• Sonuç bulunamadı

XII. yy.’ ın son çeyreğinde Suriye, Mısır’da hüküm süren Fâtimîlerden ayrılmış ve Doğu’da zuhûr eden Sünnî dirilişinden etkilenmiştir. Yüzyıl boyunca Haçlılara karşı mücadeleler verilmiştir. Bunun sonucu olarak birkaç yerel

107 İsmâ‘îl Paşa el-Baġdâdî, a.g.e., II, 1157. 108 İbnu’l-Ḥâcib, Kitâbu Emâlî İbni’l-Ḥâcib, s.34. 109 Aynı eser, s.20.

110 Aynı eser, s.22. 111 Aynı eser, s.23.

25

vakayiname ve çok sayıda askerî taktikler ve silahlar, atçılık ve genel olarak cihat üzerine kurulu eserler kaleme alınmıştır. Yiğit Arap kahramanı Usâme b. Munḳiẕ’in (1095-1198) biyografisi, devrin değerli ve açıklayıcı bir kısa hikâyeler manzumesidir ve dönemin en parlak eseri olarak kabul edilmiştir. Suriye ve Mıṣır’ın Selâhaddîn Eyyûbî (1138- 1193) ve haleflerinin idaresi altında yeniden birleşmesi ve III. Haçlı Seferi’nin hezimete uğraması her iki ülke için, özellikle şiir ve tarih alanlarında edebî faaliyetler açısından yeni bir aydınlık dönemin başlamasına neden olmuştur112.

Selâhaddîn Eyyûbî’nin hayatının anlatıldığı târihî eserlerde, zamanını ilim, cihat ya da devlet işleriyle uğraşarak geçirdiği, Türkçeyi, Arapça ve Farsçayı iyi bildiği Kur’ân-ı Kerîm ve Ebû Temmâm’ın el-Ḥamâse’sini ezberlediği, Silefî, Kutbeddîn el-Nîsâbûrî, İbn Avf ve İbn Şeddâd gibi dönemin büyük din âlimlerinden hadîs ve fiḳıh dersleri aldığı, fakihlerin tartışmalarından ve filozoflardan hoşlanmadığı nakledilmiştir113.

Tarih kitaplarından edindiğimiz bilgilere göre Sultan Selâhaddîn Eyyûbî’nin ilme ve âlimlere değer verdiğini görmekteyiz. Hüküm sürdüğü dönemde Eyyûbiler Devletinde birçok alanda ilmî ve kültürel faaliyetler sürdürülmüştür. Şam ve Mıṣır’da, el-Cezîre’de Şafiî, Hanefî, Malikî ve Hanbelî medreseleri açılmış, bu medreseler için çok sayıda vakıflar kurulmuş ve hocalar, talebeler, medrese işleriyle ilgilenenler vakıfların gelirlerinden faydalanmışlardır. Söz konusu medreseler Dâru’l-Kur’ân, Dâru’l-Ḥadîs ve mezheplere mensup medreseler olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Tasavvuf alanındaki eğitim faaliyetleri hânikâhlarda ve ribatlarda sürdürülmüştür. Tıp ve Ulûm el-Evâil’in ( Eskilerin ilimleri) tedrîsi için özel medreseler kurulmamıştır. Bu ilimler amatörce bazı medrese, hastane ve evlerde okutulmaktadır. Sultanın veziri Ḳâżı’l-Fâżıl da ilme önem vermiş 2 Mart 1184 tarihinde Ḳâhire’de Şâfiî ve Mâlikîler için müşterek olarak inşâ edilmiş Fâdiliyye Medresesini eğitim-

112 Hamilton Alexander Rosskeen Gibb, Arap Edebiyatı (çev. Onur Özatağ),1.Baskı, Doğu

Batı Yay., Ankara, 2017, s.135.

113 Daha geniş bilgi için bk. Ramazan Şeşen, Salâhaddîn Eyyûbî ve Devlet, Çağ Yay. , İstanbul,

26

öğretime açmıştır. Kur’ân ilimlerine tahsis edilen bölümde ünlü ḳıraât âlimi eş- Şâtibî dersler vermiştir114.

M. 1171-1250 yılları arasında Ortadoğu, Mıṣır, Hicaz, Yemen ve Kuzey Afrika’da hüküm süren Eyyûbiler Döneminde ‘Arap şiiri ve nesri en parlak devirlerinden birini yaşamıştır. Sanatkârane nesirde el-Ḳâżî el-Fâżıl, ‘İmâduddîn el-İṣfehânî ve Żiyâuddîn İbnu’l-Esîr öne çıkmışlardır. el-Ḳâżî el-Fâżıl’a telmihen daha sonraki dönemlerde sanatkârane nesri bazı edîpler “Ṣınâatü’l- Fâżıl” olarak nitelendirmişlerdir. Dönemin “Menâmât” (Rüyalar) yazarı Vehrânî’dir. Kâtib ‘İmâduddîn el-İṣfehânî’nin Ḫarîdetü’l-Ḳaṣr adlı şiir antolojisi ve tarihe dair eserleri, İbn Cubeyr’in er-Rıḥle, Usâme b. Munḳiẕ’in Kitâbu’l-İ‘tîbâr ve Abdullaṭîf el-Baġdâdî’nin Mıṣır’ın coğrafyası, sosyal ve iktisâdî durumu hakkında önemli bilgiler verdiği el-İfâde ve’l-İ‘tibâr adlı eseri devrin en güzel nesir örneklerindendir. Żiyâuddîn İbnu’l-Esîr ise edebî sanatlar konusunda eserler kaleme almıştır115.

Eyyûbiler Döneminde devlet erkânı şâir ve ediplere değer vermiştir. Bahâuddîn Zuheyr (öl.656/ 1258), Sıbt İbnu’t-Teâvîzî (öl. 583/ 1187), Muvaffakuddîn et-Tella‘ferî (öl. 602/ 1205), Mueyyîdu’d-Devle Ebû’l- Muẓaffer Usâme b. Munḳıẕ (öl. 584/ 1188), ‘İmâduddîn el-İṣfehânî (öl. 597/ 1201), Ebû’l-Ḳâsım Hibetullâh b. Senâi’l-Mulk (öl. 608/1211), İbn Uneyn Muḥammed b. Naṣrillâh b. Mekârim ( öl. 630/ 1232), Cilyânî, Muḥammed b. Sa‘îd el-Bûsîrî, Muḥyiddîn İbnu’l-‘Arabî (öl. 638/ 1240), Ebû’l-Ḥuseyn Aḥmed b. Muḥammed et-Tilimsânî ve Ebû Hafs ‘Omer İbnu’l-Fâriż (öl. 632/ 1235) dönemin büyük şâirlerindendir. İbnu’l-‘Arabî ve İbn Senâi’l-Mulk aynı zamanda muvaşşahat dalında da meşhur olmuşlardır. Usâme b. Munḳiẕ ve ‘Alî b. Muḥammed İbnu’s-Sâ‘âtî (öl. 640/ 1242) musammat ve muvaşşah türünde şiir yazmışlardır. Haçlılarla yapılan savaşlar ve kazanılan zaferler şiirin en önemli konularındandır. Muḥammed b. Sa‘îd el-Bûsîrî (öl. 696/ 1295) Hz. Peygamber’e

114 Daha geniş bilgi için bk. Ramazan Şeşen, a.g.e., s.323-328.

115 Kenan Demirayak, Arap Edebiyatı Tarihi Osmanlı Dönemi (Mısır ve Bilâdü’ş-Şam Bölgesi)

27

yazdığı kasîdesiyle116 tanınmış ve dönemin büyük şâirleri arasında yer almıştır. es-Sâḥib Şerâfeddîn ‘Abdulazîz b. Muḥammed el-Enṣârî (öl. 662/ 1264), Şihâbuddîn Muḥammed b. Yûsuf eş-Şeybânî et-Tella‘ferî (öl. 675/ 1277) dönemin diğer meşhur şâirleridir117.

Endülüslü Arap mutasavvıfı Mursiyeli İbnu’l-‘Arabîِ (1165-1240) Doğu şiirinde muvaşşah türünün öne çıkmasına katkıda bulunmuştur. İbnu’l-‘Arabî şâir değildir. Bilinen en önemli mistik ve didaktik eseri Fütûhât-ı Mekkiyye’dir. Diğer eserlerinin çoğu nesirdir ancak son derece meşhur olması hasebiyle Tercümânü’l-Eşvâk başta olmak üzere şiirleri de oldukça ilgi görmüştür118.

Yaşadığı dönemde saygın bir konuma sahip olmuş, Arapçanın en büyük mistik şâiri olarak kabul edilmiş Ömer İbnu’l-Fâriż ( 1181-1235), şiirde İbnu’l- ‘Arabî’yi geride bırakmış ve büyük İranlı mutasavvıflarla rekabet etmiştir. Şiirleri, dışsal yapısı ile geleneksel Arap şiirine bağlı değildir; kendine has beliğ üslubu, kibri, kelime oyunları ve güç gösterilerinin tamamı Mütenebbî’nin tarzına yakındır. Diğer kısa parçalarla birlikte yirmi küsür kasîdeden müteşekkil ince bir divanı vardır119. Divandaki en önemli şiir daha çok el-Kasîdetü't-Taiyye veya et-Taiyyetü'l-Kübra olarak bilinen kasîdedir. İkinci önemli şiiri el- Kasîdetü'l-Ḫamriyye olarak da bilinen el-Kasîdetü'l-Mimiyye’dir. Bu kısa kasîdesinde şâir ilahi aşkı bâde tarzında tasvir etmiştir120. Yedi yüz altmış mısradan oluşan Mutasavvıfın İlerleyişi adlı şiirinde kendi mistik tecrübesini betimlemiştir ve bu şiir Arapça mistik şiirinin tâcı olarak kabul edilmiştir121.

Mıṣırlı Bahâeddîn Zuheyr (öl. m. 1258) devrin en ünlü saray şâirlerindendir. Sâde bir dille, dalkavukluktan uzak ve samimi duygularla kaleme aldığı şiirlerini divanında derlemiştir122.

116 Daha geniş bilgi için bk. Ahmet Kâzım Ürün, Klasik Arap Edebiyatı, Çizgi Kitabevi Yay. ,

Konya, 2015, s.139,140.

117 Kenan Demirayak, a.g.e. , s.94, 95.

118 Hamilton Alexander Rosskeen Gibb, a.g.e., s.135. 119 Aynı eser, s.136.

120 Daha geniş bilgi için bk. Süleyman Uludağ, “İbnu’l-Fâriż”, DİA, İstanbul, 2000, XXI, 41. 121 Hamilton Alexander Rosskeen Gibb, a.g.e., s.136.

28

Selâhaddîn Eyyûbî’nin şahsî kâtibi İmâdeddîn el-İsfehânî (1125-1201), sultanın tüm seferlerine katılmıştır. Irak Selçukluları üzerine ilk târihî eseri bir özet halinde günümüze ulaşmıştır. Selâhaddîn Eyyûbî hakkında yarı- otobiyografik eserinin yedi cildinden sadece ikisinin varlığı tespit edilmiştir. Ayrıca Kudüs’ün yeniden fethi ve III. Haçlı Seferi üzerine daha kısa Kitâbu’l- Fethi’l-Kussî fî’l-Fethi’l-Kudsî adlı bir eseri de vardır. Şihâbeddîn Ebû Şâme (öl. 665/1266-7) Kitâbu’r-Ravżateyn fî Aḫbâri’d-Devleteyn adlı eserinde, iki sultan Nûreddîn ve Selâhaddîn’in ortak tarihini yazmıştır. Her iki çalışma da Haçlı Seferleri tarihi konusunda son derece önemli kaynaklardır123. İmâdedîn el- İsfehânî ve Selâhaddîn Eyyûbî’nin başkâtibi Ḳâżı el-Fâżıl (öl. m. 1200) yüzyılın en meşhur üslup üstadlarıdır. Ḳâżı el-Fâżıl, Selâhaddîn Eyyûbî’nin başarı öyküsünü ağdalı nesirle kaleme almıştır. Şamlı Ebuِ Şâme (öl. m. 1268) tarafından özetlenen eserleri birinci derecede kaynak olarak kalmıştır ve III. Haçlı Seferi dönemi ise Selâhaddîn Eyyûbî’nin askerî kadısı Bahâeddîn el- Muṣûlî (öl. m. 1234) tarafından ayrıntıdan uzak, daha samimi ve etkileyici bir üslupla yazılmış eklerle tamamlanmıştır124.

Arap kökenli İbnu’l-Esîr ( 1160-1234) Selâhaddîn Eyyûbî’nin çağdaşıdır ve en önemli Arap tarihçilerindendir. 1211 yılında tamamladığı Musul Atabekleri Tarihi adlı eserinde Selâhaddîn Eyyûbî’nin ezeli Müslüman rakiplerini överken ona karşı tavır almış ve onu küçümsemiştir. On iki ciltlik kapsamlı eseri el-Kâmil fî’t-Târîḫ’ te devrine kadar İslâm’ın genel tarihini yazmış, kendisinden önceki tarihçilerin eserlerinden alıntılar yapmıştır. İlk üç yüz yıl için sadece Taberî’nin büyük eserinin özetini vermiş, IV./X. yüzyıldan başlayarak 628/1230-1’e kadar olan süre için ayrıntılı bir genel tarih yazmıştır. İbnu’l-Esîr’in bu çalışmasını, el-Mekîn b. el-‘Amîd (öl. 672/ 1273-4) Mecmû‘u’l-Mubârek adlı eserinde özetlemiştir. Günümüze ulaşmamış

123 Hamilton Alexander Rosskeen Gibb, a.g.e., s.138 ; Ignace Goldziher, Klasik Arap

Literatürü (çev. Azmi Yüksel ve Rahmi Er), 1.Baskı, İmaj Yay. , Ankara, 1993, s.142.

29

eserlerden alıntılar yaptığı bu eser, kendisinden sonraki Müslüman müellifler için standart kaynak haline gelmiştir125.

Bu dönemde genel olarak tarih alanında eserler kaleme alınmış olmasına rağmen bir hekim ve ansiklopedi yazarı olan Abdüllaṭif el-Baġdâdî’nin (1160- 1231), Mısır’ın Tasvîri adlı eseri Arapça yazılmış en özgün bilimsel eserlerden biri olmuştur. Mısır’ın flora, fauna ve kadîm âbidelerinin (Piramitleri yıkmak için yapılan girişimin ilk elden hikâyesini de kapsamaktadır.) eksiksiz tasvirinin yanı sıra, 1200-1 yılında baş gösteren büyük kıtlık süresince Ḳâhire’deki yamyamlığın dehşet verici hikâyesini de anlatmıştır. Ayrıca dönemin tıbbî çalışmaları üzerine de bazı ilginç yan bilgiler sunmuştur126.

Suriye doğumlu olduğu halde kendisini ünlü Baktriyalı Bermekî ailesinden geldiğini iddia eden İbn Ḥallikân’ın ( 1211-82) Vefeyâtü’l-A‘yân adlı biyografik sözlüğü Doğu ve Batı’da daha meşhurdur127.

Yâḳût İbn Abdullâh er-Rûmî (öl. 626/ 1228-9) Müslüman ülkelere yaptığı ticârî gezileri sırasında coğrafî araştırmalar yapmış, izlenimlerini altı ciltlik büyük coğrafya sözlüğü Mu‘cemu’l-Buldân’da okuyucuya sunmuştur. Merv’de bulunan on büyük halk kütüphanesi ve Halep kütüphanelerinde yer alan eserlerden faydalanmış, edindiği bilgilerle İslâm dünyasının her yerinde gelişen bilimsel araştırmaları aktarmayı hedeflemiştir. Çalışmaları esnasında dönemin Devlet Bakanı İbnu’l-Kıftî’nin yardımlarına mazhar olmuş ve bu eserini ona ithaf etmiştir. Selefi el-Bekrî’nin eserindeki tüm bilgilere yer vermiş, İslâm literatüründeki bütün yer adlarını ve bu yerlerle ilgili ek tarihî ve bilimsel bilgileri de eklemiştir. Yer adları geçen şiirlerden alıntılar yapmış ve söz konusu yerlerle bağı olan önemli şahsiyetleri tek tek saymış ve onların eserlerini de tanıtmıştır. Son derece önemli coğrafya başvuru kitabı olmasının yanı sıra edebiyat tarihi incelemeleri alanında da eşsiz bir eserdir. Yaḳût el-Ḥamevî’nin Mu‘cemu’l-Udebâ’ adlı eseri ise ünlü ilim adamlarının, nesir ve şiirlerinden

125 Hamilton Alexander Rosskeen Gibb, a.g.e., s.138; Ignace Goldziher, a.g.e., s.142, 143. 126 Hamilton Alexander Rosskeen Gibb, a.g.e., s.139.

127 Daha geniş bilgi için bk. Hamilton Alexander Rosskeen Gibb, a.g.e., s.139; Ignace

30

alıntılar yaparak biyografilerini alfabetik olarak kaleme aldığı sözlük çalışmasıdır. İrşâdu’l-Erîb adıyla da bilinmektedir. el-Müşterik Vad’an ve’l- Muhtelif Saka’n adlı eseri coğrafî eş sesliler koleksiyonu olup coğrafya ve filoloji alanında te’lîf edilmiştir128.

31

1.2. MUḤAMMED BİN ‘ALÎ (BİRGİVÎ MEHMED EFENDİ)