• Sonuç bulunamadı

1.2.1. Tarafsız ve Eşit Olmak

Vergi denetiminin tarafsız olması kanunların uygulanabilirliliğini arttırmak ilkesiyle de ilişkili bir kavramdır. Vergi idaresinin mükellefleri denetimleri sırasında özen yükümlülüğüne ve tarafsızlık ilkesine bağlı kalması önemlidir (Erol, 2010: 34). Çünkü mükellefin denetimin tarafsızlığına inanma duygusu kanunlara bağlılığını arttıracaktır ve adalete olan güveni zedelemeyecektir. Tarafsızlık sadece mükellefin aleyhine işleyen bir durum olarak algılanmamalı şayet denetim mükellefin lehine bir durum öngörüyorsa bunun da gereği yapılmalıdır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 7. maddesi Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık başlığı taşımakla birlikte, vergi denetim elemanlarının açıkça kanunun da öngördüğü

şekilde işlerini yaparken tarafsızlık ilkesine bağlı kalacağı belirtilmiştir. Aynı şekil de Asli Devlet Memurluğuna atandıktan sonra da yapılan yeminde de tarafsızlık ve eşitlik ilkesi ibareleri yer almaktadır.

1.2.2. Yaptırım Gücüne Sahip Olmak

Denetim aracılığıyla mükelleflerin sürekli denetim altında bulundurulması, kesilen cezaların affa uğramaması vergiye karşı direnci azaltacaktır (Sarılı, 2002:47)

Vergi denetiminin yaptırım gücüne sahip olmasının vergi kanunları ile sıkı bir ilişkisi vardır. Özellikle vergi kaçakçılığı, vergi kanunlarının yasadışı faaliyetleri nasıl şekillendirdiğine bağlıdır (Benno, 2003:136). Vergi kaçakçılığını yeterince denetlemeyen ve cezalandırmayan bir vergi ve ceza hukuku sistemi kayıt dışılığın artmasına ve ülkenin mali kaynaklarının sömürülmesine neden olacaktır.

Vergi denetimi devletin kamu hizmetlerini sunmak amacıyla birincil gelir kaynağı olan vergilerin tahsilinin sağlanması açısından caydırıcılık özelliği taşıması ve vergi denetimleri aracılığıyla bulunan matrah farkı üzerinden kesilmesi önerilen cezanın bir gelir aracı olması nedeniyle büyük bir öneme sahiptir (Ergen ve Kılınçkaya, 2014:283).

Vergi denetimi esnasında, mükellefle ilgili matrah farkı bulunması durumunda, vergi idaresi hukuki zorlamayla ziyaa uğratılan vergileri ceza ve faizleriyle 6183 sayılı kanun gereği cebren tahsil edecektir (Bakır, 2009: 16).

Gelir, adalet ve etkinlik kaybını önlemek için denetimin yaptırım gücü kaçakçılığın önemli caydırıcı unsurlarındandır (Muter ve Özcan, 2012). Buna rağmen denetimin yaptırım gücü bazen sınırlı kalmaktadır. Bunu önlemenin birinci yolu küçük yaşlarda başlayan kaliteli bir vergi eğitimi, ikinci yolu vergi memurlarının kalitelerinin ve özlük haklarının arttırılması, üçüncü yolu ise cezaların daha ağır olması gerekirse hapis cezası verilmesinden korkulmaması ve vergi aflarının olmaması

1.2.3. Geniş Kapsamlı Olmak

Vergi denetiminin geniş kapsamlı olmasını kastımızı hem nicelik hem de nitelik açısından değerlendireceğiz.

Nitelik açısından değerlendirildiğinde denetim türüne göre değişen bir kapsam karşımıza çıkmaktadır. Örneğin yoklamanın kapsadığı vergi denetim türü daha az geniş kapsamlı olurken, aramalı vergi inceleme denetimleri daha geniş kapsamlıdır. Çünkü yoklamalar da herhangi bir defter belge incelemesi söz konusu olmaz iken aramalı vergi incelemesinde mükellefin işyerinde her türlü belge ve deftere el konulabilir ve incelenebilir. Özellikle büyük mükelleflerin karmaşık işletmecilik yapısı, uluslararası ticareti, içinde bulunduğu sektör, ülkenin ticari teamülleri vb. dikkate alındığında denetimin kapsayıcı olması kaçınılmazdır. Bu açıdan bakıldığında vergi denetimi, mükellefin sevk irsaliyesi taşıyıp taşımadığına ya da hesap denetiminin ilerisinde, hesapların dayanağını içeren olayların yanıltıcı olup olmadıklarının araştırılması açısından çok daha geniş kapsamlıdır (Tekin ve Çelikkaya, 2014: 52).

Yoklama memurları diğer denetim türlerinden farklı olarak mükellefle yüz yüze görüşme fırsatları gereği daha dikkatli olmalıdırlar. Bulunduğu kurumu temsilen ciddiyete ve nazikliğe önem gösterilmelidir.

Nicelik açısından vergi denetimin kapsayıcı olma özelliğine baktığımızda e- yoklama vergi mevzuatımıza girdiği 1 Eylül 2015'den itibaren mükellef nezdinde yoklama ve yaygın yoğun vergi denetimi yapılmıştır. Bu sayı çok büyük bir mükellef kitlesinin vergi denetiminden geçmesi açısından denetimin, özelde de yoklamanın önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

1.2.3.1. Ekonomi Politikasına Uygun Olmak

Ekonomi politikasının iki alt bileşeni vardır. Bunlar para politikası ve maliye politikasıdır. Maliye politikası da kendi içerisinde 4 (dört) alt başlıklara ayrılır. Kamu gelirleri politikası (Vergi politikası), kamu harcamaları politikası, bütçe politikası ve borçlanma politikasıdır. Kamunun gelir (vergi) politikası vergi denetimiyle ilişkili bir kavramdır ve vergi denetimini de içerir. 2014 yılı Bümko (Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü) verilerine göre Merkezi Yönetim Bütçe Gelirlerinin %83'ünü vergi gelirleri oluşturmaktadır. Zira hükümet her yıl Eylül ayında açıkladığı Orta Vadeli Programlar (OVP) ile yıllık kamu gelir tahmininde bulunur. Gelir tahminlerinin artırılması için vergi denetim yoluyla kayıt dışı ekonominin azaltılması sağlanarak devletin kamu maliyesinin güçlü olması sağlanır.

Vergi ekonominin kaynaklarını özel sektörden kamuya aktarmaktadır. Dolayısıyla özel sektör üzerinde mali bir kayıp meydana gelmektedir (Mooij ve Keen, 2014: 50). Bu yüzden vergi denetiminin de ekonomi üzerindeki etkileri hesaplanmalı vergiler salınırken ve vergi denetimi gerçekleştirilirken ülkenin makroekonomi politikasına ters düşmeyecek şekilde gerçekleştirilmelidir. Vergi denetimi oranları Orta Vadeli Programlarda belirtilen kamu maliyesi hedefleriyle uyumlu olmalıdır.

Ülkelerin gelir üzerinden aldıkları vasıtasız vergiler; vergi indirimleri, teşvikler ve vergi denetim sistemleri milli gelir üzerinde olumlu etkilere sahiptir (Dermircan, 2003: 16).

Ayrıca 10. Kalkınma Planında (2014-2018) da ifadesini bulduğu üzere, vergilendirme sistemi, üretim faktörlerinin verimli paylaşımını sağlayacak biçimde inşa edilmelidir.

1.2.3.2. Kanunların Uygulanabilirliğini Artırmak

Vergi yapısı, bir ülkedeki vergi yönetimini, vergi kanunlarını ve vergi yargısı arasındaki ilişkiyi ifade eder. Buna göre verimli bir vergi politikası ve bunun yanında vergi denetiminin uygulanması için eşitlik ilkesini dikkate alan sınırları iyi çizilmiş vergi kanunlarına ihtiyaç vardır (Can, 2003: 89).

Vergi denetimi, günümüzde devletin mükelleflere karşı elinde bulundurduğu en güçlü hukuki yaptırım türüdür. Denetim, kanunların tam uygulanmasıyla vergi ödemek istemeyenleri yasalara aykırı davranmamaya itecektir (Erol, 2010: 33).

1.2.3.3. Mükellefleri Vergi Konusunda Eğitmek

Vatandaşların, vergilendirmeyle ilgili denetim dahil tüm hususların onların mali hayatının sağlıklı bir şekilde yürümesi açısından eğitimli olmaları önemlidir. Bilinçli, hak ve yükümlülüklerini iyi bilen bir mükellefin, hem kendisine, hem de Maliye'ye yararlı olacağı düşüncesindeyiz. Çünkü bireyin bilinçli ve bilgili olması demek, toplumun dolayısıyla ülkenin de eğitimli olması demektir. Nitekim Onuncu Kalkınma Planın da bu durumun önemi şöyle vurgulanmaktadır. Yirmi birinci yüzyıl; kalkınma da insanı merkeze alan devletlerin yüzyılı olacaktır.

Eğitimli mükellefler, vergi mevzuatını ve verginin faydalarını daha rahat kavrayacaklarından gönüllü uyuma hemen katkı sağlayabilirler (Tuay ve Güvenç, 2007: 20).

Vergi dairesine gelen mükellefler idarenin kendilerine yardımcı olmasını istemektedirler (Ay vd., 2010: 275). Müşteri odaklı hizmet anlayışı içinde kendileriyle irtibat yollarının kapatılmamasını istemektedirler. Buna bağlı olarak son dönemlerde vergi dairelerinde çalışan gelir uzman ve yardımcılarının özverili çalışmalarıyla mükelleflerin memnuniyet derecesi önemli ölçüde artmıştır.

Yapılan deneysel çalışmalar göstermiştir ki mükelleflerin eğitim düzeyi ve onlara verilen eğitim arasında pozitif yönlü bir ilişki mevcuttur1. Mükellef eğitim uygulamalarının devreye girmesi, vergi bilincinin gelişimi açısından olumlu olacaktır (Demir ve Ciğerci, 2016: 141)

1.2.3.4. Genellik İlkesini Dikkate Almak

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ifadesi bulunan eşitlik ilkesi vergi denetiminde genellik ilkesini de içine alır. Anayasanın 10. maddesine göre; Devlet bütün işlemlerinde tarafsız olmak zorundadır. Yine Vergi Usul Kanunun 137. maddesi bir vergi denetim türü olan vergi incelemesine kimlerin tabi olacağını belirtmiştir.

Her mükellefin vergi denetimiyle karşı karşıya kalma ihtimali var ise de, seçilen sektörler veya haklarında olumsuz tespit bulunan mükelleflerin vergi denetimi ile daha sık ve önce karşılaşma olasılığı her zaman daha yüksektir. Bu anayasanın eşitlik ilkesine de aykırı değildir. Çünkü idarenin, özelde de vergi denetiminin etkin verimli olabilmesi için sektör ve mükellef bazında öncelikli denetlenecek mükellefler her zaman olabilir.