• Sonuç bulunamadı

B. Terörizm Kavramı

2. Terörizmin İşlevsel Tanımları

Terörizmin genel kabul görmüş kapsamlı bir tanımının bulunmaması, işe yarar bir tanıma ulaşılamayacağı anlamına gelmemektedir.41 Terörizmin tanımlanmasına ilişkin bu durum, uluslararası alanda terörizmin tanımlanması, önlenmesi ve cezalandırılmasına ilişkin hukuksal girişimleri engellememiştir.

Uluslararası hukuk alanında terörizmi tanımlamaya yönelik ilk girişim MC tarafından gerçekleştirilmiştir. 1937 tarihli “Terörizmin Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme” madde 1/1 de terörizm; “bireylerin ya da bireyler grubunun ya da umumi halkın zihninde bir terör hali

39 TAŞDEMİR, Fatma: Uluslararası Terörizme …, s. 30.

40 BAŞEREN, Sertaç H.: “Terörizm ve Uluslararası İlişkiler”, Stratejik Araştırmalar Dergisi, Sayı: 1, 2003, s. 53.

yaratmak için tasarlanmış ya da planlanmış, bir devlete karşı yöneltilen kriminal eylemler”42 olarak tanımlanmış; madde 2 de bu eylemlerin ne olduğu sayılmıştır.

Buna göre, “devlet başkanlarına, devlet başkanlarının yetkilerini kullanan şahıslara ve onların haleflerine ve seleflerine, yine bu kişilerin eşlerine, kamu görevleri ile görevli veya eylemin kendilerine yöneltildiğinde bir kamu görevine sahip kişilere, öldürme veya ciddi bedensel yaralama veya özgürlüğünü elinden alma maksadı ile yöneltilen her türlü eylem” terörizmdir.43 Sözleşmeye göre terörizm ayrıca, “bu tür maksatları gerçekleştirmek için isteyerek kamu malına zarar verme, hayatı tehlikeye düşürme ve üretim unsurlarına zarar verme eylemleri”ni de kapsamaktadır.

Yürürlüğe konulamamış olan bu sözleşmenin ardından uluslararası alanda terörizmi tanımlamaya yönelik çalışmalar devam etmiştir. Terörizmin tanımlanmasına ilişkin başka bir sözleşme ise, “Terörizmin Önlenmesi İçin Avrupa Konvansiyonu”dur.44 On altı maddeden oluşan 27 Ocak 1977 tarihli bu sözleşme ise, net bir terörizm tanımı yapmaktan ziyade, taraf devletler arasında iade amacı açısından hangi eylemlerin "siyasi eylemler" ya da "siyasi eylemlerle ilgili eylemler" ya da “siyasi güdülerden etkilenilerek gerçekleştirilen eylemler” olarak tanımlanamayacağını sıralamaktadır.

Sözleşme, bu sıralamayı yaparken daha önce imzalanmış sözleşmelere de atıf yapmıştır. Sözleşmenin birinci maddesine göre, 16 Aralık 1970 tarihinde imzalanan “Uçakların Yasadışı Ele Geçirilmesinin Önlenmesine İlişkin Konvansiyon”da adı geçen eylemler ile 23 Eylül 1971 tarihinde imzalanan “Sivil Havacılığa Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Konvansiyon”da sıralanan eylemler, siyasal nitelikli olarak tanımlanmayacak eylemler kabul edilmektedir.

42 Sözleşmenin orijinal metni için bakınız: “Convention for the Prevention and Punishment of Terrorism (1937)”, League of Nations Doc. C546 M.383 1937.

43 ACER, Yücel: “Terörizm Kavramı…”, s. 128.

44 Sözleşmenin orijinal metni için bakınız: “The European Convention on the Suppression of Terrorism”, http://conventions.coe.int/Treaty/en/Treaties/Html/090.htm, 13.04.2008.

Ayrıca bunlara ek olarak, diplomatik temsilciler dâhil olmak üzere uluslararası korunan kişilerin hayatına, fiziksel bütünlüğüne veya özgürlüğüne karşı saldırı içeren eylemler; “adam kaçırma, rehin alma veya ciddi düzeyde yasadışı alıkoyma; insanları tehdit edecek biçimde bomba, el bombası, roket, otomatik silah veya mektup ya da paket bombalar kullanılması”nı içeren eylemler de siyasal nitelikli olarak tanımlanmayacak eylemler arasındadır.45 Bu eylemleri gerçekleştirme girişiminde bulunanlar ile gerçekleştiren ya da gerçekleştirmeye teşebbüs eden eylemcinin yanında yer alan kişilerin de sözleşmeye taraf devlet arasında iade kapsamına alınacağı belirtilmiştir.

Uluslararası hukuk alanında terörizmin önlenmesine yönelik ilk girişim olan bu sözleşmeler, bu açıdan büyük önem taşımakla beraber bazı eksiklikleri de bünyesinde barındırmaktadırlar. Bu sözleşmelerin ortak eksiklikleri, terörizm tanımının ve hedeflerinin dar kapsamlı tutulmuş olması; söz konusu eylemlerin asıl amacının net olarak ortaya konmamış olmasıdır. Terör eylemlerinden sadece bireysel kriminal sorumluluk doğması; fakat devlet sorumluluğunun öngörülmemiş olması ise, daha çok 1937 tarihli sözleşmeye ilişkin bir eksiklik olarak değerlendirilmektedir. 46

Kısacası, uluslararası hukuk alanında terörizme ilişkin oluşturulmuş ilk sözleşmeler, henüz başında eksikliklerle ortaya çıkmıştır. Bunun da sebebi, şüphesiz terörizmin özünden kaynaklanmakta ve devletlerin genel kabul görmüş bir tanım üzerinde uzlaşması noktasında ortaya çıkan zorluklardan ileri gelmektedir.

Terörizmin tanımlanması ve önlenmesine ilişkin uluslararası hukuk alanındaki girişimler, geçmişteki başarısız denemelere rağmen Soğuk Savaş döneminden sonra da sürmüştür. Bunda Soğuk Savaş sonrası değişen güvenlik ortamının ve ulusal sınırları aşan terörist saldırıların büyük rolü vardır. Bu sözleşmelerden en kapsamlı olanı MC’nin yerini alan BM’nin Genel Kurulu bünyesinde gerçekleştirilmiştir. BM

45 ACER, Yücel: “Terörizm Kavramı…”, s. 128. 46 TAŞDEMİR, Fatma: Uluslararası Terörizme …, s. 23.

Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1994 tarihinde yayınladığı 49/60 sayılı kararına ilişkin kabul ettiği “Uluslararası Terörizmin Yok Edilmesine İlişkin Önlemler Deklarasyonu”na göre;

“Politik sebeplerle yapılan ve toplumda, bir insan topluluğunda veya belirli insanlarda bir korku ortamı yaratacak cezai eylemler, siyasi, felsefi, ideolojik, etnik, ırksal, dini veya herhangi bir gerekçe ile haklı gösterilemez.”47

Uluslararası terörizmin önlenmesine ilişkin olarak sistematik bir yaklaşımla hareket eden BM’nin Genel Kurulu bünyesinde kabul edilen bu sözleşmede, terörizmin amacına vurgu yapılmıştır. Bu bağlamda, her ne gerekçe ile olursa olsun, bir toplumda korku yaratacak her türlü siyasal amaçlı eylemin terörist eylem olarak kabul edileceği ve bu eylemlerin hiçbir gerekçeyle haklı gösterilemeyeceği dile getirilmiştir.

BM Güvenlik Konseyi’nin, üye devletleri bağlayıcı önlemler içeren 8 Ekim 2004 tarihli ve 1566 (2004) sayılı kararına48 göre ise terörizm, “yürürlükteki anlaşmalara göre de suç sayılan ve belli kişilerde, kişiler topluluğunda veya genel olarak halkta korku yaratmak suretiyle bir halkı tehdit altında tutmak, bir hükümeti veya uluslararası bir örgütü bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamak maksadıyla, -sivillere yönelik olanlar dâhil- öldürmek veya ağır şekilde yaralamak kastıyla işlenen fiiller, rehin alma eylemleridir.”49

Özetle, terörizm tanımlanamayan bir fenomen olmaktan ziyade, üzerinde küresel anlamda tüm devletlerin uzlaşma sağlaması zor olan bir kavramdır. Nitekim uluslararası alanda terörizmin tanımlanması, önlenmesi ve cezalandırılmasına ilişkin çok sayıda girişim ve sözleşme yapılmış; bu sözleşmelerde de farklı yönlerine vurgu yapılmış terörizm tanımları yer almıştır. Ancak bu sözleşmelerde yer alan tanımlara

47 A/RES/49/50 (1994). 48 S/RES/1566 (2004).

49 ÇAYCI, Sadi: “BM Güvenlik Konseyi’nin Terörle Mücadeleye İlişkin Kararları”, Stratejik Analiz, 2006, s. 68. http://www.asam.org.tr/temp/temp25.pdf, 13.03.2008.

ilişkin sözleşmeye tüm devletlerin taraf olması ya da taraf devletler arasında tam bir uzlaşı sağlanması mümkün olmamıştır. Bunda da devletlerin güvenlik ve dış politika açısından kendilerini belli kurallar ve sorumluluklarla sınırlamaktan kaçınmalarının rolü büyüktür.