• Sonuç bulunamadı

4. BOĞSAK ADASI’NDA GEÇ ANTİK DÖNEME AİT İKİ KİLİSE

4.6. Yapıdaki Bozulmalar ve Sebepleri

Kilise 1 ve Büyük Sarnıç’ın bir kısmının üst örtüsü korunamamış, bu nedenle duvarlar dış etkilere kısmen açık hale gelmiştir. Yapıların tümünde malzeme bozulması, parça kaybı ve strüktürel bozulma görülmektedir.27 Bu bozulmalar yapıların anlaşılmasını

güçleştirmekte ve yapı grubunun tümüne oranla korunabilmiş olan az sayıdaki kalıntının, gelecekte korunabilmesine yönelik risk oluşturmaktadır.

BOGA’nın 2013 sezonunda Kilise 5’in çevresinde, 2016 sezonunda ise Kilise 1’in zemininde bulunan ve kökleriyle yapılara hasar veren ağaçlar temizlenmiştir (Varinlioğlu, 2014b, s.135; 2017b s.134). Bu tarihten önce buradaki bitki örtüsünün özellikle Kilise 1’de yapı eleman kaybına neden olduğunu anlaşılmaktadır.

26 Kenger yaprağı.

62

4.6.1. Malzeme bozulmaları

Yapılarda kullanılan ana malzeme yerel kireçtaşıdır. Yapı taşları üzerinde gözlenen malzeme bozulmaları çok derin olmayan yüzey kayıpları, bitki oluşumu ve derz boşalması olarak gruplandırılabilir.

Kullanılan kireçtaşları içeriği açısından farklılık gösteriyor olsa da bozulma oranları aynıdır ve hemen hemen tüm taş yüzeylerinde 1 cm’den küçük veya biraz daha derin yüzey kayıpları mevcuttur. Bu kayıpların iki nedeni olabilir. Birincisi, hava kirliliği nedeniyle kireçtaşının alçı taşına dönüşmesi sonucu yüzeylerde oluşan alçı taşının yağmurla yıkanarak dökülmesidir. Yağmurla yıkanamayan yüzeylerde ise oluşan alçı taşının rengi, üzerinde toz ve kir birikmesi sonucu siyaha dönmüştür. Özellikle üst örtüsü korunabilmiş olan ve bu nedenle duvar yüzeylerinin yağmurla yıkanamadığı Kilise 5 (Şekil E.45, Şekil E.49 ve Şekil E.50), Büyük Sarnıç (Şekil E.51 K Kesiti) ve Platform 1’in alt kotundaki mezar odasının (Şekil E.52 M Kesiti) iç duvarlarında hava kirliliği kaynaklı siyah kabuk oluşumu gözlenmiştir.

Dış etkilere açık olan taşlardaki bu derin olmayan yüzey kayıplarının ikinci nedeninin ise yılın belli dönemlerinde adayı ziyaret eden martılar olabileceği düşünülmektedir. Martı dışkısında bulunan çözünebilir nitrat tuzu kristalleri yapı malzemesinin içindeki çatlaklara yerleşir. Bu kristallerin hacim değişimi taşın içindeki gözenekleri genişleterek yüzey kaybına neden olur. Yapı malzemelerine zarar veren tuzlar rüzgâr yoluyla denizden taşınmış da olabilir. Taşın içindeki gözeneklere dolan suyun (yağmur veya nem kaynaklı su) donup çözünmesi sonucunda da malzeme zayıflar ve bu durum yüzey kayıplarına neden olur. Yapı grubundaki taşlarda görülen en derin yüzey kaybı çoğu yerde 5 cm’i geçmemektedir. Bu kayıpların çoğunluğu ise kemer ve tonozların kilit taşlarındadır.28

Duvarlarda kullanılan harç zamanla birleştirici özelliğini kaybetmiştir ve bu nedenle çoğu yerde derzler boşalmış durumdadır. Özellikle Kilise 1’de kullanılan taşların arasındaki derz boşalması, yapı malzemelerinin yerinden ayrılmasına neden olmaktadır (Şekil E.46, Şekil E.47 ve Şekil E.52). Büyük Sarnıç’ın kuzey cephesinin

28 Şekil E.49 ve Şekil E.50’de Kilise 5’in tonoz taşlarında, Şekil E.48 F Kesiti ve Şekil E.51 K Kesiti’nde

Kilise 1’in narteksinin doğu duvarındaki hafifletme kemerinde 1 cm’den büyük; ancak 5 cm’i geçmeyen parça kaybı görülmektedir.

63

kuzeybatı köşesindeki üç blok taş ise harç boşalmasından dolayı batıya doğru kayabilecek durumdadır (Şekil E.56 Kuzey Cephesi). Üst örtüsü korunabilmiş olan Kilise 5’teki derz boşalması ise Kilise 1’e oranla çok daha azdır (Şekil E.49 ve Şekil E.50).

Tüm yapılarda boşalan derzlere ve yıkılan duvarların iki cidarı arasındaki moloz ve harçlı dolgu kısmına taşınan tohumlar buralara yerleşip kök salarak bitki oluşumuna neden olmuştur. Yapı malzemeleri arasında oluşan bu otsu ve odunsu bitkiler, mevcut boşlukları genişletmektedir. Kilise 5’in tüm cephelerinde ve çatısında (Şekil E.55 ve Şekil E.56), Kilise 1’de otsu bitki oluşumu gözlenir (Şekil E.53). Büyük Sarnıç’ın batı cephesinde büyük bir odunsu bitki öbeği görülebilmektedir (Şekil C.71 ve Şekil E.52 M Kesiti).

4.6.2. Strüktürel bozulmalar

Yapılarda görülen strüktürel bozulmalar yapı taşlarının yerinden ayrılması, parça kayıpları sonucu strüktürün zayıflaması, duvarların eğilmesi ve temel zayıflaması sonucunu yapının tamamında gözlenen bir yöne eğilme olarak sıralanabilir.

Kilise 1’in narteksinin doğu duvarı zeminden 1.50 m yükseklikten itibaren batıya doğru eğilmiş durumdadır (Şekil E.46). Naosun kuzey duvarında ise herhangi bir strüktürel çatlak veya bozulma görülmemektedir.

Kilise 5 yapı grubu içerisinde en iyi korunmuş olan yapıdır; ancak burada strüktürün zayıf olduğu noktalardan biri, kuzey cephesindeki aynası boşalmış hafifletme kemeridir (Şekil C.52 ve Şekil E.50 D Kesiti). Güney cephesindeki hafifletme kemeri ise tamamen bozulmuştur ve bu nedenle kemerin üzerinde kalan duvar örgüsü mevcut durumda desteklenmemektedir (Şekil C.53, Şekil E.50 C Kesiti). Buradaki duvar kesitinin ortasında yer alan moloz dolgusu, harcın birleştirici özelliği azaldıkça dökülmüştür. Doğu cephesindeki apsise ait yarım kubbe kısmen korunabilmiştir. Ancak apsis duvarının korunamaması nedeniyle havada asılı durumdadır ve bu kubbeyi destekleyecek bir eleman yoktur (Şekil C.42, Şekil C.51 ve Şekil E.49 A Kesiti, Şekil E.55). Söz konusu bu üç nokta Kilise 5’in strüktürün en zayıf olduğu yerlerdir. Yapı güneye doğru 1-2° arasındaki bir değerde eğilmiş durumdadır (Şekil E.49 B Kesiti). Bunun nedeni, yapıyı bu yönde destekleyen Platform 2’nin neredeyse tamamen bozularak işlevini yitirmiş olmasıdır. Bu durum yapının temelinin zayıflamasına neden olmuştur.

64

Büyük Sarnıç’ın zemin katının tonoz örtüsü kısmen korunabilmiştir (Şekil E.51 K Kesiti, Şekil E.52 M Kesiti). Tonozun bozulması yapının birinci katının anlaşılmasını güçleştirmektedir. Aynı zamanda bu durumda yapının içerisi, dış etkilere maruz kalmaktadır. Geç dönemde yapının doğu ve kuzey duvarlarına bitişik inşa edilmiş olduğu düşünülen ek duvarların yıkılması, sarnıcın her iki yönde de duvar yüzeylerinde kayıplara neden olmuştur. Bu durum kuzey cephesinde duvar yüzeyinin bir bölümünün tamamen yıkılmasına ve doğu duvarının ise dış cidarının sökülmesine neden olarak yapıyı zayıflatmıştır (Şekil C.70 ve Şekil E.56 Doğu Cephesi). Kuzey cephesinin kuzeybatı köşesindeki üç blok taş harç boşalmasından dolayı birbirinden ayrılmıştır ve bu nedenle yapı bu yönde strüktürel olarak zayıflamıştır.

4.6.3. Yapı bileşenlerindeki kayıplar

Yapının mimari elemanlarının büyük bir kısmı kayıptır. BOGA’nın yüzey araştırmaları sırasında yapılara ait olduğu düşünülen yedi adet sütun başlığı, biri in situ olmak üzere üç adet sütun kaidesi ve Kilise 5’in narteks tabanında opus sectile döşemesine ait mermer parçaları ile pek çok sütun parçası bulunmuştur. Kilise 5’in kuzey cephesindeki kapı açıklığına ait eşik taşı korunabilmiştir. Büyük Sarnıç’ın L planlı merdivenine ait on beş basamak ve Platform 2’ye ait sekiz basamak korunabilen diğer yapı bileşenleridir. Ancak kapı ve pencerelerin tanımlanmasına yardımcı olabilecek lentolar, eşik taşları ve döşeme taşları kayıptır. Bunun yanı sıra adadaki özellikle kıyı şeridindeki yapılara ait taşların ve profilli parçalar ile sütun başlığı gibi mimari plastik parçaların, ana karada yeni yapıların inşasında kullanılmak amacıyla yağmalanmış olduğu bilinmektedir (Varinlioğlu, 2015, s.465). Bu durum, yapı grubunun anlaşılması için adadaki diğer kiliseler ile karşılaştırmayı zorlaştırmıştır.

65