• Sonuç bulunamadı

KAMU YÖNETİMİNDE YENİ PARADİGMALAR

1.2. YENİ KAMU YÖNETİMİ MODELLERİNE BAKIŞ

1.2.1. Kamu Yönetiminde Yönetişim Model

1.2.1.1. Yönetişimin Tanımı ve Özellikler

Liberal ekonominin küreselleşmesi süreci içerisinde, ulus-devlet kriziyle birlikte ortaya çıkan, devletin küçülerek etkinleşmesine yönelik talepler “yönetişim” anlayışının gelişiminde de önemli rol oynamıştır. 177

172 Esra Yüksel Acı, “Neoliberal Yaklaşım ve Yönetişim Kavramı”, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F.

Dergisi, Cilt:20, Sayı:1, 2005, s.201.

173

Karaçor ve Oltulu, s.409.

174 Mehmet Zahid Sobacı, “Yönetişim Kavramı ve Türkiye’de Uygulanabilirliği Üzerine

Değerlendirmeler”, Yönetim Bilimleri Dergisi, , Cilt:5, Sayı: 1, 2007, s.221.

175 M. Akif Özer, “Yönetişim Üzerine Notlar”, Sayıştay Dergisi, Sayı: 63, 2005, (Yönetişim), s.s.59-

90.

176 M.Akif Özer, Avrupa Birliği Yolunda Türk Kamu Yönetimi, Platin Yayınevi, Ankara, 2006,

s.237’den aktaran Acı, s.204.

33 Yönetişim kavramının kökeni Antik Yunanlılara kadar götürülmekle beraber, bu çağlarda yönetişim kavramı hükümet etmek, devlet yönetiminde bir konuyla ilgili hüküm vermek anlamında kullanılmaktaydı.178

Daha sonra kavram demokrasinin gelişmesiyle birlikte hakkında karar verilenlerin bu yönetim kararına etkin katılımını ifade eder anlamda kullanılmaya başlanmıştır. Farklı anlamlar yüklenerek ve her geçen gün farklı boyutlarda uygulanırlık kazanarak günümüzde etkinliğini sürdüren yönetişim, yeni kamu yönetimi modeli olarak tanımlanmaya başlamıştır.179

İngilizce karşılığı “governance” olan yönetişim kavramı bir yönetim politikası olarak ilk kez 1989 yılında DB tarafından Afrika üzerine hazırlanan bir raporda kullanılmıştır. Ayrıca bu raporda governance sözcüğüne ek olarak azgelişmiş ülkeler için de “good governance” kavramına değinilmiştir. Türkçe’ye yönetişim ve iyi yönetişim olarak çevrilen bu terimler 1992 yılında OECD ve 1995 yılında da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından benimsenmiştir. Bu durumda yönetişim kavramı için yaratıcısının DB, geliştiricisinin de OECD ve BM olduğu söylenebilir. Ülkemizin bu kavramlarla tanışmasının BM’in 1999 yılında düzenlediği HABITAT toplantısında gerçekleşmiştir demek yanlış olmaz.180

Bu toplantıda sunulan Eylem Planı’nda başta yönetişim olmak üzere amaçsal nitelikli ilkeler olarak sürdürülebilirlik, yaşanabilirlik, hakçalık, araçsal ilkeler olarak kentli bağlılığı, yapabilir kılma sunulmaktadır. Bu toplantıda yönetişimin özellikleri vurgulanarak toplumu yönlendirmede sorumluluk dengesinin devletten sivil topluma doğru kayması gerekliliği vurgulanmıştır.181

Kavrama herkes için geçerli bir anlam yüklenememekle birlikte kimilerine göre kamu yönetiminin modernleşmesi, demokrasi ve insan haklarının korunması kimilerine göre ise de yönetim ya da işletme karşılığı olarak görülmektedir. Kavramın yaratıcısı pozisyonunda olan DB ise üç farklı boyutta tanımlamaya gitmiştir. Bunlardan ilkinde yönetişimin yönetimden daha geniş bir sisteme sahip olduğu vurgulamaktadır. İkinci olarak yönetişim siyasal bir rejimi tanımlamaktadır. Bu rejim; güçler ayrılığı anlayışının hâkim olduğu, demokratik, başkanlık ya da

178 Özer, (Yönetişim), s.62. 179 Sobacı, (Yönetişim), s.220. 180

Birgül Ayman Güler, Türkiye’nin Yönetimi –Yapı-, 3. Baskı, İmge Kitapevi Yayınları, Ankara, 2011, (Yapı), s.s.313-314.

181 Rafet Çevikbaş, “AB’ye Uyum Sürecinde Türk Kamu Yönetiminin Dönüşümü”, Çankırı

34 parlamenter sistemin uygulandığı bir rejimdir. Üçüncü ve son olarak ise kavramın yönetsel tarafı ön plan çıkarılmış ve etkin, özerk, hesap sorulabilen, şeffaf bir kamu yönetimi betimlenmiştir.182

Sözlük anlamı kamu işlerini denetleyip, yönlendirme olan governance, kamusal alanı denetleme ve yönlendirme gücüne sahip olabilmeyi yani egemenlik modunu anlatmaktadır. Yönetim ve etkileşim sözcüklerin birleşiminden oluşan yönetişim, birey ve devlet arasında gelişen yeni bir ilişki biçimini kavramsallaştırır.183

Güler’e göre yönetişim “kamunun yönetimi yetkisinin doğrudan devlet eliyle kamusal mekanizmalara göre değil, devlet-özel sektör- sivil toplum adı verilen kesimlerce piyasa mekanizmalarına göre yönetilmesini öngören bir politika” şeklinde tanımlanabilir.184

Günümüzde en geniş anlamıyla yönetişim, bir yandan politik ve yönetsel açıdan yeni bir sisteme, diğer yandan üç sektör (kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum) arasındaki ilişkiler çerçevesinde işletmeci kamu yönetim tarzına vurgu yapan bir YKY modelidir. Bu anlamda yönetişim terimi, kamu yönetimini, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını içine alan karmaşık bir sistemi ve bunların kendi aralarındaki ilişkileri ifade etmek için kullanılmaktadır.185

Yönetişim kimilerine göre refah devletinin, kalkınma idaresinin eleştirisini dile getirmek için kullanılırken, kimilerine göre ise kamu-özel sektör arasında artan etkileşimi tanımlamak üzere kullanılan referans bir kavramdır. Bazıları için yönetişim devletin demokratikleşme aracı iken başkaları için ise ekonomik aktörlerin yönetime katılım reçetesidir.186

Azgelişmiş ülkeler için kullanılan “iyi yönetişim” ise üç boyutta tanımlanabilir. Birinci olarak sistematik boyutta iyi yönetişim içsel ve dışsal siyasal ve iktisadi gücün dağılımının düzenlenmesidir. İkinci olarak siyasal boyutta meşruiyet ve yeterliliğe sahip olabilen bir devlet yapısı oluşturmaktır. Üçüncü ve son

182 Güler, (Reform), s.142. 183

Şahin, (Postmodern Durum), s,65.

184 Güler, (Yapı), s.316.

185 Eryılmaz, (Kamu Yönetimi), s.28. 186 Güler, (Reform), s.s.131-132.

35 olarak yönetsel boyutta ise verimli, şeffaf, hesap verebilir bir kamu yönetimi oluşturmaktır.187

Yönetişim yaklaşımı farklı disiplinlerden beslenerek gelişmektedir. Bunlar ise; ekonomi alanında kurumcu iktisat yaklaşımı188, kamu yönetimi disiplini

içerisindeki YKİ akımı, Weberyan örgüt kuramına alternatif olarak sunulan yatay, esnek, ağ tipi örgüt kuramları ve dördüncü olarak küreselleşme akımıdır.189

Yönetişimin özelliklerine baktığımızda ise onun en genel özelliği olarak katılımcı ve etkileşimci bir yönetim tarzını benimsemesi görülmektedir. Bu kapsamda konuya bakıldığında yönetişim, devletin ekonomik ve toplumsal hayattaki rol ve görevlerinin örgütlü sivil toplum temsilcileriyle birlikte üstlenilmesini öngörmektedir.190

Dolayısıyla anlayışın temelinde devlet yönetimine, kamu hizmeti üretimine ve kamu personelinin denetlenmesi süreçlerine sivil toplum ve özel sektörün de katılmasını sağlayan mekanizmaların geliştirilmesi gerekliliği üzerinde durulmuştur.191

Yönetişimin ikinci özelliği; devlet formunu ve işlevini yeniden yapılandıran reformist yapısıdır. Çünkü yönetişimle birlikte devlet kamu yönetiminde otoritenin tek kaynağı ya da merkezi olmaktan çıkmakta ve ekonominin ve kamusal hizmetlerin etkinliğini şekillendirilmesiyle görevlendirilen bir aktör formuna dönüşmektedir.192

Yönetişimin üçüncü özelliği ise tüm ulusal kamu yönetim modellerinin aksine küresel bir kamu yönetim modeli olmasıdır.193

Yönetişim modelinin dördüncü özelliği de ileri teknoloji ve iletişim ağlarından maksimum seviyede kamu hizmetlerinin sunumunda veya üretiminde kullanılmasını öngörmesidir.194

Son olarak vurgulanmalıdır ki, yönetişimin hesap verebilirlik özelliği yeni kamu yönetimi uygulamasında anahtar bir rol üstlenmektedir. Bu rolüyle yönetişim,

187

Güler, (Yapı), s.317.

188 Kurumcu İktisat Yaklaşımı: 19.yy’ın sonlarına doğru Amerika’da klasik iktisat yaklaşımına karşı

eleştirel bir konumda temellenmiş olan iktisadi yaklaşımdır. (Bkz. Güler, (Reform), s.133.)

189

Güler, (Reform), s.133

190

Coşkun vd., s.14.

191 Selime Güzelsarı, “Kamu Özel Sektör Ortaklığı Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme”, Kamu

Yönetimi: Yapı İşleyiş Reform Kitabı, (Ed.’ler Barış Övgün vd.), AÜSBF Kamu Yönetimi

Araştırma ve Uygulama Merkezi (KAYAUM) Yayın No:5, Ankara, Ekim 2009,(Değerlendirme), s.s.43-70.

192 Akyel ve Köse, s.s.17-18. 193 Özer, (AB Yolunda), s.s.248-249. 194 Karasu, s.80.

36 günümüz kamu yöneticilerinin denetlenebileceğini ve halkın sadece yönetilen değil aynı zamanda yöneten konumunda da olacağın ileri sürmektedir.195