• Sonuç bulunamadı

2.2. Yaratıcılık

2.2.3. Yaratıcı Ortam Oluşturma

Yaratıcı bireyler yetiştirmenin ön koşulları yaratıcı bir ortam, yaratıcılığı ortaya çıkarabilecek öğretmen ya da ebeveyn ve yaratıcılığı geliştirecek müfredat programlarıdır. Bu kapsamda yaratıcı bireylerin yaratıcılıklarını ortaya koyabilecekleri esnek ve üst düzey zihinsel becerilerin kullanılabileceği ortamlar yaratmak önem arz etmektedir. Yaratıcılık hangi ortamlarda kendini gösterir? Sorusuna yanıt aramadan önce yaratıcılığın ortaya çıkmasında önem arz eden kişilik vektörlerini (özelliklerini) tanımlamak gerekmektedir.

Yaratıcılığın ortaya çıkmasında Kurt Lewin’in alan teorisinden esinlenen kişilik vektörleri üç ana kategoride toplanabilir (Özçer, 2005, s. 35):

Bilgi: Spesifik ve genel bilgi, yeni bağlantılar kurma, özgür düşünebilme için yapı

taşları / depolar oluşturur.

Entelektüel yetenekler: Bilgiyi etkin kullanabilmek, yeni formlara sokabilmek için

gereken zihni beceriler.

Kişilik, karakter yapısı: Kişinin enerjisini açığa çıkaran duygusal yanı, modu,

aktiviteleri, kişinin bilgi ve becerilerini kullanabilecek şekilde risk alması ve bunları kullanırken yeni özgün fikirler üretebilme yeteneği.

Bireyin yaratıcı kabiliyet göstermesi için konu ya da durumla ilgili ön bilgilerinin yeterli düzeyde olması gerekmektedir. Öğrencinin konu hakkında temel kavramları ve amaçları bilmesi yaratıcılık için bir ön koşuldur diyebiliriz. Birey bu ön bilgilerinin kullanarak standart kalıpların dışına çıkarak esnek düşünüşler sergilemelidir. Bu kapsamda

58

yaratıcı bir ortam için ilk koşulun esnek ve aykırı düşünmeye uygun ortamlar sağlanması gerekliliği olduğu söylenebilir. Birey yaratıcılık sürecinde entelektüel yeteneklerini kullanarak mevcut bilgiyi yeni formlara sokmalıdır. Bu formların işe yarar ve pratik olması gerekmektedir. Bu kapsamda yaratıcılığı geliştiren ortamlarda bireyin entelektüel bilgisi kullanarak yeni bilgiler üretebileceği yöntem-tekniklerin kullanılması ve buna uygun araç gereçlerin temin edilmesi gerekmektedir.

Birey yaratıcılık sürecinde zihinsel süreçlerin yanında duygusal yapılarını da etkin bir şekilde işe koşar. Bu kapsamda bireyin temel ihtiyaçlarını karşılayan ve duygusal rahatlık sağlayan ortamların yaratıcılık için uygun olduğu söylenebilir.

Yaratıcılığın üç boyutu vardır. Bunlar;

1-Yaratıcılığın kişisel ve psikolojik boyutu: Yaratıcılık ister günlük yaşantımız içinde ister organizasyon içinde olsun arayış, heyecan, zevk, istek, motivasyon, birliktelik, paylaşım, kalite bilinci ve temel insani değerlere saygıyı gerektirir. İnsanların beklentileri gördükleri, bildikleri işittiklerinden öte kafalarında hatta bilinçaltında yerleşen taleplerden oluşmaktadır. Yaratıcı düşünceler üzerindeki en negatif dış baskı, etrafındaki insanların "mantıksızlık" şeklinde değerlendirmesinin yarattığı olumsuz psikolojidir. Yaratıcı insanlar bu tür riskleri göze alabilen insanlardır.

2-Yaratıcılığın ortaya çıkarılmasına yönelik metotlar: Sorun çözme aşamaları, "bilişsel" olduğu oranda yetenekleri de içerir. Hafızadan gerekli olan bilgileri alan beyin, süreci irdeler, yan etkilerini gözden geçirir ve testler uygular. Yaratıcılık için nesnelerle denemeler yapmak sonuçları görmek, şartları değiştirmek kısacası keşfetmek gereği vardır. Bir örnek olarak yeni ürün tasarımı ele alındığında değişik yönleriyle katma değer yaratmış olan ürünlerin verileri analiz edilerek tüm pozitif noktaların bir arada bulunduğu bir sonuç oluşturmak hedeflenmelidir.

3-Yaratıcılığın etkinliği: "Hızlı değişen şartlar altında bir hücumbot olmak, ağır bir savaş gemisi olmaktan iyidir." 1714 yılında ilk patenti alınan yazı makinesinin pazara sunumu 150 yıl sonra 1864’te gerçekleşebilmiş ve buzdolabı için sunum 35 yılı bulmuşken, şimdi bu süre neredeyse sıfırdır. Zaman içerisinde yaratıcılığın somut bir ürün, uygulama, sistematik veya anlayış olarak, yaşamımıza girme süresinin kısalması kadar, yaşamımıza getirdiği artı değer de o kadar önemlidir. İşletmelerde çalışanların, işletmenin her yönüyle ilgili olarak sınır tanımadan zihinlerinde denemeler yapmalarına fırsat vermeli ve ortam yaratmalıdırlar (Yıldırım, 2007, s. 114).

59

Okullarda yaratıcılık kültürün varlığı birçok değişkene bağlıdır. Bunlardan ilki, örgütsel yaratıcılık için, söz konusu bilgi ve motivasyon koşullarını sağlayacak ya da olumlu yönde etkileyecek yapısal özellikler ve yönetsel uygulamalar gereklidir (Çekmecelioglu, 2002, s. 554). Özellikle okullarda öğrencilerin yaratıcı becerilerini geliştirmek isteniyorsa okul müdürü, öğretmenler ve rehberlik servislerinin ortak bir gayede belirli amaçlar dahilinde ilerlemesi gerekmektedir. Acuner, Birdoğan ve Ekrem’e (2004) göre yaratıcılığı etkileyen örgütsel unsurlar; eğitim ve gelişim, motivasyon ve ödül, katılımcı yönetim ve terfi, yönetim desteği, etkileşim, iletişim ve esnekliktir. Bu kapsamda yaratıcılığı geliştirebilecek bir okul için uygun eğitim olanaklarının ve yaratıcı gelişmeyi sağlayacak esnek yapıda öğretim programlarının varlığı önem arz etmektedir.

Okul yönetiminin ve öğretmenlerin yaratıcı faaliyetleri ödüllendirmesi öğrencilerin motivasyonlarını ve başarılarını artıracaktır. Yaratıcı bireyler kararlarını serbest bir şekilde olumsuz eleştirilere maruz kalmadan ortaya koymak isterler. Bu kapsamda öğretmenlerin yaratıcı ortamlar oluştururken öncelikle esnek, aykırı ve normal olmayan (anormal) düşünce ve duygulara önem vermesi gerekmektedir. Aykırı görüş ve düşüncelere karşı önyargılı olan bir öğretmenin öğrencilerinden yaratıcı düşünce sergilemelerini beklemek olası değildir.

Nystrom, Ramamurthy ve Wilson (2002) demokratik ve işbirlikçi liderlik özelliklerine uygun bir ortamda yaratıcılığın en üst düzeyde gerçekleştiğini belirtmektedir. Bu kapsamda yaratıcılığı geliştirecek ortamların Lehtonen vd’nin (2016, s. 559) belirttiği gibi öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirecek ortamların öğrenci-öğretmen ve öğrenci- öğrenci iletişiminin etkin bir şekilde işlediği bir yapıda olması gerekmektedir. Her ne kadar yaratıcılık bireysel bağlamda düşünülse de iş birliği içinde yapılan çalışmalar hem bireylerin farklı düşüncelerle karşılaşıp yeni fikirler edinmesine hem de yaratıcı düşüncelerin eşgüdüm içinde gelişip güçlenmesine yol açacaktır.

Yaratıcı süreçler tüm öğretimsel aktivitelerde kullanılabilir. Yaratıcı düşünmeyi geliştirecek ortamlarda öğrenciler konun detaylarını görebilmeli, çözüm aranan problemler ile ilgili farklı türde fikirleri görmeli, konu ile alakalı ve alakasız fikir ve görüşleri karşılaştırabilmeli ve tüm bunları kullanarak yaratıcı fikirler elde edebilmelidir (Reid ve Petocz, 2004, s.45). Yaratıcılığı geliştirecek ortamlarda bilgisayar, akıllı tahta ve tablet gibi çoklu medya araçlarının kullanılması gerekmektedir. Yapılan araştırmalara göre sınıflarda multimedya araçlarının kullanılmasının yaratıcılığı, inovasyonu, insanlar arası iletişimi ve problem çözme becerilerini artırdığı bilinmektedir (Hollenbeck ve Hollenbeck, 2006, s. 1). Yaratıcılık her bireyde belirli düzeylerde bulunmasına rağmen her zaman ortaya çıkarılamaz.

60

Farklı araçların ve teknikleri kullanılması yaratıcı fikirleri ortaya koymada etkili olabilir. Bireyin herhangi bir konu üzerinde düşünüp o konu ile iletişime geçmesinin yaratıcılığı artırması beklenmekle birlikte rahat ve eleştiriden uzak bir ortamın yaratıcılığı daha fazla geliştireceği unutulmamalıdır (Forgays ve Forgays, 1992). Özellikler yaratıcı süreçlerde toplumsal normlar büyük engeller teşkil etmektedir. Öğretmenlerin öğrencilerin görüş ve düşüncelerini sunarken toplumsal normlardan uzaklaşmalarını sağlaması ve önyargıdan uzak her türlü düşüncenin saygı çerçevesinde dinlenerek eleştirilmesini sağlamaları gerekmektedir.