• Sonuç bulunamadı

Yargılama Harçlarının Hesaplanması ve Ödenmesi

Damga Vergisi ve Harçlar Bilgisi

134

Diğer taraftan birden fazla idari işleme karşı davacı, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunması nedeniyle tek dava açtığında ise bu kişiden alınacak harç aleyhine dava açılan işlem sayısı kadar değil açılan dava sayısı kadar olacaktır. Mahkemenin aynı dilekçe ile tek dava açılamayacağına karar vermesi durumun-da ise durumun-davacının yine 30 gün içerisinde aynı sayıdurumun-da durumun-dava açması ve her biri için maktu başvuru harcını ödemesi gerekecektir.

İşlem sayısının artmasının maktu harç tutarına etkisi nedir?

Harçların maktu olarak belirlenmiş olması her işleme aynı tutarın uygulanacağı anla-mına gelmemektedir. Kanun koyucu bazı işlemlerden farklı sebeplerle daha fazla maktu harç alma yoluna gidebilmektedir. Maktu harç olarak belirlenmiş olan genel anlamdaki başvuru harç tutarlarının mahkemenin görevine veya kanun yolundaki görev sıralaması-na göre değiştiğini görebilmekteyiz.

İşlemden ziyade aynı işlem nispi harca tabi tutulurken değer olmadığı için nispi harç uygulanamayacaksa o zaman aynı işlem için maktu harç belirlenebilmektedir. Maktu harç tutarlarının belirlenmesi kanun koyucunun inisiyatifinde olmakla birlikte bu belirleme-lerde bazı izlenen politikaların da etkili olduğu görülmektedir. Örneğin, sulh mahkeme-lerine başvuruda alınan maktu harçlar, diğer mahkemelere göre daha düşük belirlenirken bu mahkemelerde çözümlenen işlerin ilk etapta düşük değerli işler olması dikkate alın-mıştır. HMK ile sulh mahkemeleri ile asliye mahkemelerinin görevleri arasında artık bir değer ölçüsü kıstası olmadığından, Harçlar Kanunu’nda sulh mahkemelerinin harçlarının düşük belirlenmiş olmasının da bir gerekçesi kalmamıştır.

Kanun yolları dikkate alındığında da istinaf için ilk derecedeki işlerden, temyiz için ise istinaftan daha fazla maktu harç belirlendiği görülmektedir. Özünde en zahmetli yar-gılama hizmetini ilk derece mahkemeleri yapmalarına rağmen çoğunlukla mevcut dosya üzerinden inceleme yapan temyiz aşamasında daha fazla harç alınmasındaki temel gerek-çe hizmetin maliyeti değildir. Kanun koyucu burada bir sonraki aşamaya gitme maliyetini artırarak kişilerin bu yolu keyfi kullanmalarının önüne geçmeye çalışmıştır. Gerçekten önceki aşamadaki kararı haksız bulan ile bir fayda sağlamayacağını bildiği hâlde bir şan-sını denemek veya kötü niyetli olarak süreci uzatmak, ihtilaflılık hâlini devam ettirmek gibi davranışları bulunanları ayırt etmek amacı ile hareket edildiği görülmektedir. Ancak bu durum, gerçekten bu yollara ihtiyacı olanlar açısından ise hizmete ulaşma maliyetini artırmış oluğundan hak arama özgürlüğünün kısıtlanmasına da sebep olabilecektir.

Kanun yoluna başvuru sonucunda alınan maktu harçlar ilk yargılama sırasındakinden ne-den daha fazla alınmaktadır?

Kötü niyetli ıslah, dava, istinaf, temyiz ile ilgili temel olarak HMK 329. maddesinde hem yargılama giderlerini artırıcı hem de disiplin cezası öngören tedbirler yer almakla birlikte, harçlar bakımından miktarların daha yüksek belirlenmesinin ceza amaçlı değil caydırıcı amaçlı yapıldığını söyleyebiliriz. Tarifelere göre maktu esasa göre işlemin nevi ve mahiyeti bakımından harç alınan hizmetler şunlardır:

• Sulh, icra hukuk, asliye, idare, vergi, bölge adliye veya bölge idare mahkemeleri, Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesine ve Anayasa Mahkemesine dava açmak için başvuruda bulunulması,

• Belli bir değer bulunmayan davalarda duruşmanın ertelenmesine sebep olunması,

• Para ile ölçülemeyen davalarda karar verilmesi, davanın reddedilmesi, karar dü-zeltme talebinin reddi,

1

Harçların maktu olarak belirlenmiş olması her işleme aynı tutarın uygulanacağı anlamına gelmemektedir.

2

• İcranın geri bırakılmasına karar verilmesi,

• Delil tespiti, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararlarının verilmesi,

• Yargıtay hukuk daireleri, Danıştaya temyiz başvurusu,

• Bölge idare mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerine istinaf başvurusu,

• İcraya başvurma,

• Değeri belli olmayan icra takiplerinde, icranın yerine getirilmesi,

• Haczedilen gayrimenkullerin idaresi, kira mukaveleleri düzenlenmesi ve hesap tu-tulması,

• İcra ve iflas işlemlerinin daire dışında memur eliyle yerine getirilmesi,

• Ticaret sicilinde tescil ve ilan yapılması, kayıt silinmesi,

• Örnek verilmesi,

• Sicil tasdiknamesi verilmesi,

• Suret verilmesi,

• Borcu alacağına denk miras işlerinde defter tutulması,

• İflas dairesi tarafından defter tutulması,

Yargı harçları bakımından kanun koyucu talebin bir değer içermesi hâlinde hizmet talep edene sağlanacak fayda hesaplanabileceğinden, bu faydanın belli bir yüzdesini harç olarak alma yolunu tercih etmiştir. Nispi harca tabi tutulmuş hizmetin kamuya maliyeti değer nedeniyle değişmemesine karşın, dava veya icra takipleri ile istenen alacağın veya alacak hakkının tutarının yükselmesi ile harç da yükselmektedir. Değer esasına göre alınan harçlarda bir oran ve bu oranın uygulanacağı bir değere (matraha) ihtiyaç duyulmaktadır.

Matrah talep edilen hizmete konu iş veya işlemin değeri iken bu orana uygulanacak oran o iş ile ilgili tarifede gösterilendir. Matrahın, tarifedeki oranı harç olarak ortaya çıkmaktadır.

Parasal talepler açısından değeri (matrahı) tespit etmek mümkün iken bir değeri ol-makla birlikte gerçek değerinin tam olarak bilinemediği durumlar da olabilir. Örneğin bir taşınmazın mülkiyeti tartışmalı iken satışı gündemde olmayan malın tam değerini bilme olanağı da olmayacaktır.

Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi ile bu tip konulara açıklık getirilmiştir. Müdahalenin önlenmesi, tescil ve tapu kayıt iptali gibi taşınmazın varlığına yönelik davalarda taşınma-zın değeri dikkate alınacaktır. Bu davalarda taşınmataşınma-zın mülkiyetinin tümüyle kazanılması veya kaybedilmesi söz konusu olduğundan kanun koyucu harca esas değer olarak tüm değeri dikkate almıştır. Bununla da sınırlı kalınmayıp taşınmazın varlığına yönelik dava-larda haksız kullanım (ecrimisil) ve tazminat gibi taleplerin de bulunması hâlinde harç, taşınmazın değerine talep olunan tazminat ve ecrimisil tutarı eklenmek suretiyle hesap-lanacaktır.

Değer gösterilmesi mümkün olan hâllerde dava dilekçelerinde değer gösterilme-si zorunlu tutulmuştur. Değer gösterme zorunluluğu davacıya aittir. Davacı eğer değer göstermekten kaçınırsa dava dilekçesi de işleme alınmayacaktır. Harçlar Kanunu’nun 30.

maddesi gereğince davacının değeri eksik tespit ettiği yargılama sırasında ortaya çıkarsa o duruşmada yargılamaya devam edilecek ancak sonraki duruşmaya kadar eksik bırakılan değere isabet eden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam edilemeye-cektir. HMK 150. maddesindeki süre içinde dosyanın işleme konulması, eksik olan harcın ödenmesine bağlıdır.

Değer gösterilmesi gereken işlemlerde hizmet talep eden değer göstermek istemezse ne olur?

Nispi harca tabi tutulmuş hizmetin kamuya maliyeti değer nedeniyle değişmemesine karşın, dava veya icra takipleri ile istenen alacağın veya alacak hakkının tutarının yükselmesi ile harç da yükselmektedir.

3

Damga Vergisi ve Harçlar Bilgisi

136

Diğer taraftan Harçlar Kanunu’nun 17, 18 ve 19. maddelerinde de özel değer esasları belirlenmiştir. Taşınmazın veya geminin kullanımının mülkiyet devrinden başka bir ne-denle başkasına devrinden sonra boşaltılması (tahliyesi) ile teslimine ilişkin gerek dava gerekse icra aracılığı ile bunların tesliminde ilgili harcın matrahı ise bir yıllık kira bedeli olarak belirlenmiştir. Bir menkulün teslimine dair olan icra takiplerinde harcın matrahı menkulün ilamda veya takip talebinde gösterilen değeri, bu yoksa takdir edilecek değeri üzerinden hesaplanacaktır. Takdirin kimin tarafından yapılacağına dair bir açıklık olma-makla birlikte eksik değer gösterilmesi hâli düzenlenmediğinden, buradaki matrah takdi-rinin icra dairesi tarafından re’sen yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.

Harçların oranları tarifelerde yer almaktadır. Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, yargılamanın ilk celsesinde gerçekleşirse karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınacaktır, diğer taraftan, her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra taki-binden vazgeçilmesi hâlinde vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı, haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilmişse tahsil harcı tam olarak alınacaktır. Burada tarife ile belirlenen oranın kendisi de belli oranda azaltılarak yeni bir oran hâline gelmek-tedir.

Harçlar Kanunu’nun 24. maddesinde taşınmaz veya gemilerin tahliye veya teslimine dair icralarda Tahsil Harcının (1) sayılı tarifede yazılı miktarların yarısı oranınca alınaca-ğı belirtilmiş olmasına karşın tarifede tahsil harcı genel anlamda değil, özel durumlarda dikkate alınarak belirlenmiştir. Tarifede gayrimenkuller ile gemilerin tahliye ve teslim-lerde uygulanacak harç oranları ayrı olarak belirlenmiştir. Bu harç, değeri belli olanların tahsilinde alınacak tahsil harcına ilişkin belirlenmiş oranın yarısı olmakla birlikte, Harçlar Kanunu’nun 24. maddesi bakımından bu düzenleme bir sınırlama getirmediğinden ta-rifede gayrimenkuller ile gemilerin tahliye ve teslimlerinin ayrı düzenlenmiş olması ne-deniyle uygulanmayacağını söyleyen bir yorum kuralı da yoktur. Kanun koyucunun 24.

maddedeki bu düzenlemeyi, tarife detaylandırılırken unuttuğu anlaşılmaktadır.