• Sonuç bulunamadı

D. Terörizmle Mücadelede ABD’nin Yeni Stratejileri

1. Yeni Muhafazakârlık ve Yeni Muhafazakârlar

Fikir öncülüğünü felsefe profesörü Leo Strauss’un yaptığı Yeni Muhafazakârlık’ın önü, Amerikan siyasetinde Ronald Reagan’ın başkanlığı döneminde açılmıştır. Sovyetler Birliği’nin çözüldüğü ve uluslararası siyasetin geçici belirsizlik dönemine girdiği Baba Bush döneminde geri plana itilmiş olan Yeni Muhafazakârlar, Clinton ve özellikle George Bush döneminde Amerikan askerî ve dış politikalarının belirlenmesinde söz sahibi olmayı sürdürmüşlerdir.47

Yeni Muhafazakârlar, çoğu Yahudi olan ancak temelde bir din olan Yahudilik’ten de öte aşırı Siyonist olarak değerlendirilebilecek bir gruptur. Yeni Muhafazakârlar’ın temel felsefesi, ülke güvenliğini hedef alabilecek bir saldırganlığın ancak militan

45 YAMAN, Didem: “ 11 Eylül Sonrasında …”, s. 117-142.

46 KÖNİ, Hasan: Amerika’nın Uluslararası Politikası, Ekim Yayınları, İstanbul-2007, s. 137

47 ERBİL, Gamze: “Bush Doktrini: Emperyalist Pragmatizm, Günü Gelmiş Neocon Fikirler”, ŞİMŞEK, Ali ve ERBİL, Gamze (Derl.): Neocon Yeni Muhafazakarlık: Temel Belgeler ve Eleştiriler, Yeni Hayat Yayınları, İstanbul-2004, s. 7-32.

milliyetçi bir devlet yapısıyla engellenebileceğine dayanmaktadır. Böylesi bir milliyetçiliğin geliştirilmesi için bir “dış tehdit” gerektiğine inanan Yeni Muhafazakârlar’a göre, dış tehdit eğer mevcut değilse yaratılmalıdır.48 Ayrıca

“Armageddon” olarak bilinen dinsel bir inançla beslenen49 Yeni Muhafazakârlık, bu inanç gereği İsrail’in güvenliğine büyük önem atfetmektedir.

2001 yılında iktidara gelen George Bush döneminde yıldızı parlayan ve Bush dönemi Amerikan güvenlik ve dış politikalarının şekillenmesinde büyük ölçüde etkili olan Yeni Muhafazakârlar, bu dönem öncesinde de Amerikan hükümetlerinde önemli roller oynamışlardır. ABD’nin Soğuk Savaş dönemi sonrasındaki misyonuna ilişkin 1992 yılındaki politika bildirgesinin taslağı, o sıralarda Savunma Bakanlığı’nda politika geliştirmekle ilgili müsteşar olan Paul Wolfowitz’in gözetimi altında gerçekleşmiştir.50 Tek taraflı veya önleyici müdahale politikaları51 olarak nitelendirilebilecek olan ve “Savunma Planlaması Rehberi” başlıklı bu gizli taslaktan öne çıkan üç kilit nokta bulunmaktadır.

Bu kilit noktalardan ilki, ABD’nin Soğuk Savaş sonrası politik ve askeri stratejisinin hedefine ilişkindir. Buna göre, “ABD’nin Soğuk Savaş sonrası politik ve

askeri stratejisinin bir numaralı hedefi, rakip bir süper gücün ortaya çıkmasını önlemek olmalıdır.”52 Taslakta altı çizilen ikinci önemli hedef, “ABD çıkarını

korumak ve Amerikan değerlerini savunmak”53 olarak belirtilmiştir. Söz konusu taslak planın belki de en önemli ilkesi, Yeni Muhafazakârlar’ın felsefesinin de temelini oluşturan, tek taraflı politikaları işaret etmektedir: “Amerika Birleşik

Devletleri, gerekirse, tek taraflı olarak hareket etmeye hazır olmalıdır.”54 Bu ilke, Başkan Bush’un 2002 yılında yayınladığı “Ulusal Güvenlik Stratejisi”nde de en çok dikkat çeken unsur olmuştur.

48 ERBİL, Gamze: “Bush Doktrini …”, s. 9.

49 WOODWARD, B. (Çev. Melih PEKDEMİR ve Şefika KAMCEZ): Saldırı Planı, Arkadaş Yayınları, Ankara-2004, s. 90.

50 Exerpts From 1992 Draft “Defence Planning Guidance”,

http://www.pbs.org/wgbh/pages/frontline/shows/iraq/etc/wolf.html, 26.12.2007. 51 KÖNİ, Hasan: Amerika’nın …, s. 139.

52 Exerpts From 1992 …”.

53 ŞİMŞEK, Ali ve ERBİL, Gamze (Derl.): “Bush Doktrini …”, s. 34. 54 Exerpts From 1992 …”.

ABD’nin güvenlik politikalarına ilişkin BM yoluyla kolektif eyleme girişilmesinden hiç söz edilmeyen taslakta, krizin giderilmesine yönelik olarak özel amaçlı birlikler kurulması ve gerektiğinde ABD’nin bu krizlerde bağımsız davranabilmesi gerektiği öngörülmektedir.

Yeni Muhafazakârlar ayrıca, 3 Haziran 1997’de “Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi” İlkeler Bildirgesi’ni imzalamışlardır.55 Reagan Yönetimi’nin başarısının temel unsurlarının unutulmuş olduğuna dikkat çekilen projenin ilkeler bildirgesinde, Reagan Yönetimi’nin dayandığı unsurlar sıralanmıştır. Bu unsurların; mevcut ve gelecekteki olası tehditleri karşılamaya hazır ve güçlü bir ordu56, Amerikan ilkelerini ülke dışında cesur ve bilinçli biçimde yayan bir dış politika ve Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel sorumluluklarını kabul eden bir ulusal liderlik57 olduğu hatırlatılmıştır.

Clinton Yönetimi’ni etkilemek ve yönlendirmek için yayınlanan bu bildiri, Yeni Muhafazakarlar’ın, daha tutarlı ve ABD’nin küresel sorumluluklarının bilincinde hareket ederek askeri güç çevresinde şekillendiğine inandıkları Reagan dönemi politikalarına bir dönüş isteği olarak yorumlanabilir. ABD’nin küresel hegemon rolünü sürdürebilmesi için savunma bütçesinin arttırılmasını şiddetle destekleyen Yeni Muhafazakârlar, Amerikan hegemonyasının, barışın ve uluslararası düzenin bozulmasına karşı tek güvenilir yol olduğuna inanmaktadırlar.58 Bunun için ise, ABD’nin askeri üstünlüğe ve ahlaki özgüvene dayalı yeni Reagan’cı bir politikaya ihtiyacı vardır. Zira Yeni Muhafazakârlar’a göre Sovyetler Birliği’nin çökertildiği Reagan döneminin başarısı, tek taraflı politikaların bir sonucudur.

Yeni Muhafazakârlar’ın en önemli ve dikkat çekici girişimleri ise, Başkan Clinton’a bir mektup sunmuş olmalarıdır. Bu mektupta, genelde Ortadoğu, özelde ise Irak’a ilişkin mevcut çok taraflı, koalisyona dayalı Amerikan politikalarının başarı

55 “Project For The New American Century- PNAC”,

http://www.newamericancentury.org/statementofprinciples.htm, 26.12.2007. 56 DOBSON, Christopher and PAYNE, Ronald: Counterattack …, s. 70-71. 57 “Project For …”.

getirmeyeceği vurgulanmıştır. Özetle, ABD’nin Irak politikasının Saddam Hüseyin’i iktidardan düşürerek “rejim değişikliği” üzerine kurulmasına işaret eden mektup, yönetimin bu konuda kararlı olması tavsiyesinde bulunmaktadır.59

Tek taraflı politikaların en güçlü savunucusu olan Yeni Muhafazakârlar’ın önemli özelliklerinden biri ise, BM’ye karşı olan tutumlarıdır. Yeni Muhafazakârlar, ABD’nin Ortadoğu bölgesindeki yaşamsal çıkarlarını korumak üzere, mevcut BM kararları altında askeri girişimler de dâhil olmak üzere gerekli tüm adımları atma yetkisine sahip olduğunu düşünmektedirler. Bu nedenle BM Güvenlik Konseyi’nin Amerikan politikaları üzerinde oybirliğine varmasını beklemenin bu çıkarları ve Amerika’nın geleceğini riske atmak olduğuna inanmaktadırlar.60 Tüm ilkelerin ışığında Başkan Bush’un 11 Eylül sonrası politikaları düşünüldüğünde, Yeni Muhafazakârlar’ın bu süreçte ne kadar etkili olduğu açıkça görülmektedir.

Başkan Bush’un özellikle 11 Eylül Saldırıları’nın başlattığı yeni süreçte sadece Amerikan iç politikasını etkilemekle kalmayıp, tüm dünyanın kaderini şekillendiren61 dine dayalı siyaset anlayışı, bir doktrin olarak nitelendirilmeye başlanmıştır. “Bush

Doktrini” olarak adlandırılan ve büyük ölçüde Yeni Muhafazakâr grubun etkisinde gelişen bu eğilimin ne olduğunun bilinmesi, özellikle 11 Eylül Saldırıları sonrası uluslararası terörizmle mücadeleye ilişkin Amerikan politikalarının anlaşılması açısından elzem olmaktadır.

59 “Letter To President Clinton on Iraq”, http://www.newamericancentury.org/iraqclintonletter.htm, 26.07.2008.

60 “Letter To President Clinton …”.

61 LAÇİNER, Sedat: “Fundamentalistler Savaşı: ABD’de Din ve Terör”,Türk Harb-İş, Sayı: 210, 2004, s. 26.