• Sonuç bulunamadı

2.2. Yaratıcılık

2.2.5. Yaratıcılığı Engelleyen Etmenler

Ali Taha ve Tej (2014) Slovakya’da öğrenciler üzerinde yaptıkları araştırmalarında yaratıcılığın önündeki engelleri incelemiş ve bu durumun bireysel bazlı incelenerek geliştirilmesi gerektiğini belirtmektedir. Yaratıcılığın önünde birçok engel olmakla birlikte tüm bireyleri kapsayan genel bir engel listesi yapmak hatalı bir davranıştır. Her bireyin bilişsel, fiziksel ve duygusal özellikleri farklı olduğu için yaratıcılığın önündeki etmenlerin özellikleri de farklılık arz etmektedir.

Van Oech’e (1983) göre yaratıcılığı engelleyen etmenler ve bunları engelleme nedenlerinden bazıları şunlardır;

1. “Doğru cevap”

Eğitim sistemleri genellikle tek bir doğru cevap üzerine kurgulanmıştır. Bazı durumlar için makul kabul edilebilecek bu yapı birçok öğrenci için olumsuz durumlara yol açmaktadır. Özellikle tek bir yanıtın var olması farklı fikirler geliştirmeyi ve alternatif yanıtlar üretmeyi kısıtlamaktadır. Yaratıcılığın gelişmesinin önünde büyük bir engel teşkil eden bu sorunun giderilmesinde iki, üç ya da daha fazla cevabı olan soruların sorulması gerekmektedir. Bu kapsamda;

• problem çözümlerinde daima ikinci veya üçüncü çözümler / yanıtlar istenilmelidir. • Temel amaç cevabı bulmaktan ziyade problemi çözme süreci olmalıdır.

• Verilen yanıtlar kullanılarak farklı çözüm önerileri üretilmelidir.

• Öğrencilerin anında yanıt veremeyecekleri bildikleri ile çelişecek soruların sorulması gerekmektedir.

2. “Bu mantıklı değil!”

Mantıksal analizler yaratıcı düşünme için büyük önem arz eder. Özellikle fikirleri analiz edip çözüme ulaşırken mantıksal analizler kullanılmaktadır. Mantıksal analiz sırasında sosyal normlar ve kalıpsal düşünce tarzları yaratıcılığı engellemektedir. Bu kapsamda;

• aykırı ve sıra dışı öneriler ve fikirler dikkate alınmalıdır.

• Problem çözümlerinde öncelikle hafif dozda mantıksal analizler yapılmalı süreç ilerledikçe fikirler derinleştirilmelidir.

3. “Kurallara uy”

Yaratıcı düşünme ve yaratıcılık sadece yapıcı değil aynı zamanda yıkıcı bir düşünme tarzıdır. Yeni bir buluş veya yol için eski yolu ya da kalıpsal yapıyı yıkmak gerekmektedir. Bu kapsamda yaratıcılık sürecinde esnek ve değişime açık olunmalıdır. Kuralları yıkmak

67

veya normlara aykırı davranmak her zaman yaratıcılık ile ilgili olmamakla birlikte yaratıcılık sürecinde bir çıkış noktası temsil etmektedir. Bu kapsamda;

• ilerleme, devrim ve kuralları değiştirme amaçlı oyunlar oynanmalıdır.

• Kuralları yıkma çalışmalarında dikkat edilmelidir. Belirli kalıplar içinde bu süreç temellendirilmelidir. Aksi takdirde beklenmedik olumsuz sonuçlar doğabilir.

• Kuralları inceleme ve kuralları baştan oluşturma gibi etkinlikler yapılmalıdır. • Kullanılmayan veya eğitsel katkı sağlamayan kurallar zaman içerisinde

değiştirilmelidir.

4. “Pratik olmak”

Dünya hayal gücünün sesini dinleyen ve bakış açısını geniş tutan insanların bulgularıyla ilerlemektedir. Bu kapsamda yaratıcılık sürecinde kişiler aynı zamanda pratik ve işlevsel bulguları kullanmak zorundadır. Bu kapsamda;

• her bireyde yargılayıcı bir yargıç ve hayal gücü gelişmiş bir artistin özellikleri bulunmaktadır. Bu bağlamda yaratıcı faaliyetlerde bu özellikler kullanılmalıdır. Artist düşünme stili ile hayal gücü kullanılıp fikirler üretilirken, yargıç düşünme stili ile üretilen fikirlerin pratikleştirilmesi ve eleştiri süzgecinden geçirilmesi sağlanır • “…olsa ne olur”-“…olmasa ne olur” tarzında diyalektik sorular sorulmalıdır. Bu gibi

sorular temel yapı taşı niteliğinde ilerisi için bir temel oluşturacaktır.

• Hayal gücünü geliştirme çalışmaları yapılmalıdır. Sadece okulda değil hayatın her aşamasında “eğer böyle olmasaydı ne olurdu” benzeri hayal gücünü geliştirici cümleler kurulmalıdır.

5. “Belirsizlikten kaçınma”

Birçoğumuz iletişim problemleri yaşarken “belirsizlikten kaçın” tabirini duyarız. Özellikle yanlış anlaşılmaların önüne geçmekte belirsizlikten kaçınma büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda;

• belirsizlikleri avantaja dönüştürme çalışmaları yapılmalıdır.

• Fikirlere veya olgulara bakıp nedir? Başka ne olabilir? gibi sorularla zihinsel çalışmalar yapılmalıdır.

• Yaratıcı çalışmalarda belirsizlikten kurtulmada “mizah” kullanılmalıdır.

6. “Hata yapmak yanlıştır”

Hayatın birçok evresinde hata yapmak uygun karşılanmaz. Ancak yaratıcı düşünme ve yaratıcılık sürecinde hata yapmak olumsuz bir durum değildir. Hata yapma kalıpların dışına çıkılıp farklı yolların denendiğinin bir kanıtıdır. Bu kapsamda;

68

• hata yapıldığında bundan ders alınmalıdır.

• Yapılan hatalar kullanılarak daha farklı denenmemiş yollar kullanılmalıdır. • Risk alma güdüsü geliştirilmelidir.

• Her gün en az bir risk almak amacıyla çalışmalar yapılmalıdır.

• Hata yapıldığında “işe yaramayan” olgu ya da fikir elde edilmektedir. Bu kapsamda hataları fırsata çevirmeliyiz.

7. “Oyun oynamak boş bir uğraştır”

Eğer buluş anne ise, oyun da babadır. Bu cümleyi içselleştirerek düşünme yapımızı oluşturmalıyız. Bu kapsamda;

• herhangi bir problemle karşılaşıldığında ona bir oyunmuş gibi bakılmalıdır.

• Herhangi bir problem olmaması durumunda oyun oynayarak yeni problemler üretilebilir.

• Çalışma ortamlarını oyun haline getirerek eğlenceli bir ortam yaratılabilir.

8. “Burada-bu saatte yapamam”

Hayatın gerçeklerini görerek ortamları bireysel özelliklere uygun hale getirmek gerekmektedir. Özellikle herhangi bir yaratıcı çalışma sürecinde dikkat daraltılarak bakış açısı daraltılıp çevrenin olumsuz etmenleri minimize edilebilir. Bu kapsamda;

• bakış açısı bir avcı gibi olmalıdır. Çevre nasıl olursa olsun amaca kilitlenmek gerekmektedir.

• Her türlü ortamda araştırılacak bir konu ve yaratıcılığı geliştirecek bir çıkış noktası bulunabilir.

• Boş zamanları yoğun çalışmalarla doldurmak yanlıştır. Boş zamanlarında insanların yaratıcılıkları ve fikir üretme güçleri daha fazla çalışmaktadır.

• Çalışma zamanlarında verilen küçük aralar yeni düşünceler oluşturmaya katkı sağlayabilir.

• Analoglardan faydalanılmalıdır. Daha önce çözülen problemler ile mevcut problemler arasında benzetimler yapılarak sonuca ulaşılabilir.

9. “Akılsız olma”

Bazı insanların düşünceleri kalıplaşmış ve katı olabilir. Bu kalıplaşmış yapıları yıkmak zordur. Çok fazla ego fikirlerin gelişmesini engellemektedir. Bu kapsamda;

• “süper ego” dizginlenmelidir.

69

• Bazı durumlarda ve süreçlerde mantıksız davranmak yaratıcı sonuçlara yol açmaktadır.

• Bazı grup çalışmalarında bir tarafın ya da birilerinin akıl dışı söylemler geliştirmesi gerekir aksi takdirde ortak düşünce kalıpları oluşacaktır. Bu durum da bağımsız düşünmeyi engelleyecektir.

• Düşünceler ve fikirler ile barışık olunmalıdır.

10. “Ben yaratıcı değilim”

Düşünce ve davranış çoğu zaman çatışmaktadır. Düşünceler zamanla davranışlara dönüşeceğinden öncelikle düşünüş tarzı değiştirilmelidir. Bu kapsamda;

• küçük ve basit fikirler bile ciddiyetle incelenmelidir.

• Yaratıcı insanlarda öz-inanç ve öz-güven yüksek olduğundan en ütopik düşünceler bile gerçeğe dönüşebilir.

Arenofsky’a (2000) göre yaratıcılığı yok eden birçok neden vardır. Bunlar şu şekilde sıralanmıştır.

Eleştiri: Hem bireysel bazda hem de grup bazında üretilen fikirlerin ya da ürünlerin başkaları tarafından sürekli eleştirilmesi yaratıcılığı olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü üretilen fikir ya da ürünün gelişimine sürekli olarak engel olmaktadır.

Stres: Bireyler üzerine uygulanan baskılar, bireylerinin stres düzeylerinin artmasına ve yaratıcı özelliklerinin kaybolmasına neden olmaktadır.

Kuşku: Üretilen fikir ya da ürünler üzerinde duyulan kuşkular o fikrin ya da ürünün orijinalliğinin kaybolmasına neden olmaktadır.

Rutinlik: Üretilen her fikrin ya da ürünün aynı yollardan yapılması, değişik alternatiflerin sunulmaması sonucu yaratıcılık zamanla değerini kaybetmektedir.

Zaman Ayarlamasındaki Sıkıntılar: Yaratıcı bir düşünceyi belirli zaman dilimleri arasında sürekli tutma isteği yaratıcılığı negatif yönde etkileyecektir.

Çevre: Bireyin kendisini bulunduğu çevre içinde rahatsız hissetmesi, bulunduğu çevre koşulların uygun olmaması yaratıcılığı olumsuz yönde etkilemektedir (akt. Yeloğlu, 2007, s. 139).

Yaratıcılığın gelişmesi önündeki engeller Sungur’a (1997) göre şunlardır;

Algısal Engeller: Problemin farkına varamama, problem alanını fazla daraltma, kavramsal bilginin yetersizliği, gözlem becerisinin yetersizliği, ilişkileri görememe, değerlendirmede kullanılacak ölçütleri seçememe ve sebep sonuç ilişkisini algılayamama gibi öğelerdir.

70

Duygusal Engeller: Hata yapma veya eleştirilme korkusu, düşünme esnekliğinin olmayışı, tez canlılık, görüşler üzerine detaylı düşünmeme, sabırsızlık, hemen sonuca ulaşma isteği, denetim korkusu, bağımlılık, önyargılı olma, kendine güvensizlik, başarma korkusu, motivasyon azlığı gibi öğelerdir.

Kültürel Engeller: Öğrenilen toplumsal alışkanlıkları, töreleri kültürel engeller arasında sayabiliriz. Farklı kültürler kimi konularda yaratıcılığı özendirirken, kimi konularda da yaratıcılığı engellerler.

Öğrenilmiş Engeller: Eşyalara ya da olaylara kalıp anlamlar verilmesi, eşyaları belirli bir tarzda kullanmaya alışma, fobiler ve tabular bu engellerden kabul edilebilir.

Yüklü Program Engelleri: Bir öğretim programının belirli bir zamanda tamamlanması zorunluluğu veya konuların üst üste yığılımı da yaratıcılığı önleyebilmektedir.

Gerilim (Stres): Stresin değişik formları olan aşırı endişe ve heyecan da düşünmeyi engelleyen önemli etmenlerden biridir. ‟Ben bunu yapamam‟, “ben çalışkan biri değilim‟ gibi anlayışlar düşünmeyi engeller.

Eğitsel engeller: Eğitim düzeyi yükseldiği ölçüde yaratıcılığın düzeyi de en üst noktaya kadar artış göstermekte, bundan daha ileriki bir formal eğitim başarıyı düşürmektedir. Yaşamları boyunca yanılma ve başarısızlığın tehlikelerini öğrendiklerinden, fazla eğitim almış insanlar daha az yaratıcı olurlar. Araştırma ve yaratıcılıkta yüzlerce kez hatta binlerce kez yanılma, bir kez başarı vardır (akt. Özerbaş, 2011, s. 680-681). Yaratıcılıkta özgünlük, olağanüstülük, kural dışılık, değişik olma (sıra dışılık), bilinenlerin dışında kullanma, şimdiye değin olduğundan başka biçimde birleştirme gibi özellikler bulunur (Temizkan, 2011, s. 197). Bu kapsamda yaratıcı bireyler toplumdan dışlanabilir veya toplum tarafından kabullenmeleri zor olabilir. Bu gibi durumlarda öğretmenlerin duruma müdahale etmesi ve yaratıcı düşünme için uygun bir ortam sağlaması gerekmektedir.

2.3.Yaratıcı Düşünme