• Sonuç bulunamadı

3. Cami Eğitiminde Hedeflenen (Hitap Edilen) Kitleler

3.2. Yetişkinler

olduğu cuma ve bayram günlerinin, dini gün ve gecelerin tercih edilmesi bu etkiyi daha da artıracaktır. Çünkü camiyle tanışması bu günlere rastlayan çocuk ve genç, camideki huzurlu ve coşkulu atmosferle karşılaşacak, açıktan okunan tekbir sesleri, ilahiler ve hep birlikte coşkuyla kılınan namazlar sayesinde manevi bir haz duyacaktır. Camiye gelen çocuk ve gençler bazen camide cemaatin dikkatini çekercesine hareketlilik gösterip yaramazlık yapmaktadırlar. Cami disiplininin ihlal edilmesi şeklinde algılanan bu gibi davranışlar karşısında çocukların din görevlileri ve cemaat tarafından azarlanmaları, onları camiden ve cemaatten soğutabilir. Öyleyse yapılması gereken, cami disiplininin güzellikle sağlanması konusunda görevlilere yardımcı olmak, çocuklar içerisinde yaramazlık yapanları güler yüz ve tatlı dille saflara katmak, sevecen bir üslupla onların cami ile uyumunu sağlamaya çalışmaktır. Yani din görevlisi ve cemaat, henüz cami kültürü ve ortamına yeni adapte olmaya çalışan çocuk ve gençlere karşı sert ve kaba davranmak yerine, sevgi ve hoşgörüye dayalı bir yaklaşım sergilenmelidir.200

55 günümüzdeki tüm bireyler minimum bir eğitim seviyesine değil, daha yüksek seviyede bir eğitime ihtiyaç duymaktadırlar. Bu yüzden tüm dünya ülkeleri, bir taraftan temel eğitim yaşını ve seviyesini yükseltmeye çalışırken, bir taraftan da “yaşam boyu eğitim” şeklinde ifade edilen, yetişkin eğitimi konusunda ciddi yatırımlar yapmaktadırlar.202 Japon Eğitim, Bilim ve Kültür Bakanlığı’nın Japon eğitim sistemini anlattığı kitapçıkta yaşam boyu eğitimi şöyle açıklamaktadır: “Yirmi birinci yüzyılda son derece etkin bir toplum kurma doğrultusunda, insanların yaşamın her evresinde öğrenebileceği, öğrenim olanaklarını özgürce seçebileceği ve bunlara katılabileceği, öğrenmelerinin sonuçlarını uygun biçimde değerlendirebileceği bir yaşam boyu toplumunun yaratılması yaşamsal bir yükümlülüktür”.

Yetişkinin yeni bilgi, beceri, tutum, değer edinmesine ilişkin bütün deneyimler söz konusudur; yetişkinin kendini geliştirmek için yalnız başına ya da başkalarıyla birlikte yaşadığı; kurumların da üyelerini, çalışanlarını geliştirmek için kullandığı; çoğu zaman üretim süreçleriyle, siyasal süreçleriyle ya da hizmet süreçleriyle birlikte kullanılan süreçtir.203

Sosyolojinin verilerine göre, dinler “düzenleyici fonksiyonları” itibariyle sağlıklı yaşam tarzını geliştirir. Durkheim’in toplumlardaki intihar olayları çalışması, dini grupların yaşamın birçok alanına dair kurallar koyduğu ve bu kuralların bireyler için koruyucu birer fonksiyona sahip olduğu tezine dayanmaktadır. Dinin sağlığa ilişkin tutumu ise daha açıktır: Din tarafından yasaklanan bazı davranışlar, örneğin alkol ve uyuşturucu kullanmak, sigara içmek vb. zaten toplumdaki bireylerin hoş karşılamadığı ve karşı çıktığı davranışlardır. Dini grupların aynı zamanda “bütünleştirici fonksiyonu” da vardır. Dini gruplar, üyelerine ait olma duygusu kazandırarak somut bir destek kaynağı oluştururlar ki, Durkheim de bu tür gruplarda intihar olaylarının daha az olduğunu bulmuştur. Dini inanç sistemleri aynı zamanda müntesiplerine sosyal ve kozmik olaylar konusunda deruni anlamlar bahşederler. Ciddi krizler anında örneğin, bir hastalık anında, hatta normal bir gelişimin sonu olan yetişkinlik döneminde yaşamın anlamı ve gayesi ile ilgili olarak önemli açıklamalar sunar.204

Din sosyal açıdan olduğu kadar psikolojik açıdan da önemli bir destek kaynağıdır.

Zira kişi, işlediği günah ve hatalarını yüce bir varlığa itiraf etme ve af dileme fırsatı bulur.

202 Mustafa Köylü, “Yetişkinlik Dönemi Din Eğitimi”, Gelişim Basamaklarına Göre Din Eğitimi, ed.

Mustafa Köylü, Nobel Yay., 2. b., Ankara, 2011, s. 107.

203 Bekir Onur, Gelişim Psikolojisi, 10. b., İmge Kitabevi, Ankara, 2014, s. 271.

204 Köylü, Gelişim Basamaklarına Göre Din Eğitimi, a.g.e., s. 114.

Böylelikle iç huzuru bulup rahatsız eden birtakım duygu ve düşüncelerini yüce yaratıcıya aktararak onların vermiş olduğu rahatsızlıktan kurtulur. Ayrıca yaşamın pek çok alanında karşılaştığı güçlükler ve stresli olaylar karşısında kendisinden güçlü bir varlığa yalvararak ondan yardım dilemesi, bireysel değerinin yeniden oluşmasına katkı sağlar. Kutsal metinlerde geçen kıssalar, günlük hayattaki olaylarla örtüştüğünde dinleyiciye yeni bir ümit kaynağı olur. Yani, başa gelen bazı olumsuzlukların sadece bizim değil, bizden önceki insanların da başına geldiğini görerek, insan kendi başına gelen bu tür olayları diğer insanların başına gelen olaylarla özdeşleştirme fırsatı bulur.205 Müslüman olmanın en önemli özelliklerinden biri olan Kur’an üzerine tedebbür, yani derinlemesine gerektiği gibi düşünmesidir. Kur’an’ın yörüngesine girerek, onun ışığını alarak, ayın güneşi takip etmesi gibi Kur’an’ı takip ederek okumanın getirdiği, derinlemesine ve arka boyutunu görerek düşünme ahlakını sağlar. Böylece insan olaylar karşısında daha güçlü ve sağlam olacaktır.206

İbadetlere devamla depresyon arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Araştırma sonuçlarına göre, ibadet yerlerine devam eden kişiler daha az depresyona girerken, düzensiz giden kişilerde depresyona girme oranı iki kat daha fazla görülmüştür.

Araştırmacılar bunun nedenini, dini yerlere devam etmenin ibadet etme, dua etme ya da meditasyon sayesinde cemaat üyeleri arasında birlik oluşturması olarak açıklamaktadırlar.

Bu birlik de sonuçta cemaat üyelerine bir güç olarak geri dönmektedir. Aynı zamanda bu cemaat üyeleri, birbirlerine sadece manevi açıdan değil, aynı zamanda maddi açıdan da destek sağlamaktadırlar. Bunun neticesinde cemaat üyelerinde yalnızlık hissi, güçsüzlük, umutsuzluk, gayesizlik gibi olumsuz duygu ve düşünceler azalmakta ve psikolojik sorunların ortadan kalkmasına yardımcı olmaktadır. Özellikle depresyonun nedenlerinden biri olan yalnızlık, toplumdan ve insanlardan uzaklaşma, bağımlılık hissinin azalması veya kaybolması olarak düşünülürse, tüm bunların toplu ibadetler yoluyla ortadan kalkacağı ya da azalacağı söylenebilir. Meseleye İslam dini açısından baktığımızda, gerçekten pek çok ibadetin hem psikolojik hem de sosyal açıdan pek çok faydalarının olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Her şeyden önce yapılan ibadetler belli bir zaman alacağından, insanların boş zamanlarını değerlendirmesinde önemli bir yere sahiptir. Örneğin günde beş vakit kılınan namaz, (özellikle camide kılındığında) önemli bir zaman değerlendirme kaynağıdır.

205 Köylü, Gelişim Basamaklarına Göre Din Eğitimi, a.g.e., s. 114.

206 Bkz: Bayraktar Bayraklı, Kur’an’a Göre Müslüman Şahsiyeti, 1. b., Bayraklı Yay., İstanbul, 2012, s.

110.

57 Ramazanda tutulan oruç, okunan mukabele, Kur’an okuma, zikir vb. hepsi birer zaman geçirme ve değerlendirme kaynaklarıdır. Aynı zamanda cemaatle yapılan ibadetler, sosyal ilişkiler açısından da önemli bir kaynaktır. Din bireylerde, cemaatle yapılan ibadetler sayesinde, kişiler arası iletişim ve etkileşimle, yalnızlıktan kurtulma şeklinde sosyal seviyede önemli etkiler meydana getirir. Buna ilave olarak ibadetler, kişilerin sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya yardım edecek olan arkadaşlar arasında sosyal etkileşim için de önemli fırsatlar sağlamaktadır.207