• Sonuç bulunamadı

2.4. Kıyı Destinansyonların Tarihsel Gelişimi

2.4.2. Geleneksel Kıyı Resortlardan Kitle Turizm Resortlarına Dönüşüm

3.1.1.5.2. Yaşam Döngüleri Açısından Destinasyonlarda Değişim

Destinasyonlarla ilgili iki önemli konu, destinasyonların dinamik olduğu ve yönetilmelerinin gerekliliğidir (Butler, 2012). Butler’ın modelinin orijinal çıkış noktasını ortaya koyan Plog (1974), destinasyonların yaşam döngüleriyle ilgili olarak, “destinasyonlarda denetim altında tutulmayan bir turizm, kendi yıkımının tohumlarını kendi içinde barındırır (Weaver, 2006) ve etkili bir şekilde yönetilmedikçe destinasyonlar çok büyük bir olasılıkla çöküş sürecini yaşayacaktır” görüşünü savunmakta, ancak her destinasyonun bu süreci kaçınılmaz olarak

yaşayacağını iddia etmemektedir. Plog’a göre yıkım sürecinin yaşanmaması için destinasyonların yönetiminden sorumlu olan yetkililer, ne tür yönetimsel yeniliklerin ve değişikliklerin gerekli olduğunu ve ne zaman uygulanacağını doğru tespit etmelidirler (Plog, 1974).

Turizm, durgunluk ve dinamizm arasında bulunan açık bir mücadele alanıdır. Destinasyonları eşşiz kılan şey de aslında destinasyonun gelişim sürecini etkileyen bu iki güç unsur arasında sürekli olarak var olan ve değişik seviyelerde devam eden mücadeledir denilebilir. Durgunluk ve dinamizm arasındaki ilişki ve denge bu iki unsurun etkileşim şekline ve destinasyonda yaşayan yerli halk ile dışsal güçlerin etkisine bağlıdır. Destinasyonlarda var olan durgunluğun sebepleri, kısmende olsa pekçok insanda var olan konfor ve geçmiş özlemi, benzer tatil yerlerine dönüşmeme isteği, eski alışkanlıklar ve tercihlerdir denilebilir. Genel olarak ani değişikliklere karşı olma hem turistlerde hem de yerel halkta mevcut olan bir bakış açısıdır (Coles and Shaw, 2006). Destinasyonlarda durgunluğun bir diğer sebebi de, hem yerel halk hemde destinasyonların yönetiminden sorumlu olan yetkililerin var olan turizme para harcamama, yatırım yapmama isteğidir.

Destinasyonlar gelişme evresine girdiklerinde kaçınılmaz olarak değişen oranlarda ve sonuçlarda değişikliğe uğrarlar. Turizm destinasyonlarında değişim denilince çoğunlukla tek yönlü bir bakış açısıyla gelişme akla gelir. Kısacası, gelişme çoğunlukla değiştirilemez bir unsur olarak kabul edilir (Dodds, 2007). Diğer taraftan, destinasyonlarda gelişme genellikle, aşamalı, yavaş ve kümülatifdir. Bu nedenle, sonuçları genellikle daha önceden planlanmamış olduğu kadar, istenmedik ve beklenmedik sonuçlardır. Destinasyonlarda küçük ölçekli gerçekleşen gelişmelerin etkilerinin bir süre farkedilmemesi, yönetimle ilgili sınırlamalar ve önlemlerin alınması için geç kalınmış olması anlamına gelir. Aslında destinasyonlarda gerçekleşen değişim turizmin dinamikliğinden dolayı hep vardır, çünkü değişiklik olmaksızın kar ya da zarardan bahsedilemez. Bu yüzden değişim doğaldır denilebilir. Ancak önemli olan değişim olgusunun ve istenmeyen etkilerinin nasıl algılandığıdır. Belli destinasyonlarda ya da geçen zaman içinde turistik etkinliklerin popüleritesinde

olmak üzere pekçok değişiklik olmaktadır. Bu değişiklikleri tetikleyen unsurlardan bazıları şunlardır:

 Katılımcıların medya ve işletmelerce teşvik edilmeleri,

 Yeni ürünler ve fırsatların sektör içinde teşvik edilmesi. (yeni destinasyonlar eskilere oranla daha fazla avantaja sahip olurken medyada sık sık gündeme gelmektedirler),

 Teknolojik yeniliklerin pazarlama, tanıtım, tatil ve konaklama imkanı satın alma hususlarında yeni fırsatlar yaratması,

 Özellikle ölçek ekonomilerin turizm yatırımlarına sağladığı desteklerin destinasyonların gelişimine katkı sağlaması,

Turizm destinasyonlarında değişim, evrimsel ve devrimsel olmak üzere iki şekilde gerçekleşme eğilimi gösterir. Evrimsel değişim aşamalı, sürekli, var olan yapının üzerinde gerçekleşen, tekrarlanan bir süreçtir ve sıklıkla iç güç kaynaklı olup bu tarz bir değişimde tahmin edilebilir bir değişim durumu sözkonusudur. Ondokuzuncu yüzyıldan bu yana pek çok İngiliz tatil beldesinde de meydana gelen değişim evrimsel değişime örnektir.

Diğer taraftan devrimsel değişim ise aniden gerçekleşir, doğası gereği değişkendir, dış kaynaklıdır, boyutu, doğası ya da zamanı belli değildir ve var olan turistik özellikleri yok edici bir özelliğe sahiptir (Butler, 2012). Devrimsel değişim, çoğunlukla bir destinasyonda gerçekleşen teşebbüsçü yenilik ve yatırımlar sonucu oluşan ani ve daha önceden planlanmamış bir değişimdir (Butler and Russel, 2010). Böyle bir değişim hareketi destinasyonun potansiyel turizm pazarına yansıttığı imajını, doğasını ve fiziksel görüntüsünü de tamamen değiştirebilir. 1970’ lerin sonunda bir kumar merkezine dönüştürülen Atlantic City belkide devrimsel değişimin en çarpıcı örneğidir (Rubenstein, 1984). Bu yüzyılın başlarında bir diğer değişim örneği de Macau dur. Diğer örnekler, Magic Kingdom ile Florida turizmini radikal bir şekilde değiştiren Walt Disney sayılabilir (Russel, 2010) .

Destinasyonların değişim araçlarının iç ve dış kaynaklı olabileceği fikrini paylaşan araştırmacılardan Weaver ve Oppermann’a göre (2000) bir destinasyonda

turistik tesislerle ilgili gelişmeler iç kaynaklı ve kasıtlı olurken, diğer taraftan potansiyel bir piyasadan fiyatları cazip bir havayolu şirketinin piyasaya girmesi ziyaretçi sayıları üzerinde önemli etkiler yaratabilmektedir. Bu tarz bir hareket dış kaynaklı ve kasıtlı bir değişimi ifade eder. Aynı şekilde terör eylemleri genellikle dış kaynaklıdır ve destinasyonu, hatta birden çok destinasyonla ilgili turizm politikalarını olumsuz etkiler niteliktedir (Butler, 2012).

Destinasyonlarda değişime neden olan araçlarla ilgili bilinmesi gereken bir diğer konu da, bu araçların farklı destinasyonlarda farklı şekillerde etki yaratabileği hususudur. Örneğin, turizm piyasasında turistlerin tercih ve zevklerindeki farklılıklar destinasyonlarda sunulan olanaklara da bağlı olarak olumlu ya da olumsuz etkiler yaratabilir. Bu sebeple değişimin şekli ne olursa olsun destinasyonları yönetenlerin bölgelerindeki turizmi etkileyerek değişime sebep olan faktörlerin ne olduklarını ve doğal yapılarının nasıl olduğunu iyi anlamaları son derece önemlidir. Aksi takdirde başarılı bir değişim mücadelesi verilemez.