• Sonuç bulunamadı

A- Oluşumu, işlevi, hak ve yükümlülükleri

5. Yönetimin ve temsil yetkisinin devri

Mevcut sistemimizde anonim şirketlerde yönetim kurulu yapısı tekli yönetim kurulu sistemine göre düzenlenmiştir. Ancak yönetim ve temsil yetkisinin belli başlı durumlarda devrine izin veren 319. madde kimi zaman bu sistemin ikili yönetim kurulu sistemine246 biraz da olsa yaklaşmasına olanak tanımakta, bu

şekliyle saf bir tekli sistemden çok karma bir sistem ortaya koymaktadır247. Buna

göre anonim şirket esas sözleşmesi ile şirketin yönetim ve temsil işlerinin yönetim kurulu üyeleri arasında taksim edilip edilmeyeceği, edilecekse bunun nasıl yapılacağı tespit edilebilir. Bunun yanında bu görev ve yetkiler belirli yönetim kurulu üyelerine veya bir tek üyeye yahut şirkette pay sahibi olmayan üçüncü kişiye de bırakılabilir248. Bütün idari işlerin belli yönetim kurulu üye veya

üyelerine bırakılması hâlinde diğer üyelerin görev ve yetkileri TTK’nın 318/2, 320, 331, 337. maddeleri uyarınca genel bir denetleme, bilgi edinme, yetkilileri uyarma ve denetçilere şikâyet şeklinde ortaya çıkacaktır249.

Kurumsal yönetim felsefesinin profesyonelleşme ile birlikte, ilgililerin menfaatlerini gözeterek hareket etmelerini temin amacıyla, yönetimdekilerin denetimini esas alan şeffaflık ve hesap verebilirlik temel ilkeleri TTK Tasarısı’nın, şimdiki 319. maddeye karşılık gelen, 367. maddesini etkilemiştir. Bu

246 Bir gözetim kurulu ve yönetici kurulun olduğu ikili yönetim kurulu sisteminde kuvvetler

ayrılığı ilkesi, bir tek yönetim kurulunun yer aldığı sistemde ise kuvvetler birliği ilkesi geçerlidir. TTK’da tekli yönetim kurulu sistemine yer verilmiş dolayısıyla kuvvetler birliği ilkesi kural olarak kabul edilmiş olsa da, 319 madde ile dolaylı olarak kuvvetler ayrılığına gidilmesi mümkündür, ARSLAN, İbrahim, Anonim Şirketlerde Yönetim Yetkisinin Sınırlandırılması, Konya 1994, (Yönetim Yetkisi) s. 11.

247 AKDAĞ GÜNEY, Sorumluluk s. 24.

248 TTK’da şirkette pay sahibi olmayan üçüncü şahısların yönetim kurulunda üye olarak

seçilmesine bir engel bulunmamasına rağmen göreve başlayabilmesi için pay sahibi olması aranmıştır (m. 312). Uygulamada, pay sahibi olma niyeti taşımayan ancak yönetimde yer alması arzulanan üçüncü kişilerin yönetim kuruluna üye olarak seçilmesi halinde sembolik paylar verilerek bu kural karşılanmaktadır. Bu konuda yukarıda bkz. I.A-1. Üyelerin sayısı ve nitelikleri.

78

yeni düzenlemeler AB’nin 2157/2001 sayılı Tüzüğü’ne de paraleldir250. 367.

maddenin kaleme alınış şekli 370. maddenin 2. fıkrası ile birlikte anonim şirketlerin tekli yönetim kurulu yapısı yanında uygulamada görülen diğer yönetim kurulu yapılanmalarına da imkân vermektedir. Bu bakımdan bahsi geçen maddelerin yönetimde icra yetkisine sahip (executive) yönetim kurulu üyeleri ile birlikte icra yetkisine sahip olmayan (non-executive) yönetim kurulu üyelerinin olduğu bir yönetim kurulu yapısının, Almanya’daki ikili yönetim kurulu yapısına yaklaşan bir yönetim kurulu yapısının veya Fransa’daki Président Directeur Général sisteminin getirilmesine imkân verdiği görülmektedir251. TTK’nın mevcut

hükümleri de bu çerçevede bir yönetim kurulu yapılanmasına izin vermektedir. Fakat bunun yanında TTK Tasarısı’nın anonim şirket yönetimi ve yönetim kuruluna yaklaşımı bu profesyonelleşmeyi bir felsefe olarak benimsemiş görünmekte, teşvik etmektedir.

Öncelikle, TTK Tasarısı da genel kural olarak tekli yönetim kurulu yapısını benimsemiştir252. Ancak bunun yanında yönetimin devri, yönetim kurulu

üyelerinin pay sahibi olma zorunluluğunun kalkması gibi düzenlemelerle yönetim kurulu ve yönetim kavramlarının birbirinden ayrılmasına imkân tanınmıştır253.

Yönetimin devri ile temsil yetkisinin devri ayrı maddelerde düzenlenerek Tasarı’nın bu yöndeki eğiliminin altı çizilmiş, yönetim kurulunun gözetim organı olma özelliği öne çıkarılmıştır. Yukarıda da bahsedildiği gibi profesyonelleşme ile birlikte anonim şirketlerde yönetim çoğu zaman hızlı hareket kabiliyetine sahip ve konusunda uzman bir ya da bir kaç kişinin elinde toplanmaktadır. Öte yandan yönetim kurulunun diğer üyelerine ise bu icracı üyelerin gözetim ve denetimi gibi

250 Ayrıca SPK İlkeleri Yönetim Kurulu’na ilişkin 3. Bölüm’de Yönetim Kurulunun Oluşumu ve

Seçimi başlığı altında bağımsız, icrada görevli olan ve olmayan üyelerin yönetimde yer almalarını tavsiye etmektedir (bağımsız, icrada görevli olan ve olmayan yönetim kurulu üyeleri hakkında bkz. yukarıda dn. 78 ve 214).

251 AKDAĞ GÜNEY, Sorumluluk s. 27.

252 365. madde anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur der, 367 f. 2 de

yetkilerin devredilmemesi halinde bütün yönetim kurulu üyelerinin yetkili olacağını söylemektedir.

79

oldukça önemli bir görev düşmektedir. Yönetim kurulu ile yönetimin birbirinden ayrılması durumu olarak açıklayabileceğimiz bu hadise kurumsal yönetim bakımından büyük önem taşımaktadır254.

TTK Tasarısı’nda 367. madde TTK’nın 319. maddesinden farklı olarak yalnız yönetimin devrini düzenlemektedir. Temsil yetkisinin devri 370 f. 2’de düzenlenmiştir255. Bunun yanında bir diğer fark yönetimin devrinin yine esas

sözleşme ile ve fakat yönetim kurulu tarafından düzenlenecek bir iç yönetmelik ile yapılacağı şeklindeki düzenlemedir. Bu iç yönetmeliğin şirketin yönetimini düzenleyeceği; bunun için gerekli olan görevleri tanımlayacağı, yerlerini göstereceği, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirlerleyeceği Tasarı maddesinde açıklanmıştır. TTK Tasarısı’nın profesyonelleşme ve kurumsallaşma açılımları dikkate alındığında şirketin yönetimini düzenleyen bu iç yönetmeliğin burada sayılan içerikle sınırlandırılmasını amaçlamadığı sonucuna varılabilir. Dolayısıyla, şirketin, pay sahiplerinin ve ilgililerin menfaatleri ile şirketin yönetimini iyileştireceği düşünülen diğer başlıkların da burada yer almasında sakınca olmamalıdır. Madde gerekçesinde iç yönetmeliğin yönetimi bir bütün hâlinde düzenleyeceği, karar ve atama yetkileri ile işletmenin teknik, ticari ve hukuki açıdan yönetimine ilişkin esasları da içermesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu açıklamalar kendilerine yetki devredilen murahhas üyelerin yetki alanlarının, dolayısıyla sorumluluklarının da belirlenmesi bakımından önemlidir.

319. madde ile 367 ve 370. maddelerin bir diğer farkı da, 319. madde temsil ve yönetim yetkilerinin devrinde esas sözleşme ile genel kurul veya yönetim kurulunun yetkilendirilebileceğini düzenlerken Tasarıda devir salahiyeti doğrudan yönetim kuruluna bırakılmış görülmektedir. Tasarının her iki maddesinde de esas

254 PASLI s. 288.

255 Burada da, TTK 319. maddede olduğu gibi, temsil yetkisinin tamamen üçüncü şahıslara

devredilmesine izin verilmemiş, en az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisine haiz olmasını gerekli kılınmıştır.

80

sözleşme ile yetkili kılınabilecek olanın yönetim kurulu olduğu açıkça belirtilmiştir. TTK’nın 319. maddesi mevcut hâliyle de uygulamada yukarıda bahsi geçen, farklı yönetim kurulu sistemlerinin uygulanmasına imkân vermekteyse256 de Tasarını düzenlemesi gerek iç yönetmelik gerekse de yönetim

kurulunun bu konuda yetkin kılınması gibi sebeplerle bu sistemlerin uygulanmasını daha kolay hâle getirmiştir.

İlgililerin bilgi alma hakkı çerçevesinde TTK Tasarısı bu maddede bir düzenleme getirmiş; pay sahiplerinin her zaman, alacaklıların da korunmaya değer menfaatlerini ortaya koyabildikleri takdirde yazılı olarak bu iç yönetmelik hakkında bilgi alabileceklerini düzenlemiştir. Bu da TTK Tasarısında hem şeffaflık hem de hakkaniyet ilkelerinin bir yansımasıdır.

Yönetim kurulunun devredemeyeceği yetkiler de vardır. Bunlar yönetim kurulunun bir organ olarak hem yetki hem de görev olarak üstlendiği konulardır. TTK Tasarısı 375. maddede bunları açık biçimde saymıştır257.