• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

3. Sosyal karşılaştırm anın bireyler açısından sonuçları nelerdir: Sosyal karşılaştırm a

2.2.2 Y aşam D oyum u İle İlgili A raştırm alar

Şahin’in (2008) B eden Eğitim i Ö ğretmenleri arasında yaşam doyum u ile ilgili yaptığı bir araştırm ada cinsiye ve m edeni durum açısından yaşam doyum u ölçeği toplam puanları arasında anlamlı b ir fark bulunm am ıştır. (Şahin, 2008: 36, 37). B una karşın özel okullarda çalışan öğretm enlerin yaşam doyum u düzeyleri daha yüksek bulunm uştur (Şahin, 2008: 38). M esleğini isteyerek seçip seçmeme değişkenleri açısından değerlendirildiğinde, m esleğini isteyerek seçen öğretm enlerin yaşam doyum larının daha yüksek olduğu görülm üştür (Şahin, 2008: 40). M esleğini bırakm ayı düşünen öğretm enlerin yaşam doyum u puanları daha düşük bulunm uştur (Şahin, 2008: 40). A yrıca çalıştıkları okulda spor salonu olan öğretm enlerin yaşam doyumları daha yüksek bulunm uştur (Şahin, 2008: 41). O kuldaki araç-gereç durum una göre araç gereçleri az olan öğretm enlerin yaşam doyum u düşük bulunm uştur (Şahin, 2008: 42).

Toros (2001), tarafından elit ve elit olm ayan basketbolcular arasında yapılan araştırm ada elit basketbolcuların yaşam doyum u ortalam aları, elit olm ayanlardan daha yüksek bulunm uştur (Toros, 2001: 8 8). E lit ve elit olm ayan sporcuların yaşam doyum u düzeylerine bağlı olarak, görev yönelim i ortalam asında anlamlı bir farklılaşm a olmadığı gözlenm iştir (Toros (2001: 90).Elit ve elit olm ayan sporcularda az, orta ve yüksek yaşam doyum u ile ego yönelim i ortalam alarının anlamlı düzeyde farklılaştığı görülm üştür(Toros, 2001: 91).Y üksek yaşam doyum u olan sporcuların ustalık yönelim i ortalaması, düşük yaşam doyum u olan bireylerin ustalık yönelimi ortalam asından daha yüksek bulunm uştur (Toros, 2001: 100).

Tem iz (2010) tarafından yapılan başka bir çalışm ada da görm e engellilerdeki ruhsal belirtiler ile yaşam doyum u arasındaki ilişki incelenm iştir. Bu çalışmada, eğitim

düzeyi ile yaşam doyum oranı arasında po zitif bir ilişki olduğu görülm üştür (Tem iz, 2010: 38). Görm e engelli bireylerin bir işe sahip olmaları ile olm am alarının yaşam doyum u açsından değerlendirilm esinde, bir işe sahip olm a ile yaşam doyumu arasında po zitif bir ilişki bulunm uştur. İşin varlığı yaşam doyum unu arttırm aktadır (Temiz, 2010: 40).

B unların dışındaki diğer sosyo-dem ografik değişkenlerin (cinsiyet, yaş, medeni

durum, çocuk sayısı, tek başına yaşayabilm e, kim lerle yaşadığı, şu an ve çocukluğunda yaşadığı yer, gelir düzeyi, kronik fiziksel ya da ruhsal hastalık öyküsü, çocukluğunda kim tarafından büyütüldüğü, çocukluğunda nasıl bir ilgi ve disiplinle büyütülm üş olduğu, görm e kaybı nedeni, süresi, doğuştan olup olmadığı ve göz doktoruna gitm e zam anı) yaşam doyum u üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi görülm em iştir (Tem iz, 2010: 40).

Ö zer’in (2 0 0 1) yaşlıların öz bakım gücü ile yaşam doyumları arasındaki ilişkiyi incelediği çalışm asında; huzurevi ve aile ortam ında yaşayan erkeklerin puan ortalam ası huzurevi ve aile ortam ında yaşayan kadınların puan ortalam asından daha yüksek bulunm uştur (Özer, 2001: 94). A ncak huzurevinde yaşayan kadın ve erkeklerin yaşam doyum u puan ortalam aları arasındaki fark istatistiksel olarak anlam sız bulunm uştur.

Aile ortam ında yaşayan kadın ve erkeklerin yaşam doyum u puan ortalam aları huzurevinde kalan kadın ve erkeklerin yaşam doyum u puan ortalam alarından daha yüksek bulunm uştur (Özer, 2001: 93-94).A ile ortam ında yaşayan kadın ve erkeklerin yaşam doyum u puan ortalam aları anlamlı bulunm uştur. K adınların aldığı puan daha yüksektir (Özer, 2001: 96).Toplam da bakıldığında cinsiyet açısından huzurevi ve aile ortam ında yaşayan bireylerin yaşam doyum u puanlarında anlam lı bir fark yoktur (Özer, 2 0 0 1: 1 0 1).

Y aşam doyum u m edeni durum değişkeni açısından ele alındığın da huzurevinde yaşayan evli kadın erkeklerin yaşam doyum u puanı bekar ya da dul kadın, erkeklerin puanlarından daha yüksek bulunm uştur. Evli kadınların puanları daha yüksektir (Özer, 2001: 104).

Şahin (2010) tarafından ilköğretim de çalışan öğretm enler üzerinde yapılan çalışm ada Y apılan çalışm ada yaşam doyum u ile cinsiyet değişkeni (Şahin, 2010: 143), branş değişkeni (Şahin, 2010: 147), kıdem değişkeni (Şahin, 2010: 150), m edeni durum

değişkeni (Şahin, 2010: 152), Eş m esleğinin aynı olup olm aması değişkeni (Şahin, 2010: 154) arasında ilişki bulunm azken, sosyo-ekonom ik düzey değişkenine göre yaşam doyum u düzeyi puan ortalam asında farkın düşük sosyo-ekonom ik düzeye sahip olm a yönünde önem li düzeyde anlamlı olduğu bulunm uştur (Şahin, 2010: 157). G üler’in (2007) yaptığı çalışm ada annelerin, ebeveynlik rolüne ilişkin yeterlilik algıları, eğitim ve yaşam doyum u değişkenleri tarafından anlamlı düzeyde yordanm aktadır. Bu değişkenler arasında pozitif ilişki bulunm uştur (Güler, 2007: 81).

Aynı çalışm a ile annelerin, eş, arkadaş gibi diğer rolleri ile ebeveynlik rolünü dengede tuttuğuna dair algılarının yaşam doyum u değişkeni tarafından yordandığı görülm ektedir (Güler, 2007: 89).

D önm ez’in (2007) m eslek lisesi öğrencilerinde yaşam doyum u ile atılganık ve

duyguların ifade edilm esi arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırm ası öğrencilerin atılgan olup olm am alarına göre, yaşam doyum larının anlamlı olarak farklılaştığını gösterm ektedir. A tılgan olan öğrencilerin, atılgan olm ayanlara göre yaşam doyum larının daha yüksek olduğu görülm ektedir (D önm ez, 2007: 52).

E ren ’in (2008) sağlık sektöründe yapm ış olduğu çalışm ada hem şirelerde yaşam doyum u evlilik değişkeni açısından ele alındığında evli hem şirelerde yaşam doyum ölçeği puanları bekar olan hem şirelere göre anlam lı derecede fazla olduğu görülm üştür (Eren, 2008: 41).

Y aşam doyumu, eğitim durum u (Eren, 2008: 42), m eslekte çalışm a süresi (Eren, 2008: 43), yaş (Eren, 2008: 54), hem şirelik m esleğini kendine uygun bulm a (Eren, 2008: 53) değişkenleri arasında p o zitif ilişki bulunm uştur (Eren, 2008: 42).

H em şirelerin görevleri ile yaşam doyum ölçeği puanlarına bakıldığında; görev dağılım ını oluşturan diğer (başhem şire, eğitim, poliklinik) grubun yaşam doyum ölçeği puanları servis hem şiresi ve sorum lu hem şirelere göre anlamlı derecede fazla bulunm uştur (Eren, 2008: 46). K endi isteği ve kurum ihtiyacı nedeniyle onkolojide çalışanların yaşam doyum ölçeği puanı istatistiksel olarak anlamlı b ir fark olm adığı görülm üştür (Eren, 2008: 47). O nkolojide çalışm aktan m utlu olanların yaşam doyum ölçeği puanı, m utlu olm ayanlara göre anlamlı derecede fazla bulunm uştur (Eren, 2008: 49).K atılım cıların çalışm a şekli ile yaşam doyum u ölçeği puanı arasında ileri derecede anlamlı bir fark bulunm uştur. Sürekli gündüz çalışanların yaşam doyum

ölçeği puanı, gece- gündüz rotasyonla çalışanlara göre anlamlı derecede fazla olduğu bulunm uştur (Eren, 2008: 50). H em şirelerin herhangi b ir sosyal aktivite / hobiye katılıp katılm am a durumları ile yaşam doyum u ölçeği puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunm am ıştır (Eren, 2008: 51). Çalışm a şeklinin kişisel yaşam ı hiç etkilem ediğini ifade edenlerin yaşam doyum ölçeği puanı diğerlerine göre anlamlı derecede fazla bulunm uştur(Eren, 2008: 52).

A yrıca yaşam doyum u ile iş doyum u (içsel - dışsal - genel doyum ) arasında ileri derecede anlamlı olacak şekilde po zitif bir ilişki saptanm ıştır (Eren, 2008: 54).

D ingiltepe (2009) tarafından yapılan bir çalışm ada 44. sayfada ergenlerin Y D Ö ’den (Yaşam Doyumu Ö lçeği) aldıkları yüksek ortalam anın tam aileye sahip en düşük ortalam anın ise parçalanm ış aileye sahip ergenlere ait olduğu görülm üştür.

G üm üşbaş (2008) tarafından yapılan deneysel çalışm ada, stresle başa çıkm a yolları

eğitim program ının ilköğretim 2. kadem e öğrencilerinin stresle başa çıkm a

yöntem leri ve yaşam doyum u üzerindeki etkisinin incelenm iştir. Çalışm adaStresle başa çıkm a yolları eğitim i program ının yaşam doyum unu artırdığı görülm üştür (Gümüşbaş, 2008: 55).

A raştırm aya katılan öğrencilerin cinsiyetleri (G üm üşbaş, 2008: 60), sınıf düzeyleri (Gümüşbaş, 2008: 61), baba eğitim durumları (G üm üşbaş, 2008: 62), anne eğitim durumları (Gümüşbaş, 2008: 64) ile yaşam doyum u arasındaki farkın anlamlı olmadığı bulunm uştur.

A car’ın (2009) da zihinsel ve bedensel engelli çocukların anne babalarındaki yaşam doyum u ve um utsuzluk düzeylerini ölçtüğü çalışm ada anne ve babaların yaşam doyumları arasında istatistiksel olarak anlamlı b ir farklılık tespit edilm em iştir (Acar, 2009: 27).

A nnelerin m otivasyon kayıplarına ilişkin puanlarına ve yaşam doyum larına ilişkin puanlarına bakıldığında yaş grupları bakım ından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilm em iştir (Acar, 2009: 28).

B abaların yaşam doyum larına ilişkin puanlarına bakıldığında, yaş aralığı 51 yaş ve üzeri olan babaların yaşam doyum puanları yaş aralığı 36-50 olan babaların yaşam doyum puanlarından anlamlı derecede yüksek bulunm uştur (Acar, 2009: 28).

Eğitim değişkeni açısından annelerin yaşam doyum puanlarına bakıldığında eğitim durumları bakım ından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilm em iştir (Acar, 2009: 29). Eğitim durum u üniversite ve lise olan babaların yaşam doyum puanları eğitim durum u ilkokul ve ortaokul olan babaların yaşam doyum puanlarından anlamlı derecede yüksek bulunm uştur (Acar, 2009: 30).

G elir durum u değişkeni açısında annelerin yaşam doyumları anlamlı bir şekilde farklılaşm azken (Acar, 2009: 30) babaların yaşam doyum puanları arasında p ozitif ilişki bulunm uştur (Acar, 2009: 31).

Çocuğu fiziksel, zihinsel ve hem fiziksel hem de zihinsel özürlü olan annelerin yaşam doyum puanları arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilm em iştir (Acar, 2009: 32). B una karşın çocuğu fiziksel ve hem zihinsel hem de fiziksel özürlü olan babaların yaşam doyum larına ilişkin puanları çocuğu zihinsel özürlü olan babaların puanlarından anlamlı derecede yüksek bulunm uştur (Acar, 2 0 0 9 :3 3 )

K ız çocuğuna sahip olan annelerin yaşam doyum larına ilişkin puanları kız çocuğuna sahip babaların yaşam doyum larına ilişkin puanlardan anlamlı derecede yüksek bulunm uştur (Acar, 2009: 34). Erkek çocuğuna sahip olan anne ve babaların yaşam doyumları arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilm em iştir (Acar, 2009: 34).

Ç ocuklarının aldığı eğitim aldığı süre ile annelerin/babaların yaşam doyum puanları arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilm em iştir (Acar, 2009: 35-36).

Çeçen (2007) tarafından yapılan ve yalnızlık ile yaşam doyum u arasındaki ilişkinin incelendiği araştırm ada yaşam doyum u yüksek öğrencilerin yaşam doyum u düşük öğrencilere göre daha yüksek yalnızlık düzeylerine sahip olduğu gözlenm iştir (Çeçen, 2007: 185).

Gürbüz (2008), bir araştırm ada 63. sayfada öfke denetimi eğitim inin, lise son sınıf öğrencilerinin öfke denetim becerileri, depresyon düzeyleri ve yaşam doyum larına etkisi incelem iştir. A raştırm a sonucunda, öfke denetimi eğitim in sonunda deney grubundaki öğrencilerin yaşam doyum larında anlamlı düzeyde artm a olduğu gözlenmiştir.

Altay ve Avcı (2009) tarafından yapılan bir araştırm ada yaşam doyum u ile öz bakım gücü arasında p o zitif yönde anlamlı ilişki bulunm uştur. Ö zbakım gücü arttıkça yaşam doyum u da artmaktadır.

U yku sorunu olan yaşam doyum puanı, uyku sorunu olm ayanlara göre düşük bulunm uştur (Altay ve A ydın Avcı, 2009).

H uzur evinde kalm aktan m em nun olanların yaşam doyum puanları m em nun olm ayanlara göre yüksek olarak bulunm uş olup, gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunm uştur. H uzurevinde kalm aktan m em nun olm a ile yaşam doyum u arasında po zitif ilişki bulunm uştur (Altay ve A ydın Avcı, 2009).

Serin ve A ydınoğlu (2011) tarafından yapılan bir çalışm ada anksiyete, otom atik düşünceler ve yaşam doyum u arasındaki ilişkiye bakılm ıştır. B una göre yaşam doyum u ile neg atif otom otik düşünceler ve anksiyete arasında n eg atif ilişki bulunm uştur (Serin ve A ydınoğlu, 2011).

Y ılm az ve Şahin’in (2009) ilköğretim de çalışan öğretm enler üzerinde yaptıkları bir araştırm ada cinsiyet açısından yaşam doyum u puanları bayan öğretm enler lehine daha yüksek bulunm uştur. Fark anlamlıdır.

Ç alışm ada her hangi b ir sendikaya üye olup olm am a açısından da anlam lı b ir fark bulunm uştur. Sendikaya üye olanların yaşam doyum u daha yüksek bulunm uştur (Y ılm az ve Şahin, 2009).

K am u ve özel okullarda çalışanlar arasında da anlamlı bir fark bulunm uştur. Özelde çalışanlarda yaşam doyum u daha yüksek bulunm uştur (Y ılm az ve Şahin, 2009). Şehir m erkezleri ve kasaba m erkezlerinde yaşayanların yaşam doyum ları büyük şehirlerde yaşayanlardan anlamlı bir şekilde fazladır (Y ılm az ve Şahin, 2009).

Ö ğretm enlerin yaşadıkları bölgelere göre değerlendirm e yapıldığında ülkenin orta güney ve kuzey bölgelerinde yaşayanların yaşam doyum ları güneydoğuda yaşayanlardan daha yüksek bulunm uştur (Y ılm az ve Şahin, 2009).

V e okul dışında sosyal aktivitelerde bulunanların yaşam doyum u puanları bulunm ayanlardan anlamlı derecede farklı bulunm uştur (Y ılm az ve Şahin, 2009). Gündoğar, Gül, U skun, D em irci ve K eçeci’nin (2007) üniversite öğrencilerinde yaşam doyum unu yordayan etm enlerin incelenm esi çalışm asında öğrencilerin üniversite yaşantısından hoşnutluk düzeyleri, yaş, kaçıncı tercihlerinde okum akta

oldukları, net gelirleri, bölüm isteği, bölüm uygunluğu ve iş beklentileri arasındaki ilişkilerde yaşam doyum u ile yaş ve tercih sırası dışındaki tüm değişkenler arasında

anlamlı korelasyon saptanm ıştır. 'A çıkta kalm am ak için' okuduğunu düşünen

öğrencilerin yaşam doyumu, eğitim doyumu, öğretim üyeleriyle ilişkilerinden hoşnutluk puanları, bölüm isteği, bölüm uygunluğu puanları ve net gelir/ hane-kişi değerleri, 'bu m esleği çok istiyor olduğu için' okuduğunu düşünen öğrencilere göre anlamlı olarak daha düşük bulunm uştur.

Çeçen (2008) tarafından yapılan bir çalışm ada bireyler içsel ve dışsal çevreleri ile

ilgili uyaranları anlaşılabilir, makul, yapılandırılm ış, tahm in edilebilir ve

açıklanabilir algıladıklarında yasam dan aldıkları doyum un arttığı bulunm uştur. A yrıca bireyler birlikte yaşadıkları ailelerinin tepkilerini anlaşılabilir, yordanabilir, makul ve onlarla yaşadıklarını yönetilebilir ve anlamlı algıladıklarında yaşam doyum larının arttığı görülm ektedir (Çeçen, 2008).

Yaşam doyum u ile ilgili yapılan çalışm alar cinsiyet, ırk ve gelir durum unun yaşam doyum unu ve m utluluğu yordam ada hem en hem en hiçbir etkiye sahip olmadığını, psikolojik değişkenlerin örneğin kişisel eğilim lerin, yakın ilişkilerin ve içinde yaşanılan kültürün birey üzerindeki etkisinin yaşam doyum unu açıklam ada daha fazla etkiye sahip olduğunu gösterm ektedir (M yers ve D iener, 1995 akt. Dingiltepe, 2 0 0 9 :3 3 )

M utluluğu etkileyen psikolojik faktörler arasında benlik saygısının tutarlı ve güçlü bir biçim de yaşam doyum unu yordadığı hem en hem en tüm kültürlerde (bireyci ve toplulukçu) yapılan çalışm alarda rapor edilm iştir (Cam pbell,1981; Çivitci, 2007; D iener ve D iener, 1995; Leung ve Leung,1992, akt. D ingiltepe, 2009: 34).

Yaşam doyum u kavram ı ilişkili kavram lardan olan öznel iyi olm a kavram ının

literatüründe, evli olm a ile ilgili yapılan çoğu çalışm ada olum lu sonuçlara

ulaşılm ıştır (A ndrews ve W ithey, 1976; Glenn, 1975 ; Larson, 1978). H er iki cinsiyetten evli insanların, hiç evlenm em iş, dul veya ayrı yaşayan insanlardan daha fazla m utluluk bildirdiği, ulaşılan ortak bir bulgudur (Lee, Secom be ve Shekan,

1991). G lenn (1975), yaptığı araştırm ada evli kadınların evli olm ayan hem cinslerine göre daha çok stres yaşam alarına rağmen; daha fazla doyum aldıklarını bulm uştur. G lenn ve W eaver (1979), eğitim, gelir, m esleksel statü gibi değişkenler

denetlendiğinde dahi, evli olm anın iyi olmayı güçlü bir şekilde belirlediğini gösterm iştir (akt. Annak, 2005: 47)

Sosyal destek ve yaşam doyum u ilişkisini inceleyen W an ve Jaccard (1996) da çalışm alarında sosyal destek ile yaşam doyum u arasında p o zitif ilişki bulm uşlardır. Perneger ve arkadaşlarının (2004) İsveçli genç yetişkinlerle yaptıkları bir çalışm ada yaşam doyum u kavram ı ile yakından ilişkili olan m utlu olm a ile psikolojik sağlık arasında po zitif ilişki bulunm uştur. Tayvan’da, 20 yaşının üzerinde olan kişilerle yapılan bir çalışmada, yüksek düzeyde sosyal desteğin, yüksek düzeyde doyum ve öznel iyi olm a ile ilişkili olduğu bulunm uştur (Lu, 1995 akt, Annak, 2005: 49).

Öz-saygı ve yaşam doyum u arasında po zitif ilişki bulunm uştur. Cinsiyet değişkeni ile yaşam doyum u arasında anlamlı b ir fark bulunm am ıştır. Aynı çalışm a baskınlık özellikleri ile yaşam doyum u arasında da po zitif ilişki bulm uştur (M ccoy, Heritage, 1992).

Stein ve H eim berg (2004) tarafından yapılan bir başka çalışm ada da yaşam doyum suzluğu ile hem anksiyete hem de m ajor depresif bozukluklar arasında birbirinden bağım sız şekilde anlamlı pozitif ilişki bulunm uştur.

Ponizovsky ve arkadaşları (2003) şizofren hastalarda intihar girişimi ve yaşam

doyum unu araştırm ışlardır. Y aşam ında birden fazla intihar girişim inde bulunan

hastaların, bir kez intihar girişim inde bulunm uş ve intihar girişim inde hiç bulunm am ış hastalardan daha düşük yaşam doyum larının olduğu bulgulanm ıştır (akt. Annak, 2005: 49).

Schafer ve arkadaşları (2003) akupunktur gibi alternatif tıp hizm etlerini kullanan alerjik rahatsızlıkları olan bireylerin sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi ve yaşam

doyumlarının, alternatif tıp hizm etlerini kullanm ayan hastalardan daha yüksek

olduğunu bulgulam ışlardır. Y aşlılarla yapılan çalışmada, eğitim durum u yüksek olanların yaşam dan m em nun olm a ve m ental sağlık puanları yüksek bulunm uştur. Evli, boş saatlerini verim li geçiren, el sanatları ile ilgilenen, düzenli yürüyüş yapan ve aktif yaşayan yaşlıların yaşam dan m em nun olm a puanları ve mental sağlık puanları yüksek bulunm uştur (İnal ve ark, 2003 akt. Annak, 2005: 50).

Y aşam doyum u ve ekonom ik düzey ilişkisi incelendiğinde ise diğerlerine kıyasla aynı düzeyde ya da daha yüksek düzeyde maddi olanaklara sahip olm anın da yaşam

doyum uyla olum lu ve yüksek düzeyde ilişkisinin olduğu bulunm uştur (M elin, Fugl- M eyer ve Fugl-M eyer, 2003 akt. Sahranç, 2007: 120).

B aşka bir çalışm ada algılanan yaşla yaşam doyum u arasındaki ilişki incelenm iştir. Bu çalışm ada kadınların kronolojik yaşlarının, öznel yaşlarına eşit ya da daha düşük olması durum unda (subjective age) yüksek düzeyde yaşam doyum u rapor ettikleri (D egges-W hite ve M yers, 2006) görülm ektedir (akt. Sahranç, 2007: 119).