• Sonuç bulunamadı

Başvuru Harcında Vergiyi Doğuran Olaylar

Dava Açılması

Anayasamızın 17nci maddesinde herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Anayasamızın 36. maddesi gereğince de herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içinde-ki davaya bakmaktan kaçınamaz. Yargı hizmeti devletin Anayasa ile devlete yüklenilen en önemli hizmetlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan bu hizmet harca tabi tutulmuştur.

Dava açma deyimi kişinin maddi veya manevi varlığının veya hakkının zarar görmesi veya zarar görme tehlikesi karşısında maddi veya manevi varlığının veya hakkının ko-runması için mahkemeden yardım istemesi olarak tanımlanabilir. HMK 118nci madde gereğince dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. İYUK 3. maddesi gereğince de idarî davalar, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır. Bu durumda aşağıdaki ilk derece, istinaf veya yüksek mahkemelere, kararlara karşı kanun yolları (temyiz, istinaf, itiraz) haricinde yapı-lan başvurularda başvuru harcı doğacaktır. İlgili tarifeler parantez içerisinde verilmiştir.

1

Dava açma deyimi kişinin maddi veya manevi varlığının veya hakkının zarar görmesi veya zarar görme tehlikesi karşısında maddi veya manevi varlığının veya hakkının korunması için mahkemeden yardım istemesi olarak tanımlanabilir.

• Sulh Hukuk Mahkemesi (1)

• İcra Hukuk Mahkemesi (1)

• Asliye Hukuk Mahketmesi (1)

• İdare Mahkemesi (1)

• Vergi Mahkemesi (3)

• Bölge Adliye Mahkemesi (1)

• Bölge İdare Mahkemesi (1) (3)

• Yargıtay (1)

• Danıştay (1) (3)

• Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (1)

• Anayasa Mahkemesi (1)

HMK’nın 2. maddesinde asliye hukuk mahkemeleri ile 4. maddesinde ise sulh hukuk mahkemeleri tanımlanmıştır. Asliye Hukuk Mahkemeleri dava konusunun değer ve mik-tarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalar ile diğer dava ve işler bakımından görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olarak belirlenmiştir. sulh hukuk mahkemeleri 4. madde ile asliye hukuk mahkemesinden ayrı olarak belirlenmiştir. Diğer kanunlar ile kurulan mahkemeler ise genel olarak asliye hukuk mahkemelerinin görevine giren işler için kurulduğundan bunlar ile ilgili harç uygulamaları asliye hukuk mahkemeleri gibi değerlendirileceklerdir.

İcra hukuk mahkemeleri tarifede ayrı olarak belirlenmiş olduğundan, iş mahkemeleri, fikir ve sınai haklar hukuk mahkemeleri, kadastro mahkemeleri, tüketici mahkemeleri, aile mahkemelerinde açılan davalar için asliye hukuk mahkemesi için belirlenen harçlar uygulanacaktır.

Davaya Müdahale

Dava genel olarak davacı(lar) ile davalı(lar) arasında görülür. Ancak taraflar arasındaki bu ihtilaf zaman zaman üçüncü kişilerin haklarını doğrudan veya dolaylı bir şekilde et-kileyebilir. HMK’da üçüncü kişinin müdahalesi asli ve fer’i olarak ikiye ayrılmıştır. HMK 65. madde gereğince bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilecektir. Örneğin bir menkul malın mülkiyeti hakkında davacının davalı aleyhine tespit davası açtığı durumda, bu menkul mal üzerinde mülkiyet iddiasında bulunan üçüncü kişinin hem davalı hem de da-valı aleyhine aynı mahkemede dava açmasıdır. Zira eğer davada menkul malın mülkiyeti konusunda bir karar verildiğinde bu karar 3. kişilere karşı da ileri sürülebilecektir. Kişi, mahkeme kararının kendisine karşı ileri sürülmesini engellemek için asli olarak müdahale ederek mülkiyetin her iki tarafa da ait olmadığını veya kendisinin de hakkı olduğunu ileri sürebilecektir. Asli müdahale talebinde bulunan kişi müdahale davasının davacısı olarak taraf sıfatına kavuşurken diğer davanın davalı ve davacısı ise bu davanın davalıları haline gelmektedir.

Fer’i müdahalede ise üçüncü kişinin doğrudan bir taraf olma hakkı yoktur, ancak taraf-lardan birisinin davayı kazanmasında hukuki yararı varsa o taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, davada yer almaktır. Örneğin, Kamu İhale Kanunu kapsamında ihaleyi kaybeden isteklinin idareye (Kamu İhale Kurumuna) karşı açmış olduğu ve ihalenin iptali veya sonucunun değiştirilmesine dair davanın tarafları davacı istekli ile davalı idare olmakla birlikte; isteklinin davayı kazanması halinde ihalenin iptal edilmesi veya ihalenin bu istekliye verilecek olması, ihaleyi ilk kazanan açısından davanın idare lehine sonuçlanmasında hukuki yarar vardır. Feri müdahil, davanın davalısı veya davacısı değildir. Mahkemece müdahale talebinin kabulü halinde müdahil, davayı

Damga Vergisi ve Harçlar Bilgisi

74

ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın ya-rarına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir. Mahkeme, katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemleri müdahile de tebliğ eder. Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir. Mahkemece fer’i müdahil hakkında herhangi bir karar verilemez. Bu nedenle fer’i müdahil yargılama giderlerine de mahkum edilemez.

Müdahale genel anlamda daha önce açılmış bir davaya katılımdır. Yukarıda da ifade edildiği üzere asli müdahale aslında bir çeşit karşı davadır. Ancak fer’i müdahalede yeni bir dava yoktur ve müdahilin taraf sıfatı oluşmaz. Başvuru harcı bakımından asli müda-hale, davaya müdahale veya dava açılması kavramlarını birlikte taşımaktadır. Harç miktarı yönünden bir farklılık olmadığından nitelendirilmesinin de bu yönden çok fazla bir önemi yoktur. 1 Seri Numaralı Harçlar Kanunu Genel Tebliği’nde “davaya müdahale edilmesi hali bir nevi yeni dava mahiyetinde bulunduğundan, müdahale eden tarafın da başvurma harcı ödemesi gerekmektedir” açıklaması dikkate alındığında aslında harca tabi işlem için asli müdahalenin kastedilmiş olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak Harçlar Kanunu’nun (1) sayılı tarifesinde davaya müdahale asli veya fer’i müdahale olarak bir ayrıma tabi tutulmamıştır.

Davaya müdahalede hangi hallerde başvuru harcı alınır?

Tevdi Yerinin Tayini

Kişiler borçlarını yerine getirirken bazen alacaklılar farklı amaçlar ile borçlunun edimini yerine getirmesini kabul etmeyebilirler. Borçlunun borcundan kurtulmak için, alacaklı-nın kabulünü mutlaka beklemesine gerek yoktur. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 106.

maddesinde yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklının, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınmasını, “alacaklının te-merrüdü” olarak tanımlamıştır. TBK 107. maddesi gereğince temerrüde düşen alacaklıya karşı edimini yerine getirebilmesi için borçlu, ifa yerindeki mahkemeden tevdi yerini be-lirmesini isteyerek, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi ha-kimin belirlediği yere tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Borcundan kurtulmak isteyen borçlunun, tevdi yerini belirlenmesi talebi başvuru harcına tabidir.

İhtiyati Tedbir

HMK’nın 389. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebile-ceği düzenlenmiştir. HMK 390. maddesinde ihtiyati tedbirin, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl dava-nın görüldüğü mahkemeden talep edileceğini düzenlemiştir. Buna göre Harçlar Kanunu (1) sayılı tarifede belirtilen ihtiyati tedbir taleplerinde başvurma harcı uygulaması, ihtiyati tedbirin dava açılmadan önce talep edilmesi ve dava açıldıktan sonra talep edilmesi ihti-mallerine göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden ihtiyati tedbir talebinde bulunulması halinde, (1) sayılı tarife gereğince başvurma harcı alınacağı açıktır.

Diğer taraftan, dava açıldıktan sonra veya dava dilekçesi ile birlikte ile ihtiyati tedbir tale-binde bulunulmuş ise ihtiyatî tedbir talebi için herhangi bir harç alınmayacaktır. Dava ile istenen ihtiyati tedbir taleplerinde dava açılması hem de ihtiyati tedbir talebi için bir tek başvurma harcı alınacaktır.

2

Borcundan kurtulmak isteyen borçlunun, tevdi yerini belirlenmesi talebi başvuru harcına tabidir.

Anayasa’nın 73 üncü maddesinde yer alan vergi, resim ve harçların yasallığı ilkesi çer-çevesinde, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı Tarifenin A/I maddesi uyarınca, sadece dava açma veya davaya müdahale ya da tevdi mahallinin tayini, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delillerin tespiti ile ilgili taleplerde maktu başvuru harcının alınması belir-tildiğinden, tarifede açıkça belirtilmeyen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına itiraz taleplerinden başvuru harcı alınmayacaktır.

Dava içerisinde istenen ihtiyati tedbir talebinde ayrıca başvuru harcı alınacak mıdır?

İhtiyati Haciz

İhtiyati haciz 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda (İİK) düzenlenmiştir. İİK 257 ve 258.

maddeleri gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacak-lısı, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır veya kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa veya belli bir ikametgahı yoksa kendisinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarıyla diğer haklarının ihtiyaten haczedilme-sini, HMK’ya göre yetkili mahkeme tarafından karar verilmesini isteyebilir. İhtiyati haciz talebinde bulunulması halinde (1) sayılı tarife gereği başvurma harcı alınacaktır.

Delil Tespiti

HMK 400. madde gereğince taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz ince-leme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti ama-cıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir. HMK 401. maddesi gereğince henüz dava açılmamış olan hallerde delil tespiti, esas hakkındaki davaya bakacak olan mahkemeden veya üze-rinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenilecek kişinin oturduğu yer sulh hukuk mahkemesinden istenecektir. HMK 197.

madde gereğince kural olarak deliller davaya bakan mahkeme huzurunda, mümkün ol-duğu kadar birlikte ve aynı duruşmada incelenir. Başvuru harcı bakımından delil tespiti, dava açılmadan önce istenen delil tespitlerini ifade etmektedir. Açılmış olan davada delil-lerin tespit ve değerlendirilmesi için ayrıca harç alınmaz.

Çekişmesiz Yargı İşleri

Her davada mutlaka bir davalı veya iki taraf arasında bir ihtilaf bulunmasına gerek yoktur.

Çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, (1) İlgililer arasında uyuşmazlık olmaması, (2) İlgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmaması, (3) Hakimin re’sen harekete geçmesi hallerinden birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulan-masıdır. Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir. Başvuru harçları da (1) sayılı tarifeye uygun olarak alı-nacaktır. HMK 382. maddesinde çekişmesiz yargı işlerine yer verilmiştir. Ancak bu mad-de içerisinmad-de yer almamakla birlikte yukarıdaki tarife uygun olan işler mad-de çekişmesiz yargı işleri olarak görülebilir.

Kişiler hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:

• Ergin kılınma,

• Ad ve soyadın değiştirilmesi,

• Ölüm karinesi sebebiyle (ilgili yerin mülki amirinin emriyle) nüfus kütüğüne ölü kaydı düşülen kişinin sağ olduğunun tespiti,

• Gaiplik kararı,

• Kişisel durum sicilindeki kaydın düzeltilmesi.

3

Açılmış olan davada delillerin tespit ve değerlendirilmesi için ayrıca harç alınmaz.

Damga Vergisi ve Harçlar Bilgisi

76

Aile hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:

• Henüz evlenme yaşında olmayanların evlenmesine izin verme,

• Gaiplik nedeniyle evliliğin feshi,

• Evlendirme memurunun, evlenme başvurusunu ret kararına karşı yapılan itiraz,

• Yeniden evlenmede bekleme süresinin hakim tarafından kaldırılması,

• Terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi,

• Eşlerden birinin, evlilik birliğini tek başına temsil etmek konusunda yetkili kılınması,

• Aile konutu ile ilgili işlemler için diğer eşin rızasının sağlanamadığı hallerde haki-min müdahalesinin istenmesi,

• Mevcut mal rejiminin eşlerden birinin veya alacaklıların talebiyle mal ayrılığına dönüştürülmesi ve sebeplerin ortadan kalkması halinde mal ayrılığından eski reji-me geri dönülreji-mesi,

• Paylaşmalı mal ayrılığında boşanma veya evliliğin iptali halinde, aile konutu ve ev eşyasını hangi eşin kullanmaya devam edeceği hakkında karar verilmesi,

• Sağ kalan eşe aile konutu üzerinde ve ev eşyası üzerinde mülkiyet veya intifa hakkı tanınması,

• Mal ortaklığında eşlerden birinin mirası reddine izin verilmesi,

• Ana babaya çocuğun mallarından bir kısmını çocuğun bakım ve eğitimi için sarf etme izninin verilmesi,

• Velayetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi,

• Hakimin çocuğun mallarının yönetimine müdahale etmesi ve çocuğun mallarının yönetiminin kayyıma devri,

• Evlilik sona erince velayet kendisinde kalan eşin, hakime çocuğun malları hakkın-da defter sunması,

• Aile yurdunun kurulmasına izin verilmesi, kuruluşun tebliğ ve ilanı, kapatılması halinde tapu sicilindeki şerhin silinmesine izin verilmesi, taşınmazın bizzat malik veya ailesi tarafından kullanılması şartına geçici olarak istisna tanınması,

• 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’a göre aile mahkemesi hakimi tara-fından karar verilecek tedbirler,

• Çocuk hakimi tarafından, çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Cumhuriyet Sav-cısının istemi üzerine veya resen çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici ted-bir kararı alınması,

• Vesayet işleri.

Miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:

• Sulh hakimi tarafından resmi vasiyetname düzenlenmesi, el yazısı ile vasiyetname-nin sulh hakimi tarafından saklanması, sözlü vasiyetname tutanağının sulh veya asliye mahkemesine tevdii,

• Vasiyeti yerine getirme görevlisine görevinin bildirilmesi,

• Vasiyeti yerine getirme görevlisinin tereke malları üzerinde tasarruf etmesine izin verilmesi,

• Gaibin mirasçılarına, gaibe düşen miras payının teslim edilmesi,

• Tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine ulaşmasını sağlamak için önlem alınması,

• Mirasçılık belgesi verilmesi,

• Terekenin yazımı işleminin sona erdiğinin mirasçılara bildirilmesi, mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili, mirasın reddinin, mirası reddeden kişiden sonra gelen mirasçılara bildirilmesi, mirasın reddi süresinin uzatılması,

• Terekenin resmi defterinin tutulması,

• Sulh hakiminin özellikleri olan eşyanın mirasçılardan birine tahsis edilmesi veya satılmasına karar vermesi.

Eşya hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:

• Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek dü-zeltmelerin yapılması,

• Taşınmaz rehninde alacaklı için kayyım tayini.

Borçlar hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:

• Yetkisi sona eren temsilcinin temsil belgesini mahkemeye teslimi,

• Borçluya ifa veya teminat göstermesi için süre verilmesi,

• Tevdi mahalli belirlenmesi veya tevdi edilemeyecek eşyanın satılması,

• Alacaklısı ihtilaflı olan borcun mahkemeye tevdii,

• Ayıplı hayvanın bilirkişi tarafından muayenesi,

• Mesafeli satımlarda ayıbın tespiti veya ayıplı malın satılmasına izin verilmesi,

• İşçiye kardan hisse verilmesini öngören iş sözleşmesinde, mahkemenin işverenin hesaplarını inceleyecek bir kişi tayin etmesi,

• Eser sözleşmesinde eserin ayıplı olup olmadığının bilirkişiye tespit ettirilmesi,

• Satılmak için komisyoncuya gönderilen eşyanın hasarının tespiti,

• Komisyoncu elindeki malın açık artırma ile satışına izin verilmesi.

Ticaret hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:

• Ticari defterlerin zıyaı halinde belge verilmesi,

• Acentenin müvekkili hesabına teslim aldığı malın Borçlar Kanunu’na göre satılması,

• Kollektif şirketin tasfiyesinde tasfiye memuru tayini,

• Komanditer ortağın talebiyle şirket hesaplarını incelemek için eksper tayini,

• Anonim şirkette ayni sermaye konulması, tescilden itibaren iki yıl içinde sermaye-nin onda birini aşan tutarda işletme devralınması ve sermaye azaltılmasında bilir-kişi raporu alınması ve mahkemenin izni,

• Kıymetli evrakın iptali,

• Eşya taşımada eşyanın hasar ve eksiğinin tespit edilmesi, teslim edilememesi ha-linde Borçlar Kanunu hükümlerine göre satılmasına karar verilmesi, gönderilen eşyanın mahkeme marifetiyle muayenesi,

• Gemi ipoteğinde, malikin bulunamadığı hallerde kayyım tayini,

• Deniz raporu tanzimi,

• Kırkambar sözleşmesinde geminin hareket gününün mahkeme tarafından tayini,

• Navlun sözleşmesinde, boşaltma limanında malların hal ve vaziyetinin, ölçü, sayı ve tartısının ekspere tespit ettirilmesi,

• Müşterek avaryalarda dispeççi tayini ve dispecin mahkemece tasdiki,

• Denizcilik rizikolarına karşı sigortalarda zararın ve kapsamının belirlenmesi için bilirkişi tayini,

• Kooperatiflerde ayni sermayeye değer biçilmesi için bilirkişi tayini.

İcra ve iflas hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:

• İpotekli alacakta alacaklının gaipliği veya alacağı almaktan kaçınması halinde, borç tutarının icra dairesine tevdi edilmesi üzerine icra mahkemesi tarafından ipoteğin fekkine karar verilmesi,

• Doğrudan doğruya iflas,

• İflasın kaldırılması,

• İflasın kapanmasına karar verilmesi,

• Reddolunmuş mirasın tasfiyesinin, mirasçılardan birinin mirası kabul talebi üzeri-ne mahkeme tarafından durdurulması,

Damga Vergisi ve Harçlar Bilgisi

78

• Konkordato mühleti verilmesi ve komiserin atanması,

• Konkordatonun tasdiki,

• Sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasında projenin ilanı ve ara dönem denetçisinin atanması,

• Fevkalade hallerde, kusuru olmaksızın borçlarını yerine getiremeyen borçluya mühlet verilmesi.

Çeşitli kanunlardaki çekişmesiz yargı işleri:

• Nüfus kütüklerinin sayfa birleşim yerlerinin asliye hukuk mahkemesince mühür-lenmesi,

• Noterlerin göreve başlarken mahkemede yemin ettirilmeleri,

• Noter evrak ve defterlerinden alınarak başka yere gönderilecek örneklerin mahke-me tarafından tasdiki,

• Kamu görevlilerinin mahkeme huzurunda kanunen yemin etme zorunluluğunun öngörüldüğü diğer durumlar.

Yargılamanın çekişmesiz olması ne anlama gelmektedir?

Başvuru Harcı Miktarları

Başvuru harcında maktu tarife belirlenmişken dilekçe veya tutanakla dava açma veya da-vaya müdahale veya tevdi mahallinin tayini, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti ile ilgili talepler arasında harç miktarı bakımından bir ayırım yapılmamıştır. Harçlar başvuru mercileri dikkate alınarak miktar bakımından çeşitlendirilmiş ve dört farklı maktu tutarın uygulandığı bir tarife getirilmiştir.

1. Sulh mahkemeleri ile icra hukuk mahkemeleri 2. Asliye mahkemeleri ile idare mahkemeleri

3. Bölge adliye mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri, Yargıtay, Danıştay ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi

4. Anayasa Mahkemesi

Kanun Yollarına Başvurulması

Harçlar Kanunu’na bağlı (1) sayılı tarifede başvurma harcının alınacağı haller belirtilirken kanun yollarına başvurular için Temyiz, istinaf ve itiraz harçları ayrı olarak düzenlenmiştir.

• Yargıtay hukuk dairelerine yapılacak temyiz başvurularında,

• Danıştay’a yapılacak temyiz başvurularında,

• Yürütmenin durdurulmasına ilişkin itirazlar dahil olmak üzere bölge idare mahke-melerine itirazen yapılacak başvurularda,

• Bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerine yapılacak istinaf yolu başvurularında, başvurma harcı alınacağı hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan harç alınması öngörülen;

• Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvuruları,

• Bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerine yapılacak istinaf yolu başvuruları,

İdarî yaptırımlar konusunda sulh ceza mahkemelerince verilen son karara karşı iti-razen yapılacak başvurular,

İcra mahkemelerinin kararlarına karşı itirazen yapılacak başvurular.

Anayasa Mahkemesince, bu kanun yolu başvurularından alınacak harçlar yönünden, ödeme gücü olmayanlara etkili adli yardım sağlayacak bir sistem dava konusu kurallarla birlikte düzenlenmemiş olması nedeniyle, ödeme gücü olmayanlar bakımından, mahke-meye erişim hakkını engelleyecek nitelikte görüldüğünden iptal edilmiştir.

Ceza yargısı için öngörülen harçlar Anayasa Mahkemesi’nde neden iptal edilmiştir?

4

5