• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: ÜNĐVERSĐTE VE YÜKSEKÖĞRETĐMDE DEĞĐŞĐM

1.2. Yükseköğretimde Değişim

Dünyanın neredeyse her yerinde sanayileşme, bilgi toplumu ve ekonomisi, küreselleşme, gelişen yeni iletişim teknolojileri, internet, Đngilizce’nin dünya ortak dili olması, uluslararası yükseköğretim sektörününde rekabet ve ticarileşmenin gittikçe artması, devletin finansman desteğinin üniversitelerden azalması, toplam kalite yönetimi anlayışı gibi etkenler yükseköğretim kurumlarında değişime neden olmuşlardır.

Genel anlamda bakıldığında stabil ve değişime karşı dirençli kurumlar olarak kabul edilen yükseköğretim kurumları dünyanın birçok yerinde değişim rüzgarlarının meydana getirdiği sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Üniversitelerin tarihsel sürecine bakıldığında onları

ortaya çıkaran ve hayatiyetini devam ettiren faktörlerdeki farklılaşmalar üniversitelerde de yavaşta olsa değişime sebep olmuştur. Mesela üniversiteleri yakından etkileyen ulus-devlet anlayışı günümüzün küreselleşen dünyasında eski etkisini yitirmiştir. Bu değişime paralel olarak üniversitelerde ulus-devlet anlayışından uzaklaşarak hızla küreselleşme yolunda ilerlemektedir (Altbach, 2005).

Özellikle endüstri devrimi sonrasında meydana gelen değişiklikler Avrupa üniversitelerinde çok önemli yapısal farklılaşmalara sebep olmuştur. Endüstri devriminin getirdiği ekonomik gelişmeler, yeni mesleklerin ortaya çıkması, teknolojinin daha fazla kullanılmaya başlanması ve daha sonraki yıllardaki dünya genelindeki nüfus artış trendi de üniversitelerde değişikliklere neden olmuştur. Endüstrileşen ülkelerin üniversitelerindeki eğitim eskiden elit kesime yoğunlaşmışken artık bu yeni gelişmeler ışıgında daha geniş kesimlere hitap etmeye başladılar. II. Dünya savaşından sonra dünya devletlerinin çoğunda siyasi düzen, ekonomik gelişmişlik düzeyleri ve eğitim ideolojileri fark etmeksizin yükseköğretimden yararlanan kitleyi sadece elitlerin değil tüm vatandaşların ulaşabileceği bir eğitim fırsatı haline getirme anlayışı hakim olmuştur. Bunun nedenlerinden sadece bir tanesi gelişmiş toplum ve ekonomilerin eğitimli ve yetişmiş işgücüne ihtiyaç hissetmesidir (Altbach ve diğerleri, 2005:16-33).

Endüstri devrimi üniversiteleri etkilediği ve üniversitelerden birkısım beklentiler içine girdiği gibi bilgi çağı döneminin de üniversitelerden bir kısım beklentilerinin olduğu görülmüştür. Sanayi toplumu döneminde ekonomide hammadde olarak daha çok demir, çelik ve petrol tüketilirken çalışanlar sadece bu hammaddeleri kullanan kimseler olmuştur. Bilgi toplumunda ise kullanılan ama tükenmeyen hatta artan bilgi ve bunu üreten kimselerden beklenen özellikler tabiki sanayi toplumunda ki işgücünden beklenenlerden farklı olmuştur. Üniversiteler bilgi toplumunun ve bilgi ekonomisinin işgücünde bulunması gereken özelliklere sahip mezunlar verebilmek için ders program ve müfredatlarında değişiklikler yapmak zorunda kalmışlardır. Üniversiteler piyasaya uygun mezun verebilmek için kendi alt yapılarını piyasaya uyumlaştırması gerekecektir. Bütün bu gelişmeler üniversitelerde değişimi zorunlu kılan faktörler arasına girmiştir.

sektöründe birbirleriyle artan oranda rekabet etmek zorunda kalmışlardır. Bu rekabet yükseköğretim piyasasından üniversiteye daha fazla öğrenci çekme, daha kaliteli akademisyenleri istihdam etme, uluslararası düzeyde daha fazla araştırma yapma ve yayın çıkarma gibi noktalarda yoğunlaşmıştır. Şuan yükseköğretim piyasasındaki yarışı ABD, Đngiltere, Avusturalya ve kısmen Kanada önde götürmektedir (Altbach ve diğerleri, 2005). Almanya, Hollanda ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri rekabette kaybettikleri eski yerlerini yeniden elde edebilmek ve yarışta kazanabilmek için stratejiler üretmektedirler.

Rekabetin yoğunlaştığı bu dönemde önceki ulus-devlet anlayışının zorladığı tek tip ve standardize edilmiş bir üniversite yapısının ve işleyişinin mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. Artık evrensel üniversiteler ulus-devlet ve ulusçuluk anlayışının ötesine geçerek farklı toplumsal, siyasi ve ekonomik amaçlara hizmet etemeyi amaçlayıp buna uygun şekilde yapılarını ve işlevlerini yeniden düzenlemişlerdir. Üniversiteler bu yeni yapılanmada fakülte, bölüm ve programları, derslerin içeriklerinin yenilenmesi, yeni araştırma merkezlerin kurulması gibi temellerde hep farklılıklara, çeşitliliklere ve ortak çalışmalara imkan verecek şekilde düzenlemişlerdir.

Farklılıkların dikkate alındığı bu yeni üniversite yapılanmasında tek tip üniversitecilikten bahsetmek mümkün değildir. Üniversiteler misyonlarını piyasanın şartlarına uygun şekilde yapılandırmışlardır. Mesela sadece araştırma yada sadece eğitime odaklı üniversiteler olduğu gibi araştırma ve eğitimi beraber yürüten üniversite yapılarıda mevcuttur. Araştırma üniversiteleri dar bir öğrenci grubuna hizmet sunarken eğitim odaklı üniversiteler daha geniş çapta öğrenci kesimine hizmet sunmaktadırlar. Özellikle meslek yüksek okulları ve uzaktan eğitim veren kurumlar tamamen öğrenci odaklı, yaygın eğitime önem veren müesseselerdir.

Eğitimin bu kadar yaygınlaşması ve üniversiteye geniş öğrenci kesimlerince ulaşımın eskiye göre kolaylaşması üniversitelerin verdikleri lisans derecelerinin kıymetini nisbeten azaltmıştır. Đşgüçü piyasasında eskiden lisans mezunların sahip olduğu popülaritenin azalması rekabette çıtanın yükselmesine neden olmuştur. Đşgüçü piyasasındaki bu rekabet lisans üstü eğitime ve özel sertifika pogramlarına olan ihtiyacı arttırmış dolayısıyla bu eğitimleri veren kurumların yaygınlaşmasına neden olmuştur (Küçükcan ve Gür, 2009:24).

Günümüzde üniversiteler için rekabette başarılı olma kadar önemli olan bir başka nokta ise yapılan işlerde şeffaflık ve hesap verebilirliktir. Şeffaflık kurumun yaptığı işleri, kuralları daha önceden belirlenmiş esaslara göre yapması ve bu yapılan işlerin herkese açık olması, gizli olmaması anlamlarını taşımaktadır. Açıklık ve şeffaflık ilkesine göre faaliyet yürüten kurum, bünyesinde yapılan işleri doğrudan kendisi kamuya ilan etmesi gerektiği gibi bunların hesabı sorulduğunda da cevabını vermeye hazır olması gerekir. Son zamanlarda üniversitelere yapılan devlet desteği artan öğrenci sayısına paralel olarak artmaktadır. Bu nedenle devletler üniversitelerin paraları nerelere harcadığını sormak istemektedir. Yine katılımcı yönetim anlayışının da gereği olarak vatandaşlarda ödedikleri vergilerle ayakta duran üniversitelerin nerelere harcamalar yaptığını bilmek istemektedir. Bu nedenle geçmişten farklı olarak artık üniversiteler yaptıkları harcamaların ve icraatlarının hesabını verebilir olmaları gerekmektedir. Üniversitelerin özünde var olan özerklik anlayışından dolayı kurumsal hesap verebilirlik ihtiyacı ve anlayışının gelişimi üniversitelerde yavaş ilerleyen konudur. Akademik özerkliğe uygun şekilde işleyen bir üniversitenin kurumsal hesap verebilirlikten kaçınması ve bu durumun özerkliğe müdahale şeklinde algılanması anlaşılabilir değildir.

Üniversitelerle ilgili mevcut tartışmalar devam ederken 21. yüzyılın üniversitesinde olması gereken özellikler olarak şunlardan bahsedilmektedir. Üniversiteler akademisyen-odaklılıktan öğrenci odaklılığa, öğrenim üçretlerinin daha çok hizmeti satın alan yada özel sektörün karşıladığı, ömür boyu eğitim (beşikten mezara) anlayışının gereklerine uygun hizmet sunan, uluslararası piyasaya hitap edebilen, yer ve zaman kavramlarından bağımsız, yaşam biçimlerine ve kariyer ihtiyaçlarına uygun eğitim imkanı sunabilme gibi özelliklere sahip olacaklardır (Duderstadt, 2000; Duderstadt ve Wulf, 2002).

Üniversitelerde devam eden bu değişim trendleri göstermektedir ki bazı üniversiteler küresel anlamda rekabet edip hizmet sunarken bazıları bölgesel ve yerel ihtiyaçlara da cevap verecek şekilde hizmet sunmaya devam edecektir. Yine eğitimin maliyetini karşılama yükü hergeçen gün devletten özel sektöre ve bireylere doğru kayma eğilimindedir. Klasik üniversite anlayışındaki temel maksat eğitim ve araştırma ile öğrencilere eleştirel düşünme, analiz ve ahlaki akıl yürütme varken modern anlayışta yenilikcilik ve girişimcilik anlayışının hakim olduğu bilgiyi üreten ve uygulayan bir

eğilime doğru değişim yaşanmaktadır. Ayrıca üniversiteler bilgi endüstrisinin yönlendiricisi, teknoloji vasıtasıyla yayımlayıcısı, internet imkanlarıyla eğitim düzeyinin daha da arttışını sağlayı olma özelliklerini devam ettireceklerdir.