• Sonuç bulunamadı

Yarat›lan Devlet

‹nsanlar› birlefltirerek toplum kurmaya yönelten, daha do¤rusu ortak bir siyasal ik-tidara boyun e¤meye götüren neden, ölüm yani baflkalar› taraf›ndan öldürülme korkusudur. Erkini artt›rsa bile yar›n›ndan emin olamayan her insan, rasyonel he-sap yapt›¤› için korkar ve korktu¤u için daha ileri derecede rasyonel hehe-sap yapar. Sonuçta hepsi, ak›llar› sayesinde bar›fl koflullar›n›n ne oldu¤unu gösteren do¤al

yasalaraulafl›rlar.

Hobbes’a göre “do¤al yasa, ak›lla bulunan ve insan›n kendi yaflam› için

za-rarl› ya da yaflam›n› koruma yollar›n› engelleyici olan› yasaklayan bir genel ku-rald›r.” Bunun yan›nda bar›fl›n elde edilmesi için ne yap›lmas›n› da ö¤ütleyen

do-¤al yasalar, Tanr›’dan ya da tanr›sal bir güçten kaynaklanmazlar; dahas› fiziksel bir zorlama gücüne de sahip de¤illerdir. ‹nsan› sadece vicdanen ba¤layabildikleri için gerçekte ahlaki kurallard›r. Hobbes’un Leviathan’da on dokuz tane olduklar›n› ve tümünün “baflkalar›n›n sana ne yapmalar›n› istiyorsan, sen de onlara onu yap” cümlesiyle özetlenebilece¤ini söyledi¤i do¤al yasalar›n ikincisi, bar›fl›n sa¤lanma-s›n›n zorunlu koflulunun insanlar›n anlaflarak siyasal toplumu yaratmalar› oldu¤u-nu aç›kça dile getirir.

Do¤al yasa ile do¤al hakk› birbirine kar›flt›rmamak gerekir. Bunlar tam bir karfl›tl›k için-dedir: Do¤al hak insan›n hiçbir kural tan›maks›z›n güce ve hileye baflvurarak yaflam› için savaflmas›n›, do¤al yasa ise insan›n yaflam›n› bar›fl içinde sürdürmesini ve bunun için ku-raca¤› devletin kurallar›na itaat etmesini ö¤ütlemektedir.

Toplum Sözleflmesi

Sözleflme, aralar›nda eflitlik bulunan ya da birbirlerini eflit olarak gören insanlar aras›nda yap›l›r. Böylece Hobbes, yöneten-yönetilen ayr›m›n› yani devleti “do¤al eflitsizlik” yerine “do¤al eflitlik” ilkesi üzerine kurarak, klasik siyaset felsefesini bafl afla¤› eder. Toplum sözleflmesi Leviathan’da flöyle tan›mlanmaktad›r: “Bu

[sözlefl-me] oydaflmadan ya da uzlaflmadan fazla bir fleydir; herkes herkese, senin de

hak-k›n› ona b›rakman ve onu bütün eylemlerinde benim yapt›¤›m gibi yetkili k›lman kofluluyla, kendimi yönetme hakk›m› bu adama ya da bu kurula b›rak›yorum ve onu yetkili k›l›yorum, demiflcesine, herkesin herkesle bir ve ayn› kiflide gerçekten

birleflmesidir. Böylece tek bir kiflide birleflmifl olan kalabal›k, COMMONWEALTH [Devlet], Latince C‹V‹TAS olarak adland›r›l›r. ‹flte, büyük LEV‹ATHAN’›n, daha say-g›l› konuflmak gerekirse ölümsüz Tanr›’dan sonra bar›fl ve savunmam›z› kendisi-ne borçlu oldu¤umuz o ölümlü tanr›n›n do¤uflu böyle olur.”

Devleti dolay›s›yla devlet erkine sahip egemeni yaratan sözleflmenin -teorik dü-zeyde- çeflitli özellikleri ve sonuçlar› vard›r:

• Toplum sözleflmesi, tarihsel bir gerçekli¤e sahip de¤ildir. Hobbes, sözlefl-meyi aç›klarken insanlar›n “demiflçesine” birleflip devleti kurduklar›n› belir-terek bu sözleflmenin z›mni (örtük) bir nitelik tafl›d›¤›n› vurgulam›flt›r. Daha-s›, toplum sözleflmesi, do¤a durumu gibi bir kurgudur; devletin gereklili¤ini aç›klamay› amaçlayan kuram›n bir halkas›, bu kuram›n mant›ksal çerçevesi içindeki bir varsay›md›r.

S O R U D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE DÜfiÜNEL‹M SIRA S‹ZDE S O R U DÜfiÜNEL‹M D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N ‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

1

Do¤al Yasalar: Do¤al hukuk

ö¤retisi taraf›ndan var olduklar› kabul edilen evrensel kurallard›r. Daha aç›kças›, herhangi bir zaman ve mekâna ba¤l› olmaks›z›n tüm insanl›k için geçerli olan yasalar bütünüdür. S O R U D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE DÜfiÜNEL‹M SIRA S‹ZDE S O R U DÜfiÜNEL‹M D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T Commonwealth:Frans›zcadaki République‹ N T E R N E T sözcü¤ü gibi hem devlet hem de cumhuriyet anlam›na gelir. Hobbes, onu devlet anlam›nda kullanmaktad›r.

• Sözleflme, devletin uyruklar› (ya da yurttafllar›) olacak bireyler aras›nda oy-birli¤iyle gerçeklefltirilir. Egemen, sözleflmenin taraflar›ndan biri de¤ildir; yani bireyler ile egemen aras›nda bir sözleflme yap›lmam›flt›r. Bu nedenle egemen, sözleflmeden kaynaklanacak herhangi bir yükümlülük alt›na gir-memifltir.

• Bireyler, sözleflme esnas›nda do¤al haklar›ndan yani güç kullanma hakla-r›ndan vazgeçerler ve ayr›ca yarat›lan egemene itaat etme sözü verirler. Do-lay›s›yla egemen, vazgeçilen güçlerin toplam›ndan daha büyük bir güçle donanm›flt›r; bir baflka deyiflle zorlay›c› bir güç tekelidir. Bu sayede de in-sanlar›n duygular›na, tutkular›na kap›l›p verdikleri sözleri çi¤nemelerini engeller.

• Sözleflmeyle birlikte do¤a durumundaki dura¤an olmayan eflitlik ortadan kalkar. Devlet, dura¤an, sürekli bir eflitsizlik (daha aç›kças›, egemen ile uy-ruklar aras›ndaki eflitsizlik) üzerine infla edilir. Böylece di¤er insanlardan çok üstün olan egemenin, onlara, eflitlikten beslenen “rekabet, güvensizlik ve onur” nedenleri dolay›s›yla kötü, düflmanca davranmas› söz konusu olamaz.

• Devletsiz bir toplum olamayaca¤›n› ileri süren Hobbes’un toplum sözleflme-si, iki zamanl› ya da iki aflamal› bir sözleflmedir. Yukar›daki al›nt›da görülen birinci aflamada, bireyler taraf›ndan devlet yarat›l›r. ‹kinci aflamada ise yine bireyler bu kez oyçoklu¤u ile kimin ya da kimlerin egemen olaca¤›na karar verirler. Oylamada az›nl›kta kalanlar da bu sözleflmeyi ve ondan kaynakla-nan yükümlülükleri kabul etmek zorundad›rlar.

• Sözleflmenin ikinci aflamas›nda devletin biçimi belirlenmektedir. Hobbes’a göre devlet, monarfli, aristokrasi ve demokrasi olan üç biçimden birini ala-bilir. Ancak Hobbes, öz bak›m›ndan, yani mutlak egemenli¤i içermeleri ne-deniyle aralar›nda fark olmad›¤›n› söyledi¤i bu üç devlet biçimi aras›ndan kiflisel olarak monarfliyi tercih eder. Kitaplar›nda da devletten söz ederken onu hep bir monarfli olarak ele al›r. Ayr›ca Hobbes, bu tercihini baz› gerek-çelerle de destekleme yoluna gider: Monarfli, hem egemenli¤in kullan›m›na daha uygundur hem de bar›fl ve güvenli¤i daha kolay sa¤lar. Ayr›ca kral›n kiflisel ç›kar› ile halk›n genel ç›kar› birdir.

Hobbes, Bodin’in yaklafl›m›n›n tersine, devlet biçimleri ile yönetim biçimleri aras›nda bir fark gözetmez.

• Devlet, bir güç tekeli ise de varl›¤›n› salt gücüne dayanarak sürdürmez. Bi-reylerin (ya da biBi-reylerin toplam› olan halk›n) yaratt›klar› devleti meflru görmeleri, kendilerini devletle özdefllefltirmeleri gerekir. Bu ba¤lamda Hob-bes, “siyasal temsil” ilkesini devreye sokar. Toplum sözleflmesiyle egemeni yetkilendiren, dolay›s›yla onun tüm kararlar›n› ve eylemlerini bafltan onay-layan yurttafllar, “devlet biziz” anlay›fl›na ulafl›rlar. Çünkü egemen, kalaba-l›¤› halk hâline dönüfltürür ve onu temsil eder. Ancak halk›n egemen d›fl›n-da bir varl›¤›, kiflili¤i ve iradesi yoktur. Halk egemenin içindedir. Bu neden-le Hobbes, De Cive’de “çok acayip görünse de kral halkt›r” (rex est populus) diye yazar. Dolay›s›yla bu temsil mekanizmas› nedeniyle halk›n iradesi, as-l›nda egemenin iradesinden baflka bir fley de¤ildir ya da tersinden söylenir-se egemenin iradesinin, onun taraf›ndan yarat›lm›fl halk›n iradesini temsil etti¤i varsay›lmaktad›r.

134 Siyasi Düflünceler Tarihi

S O R U D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE DÜfiÜNEL‹M SIRA S‹ZDE S O R U DÜfiÜNEL‹M D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N ‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

• Toplum sözleflmesi bir kereye mahsus de¤ildir, sürekli yinelenir. Yurttafllar egemeni her eyleminde temsilcileri olarak yetkilendirdikçe sözleflme sürek-li bir biçimde yeniden yap›l›yor demektir.

• Sözleflmeden do¤an devlet, egemenlikle bezenmifltir ve onu elinde bulundu-rup kullanan egemendir. Bu konu, öneminden ötürü ayr›ca ele al›nmal›d›r.

‹nsanlar, ak›llar›n› kullan›p do¤al yasalara ulaflmalar›na ve böylece bar›flç›l bir yaflam›n koflullar›n› kavramalar›na ra¤men neden bar›fl içinde yaflayabilmek için yine de devlete ge-reksinim duyuyorlar?

Egemenlik ve Egemen Güç

Egemenlik devlete içkindir, devletin özünü oluflturur. Auctoritas ile potestas’›n tek bir merkezde toplanmas› olan egemenli¤in, dolay›s›yla onu kullanan egemenin dört önemli özelli¤i vard›r:

• Egemenlik ba¤›ms›zd›r, birdir, mutlakt›r ve ondan daha üstün bir erk yok-tur. D›flsal hiçbir güce ba¤›ml› olmayan devletin biçimi ne olursa olsun, ege-men, monarflide bir monark (bir kral, bir padiflah, bir imparator vs.) ve aris-tokrasi ya da demokraside bir meclis olarak birdir. Hiçbir yükümlülük alt›n-da olmayan egemen, tüm siyasal iktialt›n-dar›, tüm kamusal gücü elinde topla-m›flt›r ve ülkede onu s›n›rlayabilecek bir baflka güç yoktur. ‹nsanlar›n kendi yaratt›klar› mutlak siyasal iktidar› s›n›rlamaya kalk›flmalar› anlams›zd›r. Çün-kü bu s›n›rlama ifllemi birden fazla iktidar oda¤›n›n ya da “egemenin” orta-ya ç›kmas›na yol açar ki bunun anlam› da (insanlar›n kurtulmak istedikleri) do¤a durumuna yani savafl ortam›na geri dönmeleri demektir. Böyle bir davran›fl tümüyle akla ayk›r›d›r. Dolay›s›yla Hobbes’un kuram›n›n mant›¤› içinde, egemenin kimsenin karfl› koyamayaca¤›, hatta tart›flamayaca¤› denli mutlak bir erke sahip olmas›, insanlar›n bar›fl içinde yaflamalar›n›n zorunlu koflulu olarak belirmektedir.

Hobbes’a göre egemenin erkinin mutlak ve s›n›rs›z oluflu, yaln›zca ülke topraklar› içinde geçerlidir. Uluslararas› düzeyde farl› devletler (ve egemenler) vard›r ve her biri di¤erleri-nin karfl›s›ndaki bir s›n›r konumundad›r. Dünya ölçe¤inde hepsidi¤erleri-nin üzerinde yer alan üs-tün bir erk olmad›¤› için de devletler her an savafla giriflebilecekleri bir do¤a durumu için-de bulunmaktad›rlar.

• Egemen erk süreklidir. Süreklidir, çünkü egemenlik egemenden ayr›d›r, bir baflka deyiflle egemenlik egemene ba¤›ml› de¤ildir. Egemenlik devlette bu-lunur, dolay›s›yla egemen olan do¤al kifli ya da kiflilerin ölmesiyle egemen-lik yok olmaz. Egemen erkin süreklili¤i, somut olarak kurumsal yap›n›n ya da bunun simgesinin süreklili¤i ile sa¤lan›r. Örne¤in, monarflide taht›n ya da tac›n, demokrasi ve aristokraside ise meclisin süreklili¤idir söz konusu olan, yoksa bunlar› iflgal eden insanlar›n de¤il. Hobbes’a göre, bu konuda monar-fli daha avantajl›d›r; çünkü kral›n ard›l›n› belirleme hakk› oldu¤undan, “kral öldü, yaflas›n yeni kral” slogan›n›n da belirtti¤i gibi ölen bir kraldan sonra hiçbir kesinti olmaks›z›n yeni kral tahtta ç›kar.

• Egemen erk bölünmezdir. Bölünmezlik ilkesi, devlet erkinin farkl› güçle-re da¤›t›lmas›n›n güçle-reddedilmesidir. Daha aç›kças›, egemenli¤in bölünmesi-nin, parçalanmas›n›n anlam›, onu yok etmekten, yani do¤a durumuna geri dönmekten baflka bir fley de¤ildir.

S O R U D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE DÜfiÜNEL‹M SIRA S‹ZDE S O R U DÜfiÜNEL‹M D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N ‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

2

S O R U D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE DÜfiÜNEL‹M SIRA S‹ZDE S O R U DÜfiÜNEL‹M D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N ‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

Bölünmezlik ‹lkesi: Hobbes,

bu görüflünü desteklemek için ‹ngiltere’nin yaflad›¤› iç savafl› örnek gösterir: “Kendi içinde bölünmüfl bir krall›k ayakta duramaz çünkü önceden bu bölünme olmad›kça, karfl›t ordulara ayr›lma asla olamaz. Egemenlik yetkilerinin Kral, Lordlar ve Avam Kamaras› aras›nda bölünmesi düflüncesi ‹ngiltere’nin ço¤unlu¤u taraf›ndan en baflta kabul edilmemifl olsayd›, halk asla bölünmez ve bu iç savafla

• Egemen yasama gücüne sahiptir ve yapt›¤› yasalarla ba¤›ml› de¤ildir. Siya-sal toplumda güç kullanma ve cezaland›rma hakk›na tek bafl›na sahip olan egemen, yasalar› yap›p yasalarla yönetir. Egemen taraf›ndan yap›ld›¤› için “pozitif” olarak adland›r›labilecek olan toplum yasalar›, uyruklar›n do¤ru ile yanl›fl›, hakl› ile haks›z› ay›rt edebilmeleri için egemenin onlara buyurdu¤u kurallard›r. Dolay›s›yla hukuk, egemenin akl›ndan, iradesinden kaynakla-n›r. Yasa yap›c› egemen, egemenli¤inin gere¤i olarak kendisinden üstün bir gücü kabul edemeyece¤inden, hele hele kendisini koydu¤u kurallar ile s›-n›rland›ramayaca¤›ndan, yapt›¤› yasalara ba¤›ml› de¤ildir. Be¤enmedi¤i ya-salar› yürürlükten kald›rmak, yerlerine yenilerini yapmak hakk›na sahiptir. Hobbes’a göre pozitif yasalar›n çeflitli özellikleri bulunmaktad›r:

• Yasa, egemenin iradesinden kaynaklanan pozitif yasa ise de do¤al yasaya ayk›r› olamaz; yani do¤al yasan›n iflaret etti¤i bar›fl›, güvenli¤i amaç edinir. • Sadece pozitif yasa zorlay›c› güçle donanm›flt›r; uyruklar› eylemden önce

bedensel olarak uymaya zorlar.

• “Yasan›n olmad›¤› yerde adaletsizlik olmaz” diyen Hobbes’a göre haks›z, adaletsiz yasa diye bir fley söz konusu olamaz. Daha aç›kças›, pozitif yasa-lar adaletin ta kendisidir.

• Yasan›n egemenin aç›k bir iflaretiyle yurttafllar›n bilgisine sunulmas›, yani ilan edilmesi gerekir.

• Yasa geriye iflleyemez.

• Yasa aç›k ve gerekli olmal›d›r. Aç›kl›k özelli¤i, yasan›n herkes taraf›ndan an-lafl›labilecek flekilde düzenlenmifl olmas›d›r. Gereklilik ilkesi ise yasan›n tüm iradi eylemleri engellemesi de¤il, fakat insanlar›n arzu ve tutkular› nedeniy-le kötülük yapmamalar› için onlar›n davran›fllar›n› belli s›n›rlar içinde tutup yönlendirmesi demektir. Hobbes’un deyifliyle “yasalar, yolcular›

durdur-mak de¤il, ama do¤ru yolda tutdurdur-mak için yerlefltirilmifl çitler gibidir.”

Devletin Kapsam› ve ‹flleyifli

Devletin kapsam› ve iflleyiflini aç›klayabilmek için s›ras›yla egemenin di¤er hakla-r›n›, görevleri ile s›n›r›n› ve bireylerle olan iliflkilerini ele almak gerekir.

Egemenin Di¤er Haklar›

Egemenin, egemenli¤inin özelliklerinden ötürü yasama hakk›n› elinde bulundur-du¤unu görmüfltük. Bundan sonra gelen haklar›n›n bafl›nda, yapt›¤› yasalar›n iyi bir biçimde uygulanmas›n› sa¤lamak (yani yürütme gücü) ve bu yasalarla ya da olaylarla ilgili olarak ortaya ç›kabilecek bütün anlaflmazl›klar› dinleyip karara ba¤-lamak (yani yarg› gücü) gelir. Savafla ve bar›fla egemen karar verir. Dan›flmanlar›-n›, bakanlar›Dan›flmanlar›-n›, yüksek idarecilerini ve memurlar›n› seçmek ve gerekti¤inde görev-den almak yetkisine sahiptir. Ayr›ca egemen, para basmak, vergi toplamak gibi ka-mu maliyesine iliflkin haklarla da donanm›flt›r. Tüm bu haklar›n› ya da yetkilerini görevlendirdi¤i kifliler eliyle kullanabilir. Toplumda soyluluk gibi paye ve unvan-lar›n da¤›t›lmas› yine egemenin tekelindedir.

Savafllar›n düflüncelerin çat›flmas›ndan kaynakland›¤›n› düflünen Hobbes, ege-mene fikirleri denetleme, düflünceler üzerinde bir çeflit sansür uygulama hakk› ta-n›r. Bu bak›mdan egemen, hangi düflüncelerin bar›fla ayk›r› ya da uygun oldu¤u-nu belirleyen yarg›ç kooldu¤u-numundad›r; kamusal düzeni bozucu olarak kabul etti¤i her düflünceyi yasaklar. Ancak bu sansür hakk›, sadece siyasal düzlemi kapsar. 136 Siyasi Düflünceler Tarihi

Hobbes’ta Hukuk: Do¤a

durumunda yoktur ancak devletle birlikte ortaya ç›kar. Egemenin iradesi, hukuk kurallar›n›, yani pozitif yasalar› belirler.

Yasama, Yürütme ve Yarg›:

Devlet erkinin temelini oluflturan bu üç güç, egemenin elinde toplanm›flt›r.

Daha aç›kças›, egemen, yaln›zca kamusal alan› ilgilendiren düflünceleri denetle-yip yönetir; bunun d›fl›nda kalan bireysel düflüncelere kar›flmaz, kar›flma gere¤i de duymaz.

Egemenin bir di¤er yetkisi, neyin kime ait oldu¤unu, bir baflka deyiflle mülki-yeti tan›mlay›p belirlemektir. Özel mülkiyet dokunulmazd›r ama bu dokunulmaz-l›k, di¤er insanlara göredir, yoksa devleti kapsamaz. Dolay›s›yla ortak iyili¤in ge-rektirdi¤i durumlarda, egemenin özel mülkiyete kar›flma hakk› vard›r.

Son olarak Hobbes, dinsel alan›, ülkedeki Kilise’yi egemene ba¤›ml› k›lar. “Dev-let içinde dev“Dev-let olamaz” görüflünü benimseyip biri ruhani di¤eri dünyevi olan iki ayr› alan›n ve iktidar›n bulunmad›¤› sonucuna ulafl›r. Kendi deyifliyle “bu yaflamda,

gerek devlet gerek din bak›m›ndan dünyevi olmayan yönetim yoktur; ayn› flekilde, devleti ve dini yöneten kiflinin yasaklad›¤› hiçbir doktrin de meflru olamaz. Bu yö-netici bir kifli olmal›d›r; yoksa Commonwealth içinde, Kilise ile devlet, ruhaniciler ile dünyeviciler, adalet k›l›c› ile iman kalkan› aras›nda kaç›n›lmaz olarak bir çat›fl-ma ve iç savafl patlak verir.” Böylece Hobbes, ülkede tek bir din, tek bir Kilise’nin

bulundu¤unu ve bunun bafl›n›n da egemen oldu¤unu aç›kça dile getirir. Papal›k’›n egemene ba¤l› Kilise üzerinde hiçbir yetkisi yoktur. Ülkedeki din adamlar› egeme-nin memurlar›d›r ve dinsel konularda son sözü söyleme hakk› egemendedir.

Demek ki din, iman konusunda da itaat edilecek tek insan egemendir. Fakat bu itaat, gerçekte iman› de¤il, iman›n (ibadet biçimi gibi) d›fl belirtilerini kapsar. Çün-kü iman kifliye içseldir ve d›flar›ya vurulmad›¤› sürece baflkalar›n›n, özellikle de egemenin o kiflinin neye inan›p inanmad›¤›n› bilmesi olanaks›zd›r; oysa itaat d›fl düzlemde gerçekleflir. Daha aç›kças›, bir Hristiyan, egemenin iman›n d›fl belirtileri olan dinsel buyruklar›n› bedenen yerine getirmek zorundad›r ama içsel olarak ya da vicdanen bunlara inanmayabilir. Üstelik kiflinin selamete kavuflmas›n› sa¤layan iman›d›r, yoksa iman›n d›fl belirtileri de¤il. Öyleyse, egemenin imans›z oldu¤u, hatta Hristiyanl›¤› yads›d›¤› durumda bile uyruk içinden ‹sa’ya inanmaya devam edebilece¤inden, dinsel gerekçelerle devlete karfl› ç›kman›n, din flehidi olman›n hiçbir anlam› yoktur. Zaten uyruklar›n›n dinsel inançlar› egemeni hiç ilgilendir-mez. Egemen, ülkede bar›fl›n hüküm sürmesi amac›yla uyruklar›ndan kendi dinsel kararlar›na ve buyruklar›na inan›lmas›n› de¤il, itaat edilmesini istemektedir sadece.

Egemenin Görevleri ve “S›n›r›”

Egemen, yukar›da s›ralad›¤›m›z mutlak haklar› sayesinde görevlerini lay›k›yla yeri-ne getirebilmektedir. Görevleri tek bir cümlede özetleyeri-nebilir: “Halk›n esenli¤i en

yüce yasad›r.” Asl›nda bu, egemenin temel görevidir ve devletin yarat›l›fl

amac›-n› ifade etmektedir. Çünkü egemenin halk›n esenli¤ini sa¤lamas›, yalamac›-n›zca güven-li¤i gerçeklefltirip yaflamlar› korumas› de¤il, ayr›ca uyruklar› için bar›fl, özgürlük, adalet ve refah› içeren mutlu bir yaflam ortam› kurup sürdürmesidir.

Bunun ard›ndan Hobbes, Leviathan’a bir çeflit “sosyal devlet” görünümü kazan-d›ran çeflitli görevlerden söz eder: Adalet eflit bir biçimde uygulanmal›, bu neden-le tüm yurttafllar yasalar önünde eflit k›l›nmal›d›r. Eflitlik vergi alan›nda da gerçek-lefltirilerek vergilendirme üretim yerine tüketim üzerinden yap›lmal›d›r. Egemenin bir di¤er görevi, halk› e¤itmesidir. Hobbes, mutlak yönetimin halk› cahil b›rakarak de¤il, tersine bilgilendirerek hüküm sürece¤ini aç›kça dile getirir. Ayr›ca egemen, “sadaka politikas›” uygulamadan yoksullukla savaflmal›, halk›n refah›n› art›rmal›-d›r. Bu amaçla devlet, tembelli¤e meydan vermemeli ve yeni ifl alanlar› açmal›art›rmal›-d›r. Çal›flamayacak durumda olan yurttafllar› ise özel kiflilerin ya da kurumlar›n

verece-Papal›k: Hobbes’a göre,

“E¤er bir insan, bu büyük dinsel imparatorlu¤un kökenini düflünecek olursa kolayça anlayacakt›r ki, papal›k, çürümüfl Roma ‹mparatorlu¤unun mezar› üzerinde oturan taçl› hayaletinden baflka bir fley de¤ildir.”

Egemenin Temel Görevi:

Hobbes’un deyifliyle “bir monark ya da bir meclis olan egemenin [temel] ifllevi, egemen erkin kendisine verilme amac›n›n içinde bulunur”.

¤i sadakalara terk etmeyip yasalarca belirlenmifl bir tür “iflsizlik sigortas›”na ba¤la-mal›d›r. Bunlar›n d›fl›nda, mülkiyeti korumal› ve afl›r›, haks›z kazançlar ile tekellefl-melere izin vermemelidir.

Egemenlik hakk›n› korumak da egemenin görevlerinden biridir ve bu görev ay-n› zamanda egemenin “s›ay-n›r›ay-n›” iflaret eder. Egemen, devleti ne da¤›tabilir ne de y›-kabilir; yani devleti yaratan sözleflmeyi bozamaz, çünkü sözleflmenin taraflar›ndan biri de¤ildir. Egemenlik mutlak oldu¤undan erkini bölemez ya da devredemez. “Haklar›n› eksiksiz olarak sürdürmek egemenin görevidir” diyen Hobbes’a göre bu görevini yerine getirmeyen bir egemen, hem devleti yok etmifl hem de bir in-san olarak kendi yaflam›n› tehlikeye atm›fl olur. Oysa bir egemen, bir kral da, her insan gibi kendini koruma içgüdüsüne ve akla sahiptir. Dolay›s›yla, devlet rasyo-nel hesab›n sonucu oldu¤una ve belli bir gerekircilik içine oturtulmufl olan devlet erki de ak›lc›l olandan baflka bir fley buyuramayaca¤›na göre egemenin, siyasal toplumun (ve tabii kendisinin) yaflam›n› tehlikeye atacak bir davran›flta bulunma-s› olanakbulunma-s›zd›r. K›sacabulunma-s›, egemenin kendi ç›karlar›n› rasyonel hesap yaparak göze-tip korumas›, gerçekte zorunlu olarak görevlerini yerine getirip uyruklar›na iyi, adil davranmas› demektir.

Egemenin son görevinin bireyleri özgürlefltirmek oldu¤u söylenebilir. Fakat bu özgürlü¤ün, hatta özgürlüklerin neler oldu¤unu saptayabilmek için bu konuyu “devlet-birey iliflkisi” ad› alt›nda ayr›ca ele almak gerekir.

Hobbes’un kuram› için “savafl›n devleti, devletin de savafl› d›fllad›¤›” saptamas› yap›labi-lir mi?

Devlet-Birey ‹liflkisi

Hobbes, genel olarak özgürlü¤ü hareketin karfl›s›nda bir d›fl engelin bulunmama-s› olarak tan›mlar, ayr›ca özgürlü¤ün zorunluluk ile ba¤daflt›¤›n› belirtir. Do¤a durumunda her birey, her fley üzerinde hak iddia edip elinden geldi¤ince do¤al hakk› kullanarak özgür oldu¤unu düflünür. Fakat gerçekte özgür de¤ildir çünkü di¤erleri onun karfl›s›nda fiili olarak birer engeldir.

Sözleflmeyle devletin kurulmas›n›n ard›ndan bireyler uyruk hâline gelirler. Bu aflamada, Hobbes’a göre “uyru¤un özgürlü¤ü” ortaya ç›kar. Bu ne anlama gelmek-tedir? Devlet ya da devlet erkiyle donanm›fl olan egemen, hem bireylerin önünde-ki çok önemli bir engeldir hem de (ülke s›n›rlar› içinde) karfl›s›nda herhangi bir en-gel olmamas› nedeniyle gerçekte özgür olan tek kiflidir. ‹flte uyru¤un özgürlü¤ü, devletin özgürlü¤üne kat›lmas›, yani yasalar›na itaat etmesi demektir. Birey (ceza-land›r›lmamak için zorunlulukla) yasalara itaat ederek yasalar›n kendine tan›d›¤› eylemleri baflka insanlar taraf›ndan engellenmeden özgürce yapabilmektedir. Ay-r›ca, yönetim biçimi ne olursa olsun, bireyin devlet ile olan özgürlük iliflkisi hep ayn›d›r: Yasalara mutlak itaat etmelidir.