• Sonuç bulunamadı

5. RESTİTÜSYON

5.2. Kronolojik Analiz

Yapı grubunun dönemleri kronolojik analizde gösterilmiştir ve grubun üç evresi tespit edilebilmektedir (Şekil E.57). Birinci evrede Kilise 1, Platform 1 ve Büyük Sarnıç’ın alana inşa edilen ilk yapılar olduğu düşünülmektedir. Kilisenin batısındaki platform

84

ve sarnıçla birlikte inşa edilmediği durumda, yapının ana girişinin Kilikya Bölgesi’nde yaygın olduğu şekilde batı cephesinden tribelonla verilebileceği akla gelmektedir. Büyük Sarnıç’ın güney cephesine dik konumlanan duvar parçasının Kilise 1’e bakan doğu yüzeyi üzerindeki kiriş delikleri (Şekil C.7) de bu iki yapı arasında, Kanlıdivane 3 numaralı Bazilika’nın batı cephesinde olduğu gibi44, üstü örtülü bir koridor veya sundurma olduğunu düşündürmektedir. Tüm bunlar göz önüne alındığından bu yapıların aynı dönemde inşa edildiği kabul edilmiştir. Hellenkemper ve Hild sütun başlıklarından dolayı Kilise 1’i 5. yüzyılın ikinci yarısı ve 6. yüzyıl arasındaki döneme tarihlendirmiştir (Hellenkemper ve Hild, 1986, s.37). Benzer şekilde yapı Varinlioğlu tarafından mimari plastiğe dayanarak adada belgelenmiş diğer kiliselerle birlikte 5. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmiştir (Varinlioğlu, 2012, s.176). Analoji çalışmasından elde edilen veriler ve sonraki dönemlerde eklendiği düşünülen mekânlarla ilişki söz konusu olduğunda yapı grubunun birinci evresi için 5. yüzyılın son çeyreği ile 6. yüzyılın ilk çeyreği arasındaki dönem önerilebilir. Ancak adadaki yerleşimin 4. yüzyılının sonunda ortaya çıktığı göz önüne alınırsa (Varinlioğlu, 2019a, s.5) adanın neredeyse zirvesinde konumlanan ve bu nedenle Boğsak Adası’ndaki en önemli dini mekân olduğu düşünülen bu yapı grubu için 6. yüzyıl oldukça geç bir tarih olabilir. Bu nedenle yapı grubunun birinci evresinin tarihlendirilmesi için 5. yüzyılın son çeyreği daha muhtemeldir.

Kilise 1’in kuzey duvarının yapım tekniğinin +3.09 m’den itibaren değişiyor olması bu yapının bir onarım geçirdiğine işaret etmektedir. Duvarın üst kotunda kullanılan yapım tekniği Ek-A’nın yapım tekniği ile aynıdır. Bu durum Ek-A’nın ana yapının onarımı sırasında veya yakın bir tarihte eklenmiş olduğunu düşündürmektedir. Biraz daha geç bir tarihte Kilise 1’in kuzeydoğu ucuna Kilise 5 ve Platform 2’nin dahil edildiği düşünülen bu dönem, yapı grubunun ikinci evresi olarak tanımlanmaktadır. Bu evrenin tarihlendirilebilmesi için iki konuya dikkat edilmesi gerekmektedir. Birincisi Kilise 5’in mimari özelliklerine göre hangi dönemde inşa edilmiş olabileceğidir. Yapıyı 1906-07 yıllarında ilk inceleyen akademisyen Guyer, kiliseyi 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirmiştir (Varinlioğlu, 2017c, s.261). Hellenkemper ve Hild yapının Akkale’deki anıtsal mezar ile kıyaslandığında 5. yüzyıla ait olabileceğini;

85

ancak kesinlikle 6. yüzyıldan sonraya ait olamayacağını belirtmiştir (Hellenkemper ve Hild, 1986, s.37). Aydın, yapının içerisinde devam eden silmeye dikkat çekerek bu mimari öğenin Kilikya ve Isaurya bölgesinde 5. yüzyıl sonu ile 6. yüzyılın başı arasındaki döneme tarihlendirilen dini yapılarda görülen ortak özellik olduğundan bahsetmiştir (Aydın, A., 2015, s.270). Kubbenin de aynı dönemde kullanıldığını belirterek yapı için 5. yüzyılın sonu ile 6. yüzyılın başı arasında kalan bir dönemi önermiştir (Aydın, A., 2005, s.271). Varinlioğlu, Kilise 5’in adadaki diğer altı kiliseden plan şeması ve dekorasyon programı açısından farklılık gösterdiğini ve bu yapının 5. yüzyılın sonu veya 6. yüzyılda inşa edilmiş olabileceğinden bahsetmiştir (Varinlioğlu, 2019a, s.9). İkinci ve en önemli konu ise Kilise 1’in geçirdiği onarımın ne kadar kapsamlı olduğudur. Yapının onarım sonrası örülen duvarının korunan yüzeyi üzerinde galeri katına ait kiriş delikleri bulunmamaktadır (Şekil C.14 ve Şekil E.21). Kilikya Bölgesi’nde Geç Antik dönemde inşa edilen kiliselerin çok büyük bir kısmının yan neflerinin üst örtüsü tonoz değil, ahşaptır. Bu durum Kilise 1’in onarım geçirmesine neden olan bozulmanın, galeri katı ve buna bağlı olarak çatı da dahil büyük çaplı bir yıkım olabileceğini düşündürür. Yapının birinci evresinin tarihlendirilmesini olumlayan bu yıkımın nedeninin 525 tarihli Büyük Kilikya Depremi olabileceği düşünülmektedir. Bu deprem 525 yılının Ekim ayında, 9 şiddetinde gerçekleşmiştir ve depremin ardından bir tsunaminin meydana geldiği düşünülmektedir (Erel ve Adatepe, 2007, s.243). Aynı depremde Mersin İlinin Mezitli İlçesindeki Soli Kenti harap olmuştur (Bilir, 2014, s.240). Bunlara dayanarak Kilise 1’in büyük oranda yıkılıp, kısmen yeniden inşa edildiği ve bu onarım sırasında veya yakın bir dönemde doğu çevre koridorunun kuzeyine önce Ek-A’nın, daha sonra ise yapının doğusuna Platform 2 ve Kilise 5’in dahil edildiği düşünülür. Yapı grubunun ikinci evresi olarak tanımlanan bu onarımın 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilebileceği düşünülmektedir.

Üçüncü evrede ise yapı grubunun kuzeyine kavisli bir çevre duvarı eklenmiştir. Bu duvarla Kilise 1 arasında kalan alanda da yeni yapılar inşa edildiğine dair izler bulunur. Kuzeyindeki ek yapıların yapım tekniği Kilise 1’in onarım sırasında örülen kuzey duvarı ve Kilise 5 ile benzerdir. Bu nedenle çalışmanın başında kuzeydeki ek yapıların ikinci evrede veya ikinci evreye yakın bir dönemde inşa edildiği düşünülmüştür. Ancak bu ek yapıların konumları, boyutları ve birbirleriyle olan ilişkileri düşünüldüğünde hepsinin aynı dönemde inşa edilmiş olabileceği fikri akla

86

gelmektedir. Bunun sonucunda bu mekânların yapının üçüncü evresinde çevre duvarının inşasından sonra özelleşen Kilise 1’in kuzey avlusuna eklendiği düşünülmektedir. Ancak bu mekânların işlevine yönelik yapılardan veri elde edilememektedir. Güney çevre koridorunun alt kotunun batı ucundaki mekânın kemerli giriş açıklığının örülerek kapatılmış olması ve aynı koridorun doğu ucundaki mekânın ise Güney Sarnıç’a dönüştürülmesinin de bu dönemde gerçekleştiği düşünülmektedir. Bu bağlamda yapı grubunun alt mekânlarının bu üçüncü evrede bir işlev değişikliğine bağlı olarak değişime uğradığına yönelik bir öneri geliştirilmiştir. Adadaki seramik buluntularına göre yapı grubunun üçüncü evresi 9.-10. veya 12. yüzyıla tarihlendirebilir; ancak bu tarihlendirme için kesin bir yargıda bulunmak mümkün değildir.