler iken, Eytam Ġdaresi‟nin 1851‟de kurulmasından sonra yetim hakları ve tereke iĢlemleri ile ilgili olarak önemli değiĢikliklerin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu çerçevede özellikle taĢrada Müslüman ve gayrimüslim tebaadan birisi vefat ettiğinde köy muhtarı, imamı ve papazı, öleni ve varsa varisleri içinde eytam idaresi kapsamına girecek olan yetim, mecnun, kayıp, bakıma muhtaç, dul vb. bildirmekle yükümlü tutulmuĢtur. Yine bu uygulama doğrultusunda, tereke yazımına giden mahalli mahkeme memurlarının yanında eytam idaresi memurları da görevlendirilerek bunların da ayrı birer defter tutması emredilmiĢ, böylece yetim mallarının satıĢında usulsüzlük yapılmasının önüne geçilmeye çalıĢılmıĢtır.235

Eytam teĢkilatı eliyle devletin koruyuculuğu kapsamına girmede en önemli belirleyici muhakkak ki rüĢt meselesidir. RüĢt konusunda iki önemli terim ortaya çıkmaktadır: „„buluğ ve rüĢt‟‟ buluğ yaĢı Ġslam hukuku ve örfi hukukta genel olarak kız ve erkek çocukların ergenlik dönemindeki fiziksel değiĢimlerin tamamlanmıĢ olduğu yaĢ olarak kabul edilip bu yaĢın ne olduğu hususunda ise kesin bir görüĢ birliği yoktur. Bu halde buluğ yaĢı kiĢinin fiziksel olgunluğu ile ilgili olarak kabul edilmelidir. Buna karĢılık rüĢt kavramı ise daha çok akıl yaĢını ifade eder niteliktedir. Buradan da anlaĢılacağı üzere rüĢt, kiĢinin kendi malını idare edecek niteliğe sahip olduğu yaĢ olarak kabul görmektedir. Bu açıdan bakıldığında buluğa eren her kiĢinin kanunen reĢit olması beklenemez. Osmanlı‟da rüĢt yaĢı ile ilgili olarak eytam idaresinin kuruluĢuna dek Hanefi hukukuna uygun hareket edilmiĢse de eytam idaresinin kuruluĢu ile birlikte reĢit olmak için yirmi yaĢ Ģartı getirilmiĢtir. Bir yetimin rüĢtünü ispat etmek için, bu yaĢa ulaĢması ile birlikte Ģahitle mahkemeye baĢvurması gerekmektedir. RüĢt ispatında aranılan temel Ģart ise; emniyet ve itimattır. Yani kiĢinin kendini ve malını idare etmek konusunda güven vermesi gerekmektedir.236

Örneğin, „„Antalya‟nın Timurcu Süleyman Mahallesi sakinlerinden müteveffâ Marlalı Hasan mahdûmu

Bekir′in, eytâm sandığında bulunan akçesi için her türlü umuru takip etmeye Aktar Mehmed Efendi ibni Hasan Ağa′yı vekil tayin ettiğine dair vekâlet hücceti‟‟237

ibaresinden anlaĢıldığı üzere eytam sandığında bulunan akçesini takip için vekil görevlendirdiği görülmektedir.

234 Çanlı, age., s. 57 235 Çanlı, age., s.58 236 Çanlı, age., s.60 237 AġS 49, s. 17, hüküm 24 ve ayrıca bkz., s. 17, hüküm 25

Bu halde denilebilir ki yetimler ve diğer rüĢtünü ortaya koyamayan kiĢiler rüĢtlerini ispata değin eytam sandığı korumasından yararlanmaktadırlar. Ġncelenen XLIX no‟lu Antalya ġer‟iyye Sicil Defteri‟nde rüĢt ispatı için belirlenen örnek, Vehbiye Hanım‟a babası Ahmet Pertev Efendi‟den miras kalmıĢ, fakat o zamanlar yaĢı küçük olduğundan emval-i eytam müdürü Ġzzet Efendi, Vehbiye Hanım‟ın malını koruma altına almıĢtır. Vehbiye Hanım reĢit olunca muhtarlıktan aldığı belge ile ( nüfus kayıt örneği) mahkemeye gidip malımı geri istemiĢtir. Müdür beyin rüĢtünü inkârı üzerine Ģahitler getirmiĢ ve Vehbiye Hanım‟ın rüĢtü sabit olunmuĢtur.238

O halde yetimlerin sandıktan ne Ģekilde faydalandıkları konusu da üzerinde durulması gereken önemli bir meseledir. Yetimlerin sandıktan faydalanması konusundaki en dikkat çekici usul nafaka yoludur. Nafaka; eytam idaresinin kurulmasından sonra, anne veya babasını yitiren bir yetim için vasisi tarafından temel ihtiyaçlarını (yiyecek-içecek, barınma, giyecek, tedavi vb.) karĢılamak için talep edilen ücrete verilen isimdir. „„Nafaka ve kisve

baha‟‟ adı altında talep edilen bu paranın miktarı, varisin sosyo-ekonomik durumuna ve

günün Ģartlarına göre değiĢebilmektedir239

. Ġncelenen XLIX No‟lu Antalya ġer‟iyye Sicil Defteri‟nde nafaka ücretine dair yalnız; „„Antalya′nın Elmalu Mahallesi′nden Rahime ibnete

Saffet Efendi′nin, nikâhlı ve gâib-i ani′l-meclis zevci Mustafa Sabri Efendi ibni Mollȃ Kerim′den nafaka ve kisve baha talebiyle dava açması ve mahkemenin aylık bin guruşu Mustafa Sabri Efendi′ye istidane ettiğine dair i„lâm kaydı.‟‟240

ibaresi yer almaktadır. Ancak

bu kayıtlar diğer bazı hizmet bedelleri ile birlikte toplam olarak verildiğinden nafaka bedellerine dair tek tek rakam vermek mümkün olamamaktadır. Nafaka ücreti ile ilgili olarak da yalnız bir hükmün yer alması yorum yaparak da olsa genel bir yargıya varmayı mümkün kılmamaktadır.

3.2 Aile

Genel olarak aile; bir kadın ve bir erkeğin hukukun gerektirdiği Ģartlar çerçevesinde evlenmesi sonucu oluĢturduğu en küçük toplumsal birim olarak tanımlanabilir. ÇeĢitli toplum yapılarında, coğrafi, kültürel, ekonomik, dinsel vb. pek çok sebeple birlikte aile yapısı ve tipi de farklılıklar göstermiĢtir. Bununla birlikte aynı çatı altında yaĢayan kuĢak sayısına göre yapılan geniĢ veya çekirdek aile Ģeklindeki en temel gruplama, tarihsel süreçte hem diğer pek

238 AġS 49, s. 104, hüküm 168 239

Nurhan Mıstanoğlu, “Kırşehir‟de XIX. Yüzyılın Sonlarında Sosyo-Kültürel Bakımdan Ailenin Genel

Özellikleri (1875–1900)”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.21, 2009, s. 357

240 Burada bahsi geçen nafaka türü yetim nafakası olup, boĢanma sonucu alınan nafaka ile karıĢtırılmamalıdır.

çok toplumsal yapı için, hem de Osmanlı aile yapısı ve tipini belirlemek için kullanılabilecek en doğru ve yaygın ifade Ģeklidir.

Osmanlı aile yapısı Ġslam hukukunun ortaya koyduğu prensipler ve bu prensiplere ters düĢmeyecek Ģekilde örf ve adetlere göre ĢekillenmiĢtir. Aile hukuku da bu yapıya bağlı olarak Ģer‟i hukuk içerisinde yer almaktadır. Esasları kanunnamelerde değil, fıkıh kitapları içerisinde bulunmaktadır. Kanunnamelerde aile ilgili yer alan hükümler ise tamamen Ģer‟i hukuka bağlıdır. Örfi hukuk alanında büyük yetkileri bulunan padiĢahlar da Ģer‟i hukuka müdahale ettirilmemiĢlerdir. Bunun sonucu olarak da, padiĢahlar, kendilerini aile hukukuna müdahale etmek ve onun hükümlerini değiĢtirmekle değil, uygulanmasını sağlamakla görevli saymıĢlardır. Osmanlı Devleti gayrimüslimler arasındaki evlenme ve boĢanmalara hemen hemen hiç karıĢmamıĢ; bunu tümüyle kendi din adamlarının yetkisine bırakmıĢtır.241

Aile yapısının belirlenmesindeki bir diğer temel unsur ise; eĢ sayısıdır. Nitekim çok yaygın olmamakla birlikte Osmanlı ailesi çok eĢli bir yapı da arz etmektedir. Osmanlı hukukunda çok eĢlilik meselesi Ġslam dini ve Ġslam aile hukukunun müsaade ettiği Ģekilde belirlenmiĢ olup, bu hususta eĢler arasında adaleti sağlama, zaruret halinde ve dört eĢe kadar evlenebilmek Ģartları, temel koĢul olarak benimsenmiĢtir. Diğer yandan ise, eĢler arasında adaletin sağlanamayacağı düĢüncesinden yola çıkılarak tek eĢliliğin daha çok tavsiye edildiği görülmektedir. Osmanlı‟da çok eĢliliğin temel gerekçelerinden birisi de neslin devamlılığını sağlama düĢüncesi olarak kabul edilmektedir.242

XLIX no‟lu Antalya ġer‟iyye sicil defterinde, çok eĢliliğe rastlanan iki hüküm tespit edilebilmiĢtir, Ģöyle ki; Salih Usta‟nın üç karısı vardır ve birincisi, Zeliha Hatun kendinden önce ölmüĢtür. Zeliha Hatun‟dan 6 çocuğu olup, ikincisi ġerife Hatun yine kendinden önce ölmüĢtür. ġerife Hatun‟dan 1 çocuğu vardır. Üçüncü karısı ise Vesile Hatun‟dur, Vesile Hatun ise kendisinden sonra ölmüĢ ondan da 3 çocuğu vardır.243

Belgelerde bir diğer örnekte Hacı Mehmed Ağa‟nın iki tane eĢinin tespit edildiği, isimleri Havva ve Hafize244 olan iki hanımdan bir oğlu iki kızı vardır. Defterdeki incelemelere göre gayrimüslimlerde çok eĢliliğe rastlanmamıĢtır. Bunun sebebi dini inanç ve geleneklerinden kaynaklanmaktadır. Ancak Müslümanlar açısından çok eĢlilik yaygın olmamakla beraber var olduğunu görmekteyiz.

Defterde tespit edilebilen çocuk sayıları ise Ģunlardır;

241 Güven Dinç, „„ Şer‟iyye Sicillerine Göre XIX. Yüzyıl Ortalarında Antalya‟da Ailenin Sosyo- Ekonomik

Durumu‟‟, OTAM, S.17, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 2005, s. 107

242 Said Öztürk, “Osmanlı‟da Çok Evlilik”, Türkler, C.10, YTY, Ankara, 2002, s.375- 376 243 AġS 49, s. 85–86, hüküm 137

244

Müslüman aile: Müteveffâ Hacı Mehmed Ağa‟nın iki karısı var: Havva ve Hafize, bir büyük oğlu var: Mehmed Tevfik Efendi, iki tane kebîre kızı var: Zeliha ve Kamile (ölmüĢ) bir tane sağîre kızı var: Hatice, ölen Kamile‟nin kocası var: ġevki ve bir ufak oğlu var: Ġbrahim Hakkı Belgenin Konusu: Mehmed Tevfik Efendinin mirasla ilgili açtığı dava‟dır245

Rum milletinden Hristiyan aile: AçıkbaĢ Yordan (ölmüĢ), bir karısı var: Efrusyana Hatun, iki küçük oğlu var: Leyfondi ve Bandili, 6 küçük kızı var: Angeliki, Desnibe, Saltan, Anikalya, Aleksiye, Site. Belgenin Konusu: çocukların vesayetinin anneleri Efrusyana hatuna verilmesi.246

Müslüman Aile: Müteveffâ Hacı Abdullah Efendi‟nin oğlu DurmuĢ Efendi′nin, Dört kardeĢi ġükrü, Ahmed, AiĢe ve Mazlume için Burduri ġükrü Efendiyi vekil tayin etmesi.247

Musevi aile: Liya Hatun ölmüĢ kocası Avram Levi‟den miras hakkı olarak hisseler için Emin Sadreddin Efendiyi vekil tayin ediyor. ġahitler olarak da Liya Hatun′un annesi, iki erkek ve bir kız kardeĢi var.248

Müslüman aile: Emine ibnet Ahmed‟in, amcası Haclecioğlu Salih Hafız‟dan babası Haclecioğlu Ahmed‟e, Haclecioğlu Ahmed‟den de kendisine ve Ġki kardeĢine miras kalmıĢ. Belgenin konusu: Bütün hisseler için kardeĢi Abdullah‟ı vekil olarak tayin etmesidir.249 Müslüman aile: Hacı Fettah Efendi. Karısı Hâce Kâmile Hanım, oğulları Tevfik Efendi. Belgenin Konusu: Hâce Kâmile Hanım‟ın, oğlu Tevfik Efendi‟yi kendine vekil tayin ettiğine dairdir.250

Müslüman aile: Müteveffâ Helvacı Salih Usta. 3 karısı var, 1.si kendinden önce ölmüĢ: Zeliha Hatun. Zeliha Hatundan 6 tane çocuğu var. 2.si yine kendinden önce ölmüĢ: ġerife Hatun. ġerife Hatundan bir çocuk var. 3. karısı da Vesile Hatun, Vesile Hatun ise kendisinden sonra ölmüĢ. Ondan da 3 çocuk var. Belgenin Konusu: varis olan çocukları arasındaki hisse satıĢına dairdir.251

Rum milletinden Hristiyan aile: Bancı oğlu Benayot Efendi‟nin, karısı Esne Hatun ölmüĢ ve Esne Hatun‟dan doğma 3 çocuğu vardır. Bu çocuklara annelerinden kalan (annelerine de kendi ailesinden kalmıĢ) miras hisseleri için kardeĢi Bancı oğlu Hırlembos Efendi‟yi vekil tayin ettiği252

görülmektedir. Müslüman aile: Konumuz Ümmühan Hatun etrafında geçmektedir. Kocası Balıkçı Ġbrahim ve Ümmühan Hatun‟un babası müteveffâ ġeyhköylü Mustafa Efendi‟dir. Belgede geçtiği kadarıyla Ümmühan Hatun‟un 2 erkek kardeĢi var (kız kardeĢi var mı tespit edilememiĢtir): Ahmed ve Mehmed. Ümmühan Hatun, babasından kendisine kalan hissesini Ahmed‟e hibe ettiği253

245 AġS 49, s. 10–11, hüküm 16 246 AġS 49, s. 12, hüküm 17 247 AġS 49, s. 27, hüküm 37 248 AġS 49, s. 35, hüküm 49 249 AġS 49, s. 39, hüküm 56 250 AġS 49, s. 79, hüküm 129 251 AġS 49, s. 85–86, hüküm 137 252 AġS 49, s. 89, hüküm 142 253 AġS 49, s. 122, hüküm 199

belirtilmektedir. Müslüman aile: Konya‟da NiĢantaĢı Mahallesinden Hediye Hanım ibneti Hacı Abdülkadir Efendi ölmüĢ. Bu müteveffiyenin Konya‟daki malı, büyük kız kardeĢi AiĢe Hanım′a ve küçük kız kardeĢleri Fitnat ve Kadriye‟ye miras kalmıĢtır. Büyük kız kardeĢ AiĢe Hanım kendi mirasına sahip olup, iki küçük kardeĢin vasileri de AiĢe Hanım‟ın kocası olan Hasan Efendi‟dir. Bu karı-koca, üç hissenin vekâletini Konya′da oturan Serdar Ethemzade Mehmed Said Efendi′yi vekil olarak tayin etmiĢlerdir. Aile yapısı olarak: Ortada 4 kardeĢ vardır fakat biri ölmüĢ, mallar üç kardeĢe kalmıĢtır. Üç kardeĢten birinin de kocası vardır.254

Belgenin konusu: Hristiyan aile, Dimyanos Efendi veled-i Nikola Ispartalı fakat Antalyada misafir kalıyor. Bu zatın ölmüĢ bir kardeĢi vardır: Baltacıoğlu Panayot, Panayot‟un üç çocuğu var: Bandili, Evengelos ve Todora, bu çocukların vasisi Dimyanos Efendi‟dir. Dimyanos Efendi, çocukların vekâletini Tefyanzade Vasili ve Ispartalı Harlanbo Ġlyadi Efendi‟lere vermiĢtir.255 Müslüman aile: Fatma Huriye Hanım, boĢandığı Osmân Nuri Efendi′den olan küçük kızı Hatice Saadet′e nafaka verilmesi için Osman Nuri Efendi gıyabında dava açmıĢ ve davayı kazanmıĢtır.256 Belgenin konusu: Antalya‟nın Elmalu Mahallesi‟nden Zeynep Hatun‟un kızı, Havva ölmüĢ ve Havva‟nın geriye bıraktığı iki küçük çocuk Mehmed ve Ahmed‟e, annelerinden miras kalan mallarını korumak ve onların ihtiyaçlarına harcamak için Zeynep Hatun vasiye olmuĢtur.257

Defterde yer alan çocuk sayılarına göre nüfus hakkında kesin bilgi ve yorum yapmak güç olduğu için verilen bilgilerle sınırlı kalınmıĢtır. Bunlar içinde Müslümanlarda çok eĢliliğe rastlanırken gayrimüslimlerde çok eĢliliği gösteren bir belge tespit edilememiĢtir.

Defterde yer alan belge konularından biri de nikâh için vekil tayini söz konusudur. Halil Bey‟in Erzincan‟daki Fehime Hatun‟la evlenmek için Erzincan‟dan Ali Bey‟i kendisine vekil tayin ettiği258

görülmektedir. Evliliğin gerçekleĢip gerçekleĢmediğine dair bilgi yoktur. Bir diğer belgede ise, Nikâh meselesinden dolayı açılan dava ve vekil tayininde259

görülmektedir ki bunda, boĢanmanın olup olmadığına dair bir bilgiye rastlanmamıĢtır.

Defterde yer alan belge konularından bir diğeri de boĢanma konusudur. Toplumlarda sosyal bir müessese olan ailede evliliklerin yıkılma nedeni, eĢlerden birinin ya da ikisinin birden neden olduğu birlikteliğe aykırı olan zina, hakka tecavüz, saygısızlık ve daha pek çok farklı nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Ġslam hukukunda üç tür boĢanma vardır. Birincisi, kocanın tek taraflı iradesi ile yapmıĢ olduğu boĢanmadır ki bu talak olarak isimlendirilir ve 254 AġS 49, s.126, hüküm 205 255 AġS 49, s. 146, hüküm 236 256 AġS 49, s. 178, hüküm 294 257 AġS 49, s. 173, hüküm 283 258 AġS 49, s. 16, hüküm 22 259 AġS 49, s. 7, hüküm 10

gerçekleĢmesi için herhangi bir mahkeme kararına gerek yoktur. Ġkincisi, kadının alacağı mehr ve iddet nafakasından vazgeçmek suretiyle kocasını boĢanmaya razı etmesi sonucu gerçekleĢen boĢanma türüdür. Üçüncü tür boĢanma ise mehr ve iddet nafakasından vazgeçmek istemeyen kadının belirli nedenlerin varlığı halinde kadıya baĢvurarak boĢanmak istemesi durumunda gerçekleĢmektedir. Hanefi-Osmanlı hukukunda sınırlı olarak görülen bu boĢanmaya “tefrik” veya “kazaî boĢanma” denilmektedir. Bu boĢanmada diğer ikisinin aksine kocanın ayrılmaya razı olması Ģart olmayıp, kadının kararı boĢanmanın gerçekleĢmesi için yeterlidir.260

Defterde boĢanma ile ilgili iki hüküm yer almaktadır. Fatma Hatun‟un boĢandığı kocası Edibzade Mustafa Efendi‟den olma kızı Ülfet için açtığı nafaka davasına vekil tayin etmesi261 ve bir diğer belgede, Fatma Huriye Hanım‟ın boĢandığı Osman Nuri Efendi‟den olan küçük kızı Hatice Saadet‟e nafaka verilmesi için Osman Nuri Efendi gıyabında dava açması ve nafakayı kazanması262

ile ilgilidir.

XLIX no‟lu Antalya ġer‟iyye sicil defteri incelemesinde, gayrimüslimler ile ilgili nikâh ya da boĢanma ile ilgili bir belgeye rastlanmamıĢtır.

Benzer Belgeler