4. VERGĠ DENETĠMĠNDE MÜKELLEF HAKLARI
1.9. VERGĠ AFFI
UzlaĢma müessesi ile mükelleflerin vergi ve cezalarının kısmen ya da tamamen nd r me uğramasını sağlamakta olup, bu n tel ğ yle verg affına benzemekted r. Verg affı, devlet n egemenl k yetk s ne dayanarak kamu h zmetler n n f nansmanı ç n k Ģ lerden aldığı verg , res m ve harçların tahs l nden ve verg lend rme ödev n n zamanında yer ne get r lmemes veya eks k yer ne get r lmes dolayısıyla uyguladığı yaptırımlardan vazgeçmes d r (Edizdoğan ve GümüĢ, 2013: 100). Ancak vergi affı, vergi mükellefleri arasında vergi ödeme noktasında dürüst olmayan mükellefler lehine ayrımcı muamele yapılması Ģeklinde de tanımlanmaktadır (SavaĢan, 2011: 20). Buradaki muamele de yine vergilerde olduğu gibi devletin tek taraflı olarak yaptığı bir muamele niteliğindedir. Dolayısıyla birçok durumda kısa dönemde vergi gelirlerinde bir artıĢ yarattığı için bazen yönetsel zorunlukluklardan baĢvurulan bir yol olduğu gibi bazen de politik nedenlerle baĢvurulan bir yol olarak karĢımıza çıkmaktadır (SavaĢan, 2006: 42). Özellikle seçim dönemlerinde vergi afları bu amaçla da kullanılabilmektedir (SavaĢan, 2006: 55).
Verg afları verg denet m n olumsuz etk lemekted r. Bütün mükellefler n af düzenlemeler nden yararlanacağı g b teor k b r düĢünceden hareketle, verg nceleme- ler ve denet mler b r süre askıya alınmakta ve bu alandak tecrübe ve b r k mler yeter nce kullanılamamaktadır. Sık sık çıkarılan verg af düzenlemeler mükellefer daha sonra benzer düzenlemeler y ne yapılır düĢünces ne sevk etmekte ve verg ödememe davranıĢına yöneltmekted r (YeĢilyurt, 2016: 254).
Vergi afları, ceza sisteminin etkinliği bozacak Ģekilde uygulanmayıp, ceza sistemine tamamlayıcılık niteliği kazandıran bir Ģekilde tasarlanması vergi aflarının
olumsuz etkilerini azaltacaktır. Vergi afları, mükellefler tarafından kaçırılmaması gereken özel ve önemli bir fırsat olarak algılandığında uygulanan vergi afları baĢarıya ulaĢabilecektir. AB üyesi bir ülke olan Ġrlanda‘nın 1988 yılında vergi afları kapsamında baĢlattığı programdan beklenenin üzerinde bir baĢarı sağlaması, sözü geçen yıla kadar ülkede hiçbir vergi affı uygulamasına yer verilmemesine ve sistem dıĢında kalan mükelleflerin, gönüllü uyumu gerçekleĢtirebilmeleri konusunda tek ve son Ģanslarının bu program olduğu konusunda ikna edilmelerinde yatmaktadır (Konukcu Önal, 2011: 182). Türkiye‘de ise vergi afları sıkça baĢvurulan bir mekanizma olagelmiĢtir. Vergi aflarının sık çıkarılması vergi uyumu noktasında mükellefleri olumsuz etkilemekle birlikte ekonomik krizler sonrasında baĢvurulan bir müessese olması nedeniyle olumlu yanları da bulunmaktadır. Örneğin, 2003 yılında çıkarılan 4811 Sayılı Vergi BarıĢı Kanunu‘nun zamanlaması itibarıyla diğer aflardan farklıdır. Mali ve reel sektörlerde yıkıcı etkiye neden olan 1999 ve 200 krizlerinin ardından çıkmıĢtır. Dolayısıyla normal Ģartlarda gönüllü uyum oranı yüksek mükelleflerin ekonomik nedenlerle vergisel yükümlülüklerini yerine getirmemiĢ olabilceklerinden hareketle bu kez çıkarılan vergi affının daha savunulabilir görünmektedir (SavaĢan, 2006: 43).
VUK‘ta yer almayan vergi affına kanunda yer verilmemesinin nedeni mükellefler üzerinde yaratacağı muhtemel olumsuz etkileri önlemektir. Yine aynı sebeple, maliye politikasının yapıcısı olan hükümet, vergi affı politikasını uygularken, bu politikayı vergi affı olarak adlandırmaktan kaçınmıĢtır. Ülkemizde gerçekleĢtirilen vergi aflarına dair kanunlara tasfiye, terkin, tecil, alacakların yeniden yapılandırılması, özel uzlaĢma yolu gibi dolaylı ifadeler kullanılmıĢ böylece vergi affının telaffuzundan uzak durulmuĢtur (EcemiĢ, 2013: 41). Almanya‘da Aralık 2003‘te beyan edilmemiĢ gelirleri kapsayan vergi affı yasasına ―Vergi Dürüstlüğünü TeĢvik Yasası‖ isminin verilmesi bu duruma iyi bir örnek teĢkil etmektedir (SavaĢan, 2006: 54).
Vergi aflarının olumsuz etkilerine rağmen olumlu sonuçlarını gözeten birçok geliĢmiĢ ülke (Almanya, Fransa, Ġtalya gibi) af yasaları çıkararak vergi gelirlerini artırmakta ve tahsil güçlüğünü ortadan kaldırmaktadır (Doğan, 2015: 108). Örneğin 2009 yılında ABD‘ de vergi affıyla birlikte 5 Milyar Dolar vergi geliri elde edilmiĢtir. Benzer Ģekilde Ġspanya‘da 2012 yılında yurtdıĢında bulundurulan ve
beyan edilmeyen varlıklar için vergi affı getirilmiĢtir. Ġtalya 2001- 2003 yılları arası ve 2009 yılı olmak üzere iki defa varlık barıĢı yapmıĢ olup, 2009 yılındaki afla birlikte 80 Milyar Dolar varlığın beyan edilmesine ve 4 Milyar Dolar vergi geliri elde edilmesini sağlamıĢtır (home.kpmg.com/tr/tr/home/gorusler/2016/11/vergi-aflari-nasil-bir-algi-yaratiyor.html, 27.06.2018).
Tablo 12. Türkiye’de Vergi Afları
17.05.1924 Ġlk Vergi Affı
05.08.1928 Elviyeyi Selased Vergilerinin Sureti Cibayetine Dair Yasa 15.03.1934 4530 Sayılı Varlık Vergisinin Bakayasının Terkinine Dair Yasa 04.07.1934 2566 Sayılı Vergi Bakayasının Tasfiyesine Dair Yasa
29.06.1938 3568 Sayılı Arazi Vergisinin Mali Yıl Sonuna Kadar Olan Bakiyesinin Terkinine Dair Yasa
13.06.1946 4920 Orman ĠĢletmelerinin Bazı Vergilerden Muaf Tutulması Hakkındaki Yasa
21.01.1947 5050 Sayılı Toprak Mahsulleri Vergisi Artıklarının Silinmesi Hakkında Yasa
26.10.1960 113 Sayılı Af Yasası
28.12.1961 281 Sayılı Vergi Cezaları Gecikme Zamlarının Tecil ve Tasfiyesine Dair Yasa
23.02.1963 218 Sayılı Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Yasa
13.06.1963 252 Sayılı Spor Kulüplerinin Vergi Borçlarının Bir Defaya Mahsus Olmak Üzere Affı Hakkında Yasa
05.09.1963 325 Sayılı Yasa Kamu Ġktisadi TeĢebbüslerinin 1960 ve Daha Önceki Yıllarına Ait Bir Kısım Vergi Borçlarının Tasfiyesi Hakkında Yasa
16.07.1965 691 Sayılı Belediyelerin ve Belediyelere Bağlı Müessese ve ĠĢletmelerin Bir Kısım Borçlarının Hazinece Terkin ve Tahkimi Hakkında Yasa
03.08.1966 780 Sayılı Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Yasa 28.02.1970 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunuyla Getirilen Af
15.05.1974 1803 Sayılı Cumhuriyet‘in 50. Yılı Nedeniyle Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Yasa
20.03.1981 2431 Sayılı Tahsilatın Hızlandırılması ve Beyan DıĢı KalmıĢ Servet Unsurlarıyla Vesikasız Emtianın Beyanına ĠliĢkin Yasa
02.03.1982 2431 Sayılı Yasaya Ek
22.02.1983 2801 Sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Özel UzlaĢma Yolu Ġle Tahsil
Hakkında Yasa
04.02.1985 Bazı Vergi Kanunlarında DeğiĢiklik Yapılması Hakkında 3239 Sayılı Kanunun Geçici 4. Maddesi
03.12.1988 3505 Sayılı Yasa (Geçici Birinci Madde) 28.12.1988 3512 Sayılı Yasa
15.12.1990 3689 Sayılı Yasa (Geçici Birinci Madde) 21.02.1992 3787 Sayılı Yasa
05.09.1997 400 Sayılı Tahsilat Genel Tebliği 22.07.1998 4369 Sayılı Yasa
06.02.2001 414 Sayılı Tahsilat Genel Tebliği
07.03.2002 4746 Sayılı Yasa Ġle Emlak Vergisi Ġle Ġlgili Af Düzenlemesi (Emlak Vergisi
Yasasının Geçici Madde 21) 27.02.2003 4811 Sayılı Vergi BarıĢı Kanunu
22.11.2008 5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun
13.2.2011
6111 Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılaması Hakkında Kanun
29.05.2013 6486 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun (2. Varlık BarıĢı)
27.09.2014 6552 sayılı ĠĢ Kanunu le Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değ Ģ kl k Yapılması le Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun
19.08.2016 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ĠliĢkin Kanun 11.05.2018 7143 Sayılı Vergi ve Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Ġle Bazı
Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılmasına ĠliĢkin Kanun
Kaynak: Yurdakul, 2013; akt. YeĢilyurt, 2016: 249-251.
Ülkemizde, Cumhuriyetin ilanında günümüze kadar çok sayıda vergi affı düzenlenmiĢtir. Çıkarılan vergi afları kapsamına göre vergi aslını, vergi cezasını, gecikme faizini ve zammını kısmen veya tamamen ortadan kaldıran ve bunlara ödeme kolaylığı sağlayan veya bunlardan daha hafif mahiyette yeni mali yükümlülükler getiren uygulamalar olmuĢtur. Nitekim 1960 öncesi dönem ile 1960 sonrası dönem
içinde uygulanan af kanunları gerek amaç gerekse nitelik bakımından farklılıklar göstermektedir. 1980‘li yıllardan sonra getirilen vergi aflarıyla ilgili düzenlemelerde ise kullanılan yöntemlerin farklılaĢtığı gözlemlenebilir. Bu dönemde yapılan düzenlemelerin sadece vergi borç ve cezalarının affedilmesinden oluĢmayan geniĢ bir çeĢitlilik gösterdiği görülebilmektedir (Edizdoğan ve GümüĢ, 2013: 113).
Ülkemizde bu kadar sık vergi aflarının çıkarılması (ortalama 2,7 yılda bir) vergi denetimlerinin ve vergi cezalarının etkinliğini olumsuz etkilemektedir. Buna bağlı olarak mükelleflerin vergiye uyumunu azaltan bir etki de yaratmaktadır. Vergi aflarıyla ilgili literatürde yapılan çalıĢmalar48 da bunu destekler niteliktedir.
Verg afları ve verg afları sonrasında mükellefler n verg uyumunun artırılab lmes ç n verg affının sık sık tekrarlanmaması, mükellefler n yen b r verg affı yapılacağı beklent s çer s ne sokulmaması, verg kaynakları açısından sınırların bel rt lmes , af sonrası verg s stem nde güçlend r c önlemler alınması ç n gerekl reformların yapılması ve verg ödemey teĢv k ed c düzenlemeler yapılması gereklidir (Tekin vd. 2013: 24).
2. TÜRKĠYE’DEKĠ VERGĠ DENETĠMĠNĠN ETKĠNLĠĞĠNĠN BAZI