• Sonuç bulunamadı

C. VİZE ALMA ZORUNLULUĞU

4. Vize Verilmeyecek Yabancılar

Vize verilmeyecek yabancılar hakkındaki düzenleme YUKK ile getirilen önemli yeniliklerden birisidir349. Pasaport Kanunu’nda ve YİSHK’te böyle bir düzenleme yer almamaktaydı.

YUKK m. 15/1’de hangi yabancılara vize verilmeyeceği tek tek sayılmıştır.

Bu düzenleme ile aslında, vize almanın şartları düzenlenmiştir. Daha önce de bahsedildiği üzere, vize verilmeyecek yabancılar aynı zamanda YUKK m. 7/1-c gereğince Türkiye’ye girişine izin verilmeyecek yabancılardır. Dolayısıyla vize

349 Dardağan Kibar, s. 111.

109 verilmeyecek yabancılara ilişkin m. 15/1 hükmünün birden fazla konuya ilişkin düzenleme getirdiği söylenebilir350. Vize verilmeyecek yabancılar şunlardır:

a) Talep ettikleri vize süresinden en az altmış gün daha uzun süreli pasaport ya da pasaport yerine geçen belgesi olmayanlar.

Bu yabancılar aynı zamanda, Türkiye’ye girişine izin verilmeyecek yabancılar arasında düzenlenmiştir (YUKK m. 7/1-b).

b) Türkiye’ye girişleri yasaklı olanlar.

Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı kararı alınanlar, Türkiye dışında bulunup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancılar ve Türkiye’den sınır dışı edilen yabancılardır (YUKK m. 9/1, 2)351.

c) Kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı görülenler.

Kimlerin kamu düzeni ve güvenliği bakımından sakıncalı olup olmadığının tespiti idarenin takdirindedir. Bu sebeplere dayanılarak vize vermeme hususunda idareye oldukça geniş bir takdir yetkisinin verilmiş olması keyfî uygulamalara yol açabileceği gerekçesiyle eleştirilmektedir352. Buna bağlı olarak, YUKK m. 15/1-c hükmünün kapsamının ve sınırlarının belirsizliğinin yargısal denetimin önemini ortaya koyduğu düşünülmektedir353. Bu noktada, Danıştay’ın yabancılara ilişkin hususlarda idareye tanınmış olan takdir yetkisinin devletin egemenlik haklarının

350 Açıkgöz, Arıner, s. 13; Teksoy, s. 879. Bu hükmün aynı zamanda, ikamet izninin şartlarına işaret ettiğine, ülkeye girişine izin verilmeyecek yabancılar hakkında yukarıda yapılan açıklamalarda değinilmişti. Burada kısaca hatırlatmak gerekirse bir yabancının kısa dönem ikamet izni, aile ikamet izni ve öğrenci ikamet alabilmesi için aranan şartlardan birisi m. 7 kapsamındaki ülkeye girişine izin verilmeyecek yabancılardan olmamaktır (YUKK m. 32/1-b, m. 35/3-d, m. 39/1-b).

Ülkeye girişine izin verilmeyecek yabancılar arasında vize verilmeyecek yabancılar da düzenlendiğinden (YUKK m. 7/1-c), ikamet izninin şartlarından biri dolaylı olarak, vize verilmeyecek yabancılardan olmamaktır.

351 YUKK m. 9: “Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir. Türkiye’den sınır dışı edilen yabancıların Türkiye’ye girişi, Genel Müdürlük veya valilikler tarafından yasaklanır (…)”

352 Dardağan Kibar, s. 112, Erten, s. 15; Teksoy, s. 881.

353 Dardağan Kibar, s. 112.

110 doğal sonucu olduğu ancak bu yetkinin belirli ilkelere uygun olarak kullanılması gerektiği görüşünde olduğunu hatırlatmak gerekir354.

ç) Kamu sağlığına tehdit olarak nitelendirilen hastalıklardan birini taşıyanlar.

Yabancıya vize verilmeme sebebi herhangi bir hastalık değil, kamu sağlığını tehlikeye düşürecek nitelikte bir hastalıktır. Örneğin Danıştay’ın baktığı bir davaya konu olayda bulaşıcı olan anti HCV (+) hastalığı (Hepatit C virüsü) kamu sağlığını tehdit eden bir hastalık olarak kabul edilmiş ve sınır dışı işlemine konu olmuştur355. Kamu sağlığına tehdit olarak nitelendirilen hastalıkların belirlenmesinde, hastalığın Umumi Hıfzıssıhha Kanununda belirtilen hastalıklardan olup olmadığının yanı sıra Dünya Sağlık Örgütünün Sağlık Tüzüğünde tanımlanan salgın potansiyeli olan hastalıklar ile bulaşıcı veya bulaşıcı parazit hastalıklardan olup olmadığı göz önünde bulundurulur356 (YUKK Yönetmeliği m. 17/2).

Yönetmelikte kamu sağlığına tehdit olarak nitelendirilen hastalıkların belirlenmesinde hangi yolun izleneceği düzenlenmiş olsa da, kamu sağlığının da kamu düzeni ve kamu güvenliği kavramları gibi tartışmaya açık ve muğlâk bir kavram olduğu, dolayısıyla sınırlarının daha net çizilmesi gerektiği düşünülmektedir357.

d) Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu andlaşmalar uyarınca, suçluların geri verilmesine esas olan suç veya suçlardan sanık olanlar ya da hükümlü bulunanlar.

Bu konudaki en önemli sözleşme 13 Aralık 1957’de Avrupa Konseyi’nde kabul edilen ve Türkiye’nin de taraf olduğu Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesidir358. Bu sözleşmeye göre, bir fiilin geri vermeye elverişli olabilmesi için

354 Bkz. Danıştay 10. Daire, 19.10.1995 tarih ve E. 1993/3535, K. 1995/4616 sayılı karar; Danıştay 12. Daire, 21.04.1978 tarih ve E. 1977, K. 1978/955 sayılı karar.

355 Sınır dışı işleminin iptali istemiyle açılan davayı reddeden ilk derece mahkemesi kararı ve bu kararı onayan Danıştay kararı: 1. İdare Mahkemesi, 29.12.2008 tarih ve E. 2008/831, K.

2008/2518 sayılı karar; Danıştay 10. Daire, 26.04.2013 tarih ve E. 2009/11177, K. 2013/3777 sayılı karar.

356 Bu hususta detaylı bilgiye, Türkiye’ye giriş yasağına ilişkin yapmış olduğumuz açıklamalarda yer verilmiştir.

357 Dardağan Kibar, s. 112; Erten, s. 15.

358 18.11.1959 tarih ve 7376 sayılı Onay Kanunu ve sözleşme metni için bkz. RG. 26.11.1959-10365.

111 özetle şu şartları taşıması gerekir: Fiilin her iki devletin (iade talep eden ve iade talep edilen) kanunları uyarınca suç teşkil etmesi, en aşağı bir yıl hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmesi, iade talep eden ülkede mahkûmiyet kararı verilmişse en aşağı dört ay hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilmiş olması, siyasî suç, sırf askerî suç niteliğinde olmaması. Aynı zamanda fiil iade talep eden devlette ölüm cezasını gerektiriyor fakat iade talep edilen devlette ölüm cezası bulunmuyor ya da genel olarak tatbik edilmiyorsa, iadenin söz konusu olabilmesi için talep eden devletin ölüm cezasını tatbik etmeyeceğine yönelik garanti vermesi gerekir.

Ulusal mevzuatımızda ise suçluların iadesine dair esaslar Cezai Konularda Uluslararası İşbirliği Kanunu359 ile düzenlenmektedir. Ancak YUKK m. 15/1-d’de

“Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu andlaşmalar uyarınca” ifadesi kullanılmıştır.

Dolayısıyla suçun geri vermeye esas teşkil edip etmediğine ilişkin değerlendirmede, bu kanun hükümlerinin dikkate alınıp alınmayacağı açık değildir. Bir görüşe göre bu hususta yalnızca Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası andlaşmaların dikkate alınması gerekir360.

Kanunda açıkça belirtildiği üzere yabancıya vize verilmemesi için geri vermeye esas teşkil eden suçtan hüküm giymiş olması gerekmez. Böyle bir suçtan dolayı sanık sıfatıyla yargılanıyor olması da yeterlidir361.

e) Kalacağı süreyi kapsayan geçerli sağlık sigortası bulunmayanlar.

Hüküm ile amaçlanan hem devletin ekonomik açıdan taşıdığı yükü artırmamak hem de yabancıların Türkiye’de bulunduğu süre zarfında mağduriyet yaşamalarını önlemektir362. Ancak sınır vizelerinin verilmesinde insanî nedenlere bağlı olarak bu şart aranmayabilir (YUKK m. 13/3).

f) Türkiye’ye giriş, Türkiye’den geçiş veya Türkiye’de kalış amacını haklı nedenlere dayandıramayanlar.

359 23.04.2016 tarih ve 6706 sayılı Kanun (RG. 05.05.2016- 29703) ile 26.09.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (RG. 12.10.2004- 25611) geri vermeyi düzenleyen 18. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

360 Teksoy, s. 883.

361 Yabancının sanık ya da hükümlü olduğu ise Türk ceza hukuku kurallarına göre tespit edilir (Dardağan Kibar, s. 112).

362 Teksoy, s. 884.

112 Vizeler, Türkiye’ye geliş amacını belirtecek şekilde verilir (YUKK m. 11/1).

Yabancının muhakkak eğitim, turistik gezi, çalışma, tedavi, araştırma vb. amaçlarla geldiğini belirtmesi ve bu amacın gerçek ve hukuka uygun olması gerekir363.

g) Kalacağı sürede, yeterli ve düzenli maddi imkâna sahip olmayanlar.

Hükmün amacı, geçerli sağlık sigortası şartı getirilmesindeki amaçla aynıdır.

Yabancının yeterli ve düzenli maddi imkâna sahip olup olmadığı belirlenirken destekleyicinin katkısı, banka hesap dökümü, nakit para, seyahat çeki ve maaş bordrosu gibi hususlar dikkate alınabilir (YUKK Yönetmeliği m. 17/3).

ğ) Vize ihlalinden veya önceki ikamet izninden doğan ya da 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna364 göre takip ve tahsil edilmesi gereken alacakları ödemeyi kabul etmeyenler veya Türk Ceza Kanununa göre takip edilen borç ve cezalarını ödemeyi kabul etmeyenler.

Yabancı, yukarıda saydığımız nedenlerden bir ya da birden fazlasına bağlı olarak vize verilmeyecek yabancılar kapsamına giriyor olsa da kendisine vize verilmesi mümkün olabilir. Şöyle ki: Eğer bu yabancıya vize verilmesinde yarar görülüyorsa, İçişleri Bakanı’nın onayı ile vize verilebilir (YUKK m. 15/2).

“Yabancıya vize verilmesinde yarar görülmesi” ifadesi belirsiz bir ifade olup365 bu ifadenin ne anlama geldiği zaman içinde uygulamaya ve yargı kararlarına bakılarak belirlenebilecektir366.

Vize talebinin reddi işlemleri ilgiliye tebliğ edilmek zorundadır (YUKK m.

17). YUKK yürürlüğe girmeden önce vize verilmeyecek yabancılar kanunda açıkça düzenlenmediği için vize taleplerinin hangi gerekçelerle reddedilebileceği öngörülememekteydi. Bu dönemdeki uygulama ile ilgili olarak, her ne kadar vize taleplerinin reddedilmesi halinde gerekçe gösterme zorunluluğu bulunmasa da, bir idarî işlem söz konusu olduğu için bu işleme karşı yargı yoluna başvurulabileceği ve

363 Teksoy, s. 884.

364 RG. 28.07.1953-8469

365 Yabancıya vize verilmesinde yarar görülmesi idarî makamların tasarrufuna bırakılmış siyasî bir karar olarak değerlendirilmektedir. Bkz. Teksoy, s. 880.

366 YUKK m. 15/2 ile yeni bir düzenleme getirildiğinden bu konuya ilişkin somut bir örneğe ya da yargı kararına ulaşılamamıştır.

113 idarenin vizeyi reddederken kullandığı takdir yetkisinin gerekçelerini sunmasının mahkeme tarafından talep edilebileceği düşünülmektedir367.