• Sonuç bulunamadı

denetim elemanının, mükellefleri vergi ile ilgili ilişki ve işlemlerinde daha olumlu etkileyeceği açıktır (Meriç, 2002: 27-28).

Vergileme, mükellefle işbirliği esasına dayandığından vergi denetiminin eğitici, öğretici, yapıcı ve önleyici işlevi, araştırıcı, bulucu ve cezalandırıcı işlevinin önüne geçmektedir. Bu durum vergi denetimlerine önleyici bir işlev kazandırarak, vergi mükelleflerinin devamlı olarak denetim altında bulunduklarını düşündürmektedir.

Mükelleflerin vergi karşısındaki davranışlarını kişisel ve çevresel faktörler etkilemektedir. Mükellefin; vergi bilinci ve ahlaki seviyesi, ödeme gücü, eğitim ve öğretim düzeyi, devlete duyduğu güven, iktidara duyduğu sempati düzeyi, mükelleflerin yaşı vb. gibi birçok neden bulunmaktadır. Devlet bu nedenleri tespit edebildiği ve bunları önleyebildiği oranda, vergi denetiminden olumlu sonuçlar alabilecektir (Cansız, 2006: 117).

1.6. VERGİ DENETİM TÜRLERİ

Vergi denetim türleri, yapılan vergi denetimlerinin belli kıstaslar dikkate alınarak ayrıma tabi tutulmalarıyla ortaya çıkar. Denetçi denetleme yaparken, denetimin amacına göre, bu denetim türlerinden birini ya da bir kaçını kullanabilir. Uygunluk ve doğruluk denetimi, aralıksız ve örnekleme yoluyla denetim, ileriye ve geriye doğru denetim, doğrudan ve dolaylı denetim belli başlı denetim türleridir.

1.6.1. Uygunluk ve Doğruluk Denetimi

Uygunluk denetimi, defter kayıtlarının, belgelerin; şekil yönünden düzenini, muhasebe ilke ve normlarına uygunluğunu, rakamların, toplamların, nakillerin ve mizanların aritmetik kontrolünü, hesaplar arasındaki bağlantı ve mutabakatı araştıran usul ve uygunluk incelemesidir (Yücelen, 2009: 67).

Uygunluk denetiminin amacı; işlemlerin belgelere dayalı olduğunu, muhasebe ve bilanço ilkeleri doğrultusunda defterlere kayıt edildiği, mali tablo kalemlerine yansıyan tutarların, tutar aktarımlarının ve mizanların doğruluğunu ve

12

aralarında hesaben bir ilişki ve uygunluğun var olduğunu araştırmaktır (Güredin, 2000: 99).

Uygunluk denetimi ayrıca maddi rakam ve kayıt hatalarını da kontrol eder. Ancak, muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılmasını kapsamaz. Uygunluk denetimi, defter kayıtlarında şekil bakımından düzen ve mutabakat bulunup bulunmadığını da araştırır.

Doğruluk denetimi, işletmeye ait kıymetlerde değişiklik doğuran işlemlerin, gerçeğe ve amaca uygunluğu ile defter ve hesaplara, belgelere dayalı ve değerleme ölçülerine uygun olarak kayıt edildiğinin araştırılmasıdır (Sürmeli, 1995: 71). Bu niteliği ile doğruluk denetiminde hem işlemlerin gerçeklere uygunluğu hem de kayıtlara doğru geçirilip geçirilmediği araştırılır. Amaçladığı hedefler nedeniyle, muhasebe hileleri ancak maddi denetim metodu ile ortaya çıkarılabilir.

Uygunluk ve doğruluk denetimini birbirinden kesin çizgilerle ayırmak mümkün değildir. Uygunluk denetimi dönem içinde yapılırken, doğruluk denetimi daha çok dönem sonlarında gerçekleştirilir.

1.6.2. Aralıksız ve Örnekleme Yoluyla Denetim

Aralıksız denetim, belirli bir zaman aralığındaki bütün işlemlere ilişkin kayıt ve belgelerin ayrıntılı olarak incelenmesidir. Aralıksız denetim yöntemini uygulayan denetçi, denetlenen faaliyet dönemi içindeki kayıt ve belgelerin tamamını inceler. Aralıksız denetim yöntemi nadiren başvurulan, kapsam itibariyle küçük denetim alanlarında uygulanabilen bir denetim yöntemidir (Tekin, Çelikkaya, 2014: 60).

Aralıksız denetim yöntemine zaman ve kaynak israfına neden olduğu gerekçesi ile daha az başvurulmakta; ancak, işlem sayısının az, birim fiyatın yüksek olduğu işletmeler ile küçük işletmelerde güvenli sonuçlar verdiği için tercih edilmektedir.

Vergi denetiminde, konu ve birim bakımından artış yaşanmasıyla, örnekleme yoluyla denetim yöntemine başvurulur. Örnekleme yöntemi, zaman ve maliyet tasarrufu sağlamak amacıyla uygulanan bir denetim yöntemi olarak, muhasebe, belge ve kayıtların tümü değil, belirli ölçülere göre seçilen bir kısmının denetimden

13

geçirilmesidir (Özer, 1997: 305). Ancak, günümüzde vergilendirme işlemlerinin elektronik ortama taşınmasıyla, elektronik araçlar kullanılarak yapılan denetimlerde örnekleme yoluyla denetim yapmaya gerek kalmamış, denetim araçları, bütün birimleri denetimden geçirme imkânı tanımıştır.

1.6.3. İleriye Doğru ve Geriye Doğru Denetim

Denetçiler, seçtikleri bir kıymet hareketini hem ileriye doğru hem de geriye doğru kayıtlarını takip ederek denetimlerini yürütebilirler.

Belgeden başlayıp muhasebe sisteminin aşamalarını izleyerek mali tablolara ulaşan denetim metoduna ileriye doğru denetim denir. Denetim çalışmalarında genellikle ileriye doğru denetim türü uygulanır. Ayrıca defter ve belgelerin eksik veya düzensiz olması durumunda, zorunlu olarak bu metoda başvurulur. Çünkü, düzensiz olan muhasebe sistemini yeniden inşa etmek gerekebilir (Yücelen, 2009: 69).

Geriye doğru denetim ise; bilânço ve kar-zarar tablolarından başlayarak geriye doğru kayıtlara ve belgelere inen denetim metodudur. Vergi denetiminde ilke olarak bu yöntem uygulanır. Önce bilânço ve kar-zarar tablolarına bakılır; tablolarda sonuç hesaplarını ilgilendiren gelir, gider ve bilânço kalemlerinden incelenmesi gerekli görülenler tespit edilerek, bunlara ilişkin kayıt ve belgelere inilerek inceleme sürdürülür (Yücelen, 2009: 69). Bu yöntemlerden hangisinin seçileceği, yapılacak denetimin kapsam ve amacına bağlıdır. Denetçi, denetimleri sırasında örnekleme yöntemiyle seçtiği kıymet hareketini doğuran olaylar zincirinin bir halkasını belirlemekte ve bu noktadan ileriye veya geriye doğru giderek denetimini gerçekleştirmektedir.

1.6.4. Doğrudan ve Dolaylı Denetim

Doğrudan denetim, her bir muhasebe işleminin ayrı ayrı ele alınarak incelendiği bir yöntem iken; dolaylı denetim ise, aynı nitelikteki veya birbirleriyle yakın ilişki içindeki hesaplar arasında karşılaştırmalar yapılarak, bunlar arasında uygunluk olup olmadığının araştırılması, muhasebe işlemlerinin tek tek incelenmesi yerine, faaliyet sonuçlarına topluca bakılmasıdır (Güredin, 2000:102).

Benzer Belgeler