• Sonuç bulunamadı

2.5 BÖLGESEL KALKINMADA İNSAN KAYNAĞININ ROLÜ VE ÖNEMİ

3.1.1 Türkiye’de Bölgesel Kalkınma Politikasının Gelişimi

3.1.1.1 Beş Yıllık Kalkınma Planları

Türkiye, sosyo-ekonomik kalkınma çalışmalarını 1960 yılından bu yana, Beş Yıllık Kalkınma Planlarıyla yürütmektedir. Bu nedenle, Türkiye’de bölgesel kalkınmanın sağlanması yönündeki çalışmaları, planlı dönem öncesi ve planlı dönem olarak iki ayrı bölümde incelemek gerekmektedir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun ve yatırımların ülke içinde yayılması ve belirli merkezlerde toplanması politikaları uygulanmıştır. Devletin sanayi tesislerinin kurulmasındaki yaklaşımı özellikle Marmara Bölgesi dışındaki bölgelere yönelinmesi bunun göstergesidir. Türkiye’de planlı dönemden önceki bölge planlamasının bir

kalkınma planlaması aracı olarak değil, bir imar aracı olarak ele alındığı görülmektedir.257

1960 yılından günümüze uzanan planlı dönemde ise, planlama anlayışı değişmiş, fiziksel, sosyal ve ekonomik boyutların bir arada değerlendirildiği bütüncül bir planlama yaklaşımı uygulanmıştır. Planlı dönemde, hazırlanan tüm kalkınma planlarında, bölgesel kalkınmaya ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesine özel bir önem verilmiştir.

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967): Birinci Beş Yıllık Kalkınma

Planında, bölge planlama politikasına iki açıdan yaklaşılabileceği belirtilmektedir. Birincisi, sektörel olarak hazırlanan kalkınma planlarının bölge hedefleri ve faktörlerini göz önünde tutan bir görüşle tamamlanmasını sağlamaktır. İkincisi ise, tüm bölgeleri kapsayan, ayrıntılı çalışmalara dayanan planlama şeklidir. Ayrıca Türkiye’deki bölgeleri üç grupta toplamaktadır. Bunlar; Potansiyel gelişme bölgeleri, Geri kalmış bölgeler ve Büyük kent bölgeleridir.

Birinci Beş Yıllık Plan döneminde, göreceli olarak geri kalmış yörelere özel sektörün yatırım yapmasını teşvik amacıyla Gelir Vergisi Kanununda değişiklik yapılarak, yatırım indirimi uygulaması getirilmiştir. Ulusal kalkınma planı yanında, bölgesel planlama çalışmaları sürdürülmüş ve belirlenen bölgelerde sanayinin gelişmesini hedefleyen çalışmalar yapılmıştır.258

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-19729): İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planındaki ilkeler aynen korunmuştur. Geri kalmış bölgeler bünyesinde kalkınma kutuplarının yaratılması benimsenirken, kamu yatırımlarının birden fazla kuruluş yeri üzerinde durularak, ekonomik olma niteliğini kaybetmemek koşulu ile yatırımların geri kalmış bölgelerdeki gelişme merkezlerine yapılmasının tercih edileceği belirtilmiştir.

Yatırım indirimi uygulaması bu plan döneminde de sürdürülmüştür. Yine bu dönemde uygulanan programda, “Bölgesel Gelişme” bölümünün yerine “Yurt Düzeyinde Dengeli Gelişme“ başlığı, “Bölge Planlaması” yerine de “Kalkınmada

257 DPT, Ön Ulusal Kalkınma Planı, Ankara, 2003, s.49. 258 Dinler, 2001, s.190-191.

Öncelikli Yöre” başlıklı konulara yer verilmiştir. Bu değişiklikle birlikte, bölgesel planlamanın uygulanması anlayışından da uzaklaşılmıştır. Aynı yıl Kalkınmada Öncelikli Yöreler (KÖY) Dairesi kurulmuş ve yatırım indirimi olmak üzere diğer teşvik tedbirlerinden yararlanacak olan illerin, Kalkınmada Öncelikli Yöreler kapsamındaki illerle sınırlı olması prensibi uygulanmaya başlanmıştır.259

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977): Kalkınmada Öncelikli Yöre

anlayışı bu dönemde de benimsenmiştir. Kalkınmada Öncelikli Yörelere ilişkin olarak öngörülen ilkeler ve önlemler şu şekilde özetlenmiştir. Bu yörelerde ulusal bütünlük ilkesi doğrultusunda, ekonomik ve sosyal gelişme sağlanacak, tüm iller sosyo- ekonomik gelişmişlik endekslerine göre gelişmişlik sırasına dizilecek; bu alanlar aşamalı programlara dayalı birbirini tamamlayan önlemlerle kalkındırılacak; kalkınma süreci yatırımlara ilişkin politikalarla sanayileşmenin bu yörelere götürülmesi çalışmalarıyla başlatılacak; yerel kalkınma çalışmaları, ulusal plan çalışmalarına uygun olarak yürütülecek ve kurumlar arası işbirliği DPT tarafından gerçekleştirilecektir.260

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983): Dördüncü Beş Yıllık

Kalkınma Planında, bölgelerarası gelişme politikasında izlenecek politikanın amacının gelişme sürecini başlatmak ve sürekli kılmak olduğu belirtilmiştir. Ayrıca ilk üç kalkınma planında, gerek bölgesel planlama yapacak, gerek yatay eşgüdümü sağlayacak örgütlenme ve kurumlaşmanın, yeterli yönetsel ve teknik güçle oluşturulmadığı, deneme niteliğindeki birkaç örnek dışında bölgesel gelişme planları hazırlanmadığı belirtilmiştir.

Bu dönemdeki planda bölgesel gelişme başlığı altında öngörülen politikalar; ekonominin bütünleşmesi, sektörler ve bölgelerarası bağların güçlenmesi için, mekan örgütlenmesinin amaçlanması ve bu bağlamda gerekli önlemlerin alınması olarak belirtilmiştir. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde, Kalkınmada Öncelikli Yörelere uygulanan teşvik tedbirleri devam ederken, ayrıca çıkarılan kanunlar ile bu teşvikler daha da cazip hale getirilmiştir.261

259 y.a.g.e., s.194.

260 y.a.g.e., s.195. 261 y.a.g.e., s.197.

Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989): Dördüncü Beş Yıllık

Kalkınma Planı ile Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı arasında, kalkınmada öncelikli yöreler yönünde öngörülen hedefler arasında büyük paralellik vardır. Dördüncü planda yer alan “bölgesel gelişme”ye ilişkin hedefler, Beşinci planda yerini “Bölge Planlaması”na bırakmıştır. 1963 yılında ilk planla benimsenen, 1973 yılında üçüncü planla terk edilen bölge planlama ilkesi, on yıl sonra yeniden benimsenmiştir.

Beşinci plan ile, sadece belirli amaçlara, belirli bölgeleri kapsayan bir bölgesel planlama ilkesi benimsenmiştir. Yine bu plan döneminde bölgesel planlama benimsenerek, ne bölge bazında ne de ülke genelinde bölgesel planlama çalışması yapılmamıştır. Kalkınmada Öncelikli Yöreler ile ilgili olarak, Dördüncü plan döneminde başlatılmış olan teşvik tedbirleri, Beşinci plan döneminde de devam etmiştir.262

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994): Altıncı Beş Yıllık Kalkınma

Planında da, Beşinci planda olduğu gibi, gelişmiş ve geri kalmış bölgelerin sorunları “Bölgesel Gelişme” ve “Kalkınmada Öncelikli Yöreler” başlıkları altında, iki ayrı bölümde ele alınmış ve izlenecek ilke ve politikaların neler olacağına yer verilmiştir. İki plan dönemi arasındaki en önemli farklılık ise, Beşinci plan döneminde yer alan “Bölge Planlaması” yerini altıncı plan döneminde, “Bölgesel Gelişme”ye bırakmış ve bölge planlaması yaklaşımı yeniden terk edilmiştir. Yine bu iki kalkınma planı arasında, kalkınmada öncelikli yöreler ile ilgili ilke ve politikalar arasında paralellik vardır.

Bölgesel gelişmeyle ilgili olarak; bölgesel gelişme çalışmalarına esas olacak bilgiler uluslar arası standartlara uygun olacak, yapı ve potansiyel araştırmaları sürdürülecek ve bu çalışmalar çerçevesinde teşvik sistemi geliştirilecektir. Bölgesel kalkınma politikalarının tespiti ve uygulamasında Avrupa Birliği’nin bölgesel politikalarında gözetilen amaçlar ve uygulamalar dikkate alınacaktır. Yine bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının zaman içinde azaltılmasının, ana hedef olduğu belirtilmektedir.263 Bu plan döneminde de, daha önceki planlarda olduğu gibi, oldukça genel olan ilke ve politikaların uygulanması için somut adımlar yoktur.

262 y,a,g,e,. s. 198.

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000): Yedinci Beş Yıllık Kalkınma

Planı’nın diğer Planlardan önemli farkı, “Bölgesel Dengelerin Sağlanması” başlığı altında, bölgesel gelişme sorunları yanında, “fiziki planlama ve kentleşme” sorunları ile konut sorununun da incelenmesi, ancak kalkınmada öncelikli yörelerin sorunlarına ayrıca değinmemesidir. Metropollerle ilgili sorunlara ağırlıklı bir şekilde değinilmektedir.

Yine bu plan döneminde, kalkınmada öncelikli yöreler kapsamındaki illerin sayısı artırılmıştır. Diğer taraftan, bölgesel gelişme çalışmaları ve fiziki planlar hazırlanırken çevresel etkenlerin ve ekolojik dengenin korunmasını da amaçlayan “sürdürülebilir kalkınma” anlayışı içinde hazırlanacağından söz edilmektedir. Böylece bölgesel kalkınma ile çevre kavramları ilk defa Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında birlikte ele alınmıştır.264

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005): Bu planda “Bölgesel

Gelişme Hedef ve Politikaları” başlığı altında, bölgesel sorunlar “Dünyada Bölgesel Gelişme Eğilimleri ve Politikaları”, “Türkiye’de Bölgesel Gelişme”, “Bölge Planlaması”, Kalkınmada Öncelikli Yörelerin Geliştirilmesi” ve “Kırsal Kalkınma” başlıkları altında beş bölümde incelenmiştir.

Bu plan dönemindeki farklılıklar; Bölgesel Planlama’ya ayrı bir başlık altında yer verilmesi, Kalkınmada Öncelikli Yörelere yeniden ve ayrı bir başlık altında yer verilmesi ve metropollerle ilgili sorunlara ayrıca değinilmemesidir.

Planın ilke, amaç ve politikalarla ilgili kısmında; AB bölgesel gelişme politikalarına uyum çalışmalarına hız verileceği, bölgelerin özellikleri, farklılıkları, gelişmişlik düzeyleri ve temel sorunları ile potansiyellerinin belirlenmesine yönelik bölge planlama çalışmalarına devam edileceği, bölge planlarıyla uyumlu il düzeyinde “İl Gelişe Planları” çalışmalarının başlatılacağı belirtilmektedir. Ayrıca bölge planlaması başlığı altında, GAP bölgesinde yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı yatırımcılara danışmanlık hizmeti vermek amacıyla Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin ve Şanlıurfa illerinde “Girişimci Destekleme ve Yönlendirme Merkezi (GİDEM)’in kurulduğu belirtilmektedir.

264 y,a,g,e,. s. 202-205.

Kalkınmada öncelikli yöreler kapsamında; bölge planlaması yapılan bölgelerde bu planlarla uyumlu olarak ilgili kurumlarca fiziksel planlama çalışmaları sürdürülecek; nitelikli eleman temini için kamu personelinin bölgede kalmasını özendirici tedbirlerle ilgili çalışmalar başlatılacak; aile işletmeciliğinin gelişmesi sağlanacak; fiziki ve sosyal altyapı yatırımlarına öncelik verilecek; teşvikler sürdürülecek; tarım ve hayvancılığa dayalı sanayilerin desteklenmesine devam edilecek; ilköğretim bölge okulları ve mesleki teknik okullar yaygınlaştırılacaktır.265

Sekizinci plan, altyapının ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile insan kaynaklarının geliştirilmesini amaçlamıştır. Bölgesel gelişme politikalarının uygulanmasında sürdürülebilirlik, bölgelerarası bütünleşme, sosyal ve ekonomik dengelerin sağlanması, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve katılımcılık ilkelerini esas almıştır.