• Sonuç bulunamadı

4.2. Araştırmada Kullanılan Veri Toplama Teknikleri

4.2.1. Nitel Yöntem Verilerinin Toplanması

Algıların ve olayların, gözlem, görüşme, doküman analizi gibi nitel veri toplama teknikleri kullanılarak doğal bir ortamda, gerçekçi ve bütüncül bir yaklaşımla ve tümevarıma dayalı olarak analiz edildiği bir araştırma yöntemi olarak tanımlanan nitel araştırmalarda kuram oluşturmayı temel alan bir anlayış söz konusudur (İslamoğlu ve Alnıaçık, 2014; Yıldırım ve Şimşek, 2011). Nitel araştırmalarda, hareketlilik ve değişkenlik içindeki sosyal olgular araştırılmakta ve araştırılan konular ilgili bireylerin bakış açılarından görülmeye çalışılmaktadır. Bu tür araştırmalarda çevre, süreç ve algılarla ilgili olmak üzere çoğunlukla üç tür veri toplanır. Bu verilere ulaşmak için de, yaygın olarak kullanılan veri toplama yöntemleri görüşme, gözlem ve yazılı dokümanların incelenmesidir (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 40).

Araştırmada süreç analizi mantığı içerisinde, Alanya ve Manavgat destinasyonlarının turizm gelişimlerini inceleyebilmek ve yaşam döngülerinin hangi aşamada olduklarını tespit edebilmek amacıyla geçmişe dönük bilgilere ulaşılmak istenmiştir. Ancak 1980 öncesi yıllara ilişkin tatmin edici düzeyde kayıtlı ve basılı materyallere ulaşılamaması nedeniyle yalnızca sınırlı oranda yazılı doküman analizi yapılabilmiştir. Dolayısıyla geçmişe dönük derinlemesine verilere ancak görüşme yöntemi ile ulaşılabileceği düşüncesi oluşmuştur.

Nitel verilere ulaşmakta yaygın olarak kullanılan görüşme tekniği, sözlü iletişim yoluyla bilgi toplama olarak tanımlanmaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2011:119; Mil, 2007; Longhurst, 2010). Görüşme tekniği yüz yüze yapılabildiği gibi telefon aracılığı ile de yapılabilir (Creswell, 2009). Her ne kadar nicel araştırmalarda “yüz yüz anket yöntemi” şeklinde bir teknik olsa da, görüşme tekniği nitel araştırmalarda kullanılan sayısal sonuçlar içermeyen farklı bir yaklaşımdır.

Görüşmede amaç, görüşülen kişilerin araştırma konusuyla ilgili bakış açılarının ne olduğunu bulmaktır. Dolayısıyla nicel araştırmalarda uygulanan anket yönteminde, görüşmecinin anket sorularını sorup cevapları kayıt altına alması yeterliyken, nitel araştırmada alınan bir cevaba bağlı olarak yönlendirici ve çok boyutlu olmayan yeni sorularla daha derinlemesine bilgi elde edilebilir (Mil, 2007; İslamoğlu ve Alnıaçık, 2014). Nitel görüşmeler aranılan bilginin türüne göre içerik olarak birbirinden farklılık gösterir. Örneğin, kültürel görüşmelerde, insanların deneyimle öğrendikleri ve gelecek kuşaklara aktarılan ‘şey’ ler üzerine soru sorulurken, sözel tarihli görüşmelerde, belli bir zaman aralığında gerçekleşen önemli bir olayın görgü tanıkları bir betimleme beklentisiyle dinlenir. Türü ne olursa olsun görüşmelerin ortak özellikleri; söyleşi tarzında olması, görüşülenin bakış açısını yakalamaya önem vermesi ve görüşmenin esnek bir yapıda olmasıdır. Görüşme tekniğinde görüşme yapılan kişinin bakış açısının keşif sürecinde, sadece söylenilen sözler değil, mülakat boyunca gözlemi yapılan kişinin jest ve mimikleri de kelimelerin altında yatan gizli bilgi gerçeğine ulaşmak açısından önemli veri kaynaklarıdır (Mil, 2007).

Yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış ve yapılandırılmamış olmak üzere üç tür görüşme türü vardır. Araştırmanın amaç ve hedeflerine göre uygun teknik tercih edilebilmektedir (Mil, 2007; Gill, Stewart, Treasure ve Chadwick, 2008). Bu araştırmada araştırmanın nitel amaçlarına ulaşmak için gerekli sosyolojik verilerin yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile ulaşılabileceği fikri oluştuğundan bu teknik tercih edilmiştir. Bu teknik bireylerin deneyimlerine, görüşlerine ilişkin bilgi edinmede kullanılan etkili ve sosyal bilimler alanında yaygın olarak kullanılan bir tekniktir (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 41).

Araştırmanın nitel kısmında yapılan görüşmelerde amaca göre örneklem yöntemi tercih edilmiştir. Bunun nedeni araştırmanın amacı gereği yarı yapılandırılmış mülakat öncesinde oluşturulan soruların, ancak konuyla ilgili belli bir bilgi ve tecrübe birikimine sahip bireylerce cevaplanabilecek olmasıdır. Örneklem seçiminde araştırmanın problemlerine ilişkin olarak zengin bilgi kaynağı olabilecek bireylerin seçiminde kartopu örnekleme seçimi yapılmıştır. Bu yöntem nitel araştırmalarda yapılan görüşmelerde sıkça tercih edilen bir uygulamadır. Kartopu

örnekleme süreci çok basit bir soruyla başlar: “Bu konuda en çok bilgi sahibi kimler olabilir? Bu konuyla ilgili olarak kim ve kimlerle görüşmemi önerirsiniz?” Süreç ilerledikçe elde edilen isimler tıpkı bir kartopu gibi büyüyerek devam edecek, belirli bir süre sonra belirli isimler hep öne çıkmaya başlayacak, araştırmacının görüşmesi gereken birey sayısı azalmaya başlayacaktır (Noy, 2008: 330; Voicu ve Babonea, 211: 1342). Örneklem seçiminde dikkat edilen bir diğer husus da gerçeğin farklı yönlerini ve oluşumlarını öğrenebilmek için farklı özelliklere sahip katılımcıların araştırmaya dahil edilmesidir (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 109 ).

Araştırmanın örneklemini ulaşılmak istenen hedefler doğrultusunda birbirinden farklı meslek gruplarından, farklı bakış açılarına sahip bireyler oluşturmaktadır. Katılımcılar Alanya ve Manavgat destinasyonlarında uzun yıllardan bu yana yaşamakta olan resmi kurum ya da turizm işletmelerinde söz sahibi yetkili, yerel yönetici, sektör temsilcisi, tarihçi ve yazar gibi farklı özelliklere sahip bireyler arasından tercih edilmiştir. Araştırmada bu tekniğin uygulanma sebebi ise, araştırmanın evrenini teşkil eden Alanya ve Manavgat destinasyonlarının turizm hareketlerinin başladığı ilk tarihlerden 1980’ li yıllara kadar geçen döneme ait literatür kaynaklarında tatmin edici düzeyde bilgiye ulaşılamamış olunması, dolayısıyla turizm gelişimleriyle ilgili bu açığın bu yöntemle doldurulmak istenmesidir.

Nitel araştırmalarda çokça tercih edilen görüşme tekniğine ilişkin örneklem sayısıyla ilgili olarak araştırma hedeflerine ulaşmak için 6-12 arasında katılımcı sayısının yeterli olacağı belirtilmektedir (Noy, 2008: 330; Sita ve Nor, 2015:4). Bu sayının belirlenmesinde kriterlerden birisi kartopu örneklem seçiminde uygulanan örneklem seçimi sürecinde tavsiye edilen kişilerin isimlerinin tekrarlanmasıdır. İkinci kriter ise, araştırma sorularına yönelik olarak katılımcılardan alınan cevapların tekrarlanmasıdır. Bu sayede araştırmacı kişi sayısınına ve verilerin yeterli olduğuna ilişkin doygunluğa ulaşır. Daha açık bir ifadeyle katılımcıların araştırma sorusuyla ilgili verdiği cevaplar tekrarlandıkça araştırmacı elde ettiği verilerin ve katılımcı sayısının yeterli olduğuna karar vermektedir (Sita ve Nor, 2015:4; Guest, Bunce and Johnson, 2006: 79). Bu çalışmada araştırılan bölgeler ve dönemlere ilişkin yeterli

bilgi ve tecrübe birikimine sahip önerilen 20 katılımcıya ulaşılmış ve bu katılımcılarla birebir yapılan görüşmelerden elde edilen veriler araştırmanın amaçlarına ulaşabilmek için tatmin edici seviyede görülmüştür. 15 Haziran - 15 Temmuz 2016 tarihleri arasında yapılan görüşmeler, katılımcıların tercih ettiği tarih ve saatlerde gerçekleştirilmiştir.

Yarı yapılandırılmış görüşmeler araştırılacak araştırma konusunu tanımlamaya yardımcı olan birkaç temel sorudan oluşur. Bu görüşmelerde araştırmacı yönelteceği belli başlı soruları her ne kadar önceden hazırlamış olsa da, bu sorularla başlayan görüşme esnasında başka sorular sorma gereğini hissederek katılımcıya yeni sorular yönlendirebilir. Yani görüşmeciler derinlemesine bilgi elde etmek için temel soruları başka sorularla destekleme özgürlüğüne sahiptir (Gill, Stewart, Treasure ve Chadwick, 2008).

Tez çalışmasında, yapılan yarı yapılandırılmış mülakatların öncesinde destinasyonların yaşam evreleri ve turizm gelişim seyirleriyle ilgili olarak literatür kaynaklarından elde edilen bilgiler ve araştırmanın amaçları doğrultusunda Alanya ve Manavgat destinasyonlarının turizm gelişimleriyle ilgili olarak cevaplanması beklenen üç temel soru geliştirilmiştir. Bu sorular;

 İlk turizm hareketleri ne zaman, nasıl başladı ve nasıl bir gelişim seyri izledi?

 Yerel halkın ve yerel yönetimlerin sürece dahil oluşları nasıl oldu?

 1950-1980 arası dönemde her iki bölgede alt ve üst yapı gelişimi nasıl oldu?

Ortalama 1,5 - 2 saat süren görüşmeler esnasında ayrıntılı ve derinlemesine bilgi toplamak için gerekli görüldükçe temel sorulara ek olarak yeni sorular sorularak araştırılan dönemlere ait bilgi boşluğu doldurulmaya çalışılmış, bu sayede ulaşılmak istenen derin bilgiye ulaşılmıştır. Yapılan görüşmelerin akışı içerisinde her iki destinasyonun turistik alt ve üst yapı gelişimi, ziyaretçi profili ve sayısı, yerel halkın nüfusu, ziyaretçilere bakış açısı ve sektörle olan ekonomik bağı, destinasyonların doğal yapısı, mimari ve fiziki özellikleri gibi kriterler dikkate alınarak

cevaplayıcılara araştırılan dönemlere ilişkin ek sorular sorulmuştur. Sorulan herbir soru araştırma alanlarının turizm gelişimlerinin hangi yaşam evresinde olduğunu tespit etmek açısından önemlidir. Görüşülen bireylere sorulan temel ve ek sorular günlük konuşma tarzında geçen esnek bir yapıda ve bilgi almaya davet edici bir sohbet niteliğinde, bireylere yönlendirme yapmaksızın empatik bir çerçevede sorulmuştur. Bu sayede görüşme süreci rahat bir ortamda geçmiş, görüşülen bireylerle etkili bir iletişim kurulmuştur. Yapılan görüşmelere başlamadan önce bireylere görüşmenin kayda alınmasını isteyip istemedikleri sorulmuş, bireylerin bir kısmı bu talebi kabul etmiş diğer bölümü ise istememiştir. Bireylerin talep ve fikirleri doğrultusunda tek başına not alma yöntemi ya da not tutma ve kayıt cihazının kullanıldığı her iki yöntemle veriler kayıt altına alınmıştır. Yanıtlara ek olarak görüşülen bireylerin sözel olmayan davranışları, jest ve mimikleri gözlenmiş ve not edilmiştir.

Bilimsel araştırmalarda sonuçların inandırıcılığı açısından geçerlik ve güvenirlik en yaygın kullanılan iki ölçüttür. Ancak nitel araştırmalarda geçerlik ve güvenirlik ifadelerinin yerine inanılırlık, sonuçların doğruluğu ve araştırmacının yetkinliği gibi ifadelerden bahsetmenin daha doğru olduğu yönünde değerlendirmeler vardır (Krefting, 1991). Bu hususta Guba ve Lincoln nitel araştırmalarda geçerlik - güvenirlikten ziyade inandırıcılığın (trustworthiness) olması gerektiğine dikkat çekerek, bu kapsamda inanılırlık, güvenilebilirlik, onaylanabilirlik ve aktarılabilirlik olmak üzere dört ana kriter belirlemiştir. (Houser, 2015; Merriam, 2013; Whittemore, Chase ve Mandle, 2001). Bulguların doğruluğunu kontrol etmek için bu kriterlerden en az bir tanesinin belirtilmesi önerilmektedir (Creswell, 2003).

Çalışmada nitel araştırmanın inanılırlığını sağlamak için yapılan görüşmeler esnasında edinilen veriler katılımcılara sözlü olarak özetlenmiş ve katılımcılardan bilginin doğruluğunu teyid etmesi istenmiştir. Bir diğer uygulama da, görüşmelerde elde edilen verilerin yanlış yorumlanmasını önlemek için araştırma konusu hakkında genel bilgiye sahip ve nitel araştırma yöntemleri konusunda uzman kişilerden verilerin analiz sürecinde destek alınmış olmasıdır. Farklı özelliklere sahip katılımcıların araştırmanın veri kaynağı kapsamına alınmış olması araştırmanın

güvenilirliğini sağlayabilmek için yapılan bir diğer tekniktir. Ayrıca görüşmelerden elde edilen verilerin yapılan gözlem ve doküman incelemesi teknikleriyle de desteklenmesi araştırmanın güvenilirliğini artırmak için kullanılmıştır.