• Sonuç bulunamadı

A- Oluşumu, işlevi, hak ve yükümlülükleri

4. Görevden alma

TTK’da bu durum azil başlığı altında 316. maddede düzenlenmiştir235. TTK

düzenlemesi genel kurulun, yönetim kurulu üyesini, esas sözleşme ile atanmış olsa dahi herhangi bir sebep göstermeye gerek duymaksızın görevden alabileceğini, böyle bir durumda yönetim kurulu üyesinin de herhangi bir tazminat hakkının olmayacağını öngörlmektedir.

Madde gündeme bağlılık ilkesine236 herhangi bir istisna getirmediğinden azle

ilişkin konunun gündemde yer almasının gerekli olup olmadığı konusunda Yargıtay ve doktrindeki yorumlarda bir fikir birliği yoktur. Yargıtay dahi başlangıçta genel kurul gündeminde yer almasına gerek olmadığını237 söylerken

sonradan bu fikrinden dönmüş ve gündemde yer almasının gerektiği kararı yerleşik karar hâline gelmiştir238. Doktrinde genel olarak gündemde madde

aranmasının gerekmediği fikri hakim görünmektedir239.

TTK Tasarısı 364. madde ile Yargıtay’ın yerleşik ve gündemde azle ilişkin madde olmasını arayan içtihadını değiştirmiştir. Buna göre, genel kurul yönetim kurulu üyelerini haklı sebeplerin varlığı hâlinde gündemde olmasa dahi azledebilecektir. Gerçekten de, genel kurulun güveninin kalmadığı bir yönetim kurulu üyesinin yalnız gündemde madde olmadığı gerekçesiyle hâlen şirket işlerini idare eder konumda bulunması ve bunun kanun hükmüyle korunması şirket için telafisi zor

235 TTK sisteminde bu yetki genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri arasında kabul

edilmektedir, POROY (Tekinalp/Çamoğlu), Ortaklıklar N. 664a. TTK Tasarısı’nın 408. maddesinde de açıkça devredilemez görev ve yetkiler arasında sayılmıştır.

236 TTK’nın genel kurul gündemine ilişkin 369. maddesinin ikinci fıkrası gündemde yer almayan

hususlar hakkında genel kurulda müzakere yapılamayacağını düzenlemiştir. Buna gündeme bağlılık ilkesi denmektedir.

237 11. HD. 13.06.1985 E.3969/K.3830, ERİŞ Anonim Şirketler s. 217. 238 11. HD. 10.12.1985 E.7001/K.7178, ERİŞ Anonim Şirketler s. 217.

239 BAHTİYAR, Mehmet, Ortaklıklar Hukuku, Gözden Geçirilmiş 4. Bası, İstanbul 2009, s. 130;

İMREGÜN Kara Ticaret Hukuku s. 359. ÇAMOĞLU gündeme bağlılık ilkesinin burada da geçerli olduğunu kabul etmekle birlikte gündemdeki maddelerin geniş yorumlanması gerektiğini belirtmektedir, ÇAMOĞLU, Ersin, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Ersin Çamoğlu, Reha Poroy, Ünal Tekinalp, Güncelleştirilmiş 11. Bası, İstanbul 2009 N. 551. Karş. TEKİL s. 240.

75

sonuçlara sebep olabilir240, bu bakımdan pay sahiplerinin menfaatlerini ihlal eder

niteliktedir.

Madde metninde ancak haklı sebeplerin varlığı hâlinde gündemde olmadan yönetim kurulu üyelerinin görevden alınabileceği düzenlenmiştir. Haklı sebepler gerekçede, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla sayılmıştır; yolsuzluk, yetersizlik, bağlılık yükümünün ihlali, bir çok şirkette üyelik sebebiyle görevin ifasında güçlük, geçimsizlik, nüfuzun kötüye kullanılması birer haklı sebeptir241. Bu

sebepler de vekalet teorisi çerçevesinde profesyonelleşme ile görülen sorunlara benzemektedir242.

TTK Tasarısı yönetimin profesyonelleşmesi anlamında, yukarıda da bahsettiğimiz pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri gibi, pek çok düzenlemeye yer vermektedir. Vekâlet teorisi ise, profesyonelleşme ile birlikte pay sahibi ve yöneticiler arasında temsil sorunu ve risk paylaşımı sorununun ortaya çıkacağını belirtmektedir. Gerçekten de uygulamadaki örnekler (özellikle Amerika’daki büyük şirketlerde yaşanan, CEO’lara ilişkin örnekler) bu durumu doğrulamaktadır. Dolayısıyla şirketin yönetimini elinde bulunduran kişilerin pay sahiplerince kontrolünü ve denetimini sağlayacak mekanizma olan kurumsallaşmanın, şirket ve ilgililerin menfaatine uygun şekilde oluşturulması çok önemlidir. 316. maddenin yöneticilerin gündeme bağlı kalınmadan azline imkan vermesi yönetimi kontrol altında tutabilmeyi sağlayacak243, vekalet

teorisinin ortaya koyduğu şekilde profesyonelleşmenin getirdiği sakıncaların önüne geçilmesine imkan verecektir244. Madde, kurumsal yönetim ilkelerinin

profesyonelleşmeyi esas alan felsefesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış, şirketin iç işleyişinde yöneticilerin hesap verebilirliklerini sağlamayı amaçlamıştır. Kural hâlâ yönetim kurulu üyelerinin azli için gündemde madde olmasıdır, yani Tasarı

240 İMREGÜN Kara Ticaret Hukuku s. 359. 241 TTK Tasarısı Madde Gerekçeleri m. 316. 242 KURT/DEMİR s. 65.

243 YANLI Kurumsal Yönetim İlkeleri Açısından Tasarı s. 60. 244 KURT/DEMİR s. 65.

76

gündeme bağlılık ilkesini reddetmemektedir. Fakat haklı sebeplerin varlığı hâlinde buna istisna getirilebilecektir. Görevden almanın gündemde olması hâlinde herhangi bir sebep göstermek zorunda olmayan pay sahiplerinin gündemde madde olmadan böyle bir karara varmaları için haklı sebebin aranması da pay sahiplerinin ellerindeki bu hakkı kötüye kullanmalarını önleyecektir. Mevcut düzenlemede yöneticilerin tazminat hakkının olmaması ise hakkaniyete aykırı bir durumdur. Doktrinde genel kurulun azle ilişkin kararının iptali hâlinde geçmiş günlere ilişkin ücret talebi veya iptal kararı zorunlu olmasa da BK m. 49 hükümlerine dayanarak manevi tazminat talebine imkan olabileceği tartışılmaktadır245. Fakat bunlar, 316. maddenin tazminat isteyemeyeceğine dair

açık hükmü karşısında, yönetim kurulu üyelerine yeterince güvence vermemektedir. Yönetimin kontrolü ne kadar önemli ise, aynı şekilde kendine güvenle hareket etmesi de önemlidir. Risk ticari hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Kazanç çoğu zaman alınan riskle de doğru orantılıdır. Ancak bu risk doğru oranlarda alındığı zaman doğru kazancı getirecektir. Yöneticinin görevi de doğru zamanda doğru riski görmek ve şirketin menfaatleri doğrultusunda bu riski idare edebilmektir. Hem genel kurula yönetimdekileri dilediği zaman, gündemde yer vererek sebep göstermeden ya da haklı sebebin varlığında gündemde olmasa dahi görevden alma hakkı vermek hem de yönetim kurulu üyesine hiçbir tazminat hakkı tanımamak onun üzerinde olması gerekenden fazla baskı kurarak doğru riski almasını engelleyebilir. Hatta belki de sadece görevini koruyabilmek için genel kurulun tepkisini çekmeyecek biçimde davranmayı şirketin menfaatlerinden daha önde tutabilir. Sonuç olarak, görevden alınan yönetim kurulu üyesine tazminat talep hakkının tanınması geniş bir çerçevede pay sahiplerinin haklarının maksimize edilmesi ve şirket menfaatlerinin korunması bakımından yerinde bir düzenlemedir.

77