• Sonuç bulunamadı

2. Cami Eğitimini İfa Eden Kişiler

2.1. Müftü

31 sevgi, saygı, anlayış havası içerisinde çalışmalarına imkân sağlayacaktır.112 Bunun sonucunda cami; doğru düşünen, empati kuran, seven, merhamet eden, paylaşan, temiz ve adaletli ve bunlar gibi ahlaki birçok değeri özümseyerek yaşamaya113 çalışan bireylerin var olmasına vesile olur.

Toplum hayatındaki erkek kadın münasebetlerinin çok mühim ve etkili olduğu bir gerçektir. Cami İslam’ın “sizin en hayırlınız ailenize, çoluk çocuklarınıza en hayırlı olanınızdır”114 gibi ve benzeri değerleriyle, erkekleri ailelerine, çoluk çocuklarına doğru yöneltip onların gayet cömert, merhametli, şefkatli, iyi birer aile reisi olmalarını sağlarken, hanımlara da meşru hallerde kocalarına itaat telkin etmek suretiyle yuvanın iki rüknü durumunda olan kadın ile erkek arasındaki münasebetleri tanzim ederek kuvvetlendirir. Bu da çocukların, her türlü münakaşa ve kavgadan uzak, huzurlu bir aile içinde, sağlam bir ruh yapısıyla yetişip gelişmelerini sağlayacaktır. Böylece aile, bütünüyle sağlam temeller üzerine kurulmuş olur. Milletin en küçük parçası durumunda olan ailenin sağlamlığı ve güçlülüğü ailelerin toplamı ve bütünü demek olan milletin de sağlamlığını ve güçlülüğünü doğuracaktır. Yine cami, kadın-erkek arasındaki gayr-ı meşru münasebetleri önlemek suretiyle toplumda felaket ve cinayetlerin ortadan kalkmasını temin edecektir. Zira yapılan istatistikler cinayetlerin çoğunun gayr-ı meşru kadın-erkek münasebetlerinden doğduğunu ortaya çıkarmaktadır. Cami, kendisine devam edenler arasında bir tanışıklığın doğmasına sebep olacaktır. Maddi tarafının ilerde ele alınacağı bu tanışıklık, tanışan kimseler arasında bir anlaşma zemininin doğmasına, bu da, arada sevgi ve muhabbetin gerçekleşmesine yol açacaktır. Zira dilimizde çok yaygın olan “hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşırlar” atasözü de bu gerçeğin bir ifadesidir.115

2. Cami Eğitimini İfa Eden Kişiler

olarak fetva, sorulan fıkhi bir soruya uzman bir kişi tarafından verilen cevaptır.116

İslam geleneğinde ilk müftü, yani dini konularda fetva veren ilk kişi Hz.

Peygamber’dir. Müslümanlar karşılaştıkları meseleleri ona götürerek fetva alırlardı. Hz.

Peygamber’in vefatından sonra fetvalar, Kur’an ve sünneti iyi bilen sahabiler tarafından verilirdi. Ancak sahabe, tabiun ve tebauttabiun dönemlerinde fetva vermekle yükümlü resmi bir müftülük kurumu yoktu. Kadılık, valilik gibi resmi bir görevi bulunsun ya da bulunmasın, bilimsel yeterliliği olan herkes fetva vermeye yetkiliydi. Fetva veren din bilginlerine de müftü deniliyordu.117

Müftülüğün resmi bir makam haline gelmesi, Karakoyunlular ve Akkoyunlular döneminde gerçekleşmiştir. O dönemlerde vilayetlerde dini işlerden sorumlu müftüler vardı. Memlüklerde ise, dört mezhebe mensup dört müftü bulunuyordu. Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi de, kayınpederi Şeyh Edebali’yi müftü olarak atamıştır. Osmanlı devletinde XV. Yüzyılın başlarında din işlerinin yürütülmesinden sorumlu şeyhülislamlık makamı kuruldu. Fetva yetkisi şeyhülislama ait olmakla birlikte, bu makama bağlı olarak vilayet, sancak ve kazalarda halkın dini sorularına cevap veren müftüler vardı. Bu müftüler, verdikleri fetvalarda hangi bölge müftüsü olduklarını kaydedip mühürlerini basarlar ve fetvalarını hangi kaynak esere dayandırdıklarını belirtirlerdi.118

Günümüzde müftüler, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak illerde ve ilçelerde din hizmetlerini yürütmekten sorumlu resmi görevlilerdir. Müftü, hem halktan gelen dini sorulara fetvalar verir, hem de halka yönelik din hizmetlerinin yürütülmesinde müftülük makamına idarecilik eder. Dolayısıyla müftülüğe bağlı olarak yürütülen cami eğitiminin idari anlamda ilk sorumlusu müftüdür. Müftüde bulunması gereken cami eğitimiyle ilgili nitelikleri şu şekilde sıralamak mümkündür:

 Cami eğitiminin her aşamasında yönetimden sorumlu olmak.

 Hutbe ve vaaz konusunun ve içeriğinin belirlenip oluşturulmasında ilgili personele rehberlik etmek.

 Görevlilerce yazılan hutbelerin kontrol edilmesini sağlamak.

 İrşat hizmetlerinin planlanıp etkin şekilde yürütülmesine öncülük etmek.

116 Bkz: Bayraktar Bayraklı, “Kur’an-ı Kerim’de Din Adamı Kavramı”, s. 155; İbrahim Kafi

Dönmez, İslam’da İnanç, İbadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi, M.Ü.İFAV Yay., İstanbul, 1997, III, s. 369; Yılmaz, a.g.e., ss. 55-56.

117 Dönmez, a.g.e., s. 369; Yılmaz, a.g.e., s. 56.

118 Dönmez, a.g.e, ss. 369-370; Yılmaz, a.g.e., s. 56.

121 Yılmaz, a.g.e., ss. 57-58.

33

 Konferans, sempozyum, panel vb. bilimsel etkinlikleri organize etmek.

 Din görevlilerinin sorumluluklarını etkin bir şekilde yerine getirip getirmediklerini denetlemek.119

 Cami eğitimiyle ilgili personele yakınlık gösterip, onları cami eğitimine motive etmek.

İl ve ilçe müftüsü, kendisine bağlı bulunan cami görevlilerinin amiri ve aynı zamanda da cami eğitiminin sorumlusudur. Dolayısıyla idareci konumunda bulunan müftülerin cami görevlileriyle ilişkileri, cami eğitimini etkileyen önemli bir faktördür.

Cami görevlilerinin bağlı bulundukları idarecileri tarafından itibar görmeleri ve yaptıkları başarılı hizmetlerden dolayı takdir edilmeleri, onların morallerini yükseltmekte, mesleki motivasyonlarını ve gayretlerini artırmaktadır. Yapılan bir araştırmada cami görevlilerinin meslekleriyle ilgili üstün gayret ve başarılarından dolayı takdir ve teşekkürle taltif edilip edilmedikleri üzerinde durulmuş ve görevlilerin idarecileri tarafından takdir ve tebrik edilmeyi bekledikleri anlaşılmıştır.120

Amir konumunda bulunan müftü, cami hizmetlerini yürütmek üzere yapacağı görevlendirmelerde liyakat ilkesini esas almalı, yeterli mesleki bilgisi olmayan, kişilik ve ahlak zafiyeti bulunan, kısacası mesleğini temsil yeteneğine ve özelliğine sahip bulunmayan kişileri camilere görevli olarak atamamalıdır. Daha önceden kadroya alınmış bu gibi görevlilerin hizmet-içi eğitim kursları ve seminerlerle eğitimlerini sağlamalı, mesleki bakımdan çok yetersiz, düşünce ve davranışlarıyla dinin yanlış tanınmasına sebebiyet veren görevlileri ise, idari yetkisini kullanarak cami eğitimi ile ilgili hizmetlerden uzak tutmalıdır.121

Her caminin kendine has bir niteliği ve cemaat yapısı vardır. Müftü tarafından yapılan görevlendirmelerde bu husus gözetilmeli, görevlilerin yaş, bilgi düzeyi ve mesleki tecrübesi göz önünde bulundurularak kendilerine uygun bir cami seçilmelidir. Örneğin bilgi ve tecrübesiyle önemli bir konumda bulunan görevlinin vakit namazlarda sadece üç- beş cemaati bulunan bir camiye; yaşı genç, henüz mesleğe yeni başlamış ve yeterli mesleki tecrübesi bulunmayan bir görevlinin ise, şehir merkezindeki kalabalık cemaati olan bir

119 Yılmaz, a.g.e., ss. 56-57; bkz: Diyanet İşleri Başkanlığı Din Eğitimi Dairesi Başkanlığı, Din Hizmetleri Personelinin Hizmete Hazırlık Eğitimi Programı, Ankara, 2005, s. 62.

120 Yılmaz, a.g.e., s. 57; Hayati Tetik, Yaygın Din Eğitiminde Cami Görevlilerinin Yeri ve Fonksiyonları, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), M. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997, ss. 183-192.

camiye atanması uygun değildir. Çünkü yeni mezun, bilgi ve tecrübe bakımdan yetersiz bir görevlinin hem cami cemaati ile hem de cami dışı sosyal çevre ile yeterli ve sağlıklı bir iletişim kurabilmesi kolay değildir. Müftü, idari görevinin ve fetva işlerinin yanında, zaman zaman cami cemaatine vaaz da verdiği için, vaizde bulunması gereken temel niteliklere onun da sahip olması gerekir.122