• Sonuç bulunamadı

Verilerin analizinde ANCOVA ve MANOVA kullanılmıştır (Pallant, 2001; Büyüköztürk, 2002).

Öğrenme halkası modeline dayalı öğretim yöntemi ile geleneksel öğretim yönteminin, lise 3.sınıf öğrencilerinin nükleik asitler ve protein sentezi konularını anlamaları üzerine etkilerini incelemek amacıyla ANCOVA yapılmıştır.

Öğrenme halkası modeline dayalı öğretim yöntemi ile geleneksel öğretim yönteminin, lise 3.sınıf öğrencilerinin motivasyonları ve öğrenme stratejileri üzerine etkilerini incelemek için veriler MANOVA ile değerlendirilmiştir.

BÖLÜM IV

BULGULAR VE YORUMLAR

Bu bölümde verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesiyle elde edilen bulgular ve yorumları bulunmaktadır. Veriler 0.05 anlamlılık düzeyinde SPSS (Statistical Package for Social Sciences) bilgisayar programı kullanılarak analiz edilmiştir (Pallant, 2001). Birinci bölümde alt problemlere göre bulguların değerlendirilmesine, ikinci bölümde ise tartışmaya yer verilmiştir.

4.1. Alt Problemlere Göre Bulguların Değerlendirilmesi 4.1.1. Alt problem (1)

Öğrenme halkası modelinin geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırıldığında, lise 3.sınıf öğrencilerinin nükleik asitler ve protein sentezi konularını anlamaları üzerine anlamlı bir etkisi var mıdır?

Öğrenme halkası modeline dayalı öğretim yöntemi ile geleneksel öğretim yönteminin, lise 3.sınıf öğrencilerinin nükleik asitler ve protein sentezi konularını anlamaları üzerine etkilerini incelemek amacıyla öntestler t-testi ile değerlendirilmiştir. Öntestlerin gruplara göre t-testi sonuçları Tablo 4.1’de gösterilmiştir.

Tablo 4.1. Kavram testi öntest sonuçlarının gruplara göre t-testi sonuçları Gruplar N Ortalama S sd t p

Deney 53 10,17 2,70 103 3,28 .001*

Kontrol 52 8,37 2,94

* p<.01

Deney ve kontrol grubunun kavram testi öntest puanları arasında anlamlı bir fark bulunmaktadır (t(103)=3,28, p<.01). Deney grubunun nükleik asitler ve protein sentezi

konusundaki önbilgileri kontrol grubundan yüksektir.

Öğrenme halkası modeline dayalı öğretim yöntemi ile geleneksel öğretim yönteminin, lise 3.sınıf öğrencilerinin nükleik asitler ve protein sentezi konularını anlamaları üzerine etkilerini incelerken öntestleri kontrol altında tutmak amacıyla

ANCOVA yapılmıştır. Küçük örneklemlerde rastgele örneklem yapılmış olmasına rağmen gruplar eşit olmadığında ANCOVA kullanılarak problem ortadan kaldırılabilir. Önce ANCOVA’nın varsayımlarının karşılanıp karşılanmadığına bakılmıştır. Bu varsayımlar şunlardır (Kalaycı, 2009):

Gruplar:

• Gruplar birbirinden bağımsız olmalıdır.

• Grupların varyansı eşit yani sabit olmalıdır. Başka bir ifade ile varyansların homojenliği sağlanmalı, yani değişen varyans olmamalıdır. • Gruplar içi regresyon katsayıları eşit olmalıdır.

Bağımlı değişken:

• Bağımlı değişken, aralıklı veya oransal olmalıdır. Yine bağımlı değişkenin dağılımı normal veya normale yakın olmalıdır.

Kodeğişken:

• Kodeğişken, aralıklı veya oransal veri biçiminde olmalıdır.

• Kodeğişken ve bağımlı değişken doğrusal bir ilişki içinde olmalıdır. • Kodeğişken ve bağımlı değişken arasındaki ilişkinin gücü ve yönü her

grupta benzer olmalıdır.

Kovaryans analizi yapılmadan önce regresyonun homojenliği ve varyansların homojenliği varsayımlarına bakılmıştır. Levene testi sonucuna göre Sig. değer 0,001’dir (Tablo 4.2.). Bu değer 0.05’ten küçük olduğu için varyansların homojenliği varsayımı sağlanamamıştır.

Tablo 4.2. Levene Testi

F df1 df2 Sig.

11,543 1 103 .001

Tablo 4.3’te grupların öntest sonuçlarına dayalı sontest puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının eğimlerinin eşitliğini test etmek amacıyla uygulanan işlem sonuçları verilmektedir.

Tablo 4.3. Grup*Öntest ortak testi sonuçları Varyans Kaynağı Kareler Toplamı sd Kareler Ortalaması F Anlamlılık Düzeyi (p) Grup 51,943 1 51,943 6,968 ,010 Öntest 136,777 1 136,777 18,349 ,000 Grup*Öntest 3,291 1 3,291 ,441 ,508* Hata 752,857 101 7,454 Toplam 21232,0 105 *p>0.05

Tablo 4.3’de Grup*Öntest satırındaki p=0.508’dir ve bu değer 0,05 değerinden büyük olduğu için istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Yani regresyon doğrularının eğimleri eşittir, varsayım sağlanmıştır.

Kovaryans analizinde, Nükleik Asitler ve Protein Sentezi Kavram Testi sontest sonuçları bağımlı değişken, öğretim yöntemi bağımsız değişken, öntest sonuçları da kovaryant olarak alınmıştır. Araştırmada bağımlı değişken ile ilişkisi bulunan öntest değişkeni istatistiksel olarak kontrol edilmiştir. Yapılan kovaryans analizinin sonuçları aşağıda verilmiştir (Tablo 4.4 ve Tablo 4.5).

Tablo 4.4. Sontest Puanlarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri

Grup N Ortalama Düzeltilmiş Ortalama

Deney 53 15,96 15,59

Kontrol 52 11,46 11,84

Tablo 4.4’de görüldüğü gibi sontest ortalama puanları deney grubu için 15,96; kontrol grubu için 11,46 olarak hesaplanmıştır. Grupların öntest puanları kontrol

edildiğinde sontest düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu için 15,59; kontrol grubu için 11,84’tür. Grupların düzeltilmiş sontest ortalama puanları arasında gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA sonuçları Tablo 4.5’te verilmiştir. Tablo 4.5. Öntest Puanlarına Göre Düzeltilmiş Sontest Puanlarının Gruba Göre Kovaryans Analizi (ANCOVA) Sonuçları

Varyans Kaynağı Kareler Toplamı sd Kareler Ortalaması F Anlamlılık Düzeyi (p) Ön test (Reg.) 140,700 1 140,700 18,98 0,000 Grup 334,798 1 334,798 45,16 0,000* Hata 756,147 102 7,413 Toplam 1428,533 104 * p<0,05

Tablo 4.5’deki ANCOVA sonuçlarına göre, deney ve kontrol gruplarının öntest puanlarına göre düzeltilmiş sontest ortalama puanları arasında anlamlı bir fark vardır [F(1-102) = 45,16; p<0,05].

Buna bağlı olarak grupların düzeltilmiş sontest puanlarına göre, öğrenme halkası modeline göre öğretim yapılan sınıftaki öğrencilerin (X = 15,59), geleneksel öğretim yöntemine göre öğretim yapılan sınıftaki öğrencilerden ( X = 11,84) nükleik asitler ve protein sentezi konularını anlamada daha başarılı olduğu bulunmuştur. Buna göre “Öğrenme halkası modelinin geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırıldığında, lise 3.sınıf öğrencilerinin nükleik asitler ve protein sentezi konularını anlamaları üzerine anlamlı bir etkisi yoktur.” hipotezi reddedilir. Sonuç olarak lise 3. sınıf öğrencilerinin nükleik asitler ve protein sentezi konularını anlamalarında öğrenme halkası modelinin geleneksel öğretim yöntemlerine göre daha etkili olduğu görülmüştür.

Deney ve kontrol gruplarının uygulamadan sonra nükleik asitler ve protein sentezi kavram testi sorularına verdiği doğru cevap yüzdeleri karşılaştırılmıştır (Grafik 4.1).

Grafik 4.1. Grupların kavram sontesti doğru cevap yüzdeleri

Grafik 4.1’e bakıldığında deney grubunun 20. soru dışında bütün sorularda kontrol grubundan daha yüksek puan aldığı görülmektedir. 2. soruda deney ve kontrol grupları arasındaki fark dikkat çekicidir. Bu soru translasyon sonucunda ne oluştuğu ile ilgilidir. Deney grubundaki öğrencilerde kontrol grubuna göre daha az kavram yanılgısı görülmüştür. Bu sonuca göre öğrenme halkası modelinin bu konudaki kavram yanılgılarının giderilmesinde etkili olduğu söylenebilir. Nükleik asitin ne olduğu ile ilgili olan 3. soruyu doğru cevaplayanların sayısının az olduğu görülmüştür. Öğrencilerin bu kavramı başka kavramlarla karıştırdıkları söylenebilir. Benzer olarak DNA’nın kendini ne zaman eşlediği ile ilegili olan 5. soruda deney ve kontrol grubu arasında önemli bir fark gözükmektedir. Bu sorudaki en önemli kavram yanılgısı öğrencilerin mRNA sentezini replikasyon olarak düşünmeleridir. tRNA’nın görevi ile ilgili olan 6. sorudaki deney ve kontrol grubu arasındaki fark dikkat çekicidir. Kontrol grubundaki öğrencilerin tRNA’nın görevi ile ilgili yanlış bilgiye sahip oldukları görülmektedir. Bunun öğrencilerdeki “tRNA, mRNA’dan aldığı şifreyi rRNA’ya

getirir.” kavram yanılgısından kaynaklandığı düşünülmektedir. Genetik şifrenin sorulduğu 10.soru en az doğru cevaplanan sorulardan biri olmuştur. Bu da öğrencilerde genetik şifre kavramının anlaşılmadığını göstermektedir. Canlılarda farklı proteinlerinin bulunmasının nedenleri ile ilgili olan 11. sorunun cevaplanmasında her iki grubun da zorlandığı gözükmektedir. Öğrencilerin aminoasitlerin dizilişi ile genlerin dizilişini karıştırdıkları düşünülmektedir. 18. soru tRNA’nın hangi molekül üzerinden sentezlendiği ile ilgilidir. Kontrol grubundaki öğrencilerin bu soruyu cevaplamakta zorlandıkları görülmektedir. Öğrenciler tRNA’nın mRNA üzerinden sentezlendiğini sanmaktadırlar. DNA replikasyonunun görüldüğü organeller ile ilgili olan 20. soruyu deney grubunun daha az doğru cevapladığı görülmektedir.

Nükleik asitler ve kavram testi değerlendirilirken öğrenciler her iki aşamaya da doğru cevap verdiklerinde cevapları doğru kabul edilmiştir. Birinci aşamaya doğru cevap verip ikinci aşamada nedenini yanlış işaretleyen öğrenci sayılarına bakıldığında bunun öntestte daha fazla iken sontestte azaldığı gözlenmiştir. Bu durum sadece 23. soruda dikkat çekici boyuttadır.

Tablo 4.6. 23.sorunun cevaplara göre öğrenci sayısı dağılımı 23. Soru c-1 c-2 c-3* c-4

Deney

Öntest 28 kişi --- 19 kişi --- Kontrol

Öntest 20 kişi 1 kişi 18 kişi 1 kişi Deney

Sontest 15 kişi 1 kişi 34 kişi --- Kontrol

Sontest 20 kişi --- 21 kişi --- * Doğru cevap

23.soruda protein sentezi için gerekli şifreyi DNA’dan hangi molekülün aldığı sorulmuştur. Tablo 4.6’daki öğrencilerin hepsi “mRNA” cevabını vermişlerdir. Testin ikinci aşamasında cevaplarının nedeni sorulduğunda pek çok öğrenci c-1 şıkkını işaretleyerek durumu, çünkü “mRNA, DNA’dan aldığı şifreyi tRNA’ya getirir.” şeklinde açıklamıştır. Öğrencilerin zihinlerinde bu şekilde bir kalıcı kavram yanılgısı olduğu gözlenmiştir.

4.1.2. Alt problem (2)

Öğrenme halkası modelinin geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırıldığında, lise 3.sınıf öğrencilerinin nükleik asitler ve protein sentezi konularındaki kavram yanılgılarının giderilmesi üzerine anlamlı bir etkisi var mıdır?

4.1.2.1. Nükleik Asitler ve Protein Sentezi Konusundaki Kavram Yanılgıları

Nükleik asitler ve protein sentezi konusunda öğrencilerde görülen kavram yanılgıları aşağıda Tablo 4.7’de verilmiştir.

Tablo 4.7. Nükleik asitler ve protein sentezi konusundaki kavram yanılgılarının yüzdeleri

Soru 1

Nükleotit-Gen-DNA-Kromozom-Üçlü Şifre,

kavramlarının moleküler yapısı küçük olandan büyük olana doğru sıralanması nasıldır?

Deney ÖT(%) Deney ST(%) Kontrol ÖT(%) Kontrol ST(%) d-4 Nükleotit-Üçlü şifre-Gen-Kromozom-DNA

Çünkü; Üç nükleoititin bir araya gelmesiyle üçlü şifre oluşur. Canlının farklı özelliklerini kontrol eden kromozom parçalarına gen denir. Kromozomlar da DNA’yı oluşturur.

32,1 - 23,1 11,5

Soru

2 Translasyon sonucunda hangi molekül oluşur?

a-1 Translasyon sonucunda proteinlerin yapı taşı

olan aminoasitler oluşur. 13,2 3,8 13,5 28,8

b-2 Translasyon sonucunda mRNA’ya göre tRNA

oluşur. 30,2 7,5 36,5 19,2

Soru 3

Aşağıdakilerden hangisine “nükleik asit” diyebiliriz?

c-1 Bir baz, 5C’lu şeker ve fosfattan oluşan yapıya

Çünkü; Adenin, timin, guanin, sitozin gibi bazlardan birinin 5C’lu şeker ve fosfat molekülüyle birleşmesiyle nükleik asit oluşur. Soru

4 Aşağıdakilerden hangisi nükleotittir?

b-2 Nükleotit, bir baz, 5C’lu şeker ve üç fosfattan

oluşur. 28,3 18,9 3,8 7,7

Soru

5 DNA kendini ne zaman eşler?

c-4 Protein sentezi ve hücre bölünmesinde genetik

materyalin artırılması için DNA kendini eşler. 39,6 9,4 57,7 28,8 Soru

6 tRNA’nın görevi nedir?

b-2

tRNA, mRNA’dan aldığı şifreleri ribozoma taşır.

Çünkü; DNA protein sentezi için gerekli şifreyi mRNA’ya, mRNA ise tRNA’ya aktarır. tRNA da şifreleri ribozoma taşır.

17,0 9,4 25,0 26,9

c-4

tRNA, mRNA’dan aldığı şifreleri rRNA’ya aktarır.

Çünkü; DNA protein sentezi için gerekli şifreyi mRNA’ya, mRNA ise tRNA’ya aktarır. tRNA da şifreleri rRNA’ya aktarır.

20,8 7,5 7,7 7,7

Soru

8 Aşağıdakilerden hangisi kodondur?

Soru

9 Aşağıdakilerden hangisi antikodondur?

c-1 Protein sentezini sonlandıran kodona

antikodon denir. 11,3 - 19,2 13,5

Soru

10 Aşağıdakilerden hangisi genetik şifredir?

a-1 Genetik şifre, DNA’nın çift zincirli bir

parçasıdır. 13,2 3,8 1,9 3,8

d-3 Genetik şifre, DNA’nın anlamlı zinciridir. 13,2 3,8 11,5 13,5 Soru

12

Aşağıdakilerden hangisi genlerin birbirinden farklı olmasını sağlar?

a-1

Aminoasitler genlerin birbirinden farklı olmasını sağlar.

Çünkü; Her canlının DNA’sında aminoasit çeşidi, sırası ve sayısı farklıdır.

20,8 15,1 23,1 32,7

a-2

Aminoasitler genlerin birbirinden farklı olmasını sağlar.

Çünkü; Aminoasitler farklı sıralarda birbirlerine bağlanarak farklı genleri oluştururlar.

5,7 - 25,0 5,8

b-2

Proteinler genlerin birbirinden farklı olmasını sağlar.

Çünkü; Aminoasitler farklı sıralarda birbirlerine bağlanarak farklı genleri oluştururlar.

Soru

14 Aşağıdakilerden hangisi nükleik asittir?

b-1 Nükleik asit bir baz, 5C’lu şeker ve fosfattan

oluşur. 20,8 15,1 11,5 13,5

c-2 Nükleik asit bir baz, 5C’lu şeker ve üç

fosfattan oluşur. 17,0 9,4 40,4 5,8

Soru 15

Transkripsiyon olayı sonucu aşağıdakilerden hangisi gerçekleşir?

b-3 Transkripsiyon, mRNA’daki şifrelere göre

protein sentezlenmesidir. 13,2 5,7 23,1 25,0

Soru 18

tRNA aşağıdaki moleküllerden hangisi üzerinden sentezlenir?

a-2 mRNA’daki şifreler üzerinden tRNA

sentezlenir. 66,0 35,8 59,6 46,2

Soru 22

Radyoaktif madde izleme yönteminden yararlanılarak, bir bakteri içindeki bakteriyofajın doğrudan doğruya DNA’sını işaretleyip izlemek için, aşağıdaki moleküllerden hangisi işaretlenerek kullanılabilir?

a-1

Aminoasit.

Çünkü; DNA aminoasitlerden meydana gelmiştir.

26,4 5,7 46,2 11,5

Soru 23

Protein sentezi için gerekli şifreyi DNA’dan alan molekül aşağıdakilerden hangisidir?

c-1 mRNA, DNA’dan aldığı şifreyi tRNA’ya

Kısaca özetlemek gerekirse öğrencilerin kavram yanılgıları şunlardır: ¾ Kromozomlar DNA’yı oluşturur.

¾ Translasyon sonucunda aminoasitler oluşur.

¾ Translasyon sonucunda mRNA’ya göre tRNA oluşur.

¾ Bir baz, 5C’lu şeker ve fosfattan oluşan yapıya nükleik asit denir. ¾ Nükleotit, bir baz, 5C’lu şeker ve üç fosfattan oluşur.

¾ Protein sentezi sırasında DNA kendini eşler. ¾ tRNA, mRNA’dan aldığı şifreleri ribozoma taşır. ¾ tRNA, mRNA’dan aldığı şifreleri rRNA’ya aktarır. ¾ DNA üzerindeki üçlü şifrelere kodon denir.

¾ Protein sentezini sonlandıran kodona antikodon denir. ¾ Genetik şifre, DNA’nın çift zincirli bir parçasıdır. ¾ Genetik şifre, DNA’nın anlamlı zinciridir.

¾ Aminoasitler genlerin birbirinden farklı olmasını sağlar.

¾ Her canlının DNA’sında aminoasit çeşidi, sırası ve sayısı farklıdır. ¾ Proteinler genlerin birbirinden farklı olmasını sağlar.

¾ Aminoasitler farklı sıralarda birbirlerine bağlanarak farklı genleri oluştururlar. ¾ Nükleik asit, bir baz, 5C’lu şeker ve fosfattan oluşur.

¾ Nükleik asit, bir baz, 5C’lu şeker ve üç fosfattan oluşur.

¾ Transkripsiyon, mRNA’daki şifrelere göre protein sentezlenmesidir. ¾ mRNA’daki şifreler üzerinden tRNA sentezlenir.

¾ DNA aminoasitlerden meydana gelmiştir.

¾ mRNA, DNA’dan aldığı şifreyi tRNA’ya getirir.

Nükleotit, üçlü şifre, DNA, gen ve kromozomun büyüklüklerine göre sıralanması istendiğinde öğrencilerin bu konuda zorluk çektikleri görülmüştür. Deney grubunda öntestte öğrencilerin %32,1’i kromozomların DNA’yı oluşturduğunu

söylerken, sontestte bu kavram yanılgısına hiç rastlanmamıştır. Kontrol grubunda öntestte öğrencilerin %23,1’i bu cevabı işaretlerken sontestte bu yanılgı %11,5’e düşmüştür (Tablo 4.7, Soru 1). Öğrenme halkası modelinin, kavram yanılgılarının giderilmesinde etkili olduğu görülmüştür.

Translasyon sonucunda hangi molekülün oluştuğu sorulduğunda uygulama öncesinde pek çok öğrencinin t-RNA cevabını verdiği görülmüştür(Tablo 4.7, Soru 2). Deney grubunda öntestte öğrencilerin %30,2’si tRNA cevabını verirken, sontestte bu oran %7,5’a düşmüştür. Kavram yanılgısının önemli ölçüde giderildiği gözlenmektedir. Kontrol grubunda öntestte bu kavram yanılgısı %36,5 iken sontestte %19,2’dir. Öğretim sonrasında öğrencilerin önemli bir kısmında kavram yanılgısı devam etmektedir. Bir kısım öğrenci de translasyon sonucunda aminoasit oluştuğunu söylemiştir. Deney grubunda bu kavram yanılgısı %13,2’den %3,8’e düşerken, kontrol grubunda %13,5’den %28,8’e yükselmiştir. Uygulama ile deney grubunda bu kavram yanılgılarının büyük oranda giderildiği görülmüştür.

Nükleik asit ve nükleotit kavramlarının öğrenciler tarafından çok karıştırıldığı, bunların aynı zamanda ATP ile de karıştırıldığı gözlenmiştir (Tablo 4.7, Soru 3, 4 ve 14). Öntestte deney grubu öğrencilerinin %86,8’i, kontrol grubu öğrencilerinin %90,4’ü nükleik asiti nükleotitle karıştırmıştır. Sontestlerde bu oran deney grubunda % 32,1’e düşerken, kontrol grubunda sadece %67,3’e düşmüştür. Bunun önemli bir kavram yanılgısı olduğu söylenebilir. Deney grubunda kavram yanılgısında uygulamaya bağlı önemli bir azalma görülse de halen kavram yanılgısına sahip öğrenciler bulunmaktadır.

DNA’nın kendini ne zaman eşlediği sorulduğunda, birçok öğrenci DNA’nın kendini sadece hücre bölünmesinde değil protein sentezinde de eşlediğini belirtmişlerdir Tablo 4.7, Soru 5). Öğrenciler mRNA sentezini DNA’nın kendini eşlemesi olarak yorumlamaktadırlar. Öntestte deney grubu öğrencilerinin %39,6’sı, kontrol grubu öğrencilerinin %57,7’si DNA’nın protein sentezi sırasında da kendini eşlediğini belirtmiştir. Sontestte deney grubu öğrencilerinin %9,4’ü, kontrol grubu öğrencilerinin ise %28,8’i bu yanılgıya düşmüştür. Deney grubunda sontestte bu kavram yanılgısı az görülmüştür.

tRNA’nın görevinin sorulduğu soruda öğrenciler, mRNA’nın DNA’dan aldığı şifreleri tRNA’ya verdiği, tRNA’nın da şifreleri r-RNA’ya veya ribozoma verdiğini söylemişlerdir (Tablo 4.7, Soru 6 ve 23). Protein sentezi sırasında DNA’daki şifrelere

göre mRNA sentezlenir. Fakat mRNA bu şifreleri tRNA’ya vermez. mRNA ribozoma tutunduktan sonra tRNA, şifrelere uygun aminoasitleri ribozoma taşır. Öğrencilerde şifrelerin sürekli aktarıldığına yönelik bir kavram yanılgısı bulunmaktadır.

Kodon, antikodon ve genetik şifre kavramlarının karıştırıldığı tespit edilmiştir (Tablo 4.7, Soru 8, 9 ve 10). Öntestte deney grubunda öğrencilerin %22,6’sı DNA üzerindeki üçlü şifrelere kodon denildiğini belirtirken, kontrol grubunda %15,4’ü bu cevabı vermiştir. Sontestlerde ise deney grubunda bu cevap %3,8’e düşerken kontrol grubunda %9,6’ya düşmüştür. Deney grubundaki bu önemli azalışın öğrenme halkası modeline göre öğretim yapılmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, öğrencilerden bazılarının protein sentezini sonlandıran kodona antikodon denildiğini ve genetik şifrenin, DNA’nın çift zincirli bir parçası olduğunu söylediği tespit edilmiştir. Bu kavram yanılgılarında da deney grubunda önemli azalmalar gözlenmiştir.

En çok görülen kavram yanılgılarından biri de DNA’nın aminoasitlerden oluştuğudur (Tablo 4.7, Soru 12 ve 22). Genlerin birbirinden farklı olmasını sağlayanın ne olduğu sorulduğunda, bazı öğrenciler her genin yapısında farklı aminoasitler bulunduğunu söylerken bazıları da her genin protein yapısının farklı olmasından kaynaklandığını söylemiştir. Bunlar da önemli kavram yanılgılarıdır.

Transkripsiyon ve translasyon kavramlarının karıştırıldığı gözlenmiştir (Tablo 4.7, Soru 15). Transkripsiyon sonucunda hangi molekülün oluştuğu sorulduğunda deney grubundaki öğrencilerin %13,2’si öntestte protein oluştuğunu söylemiştir. Sontestte bu cevap %5,7’dir. Kontrol grubunda ise öntestte öğrencilerin %23,1’i protein oluştuğunu söylerken, sontestte %25’i bu cevabı vermiştir.

tRNA’nın hangi molekül üzerinden sentezlendiği sorulduğunda öğrencilerin çoğunun mRNA cevabını verdiği görülmüştür (Tablo 4.7, Soru 18). Bunun da öğrencilerin mRNA’nın şifreleri tRNA’ya aktardığını düşündüklerinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Öğrenciler, DNA üzerinden mRNA sentezlendiği gibi, mRNA üzerinden de tRNA sentezlendiği düşünmektedirler. Öntestte deney grubundaki öğrencilerin %66’sı mRNA cevabını verirken kontrol grubunun %59,6’sı bu cevabı vermiştir. Sontestlere bakıldığında deney grubunda bu oran %35,8’e düşerken, kontrol grubunda %46,2’ye düşmüştür. Deney grubunda kavram yanılgısında kontrol grubuna oranla daha fazla düşüş görülmüştür.

Sonuç olarak, “Öğrenme halkası modelinin geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırıldığında, lise 3.sınıf öğrencilerinin nükleik asitler ve protein sentezi konularındaki kavram yanılgılarının giderilmesi üzerine anlamlı bir etkisi yoktur.” hipotezi reddedilir. Öğrenme halkası modeli ile deney grubundaki öğrencilerin kavram yanılgılarının büyük ölçüde giderildiği gözlenmiştir.

4.1.3. Alt problem (3)

Öğrenme halkası modelinin geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırıldığında, lise 3.sınıf öğrencilerinin biyoloji dersine yönelik motivasyonları (İçsel hedef yönelimi, Dışsal hedef yönelimi, Değer verme, Öğrenme üzerine kontrol inançları, Öğrenmeye yönelik öz-yeterlik, Sınav kaygısı) üzerine anlamlı bir etkisi var mıdır?

Öğrenme halkası modeline dayalı öğretim yöntemi ile geleneksel öğretim yönteminin, lise 3.sınıf öğrencilerinin motivasyonları ve öğrenme stratejileri üzerine etkilerini incelemek için Öğrenmede Güdüsel Stratejiler Anketi öntest ve sontest olarak uygulanmıştır. Öğrenmede Güdüsel Stratejiler Anketi motivasyon ve öğrenme stratejileri olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Her bölüm için öntest ve sontest olmak üzere iki tane Çok Değişkenli Varyans Analizi (MANOVA) yapılmıştır. Bundan önce ise MANOVA’nın normal dağılım, varyansların eşitliği ve homojenliği varsayımlarına bakılmıştır. Normal dağılımda, Box’s M değerleri ve her bağımlı değişken için çarpıklık ve basıklık katsayıları incelenmiştir. Varyansların eşitliği ve homojenliği analizinde ise Box’s M değerleri kullanılmıştır.

4.1.3.1. Çok Değişkenli Varyans Analizinin (MANOVA) Varsayımları

Çok değişkenli varyans analizi yapılmadan önce normal dağılım, varyansların eşitliği ve homojenliği varsayımlarına bakılmıştır. Birinci ve ikinci bölümde öntestlerin varsayımları, üçüncü ve dördüncü bölümde ise sontestlerin varsayımları verilmiştir. 4.1.3.1.1. Motivasyon Bölümü Öntest MANOVA Varsayımları

Normal dağılım varsayımı için betimsel istatistikler kullanılarak çarpıklık ve basıklık katsayıları hesaplanmıştır. Tablo 4.8’de motivasyon öntestinin betimsel istatistikleri verilmiştir. Tabloda İHY, içsel hedef yönelimini; DHY, dışsal hedef yönelimini; DV, değer vermeyi; ÖÜKİ, öğrenme üzerine kontrol inançlarını; ÖYÖY, öğrenmeye yönelik öz-yeterliği; SK, sınav kaygısını; DG, deney grubunu; KG, kontrol grubunu; N, öğrenci sayısını belirtmektedir.

Tablo 4.8. Motivasyon öntestinin betimsel istatistikleri

N Ortalama Standart Sapma Çarpıklık Basıklık DG KG DG KG DG KG DG KG DG KG İHY 53 52 5,08 4,68 1,23 1,52 -0,46 -0,27 -0,03 -0,80 DHY 53 52 4,63 4,63 1,03 1,38 -0,70 -0,29 0,10 -0,20 DV 53 52 4,95 4,77 1,32 1,48 -0,59 -0,39 -0,35 -0,49 ÖÜKİ 53 52 5,61 5,42 0,95 1,37 -0,10 -0,88 -0,98 0,79 ÖYÖY 53 52 5,20 4,78 1,15 1,31 -1,05 -0,36 1,30 0,24 SK 53 52 4,37 4,14 1,19 1,40 -0,32 -0,10 0,33 -0,93

Tablo 4.8’e göre motivasyon öntestinin çarpıklık ve basıklık katsayılarının tüm bağımlı değişkenlerde normal dağılım için kabul edilebilir aralıkta olduğu görülmüştür. Tablo 4.9’da bağımlı değişkenlerin gözlenen kovaryans matrislerinin eşitliği testi verilmiştir.

Tablo 4.9. Motivasyon öntest kovaryans matrislerinin Box eşitlik testi

Box’M 23,192 F 1,036 sd1 21 sd2 38989,184 p 0,414 *p>0.05

Tablo 4.9’a göre bağımlı değişkenlerin gözlenen kovaryans matrisleri öntestte gruplar arasında eşittir (F(21, 38989)=1,036; p=0,41>0,05). Normal dağılım ile varyansların eşitliği ve homojenliği varsayımları sağlanmıştır.

Bağımlı değişkenlerin hata varyanslarının eşitliğine bakılmıştır (Tablo 4.10). Tablo 4.10. Motivasyon bölümünde hata varyansının eşitliği için Levene Testi

ÖNTEST F sd1 sd2 p İHY 4,03 1 103 0,047 DHY 3,90 1 103 0,051 DV 0,64 1 103 0,426 ÖÜKİ 7,89 1 103 0,006 ÖYÖY 0,90 1 103 0,345 SK 2,30 1 103 0,133

Motivasyon öntestinde içsel hedef yönelimi ve değer verme değişkenlerinde hata varyansları eşit değilken (p<0,05), diğer değişkenlerde eşit olduğu görülmüştür

Benzer Belgeler